Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
17 HAZİRAN 1996 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Dünyanın yaşayan en büyük sanatçılanndan, Amerika'da pop art akımının öncüsü Robert Rauschenberg: (2)
Iyi sanatçı (Hişkuildığuıa ıığratabihnefi
Yatak-1955
AHU ANTMEN
Modern sanatin yaşayan en bü-
yük isimlerinden 71 yaşındaki
Amerikalı sanatçı Robert Rausc-
henberg'in Istanbul ziyareti, sanat
ortamında büyük heyecan yarattı.
Plastik Sanatlar Derneği'nin Salı-
pazan Antrepo'da düzenlediği
"Ötekf sergisini gezen Rausc-
henberg, sergideki işleri çok be-
ğendiğini söyledi.
Zaten niyeti, İstanbul sanat orta-
rrunın "yaramaz sanatçılanyla" ta-
nışmaktı! Ünlü sanatçiyla ilk bö-
lümü dün yayımlanan söyleşimiz
sûrüyor...
- POp arf'ın İngilte-
re'de doğduğu kabul
edilivor. ama Ameri-
ka'da daha çok betıim-
sendi. Sizce sovırt dışa-
vurumculuk mu pop art
mı Amerika'mn ruhu-
nu daha iyi kavrayabil-
di?
Bir degerlendirme
yapmak zor, biri öteki-
nin yerine geçti gibi ol-
du çünkü. Bilıyor mu-
sunuz, pop art'ın kökle-
rinin Amerika'da olma-
sı gerekirdi diyesim ge-
lıyor. Tüketim çılgınlı-
ğının dev boyutlara var-
dığı bir yaşam tarzının
düşkün, keyfi, hastalık-
lı yönünü açığa vuran
bir akım. Bu açıdan
Amerika'dan daha iyi
bir yer mi bulunur'.'
- Ingihere'de pop art'ın öncülü-
ğiinüyapmışRjchard Hamilton'ın
işlerini nasıldegerlendiriyorsunuz?
Bence Hamilton retonğe dayalı
bir sanat yapıyor. işleri sözcük
oyunlanyla dolu. Ama sözgelimi
Warhol, sıradan bir nesneyi araya
girmeden, herhangi bir yorumda
bulunmadan sanatının konusu ya-
pıyordu. Bir şey anlatmıyor, o şe-
yın kendısinı gösteriyordu. War-
hol'da öykü yoktur. Hamilton ıse
genelde öyküler anlatır, sanat tari-
hı ya da kavramlanna gönderme-
de bulunan oyunlar oynar.
- Pop art daha çok ekonomik bir
stirecin, pop yaşam biçiminin bir
parçasL Herhangi bir stilden yok-
sun._
Öyle, tıpki soyut dışavurumcu-
luk gibi... Barnett Newman ile
Jackson Pollock arasında herhan-
gi bir benzerlik var diyebilir mi-
yiz? Tamam. aynı dönemde resim
yapıyorlardi. Ama aynı dönemde
farklı yaşamlar sürüyorlardı. Aynı
döneme farklı yaklaşımlan vardı.
Belki boyalannı aynı dükkândan
almışlardır! Buyrunsize sanat akı-
mı!
- Yapıtlarmızı, sizin ürctiyor ol-
Hayır, sanmıyorum.
- Size neo-dadatst de denitiyor»
Bıliyorum ama öyle çok şey
söylüyorlarkı. Zaten söylemeseler
işim bitık demektir!
- Öyle\ se Dııchamp'dan etkilen-
mediğinizi söyle\eceksûıiz?
Etkısi varsa. bu etki sözgelimi
bir Schwitters"den fazla değildir.
Oysa ben ilk kez bir Schwitters
resmi gördüğümde, beş altı yıldır
zaten kolaj yapıyordum. Duc-
hamp'ın yapıtlannı da epeyce geç
gördüm. Adını duymuştum, hazır-
nesne yaptığmı biliyordum; atna,
onunla tanışıp yapıtlannı görmem
çok sonra oldu. Duchamp, tıpkı
• 'Bugünlerde herkes önce galeri
ayarlama telaşında, galeriyi bir
ayarlasın, sanat da sonra gelir
nasılsa... Şu rezalete bakar mısınız!
Sanatta başarmak, başansızlığin
ışaretidir oysa. Iyi bir sanatçı yeni
değerlerle ortaya çıkarak
hayalkınklığıyla uğratmayı
bilmelidir.'
• 'Pop art'ın etkisiyle ortaya çıkan
akımlar, skandal çıkarmayı sanat
yapmak sandılar. Insanlan şok etmek,
estetik bir arayış haline geldi. Tabii bu
tür işler yapan sanatçılar kendi
kuyulannı kazdılar. Şok etmek
amacıyla yola çıkınca, ortaya çıkan
işler pek şok edici olmuyor!'
manızın pek bir önemi olmadıgınu
onlann gerçek yarancısının "bu-
gün', yani içinde bulunduğunuz an
olduğiınu sö> kemiştiniz_
Ben her gün her konuda fıknmı
değiştirebileceğim gerçeğıyle ya-
şanm. Bugünün işini yanna bırak-
mam.
- 1964 yıhnda Venedik Biena-
li'ndc ödiil kazanan ilk Amerikalı
sanatçı okiunu/. Vapıtlannızda \v-
nıpa geleneginin izlerini taşıdığı-
nız düşüncesine katılıyor musu-
nuz?
dadaistlcr gibi sanatın polıtik yö-
nüyle ilgileniyordu. Aslında dada-
ıstler onu evlat edindi. Sanınm
Man Ray adını duymuş, onunla
bağlantı kurmuştu. O sırada Duc-
hamp, Chıcago'da. dadadan haber-
sizyasıyor, evinin tavanını plastik
bantlarla kaplıyordu. Dadaistler iş-
te bu adam işimize yarar diye dü-
şünmüşolmalı! Kendini yiyip yu-
tan dada hareketi olmasaydı Duc-
hamp ne yapardı çok merak ediyo-
rum.
-Sanarınızın Duchamp'la karşı-
Pekinefler, önce îstanbul sonra Izmir'de
Kültür Servisi- Dünyaca ünlü pı-
yanıstlenmız Güher-Sûher ftkind kar-
deşler. 24.İstanbul L'luslararası Müzik
Festivali kapsamında yann saat
19.00'da AKM Büyük Salon'da bir
konser verecekler. Pekineller, çarsam-
bagünüde tzmir Festivali kapsamında
bir konser verecek.
İlk piyano derslerini annelerinden
alan ve ilk konserlerini altı
yasmdayken veren Güher ve
Süher Pekinel, dokuz yaşın-
da da Ankara Filormani Or-
kestrası eşlıginde Cumhur-
baskanı'nın huzurunda bir
konser verdi. Müzik eğitım-
lerini Paris Konservatuva-
n'nda sürdüren kardeş ikilı
daha sonra Frankfurt Müzik Okulu'na
üç yıl devam ettı. RudoHgSerkin'in da-
veti üzerine gıttıklen Phıladalphıa'da-
ki Custis Enstitisü'nde Claudkt Arrau
ve Leon Fleisher ile çalıştıktan sonra
eğitimlerini Nevv York'taki Juilliard
Müzik Okulu'nda tamamladı tkılı ve
solo olarak ABD, Almanya. Italya ve
Fransa'da bırçok uiuslararası yanşma-
Z4.VUSUUMRftSI
İSTABBfll
MttlK fESThfALİ
da aldıklan ödüllenn yanı sıra 1978'de,
UNESCO Dünya Müzik Haftası'nda
Almanya'yı temsıl etrıler ve birincilik
ödülünü kazandılar ve bu konser daha
sonrâ plak olarak da yaytmlandı. Avru-
pa, ABD, Japonya ve Uzakdoğu'da ver-
diklen resitallertn yanı sıra Berlın, Los
Angeles, Israil ve Nevv York Fılarmo-
ni, Cleveland Orkestarası, Amsterdam
Concertgebo-
uw. Kralıyet Fı-
lormanı, RAI-
Mılano. Santa
Cecilia ve Ingi-
lızOdagıbı ün-
lü orkestralann
e>Iiğınde kon-
serler verdiler.
Deutsche Gramophon için birçok
kayıt yapan Güher ve Süher Pekinel,
1989 ve 1990 yıhnda MozartveSchu-
bert'in yanı sıra bırçok Fransız ve Is-
panyol bestecılenn eserlerinı Teldec
ıçın doldurular. 1991'de Fransız Rad-
yosu Filarmonı Orkestrası ile Poulenc
ve Saınt-Saens'ın piyano konçertolan-
nın, 1991 yılmda da Mozart Yılı nede-
niyle bestecınin dörtel ve iki piyano
ıçın tüm eserlenni üç CD olarak kay-
dını yaptılar. Başka birçok bestecınin
eserlennı ıçeren CD'len yayımlanan
Güher-Süher Pekinel, sanat yaşamlan-
nı ıçeren ve prodüksıyonunu Alman
ARD ve Fransız Arte kültür kanalları-
nın üstiendığı bırfılmderol aldılar. Ikı-
lı aynca, Birleşmış Mılletler'ın 50. >ı-
lı nedeniyleCenevre'de UNESCO'nun
şemsıyesı altında 'WorW \Vithotit
Mind" programında Zünh Balesi ile
birlikte Stravinski'nin "Bahar Ayi-
ni"nın iki piyano için düzenlemesının,
Eurovisıon tarafmdan canlı olarak ya-
yımlanan dünya prömıyennı gerçek-
leştırdi. Pekineller son olarak ülkemiz-
de eksikligi hıssedilen bir müzik kıtap-
lığı kuruyorlar. Çocukluklanndan bu
yana birbirleny le kurduklan olağanüs-
tü uyum sayesinde tüm konserlennde
ezbere çalan \ e müziği kafalannda de-
ğil yüreklerinde hısseden, Güher-Sü-
her Pekinel, yann akşam gerçeklestire-
ceklen konserde Brahms, Bach, Liszt,
Gershwin \e Lecuona'nın yapıtlannı
yorumlayacak.
Tallis Oda Korosu, iki programla Aya Irini'de
Kültür Servisi - 24 Uiuslararası İstanbul
Müzik Festivali kapsamında Tallis Oda Ko-
rosu. bugün ve yann, saat 19.00'da Aya İri-
ni Muzesi'nde iki ayn programla seyircı kar-
şısına çıkacak.
Philip Simms tarafından 1982 yıhnda ku-
rulan Tallis Oda Korosu, bugün tngiltere'nin
önemlı korolan arasında yer alıyor. lngilte-
re, Paris, Budapeşte. Israil. Moskova ve ls-
veç'tekı önemlı senfonı ve oda orkestraları
eşliğinde konserler veren topluluğun son et-
kinlikleri arasında' City of London Sınfonia.
lngıliz Oda Orkestrası ve Kraliyet Filarmo-
ni ile konserler, İsvıçreli RolfUrsRingger'in
bestesinin kaydı. Reıms Yaz Festivali 'nde iki
konser, Cassidy'nın yenı eserinin kaydı, Av-
rupa Oda Orkestrası eşliğinde Bach Magni-
fıcat'ın iki kez seslendirilmesi yer alıyor.
On iki ile altmış arasında üyeye sahipolan
koro, Machaut'tan Mathias'a kadar uzanan
genış bir repertuvara sahip.
Ashkenazy. Brüggen, Harnoncourt Hic-
kox, Jarvi Leonhart, Mackcrras. Malgoire,
Mehta, Menuhin, Norrington, Sacher ve Ta-
tegibi tanınmış şeflerin yönetiminde, birçok
yabancı dil ve çeşıtli stildeki eserleri seslen-
dıren koronun yaptığı en son kayıtlar arasın-
da, ingiliz Oda Orkestrası ve Marcello Vıot-
ti ile Donizetti'nin 'Aşk Iksiri" ve Simms'ın
yönetimindeki Londra Senfoni Orkestrası
'Lir'in Çocnklan', Donıingo'nun yönerriği
Bartsa ve Carreras'tan opera düetlen bulu-
nuyor.
Deneyimli şef Philip Simms, 1992 yılına
kadar ingiliz Oda Orkestrası 'nda kontrbas
çalmasının yanı sıra, kuruluşundan beri Tal-
lis Oda Korosu'nu hem şef olarak hem de
klavsende yönetiyor.
Simms'in tngiltere'de yönettigi diğer
gruplar arasında Londra Senfoni Orkestrası,
London Mozart Players, Wren Orkestrası,
Oxford Şehir Orkestrası, Manchester Came-
rate bulunuyor. İngiltere dışında Avusturya,
Fransa, Portekiz. Italya. Ispanya ve Irlan-
da'da da şeflik yapan Simms, aynca Bratis-
lava, Budapeşte, Perugia'daki orkesrralarla
daçalıştı. Tallis Oda Korosu ile Irlanda, Fran-
sa, Almanya, İtalya. Isviçre ve geçen yıl da
Reıms Yaz Festivali 'nde konserler veren de-
neyimli şef Philip Simms. Londra Senfoni
Orkestrası ılc birlikte "Impub" adlı bir CD
çıkardı.
laştınlan yönü sanınm sizin de
onun gibi, bir sanatçının bir nesne-
yi sah 'seçerek' bir sanat yapıtı ha-
linc getirip getiremeyeceği düşün-
ccsini sorgulanıanız_
Evet ama ben bunu yaparken,
sanatı protesto etmedim. Ben her
gün çevremizde gördüğümüz sıra-
dan şeylerin varlığını kutluyorum.
Yan yana gelmesi akla gelmeye-
cek şeyleri bir araya getirip çe\re-
sindeki nesnelere körleşmiş dü-
zeyde duyarsızlaşabilen insanlara
bu nesnelere yeni bir gözle bak-
malannı sağlıyorum, onlan uyan-
dırmayı amaçlıyorum. Fotoğrafı
da işte bu nedenle çok seviyorum.
Ben hiçbir şeyi -en
ufak şekli, belli belir-
siz bir gölgeyi bile-
görmezlikten gele-
mem.
-Zaten başhca ama-
cınrz sanatla yaşam
arasındaki çizgivi >tık
etmektL-
Umanm başarmı-
şımdır...
- Pflpart'tan sonra_.
Pop art'tan sonra
pop art nedeniyle or-
taya çıkan her akım,
pop art'ın yanlış anla-
şılması üzerine kuru-
luydu. Skandal çıkar-
mayı, sanat yapmak
sandılar Insanlan şo-
ke etmek, estetik bir
arayış haline geldi. Ta-
bii bu tûr işler yapan
sanatçılar kendi kuyu-
lannı kazdılar. Şoke etmek ama-
cıyla yola çıkınca, ortaya çıkan iş-
ler pek şoke edici olmuyor!
- Beyaz resimlerinizi diişüncrek
sonıyonım, minimaBstlere bir ya-
kınlık duydunuz mu?
Pek değıl, gerçi benim resimle-
rim minimalistlerinkinden daha
minimaldi. Beyaz resımleri görür
görmez Malevich dediler. Oysa be-
nim beyazlar Malevich'le karşı laş-
tmldığmda Malevich, Mona İJsa
gibi kalıyor! O resımler, kendimı
eğitmek içingiriştigim, kendi için-
de görsel bir deney olarak kaldı...
O yönde devam etmeyi hiç düşün-
medim.
- New York'taki sanatsal üretim
bogün eskivie karşılaştınlrıuvacak
öJçüde yavan kalı\or._
Bunun bellı bir nedeni var, üste-
lik hiç de hoş değil. Sanat dünya-
sında, 'başarmak' saplantısı oluş-
tu. Son zamanlarda her kentte adım
başı galeri açılması. sanatın duru-
munu sarstı.
Ben bunlann geçıcı olduğunu
düşünüyorum... Ama çabucak geç-
se keşke! Sanatçılann farklı farklı
şeyler ürettıği. bir şeylere karşı bir-
likte baş kaldırdıklan eski günlerin
heyecanını çok özlüyorum.
Bugünlerde herkes önce galeri
ayarlama telaşında, galenyı bır
ayarlasın, sanat da sonra gelir na-
sılsa... Şu rezalete bakar mısınız!
Sanatta başarmak, başansızlığın
işaretidir oysa. Iyi bir sanatçı yenı
değerlerle ortaya çıkarak ınsanlan
düşkınklığına uğratmayı bilmeli-
dir.
- Sizce bu karmaşanın içinden
\epyeni bir sanatsal tarzın doğma-
sı mümkün mii, voksa postmoder-
nizmle birlikte bu otasüık ortadan
kalkbmı?
Dediğim gibi, bence bugün ya-
şananlar geçicı, geleceğe olumlu
bakıyorum. Sonuçta benim gibi
başka insanlann da bu durumdan
midesi bulanmaya başlayacak.
- Türk resminden ömekler gör-
düniiz mü?
Resim Heykel Müzesi'ndeki bir
sergının katoloğundan reprodüksi-
yonlar gördüm. Bir şey dikkatimı
çekti... Sergiyi düzenleyenlenn
hep akademik çevrelerden olusu il-
ginç. Ama eminim benim daha çok
ilgimi çekecek şeyler üretilıyor ts-
tanbul'da. Ben 'yanlış anlaşılan'
yapıtlan görmek istiyorum! •»
BUAŞA31ADA
ŞÜKRAN KURDAKUL
Yalan Toplumu
Yasak Toplumu...
Nurullah Ataç, neredeyse 50 yıl önce "Her doğ-
ru söylenebilir, her doğru söylenmelidir. Yoksa, çev-
remızi aldatıyoruz, çevremize yalan yayıyonız, de-
mektir" diyordu.
Doğrulara gözlerini kapayarak özgüriüklerini yitiren
o yıllann okumuşlar kuşağı, ne denli üzerine aldı bu
uyan çağnsınû Yanıt, ülkemizin 50 yıllık tarihinde.
Doğrulan söylemek deyince, yetiştiğim yıllar, çev-
redeki büyüklerin Osmanlıdan kalma deyimlerle hı-
zımı kesmeye çalıştıklarını anımsıyorum.
Biri "nene lazım" bu deyimlerin. Otekı "Sana mı kal-
dı?"
18 yaşımdan gün almaya başlamışım. Birden faz-
la parti kurulması yasağı kaldınlmış, Dr. Şefik Hüs-
nü ile arkadaşları Türkiye Sosyalist Emekçi ve Köy-
lü Partisi'ni kurmuşlar. Dergileri Yığın'da (*) hapiste-
kt Nâzım Hikmet'in -Ibrahim Sabri takma adıyla-
Kuvayı Milliye Destanı'ndan bölümler yayımlanıyor.
Oluşmaya başlayan özgür insan kimliğimi koymak
istiyonjm ortaya.
O dönemin güngörmüş büyükleri, geleneksel tu-
tutuculuğun us gücünü (dolayısıyla insanı) hiçe sa-
yan engelleriyle kapımı kilitlemeye çalışıyorlar.
- Sanamı kaldı?..
- Okumuyor musunuz, ABD ile imzalanacak olan
antlaşmalarda ulusal bağımsızlığımıza gölge düşü-
recek yaptınmlar var.
- Nene lazım..
Devletliyle birlikte kurulu düzenin mantığı yön ver-
meye çalışır, yalanın geçerli olduğu toplumlarda.
Yalanın gücü yetmediği yerde yasak.
Yasak düşkünlüğünden belli sonuçlar bekler dev-
letli.
Doğrulann kamusal güç kazanmasını önlemek..
Toplumu yalana alıştırarak gizindeki çıkar dolapla-
rına işlertik kazandırmak.
Itya Ehrenburg anılannda, Lev Tolstoy'un Ekim
Devrimı öncesinde ülkesınin önlenemez sarsıntılara
uğrayacağı korkusuna kapılmasına karşın geçmiş
dönemi eleştirme namusunu yitirmediğini yazıyordu.
Mütareke yıllarında kaç Osmanlı okumuşu göste-
rebildi bu aydın namusunu..
Ya şimdi?
Yıne 18 yaşlanndan gün alanlanmız var, insan ki-
şiliklerini ortaya koymak isteyen.
- Cezaevlennde ölüm kol geziyor. Umar yolu ara-
mayacak mıyız?
Özgür insanlann kapılannı kilitleyen şimdinin bü-
yükleri, Osmanlı yadigârı deyımlere tutunuyorlar yi-
ne..
- Sana mı kaldı?!
(*)On beş günlük düşün ve sanat dergisi. İlk sayı-
sı 1 Ekim 1946'da çıkan dergi, 5. sayısından sonra
İstanbul Sıkryönetim Komutanlığı'nca kapatıldı. Baş-
hca yazarlan ve şairteri: Nâzım Hikmet, Abdülbaki
Gölpınarlı, Kemal Bilbaşar, Orhan Kemal, AN Ka-
rasu (A. Kadir'ın takma adı), Abidin Dino, İlhan
Berk, Burhan Arpad, Hüsamettin Bozok, Münte-
kim Okmen, Ö. F. Toprak, Cahit Irgat, Arslan Kay-
nardağ..
Efes kazıtarımn 100. yılı
kuttamaları
• Kültür Servisi - Efes kazılarının 100. yılı, Türkiye
ve Avusturya hukümetlerinin ortaklaşa düzenleyeceği
etkinliklerle kutlanacak. 24-25 haziran tarihleri
arasında Kuşadası ve Selçuk'ta yapılacak
etkinliklere Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel ile Avusturya Cumhurbaşkanı
Dr. Thomas Klestil'in de
katılması bekleniyor. Efes kazılannın başlamasının
100. yılı dolayısıyla düzenlenecek törenlerin
organizasyonu için Avusturya'ya gıden
Efes Müzesi Müdürü Selahattin Erdemgıl, kazıların
başlangıç tarihinin, dünyaca önemli bir kültürel
mirasın değerlendirilmesi açısından taşıdığı öneme
dikkat çektı. Efes kentinin henüz büyük bir kısmının
hâlâ toprak altında olduğunu söyleyen
Erdemgil, kazılann devam etmesiyle Efes antik kenti
ve çevresinin tümüyle ortaya çıkacağını belirtti.
Berliner Bısemble'ın yeni sanat
yönetmeni VVuttke
• Kültür Servisi - Geçen yıl ölen Heiner Müller'in
ardından, Berliner Ensemble'ın sanat yönetmeniığıne
oyuncu Martin Wuttke getirildi. VVuttke, Berliner
Ensemble'da popüler bir oyuncu ve
Brecht oyunlannın olağanüstü yorumcusu
olarak daha önce de çalışmıştı. 1995 yıhnda 'yılın
oyuncusu' seçilen Wuttke, Heiner Müller'in ardından
atandığı yenı görevi konusunda "birtüroyuncu-
antrenör olarak sahada kalacağım.
Oyunculuk bundan sonra da esas görevim
olacak" dedi.
Pamukbank'tan Karıkatür Yarısması Don Ki$ot. edebiyat tarihinin en ünlü romanlarından biri.
Cervantes'în 17. yüzyılın başlarında yarattığı ironi başyapıtı;
resim, tiyatro, sinema, edebiyat alanlarında birçok «sere esin
kaynağı oldu. Don Kişot, naif cesareti, inanılmaz hayal gücü,
insani ve saf ilişkilere duyduğu özlemle bir simge, bir deyim
haline geldi. Don Kişot düşlerinde yaşıyordu. Siz de günümüz
dünyasındaki Don Kişot ve düşlerini çizin ki,
"Yaşasın Don Kişot"...
ÖdüHer Birincilik ödûlü: 100 Milyon TL
Karikatûrcüler Derne^i Özel Ödülü: 35 Milyon TL
Başan Ödülü: 3 Kişiye 25'er Milyon TL
Jüri üyeleri: Ferruh Doğan/Karikatürist, Mustafa Bilgin/Karikatürist,
Oya Yürekli/Pamukbank Reklam ve Halkla llişkiler Md.,
Paul McMillen/Reklamcı-Fotoğraf Sanatçısı,
Piyale Madra/Karikatürist, Salih Memecan/Karikatürist,
Şener Şen/Oyuncu
Son katılma tarihi: 10 Ağustos 1996
Başvuru: Pamukbank Reklam ve Halkla llişkiler Bölümü
Fulya Mah. Ali Sami Yen Sok. No: 5
80450 Mecidıyeköy-lstanbul
Bilgi için: (0212) 275 10 94 / Demet Yuncu
Bu yarışma KARİKATÛRCÜLER DERNEĞI /
THE ASSOCIATION OF CARTOONISTS'ın kâtkılarıyla düzenlenmiştir.
Katılma Koşullan:
1, Pamukbank'ın geleneksel sanat etkinlikleri çerçevesinde düzenlenecek olan
"Yaşasın Don Kişot!" Karıkatür Yarışması tûm karikatûrcülere açıktır.
2. Yanşmaya gönderılecek karikatürlerde çızım tekniğı serbest olup, renklı veya siyah
beyaz çalışılabilir
î , Yarışmaya gönderılecek karjkatürlerin yayınlanmış veya yayınlanmamış olmaları şartı
aranmayacaktır. Ancak, eserlerin daha önce bir yarrçmaya katılmamı; olmaları
gerekmektedir.
4, Katılımolar en fazla ücer eser gönderebilirler.
5, Gönderılecek karıkatürler en fazla 30x40 an boyutlannda ve paspartusuz olacaktır.
6, Eserler, postada kırılmayacak şekılde zarflanmalı ve rulo yapılmamalıdır
Z, Gönderilecek her eser ile birlikte, yarışmacının adı, soyadı, kısa özgecmişı, adresi ve
telefon numarasının belirtilmesı gerekmektedir.
& Yarışmaya katılan eserler, Pamukbank tarafmdan kullanmâ hakkı saklı kalmak ûzere,
Karikatûrcüler Derneği tarafmdan Karıkatür ve Mizah Muzesi'nde saklanacaktır
S, Yarışma kankatürlerı basılı bır malzemede değerlendinlecek ve bu basılı malzeme,
icinde eserleri yer alan karikatûrcülere gönderılecektır. Bu basılı malzemede yer
alacak eserler, jûrı tarafmdan belirlenecektır
10. Karıkatürler, en geç 10 Ağustos 1996 tanhıne kadar "Yaşasın Don Kişot" rumuzu
zarfın üzerine belirtılerek posta ile ya da elden yanda belırtılen adrese ulaşmış olmalıdır.
11. Postada olacak gecikmelerden veya kaybolmalardan Pamukbank sorumlu tutulamaz.
12. Yanşmada öereceyç gıren ve sergtlenmeye değer bu?unan eserlerin sahıplerine konu
bir mektup ile duyurulacak, sonuçlar ıse bır ödûl törenı ile basına ve yarışmacılara
a^ıklanacaktır. Yarışmada sergılenmeye ve yayınlanmaya layık bulunan eserler
sonuçlar belirlendikten sonra çeşitlı sergı rnekanlarında sergılenecektır.
13. Yarışmaya Pamukbank personelı ve jürı üyeleri katılamazlar.
14. Yarısmaya katılan yanşmacılar, tûm koşulları kabul etmış sayılırlar
PAMUKBANK