Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
17 HAZİRAN 1996 PA2ARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Düşük ücret politikasına işçi verimsizliğini bahane eden sanayici, Batı'nın kullanılmış eski teknoloji iş makinelerine yöneldi
Işçi değıl, teknoloji verimsiz
TAHSİNAKÇA
Yıllardıruvguladıklan duşuk ucret
polıtıkasina ı>çı verımsızlığını bahane
eden sanayici. Avrupa ve ABD'nm
kullanılmış eskı teknoloji ış
makınelenne yoneldı Kuçuk
ışletmelenn vanı sıra çalıştığı sektorde
Turkıye'nm en buyuğu olan
holdınglenn de malıyetmm en az yuzde
ellı oranında daha duşuk olması
nedenıyıe, Batı'dan kullanılmış ış
makınelen ve teçhızat ıthal ettıklen
belırtılıvor Eskı teknoloji ekıpmanlann
getınlmesıne aracılık eden Pen-Taş
Cenel Muduru Levent Ergun, 3 yıl once
fthalat Rejımı Kanunu yumuşatılarak 5
>aşına kadar olan kullanılmış
ekıpmanın ıthalıne ızın venlmesınm
ardından, ıkıncı el makıne ıthalatına
• Kuçük ışletmelenn yanı sıra. çalıştığı sektorde
Turkıye'nın en bıiyüğu olan holdınglenn de,
malıyetının en az yüzde ellı oranında daha düşük
olması nedenıyle, Batı'dan kullanılmış ış
makınelen \e teçhızat ıthal ettıklen belırtılıyor
• Pen-Taş Genel Mudürü Levent Ergun, 3 yıl
once Ithalat Rejımı Kanunu yumuşatılarak 5
yaşına kadar olan kullanılmış ekıpmanın ıthalıne
ızın venlmesının ardından, ıkıncı el makıne
ıthalatına büyük ılgı olduğunu söyledı
buyuk ılgı olduğunu soyledı Son ıkı yıl
ıçensınde satışlarının yuzde lOO'e
varan oranda arttığını kaydeden Levent
Ergun. ağırlıklı olarak petrokımya. gıda,
ılaç, plastık ve çımento sektorlennın
onde gelen fırmalanyla yurtdışındakı 8
fırmanın temsılcılığını yaptıklannı
belırttı
Halen yurtdışındakı stoklannda
yaklaşık 100 bın parça makıne ve 150
komple tesısın yuklemeve hazır
durumda olduğunu belırten Ergun, bazı
urunlerde fıyat avantajının yuzde 80'e
kadar varabıldığını sovledı I50 ıle 60
bın dolar arasında sattıkları reaktorlerın
bayı fıyatının 180 bın dolar cıvannda
olduğunu ıfade eden Ergun,
"Vlüşterilerimiz \\rupa'da ve VBD'de
makinelenn bakımına o/en gostenlıyor
olmasına guvenıvoriar. \vnca Bablı
sanayici teknolojık gelışmenın çok hızb
olması nedenıvle avnı makıneyı bırkaç
vıldan fa/la kultannmor. Bunlar, ıthalatı
cazip hale getiren unsurlar. Ulkemizin
ekıpman hurdalığı haline geleceğı
gerekçesi>le 5 ile 10 >aş arasındaki
makinelere yuzde SO fon kesintisi
uvgulanması ve 10 vaş uzenndeki
ekipmanlann getırümesının yasak
olması ise sanayicımızı engelleyen
faktorier" dıve konuştu En çok ılgı
gostenlen urunlerın karıştrncı, reaktor,
santnflıj, kurutucu kazan, kompresor,
pres, jenerator ve mıki>er olduğu
belırtıiırken Turkıye'de halen "ikincieT
ış makınelerı konusunda aracılık
hızmetı veren çok savıda fırnıa olduğu
ılerı suruluyor
Venmsızlığın esas. nedenının ışçılerle
ılgısı olmayan teknoloji ve uretım
teknıklenndekı yetersızlık ıle ıdan
problemler olduğuna dıkkat çeken
Devrımcı Işçı Sendıkalan
Konfederab>onu Genel Sekreterı Kemal
Daysal ıse teknoloji başdondurucu bır
hızla ılerlerken kullanılmış makınelen
tercıh etmenın ış hızının yanı sıra ışçı
sağlığı ve ış guvenlığmı de olumsuz
etkıledığıne dıkkat çektı "İşçi
verimsiz" suçlamasının gelır
dağılımındakı adaletsızhğı perdelemek
ıçın kulldnıldığını ılen suren Daysal.
"Sanavici işçi ücrederi konusunda
BatTyı 10 kat geriden takip ederken bize
dönüp, 'lvı ama sız de venmsızsınız'
diyor. Ovsa verimlılik doğrudan ünetim
teknolojisı ve çalışma koşullan ile ilgıli
bir konu. İşcinin verimliliğe donük
eğitimine de onem vermeliler" dedı
DÜNYA EKONOMİSİIVE BAKIŞ / ERGÎNYILD1ZOĞLIUCWO;M
Ikİ UCU KİTİİ Çomak!.. (Rusya 'da Başkanhk Seçimleri)
S
eçım sonuçlan bellı olmadan, seçım sonuçlan uze-
rıne yazmanın oldukça nsklı olduğu duşunulebı-
lır Ama konu Rusya seçımlen olunca ben bunda
pek bır mahzur gormuyorum Seçım kampanyası sıra-
sında Soğuk Savaş donemınm retonğının acemıce ve
abes bır şekılde yenıden canlandtrılmasına ve sankı ko-
munızmle kapıtalızm arasında bır seçım yapılıyormuş
havasının oluşturulmaya çalışılmasına aldanmamak ge-
rekır Rusya seçımlerını kım kazanırsa en temel ekono-
mık ve pol/tıka alanlannda, geçen yıl ıçınde şekıllenme-
ye başlamış olan doğrultuda onemlı bır değışıklık olma-
yacak Yeltsın değıl de Zyuganov kazandığı takdırde ya-
şanabılecek sıcak para hareketıne bağlı malı krız olasılı-
ğını da hesaba katsak bıle, bu boyle Dığer taraftan bu
seç/mlerı Yeltsın kazansa ve ıkı kalp knzı geçırmış olma-
sına rağmen donemınm sonuna kadar kalsa bıle, Yeltsın
donemı artık, Batı'nın 1991 Ağustos darbesınden ben
Yeltsın'e yukledığı butun anlamları da ıçererek, bıtıyor.
Bir garip seçim kampanyası
Dığer taraftan Rusya halkı açısından seçımler adeta ı-
kı ucu k/riı bır değnek Bır devlet başkanı duşunun kı se-
çım taktığı olarak, yaptıklannı ve yapacaklarını değıl, ra-
kıbının kendısınden ne kadar daha kotu olduğunu anlat-
mayı seçıyor Kendını "ehvenı şer" olarak sunuyor Geç-
mışte Yeltsın tarafından aşağılanmış, ışten atılmış bu-
rokratlar da dahıl, Yeltsın donemını şıddetle eleştıren bır
sen aydın, "onemlı şahsıyet" televızyona çıkıp once Yelt-
sın'e venp verıştınyor, sonra da bunlara rağmen neden Yeltsın'e oy
vereceklennı açıklamaya gınşıyorlar Bu şarlatanlığın nedenlerı var
tabıı, seçmen, son beş yılın ekonomık yıkımından, Rusya'nın ulus-
lararası konumundakı genlemesınden Yeltsın'ı sorumlu tutuyor
Ekonomık lıberalızmı bağnazca savunan utopyacılann dışında
kımse "önce serbest pazar, sonra refah, sonra demokrası" denk-
lemını cıddıye almadıgı ıçın de Yeltsın geçmışı savunmayı ustlen-
mıyor, rakıbını kotuleyıp, ıç savaş tehdıtlen savurup, seçmenı kor-
kutarak kendıne destek sağlamaya çalışıyor
Ortalık basınını ızlerken neredeyse Ekım Devnmı anfe-
sındeymışız gıbı hısse kapılıyoruz Ama hesapça, bu se-
çımlerden en çok etkılenmesı beklenen kesım, nedense sa-
kın En buyuk sanayı şırketlennın ve bankalann temsılcısı
13 ışadamının 27 nısanda gazetelerde yayımlanan dekla-
rasyonu bunun en lyı orneğı 13 ışadamı, ıç savaş tehlıke-
sını reddettıkten sonra, her ıkı adayı da destekledıklennı
açıkladılar ve geçen beş yıl ıçınde yapıldığının aksıne, bu
sefer Sovyet öonemının deneylennın tumden kapı dışan
edılmeyeceğını umduklannı belırttıler (Le Monde Dipla-
matıque Haz /96) Geçen bır yıl ıçınde Rus egemen sını-
fının ıkı onemlı fraksıyonunun temsılcılen temel konularda
anlaşmaya ve bır uzlaşma platformu oluşturmaya başla-
dı Bu uzlaşmayı Yeltsın'ın kadrolarında yaptığı değışıklık-
le de ve NATO'ya ılışkın tutumunda ve Çın ıle ılışkılerde ız-
ledık Seçımlerden sonra, ufak tefek hesaplaşmaların ve
ayak kaydırmaların, belkı ılahlara venlecek bır ıkı kurbanın
dışında, ana hatlarıyle uygulanacak polıtıka şımdıden bel-
lı Eskıye donuş ıse asla soz konusu değıl
Reformistler ve komünistler mi dediniz?
Yeltsın ıktıdarolduğundan bu yana, Rusya'dakı gelışme-
lerı anlamak ısteyenler ıçın bır denklem oluşturuldu Buna
gore Rusya'da surecı pıyasa ekonomısı yanlısı "reformıst-
ler" ve eskıye donmek ısteyen "komunıstler" arasındaki
mucadele belırlıyor Bu kavramların ıkısının de ıçı boş oldu-
ğu ıçın, bu ıkı kavramla Rusya'ya yaklaşan analıstlenn ço-
ğu Yeltsın'ın geçen bır sene ıçınde geçırdığı değışıklığı hay-
retle ızledıler, komunıstler dedıklen bır grubun, faşıst, mıl-
Iryetçı Yahudı duşmanı panslavıst platformlan da kucakla-
yarak yukselmesını de kavrayamadılar Halbukı bır duzelt-
me ve ıkı hatırlatma bu kanşıklığı kolaylıkla ortadan kaldı-
nr Duzeltme şu Rusya'da 1970'lerde derınleşerek gelışen
knz, ıddıa edıldığı gıbı komunızmın (yanı ışçı ıktıdannın) kn-
zı değıl, dunya ekonomısıne kapalı, devlet mulkıyetı ve ku-
manda ekonomısı ıle yonetılen ve yaygın sermaye bınkımı-
ne dayalı kapıtalızmın knzıydı
Yapmak ıstedığım ıkı hatırlatma da bu duzeltmeyle tam
bır uygunluk halınde Bınncısı, reform dıye ıfade edılen su-
reç (perestroyka ve glasnost) bızzat bu toplumun egemen
sınıfı tarafından, bu knzden çıkmanın bır yolu olarak gun-
demegetınldı Ikıncısı. 1990'laragelındığınde, SSCB/Rus-
ya'nın bu knzı aşması ve dunya ekonomısıyle tekrar butun-
leşmesı ıçın gereksınımı olan kaynaklan sağlamayı vaat et-
mış olan Batı'nın bu vaadını yerıne getıremeyeceğı anlaşıl-
dı Bu sırada Rusya'da ekonomı lyıce bozulmuş ve SSCB
dağılmıştı Şımdı bunları yan yana koyduğumuzda, Rus-
ya'dakı egemen sınrflann bu knzden çıkmak ıçın sadece bır
tek, o da kapıtalıst projeye sahıp olduğunu, komunızme ge-
rı donuş gıbı bır opsıyonun hıçbır zaman soz konusu olma-
dığını gorebılınz
Dığertaraftan yaşanan knzı aşmanın bıçımı ve gereklı de-
ğışımlerın hızı konusunda, bu surece kolayca uyum goste-
rebılenler ve gosteremeyenler arasında kısa zamanda bır
uyumsuzluk ortaya çıktı Ikıncısı Batı'nın vaat ettığı kaynak-
largelmeyınce, krızı aşmak ıçın gereklı kaynakların yaratıl-
ması ışı başa duştu ve bu da, eskı nufuz alanlanyla kont-
rol dışı yeraltı ekonomısının tekrar kontrol altına alınmasını
ve toplumda emek dısıplınının yenıden sağlanmasım, bu-
nun ıçın de toplumsal muhalefetın bellı bır şekılde tatmın
edılmesı ve sıyası ıstıkrar sağlanması gereğını gundeme ge-
tırdı Boylece, once uyumsuzluğa duşenler sonra, daha ya-
yılmacı, daha mıllıyetçı ve serbest pıyasa surecının yarat-
tığı tahnbatı tamrr etmeye nıyetlı bır polıtıka uzerınde uzlaş-
maya başladılar Bu da geçen 12 ay ıçınde yavaş yavaş ger-
çekleştı
Rusya dışa açılmaya ve pıyasa ekonomısıne geçış baş-
ladığında (serbestleştırme ve ozelleştırme) ıhracata yone-
lık sektorlerın avantajh bır konumda olduğu ortaya çıktı,
hammadde ve enerjı sektorlerı kolayca ıhracat yapabıldık-
len ıçın çok kıymetlı olan dovıze ulaşabılıyorlardı Dığer ta-
raftan, ozelleştırılme başladığında, Batı nın ılgısını dığerle-
nnden daha çok bunlar çekıyordu Kendıne ortak arayan
Batılı yatırımcılar hızla bu şırketlenn yonetım kadrolan ıle ortaklıklar
kurmaya başladı Sonuç eskı yonetıcılerın bır kısmı ulkenın zengm-
lıklennı ozelleştırme adı altında ozel mulkıyetlenne geçırdıler ve bu
sektorterde yenı ışletme sahıplerıne donuştuler (1) Ancak ekonomı-
nın belkemığını oluşturan asken ve sanayı ışletmelennın yonetıcıle-
n "reform surecınt" aynı şekılde yaşayamadılar Aksıne hem kaynak
sıkıntısı ıçıne duştuler hem de toplumda yukselen muhalefetın, ış-
azlığın ılk etkılennı çok daha once fark etmeye başladılar Ancak Ba-
tı'dan beklenen malı yardımın gelmemesı kaynak sorununu ağırlaş-
tırdıkça asken ve sınaı kesım, kaynak yaratabılme
ozellığınden dolayı potansıyel onemını tekrar arttır-
maya başladı
Işte bu ıkı kesım, bu yenı koşullarda geçen yıl ıçın-
de gıderek bırbırlenne yaklaşarak, danavnost, Rus-
ya'nın eskı gucunu yenıden elde etme ısteğı ortak
paydasında uzlaştılar Bu seçımler ışte bu arka plan
ıçın gerçekleştı Şımdı kım kazanırsa kazansın, dar-
javnost polıtıkası uygulayacak
Ve ilginç bir yorum...
Ancak, Yeltsın'ın veya Zyuganov'un seçılmesı ara-
sında, uzun doneme ılışkın onemlı bır fark ortaya çı-
kabılır Bu farka, eskı muhalrf aydınlardan, once Sin-
yavski (Internatıonal Herald Tnbune 5/6/96) son-
ra da Dovalyev dıkkatı çektffer (Financial Times
15/6) Bu ıkı aydının, eskı rejımde sık sık hapse atıl-
mış, baskı gormuş olmalan ve bugun hem "komunıst-
lere" hem de Yeltsın'e karşı olmalan yorumlannı da-
ha da ılgınç kılıyor Bu ıkı aydın, Rusya halkının ehve-
nı şer tercıhlerden kurtulması ve demokratıkleşme
surecınde ılerteyebılmesı ıçın Yeltsın'ın kazanmasını
ıstemryor
^4 Kovalyev ıse Zyuganov'un seçımlen kazanmasını
m ıstıyor Zyuganov daha demokratık bır ortam sunabı-
M leceğı ıçın değıl, bugun utangaç bır şekılde, ısteme-
^ ye ıstemeye Yeltsın'ı desteklemek zorunda kalan guç-
lenn kendılenne bağımsız ve gerçek bır muhalefet
oluşturabılmelen ıçın Sınyavskı, Yeltsın'ın gıttıkçe dıktatorleştığıne
dıkkat çekıyor Kovalyev, Yeltsın seçıldığı takdırde bugunku çuru-
me surecının kronıkleşeceğını ve hatta yerleşeceğını duşunuyor Ko-
vaJyev de Pıyasa refah, refah da demokrası getınr saçmalığını red-
dedenlerden.
(1) Bu konuda çok ornek var. Konuya degınen, yenı ıkı yazı ıçın bkz
Wall Street Journal Orta Avrupa Ekı (Hazıran) ve William Pfaff, In-
ternabonal Herald Tribune 13/6/96
sigortaihtiyaçtır.
Gelışen dunyada yaşam koşullan
degışırken, varolan değerlere yenılerı
eklenırken rısk oranları da artıyor En guncel
ornekler arasında yangın, hırsızlık ve trafık
kaza oranlarındakı artışlar sayılabılır Her
geçen gun çeşıtlenen bu tur rısklere karşı
sigorta çağdaş yaşamın en onemlı ıhtıyacı
çağdaşlıgın kesın kanıtıdır
Toprak Sigorta ışte bu bılınçle herkese
çağdaş sigorta hızmetlerı sunmak ıçın
kuruldu.
TOPRAK
SİGORTA
Büyukdere Cad N o 23 Kat 3 ŞİŞLİ 80220 I S T A N B U L Tel (0 212) 224 75 00 pbx Faks (0 212) 224 55 30
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Seçme
Seçme olanağının genışlığıyle bıreysel ya da top-
lumsal "gelışmışlık" atbaşı gıder Ozgurleşme su-
recı, bır yonuyle de seçme olanaklarının çoğalma-
sı anlamını taşır
Seçme "becensmın" bır uzmanlık gıbı, ayrıca
onemsenmesı gerekır Çunku bıreyın sahıp olduğu
seçme ozgurluğunu kullanmadakı başansı, kendı
ozguıieşmesının olduğu kadar ıçınde bulunduğu
toplumun demokratıkleşmesının de olçutudur
Seçme olanağının başlıcalan, "e^" ve "ış" konu-
larında toplumsal ve ekonomık boyutlar kazanıyor;
"temsılcı" seçme de sıyasal alanı ılgılendınyor
Tum bu konular "toplumsal" olarak alındığında,
ulkemızde "başarılı" olunduğu soylenemez Top-
lumbılım verılen, eş seçımınde feışılenn "çokbuyuk
çoğunluğunun" hıç de ozgur olamadıklarını vurgu-
luyor, ış seçımındekı olanaksızlıklar mılyonlarca ış-
sızle kanıtlanıyor Kaldı kı ış bulup çalışanlann da
yıne çok buyuk bır bolumu "yaptığı ışı tam benım-
seyerek" yapıyor denılemez Asıl seçme "facıası",
sıyasal duzlemde toplumsal acıyla yaşanıyor Akıl
almaz bır çelışkıyle "seçılenler", seçenlerın ıstem-
lennden kopuk, gıdebılıyor
• • •
Turkıye eğıtım duzenı, bu haftanın sonunda yak-
laşık bır mılyon gencı "yaşam boyu" uzmanlık ala-
nı olarak damgasını taşıyacağı çok onemlı bır "seç-
me" surecıne sokuyor
Çocuklanna hıçbır seçme olanağı tanımadan şe-
rıat kurslannın yolunu gosteren eğıtım duzenı, ılko-
kulu bıtırenlenn yaklaşık "yansını" ortaoğretıme
geçmek uzere seçıyor, kalan yansını "dunyada tu-
ru tukenmış olan beş yıllık" eğıtım duzeyınde tutu-
yor. Genye kalanlann yansını da eledıkten sonra,
bır mılyonunu "yuksekoğretımde yerleştırmek"
uzere seçme yapmaya çağırıyor Gerçekte, eğıtım
duzenının yuksekoğretım sayılabılecek "dört yıllık
eğıtıme" alabıleceğı oğrencı sayısı 130 bının attın-
dadır, bu yuksekoğretım ıçın bırıncı seçme enge-
lını aşanların yalnızca "sekızde bın" duzeyındedır;
kalan yaklaşık 650 bın genç, meslek okullan ve
"açıkoğretım"e dağıtılacaktır
Yuksekogretıme getırmek uzere mılyonlann ara-
sından "seçtığımız" bu 130 bının seçımı surecının
ne olçude "enyeteneklılen" bulmaya dayandığı, ne
olçude de seçılenlerın aılelennın para gucune bağ-
lı olduğu ve daha da onemlısı seçılemeyenlerın "ne
olacağı", pek çok toplumsal bozukluğun kaynağı
olarak yıllardır çozumsuz bırakılmaktadır
"Seçme"nın bu sayısal darlığı, konu "nıtelık"üuz-
lemıne taşındığında lyıce sıfır noktasına yaklaşıyor
Once, yuksekogretıme alınacak 130 bın gencın
yaklaşık yuzde 90-95'ı, buyuk olasılıkla yetenek ve
ozlemlenne "bınncı derecede" uygun bılım dalla-
nna gıremeyecektır Sonra, Turkıye unıversıtelerı,
çağdaş bır oğretımın gerektırdığı olanaklardan yok-
sun bulunuyor Bırakınız bılgısayarkullanımı, ılen la-
boratuvar araç ve gereçlerını bır yana, salt bılımsel
kıtap ve dergı yonunden de unıversıte kutuphane-
len yoksullan oynuyor Eksıkler, ozellıkle buyukkent
dışı unıversrtelerde yalnız araştırmayı değıl, egrtımı
de engellıyor. Ek olarak unıversrteyı seçen oğren-
cılerın "unıversıte ortamının" gerektırdığı, ders dı-
şındakı "bılım, kultur ve sanat" etkınlıklerıne katıl-
ma ve çok daha onemlı olarak bu alanlarda "katkı
yapmalannı" sağlama açısından da Turkıye unı-
versıtelerı tam bır çokuntu yaşıyor Bu noktalara,
bannma, beslenme ve sağlık alanındakı yetersız-
lıklerle oğretım uyesı yetersızlıklerı de eklenebılır.
Unıversıtelere aynlan kamu kaynağı o kadar yeter-
sızdır kı, orneğın bır ışadamının boşanma davasın-
da kararlaştınlan nafakanm tutan, ODTU gıbı en on-
de gelen bır unıversıteye bu yıl ıçın aynlan "yıllık
bûtçe odeneğının bıle ıkı katı" dolayındadır
• • •
Eğıtım alanındakı asıl yanlışlık, sıyasal ıktıdarla-
nn, ulkeyı yonetenlerın yanlış seçme anlayışından
kaynaklanıyor
Eğıtımde "fırsat eşıtlığını ve çağdaş eğıtımı" her
duzeyde sağlamayı bır toplumsal amaç olmaktan
çıkaran sıyasal ıktıdarlar, bu çokuşun bınncıl so-
rumlulandır
Nıtelık konusunu goz ardı ederek her ıle bır unı-
versıte kurulması anlayışıyla unıversıte sayısınm
arttınlması, unıversıtelere gereklı parasal desteğı
sağlamadakı yetersızlıkler, oğretım uyesı yetıştır-
mede dovız kaynaklarını ABD ve ingılız unıversıte-
lenne aktaran yanlış uygulama, bırturtu çozume u-
laştınlmayan bılımsel, yonetsel ve parasal" açılar-
dan ozerk ve "toplumsalsorumlu" unıversıte, ver-
gı ve gelır adaletsızlığının toplumsal yapıyı batırdı-
ğıbırortamda "dayatılan" paralı eğıtım, bunlar ara-
sında sayılabılır
Zıncırleme seçme yanlışlarıyla oluşan sıyasal yo-
netımler, ekonomık açıdan "en venmlı" toplumsal
açıdan "en gereklı" alana, "ınsan gucune yatınm
yapmıyor"
insana yatınm olmayınca yol, fabnka, baraj yatı-
nmlanndan da venm alınmıyor; en kolay ışler yuk-
sek malıyetlı yabancı uzmanlara yaptınlıyor Çun-
kü yuksekoğretımde okullaşma oranı sanayıleşmış
ulkelerın dortte bın duzeyındedır ve Turkıye'de 10
bın nufusa sekız "araştırmacı" duşerken bu sayı or-
neğın Israıl'de 140 dolayındadır.
Bağ-Kur
alaeak peşinde
ANKARA (A \)- Bağ-
Kur Genel Müdüru Rıdvan
Selçuk. toplam 2 mılyon 668
bın 11 sıgortalının kuruma
pnm ve gecıkme zammın-
dan oluşan vaklaşık 91 tnl-
yon lıra borcu bulunduğunu
bıldırdı Rıdvan Selçuk,
1479 sayılı yasaya tabı ola-
rak kuruma uye olan I mıl-
yon 857 bın 572 sıgortalıdan
1 mılyon 753 bın 59'unun da
yaklaşık 68 tnlvon lıra pnm
ve gecıkme zammı borcu ol-
duğunu açıkladı Selçuk
2926 sayılı yasaya tabı ola-
rak Bağ-Kur a uye olan top-
lam 810 bın 430 sıgortalıdan
ıse 800 bın 583 unun kuru-
ma 23 tnlvon lıra borçlu ol-
duğunu kaydettı
Toplam 91 trılyon hralık
sigorta ve gecıkme zammı-
nın tahsıl edılebılmesı ıçın
vasal gmşımlerde bulunduk-
lanna dıkkat çeken Selçuk,
şunlan soyledı
"Sigortaülannuzı pirimle-
rinı düzenli odemeve çağın-
voruz. Bu a\ın başında faai-
levete geçirdiğimiz otomatik
mektup servısi aracılığı ilesi-
gortalıîlanmıza mektupgoo-
dererek kuruma olan borç-
lannı anımsatacağız. Sigor-
tahlanmız uzucu bır durum-
la karşıiaşmamak için prim
ve gecikme zammı borçlan-
nı en kısa sürede ödcsinJer."
Kurumunbuyılkıaçığının
47 trılyon lıra duzev ınde ol-
masının beklendığını ka>de-
den Selçuk, avlık 2 8 tnlvon
lıralık gelıre karşjlık her ay
896 bın emekhye 3 4 trılvon
ıira maaş odedıklennı ka>-
dettı Selçuk, a\ lık sağlık
harcaması gıderlennın de 1 5
trılvon duzeyınde bulun-
duğurnu bıldırdı