25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 HAZİRAN 1996 CUMA HABERLER jandarmaya sahJırı • AYDIN (AA) - Aydm'da, bu hafta içinde işlenen ve mafya içi hesaplaşma olduğu sanılan, üç kişinin oldürüldüğü iki cinayeti soruşturan jandarma ekibine ateş açıldı. Bir ıhban değerlendiren güvenlik gûçleri, Şahnalı köyünde bulunan bir eve baskın düzenlediler. Çıkan silahlı çatışmada Süleyman Çınar adlı jandarma eri öldü. Evde bulunan 2 kişi bir tabanca ve 2 av tüfeği ile yakalandı. Jandarma yetkilileri, cinayetlerin bir mafya hesaplaşması olabileceğini belirterek yakalanan 2 kişinin sorgulamasının devam ettiğini söylediler. Tato'ya ceza davası • ANKARA (AA)- Ankara Basın Cumhuriyet Savcıhğı'nca, Kanal D'de yayımlanan "Söz Fato'da" programında, tiyatro sanatçısı Kâmil Aydan Bol'un kişilik haklanna hakaret edildıgi gerekçesiyle programın yapımcı ve sunucusu Fatma Girik ile Kanal D'nin Genel Yayın Yönetmeni ve Genel Müdürü Ibrahim Altinsay hakkında açılan ceza davasına devam edildi. Davada, sanıklar hakkında, 9 aydan 4 yıl 6'şar aya kadar hapis cezalan talep ediliyor. Ankara 15. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki dünkü duruşmada, sanıklardan Fatma Girik ile taraf avukatlan ve müşteki Kâmil Aydan Bol da hazır bulundu. Duruşma başka bir güne ertelendi. Koç Holtfing'den DYP'ye tepki • Haber Merkezi - Koç Holding, dünkü açıklamaları dolayısıyla DYP Genel Başkan Yardımcısı tsmail Karakuyu'yu mahkemeye vermeye hazırlanıyor. Karakuyu'nun, önceki gün düzenlediği basın toplantısında, "gümrük birliğinin, toplumu teneke ürünler ile sömüren holdinglerin korkulu rüyası haline geldiği ve böyle perde arkası tezgâhlan kuranlann başında da Koç Holding'in bulunduğu" yolundaki sözleri üzerine, Koç Holding tarafından dün yazılı açıklama yapıldı. DYP Genel Başkan Yardımcısı Ismail Karakuyu'nun beyanının, "Türk sanayii ve topluluklan adına hayretle karşılandığı" ifadeedilen açıklamada "Türkiyemiz için çok önemli olan böyle bir dönemde. kendisine cevap vermek suretiyle gündemi lüzumsuz yere işgal etmeyi uygun görmüyoruz. Koç Topluluğu bu yanlış ve yakişıksız saldınyı Türk adliyesine intikal ettirme karan almıştır" denildi. Kumkapı cinayeti Yargıtay'da • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kumkapı 'da uğradıklan cinsel tacizden sonra çıkan kavgada Ismail Kızılkaya'yı öldürdüğü, Ercan Kavuncu'yu da yaraladığı gerekçesiyle Istanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 6 yıl 8 ay ağır hapis cezasına çarptınlan Dolunay Zeynep Uludağ'ın temyiz duruşması, Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nde dün yapıldı. Karann haftaya açıklanacağı bildirildi. İsraifin Erbakan açıklaması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Israil, "İsrail Cumhurbaşkanı Ezer Weizmann kurt bir politikacıdır. 'RP iktidara gelemez" diye bir söz sarfetmez. Gazete saptınnış" diye konuşan RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın açıklamasının gerçeği yansıttığını bildirdi. lsrail'in Ankara Büyükelçiliği'nden dün yapılan yazılı açıklamada, lsrail'in politikasının, Türkiye'nin iç işlerine kanşmamaya dayandığı belirtilerek, "Israil, Türkiye'deki demokrasiye saygı duyar ve destekler. İsrail, demokratik kurallar çerçevesinde, Türkiye'de bir çözüm bulunacağından emindir ve bütün partilerle işbirliği yapmaya hazırdır" denildi. RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan bugün DYP lideri Tansu Çiller ile görüşecek Başbakanhk pazarbğıOSİY1AJN AYDOĞAN ANKARA - Hakkındaki Meclis soruş- turmalanndan kurtulmak için RP ile seçim hükümeti kurmayı isteyen DYP Genel Baş- kanı Tansu Çiller'in. ilk dönem kendisinin başbakan olmasına RP'nin direnmesi duru- munda geri adım atmayı da hesaplanna kat- tığinı çevresine söylediği bildirildi. Siyasi kilitlenmeyi aşabilmek için DYP'nin uzlaşmacı birtavırlaheradımı at- maya hazır oldugunu bildiren Tansu Çiller, DYP-RP koalisyonu kurulacağına ilişkin söylentilere, "Benim ağzımdan böyle bir şey duymadınız. Sayın Erbakan 'la göriiş- meden bir şey söyleyemem" yanıtını verir- ken DYP'li bakan ve yöneticiler, RP'li bir koalisyona olumlu baktıklannın işaretini \erdiler. RP ile kurulacak bir koalisyona karşı 22 milletvekilinin yemin ettiği DYP'de, Aydın Milletvekili İsmetSezgin, Kilis Milletveki- li Doğan Güreş gibı tavırlan izlenen isim- ler, RP ile koalisyona karşı oldukJannı be- lirtme>e devam ederken Tansu Çiller, bu- gün kendisine koalisyon önerisiyle geleçek olan RP lideri Necmettin Erbakan'la baş- bakanhk pazarlığı yapmaya hazırlanıyor. ANAP'la koalisyon yaptığı 3 ay içinde hak- kında yolsuzluklarla ilgili 3 Meclis soruş- turması açılan Tansu Çiller'in, temmuzayın- da yapılacak DY P kongresini de hesaba ka- tarak dönüşümlü başbakanhk formülüyle ilk dönemin kendisine \erilnıesini sağlama>a çahşacağı bildirildi. DYP'nin, dönüşümlü başbakanhk ve 1 yıllık seçim hüEümeti öne- risiyle gideceği RP'den. başbakanın baş- kanlığında ağustos ayında toplanacak olan Yüksek Askeri Şüra'yı öne sürerek başba- kanlıkta ilk 6 ya da 3 aylık dönemi isteye- ceği bildirildi. Erbakan'a, "havır" demeyerek koalis- yon kapısını açık tutacağı kaydedilen Çil- ler'in, yetkili kurullanna danışacağını be- lirterek hükümet kurma görevinin kendisı- Yılmaz 'Merkez sağm engeli Çiller' İstanbul Haber Servisi- ANAP Genel Başkanı ve Basbakan Mesut Yılmaz, Türkiye'deki siyasi ıstikra- nn ancak merkez sağın ıki büyük partisinin bütünleş- mesiyle sağlanabileceğini belirterek -Merkez sağda- ki bütünleşmenin önündeki tek engel Çiller'in kendisi- dir~dedi. KûpeU ANAP'ta DYP Adana Milletvekili, Genel ldare Kurulu üyesi Mustafa Küpeti partisinden istifa ederek ANAP'a ka- tıldı. Küpeli'nin katılımıy- la ANAP'ın Meclıs'teki sa- yısı 127'ye çıktı. DYP'nin 133'edüşrü. Yılmaz, partisinden isti- fa eden Adana Mılletvekih Mustafa Küpeli ile dün Svvissotel de birtoplantı dü- zenledi. Toplantıda. şu an- da yapılması gerekenın bu- günkü Meclis tablosundan bir icraat hükümeti çıkar- mak oldugunu kaydeden Yılmaz. "Biz hâlâ bu Mec- lis'ten bir icraat hükümeti- nin çıkabileceğinden umu- dumuzıı kesmişdeğiliz' 'di- ye konuştu. A'ılmaz. DYP ile RP arasında yapılacak görüşme konusunda ise "Be- nimdışunda.henüzyapılına- mış görüşme hakkında de- ğerlendirmeyapmam müm- kündeğ9"dedi. Yılmaz, bir gazetecının, geniş tabanlı hükümet önerilerıni nasıl değerlendirdiğıne ilişkin so- rusunu yanıtlarken de şu an- da asıl sorunun hükümetın hangi partılerden oluşacağı, bu hükümete kimin başba- kan. olacağının olmadığını ifadeetti. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller dünkü DYP toplannsında, kilitlenen siyaseti açmak için partisinin üzerine düşen görevi yerine getireceğini söyledi. (Fotoğraf: A A) # 'Ülke için her şeyi yapanz' ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - DYP üenel Başkanı Tansu Çiller partisinin uzlaşmacı birta- vır içinde herkesin ve her şeyin üzerine çıkarak milletin ihtiyaç- lanna cevap verecek adımlan at- maya hazır oldugunu bildirdi. Çil- ler. siyasetin kilitlendiğini belir- terek "Bu kilidi açmak, DYP'nin en önemli görevidir" dedi. Partisinin TBMM grubunda konuşan Tansu Çiller, öncelikle DYP, ANAP. DSP ve CHP'nin yer alacağı bir hükümet için ça- ba harcayacağını söyledi. Merkez sağın birleşmesıne gi- deccğini düşündüğü ANAYOL koalisyonunun ve merkez sağın birleşmesinin. Mesut Yılmaz'ın başbakanlığında tıkandığını sa- vunan Çiller, Türkiye'nin iç ve dış sorunları bulunduğunu ve si- yasi kilitlenme yaşandığını be- lirtti. RP dışındakı 4 partinin li- derlennı kendılerıni aşarak bir araya gelmeye çağıran Çiller, "DYP, bu kilitİenmeyi aşmak için, tekrar u/laşmacı bir tavırla, anla- yış devrimi ve toplumsal u/laşma- nın gereğini vaparak herkesin üs- tüne çıkarak her adımı atmaya hazırdır. Gelin 4 partiy i bir araya getirelinı. DYP bu bü> ük çıkışı yapma amacındadır. 4 parti Ikter- İeri bir hükümet kursun ve acil meseleleri göğüslesin" dedi. ne verilmesini bekleyeceği ifade edildi. Ancak. RP'nin ilk dönemi kendisine ver- memekte direnmesi durumunda Çiller'in, önceliği Erbakan'a vererek geri adım atma- ya hazırlandığı kaydedildi. Yakın çevresi- ne, "Giimrük birliği karşıtianna rağmen RP ile hükümet kuracağun" dedıği belirtılen Çil- ler'in, RP lideri Erbakan'dan. "Gümrük birliği ve Avnıpa ile ilişkiler konusunda ken- disine kanşılmayacağT güvencesi aldığını da söylediği savunuldu. Çiller'in, RP ile hükümet kurduktan sonra, "Beni RP ile ko- alisyona ANAP itti" tezini işlemeye başla- yacağı belirtildi. Çiller, gazetecilerin, yakın çevresine RP ile hükümet kuracağını ifade ettiği söylentilerini anımsat- malan üzerine, "Benim ağ- zımdan bö> le bir şey duyma- dmu" dedi. Erbakan'la gö- rüşmeden bir şe> söyleye- meyeceğini bildiren Çiller, "Arkadaşlarımızla. yetkili kurullanmızla henüz değer- lendirmedik. Biz 4 parti bir araya gelsin, herkes bizim yaptığımız öz\eriyi yapsın. bir büyük uzlaşma içindegö- türelim dedik" diye konuşru. Tansu Çiller"leTBMM'de değerlendirme toplantısı ya- pan DYP yöneticileri ve ba- kanlar ise RP ile koalisyona hazırolduklan işaretini ver- diler. Genel Başkan Yardım- cısı Hasan Ekinci, "DYP'nin tabanında ve tavanında, RP'ye 6 a\ önceki gibi bir ambargo yok. 24 Aralık son- rası gibi kapalı degiliz" dedi. Grup Başkanvekili SaflTet.'^n- kan Bedük. RP ile koalisyon konusunda DYP içindeki eği- limin olumlu oiduğunubelir- tirken RP dahil hiçbir parti- ye kapalı olmadıklannı söy- İedı. DYP ile RP arasında ko- alisyon kurmak için hazırlık yapılırken DYP grubunda, RP ile koalisyon konusun- daki görüş aynlığı da sürü- yor. Ca>itÇağlar,YaşarDe- delek, Te\fik Diker, Necdet Menzir,Mehmet Batalh,Kök- sal Toptan gibi muhalif mil- letvekillerinin katılmadıkla- n.DYP grubunda konuşan Kayseri Milletvekili Osman Çilsal. Edirne Milletvekili Evren Bulut ve Afyon Mil- letvekili Nuri Yabuz, RP ile koalisyon kurulması gerek- tiğini savundular. RP'nin " Devlete rağmen, mOletiege- liyoruz" dediğini ve bunun çok tehlikeli oldugunu savu- nan Çilsal, RP'ye karşı. ik- tidarda denenmeden ve bir sey yapamadığı görülmeden yapılan mücadelenin inan- dıncı olmadığını söyledi. Ev- ren Bulut da kendi seçmeni- nin RP'ye karşı olmasına rağ- men, RP ile koalisyon ku- rulmasını istediğini belirte- rek "Ben seçmenlerime bir dönem hacu bir dönem bacı dedim bile'" diye konuştu. 'Diyalog başlatılmalı' Günay'dan DSP ve CHP'lilere mektup ANK.4RA (Cumhuriyet Bürosu)-CHP Genel Sekreter- liği'nden istifa ederek DSP'ye geçen Ertuğrul Günay. DSP ve CHP milletvekılleri ile it başkanlanna gönderdi- ği mektupta, iki parti arasında diyalog başlatılması çağn- sında bulundu. Güna\, "CHP ve DSP'nin asıl muhalefet konumunda güçlerini birteştirmesi, uzun vadeii hedeflere ulaşmak açısından daha anlamlı ve sağhkh bir başlangıç olabilir" dedi. DSP ile CHP arasında diyalog başlatılması için girişim- lerde bulunan Günay. iki parti örgütlerini harekete geçir- mek için de çaba göstermeye başladı. Günay. DSP ve CHP millervekilleri ile il başkanlanna gönderdiği mektupta, "Merkez sağ partilerin bütün tükenmişliklerine rağmen ik- tidar konusundaki iddialı rutumlan ve bu alanda sol par- tilere biçtiklcri yama niteliğindeki görcvlcr, yurttaş olarak onurumuzu ineitiyor. Bu senaryolar karşısında CHP ve DSP'nin içine sürüklendiği etkinlikten uzak, çaresiz konum, sosyal demokratlann eski görkemli günlerini anımsayan- lan derinden varabvor" dedi. Akın Birdal, açlık grevindekilerden değerlendirme istedi Genelge yargıya gidiyor Haber Merkezi - Adalet Bakanı Mehmet Ağar'ın 6 mayıs genelgesinı ve cezaevlerindeki baskılan protesto etmek amacıyla 33 cezaevınde siyasi tutuklu ve hükümlülerin başlattığı açlık grevleri devam ederken IHD Genel Başkanı Akın Birdal, açlık grevindeki eylemcilere çağnda bulunarak durumu yeniden değerlendirmelerini istedi. Demokratik kitle örgütleri de Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile TBMM Başkanı Mustafa Kalemli'ye başvurarak sorunun çözümü için devreye girmelerini ıstediler. lzmir Barosu da genelgenin iptali için yargıva başvuracak. İHD Genel Başkanı Akın Birdal başkanlığında 18 demokratik kitle örgütü ve sendıkanın temsilcisinin oluşturdugu komisyon, dün Çankaya Köşkü önünde bir basın açıklaması yaptı. Birdal, açlık grevine katılan tutuklu ve hükümlülerin sağlık durumunun ölüm sınınna geldığini kaydederek Demirel'e sunulmak üzere hazırladıklan dilekçeyi okudu. Demokratik kitle örgütlerinin, yaşam hakkının kutsallığını sa\ unduklannı anımsatan Birdal, "Bu hak cumhurbaşkanı olarak sizin için ne denli kutsalsa, cezaevlerinde hem de de\ lctin gözetimi ve koruması aranda olması gerekenier için de o denli kutsaldır. Bu temel hakkın kullanılmasında herkesin sorumluluğu vardır. Herkes her şeyden sonımludur sözü tam bu noktada anlam kazanmaktadır" diye konuştu. Demokratik kitle örgütlerinin günlerdir cezaevlerinde yükselen çığlığın ve vicdanlann sesi oldugunu vurgulayan Birdal, "L'muyoruz vakit geç oimadan bu çığuk yanıt bulabilsin ve insanlar öünesüı" dedi. Komisyon üyeleri daha sonra TBMM önünde yaptıklan açıklamada da milletvekillerinin insan haklannın güvencesini sağlamak için yemin ettiklerini anımsatarak TBMM Başkanı Kalemli'yi göreve çağırdı. Temaslannın ardından Mülkiyeliler Birliği Lokali'nin bahçesinde bir basın toplantısı düzenleyen Birdal, 27 nisanda Diyarbakıi'Cezaevi'nde başlatılan açlık grevlerinde bazı tutuklulann sağlıklannda olumsuzluklar yaşandığını haber aldıklannı belirterek siv il toplum örgütleri olarak yaşam hakkının korunması amacıyla devreye girdiklerini söyledi. IRMIKI AYDIN ENGİN e-mail: engin@planet.com.tr Eğer başkentin siyasal labi- rentlerinde dolaşır ve dolayısıy- la kaybolursanız, ülkede b\r hü- kümet kördüğümü olduğu ka- nısınavanrsınız. Partamentoarit- metiği içindeki bütün seçenek- ler art arda, yan yana sıralanı- yor, karmaşık matematik for- müllerinden farksız öneriler üre- tiliyor... l-ıh düğüm çözülmüyor. Kördüğüm bu değilse nedir ? Ancak çıkın başkentin kirlen- miş siyasal labirentlerinden, bir kez daha bakın: Kördüğüm ge- ne apaçık ortada. Ama düğüm- lenen hükümet değil, düzen. Düzene asla toz kondurmayan, krem sürdürmeyen Demirel bi- le "Böyle gitmeyecek. Böyle gi- derse bir şeyler olacak" deme- ye başladı. Bir şeyler? Anneeeeee! Bir şeyler olunca, olan gene hep bize oluyor. Oy- sa ben evimden memnunum. E-tipi bir konuta taşınmak iste- miyorum. Hukumet KordugumuPeki bir şeyler olmazsa? O zaman bu kördüğüm ve kör dö- vüşü sürecek demektir. Bizim Ekonomi Servisi'nin ko- mutanı Bülent Kızanlık, yazıiş- lerinin sabah toplantısında (üs- telik ve nedense gülerek) anlat- tı: Kasım ayı sonuna kadar, önü- müzde tam 25 geri ödeme var- mış. Geri ödeme dediği, hani bizim gibi yolsuz ve çulsuz ta- kımının ilgilenmediği Hazine kâ- ğıdı satışlan var ya işte onlar. Hükümet memur maaşlarına, KİT açıklanna, örtülü ödenek harcamalanna, Parsadan'ın par- sasına, Güneydoğu'da korucu- başına, silaha, külaha, paria- menterlerin maaşlarına, polisin cop, elektrik manyetosu, Fılis- tin askısı gibi giderlerine karşı- lık olarak yaptığı iç borçlanma yani. Devlet yüksek faizlı, gitgi- de kısalan vadeii borç senetle- riyle ülke içindeki para sahiple-. rinden para topluyor. Bunlann geri ödeme günü gelince yeni- den ve daha çok Hazine kâğıdı çıkanlıp, bir bölümü ile borç ka- patılıyor, bir bölümü ile yeniden Parsadan'ın parsası, korucuba- şının maaşı, KİT'in açığı, polisin copu, cipi, manyetosu, askısı, si- lahı ve külahı için ödeme yapı- lıyor. Sonra bu borçlanmanın geri ödeme günü gelip çatın- ca... Yani dön baba dönelim... Haddini bilmezlik edip eko- nomik tahliller filan yapıyor de- ğilim. Ama bu "saadet zinci- rf'nin sürmeyeceğini, süreme- yeceğini kavramak için ille de ik- tisat allamesi olmak da gerek- miyor. Ekonomiyi düze çıkaracak ciddi önlemler için değil, salt bu iç borçlanma kısırdöngüsünü aşabilmek, biraz soluklanabil- mek için bile bir hükümet olma- sı, kimi kararname ve yasalann partamentodan çıkmast gerek. Oysa ortada bir hükümet yok ve en azından şimdilik bir hükü- met olasılığı da yok. Gerçi ince pazarlıklarla bir Bakanlar Kuru- lu listesi oluşturulabilir; Çanka- ya'dan onay, hatta Meclis'ten güvenoyu bile alınabilir. Ama biz "hükümef'ten söz ediyoruz. Yani hükmeden, hükmedebile- cek gücü, gerçekleştirecek bir planı, programı olan bir kurum- dan... Gördünüz mü düştüğümüz durumu? Bırakınızdüzenıdeğış- tirecek bir iktidar özlemini, bıra- kınız vahşi kapitalizmin savurgan ve saldırgan politikalarına karşı halkı (örneğin kendimi) koruya- cak, savunacak bir iktidar ara- yışını. şöyle hükümet demeye layık bir hükümete bile razı olur hale geldik. Kapitalist re- çeteler uygulayarak ciddi ön- lemler alacak, ekonomiyi hiç ol- mazsa bir süre rahatlatacak ve elbette fakir fukaranın canına okuyacak ama hiç olmazsa şu topal demokrasiyi de sürdüre- cek bir hükümete bile fıt olaca- ğız neredeyse. Tıkanan sistemi tartışabilmek, çıkış yollarını ortaya koyabil- mek, kördüğüme dönüşen bu- nalımı bir üst paragraftaki çer- çeve içinde bile olsa aşabilmek için galiba kimin, kimle hükü- met kuracağı değil, kimin, ne için hükümet kuracağı önemli. Başkenteki pazarlıklarda ise sorunun böyle kavrandığının, sorunun masaya böyle kondu- ğunun, böylece "bir şeyler"in önüne geçme kararlılığının en ufak bir belirtisi bile yok. Bu yaz evi badana ettirecek- tik, biraz beklesek mi acaba? BIRBAKIMA SERVER TANILLI Nazır Efendi'nin Kafası Büyük sorunlarımız tükenmiş sanki, tartışılan ko- nuya bakınız: Dördüncü Murat eşcinsel mi, değil mi? Yeni çevrilen Istanbul Kanatlanmın Altında adlı film- de, sultanı böyle gösteren bir hava varmış, hop otu- rup hop kalkıyor kimi çevreler; reddiyeler, tehditler, ya- saklar birbirini izliyor. Görmedim filmi, ilk fırsatta gör- mek isterim; bunca gürüttülere yol açtığına göre gi- dip izlemeli de. Başta neye dikkat edeceğim seyrederken? Şuna: Film, çevrilışiyle ve sanatçılarıyla sinema sa- natının hakkını veriyor mu. vermiyor mu,? Bir konu ro- mana ya da öyküye dönüştüğünde, sahneye ya da perdeye aktarıldığında, sanatın yasaları söz konusu- dur artık. Başka ölçütleri öne alırsanız iş çığırından çıkar. Okkanın altına giden de sanat olur. Ama gelin de anlatın Kültür Bakanı olacak zata! Kültür Bakanlığı'nın maddi desteğinin de söz ko- nusu olduğu filmi beğenmediğini söylüyor; olabilir, her- kes gibi hakkı vardır buna; ama yetinmiyor bununla, bakanlığın desteğini geri çekeceğini söylüyor; daha- sı, Kayseri'de filmin oynatılmasını Refah Partili Bele- diye Başkanı yasakladığında, "milli şuura katkısından dolayı" alkışlıyor bu hareketi. Ne adına bütün bunlar? "Ecdadına sövdüremezmiş" beyimiz! Bir gün birisi "Lale Devri"ri\ filme alsa ve içinde - pek de doğallıkla- şair Nedim Efendi'ye de yer ver- se, merak ederim, ne diyecektir hazret? Çünkü söylenti de değil artık, adıyla sanıyla her şey! Kızoğlan nazı nazın, şehlevend avazı avazın Belasın ben de bilmem kız mısın oğlan mısın kâfir Nasıl buldunuz efendim? Öyle o denli uzağa gitmeye de gerek yok; Cevdet Paşa'yı okuduğumuzda nasıl da ilginçtir anlattıklan! Bütün Doğu'da olduğu gibi, Osmanlılarda da eş- cinsellik konusu, 19. yüzyılın ortalanna değin ayıpla- nan bir ılişki olmadı. Osmanlı toplumunda Kınm Sa- vaşı'nı izleyen yıllardaki büyük değişikliklerden biri, gi- derek edebiyatı da etkileyecek biçimde, işte bu ko- nuda olmuştur. Cevdet Paşa, Maruzat'\nda, olan bi- teni olanca açıklığıyla anlatır ve şöyle der: Bu dönemde, "zendostlar (kadın sevenler) çoğal- dı, mahbublar (erkek sevenler) azaldı. Kavm-i Lût (Sodom ve Gomor halkı) sanki yere battı. Istanbul'da öteden beri delikanlılara ma 'ruf ve mûtad olan aşk- u alâka, hali tabiisi üzere kızlara müntakil oldu. (De- likanlılara duyulan ilgi doğal bir biçimde kızlara dön- dü). Sultan III. Selim zamanından beri mutad olan Kâğıthane seyri ziyade rağbet buldu. Gerek orada, gerek Beyazıt meydanında arabalara işaretlerle mu'aşaka usulu (âşık olma biçimi) hayli meydan al- dı. Kübera (kibariar) içinde gulampârelikle meşhur Kâ- mil ve Ali Paşalar ile onlara mensup olanlar kalma- dı. Halbuki Ali Paşa da ecanibin (yabancılann) itira- zatından ihtiraz ile (çekinerek) gulampâreliğini ihfa- ya (gizlemeye) çalışır idi." İşte bir 150 yıl kadar önceki ecdadımız! Nesini gizleyeceksinız ve niçin gizleyeceksiniz? Dördüncü Murat söz konusu oldukta, gazetemizin 10 haziran günlü nüshasındaki şu haber de ilginçtir Batı'da yakında piyasaya çıkacak -ünlü Kazıklı Voy- voda'yı anlatan- Kan İçinde Bir Şey adlı bir kitapta, onun ve kardeşinin, küçükken getirildiği Istanbul'da, sarayda sultanca "okşandıklan" iddiası da yer alı- yormuş; araştırmacılar, sonradan vampirolanvekur- banlarının kanını ıçen Kazıklı Voyvoda'nın, öldürdü- ğü erkek kurbanlannı "en hassas yeriehnden kazık- lamasını" çocukluğunda başından geçenlere bağlı- yorianmış... Gerçeklerin pek de uzağında olmayan bir yorum- layış! Özetle, tarihe olduğu gibi bakmalı; ve o tarih, ede- biyata ve sanata konu olduğunda da, onlann yasa- lannı ölçüt alıp kafalardaki çarpıklıklan işin içine ka- rıştırmamalı! "Ecdadımıza saygı "nın da asıl gereği budur! Bu arada, gazetemizin 2 haziran günlü nüshasın- da, Ali Uh/i ustamızın çizdiği karikatür de gözünüz- den kaçmamış olsa gerek. Sultan Murat, perdeden, seyirci sıralarından bırinde oturan -bizimkine pek ben- zeyen- nazınna seslenip ders veriyor: "Bre NazırEfen- di, Ben Murad-ı rabi derim ki, kültürün ilk koşulu bir sanat yapıtına doğanın ya da toplumun yasalan ile değil, sanatın yasaları ile bakmasını öğrenmektir!.." Hatıriatmasına diyecek yok sultanın! Ama nerede Nazır Efendi'de onu "ihata" edecek kafa? İstanbul Barosu Başkanı Tiırgut Kazan dünkü basın toplantısında, '7-8 haziranda adı konulmamış bir sıkı- yönetim uv gulandığını' söyledi. 11Barodan gözaltılara tepki topl İstanbul Haber Servisi - Istanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan. 7-8 haziran tarihlerinde yaşanan toplu gözaltılan protesto ederek "Pöfis, önleyici görev yaptı- gı iddiasıv la insanlan toplu- cagözaltina aldı. Siyasi par- tiler, dernekler, kültür mer- kezleri ablukadaydı. Sanki adı konnıamış bir sıkıyöne- tim uygulandr dedi. Ka- zan, emri veren ve uygula- yanlar hakkındada soruştur- ma açılmasını istedi. 7-8 haziran tarihlerinde istanbul'da binden fazla ki- şinin gözaltina alınmasıyla ilgili olarak tstanbul Baro- su Başkanı Turgut Kazan. dün Baro Merkezi'nde bir basın toplantısı düzenledı. Kazan, olaylar sırasında gö- zaltina alınan avukatların da katıldığı toplantıda. dün- va insanlannın önünde ina- nılmaz birpolis şiddeti ya- şandığını söyledi. Yasala- nn açıkçaçiğnendiğini vur- gulayan Kazan. şunlan söy- ledi: "Kayıplan ve faili meç- hulleri seyrediyor, onlann bulunmasını istemek için haftalardır orurma eylemi v-apan acıh >-akınlanna insaf- sı/ca saldımoruz. Sendika diyen memuru copluvor,tek- meliyoruz. Siyasal partile- ri, dernekleri kuşatıyor, gi- rip çıkanları topluyoruz. Avukattı. doktordu, gazete- ci>di hiç ayirmıyor, eşitlik içinde dövüp yerlerde sü- • rükliiyoruz. Hatta yaptık- lan göreve çok kızdıgımız için gazeteciye ve avukata ayn bir kin duyuyoruz. İş- te Türkiye. işte hıikuk dev- lcti. İnsanlann topluca gö- zaltina alındıği bir demok- rasi cenneri.'" 1
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear