14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6TEMMUZ 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Ölümsüzlüğünün Birinci Yılında: 6 Nesin Usta'nın Oyınıları•Aziz Nesin'i gelecek kuşaklara, 2 Temmuz 1993'te kundaklanan Madımak Oteli'nde olanlann belleklere kazıdığı korkunç anıyla değil de insanhğa bıraktığı yapıtlarla ulaştırma yolunda tiyatrocularımızı da yaman bir görev beklemektedir. AYŞEGÜL V ÜKSEL Insanlar. çevrelerindeki insanlann zih- ninde oluşturdukları öncelikli imgelerle tanımJanırlar. Eylem adamı olarak ön dü- zeye çıktıysanız. sizi o özelliğinizle yii- celten toplum karşısında ozanlığınız ikinci düzeyde kalır söz gelimi. Güler yüzlü. kara gün dostu biri olmanız, kom- şulannız için büyük bir düşünür olma- nızdan çok daha önemlidir. Sevecen, eli açık. kafadar bir babaysanız. mesleği- nizde başanh olup olmadığınız küçük çocuklannızın umurunda bile değildir. Eşinizin gözünde pasaklı bir kadıasanız. usta bir ressam olmanız kaç para eder? Sizi büyük bir roman yazan olarak gÖ- ren dostunuz. aşağılık bir zampara olu- şunuzla ilgilenmez bile. Kısacası. önce- likli özelliğiniz çe\renizdeki insanlann size bakışına göre değişir. Gülmece yazan ve düşün-eylem savaşcısı Aziz Nesin gibi elli yıl boyunca toplu- mun gündeminde kalmış -hep kalacak- bir yazın. düşün ve eylem adamının ön- celikli sayılan özellikleri kuşkusuz. sıra- dan bir insanınkine oranla daha belirle- yici olacaktır. Bu özelliklerin ilki yazın yaşamının onu "jıldız" yapan ilk döne- minde "göz kamaştıran"(göz kamaştır- mayı sürdünnekte olan) "gülmece yazar- lığı", ikincisi de yaşamının lüm aşama- lannda sürdürdüğü. özellikle de 12 Ey- lül'den sonra birincil düzeye çıkan "de- mokrasi yolunda düşiin \e eylem savaş- çısı" olma niteliğidir. Bu ıki niteliğıyle ulusal ve uluslararası düzeyde öylesine parlamıştır lci. başka alanlarda ortaya koyduğu eylem ya da başka yazın türle- rinde ürettiği yapıtlar, onun ikincil dü- zeydeki etkinlikleri olarak sayılagelmiş- tir. Nesin'in tiyatro yazarlığı bağlamın- daki deneyimi de böyle bir yazgıya tut- sak olmuştur. Moda deyimle. gülmece yazan "imajı", oyun yazan "imajı"na her zaman baskın çıkmıştır. Oysa Nesin. tiyatro merni yazmayı ne boyutta önemsediğini yazarlık yaşamı boyunca sık sık belirtmiştir. 1976 Nesin Vakfi Edebiyat Yıllığı'nda yeralan. Ce- mal Süreya ile yaptığı konuşmadaki "Oyun, çoğunlukfa \ apıldığı gibi -arada benim de vaptığım gibi- sahneye çıkani- mış öykü değildir", saptamasıyla, 'gül- meceyazarTimajının getirdiği beklenti- leri karşılayan (çoğunlukla daha önce öy- kü ya da roman olarak yazmış olduğu) "Sait Hopsait","Yaşar Ne Yaşar Ne Ya- şamaz", "Toros Canavan" gibi oyunla- nyla. doğrudan dogruya tiyatro sahnesi için oluşturduğu oyunlan arasına biray- nm koymuştur. Nesin. tiyatro yazan kimliğinin bu ikinci rüroyunlaryoluyla belirginleşece- ği düşüncesindeydi. "Tiyatroda neyap- mak istediğimi "Biraz Gelirmisiniz?'le, 'Bir Şey Yap Met\ "Çiçu' anlatmakta- dır". der 1963 te (Günce). 1970'te bu oyunlanna "Düdükçülerie Fırçacılaruı Savaşı"nı ve "Tut Elimden Ro\ni"yi de katmıştır. Yeni bir not düşer güncesine: "Bunlar benim yazarlık ölçüm içinde kendi oyun yazarhğımın büyük senfoni- leri ölçüsündedir." 'Çalgdı-şarkılı' oyunlar Nesin'in. genel olarak "çalgıb-şarkılı" oyunlar olarak nitelediği ve tiyatro yaza- n kimliğinin doğrudan bir yansıması ola- rak görmediği -başka rürdeki yapıtlann- dan uyarlanmış- oyunlarına da yogun emek harcamış olduğu görülür. Oyun yazma uğraşını ne düzeyde önemsediği- ni. "Ojunlanm arasında on beş-yirmi kez vazdıklanm olmuştur" sözleriyle vurgulayan Nesin, bu popüler oyunlan- nı her yeni basımında içerik açısından yenilemiş ve güncelleştinniştir. Taşlama ağırlıklı oyunlann güncel vuruculukla ayakta kalacağını bildiği için bu türün gereğini büyük bir titizlikle yerine getir- miştir. Bu oyunlarda yazann en büyük başansı. toplumca son elli yıldır yaşa- maktaolduğumuzgürülrülüpatırtılı "de- ğişim" serüveninin yüzeysel görüntüle- rialtındaki "degişmezçelİşkileri",yaman zekâsının süzgecinden geçirip, gülme- cenin en incelikli boyutu olan "tersinle- me" (ironi) ile buluşturmuş olmasıdır. Popüler yapıtlannı tiyatro yapıtına dönüştürdü Nesin, oyun yazarlığının özgül biruğ- raş olduğuna inanmasına karşın. popüler olmuş yapıtlannı '•tiyatro yaprtı"na dö- nüştürmekte sakınca görmemiştir. çün- kügeleneksel tiyatromuzun "çokekfem- li" yapısı. "oyunsu" özelliği, "anlatma" öğesini çokça kullanması. "güldürü" ağırlıklı oluşu, "tipleme"ye ve "sözya- nştırma"ya yatkınlığı, Nesin gülmece- sine denk düşen bir tiyarro potansiyeli oluşturmaktadır. Nesin'in, bu potansiye- li degeriendirirken meddah. Karagöz ve ortaoyunu geleneğimizin özelliklerini ti- tizlikle incelediği ve çağdaş sahne anla- tımıyla buluşturmada özenli bir çaba gösterdiği. gerek oyunlanna yazdığı ön- söz ya da tanıtma yazılannda, gerekse oyun metinlerinde yer alan sahne ve ha- reket tanımlannda açık seçik görülmek- tedir. Sanatçılanmızın görevi. Nesin'in bu tiir -seyircı tarafından tutulmuş- oyun- lan bağlamında ortaya koyduğu duyar- lıgı aşındırmamak, her yeni sahneleme- de. yenilenmiş birdramaturji, daha yet- kin bir estetiğe ulaşmayı amaçlayan bir Nesin'den tiyatro üstüne Hem öykü. hem oyun yazarlığında ustaların ustası Çehov "dur benim için. (1975) • • • Roman \e oyun yazmak. bence coşkudan çok ussal bir iştir. (1975) • • * Şimdiye dek sahnelenmiş ya da vayımlanmış oyunlarımın ulusal olmadığı sanılmıştır. Çünkü özellikle tiyatroda ulusalla yerel ve bölgesel birbırine kanştınlmaktadır. (1970) • • • Bir düşüncemi ovundan başka hiçbir türle anlatamavacağım zaman oyun \azı\orum. Bir va/ar herhangi bir konu> u, canı isterse öv kü. isterse roman, senaryo, o\ un olarak \azamaz. (1959) • • • Ovunlarımdakı kişilere... Mateh. Zani. Effer gibi adlar verdiğim için "Kolavca uluslararası olmak istediğinden böyie adJar u>durmuş"dıvenler bile oldu. (1962)* • • • Biz se> irci olarak bir tiyatronun kapısından girerken. divelim "A" isek. çıkarken -A" artı "X" (AX) olmalıvız. Son perde inerken bu o>un ("Biraz (.elir misiniz?") sizleri arttırmışsa mutluvum, arttırmamışsa beceriksizim. ıf962) • • • Çalgılı-şarkılı oyunlann başanlannda \e başarısızlıklarında. yönetmenin, oyuncuların. müzikçilerin payı büyüktür. Bu da oyunun yazan olarak benim çok işime geliyor. Çünkü. seyirci olarak sizler oyunu başansız bulursanız. 14 Ne japavım, >önetmen, muncular, müzikçi beceremediler" diyeceğim. Yoook, o\unu beğenirseniz, o zaman da "Bu oyunu ben yazdım" derim. (1989) sahneleme anlayışı ve kolaya kaçmayan biroyunculuk çizgisinin yakalanmasıv- la. çalgılı-şarkılı oyunlan gündemde tut- mak olmalıdır. ChTinlarını >eterince değeriendirmeliviz Nesin'in tivatroda özgün bir anlatım- la oluşturduğu \e "senfonilerim" dediğı oyunlarla ise seyırcinın tam anlamıyla buluştuğu söylenemez. Bu oyunlaryete- rince çok sahnelenmemiş. sahnelenen- ler de yeterince ilgi görmemiştir. Çünkü bu ovunlarda sevircinin beklentisine va- nıt verecek. "vasalJaşmış". popüler ol- muş Aziz Nesin "imaj"ı vansımaz. El üstünde tutulan biryazara-tıvatro>apıt- lan bağlamında- hem ilgi gösterme hem de onu bu ilgiden yok.sun bırakma çeliş- kisi. olsa olsa :>u ya da bu nedenle yadır- gadığımız sanat yapıtlanndan uzak dur- ma alışkanlığımızla açıklanabilir. An- cak. vazarımızartık aramızda olmadıgı- na v e artık bızi kev i fiendırecek > a da ke- yiflendirme>ecek oyunlar vazamayaca- ğına göre. bize bıraktığı yirmi beş dola- > ındaki oyunu yeterince degerlendirmek durumundayız. Gülmece öğesinin >alnızca aynntısa! birözellik taşıdığı ve Aziz Nesin'in ye- rel ve toplumsal görüntüleri alabildiğine geri düzeve atarak. kendisine özgü bir soyutlamaeylemi içinde. "İnsan'ı "ka- rakter" bovutunda ön düzeye çıkardığı "Biraz Gelir misiniz", "Çiçu", "Tut Elimden Rovni", "Bir Kadın İçin Düet" gibi şiir-ONunlarda, toplumsal yaşamı içindeki "insan"la, dogum ve ölüm ara- sındaki süreçte yaşayan "insan" buluş- turulmuştur. Bu ovunlarda. "Benim için yaşamak çalışmaktır'"diyen Aziz Nesin'in. "çalış- ma" otgusunö birkaç ayn boyutta değer- lendirdiğinı görürüz. "Çalışmak" her şeyden önce yaşamla ve ölümle baş et- menin tek yolu, yaşamın en anlamlı ey- lemi olarak gösterilmiştir. Kusursuzluğa ulaşma çabası -hele toplum yararına bir çabaysa bu- bireyeölümsüzlük. topluma da esenlik getirir. Bu yolda gerekiyorsa ölüm bile göze alınabilir. Öte yandan, kusursuzluğa ulaşma yolunda çalışan ki- şinin bencilliği de göz ardı edilemez: çünkü kendi ölümsüzlüğünü yaratma adına en yakınlannın yaşamından. mut- luluğundân veesenliğinden çalmaktadır. Çalışmayı -hele toplum yaranna değilse- yalnız ölüm karşısında bir avuntu olarak görmenin ölüm gerçeğini yok edemedi- ği de vurgulanır bu oyunlarda. "yalıuz- lık" ise bir boyutuyla huzur \e güvence verir insana; başkalanyla paylaşılama- yan pek çok şey vardır. fnsanlarla kuşku- \u bir birliktelik içinde olmak zordur; ama insansızlaşma da dayanılır şey de- ğildir. Ya kadınlar? Onlarsız ve onlarla hep sorunlar vardır. Amaonlardahaklı- dır. Nesin'in çoğu soyutlamalı oyunların- da birdolu izlek iç içe girerek insan du- yarlığının karmaşık düzeneğinden çarpı- cı. dürüstçe dile getirilmiş çelişkiler su- nar. Toplumsal kimliğinin zaman zaman gizlediği "insanoğlu". Aziz Nesin'den yakaladıgınız izdüşümleriyle yalnız top- lumun bir bireyi olarak değil. insan ola- rak da özdeşlik kurarsınız. Isim veyersoyutlarnasıyla toplumsal, evrensel düzeyde politik ve toplumsal göndermeler yaptığı oyunlan ("Düdük- çülerie Fırçacdar", "Sen Gara Değilsin". "Hazır Ol", "Bir İnsan Başı İçin LçSes- H Üzünç")yanında sev ımli buruk bir fan- tezi olan "HadiÖldürseneCanikom"da Aziz Nesin'in özgün ve özel tiyatro ya- zarlığının ürünleridir. Nesin'in bu özgün tiyatro anlayışı içinde işlediği izleklerve kullandığı biçimsel öğeler büyük bir çe- şitlilik gösterir. Nesin'in metin içindeki sahne ve hareket tanımları da onun ti)at- ronun olanaklannı değerlendirme yö- nündeki titizliğinden ipuçlan verir. Bu nedenle de Aziz Nesin'in oyun yazarlı- ğınıyasallaşmışşablonlarayerleştirmek söz konusu değildir. Tiyatroculann. dra- maturji çalışmasından. sahne-ışık giysi tasanmına ve karakter yorumlanna dek tüm yaslandıklan klişelerden uzak dur- malannı gerektiren. sahnelemesi. başa- nya ulaştırması zor metinlerdir bunlar Tiyatroda yaratıcılığı ön koşul olarak gö- ren. yetkin sahne yorumlanna olanak sağlayabilecek metinler... Aziz Nesin'i gelecek kuşaklara. 2 Temmuz 1993'te kundaklanan Madımak Oteli'nde olanların belleklere kazıdığı korkunç anıyla değil de, insanhğa bırak- tığı yapıtlarla ulaştırma yolunda tiyatro- culanmtzrdayaman bırgöıev.beklemek- tedir. 1Aziz Nesin, kitapları, oyunlan, şiirleri ve bilinmeyen yönleriyle yine aramızdayd 'Sanık sandalyesindeki koca çocuk' • Edebiyatçılar Derneği'nin düzenlediği 'Aziz Nesinli Günler' sempozyumu, Nesin'i pek de bilinmeyen yönleriyle yeniden karşımıza çıkardı. Nesin'i, kitapları dışında özel yaşamıyla tanıyanlar, onun "gizli şairliğinden", duygusallığından, çocuksuluğundan ve 'ashnda hiç olmayan' cimriliğinden söz ettiler. EBRU TOKTAR ANKARA - Kimilerine göre kara mizah ve taşlama ustası. ki- milerine göre gizli şair. kimile- rine göre de zamana karşı at koşturan. hep "yetişebilme" en- dişesi ile çalışan bir yazardı Aziz Nesin. O. yaşadığı döne- min tanıklığını >aparken. çoğu kez de sanık sandalyesine otur- tulan kocaman bir çocuk: eleş- tirirken. eleştirilmekten yorul- mayandı. Kımine göre. onun oluşturduğu savaşımgeleneğine karşın susmak "aptallığı hak et- mek"ti! Aydın olmanın sorum- luluğunu bir gömlek gibi üze- rinde taşırken. yaşamıyla yaz- dıklan arasındaki tutarlı çizgiyi koruyandı Nesin. İşte. o bu yüz- den hep gündemdeydi ve gün- demde kalmaya devam ediyor. Aziz Nesin. ölümünün birin- ci yıldönümünde. kitapları. oyunlan. şiirleri ve bilinmeyen yönleriyle yine aramızdaydı. 'Onun yapıtlanna karşın susarsak; aptahz' Şair-yazar Hüse\in Atabaş, onun askerlik ve hapisane yaşa- mından edindiği disiplinli çalış- maalışkanhğına işaretederken. "Çalışkan. disiplinli, tutarlı. ça- ğına ve geleceğe karşı du\arlı bir insan. .Aziz Nesin, yanm > üzy ıl- dır Türkiye gündeminden düş- meyen. hatta gündem belirleyen bir düşünür. bir eylem adamı. bir sanatçı. .\ziz Nesin, shri. abartılı, aykırı çıkışlanyla top- lum dinamiğini canlı tutnıavı ba- şardı. Onun bıraktığı bunca >a- pıta, oluşturduğu savaşım gele- neğine karşın hâlâ susacaksak. aptallığı hak ettniş olmaz mı- .MZ?" diyor. Atabaş. Aziz Nesin'in. aynı giysiyi belki de 10 yıl üzerinde taşıdığını >öyledikten sonra. onun hıç de sanıldığı gibi cimri olmadığını belirterek. ekliyor: "Pilav tabağında kalan dört pi- rinç tanesi yüzünden adam do- vebileceği söylenttsine degülüp, geçmişimdir. Ama onun, birkaç pirinc tanesini tabakta btrakma- nın emeğe sa> gısızlık olduğu de- ğerlendirmesini du>duktan son- ra. yaşamının 30 > ılında emeği savunmak için sa\aşım \erdiği- ni sanan biri olarak, kendimden utanmasanı da bilisizliğime ha- > ıflandım. .4ziz Nesin, jalnızja- şadıklarıyla değil, vaşamı ile de >aşamın içinde kalan bir ömek insandı. Hem olduğu gibi görü- nen, hem göründüğü gibi olan bir örnek insan." Eleştirmen Feridun Andaç. Aziz Nesin'in ölümünden 6! vıl önce başlayan "gizli şairliğini" dile getirivor. Övkülerinde ve romanlarında toplumun. şiirle- nnde kendi kişiliğinin topoğraf- yasını çıkaran Nesin'in. şairlik yönünün fazlaca açığa çıkarıl- madığına biraz da hayıflanıvor. Andaç. Nesin'in içsel serüveni- ni betimlediği şiirlerindeyalnız- lık. ölüm. yaşama sev inci ve se- vinin işlendiğinı sövledikten sonra. onun. şiirlerinin büyük bölümünü 80 sonrasında yazdı- ğına işaret ediyor ve şöyle de- vam ediyor: "Gittiği her yer, so- luk aldığı her an şiire kapı ara- lar. Sevgi, se\gili üzerine söylene- bilecek sözleri biriktirir, sürekli. İnsana dönüp bakarken, valnız- Jığın. hüznün acılann, sevinçle- rin. pavlaşmanın duvgu yoğun- luğunu vaşar. Bunlann izleri şi- irlerini biçimlendirir. \'azmayı vaşamakla eş tutan usta gülme- ce\azanmızınşiirlerini;öyküle- rine, romanlarına, oyunlarına. denemelerine daha iyi bakabil- memiz için, bize sunduğu bir de- nwt çiçek olarak adlandırmak istivorum..." Andaç. Nesin'in coşkun ço- cuk sevgisini. yaşamayı yaz- maklaeş tutan aydın sorumlulu- ğunu somutlamak için. yine ona. onun şiirlenne başv uruyor: "Öjleacılarçeksem kiçocuk- lar/Sizehiçacı kalmasa/Oyleöi- sem ki çocuklar/Size hiç ölüm kalmasa." "•\azilarla yaşadım/YazıIarla ölüvorum/Beni yazılara koyunJ Sevmeler için yazdım/Sev meler için ölüjorum." Andaç. Tem- muz 1993'teki kanlı Sıvas kat- liamına tanık olan Nesin'in ya- şadığı korku dolu anları dizele- rine taşıdığı "Sıvas Acısı" adlı son şiir kitabının ölüm duygusu- nun voğunluyla örüldüğüne işa- ret ertikten sonra. konuşmasını Ne-ııı . v le noktalıyor: "Bir kara kalabalık/Binlerce bağnaz binlerceyobaz/Başlann- da takkeler sanklar/Sakalla bı- yıkarasından/lstimsalargibiso- İuyorlar/Kuduz saKalan aka- rak/Ölüm ölüm diye uluyor- lar/Yosun tutmuş sivri köpek dişlerini, kirli uzun nmaklam- la biIiyoriar/Çepeçevre çember olmuşlar çevremde/Zil çalan etekleri ayaklanna dolanarak/ Beni öldürme törenine hazırla- nıp/Çevremde dört dönerek/ Sahalı scvinç nağralan atıyor- lar." Öner Vağcı. Nesin'in "so- nımlu aydın" kişiliği üzerinde duruyor ve hep daha iyisi için savaşan Nesin'in yazarlık çiz- gisinin "halkaborçluolma"dü- şüncesinden kaynaklandığını vurguluyor. Eleştirmen Semih Gümüş ile de aceleci ve mizah- çı Nesin'i görüyoruz karşımız- da. Gümüş. onun kara mızahta- ki ustalığını. "Nesin, bazen acı buruklukları da neredeyse kara mizah düzeyine getirir. 'Güleriz. ağlanacak halimize" sözü belki en çok Nesin'in mizah övküle- rinde dilegelen gerçeklereyakış- tınlabilir"sözleriyle özetliyor. Gümüş. Nesin'in aceleci yapısı- na işaret ederken de yine ona başvuruyor: "İçimde hep geç kalmış olmanın. >etişememenin, vetiştirememenin acelesi vardu İşte bu acele yüzünden eserleri- me istediğimce özeni göstereme- dim, daha dikkatli ve ritiz dav ra- namadım. Eskiden çalakalem yazdığım, yazmak zorunda ol- duğum ö\külerimin. romanla- nmın yeni basımlarını vapmıvo- rum; bir zaman bulup bunlan yeni baştan gözden geçirip, dü- zeltip hatta yeniden vazıp orta- ya çıkaracağım." Evdeki Aziz Nesin Ali Nesin. evdeki Aziz Ne- sin'i, imgelerindeki baba Aziz Nesin'i anlattı. boğazında dü- ğüm düğüm olan duygulan da ele vererek. "Babam kocaman bir çocuktu" diyen Alı Nesin. anlatıyor: "Babam hiçbir za- man evinde zekâsıyla. yazarlı- ğıyla övünememiştir. Biz de ço- cukluğumuzda hiçbirzaman bir yeteneğimizle, bir başanmızla övünemedik. Bu aile terbivemiz, büyüdükçe,dış dünyavı daha iyi ranıdıkça >e ailenin etkisinden çıktıkça vavaş vavaş kaybolmuş olabilir, ama çocukluğumuzda öyleydik. Ne annem, ne de ba- bam çocukluğumuzda bize övünmesini öğretmediler, sınıfı- mtzı geçtiğimizde, bir başan ka- zandığımızda bizi ödüllendir- mcdilcr, hatta bir "aferin" de- diklerini bile anımsamıyorum. Bunun tersi de doğrudur, başa- nsız olduğumuzda herhangi bir ceza görmedik ve başansız ol- duk diye de kimseden utanma- dık. Öfümünden bir-iki hafta ön- ce kalp rahatsızlığtndan kaldı- nldığı hastanenin koridorunda hüngür hüngür ağlayan bir de- likanlı görmüştü. Delikanlının perişan hali kendisine çok do- kunmuştu. Kardeşim Ahmetde yanımızdaydı. 'Ya anasını ya da babasını kaybetmiştir zavalh" dedi odaya dönüp bize gördüğu- nü anlattığında. Öldüğüm za- man sakın ola ki herkesin önün- de böyle ağlamayın. Kendinizi o güne hazırlayın, önünde sonun- da nasıl olsa bir gün öleceğim. Ben bu yaşta bile babamı düşün- düğüm zaman gözlerim \ asarır, ama yalnız başımayken, herke- sin içinde değil. Babamın bu va- siyetini ne va/ık ki, tutamıyo- rum. Elimde değil." Aziz Nesin. borçlu olduğunu hiç unutmadığı halkının yaşamı- nı, sorunlannı anıtlaşan yapıt- larla ortaya koyarak geçti dünya- dan. Kimi yerde suçlanarak. taş- lanarak! Ama yaşamın heryanı- na birdüşünce gibi akarak... DUŞUNCEYE SAYGI MEMET FUAT Yazınsal Kişilik Yazılarını okuduğumuz bir yazarı merak eder. re- simlerine bakmak, ya da olanak varsa bir yolunu bu- lup kendisini görmek isteriz. Oysa bir insanın kişiliğini anlama bakımından dış görünüm çoğu zaman aldatıcıdır. Ama okurun istediği de, bir anlama değil, asbnda bir sağlamadır: Yazılarını okurken kafasında yarattı- ğı yazar kişiliğini, hatta görüntüsünü sağlama... Hiçunutmam.birokurbeğenmediğinisezdırenbir edayla bana: "Sizi esmer sanıyordum," demişti... Yazınsallığın dışına taşacak kadar güçlü olan bu merak, okuma sürecinde başlıyor. Onun için de yazarlann bir kendi gerçek kişilikleri, bir de yazınsal kişilikleri var. Okur olayları ele alışına. anlattığı ınsanlara, arada söylediklerine bakarak yazara bir kişilik yakıştırıyor. Yazdıklarında birtakım ipuçlan buluyor. Ayrıca bir ya- pıtı yorumlarken nasıl katkıda bulunuyorsa, kafasın- da yazann kişiliğini çizerken de öyle katkıda bulunu- yor. Demek ki yazann yazınsal kişiliği okurdan okura değişebilir. Yoruma açık yapıt, yoruma kapalı yapıt ayrımına benzer biçimde, yazarlarm yazılannda kendilerini ele verişlerine göre, yazınsal kişiliği yoruma açık yazar- lar, yoruma kapalı yazarlar ayrımı da yapılabilır. Konuyu çok kanştırmamak için şairlerden örnek vererek konuşalım. Bir şairin kendi başından geçmemiş olayları anlat- masına herhangi bir engel yoktur. Kendi yaşamadı- ğı duygulan da işleyebilir. Çok düzenli bir aile yaşamı vardır, şiirlerinde sürek- li serüvenlerden, içkiden, aşklarından söz eder. Böyle bir durumda şairin gerçek kişılığiyle yazın- sal kişiliği arasında ister ıstemez büyük bir tutarsız- lık görülecektir. Hele çeşitli kişilerin ağzından konuşan bir şairi dü- şünün. Şiirlerinde kılıktan kılığa giriyor. Hiç evlenme- miş, ama karılarının adlannı sıralıyor. Bir bakıyorsu- nuz işçi, bir bakıyorsunuz öğretmen olduğunu söy- lüyor. Daha bunlar gibi okuru yanıltacak bir sürü bir- birini tutmaz bilgi var yazdıklarında. Böyle bir şairin yazınsal kişiliği, gerçek kişiliğine uy- mamak bir yana. okurlarının dikkatsizliği oranında çeşitlenecektirde... Kendini hiç ele vermeyen. düşüncelerini. duygu-. larını örten, saklayan, şiiri sözcüklerın somut dünya- sında imgelerle oynanan bir oyun olarak gören bir şa- irin yazınsal kişiliği ise yorumların da ötesinde. ger- çek kişiliğinin kınntıları üstüne kurulan yakıştırmalar niteliğini aşamayacaktır. Bir de özü sözü doğru bir şair düşünün. Şiiri dü- şüncelerini, duygularını başkalarına iletme aracı ola- rak görülüyor. Renklı, ilginç bir yaşamı. toplumsal alanda bir kavgası, kişisel dünyasında ise fırtınalı aşklan, kısacası. anlatacak çok şeyi var. Böyle bir şairin gerçek kişiliğiyle yazınsal kişiliği bir- birine yakın olacaktır. Birçok durumda okur şairin ya- şamıyla ilgili bilgileri yapıtlanndan alacak, başka ile- tişim kanallarından gelen bılgilerle uyuştuğunu gör- dükçe onların doğruluğuna güvenecektir. - Ama ne kadar açık, aydınlık, özü sözü doğru bir kişi olursa olsun, yazann gerçek kişiliğiyle yazınsal kişiliği tam olarak çakışmaz. Bu çakışmayı engelleyen öğeleri yazar, yapıt, okur diye üçe bölersek: Yazar gerçekçi, düz anlatımlı, kendi yaşadıklann- dan söz eden bir insan da olsa, öncelikle bir kurma- ca kişisidir. Yalın gerçeği olduğu gibi aktarırken bile kurmacanın olanaklannı göz ardı edemez. Yapıt gerçeği aktarma gücü sınırlı bir araçtır. Kul- lanan ne yaparsa yapsın gerçeğin yazıya sığmayan yanlan hep dışarda kalacaktır. Okur kendi algılama yeteneği, yaşantısı. dünya gö- rüşü, çağnşımlanyla çevrıli bir yorumcudur. Okuma eylemine mutlaka katkıda bulunur. Onun için de kendini bütün yönleriyle olduğu gibi yapıtına koyduğu düşünülen, açık sözlü bir yazann bile yazınsal kişiliği. gerçek kişiliğiyle çakışmaz. Nesin'den geriye kalanlar İZMİR (AA) - 6 Tem- muz 1995'te vitirdicimiz Türkiye'nin en üretken ya- zarlanndan Aziz Nesin'in yapıtlan, ölümünden sonra da en çok satanlar listesın- den inmedi. 82 yıllık yaşamına 110 kitapsığdıran ünlüjazann 90 yapıtı halen piyasada satılıvor.Arkasında kıtap haline getirilecek önemlı bir malzeme bırakan Ne- sin'in 111. kitabı dageçen ay pıyasaya çıktı. Yazann oğlu ve Nesin Vakfı Yöne- tım fCurulu üyesi Ahmet Nesin, vazann kitaplannın heryıl yeni baskılannınya- pıldığını belirterek "Onun üretkenliğini akıllar al- maz... Basılanlar kadar, notlar halinde bulunan 1200 dosya var. Nesin Vak- fı'nda kitap haline gelmevi bekliyor. Buniar zaman içinde kitap olacak.Önce güncesiv le başladık.Birinci cilt bir a> içinde 4.basıma ulaştı ve 8 bin sartı.Oaha ikinci cilt çıkacak. Eski ya- zı ile yazılan günce> i Türk- çeleştirmektezorlandık. Bu kitap, yazann kendisivlc hesaplaşmasıdır. Bu günce Nesin'in birfilozofolduğu- nu orta>a çıkarıvor. Bu ne- denleçok önemli. Okurdan büyük ilgi gördü." Aziz Nesin ve kemalTa- hir'iıı 195^yılında kurduk- lan. daha sonra çev,ıtlı ne- denlerle kapanan "Düşün Yayınevi"ni venıden faalı- yete geçiren Ahmet NeMn. yazann ölümünden sonra "Ali Nesin ve Aziz Nesin Mektuplaşmalan" ve ".Aziz Nesin \e Tahsin Sa- raç Mektuplaşmalan"nı 4 ciltte topladı. Düşiin \a\\- nevi, vazann kendi elyazı- sı ile yazdığı güncesıni ise 3 kitap halinde basacak. Aziz Nesin'in kitapları- nın basımını üstlenen Adam Yavınlan Genel Ya- vın Yönetmenı Semih Gü- müş de yazann kitaplannın ölümünden sonra da sat- maya devam ettiğını belir- terek . "Eskiden ne kadar satılıyorsa şimdi de 0 kadar satılı\or"dedı. Gümüş'ün verdiği bilgilere göre yaza- nn şimdiye kadar en çok satan kitabı 26 baskı yapan ve yaklaşık 200 bin satan "Şimdiki Çocuklar Hari- ka". Aziz Nesin'ın kitap- larından elde edilen gelir Nesin Vakfı'nabırakılıvor. BUGUN • 24. ULUSLARARASI MÜZİK FESTİVALİ kapsamında saat !9.00"da Aya Irini Müzesi'dc Zurich OdaOrkestrasf nın konseri yeralıyor. • 3. ULUSLARARASI C.AZFESTİ\ALİ nde saat 21.00'da Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi'nde 'Laura Mckennitt' konseri. AKM Konser Salonu'nda ise saat 18.30'da "Asia Minor" konseri yeralıyor. • RUMELİ HİSARIkonserleri kapsamında bu akşam saat 21 .OO'da Cem Yılmazın gösterisi yer alıyor. • KABALCI KİTABEVİ'NDE Saat 14.00-16.00 arasında Emre Kongar'ın imza günü ver alıyor. • TARANTA BABU KÜLTÜR \ E SANAT NfERKEZİ etkinlikleri kapsamında saat 19.00-21.00 arasında "Sivas'ı unutmadık. 37 Can'ı Anıyoruz' adlı | anma programı yer alıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear