23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 HAZİRAN 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 IdilBiret \edikule Zindanı'nda Kültür Servisi - Yedıkule Zındanla- n. bu akşarr. bugüne dek görülmemış bir klasık müzık konsenne sahne oluyor. Dünyaca ünlü pıyanıstımız İdil Birefin lstanbul Devlet Senfonı Orkestrası eş.lı- |inde vereceğı konser. Türkıve'de ılk kez bınlerce kişının ızlemesını hedefle- yen açık ha\a konserı olma özellığını taşıyor. Yaklaşık on bın kışının katıh- mına açık olan konserde İdil Bıret. Çay- kovski'nm Bınncı Pıyano Konçerto- su'nu yorumlavacak ve 1812 Uvertü- rü'nüyorumlayacak. 1812 Uvertürü'nü seslendırirken Yedıkule surlanndan ger- çek top atı^lan vapılacak. Organızyonu- nu Hakan Erdoğanın iistlendığı ve Nu- rol Yatlrım AŞ'nın destekledıgı bu ak- şam saat 21.30'da gerçekleştırılecek konser. gerçekten muhteşem olacak. Kitlelere ulaçma gücü yüksek radyo ve tele\ ızyon kanallannın tercıhlerı ço- gunlukla diğer müzık türlennden yana koyduklan ve bu müzık türlennın özel- lıkle de pop'un büyük konser organız- vonlarıyla desteklendıgı günümüzde, İdil Bıret konserı daha büyük bır önem kazanıyor. idil Bıret bu kon- serle bırhkte klasık müzıgın daha geniş kit- lelere ulaştınl- ması ve sevdı- rılmesınde ön- LÜbırrolüstle- nıyor. Klasık müzığınsevdi- rılmesı ve haikla buiuşa- bılmesı ıçın Türkıye'nın başka şehırle- nnde de kon- *erler veren ve v ermeye her zaman hazır olduğunu her fırsartadılege- tıren sanatçı. geçen günler- de başka bır örnek davTanı- şın önderlığını de üstlendı. Bursa'nm nıtelıklı müzık gereksınımını gıderecek bır ortanıa kavuşması ıçın gınşımlerde bulunan Lludag Cnıversıtesının çaba- lannı destekieyıcı bır konser verdı. Kon- ser sonucu toplanan paralar v e bagışlar- la da Bursa. müzık altyapısındakı en bü- yük eksıklerınden bınsıne. konser pıya- nosunakavuştu. Pıyanonunalımulebız- zat ılgılenen İdil Bıret daha sonra pıya- nonun açılış konsennı de verdı. Yurtı- çınde verdıgı konserleregösterılen ilgı- den çok memnun kaldığını \e umutluol- duğunu dıle getıreıı İdil Bıret. bu akşam vereceğı konsere ılışkın şunlan söylü- yor: •*Bence böyle şeylerin yapılması la- am. Aspendos"ta yapılnor ve son dere- ce meraklı insanlar büyük zevkle gidi- vorlar. Cannına Burana'yı yaptıklannı biliyorum. Aspendos'ta \eAnkara'da bu rip konserler vapıldı. \e her seferinde çok başanlı geçtiğinı biliyoruın. İnsan- larda merak \ an Fakat kJasik tnüzik de- yince biraz korkutucu oluyor. Halbuki bu korkutucu bir şey değil. Yalnız onu bmle dehşetle ontelekrüel bir şej olarak anİatmak vanlış bence. Ve tanıtmak la- am ve tamdıklan zaman seveceklerini zannedi>orum. Ama inanarak yapmak lanm." 3. Aspendos Opera ve Bale Festivali başlıyor KültürServisi-3. Aspendos Opera ve Bale Festivali. 8 hazıranda Antalya As- pendos Antık Tıvatrosu'nda G. Ver- di'nın 'Orhello' operasıyla başlıyor Ankara. İstanbul. izrnır ve Mersm opera ve balelenyle. Cumhurbaşkanlı- ğı Senfonı Orkestrası nın katılacağı fes- tivalde 8 etkınlık yer alacak. Devlet Opera ve Balesı Genel Müdürü Hasan Hüseyin Akbulut. Aspendos Opera* ve Bale Festıvalf nın son yıllarda gerçek- leştınlen en önemlı sanat olayı olduğu- nu belırtıyor. Aspendos Opera ve Bale Festıvalfnın opera ve bale sanatlannı genıs kitlelere ulaştırmavı hedeflediği- nı sövleyen Akbulut. festıval süresınce yabancı tunstlenn Türkıye'nın opera ve bale sanatlannda ulaştığı boyutu yaka- ladığınıdaekledı. Festıvaldekıetkınlık- lenn 15 günde v aklaşık 80 bın kjşi tara- fından ızlendığıne dikkat çeken Akbu- lut. "Festhal. AB"ve girme aşamasında olan Türkive'nin opera ve bale sanatın- da ulaşnğı noktavı gosteriyor" dedı. Uluslararası boyut yok Akbulut. bu yıl uluslararası nıtelık kazanması öngörülen festıvalın 'maddi olanaksızlıklar ncdcniyle' bu hedefe ulaşamay acağını belırterek hedeflenmn uluslararası bır festıval olduğunu. Sof- va. Bükreş ve Hayfa senfonı orkestrala- rı ıle ılke anlaşmasına vardıkJannı. an- cak festıval bütçesının yetersızlığı nede- nıy le bunları ertelemek zorunda kaldık- lannı söyledı. 8 hazıran akşamı Verdi'nin "Othello' operasıvU açılacak olan 3. Aspendos Opera ve Bale Festıvalı'nde. 11 hazı- randa Ankara Devlet Opera ve Balesı Vivaldi'nin 'Mevsimler' ve Çaykovs- ki'nin •Serenad' adlı balelennı. Izmir Devlet Opera ve Balesı ıse 13 hazıran- da Mozart'ın "Sihirii Flüt' operasıyla 15 hazıranda 'Requiem'ını sergıleyecek. Mersın Dev let Opera ve Balesı G. Ver- dı'nin *La Traviata' operasını 17 hazı- randa. lstanbul Devlet Opera ve Balesı ıse Verdı'nın 'Aida'operasını ve S.Bal- sanvan'm 'Lejla ile Mecnun' balesını 22 hazıranda sahneleşecek. Festıval 24 hazıran akşamı, Cumhurbaşkanlıgi Sen- fonı Orkestrası'nın Beethoven'ın "Ke- man Konçertosu' ıle 'S.Senfoni' adlı ya- pıtlarını seslendırmesıyle sona erecek. Amerikalı step dansçısı Ira Bernstein, farklı kültürlerin danslanndan yararlanarak hazirladığı ilginç bir step dans gösterisi sundu'Dans, bir favır koyma biçmıidir'"T""X ansı, bir ifade ve tavır / J koyma biçimi olarak * S tanımlayan Ira Bernstein, "Ben ezilmiş, hor görülmüş insanlan yansıtmayı yeğliyorum, çünkü onlann yarattığı kültür çok gerçek, çok canh" diyor. Politik olmaya çalışmadan, farkJı kültürlerin birarada yaşayabileceğini göstermeye çalışan sanatçı, sınırlan yok etmek istediğinden ama bunun politikayla hiçbir ilişkisi olmadığından sözediyor. DUYGU DURGUN Amerikalı step dansçısı Ira Bernstein. 9. Uluslararası Yapı Kredi Festivali kap- samında 5 haziran akşamı AKM'de. dün- ya üzerindeki farklı kültürlerin dansla- nndan yararlanarak hazirladığı ilginç bir step dans göstensi sundu. Gösten sırasında. ızleyici ile kurduğu sıcak iletışimle dikkat çeken Bernstein. ülkemızde çok iyi bilınmeyen step dan- sının tarihçesinı açıklamalı olarak anla- tarak, step dansının Irlanda'dan tngilte- re"ye. Amerika'dan Güney Afrika'ya uzanan geniş bir yelpazedeki örnekleri- nisergiledi. Keman, piyano. vegelenek- sel birenstrüman olan 'banjo' eştiginde gerçekleşen bu gösten. aynı zamanda se- yircınin step dansı iizenne bilgilerini ta- zelemesinı sa|ladı. Bernstein. step dansını *ritm ve hare- ketlerin ayak ve bacaklarda odaklandığı bir dans rürü" olarak tanımlıyor. Sanat- çı 'kişisel estetik anlayışımı en iyi ifade edebildigim dans türü" diye nitelediği step dansına ünıversite yıllannda yönel- miş. Bu türün dünyaca tanınan isımlen Fred Astaire ve Gene KelK ikıNsinden çok. Bab\ Lavvrence, John Bubbles. Ste- vcCondoisgıbı sıyah ustalardan etkılenen Bernstein. step dansının geleneksel kök- lerini bugüne taşımaya çalışıyor. - Stepdansı, tanımlamak gerekirse, na- sdbirtür? BERNSTEIN- Step. geniş kolları olan büyük bir agaç gibıcTir. Dünyanın çeşıtlı ülkelennde farklı adlan vardır. Ör- neğın. Amenka dışında Amerikan k tap' dansı, 'step' adıyla bılinir. tngiltere"de farklı bölgelerde farklı örneklerle karşı- laşırsınız, Kanada ve lrlanda'da da step dansın bambaşka örneklerını görürsü- nüz. Step dansı ışte bütün bu stılleri için- de banndıran bır tür. - Step dansına nasıl vöneldiniz ? BERS.NTEIN- Ünıversıtedeokurken sporun bütün dallanyla, ama daha çok at- letızmle ilgiliydim. Daha sonra dansa geçtım. Özellikle 'step'in bır başka stili olan "clog" çok hoşuma gıtnıeye başladı Clog dansı yapan çeşıtli gruplara katıl- maya başladım. Birlikte çalıştığım grup- lar. step dansının usta isimlerıni çağırlar- dı. Onlardan çok şey ögrendim. Ancak step dansın tekniğıni ögrenmek epey za- manımı aldı. Nevv \brk-Phıldelpia ara- sında uzunca bır süre step üzerıne yenı bir şeyler öğrenebilmek içın mekik do- kudum. Kendıme kendıme 'istesjmdibıı işin altından kalkabilirim' demek için beş yıl bo\ unca cıddi bır çalışmadan geç- mem gerektı - Bu türün genç bir temsilcisisi olarak mesleğini/in bugünkü konumu \egelece- ğini nasıl görmorsunu/'.' BERNSTEİN- Diinvada pek çok in- san step dansı ile ilgılenıyor Ancak. step altın çağını aslında 1920'lerde >aşadı. Bugün. step dansın ustaları. ınesleklen eskısı kadar popüler olmadığı içın dans etmeyı yavaşyavaşbıraktılar. Deyım ye- rindeyse bırer birer emeklıye aynldılar. Pek çok sıyah dansçı. artık step dansı ile ılışkisını tünıüyle koparmı$ durumda. - Sizce neden j itirmiş olabilir popüla- ritesini? BERNSTEİN- Bunun sosyal, ekono- mik hatta politik pek çok nedenı olabi- lir. Gerçekten de açıklaması güç bir du- rum bu.. Step dansçıları. yanı bu ışin us- talan hep sivahlar arasından çıkmıştır. Toplumun en alt katmanlanndan gelen, ezılen. horgörülen ınsanlan yani.A'e step. bugün onlara geçmişı. yaşadıklan politik. etnık sorunlan anımsatıyor.. - Step dansı, insanların sosyal yaşamın- da nasıl bir rol oynuyordu sözünü ettiği- niz dönemde? BERNSTEİN- Step. yani Amen- ka'dakı ısmıyle 'tap'I950'Ieredekyaşa- mın içındeydı. Kulüplerde yapılan gös- teriler cadde ve sokaklara kadar taşıyor- du. 1920'ler bu anlamda tap dansın altın çağıydı. Ancak zaman geçti ve tap dan- sın içeriği hızladeğişti ve 'riyatraldans' dediğimız bir türün ortaya çıkmasıyla 'tap' de bir kenara itildi. -Gösterinizde,stepdansının farkJı kül- türlerde yaşayan örneklerine \er verdiniz. Bu gösterinin koreografısini yaparken nasıl bir yöntem izlediniz? BERNSTEİN- Göstenmlerimde ge- leneksel stılleri ön plana çıkarıyorum. Eğer Irlanda step dansından örnek vere- ceksem, irlanda halkının nasıl yaşadığı- nı. dansın irlanda kültürü içindeki yeri- ni araştınyorum. Amerika her ulustan, her ırktan ınsanlann bulunduğu büyük birkültürpotası.. Özellikle Nevv York'ta Güney Afrikalısından tutun da. Irlanda- lı. Ingıliz ve dünyanın başka kültürlerin- den pek çok ınsanla karşılaşabilirsinız. Amerika'da yaşayan trlandalılar. benim ıçin çok önemlı bır kaynak. Kültürel de- ğerlenne hâlâ sıki sıkıya bağlılar. Gös- terilerin koreografilerini, işte bu ınsan- larla kurduğum iletişim. onlardan öğren- diklerim oluşturuyor. Birlikte caz kulüp- lerinde 'jam session'lar vapıyoruz - Peki, Güncv Afrika danslannı nasıl ögrendiniz? BERNSTEİN- Amerika'da pek çok Güney Afrikalı yaşıyor. Onlardan bın. Güney Afnkalı maden işçılerinın arasın- da bulunmuş. danslannı öğrenmiş. Ben de ondan öğrendım. - Gösterinizde Güney Afrikalı altın arayıcılannın. patronlanna yönelik pro- testo niteligi taşıvan bir gösterisi vardı. Diger gösterilerinizde de bu tür sosyal öğelerden mi yola çıkıyorsunuz? BERNSTEİN- Dans. bir ifade ve tavır koyma bıçımı. Ben ezılmış, hor görül- müş ınsanları yansıtmayı yeğliyorum çünkü onlann yarattığı kültür çok ger- çek. çok canlı. Örneğın gösterilenmde, Ingilizlerve Irlandalılargibi. birbirlennı pek sevmeyen halkların kültürlerinı buluşturuyorum Çünkü ınsanlann bır- birlerini, *o iyidir, bu da kötü' gibi kate- gorılere ayırmasına karşıyım. Yapmak ıstediğim herkesi biraraya getirmek.. Sınırlan, önyargılan ortadan kaldırmak. Bırbirimizi ne kadar sevmesek de. bır- birimizden öğreneceğimiz çok şey \ar. - Bir anlamda poiitikacılann yapa- madığınu sanat yoluyla vapıyorsunuz.. BERNSTEİN- Sanâtın'politikayla bagdaşabıleceğıni sanmıyorum. Ben, politik olmaya çalışmadan, farklı kültür- lerin bırada yaşayabileceğini göstermeye çalışıyorum. Sınırlan yok etmek is- tiyorum ama bunun polikıtayia hiçbir ilişkisi yok. Sanat benım ıçın tümüyle polıtika üstü bir anlam taşıyor. 'Şehirlerde Yenîden Doğuş9 seı^isi Kültür Senisi - HABITAT-II Kent Zirvesi kapsamında yer alan "A Vision of Europe/ Urban Rena- issance" (Bir Avrupa Görüşü/ Şe- hircılikte Rönesans) sergisi, önce- ki gün Feriye Karakolu Kabataş Kültür Merkezı'ndeaçıldı. Ilk ola- rak 1993 yılında İtalya'nın Bolog- na kentınde Galler Prensi Charles tarafından açılan A Vision of Eu- rope sergisi. Türkiye'ye Kemer Yapı ve Turizm A$ tarafından ge- tirildı. Bu yılki ana başlıgı "Şehir- lerde Yeniden Doğuş" olan sergı- nın ana temaları "eskiyen şehir merkezlerinin yeniden yapılandı- nlmalan, banliyölerin ıslah edil- mcsi ve geleneksel mimari dokula- rm korunmaian" olarak belirlen- mış. Afganistan Başbakanı Ahmet Zayi'nın de katıidıgı açılışta Mt- mar Sinan ve Leonardo Da Vln- ci'yi temsil eden tanhı iki karak- ter, 15 yüzyıldaki Rönesans hare- ketine sahip olan düşünce ile "A Vlsion of Europe" sergisıne kay- naklık eden düşünce arasındaki yakınlığı dile getirerek serginin sunuşunu gerçekleştirdıler. Açılış- ta söz alan Kemer Yapı ve Turizm AŞ lc- ra Kurulu Başkanı EsatEdin, 1990'lar- dan sonra yenı bir Rönesans başladığı- nı, bu Rönesans'ın amacının ise zaman ötesı bır vizyon yaratmak. geleneksel mımandeki ınsani degerleri yeniden can- landırarak yaşanabılir şehirler kurmak olduğunu belirtterek serginin bu yakla- şımın ürünü olduğunu söyledi. "A VTsionofEurope"',mimarinın insa- ni. geleneksel. çevreci. özgün kültürel boyutlannı. zaman ötesi öğelen önemse- yen ve yakalamayı hedefleyen bır akım. Bu mimari akımın öncüsü olan. Prens Charles başkanlığında geçmişten günü- müze mimari örnekler taşıyabilmek ve bu felsefeyi yayma çalışmalarını yürüt- mek üzere oluşturulan bir kuruf bulunu- yor. Bu akımın önde gelen mimarlan ara- sında yer alan ısımlerdenbazıları iseEü- zabeth Plater Zyberk. Geoffrey Bawa. Christopher Alevander. Leon Krier. Andreas Duany, Elizabeth Plater Zv berk. Robert Stern \e Franço- is Spoerry gibi ustalann eserlerının su- nuldugu "A Msionof Europe" sergisi ne- deniyle 8 hazıran cumanesı Fenye Ka- V Vlsion of Europe •l'rban Renaissance" sergisi, Feriye Karakolu Kabataş Kültür Merkezi'nde21 hazirana dek sürecek. Serginin bu yılki başlıgı 'Şehirlerde Yeniden Doğuş', teması ise eskiyen şehir merkezlerinin yeniden vapılandınlmaları. banliyölerin ıslah edilmesi ve geleneksel mimari dokulann korumalan olarak özetieniyor. (Fotograf: ERZADE ERTEM) rakolu Kabataş Kültür Merkezi Konfe- rans Salonu'nda "Şehircilik Rönesansı" adlı bır konferans düzenlenıyor Konfe- ransa Gabriele Taglieventi. Jonathan Barnett, John Francis Torti, VVillam Morrish, Maurice Cukrt, Terry FarreD, Leon Krier,Cengiz Eruzun ve IVİete Ünü- gür gibi ünlü mımar ve akademisyenler katılacak- H A B I T A R T T A B U G U N Timur Selçuk Kültür Servisi- HABITART kültür etkın- liklerinde bugün ıkı görkemlı konser veralı- yor. Saat 21.30'da lstanbul Devlet Senfonı Orkestrası eşlıgınde pıyanıst İdil Biret, Çay- kovski nın '1. Piyano Konçertosu'nu Yedi- kule Zindanlan'nda yorumlayacak. '1812 L'vertürü'nün seslendınlmesı sırasında kon- ser mekânındaki Yedıkule surlanndan ger- çek top atışları yapılacak. Bı- refin Yedikule Zindanlan'nda vereceğı konser yılın sanat olaylanndan bın olmaya adav... St. Antoıne Kılısesf nde ıse saat 18.00'de Timur Selçuk yönetımındekı tstanbul Oda Orkestrası "nın konsen yer alı- yor. Konsere solıst olarak Murlu Torun (ut). RuhiAyangil(kanun), MeteYegüsey (keman) katılıyor. Mımarlar Odası'nın Yıldız Sarayı Dış Karakol Binası'nda saat 20.00"de düzen- lenen konserde ıse Ayangil Türk Müzıgı Ko- rosu ve istanbul Radvosu ve İstanbul Dev let HABITART Klasık Türk Müzığı Topluluğu sanatçıları veralıyor. Yapı Kredı Gençlik Festıvalr kap- samında Leonid Kuzmin piyano resıtali. sa- at 19.00'da AKM Büvıik Salon'da. Mevlana Kültür Sanat \'akfı Sema Göstensi de 21 30'da Rumelıhısarf nda ızlenebılir. 'Modern Dans" başlıklı göstenler arasın- da bugün saat 21 00'de Taksım Venüs Sah- nesı'nde 'Bale Modern Anka- ra* dansçılarının "Zımni* ve '.Meczup' adlı jjöstenlerı yer alıvor '»'eşıl ( zümler Dans Topluluğu'nun göstensı ıse 19.00 da Darphane'de ızlenebılir. Cenco Er- kal ise vönettığı ve Fransızca olarak sahne- ledığı 'Insan Manzaralan' ıle bır kez daha tıyatroseverler karşısmda. Oyun, saat 15 OO'te AKM Azız Nesın Sahnesı'nde ser- gıjenıyor. HABITAT- II kapsamında yer alan. "Öteki: Çağdaş Sanat Sergisi' (Salıpazarı. Antrepo). "Kent, Konut ve Verleşim Üzerine Karikatürler'fBeyoğlu Dev let Güzel Sanat- lar Galensı). 'Atık Kâğıt Ürünlerin Sanatsal YaratıcdıktaKullanımı' (Cağaloğlu Anado- lu Lısesı) başlıklı sergıler sürü>or. TÜRSAK ve Toplu Konut tdaresf nin dü- zenledığı 'Beyazperdenin Ardındaki Kent- ler' film festivalınde ise Alkazar Sinema- sı'nda Charles Biname'nin 'Eldorado' (12.00 ve 19.00), Bertrand Blier ın 'Erke- ğim'( 15.00 ve 21.30): Avrupa Sıneması'nda Uboch Aflenın 'Sevimli Fahişe' (12.00 ve 19.15). VVlm VVenders'ın 'Amerikalı Arka- dasım'l 15.00 ve 21.30): Ortaköy Fenye Sı- neması'nda JoelSchumacber'ın 'SonunBaş- langıcı" (12.00) ve 'Sevginin Gücü' (15.00 ve 18.00) ıle Robert Benton ın 'Yasamın İçin- den' (21.00) adlı filmlen ızlenebılir. Fransız Kültür Merkezınde düzenlenen 'Taksim Toplannlan'nda ıse saat 17.00'deki 'Konut ve Kenrin Finansmam" söyleşısıne Phılıppe Lagayette ve Pierre Rene Lemas katılıyor. DUŞUNCEYE SAYGI MEMET FUAT Romana Katkı Şiirde belırsızlık alanları daha çoktur. imgeler, sim- geler, alegoriler, benzetmeler, yarıda kesilmiş sözler, bırleştirilmemiş çizgiler, çok anlamlı sözcüklerle ya- pılan oyunlar, okuru yoruma zorlar. Hele kapalı şiırler... Kapalı oluşları onlan bütünüy- le yorumun kucağına atar... Şair-şiir-okur ılişkısıne şöyle bakılabılır: Şair üstü kapalı bir şey söylüyor, yorumlamasmı bilenler. onun ne olduğunu anlıyorlar. Demek ki aradığımız okur kafası çalışan. şıır oku- mayı, yorumlamayı bılen, bu yeteneklenyle de şaınn ne demek istediğını çıkarabılen bir okur.. Şair-şiir-okur ilişkisine bir de şoyle bakılabilır: Şa- ir üstü kapalı bir şey söylüyor ya da söylermış gıbı yapıyor, aslında söylediği belırlı bır şey yok, yorum- lamasmı bilenler, o şiıre kendılerıne göre değışık an- lamlar yakıştınyorlar. Ys da hiçbir anlam yakıştırma- dan belirsizliğin tadını çıkarıyorlar. Demek ki aradığımız okur yorumlayıcılığı yaratıcı- lık düzeyine yükselmiş, kendi anlamlannı üretebılen, dahası şiir okumanın anlam çıkarmanın otesındeki tatlarına ulaşmış, belirsızliğı de değerlendırebılen bır okur... Nerden bulacağız? Öbür şairler var.. Zaten o düzeye yükselmiş olan- lar kendılerı de şıır yazarlar... Ya da şıir derneklerı kurar, okur yetıştırirız... On dokuzuncu yüzyılda Robert Brovvning'in şıır- lerinı yorumlamak, anlamlannı çözmek ıçın şiırsever- ler ingiltere'nin çeşitli kentlerinde "Brownıng Soci- eties" diye anılan dernekler kurmuşlar. Oturumlar yapıp şaırin şiırlerinı hep birlikte yorumlar. ıçınden çı- kamadıkları yerler olursa da bır mektupla kendisine sorarlarmış. Çok güzel, güzel de yazdıkları bır mektuba, açık- lamasını ıstediklerı bölümde ne demek ıstedığıni Brovvning'in de bilmedığı, üstünden epeyce zaman geçtiği için unutmuş olduğu yanıtı gelmış... Roman şiırden çok değışık bır tür. Romanda anla- tı iyice ağır basıyor. Onun ıçin de belırsızlık alanları daha az... Idi, romanın büyük yüzyılında... Ama çağcıl romanın ustalanndan, Kafka, Joyce, Beckett, Faulkner, Robbe-Grillet gıbı yazarlardan sonra romanın belırsızlık alanları da genışledı. Çeşit- li yöntemlerle romana da anlammı yorumla verme özelliğı kazandırıldı. Bugün bır yazar, romanını ıkincı, üçüncu okuyuş- lannda okurlann yenı yenı şeyler bulacaklarım, ilk okuyuşta göremedikleri bırtakım bağlantıları göre- ceklerinı söyleyebilıyor. Roman ıki üç kez okunur mu? Demek ki romanlarını elımizin altında tutup, şıir okur gibi, tekrar tekrar açıp okumamızı bekleyen ya- zarlar var günümüzde... Romancının kendini üstün bır yerde gormemesı. okuruna yol göstermeye kalkmaması. alçakgönüllü olmasından mı? Okurtarını koyun gibi gutmek ısteyen yazar ben- zetmesi yapılınca öyle oluyor... Sırtında gocuğu. elınde sopasıyla yazarı duşüne- billyor musunuz? ikı de iyi eğitılmış köpek ıster... Bir dünya görüşünü savunan. yazdıklannda şu ya da bu konudakı düşüncelerını yansıtmaya çalışan bir yazar "çoban" oluyor... Okuriar da koyunlan. . "Ben kimim ki!.." dıyor alçakgönüllü yazar. "Ben okuruma yalnızca karşılıklı oynayacağımız roman oyunu içın bir belırsızlık alanı düzenleyebılırım. Her şeyı yorumuyla o yaratır." Oyunu benimsemediniz, tat almadınız mı. yargısı önceden verilmış durumda: "Ne olacak!.. Koyun ışte!.. Çoban yazarını özlü- yor!.." Yazın yapıtlarına okurun katkısı yeni bir şey değil. Bazı tüıierde bu katkı daha çok, bazı türlerde daha az. Örnekse şu okuduğunuz düpeduz yazıdan bıle benim söylemek ıstediğimden başka anlamlar çıka- racağınız kesin. Ama bu durum benim tavrımı değıştirmemı gerek- tirmez. Ben düşündüğümü söylerim, yanlış yorum- lanıyorsa, daha açık söylemeye çalışırım. "Çobanlık etme!" cmlığıne de aldırmam. çünkü ben çobanlık etmediğimi bılıyorum. yalnızca yazıla- nmı okuyanlaca düşüncelerımi söylüyorum, o kadar. Yüzyıllardır olduğu gibi, bugün de yazarlar yazıyor, okuriar yorumluyor, aralarında bırtakım uyumsuzluk- lar oluyor... Bu çok doğal... Çünkü yazanla okuyan aynı insan değil... Ne var ki özgünlük adına günümüzde bu gerçeğin üstüne gereğinden fazla gıdıldi... "Okur söyledığimı anlamıyorsa, ben de hiçbir şey söylemem, işi oyuna vururum, büşbütün bırbelırsız- lık alanı yarahnm" demek, alçakgönüllülük değil. tam tersine, kaçınılmaz yanlış anlaşılmalara bıle katlana- mayan aşırı bir kendini beğenmişliktir. Ama söyleyecek bır şeyinız yok ya da söylemek- ten yana değilsiniz, oynamak istıyorsunuz... Olabilir. o bambaşka bir durum... Kim, ne karışır!.. Gene de çağdaş roman şöyledir böyledır gibi yar- gılarla kendi anlayışınızı doğal bir gelişmenin sonu- cuymuş gibi göstermeye uğraşmamalısımz. Savunduğunuz anlayış modalaşma eğılimı göster- se bile... Ondan ötesi çoğulculuk değil. baskıcılıktır... Türk ressamları ve eserleri bip kitapta toplamyor Kültür Servisi - Türk resim sanatı ıçın büyük önem taşıvan Türk ressamları kataloğu "ReMmhane". Horhor Sanat Organızasyonu tarafından hazırlanıvor Türk resim sanatının başlangıcından bugünane. yurtıçinde ve yurtdışında bulunan tiim sanatçıları ve onlann eserlennı kapsayan katalog. bu alandakı önemli birboşluğu doldurmak amacını taşışor. 1940 yılında Samı Yetik'in "Ressamlanmız". I948'dc Pertev Boyar'ın "Türk Ressamlan" ve 196""dc \üzhet lslimyeli'nin hazirladığı "Plastik Sanatçıları Ansiklopedisi" ile çeşitli zamanlarda baMİmiş asker ressamlar ve benzeri konular üzenne vapılnıı^ sinırlı kaynaklar dışında. Türk resim ^anatını tanıtan vc bütününü kapsayan bir çalışma olmadığını belirten Horhor Sanat Organizasyonu'ndan Metın Özkava. "Resimhane" ıçın herkesten destek gördüklerıni söyledi. 'Sanatçı Tamklığı' kîtaplaştırıldı Kültür Senisi - Edebıyatçılar Derneğı tarafından aralık ayından bu yana yünitülen "HABITATa Doğru -Sanatçı Tamklığı- Kent. ^•aşam. Kültür' konuşmaları bir kitapta toplandı Alı Cengızkan'ın hazirladığı kitapta: romancı. öykü yazan. şaır. felsefeci. sanat eleştirmeni ve mimarların kentlerın dönüşünıü konulanndakı görüşlerine yer verılıyor 404 sayfalık kitapta, Cahit Külebı. Erhan Bener. Erendız ^ta>u. Zernn Taşpınar. Cengiz Bektaş. Gülten Akııı. Muhsıne Helımoğlu Yavuz. $ükrü Erbaş. Salih Bolat. Jale Erzen, Metın Demırtaş. Ahmet tnam. Önder Şenvapılı. Alaattin Bilgi, Enis Batur. Ayla Kutlu. Mustafa Serıf Onaran ve Necdet Te>mur'un konuşmaları ycralıvor
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear