Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 6 TEMMUZ 1996 CUMARTESİ
12 ARAŞTIRMA / ANKET
C a z e t e c i l e r h a b e r v e y o r u m l a r ı n ı y a z a r k e n n e k a d a r ö z g ü r l e r ?
Gazeteciye 'patron' engeliORHAN BtRSALl
Anket sonuçlarının değer-
lendirmesini yaptığımızda,
"Haber yazımında nesnel
gerçeği \e ola\ı, \orum yazı-
mında düşündüklerinizi ol-
duğu gibi vansıtmak isterken
karşılaştığını/ engeller oldu
mu / olınor 0111" ilk sorusu-
na. gazetecılerin yaklaşık
vüzde 59'unun evet yanıtını
verdiğinı görüvoruz. Gazete-
cilerin çoğu. özgürlüğü kısıt-
layıcı bır ortam içinde çalış-
tıklarını açıklı>orlar. Bundan
sonraki sorular. bu kısıtlayı-
cı nedenleri araştırma ama-
cını taşımaktadır.
Anketin 17
soruyu kapsa-
van B böliimü. gazetecınin
doğrudan etkileşim içinde
buîunduğu çe\resini kapsı-
>ordu. Bu bölümdeki sorular. gazetecı-
nınçatışabıleceğivasamaddelerıni. dev-
let örgütlerini. toplumsal ilişkılerini \e
gazetecınin doğrudan kendı çıkar ilışki-
lerinı soruşturuyor ve bu saydıklanmızın
gazetecinın vazma özgürlüğü üzerinde-
ki etkilenni araştırıyordu.
5 büyük engel
Bu bölümde yer alan 17 soruya veri-
len yanıtlan toplam olarak değerlendir-
diğinıizde. gazetecilerin haberlerini ger-
çeğe uvgun vazmakta. düşüncelerini öz-
gürce dile getirmekte karşılaştıkları en
büvük 5 engelin şöyle siralandığını gö-
rüyoruz:
1. Ele aldığı konuvla patronunun ve
veva gazetesinin maddi \eva mane\ 1 iliş-
kisi içinde olmasi: Yüzde 39 (20 e\et).
Ekbilgi: Bukonudamuhabirveyazar-
lar hemfikirler. Ancak genel yayın mü-
dürlerı bu engeli, sıralamanın daha aşa-
ğılannda göriiyorlar.
2. Terörle Mücadele Yasası'nın ilgili
maddelerinin tehdidi: Yüzde 35 (18
• Ankete katılan
gazetecilerin yüzde
59'u haber veya
yorum yazarken
özgürlüğü kısıtlayıcı
bir ortamda
çalıştıklarını
belirtiyorlar.
Gazetecilerin
haberlerini gerçeğe
uygun yazmakta,
düşüncelerini özgürce
dile getirmekte
karşılaştıkları en
büyük engeller,
patronun çıkar ilişkileri
vedevletinyasakları.
ğun dış baskılar altında sür-
dürmek durumunda bırakıl-
maktadır. Böv le yoğun bas-
kıların olduğu dönemlerde.
gazeteciler arasında mesleki
bakımdan verilenfirelerinde
fazlaolmasınıııeşyanıntabi-
atına uvgun olduğunu anını-
satmak gerekır.
Diğer etkenler
evet).
Ek bilgi: Yazarlar. terör yasalannın
tehdidini ikinci sırayayerleştirirken nis-
peten daha genç yaşta olan muhabirler.
terör tehdidini 6. sıraya koydular.
3. Gazetenin siyasi \e ideolojik tutu-
munun sınırlayıcı etkisi: Yüzde 33 (17
evet).
4. Devletin açık ve gizli örgütlennin
yasal olmayan airişimlerinden korku:
Yüzde 29.5'(15 evet).
5. Diğer ilgili yasa maddelerinin teh-
didi: Yüzde 27.5(14 evet).
Patron ve devlet
Gazetecinin mesleğini özgürce icra et-
mesinin önündeki en büyük 2 engel. pat-
ron ve devlet olarak çıkıyor. Gazeteci.
maddi çıkarlarını dışa karşı koruma ve
kollama zorunluluğu ile karşı karşıya bu-
lunduğunu bırakıldığını veya bu duru-
mun. kendisine oldukça güçlü bir şekil-
de hissettirildiğini (yüzde 39 ve yüzde
33) görüv/or ve bundan rahatsızlığını di-
le cetirivor.
Gazeteci, öte yandan dev letin de bas-
kısını teninde duyumsamaktadır. Gaze-
te patronunun çıkarları ile düşünce öz-
gürlüğünü sınırlayan anti-demokratik
yasalar ve devletin kendisi. gazetecinin
yazma özgürlüğünü sınırlamada el ele
gidiyorlar.
Gazeteci. toplumun gözünün en çok
üzerinde olduğu kişilerden biridir. Çün-
kü gazeteci, toplumda sürekli v e her gün.
bir iletişim aracı görevini yerine getirir.
Haber taşıyıcıdır. Bununla kalmaz. uz-
manlaştığı konularda >orum vaparak
toplumda fikiroluşmasınakatkıdabulu-
nur. Her şeyi didikler.
Bu nedenle gazetecınin. hele Türkive
gibı sık sık orman >asalannın egenıen ol-
duğu ülkelerde baskı altında girmesi. çe-
şitli etkilenmeler altında mesleğini sür-
dürmesi normaldir. Gazeteci. irili ut'ak-
lı hertürlü baskıyı üzenndehissedebilır.
Maaşını veren patron. acil çıkarlan söz
konusuolduğunda gazeteciyı yönlendir-
meye çalışmaktadır. Demokratik olma-
yan bir devlet yapısı \e anlayışını sürdü-
renlerin baskılan. çeşitli odaklar. gaze-
teciyi hep etkilemeye çalıı>ırlar. Bu etki-
leme çabalannın. bazen gazetecıvi öl-
dürmeve kadar uzandığını da bılıyoruz
Anket sonuçlarına baktığımızda. ga-
zeteci. vıne de en çok etkilenebileceği
konuları bıle (patronun çıkarları. devlet
baskisi) > üzde 40" ın altında tutmaktadır.
Ancak etkileme oranları vüzde 4(J'lara
varan bu engeller. gazetecinin üzerinde-
kı büyük baskıları göstermektedır. Gaze-
teci, objektifhaberciliğini ve özgürce yo-
rumunu vapmaktaöııemli cngellerlekar-
şı karşıya bulunmaktadır. Bu baskılar.
gazeteci için havati dereccdcönemlıdır
Patron. gazeteci} 1 kapı öniıne kovabılır
ve ekmeğıııdeıı edebılır.
Hele sendıkasızlığın vaşandığı ve
mesleki çıkar ve davanışmanın gazete
patronları tarafmdan tamamen ortadan
kaldırılmaşa çalışıldığı günümüzdc. ga-
zeteci daha bir valnız vesavunmasız dıı-
rumdadır Anti-demokratik vasalar ve
devlet örgütlerinden gelcbilecek vasal
olmavan ginşimlerde gazeteci için lıa-
>at\ tehditlerdır.
Herdurumda nazeteci. mcsleüini vo-
İlk beş engellev ici etkenin
ardından etik kuralların (vüz-
de 19.6: 10 evet): siyasi terör
odaklarının (>üzde 17.5; 9
evet): gelenek. göreneklerve
genel vargıların; ideolojik.
sosyal ve dinı engellerin;
mafva odaklarından korku-
11un geldiğinı görüvoruz. Ga-
zeteciler. "fîkir ve duvgu ya-
kınlığı". "\akın dostların ve
>akın çe\renin hatırı" gibi konulardan
düşük düzevde etkilendiklerini açıklı-
vorlar. Burada dikkat çekilmesi gereken
bir nokta. gazetecinin. daha çok kişisel
veözeletkılenmelen engellensoruştu-
ran anketin bu B bölümündeki sorulara
verdiğı puanların. vüzde 40"ın altında
kalmasidır
Gazeteci. kendisinı çevreleşen bütün
olumsiız koşullara ve basinda görülen
olumsuz genel gidişe rağmen kişiliğini.
göniîlennı. mesleki ilke ve ahlakını ko-
rumava da çalışıvor. Gazetecinin haber
ve vorıımunu bu etkilenmelerin nıüm-
künolduğuncadı^ındatutmaçabasını ve
isteeıni de anket soıuıçları cöstermekte-
dır.
TEŞEKKLR
Ankcıın vöntemim belirlemede bilim-
st71 anlımtannıgönliiğüm veelt'fiirile-
riııı uhlığım Pn>( Dr. Yılmaz Esmer ve
Prof. Dr. Hasan i'azıcı'va. u\nca
gıizı'teciliTİn cmınmasmda\L' sorulann
jak\lanmu\ındu vanhmcı olan Tüles
Ha\demir V tcsekkür cdcnm
GAZETECİLER GÜNAH KEÇİSİ YAPILMAK İSTENÎYOR
Tehlikeli ürmanış;
basında tekefleşmeGazetecilik. çeşitli anketlerden ortaya çıkan so-
nuçlara göre itibarı en hızla düşen mesİeklerden bi-
ri. Gazeteler. toplum katında güven yitırmektedir. Bu
itibar ve güven yıtiminin suçunun, öncelıkle gaze-
tecilerin omuzlanna yıkılmak istendiği de görül-
nıektedir. Gazeteci. basının \e toplumun günah ke-
çısi yapılmak isteniyor.
Anketimiz ise gazetecinin üzerindeki baskılann
özelliklerinı veadreslenni ortaya çıkarmaktadır.Ni-
tekım gazeteci de bunun farkındadır ve anketin ~ne-
denleraradığı" D bölümdeki sorulara verdiğiyanıt-
larda da bu apaçık görülüyor. Anketin toplam 32 so-
ru içinde en çok i>aret alan sorulan da bu bölümde-
dır. Bu bölümde vönelttiğimiz soru şövleydi:
"Bugün gazetecinin ö^;ür haber ve yorum yaz-
makta karşılaştığı engellerin \e> a kendinidaha az öz-
gür hissetnıesinin kökeninde. sizce hangi >eni top-
lumsal, mesleki \e siyasal gelişmeler \armaktadir?"
Gazeteciler kendılerıne sunduğumuz 10 seçenek
arasında 1. sıraya "basındaki tekelleşme"> i (vüzde
74.5: 38 kışı) oturttular.
2. Mrada ise mesleklerine. kendilerine yönelttik-
lerı büvük bıreleştirivi görüvoruz: "Bazı gazeteci ve
va/arların mesleki başarılan için iktidar odaklarına
sürekli yakın olmav 1 tercih etmeleri" (yüzde 72.5:37
kışi).
3. sırada ise bu deformasyona yol açan neden bu-
lunuyor: "İktidarların, gazeteci / yazarlarla özel iliş—
ki geliştirme. önemli \e özel haber \erme politikala-
n" (vüzde "0 5: 36 kişil.
Basın mesleği içinde iktidar lider gazeteciliği
yenı değil. Geçmiş zamanlarda da hükümetlerin ve-
ya liderlerin ne düşündükleri, onlara yakın duran
kalemlerın yazılanndan okunur ve bilinirdi. Ancak.
Özal dönemiyle birlikte bu kulvarda çok hızlı bir ge-
lişme oldu, konut ve köşk yazarlığı mesleği ortava
çıktı. Öv le ki, liderlerden gece >ansı telefonlar bek-
lenir oldu. Bu tür yazarların. gecenin saat birinde ör-
neğin Özal'ın kendisini aradığını övünerek yazma-
ya başladıklan görüldü.
Bu iç içelikten iki tarafın da yararlandığı açıktır;
gazeteci "haber \ererek" ve "gündemde kalarak"
kariyer ve "önemli gazete-
ci" özelliği kazanmakta: si-
yasal odaklar da uygun
gördükleri yer ve zaman-
larda kamuoyunu etkileyi-
ci ve yönlendirici açıkla-
malannı, fazla bir süzgeç-
ten geçirmeden bu kanal-
lar aracılığıyla yapmakta-
dır. Tabii bu kanal, bir ga-
zeteci vazar olduğu gibi.
gazete yönetiminin bizzat
kendisi de olabilmektedir.
Bu sonuçlardan da gö-
rüldüğü gibi gazeteci, ken-
di mesleğinin geleceğinden
duvduğu kav/gıyı açık yü-
reklilikle belirtiyor. Gaze-
teci. tekelleşme süreci ile
basın patronlannın tican çıkarlarının giderek ön pla-
na çıkmasından rahatsızlığını dile getirirken. bazı ga-
zetecilerin siyasi odaklarla sarmaş dolaş durumun-
dan da büyük* rahatsızlık duymaktadır.
Muhabirler cephesi
Ankete. sadece muhabirlerin gözüyle bakacak
olursak, muhabirler. mesleklerinde en tehlikeli ge-
lişme olarak. bazı gazeteci ve yazarların iktidar
odaklanylageliştirdiklen buözel ilişkileri görmek-
te ve tekelleşme eğilimini ikinci sıraya ıtmektedir.
Köşe vazarlarının ise iktidar odaklarının özel haber
verme politikalarıyla tekelleşmeyi başat tehlikeli
eğilim olarak gördüklerinin de altını çizmek gere-
kir. Gazeteci, kendisini dördüncü kuvvet v apan özel-
liklerin tehdit altında olduğunu ve erozyona uğ-
radığını görmektedir.
Basın toplumda hızla itibar yitirirken, gazeteciler, özellikle de muhabirler siyasi ik-
tidar-basın yakınlaşmasından rahatsızlık duyuyorlar. (Fotoğraf: ERZADE ERTEM)
ONUK YAZAR / SEVGi ÖZEL
Keşke sorumluları. televizyondakı "Temiz Eller'
izlencesinin adını 'Temiz DiÜer / Temiz EUer1
diye
değıştirebilseler... Düşüncesı temiz olmayanın. eli
temiz olur mu? Düşünce temizliği her şev in başıdır,
dile de v ansır, ele de... Düşünce kirliliği bir kez baş-
ladı mı. ne sabun ne su> la arınır. Üstelik bulaşıcıdır
ve ölümlere yol açacak denli tehlikelidir. Hırsızlar.
\airguncular çalıp çırpmayı. can alıcılar öldürmeyi
önce düşünürler. Düşüncede kirlenme. bireylerde
başlar. v av ıldıkça yayılır. bir bakarsınız ki. topİumun
bütününüsarnermiş... Insan ayaklarıvla değil. -
ba-
şı'yladüşünür. 'Baş'taki kirlenme. tepedenaşağı in-
er. Ne el kalır ne bacak ne ayak...
Sevgili Muzafferİzgüsıksıkanlatır tbibigin >TJ-
vası çok kirli olur. pis pis kokarmış. Bir gün yavru-
ları, "Ana, başka bir\u\a bulalım kendimize" diye
valvarmışlar. Ibıbik. vavrulanna gülmüş. "Sizdebu
kıç varken. nereye gitseniz olacağı bu, oturun otur-
duğunuz>erde" demiş. Fıkra bu. ancak birçok ata-
sözünü. övküvü. masalı anımsatıyor. Demek kı. geç-
nıişte de toplumlar ibibik gibı. vaşadıklan veri kir-
letmış. kokutmuşlar ki. bilge kişiler sözü esirgeme-
mişler. Kuşkusuz bedelini de ödemiş, kendilerine
doğruyu söyleyecek onuncu köy aramışlar. Keşke
doğruyu >öyledikleri ilk köyde kalmakta dırensey-
Temiz Diller / Temiz Eller
mişler... Çünkü bu ilk köy. onu kirletme yarışına gi-
renler kadar. korumakta direnenlenn de köv ü.
Ülkemiz hızla kirleniyor. aklın yerini "kurnazlık'
alıyor. Bu kirlenme. birkaç yılda oluşmadı. Adeta
ibibiklerle yanşıldı. herkes aynalara bakmayı unut-
tu. •Köşedönme'öylesinegözleri.gönülleri çeldi ki.
"Haram helal ver Allahım / Garip kulun yer Alla-
hım". çocuklann bile yakanşı oldu.
Bilinün yerine dogma
Eğitim dizgeleri çoktan çöktü. Eğitim. kurumla-
nyla. kurallanyla kirleniyor. Ekonomi kirli. karapa-
ra emeğın ımiğini sıktı neredeyse. Çevre kırlı. siva-
set kirli. 'dosya' sözcüğü. anlam değiştirdi, 'yolsuz-
luk'lan çağnştınyorartık. Aklın öncülüğü. bilimsel.
sanatsal verilerin gerçekliği. uygulayımbilimin ka-
tıklan bir >ana bırakıldı. toplum 'öte dünya' hazır-
lığına sokuldu. Dogmalar. 'bilim / bilgi' iîe yer de-
ğiştirmeye başladı. Bunların hiçbiri dün olmadı.
Türk- Islamsentezinin. Atatürkdevrimlerini dışla-
yarak eğitimin özüne inmesi. üç beş yıllık iş değil.
"Atatürkçülükibadertir"divenler. Atatürk'üvedev-
rimleri. eğitimin özünden kazıvacak her türlü yatı-
nrnı besledi. destekledi. Eğitim ve kültüni vönlen-
dirmekle görevli kılınanlar. bunların egemen oldu-
ğu kurumların altı iistü oyuldu. Öylek i dün karşı
devrimcileri destekleyenler. bugün kendi bü> ürtük-
leribiranlavıştanürkeroldular. 'Adildiizen'nedcn-
li inandıncıysa 'millnetçimuhafazakâr'lık daoden-
lı inandırıcıdır. \e demek "nıillivetçi muhat'a-
zakâr"lık* Türkçesıııı düşünmek bile ulanakMZ.
'uluscu tutuculuk'un anlamı. içeriği ne olabilır ki'1
'Adildüzen'nerede beslendi. palazlandı da ııasıl or-
taya çıktı: neden düşünülmez hıç. Bır kışı va da ku-
rum. hem ulusçu. ukistan yana olacak lıem 'muha-
fazakâr'.vani 'tutucu' hem 'çağdaş' olacak hem de
Atatürkçü! Hangı düşünce dizgesıne oturtulabılır
bu savsöz0
(,'oğunluğu salt okur-\azarokııı bırtop-
lumlumda. elbette "ırk'a ve 'din'e dayalı bır "milli-
yetçilik'e ve bunun davandığı. gerektığinde Kııran
bayrak edebivatının açıklaması olan "muhafaza-
kâr'lığa "o\' verilir. Eğer yüreklilikle anlaiılırsa bu
toplum. bunun Atarürk'ün ulusçuluğu ile aynı olma-
dığını. pekâlâ kav rar. Düşünce kirliliğini yok etme-
nin. Atatürkçülüğün coşkusunu. çağdaş bilim v e sa-
natla desteklemenın tek çıkar yol olduğunu da...
K.im kiminle çatışıvor. kim kimler için 'dosya'lar
hazırlıyor, kimler kimileri en çok 'yolsuzluk", göre-
v i kötüye kullanmakla suçluvor? Kimlerin malvar-
lığı söz konusu edilişor? Türkiye'nin gündemini
yalnızca bunlar dolduruvor. Düşünce kirliliği öv le-
^.ine aldı vürüdii ki. elbette dilıne de vansıyacak in-
sanlann. İşte kitle ıletişim araçlannın. politikacıla-
rındurumu.dili! Mahkemelerbunlararasındaki da-
valarla vüklü. Dokunulmazlıklar. düşünce kirliliği-
ni kapatamıvor. Bir 'çamur.çamurlaşma'siireci baş-
ladı ki, ibibik vavruları bıle kendi yuvalannı terte-
mızgörüvorlardır. K.imılerinin Osmanlıcaözlemle-
rinııı altında vatan da bu olabilır belki. ne düşünüp
nc ev ledıklerı anlaşılmasuı dıve...
Düşüncesi temiz olaııın dili de eli de temiz olur.
Bu iilkev 1. buııca olumsıızluğa karşııı. ıçerıde. dışa-
rıda avakta tutan. tertenıı/ düşüncelennden başka
varMİIığı olmavanlardır. Herkes. her kurum kolları
Mvamaîıdırartık. Ortalık bır günde ak pak olmaya-
cak elbette. Ama çocuk ve gençlerımızin geleceği
için gerekli bu temizlik! Onlara başka yuvalararat-
mamak ıçın... Aydınlık. aydınlanma için!..
POLİTİKA VE OTESİ
MEHMED KEMAL
Aspirin Yetmez...
Oktay Ekinci dostumuz çok 1yi bilir, her kentin bir
nâzım planı vardır, başta Istanbul'un; kaç kez çizil-
miştir, kaç kez bozulmuştur. Çıkar oyunları bu nâzım
planlar bozularak oynanmıştır.
Bir zamanlar istanbul'un bir nâzım planı (birçok)
vardı. Bir "nâzımplan bürosu" kurulmuştu. Ne kadar
mimar, ressam, şehircilik uzmanı varsa burada top-
lanmıştı.
Sonra gelenler geldi, gidenler gitti, bu büroyu da
darmadağın ettiler. Güzelim "Beyazıt Meydam"n\ bu
hale sokanlar onlardır. Sarıyer ormanlarını yakıp villa
yapanlar da bunların çocukları. Şimdi Karadeniz kı-
yılarına uzanıyorlar. Dahası var. Boğaz Köprüsü'nün
Anadolu yakasını bir villa cehennemine çevıriyorlar.
Şimdi cennet gibı görünüyorsa, ılerde ne mene ce-
hennem olduğu iyice anlaşılacaktır.
ŞaırSunay Akın, bir "güzel şakalar" mimarıdır. Ha-
tırdan çıkmaz şakalar bulur. Oturmuş "Istanbul'un
nâzım planı" diye yazmış. Yanına da Nâzım Hik-
met'in Rusça basılmış bir pulunu yaptıştırmış. Altın-
da da bir "Kız Kulesi" duruyor. Bu Kız Kulesı bugün-
küne benzemiyor, daha atak, daha acar.
Sözlükte nâzıma baktım (Mustafa Nihat Özön'ün
Osmanlıca-Türkçe sözlük), şöyle:
Nâzım (nâzıma) A. s.
1 düzenleyen
2 nazım haline koyan, manzume yazan
nazım-i menazımı-i umur-u cumhur
halkın işlerini sıraya koyan, düzenleyen
3 (Fiz) düzengeç
4 (Mat) normal
Bir de nazm var, sıra tutan
Vezinli kafiyeli söz.
Öztürkçesi var: Koşuk deniyor. Serbest nazım ye-
rine serbest koşuk dıyenler de çıkıyor. Bunların ara-
sında llhan Berk de var.
Şair llhan Berk'ten bir mektup aldım. Hiç kart bas-
tırmadığını söylüyor. "Ancak dış ülkelere çağrılmaya
başladığımda oğlumun bilgısayannda hazırlaytp, adt-
mı, adresimi yazdığım birkareye sıkıştırdığım birkart-
vizit vardır."
TV'de (müstakbel Başbakan) Necmettin Erbakan
hükümet programını okuyor. lacilerini giymiş, sarı bo-
yunbağını bağlamış. Nedense. gözalıcı renklerden
oluşan boyunbağı bağlıyor.
Refah grubuna öğüt vermışler alkış yok! (Belki DYP
grubuna da) Bir saat 10 dakika süren okuması bo-
yunca tek tük iki alkıştan başka alkış kopmadı. Alkış
istemediğı gerilmeyen yüzünden, kürsüdeki davranı-
şından belli oluyor. Davranışı öteki konuşmalan gibı
değil. Sevilmeyen bir ilacı içercesine yüzü buruk.
Okumasınm birkaç yerinde (zoraki) Atatürk, laık,
cumhuriyet sözcüklerı geçiyor.
Bu hükümet tutar mı?
Tutar da, tutmaz da...
Güvenoyu alır da, almaz da...
Güvenoyu alırsa korkulu bir deneme olur. Daha işin
başında Erbakan, dış güçlerden destek arama çaba-
larına girdı. Amerikayla protokol görüşmelerinin dışın-
da ilişkıler aradığı belli oluyor. Büyükelçiliktekı görüş-
me bunun simgesidir.
Öyle ki bozulmuş olan maya bozuk çalacak. "7a-
kıyye" dıyecekler, derler.
Takıyye, ne oluyor? Olduğun gibi görünme. görün-,
düğün gibi olma: kime kulluk edilecek!
Karşısına Kafdağı gibi dikilen engelleri sıralayalım:
"Çekiç Güç", enflasyon, memur ve işçi zamları, yok-
sulluk. Güneydoğuolaylan.yolsuzluklarlasavaş (bu-
nun adı edilmiyor), işsizlik, yatırımlar, (hepsinin üstün-
de gündemde bulunan) bunca yolsuzluk dosyaları..
Çiller, Erbakan'm başını çok ağrıtacaktır.
Bu ağrıya Aspirin yetmez...
B U L M A C A SEDÂT VAŞA\A \
1 2 3 4 5 6SOLDAN SAĞA:
1/ Bır işe gırmek
ıçın önce parasız
olarak o ışedevam
eden kımse. 2/
Ağır kokulu bır 3
gaz... Tahıl ürünle- A
rinin depolandığı
sılındır biçımınde
ambar. 3/Kabul et-
meyerek geri çe-
virme... Balçık. 4/
Yelkenlı bır van>
teknesı. 5/ Aldat- 8
ma işi, hile... Top- g
rağı kazıp sıper
yapmak. 6/ Ege Bölge-
si "nde bır dağın. akarsuy un
ve ovamn ortak adı... Gü-
neydoğu Anadolu'da y etış-
tirilen verli koyun ır'kı. 7/ 3
Lezzetlı bır hıyar cınsı. 8/ 4
Eli ya da ayağı sakat olan r
kımse... Asya'dabırırmak.
9/ Algılanan nesnelerin te- "
mel nıteliği... Hayvanlara
vurulan damaa.
MIKARID.\N .\ŞAĞI\'A:
1/ Boyanın kumaşın doku-
suna işlemesine yardimcı olan maddelenn ortak adı... Ke-
nar süsü. 2/ Nazar değmesine karşı tütsü olarak kullanılan
bir bitkı. 3/ Tatlı sularda yaşayan bir balık... lzmır'in bir ıl-
çesı. 4/ En kısa zaman süresı... Çın ve Japonva'da oynanan
bir strateji oyunu... Sert bir ıçki. 5/Macaristanın para bırı-
mı. 6/ Sahıp... Ortaçağda açıkdenızlerde kullanılmı^ vel-
kenli gemı. 7/Temeli taklide dayanan sözsüz ovun... "Ya-
ğız atlar kışnedi — kırbaç şakladı Bır dakika araba yenn-
de durakladı" (Faruk Nafiz Çamlıbel). 8/ Kıbns'ta bır kent.
9/Özel bırcam kap içinde likör, şarap ve mevve suvunun
kanştınlmasıyla hazırlanan içki... Marangozlukta tahta üz-
erine boydan boya açılan kanal.
İSTANBUL TİCARET ODAŞI
GIDA/İHTİ\:\Ç IVIADDELERİ
SANAYİ ÜRLTSLERİ FUARI
8-14TEMMLZ 19%
8-14 Temmuz \996 tarıhleri arasında Istanbul Tıcaret
Odası organızasvonunda Gıda thtıvaç Maddeierı ve Sa-
nayi Ürünlerı Fuan açılacaktır.
DünyaTicaret Merkezi'ndegerçekleştirilecek olan fu-
ara gınş ücretsiz olup kalıtelı ürünler uvgun fiv atlarla ,>a-
tışa sunulacaktır.
Her gün saat 12.00-20.00 arasında zı\ aret edilebılecek
olan fuar süresınce Taksım Atatürk Kültür Merkezı ve Ba-
kırköv DenizOtobüslenönündenİDTM'vekar^ıiıklı ser-
vis çalışacaktır.
Servıs saatleri:
-AKM-İDTM: 12.00 13.00 14.00 15.00 16.00
17.00 18.00
- İDTM-AK.M. 14.30 15.30 16.30 P.30 18.30
19.30 20.30
- Bakırköv Denız Otobüsü İDTM: 13.00 13.30
14.30 15.45 16:45 17.30 18.15
-İDTM Bakırkö> Deniz Otobüsü: 14.00 15.00
16.00 17.00 18.00 19.00 20
Basın: 96517