25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SCffA CUMHURİYET 27 TEMMUZ 1996 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Toplum, Değerlerini Tümden Yitiriyor mu? '. D u H A L İ L K I R B I Y I K ODTLFen-EJebiyai Fukültesi Dekaıu pılmasının açıklamasını halka yapmak durumundadtr. Seçmen bunu oniardan isteyecektir. Bir topluluk içınde değişik görüşlerde insanlann olması doğaldır. Ancak düşün- düklerimizi savunurken fikrimizi açıkça söyleyip. karşı düşüncede olanlan ıkna yoluylaetkilemeyeçalışmalıyız. Demok- rasinin temel ilkesi de budur. İkna ede- nıiyorsak ve söyledıklerımizın doğTu ol- duğunu anlatamıyorsak. cüzdana sarılıp 'Scnin fhatın kaç' mı demeliyiz0 Genç- lere ve çocuklanmıza bırakacağımız er- demanlayışı bu mu olmah? Benim seç- tığim mifletvekili seninkınden daha iyi para ediyor dıye mi öv üneceğiz ? Yüzer- gezerdurumdaolan bupek sayın mıllet- vekılleri akşam e\ lerine gittiğinde çoluk çocuğuna bunları nasıl açıklayabilir? Yaptıkları işin doğru ve dürüst olduğunu nasıl söyleyebilir'1 Kendi kendilerine kal- dıkları zaman, inandıklan adına kendi le- n ile hiç mi hesaplaşmazlar' Bız Mee- lis'e sadece kendi çıkarlanmızı gözet- mek için buraya gelmedik, v atanımızı ve milletimizi koruyup kollayacağımıza ve bizi seçen seçmenler için hızmet üretnıe- ye geldiğimize dair söz verdik dıye dü- şünmezler mi? Öy le anlaşılıyor ki toplum olarak bazı Y enı kurulan hükümet ne- denıyle. son günlerde gü- \ en oy laması tartışmala- nna tanık olduk. Ancak manzara korkutucu. Günlük gazetelerde mil- leKekilipazjanntnkurulduğuvefiyat- laınitı i!gili< şınin ekonomık durumu- nt eö-e relilendığı yazıhyor. Bir yurt- ta olarak \et>undan da önce insan ola- raı böyle bi manzaradan utanç duydu- ğunu\ebuı.(Lygulanmı sizlerle paylaş- rrhiv ıstediğmi ıfade etmek istiyorum. Yu:e Mecli^ın çatısı altında. doğru ol- rrusa bile. bı fjr sö> lentilerin çıkıyor ol- rru-sı ah.ıksJ değerlerimızın ne kadar er«zyona uğadığını göstermektedir. Si- yaial paıtilerrıızın sorumluluk me\ kile- riıdebuiunaı yetkilileracababudurum- daı hıç ni raiıtstz olmuyorlar? Oluyor- lasa necen Cpki göstermiyor. ahlak de- ge-lerini kormak için necîen köklü ön- lenler aımıyor >a da aiamıyorlar! Dev- let de\le: yjpan kurumlann en başında TLMM olnülıdır. Meclıs'in ıçindekiler o lururru.n onurunu kcruyamazsa halk. se;men olanK tepkısini şu ya da bu şe- kilie göstererek v e gerekeıi derslerin çı- ka-ılmasını ağlayacaktır. Sayın millet- \edlleri. pasır kurulavak adeta satış ya- değerlerimizi yitirdik. Yanlışlar. doğru; dürüstlük \e erdemlilik. enayilik; kısa yoldan köşe dönmecilik meziyet. devle- ti soymak ve halkın \ergilerını kendi çı- karları için kullanmak yücelik \e kahra- manhk sayılıroldu. Ekonomik yaşamda yaratılan iarklı ücret politıkalan \e hak etmeden kazanma teşv ikleri toplumdaki ahlaksal çöküntüyü liızlandırmakta. ade- la bazı güçler bunu planlı ve programlı olarak yürütmektedırler. Esasen ölçülü \e doğru olmak çok zor bir iştir. Tersi. öl- çüsüzlük. eğrilik \e riyakârlık kola> el- deedilenbirşeydir. Eski Yunan"dabirşa- ir bu durumu şu dizelerle dile getirmiş- tir: İnsanlar kötülüğe akın «ler. Kolay ulaşır ona. Völu (liiz. yeri vakındır kötülüğün. İ\ iliğin önüne\ se. alın terini komuş tan- rılar. Söz edilen kirlcnınenın \e \ozlaşma- nınkesinlikleönlenmesi\etemizlenme- si hepimizin göre\i olmahdır. Zoru ba- ^armalıvız. Belki deeğninı programlan- mıza temiz sivaset nasıl yapılmalı ya da doğruluk. dürüstlük \eerdem gibı insa- nı \ ücelten değerleri öğreten dersler koy- malıyız. Hatta. öncelikle M>asilerimize bu konularda hızmet ıçı kurslardüzenle- melisiz, ulusumuzun hızmetine talip olanlara kişisel çıkarlarının. \atanın ve ulusun çıkarlarından soııra geldiğini öğ- retmemiz gerekir. Bizi vöneteceklerin, ıvıyle körüyü, doğruylaeğriyi a>ırt edip edemediklerini büip bitmediklerini sor- gulamalı ve ona göre karar \ermeliyiz. Değinmek istediğim başka bir konu da. küçük bir parti başkanının "Size Müs- lümanlann iktidannı engellediniz sözünii sö>Ietme>eceğim" gibi çağdışı bir anla- >ı>la lıareket edeceğini açıklamasıdır. Bö\ !e bir anlayıs,la hareket eden bir siya- si, laik \e demokratik bir ülkede yaşadı- ğını unutmuş olmah. Bö\ le bir düşünce tarzını anlamakta güçlük çektiğimi be- lirtmek istiyorum. Bövle sövleyerek Türk toplumunu Müslüman \e Müslü- man olmayanlar diye kanıplara bölmeyi mi hedeflıyorlar? Dahaönceki iktidarla- nn Müslüman olmadıklarını mı sövle- mek istıyorlar va da iktidarda olmayan- lar Müslüman değil mi diyorlar? Bu tür siyasilerimız acaba Müslümanlıktan ön- ce de Türklerin \ar olduğunu bılmiyor- lar mı? Ben Müslümanım diye Araplaş- mak istemiyorum. kişisel çıkarları olma- > an \e çağdaş olan hiçbır Türk'ün de bu- nu kabul edeceğini tahmin etmiyorum. Dindar bir ailede vetiştiğim için gerçek dindarhğın \e bağnazlığın ne olduğunu çok ıyi bildiğımi zannediyorum. Bugü- nün dinci sivasetçileri Atatürk'e saldır- makta. bize üzerinde uygarca ve bağım- sız v a^ayabileceğimiz bir v atan sağlav, an obü\ük insana. Ingilizlerlebirlik olupbi- zi arkadan vuran Araplardan daha çok kin duymakta ve onun kurduğu cumhu- riyeti yıkmak için ellennden geleni yap- maktadırlar. Atatürk olmasavdı bu vatan olurmuvdu. Atatürk'üeleştirenlerkime kulluk > a da kölelik edivor olurlardı, din ve vicdan hürrivetlerini kullanabilirler miydi. kısacası insan onurunayakışırbir vaşam sürdürebilirlermi>di? Sonuç olarak. eğri oturup doğru ko- nuşmalı, önce iyi yurttaş olmanın gereği olan iyi insan olmalı. uygar ve çağdaş ol- malı.yüzyıllardırinsanlığınyaratmışol- duğu evrensel ahlak değerlerini vok et- mek ycrine yüceltmeli, daha iyilerini ya- ratmalı, bugünkü demokratik ve laik cumhuriyetin ve Atarürk ilkelerinin, mil- letimizin vazgeçilmez onuru olduğunu benimsemelı.benimsetmelivevatanımı- za sahip çıkılmalıdır. İv i insan. i> i vatandaş. doğru ve dürüst olmak bugün yas,adıklanmıza bakınca çok zor gibi görünse de insanlann sahip olması gereken en vüce meziyetlerdir. Her türlü ahlak düşüklüğüne ve özellik- te siyasal kirlenmeye karşı mücadele edilmeli ve halkımızda bu bilinç yaratıl- malıdır. Ancak gerçek aydınlarbu göre- viyapabilirveüstlenebilir. LJygarve çağ- daş olmanın gereği budur. Ki bilınmeli- dir ki ülkemizde laik ve demokratik cum- huriyeti koruyacak ve onu ilelebet >aşa- tacak kuşaklar yetişmiştir. Dr. Galip Ataç'ı Anmak.. ALAATTtN BİLGİ A,,kaw C jmhurıyet"teki v azılarını zev kle ızle- dığını Selim İleri'nin 4 temmuz ta- rihli ^azı Odası"nın başlığı "Patlıcan Sövleşisi" beni. 50-55 yıl öncesine ç-ektı götürdi'ı İkincı Dünya Savaşı yıllarndı. Hitler'ın taşist sürülerivle Avrupa'vı At'rika'vı kasıp kavurduğu. Sovyetler Bırlığı'nıvoL etmeçabasınadüştüğüyıllar. V'eTür- kive'nm bu a;ıma»ız sava^ın dışında kalma gayret- ler. Ankara Radyo;.u halkın tek haber kavnağı gi- bivdi. Sabahyedi otuz haber bültenını dinleyenler Hilerin Sta ingrad'ı kuşauığı. Leningrad \e Mos- ko-.a kapılarını zorladığı haberlcriyle veni güne sı- kıntılı başlamaya adaydılar. lşte tam o sıralar. An- karalıların Ulus gazetesındeki yazılarından tanıdı- ğı Dr. Galip Ataç (ünlü eleştirmenimiz Nuruüah Ataç'ın ağabeysi) Ankara radyosunda "EvinSaati" konuşnıalanna başladı. Her sabah haber bültenın- den hemen sonra saat sekizde başlayan bu konuş- malar 15 dakika sürüyordu ve zamanın ünlü spike- ri BakiSühatarafından okunuyordu. Sabah sabah her Allah'ın günü vapılan ve siva- setten hiç söz edilmeyen bu ilginç konuşmalarda. yazann sözlerivle. "Giyinmeden, kuşanmadan. ha- vadan sudan, gezip tozmaktan... Saç taraklarından ve dudak rujundan... Lüzumunda patlıcan dolnıa- sından ve hindi kızartmasından..." söz edilivordu. Ancak bu konuşnıalar. ne kadar havadan sudan ol- sa da hemen her zaman fark ertırmeden öğretıci. ay- dınlatıcı veo iç karartıcı günlerde vaşamayabağla- yıcı nitelikteydi. 1941 Mavısı'nda başlayan bu ko- nuşmalaranımsadığım kadarıvla 1944 yılına kadar sürdü ve izlevenlerin ilgi;.ıni hiç v itırmedı. O v ıllar- da bu konuşmalar ö> lesıne rağbet gördü kı. toplam 800 sayfa kadar tutan dört kıtap halinde yayımlan- dı. Selim ileri'nin "PatlıcanSöykşisi"nin bana bütün bunları anımsatmasının nedeniyse. Dr. Galip Ataç"ın o yıllarda hazırladığı konuşmalardan biri- nin başlığının "Patlıcana Dalkavukluk" başlığını taşımasıdir. Bu "Patlıcana Dalkavukluk" sözleri o günlerde özellikleedebiyartan sözedilirken aramız- da pek sık kullanılan bir "espri*1 halini almıştı. Söz- gelimi. bir eleştirmen, bir yazarı hak etmediğı bı- çimdeövünce. "patlıcana dalkav ukluk" etmişolur- du. Sayın Ileri sozünü ettiğim yazısında patlıcanın Hüseyin Rahmi, Refîk HaÜt v e Abdülhak Şinasi Hi- sar'ın kalemleriyle edebiyatımıza gırişine değini- yordu. bende bu yazıyla. şimdı unutulmuş bir usta kalemin bu çorbada tuzu olduğunu anımsatmak is- tedim. Dr. Galip Ataç'ın 16 Haziran 1941 sabahı Ankara Radyosu'nda vejilen "Patlıcana Oalkavuk- luk" konuşmasını. yer olsaydı da şurada vavımla- yabilseydik keşke. Bulup okuyacaklar adına seviniyorum. ^ k X nıevMinının ^ ^ / gelmesive ^ T »ıcaklann I ba^lama--ı ile _^L- onnan yaigınlan dt hızlı bir şelilde bırbin ardına anmav a başlıdı. Bu onnan şaıgınlan ö?ellikle. ormanlanmı;ın yoğun olıluğu. bukndukları yere özellik katan. güzellik \eren tunstik yörelerimizden Ege ve Akdeniz bölgelerinde mevdana eel vor. Yaz mevsiminde bu bölgelerimizde çok sık onnan \ angınlanna tanık oluvor ve yaşıyoruz. \'e bu vanaıı omıanlanmıza, doğanın bize bağışladığı bu nimetlerin gözlerimızin önünde yok olup gitmelenr.e üzülüyoruz. yüreğimiz sızlıyor ve içimiz kan ağlı\or...Ilimiz Muğla ülkemizin önemli turizm merkezlerinden biridir \e her v ıl ülkemize önemli oranda turizm girdileri sağlar. Muğla. denızi ve Yanan Ormanlanmız kıyılan kadar genış ormanlık alanlan ile de ünlüdür. Muğla'da doğa eseri ormanlar ile deniz bir bütünsellik sağlar. Bu iki doğal güzellik. yeşil ile mavi. Muğla'nın özelliğidir. karakteristiğidir ve güzellığidir.Ama bu ikı değerden bin olan ormanlanmız: dikkatsiz, sorumsuz. ihmalkâr ve vicdansız vatandaşlamnız tarafından yakılıyor. yok edilivor... Valıliğin uyanlanna. vetkililenn tüm çabalarına rağmen bu yangınların önü bir türlü alınamıyor. Yaz mevsimi geldığınde. yangın çıkması sanki bir doğa yasası. bir zorunlulukmuş gibi nedense sık sık orman yangını haberleri ile irkiliyoryuz. Bu yılın ilk 6 ayında Muğla'da. 75 avn vangında 198 hektar ormanlık alan vandı. Geçen yılın aynı dönemınde ıse 77 ayrı vangında. 278 hektar ormanlık alan yanmıştı. Bir hektann 10 bin metrekare olduğu göz önüne alınırsa; yanan alanların büyüklügünü. kaybettiğimiz servetlerin deöerini sizler düşünün artık... Muğla yöresindeki çıkan yangınlardan gerıye. şimdi. çırılçıplak ve simsiyah dağlar ve tepeler kaldı... Bu yangınlar. bir yanda ormanlanmızı yok ederken dığer yandan ormanlık arazilerin yakınında bulunan tarım arazilerini. zeytin ve meyve ağaçlannı da yok ediyor. çiftçimizin - köylümüzün malına - rnülküne zarar veriyor. Örneğin geçen yıl, Milas - İzmir karayolu üzerinde bulunan Bafa tünelinde başlayan yangın bu yöredeki onlarca hektar çam ormanlannın yanmasına, bununla birlikte Danişment. Eğridere ve Şenköy sakinlennin geçim kaynağı olan binlerce zeytin ve meyve ağaclarının yanmasına neden olmuştu. Bu köylüleriiTuze devlet eli yeterince uzanamadı ve bu ınsanlarımız şımdi yıllarca sürecek mutsuzluğu ve çaresizliği yaşıyorlar... Nevzat Çağlar Tüfekçi PENCERE Analar ve Çocuklar Mustafa Balbay a sordum: - Medyada jeton düştü mü?.. Yanıt verdi: - 67gün sonra... Gerçekten ölüm oruçlannın ayırdına medya yeni varıyor gibi... Ne zaman?.. Ölüler birbiri ardına cezaevi kapısından çıka- rılıp musalla taşına uzatılırken... • Çiller'e "Dişi Özal" deniyor. Erbakan da "Erkek Çiller"... Kupa ikilisi!.. Bu ikilinin ülkenin hapishanelerindeki açhk grevlerinden ve ölümlerden sanki haberleri yok, olaylar bir başka ülkede mi yaşanıyor?.. YaAdaletBakanı?.. Şevket Kazan'ın yüz çizgilerine sinen karan- lık, Adalet Bakanı'nın resmini, yaşadığımız gün- lerin sicilinde vesikalık fotoğrafa dönüştürdü. REFAHYOL hükümeti, açlık grevinde ölmeye yatanlara yalnız tabut ve imam gönderiyor. • Bir hükümetin Adalet Bakanı cezaevlerinden nasıl yakınır?.. Hapishaneler, terör örgütlerinin eğitim yuvalarına dönüşmüşse, denetim yapıla- mıyorsa, açlık grevleri yasadışı örgütlerin buy- ruğuyla sürdürülüyorsa bu sorunu çözüp içeri- de hukuk düzenini kurmak senin görevin değil mi?.. Ama bir Adalet Bakanı, "Açlık grevlerinden önce hapishane kantinlerindeki yiyecekler ko- ğuşlara depo edildi, bunlaryiyip içiyor" diye ko- nuştuktan birkaç gün sonra ölüm oruçlan yüzün- den canlarını yitirenler sekize yükselirse Bakan Bey neyapmalı?.. Eskiden 'istifa' diye bir sözcük vardı, bizim politika sözlüğünden çoktan silindi. • Gençlerin eylemleri ne yolda, ne nitelikte, ne amaçta olursa olsun bir şey değişmez; ölüm oruçlarının üstüne duyarlıkla eğilmeli, nedenle- rini araştırmalı... Yaklaşık otuz yıldan beri Türkiye'de, genç ku- şakların bir bölüğü yasadışı eylemlere kayıyor, yeraltı örgütlenmelerinin ardı arkası görünmüyor, bu oluşum bitmiyor... Neden?.. Gençlerin eylemleri sürüp giderken bu kez analar eylem koymaya başladılar... Niçin?.. Annelerde ideoloji yok; ana yüreğinden kopup gelen duygular var... O duygulara kulak vermeye çalışınL Allah adına siyaset yaptığını söyleyenlerin yü- reklerini Allah mı taşlaştırdı?.. Müslümanım di- ye politika yapanlar bu gidişle çarpılacaklar!.. SPORTİF ÇİZGİLER, GÜÇLÜ KİŞİLİK. Beş kapıh Tipo Ailesi'nin Türkiye'de üretilen en yeni üyesi Tipo 2.0 i.e. 16V. Sportif iç dünyası ve Formula 3 yarış otomobillerinde de kullanılan güçlü motoruyla Tipo 2.0 i.e. 16V, 'genç zevkler'i olanlara yepyeni heyecanlar yaşatacak; en üst düzeydeki güvenlik önlemleriyle de takdirinizi kazanacak. Tipo 2.0 i.e. 16V'ı mutlaka görün; onu benzersiz kılan özelliklerini yakından inceleyin. Size her bakımdan ayak uydurabilecek "dinamik bir otomobil" ile tanışacaksınız. Spertifim paıul, analogg5strr& tablmm 148 bhp gıtntndt motor \irbag (hava yashğıj Dort stnsöHu. ABSJrtn ststant TOFAŞ F I A T
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear