22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 HAZİRAN 1996 CARSAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 'liderler kendini Metin Göktepe Komisyonu üyesi ANAP'lı Metin Öney, polisleri savundu padişah görtıyor' • İZMİR(Cumhuriyet Ege Biirosu) - Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp Sabancı, parti liderlerıni padişaha benzeterek "Her biri kendini padişah gıbı güçlii gören liderler. seçım >asasını doğru dürüst değiştirir mi? Seçim kanununun değışmesi şu demektir: padışahlık 5-6 kişide kalmavacaktır" dedı. Ege Genç Işadamlan Derneği tarafından düzenlenen 'Ege Toplantılan'nda konuşan Sabancı, AN'AYOL'un toplumda rüzgâr gibi estığını \e kendısınin de bu oluşuma "'destek verıyor gözüktüğünü" belırtti. Sabancı."Seçimlerde güçlü hükümet ararken 2.5'lu hükümet geldi. Bunla da yol yürüyemedık. olmadı" diye konuştu. Öğrenci eylemi davası • ANKARA (Cumhuriwt Biirosu)-Harçlardakı artışı protesto etmek amacıyla 5 şubatta Mıllı Egıtım Bakanlığı önünde düzenlenen basın açıklamasının sorumlulan oldukları gerekçesıyle haklannda dava açılan demokratık kitle örgütü temsılcılen. e>lemin gösten değıl. "ba.sın açıklaması" olduğunu belirterek açıklamanın ola>lı biımesınin ise "güvenlik görevlilerinın saldınsı"ndan kaynaklandığıni ılen sürdüler. Ankara 12. Asliye Ceza Mahkemesı'nde görulen davanın ilk duruşması dün \apıldı Dünkü duruşmada sanıklar. evlemın gösten nıtelığı taşımadığını savundular. Zopludan yeni yargılama istemi • AÎNKARA (Cumhuriyet Biirosu)- Eskı dışışlen bakanlarından Fatın Rüştü Zorlu'nun vârisı Sevin Zorlu. 41 yıl önce 6-7 eylüldc yaşanan olaylann döneının CunıhurbaskaYıı, Basbakanı ve Dışışlen Bakam tarafından düzenlendığı ıddıalarıvla yapılan vargılamanın venilenmesı istemiyle Anayasa Mahkemesf ne başvurdu. Se\in Zorlu adına a\ ukatı Akın Konyalıoğlu tarafından hazırlanan ba$v uru dilekçesinde. Yüksek Adalet Dıvanı'nın (YAD) 5 Mayıs 1961 tarihinde verdigi bir kararda, 6-7 eylül olavlarının devlet tarafından düzenlendiğı yolunda bir karar bulunduâu anımsatıldı önergeleri • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TBMMGenel Kurulu'nda, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller hakkında DSP tarafından venlen örtülü ödenekle ilgıli soruşturma önergesi ile DYP'nın. Başbakan Mesut Yılmaz hakkında verdıği 3 soruşturma önergesının 18 hazıranda aörüşülmesı kabul edıldi. Çiller hakkında TBMM'de daha önce açılan TOFAŞ ve malvarlığı soruşturmalarını vürütecek komisyonlar ise DYP ve RP'nın iive bildırimını geciktirmeleri nedeniyle henüz oluşturulamadı. ödeneğe • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Ankara De\ let Güvenlık Mahkemesı (DGM) Başsavcılığı. DYP Genel Başkanı Tansu Çıller'ın başbakanlık yaptığı dönemde örtülü ödenekten 500 milyar lira çektiğıne ilişkın belgenin basına sızdınlması olayı ıle ilgıli olarak başlattığı incelemede takipsizlik karan \erdı. İncelemeyi yüriiten DGM Savcısı Talat Şalk'ın. olayda suç unsuru tespıt edemedığı bıldirildı. Afiş davası düştü • İZMİR (Cumhuriyet Ege Biirosu) -tHD Izmır Şubesi'nin eskı başkanı Dr. Alparslan Berktay hakkında ızınsiz afış astığı savıyla 6 yıl önce açılan dava zaman aşımı nedeniyle düştü. Dr. Bertay. "Sürat aslında adaletin sürati. Vaktinde gerçekleşmeyen adalet adaletsizliktir. Adaletin daha ciddi ışlerle uğraşması serekır" dedi. 'Bir tekmeyle adam ölmez'AYŞE SAYIN ANKARA-Gazetecı Metin Göktepc'nın polislerce dö\ülerek öldürülmesi üzenne başlatılan Meclis araştırması sürerken. ko- misyonüyesı ANAPİzmırMıllervekiliiMe- tin One> polis cınayetıni savundu. Gökte- pe'nin ölümüne neden olan davağı atan po- lisleri sav unan Öney. "Bir tekmevle bir ki- şinin öleceği kimsenin aklından geçmez! 19 yaşında polis. Bu çocuklar memuriyetinden olacak. Kasıt yoksa..." dıye konuştu. Suçlanan polislerin ıfadesinı alan Polis Başmüfettişı Yaşar Gökışık. olavın bir an önce sonuçlandınlması içın tçişlen Bakan- lığrnınkendılerinı ~sıkıştırdığınrsöyledı. TBMM Metin Göktepe Cına>etıni Araştır- ma K.omıs>onu'na ıfade veren Gökışık. sor- gulanan polislerin kendılerine işkence va- pıldığı ıddıalannın gerçeğı vansıtmadığını belirtirken. Istanbul Emnıyet Müdür Yardım- cısı Deniz Gökçetin. bazı polıslenn. heve- can ve korkudan ıfadeleri alınırken bavıl- dığını söyledı. TBMM Metin Göktepe Cinayetini Araş- tırma K.omısyonu'na ifade veren Polis Baş- müfettışi Gökışık. dönemin II Emniyet Mü- dürü Orhan Taşanlar ın. ıIk başta "Otayı ben araştınnm" dedıgını. bu sözlen kendilen- • Suçlanan polıslenn ifadesini alan Polis Başmüfettişi Gökışık, dönemin 11 Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar'ın. ilk başta "Olayı ben araştınnm" dediğini. bu sözleri kendilerine gözdağı olarak mı söylediğini bilmediğini kaydetti. sadece, 10 kişi> i, 5 kişiyi dinleyebiliyorduk." Sorgulanan polislerin sık sık ıfade de- ğıştırdığinı de vurgulayan Gökışık. sözle- nnı sö\le sürdürdü: "Orneğin salonda görevli Emniyet Ami- ri Battal (Köse). Bu Bartal. her defasında bir şe\ söylüyor. Meselaanlatı\or,ondan sonra özel olarak gelivor, "Müdürüm' dhor, "böv- le' 'Oğlunı ıfadende bunu nive söyleme- diıı•'" diyoruz, 'Tekrar ıfade vereceğim' di- > or. Bir daha geliyor. o zaman da değişik bir şe> söylihor." Sorgulanan polislerin ifadesini alan İstan- bul Emnıvet Mudür Yardımcısı Gökçetin ise bazı polislerin. korkudan \e heyecandan bavıldığını. iddia ettıklerı gibi işkencenin söz konusu olmadıüını sövledı. ne gözdağı olarak mı söylediğini de bılme- diğini ifade etti. Komisyon üvelerinin so- ruları üzerine. polislerin "usulsüz"olarak önce 11 Emnıvet Müdürlüğü İkıncı Şube'de sorgulandığını ifade etti. Çalışmalarını ra- hat sürdüremedıklerini belirten Gökışık, tutanaklaradayansıyan ıfadesındeözetleşu görüşlere yer verdr "Biz bir suçlu da vararmak istemiyoruz. Ama burada bir adam öldürülmüştür, bu- nun faili \ardır. bu faillerin bulunması ge- rekivor. Çiinkü bulunmadığı taktirde. em- niyetteşkilatı >ıpranacak.de\ let> ıpranacak. bu hep kullanılacak, karşı taraftan da ö\ le hissettik ki faillerin pek bulunmasını istemi- vorlar... Bizde de iki tane vanlış adam \ar- dır, çıksınlar ve (eşkilat zan altında kalma- sın. Ama bizi bir >ere ğötürmüvordu hu so- ruşturmalanmız. İşte Ankara'dan da çok sı- kıştırılıvorduk. Ne için sıkıştırılıvorduk? •Çabuk olun. çabıık olun' diye. Âcele et- mek de bu gibi ola> larda insanı bazen > an- lış \ertere götürebilir. Ben hatta zaman iste- yelim dedim. Çünkii orada 7(M> kişi >ar. Biz Öney'den cina>et sa> unması Komisvoıı üvesı ANAP Izmır Milletve- kili Metin Öney ise Göktepe'nın öldürül- mesi olayını sadeceyanlışlıkla bir "tekme" atılmasına bağladı. Aynı partiden Yalova Milletvekıh \'aşarOku>an"ın da tepkisını çeken Önev. şu göriişleri savundu: ~Şöyle birje> olabilir mi, birine bir tokat atarsan, üq saat sonra geiip deseler ki 'To- kat attığın adam öldü.' Sen de baydır, dii- şersin, hadise budur. Yani orada kötü bir mu- amele vapmısTır. bir tekme \ urmuştur. Bir tekmevle birinin öleceğini kimse aklının ucundan geçirmez. 18-19 v aşında polis... Bu dosvanın sonucunda ne olacak bakın; me- murivetten olacak, şu kadar >ıl hapis yata- cak. ondan sonra da hep o olayı sırtında ta- şıyacak. Birdenbire -bu tevehhür olur, şu olur, bu olur- bir tekme atmıştır \e sonuçta bir miiddetsonra, müfettiş be> \eya müdür diyor ki "Senın attıgın tekmenin sonucun- da o çocuk öldü ' Düşüniin adamın başına gelecekleri... Bü\ük ümitle girmiş. polisola- cak... Kasıt yoksa..." Önev "ın bu sözlenne Yaşar Okuyan. "O Norumları sonra vapalım" diyerek tepki gösterdı. Metin Göktepe'yi döven polislerin kul- landığı •*Ha>dar"adlı cop da komisyon üye- lerinin üzerınde en çok durduğu konu ol- du. Komisyon üvelerinin bu konudaki so- rulan üzerine Emniyet Müdür Yardımcısı Gökçetin. çevık kuv-\et memurlannın arasın- da copların ~Ha>dar" olarak adlandınl- dıöını sövledi. ANAP'lı Dumankaya hakkındaki yolsuzluk iddialannı yanıtladı 'Kendimi luıkikatcn vururum J Muhalifler 26 haziranı bekliyor • Muhaliflerin Genel Merkez hakkında açtığı davada, mahkemenin olağanüstü kongreye karar vermesi durumunda. 1993 yılındaki delegelerle seçime gidilecek. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)- DYP'lı muhaliflenn. olağa- nüstü kongre başvurusunu işle- me koymayan genel merkez yö- netımı hakkında açtıklan davanın görüşülmesıne başlandı. Mahke- menin. bılirkişi raporunun sunu- lacağı 26 hazıran çarşamba gunü olağanüstü kongre başv urusunun geçerlı olduğu yönunde karar ver- mesi durumunda. genel başkan ve genel idare kurulu (GİK)seçı- mine eski delegelerle gidilecek. Hükümet aravışlanna ilişkın ge- lışmelen ve Genel Başkan Tansu Çiller"in RP ıle hükümet kurma ha- zırlığının DYP grubunda yarattı- ğı rahatsızlığı ızleven muhalifler. Ankara"da olağanüstü kongre dı- lekçesine ımza veren orgüt tem- silcıleri. eskı mılletvekıllen ve ku- rucularla bıraraya gelerek strate- ji belırleyecekler. Tansu Çiller hakkındaki Meclis soruşturmala- rı v e yolsuzluk ıddıalanv la bırlık- te örtülü ödenek skandahnı da kul- lanan muhalifler, DYP'den aynl- mayı planlarken RP ile koalısyon- laıstifaetmesi >ada ihraç edilme- si beklenen milletvekillerinın de desteğinı almayı hedefledıklerı belırtıldi. ' GİK üyesi RefaiddinŞahin, di- ğer GİK üyelen Osman Seyfi ve Baki Tuğ'la bırlıkte istifa edebi- leceklerini belirtirken, Hüsamet- tinCindoruk'undakatılması bek- lenen toplantıya ilışkin. "Yapa- cağımız toplannda bunu tartışaca- ğız. Önce GİK'ten sonra gerekir- se millen ekilliğinden istifav ı o ku- rulla tartışarak karara bağlava- cağız. Sonra da nasıl bir > ön takip edeceğimizi. hangi davranışları kendinii/e politika olarak seçece- ğimizi belirleveceğiz" dı>e konuş- tu. Muhalifler. olağanüstü kong- re başvurulannın D\'P Genel Mer- kezi'nce 1 a>dan beri işleme ko- nulmaması üzerine dava açtılar. Ankara 6. Sulh Hukuk Mahke- mesi'nde göriılen davanın dunku duruşmasında. mahkeme yargıcı İsmail Bilgin. belgelerin bılirkişi tarafından incelenmesinı karar- laştırarak duruşmayı 26 haziran çarşamba gününe erteledı. ANKARA (Cumhurivet Bürosu) -ANAP Genel Başkan Yardımcısı Halit Dumankava. hakkındaki yolsuzluk iddıalarına tepki gövtererek. "Veremeyeceğim hiçbir hesabım yoktur. Elimi vü/üme kapatacak duruma gelirsenı. bu ccnıiyete çıkmam. kendimi vururum. hakikaten vururum" dedı. Saıd Halım Paşa Valısı vaıiüiııı ile TURBAN hakkındaki yolsuzluk iddialannı ara^tınna komisyonunun başkaıılığını yapan ANAPlı Dumankaya. önceki akşani atv 'de kendisi hakkında yolsuzluk iddıalannın yayınlanmasi üzenne dün bir basın tüplantı>ı düzcnleyerek. pıogranıın yapımcı ve sunucusu SalihCüngör'ün ANAP'tan mıllctvckılı adayı olduğunu. ancak seçilemediğıni anınısattı. Dunıankayu. Güngör'ün. hüküınetin kurulmasının ardından kendısını zıyaret ederek "vali olarak atanma talebinde bulunduğunu" ılen sürdü. Güngör'ün hazırladığı "Operasyon'" adlı programda, Dumankava'nın 1989 > ıltnda Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün açtığı bir arsa ihalesınde hukuka Eski polis şefi Salih Güngör'ün haariadığı *Operas>on' programında suçlanan Dumankaya, Güngör'ün nıilletvekili secilemevişinin ardından \ali olmak için kendisiyle görüştiiğünü, ancak bu gerçekleşmeyince böyle bir program hazıriadığını öne sürdü. (Fotoğraf: A A) aykırı yöntemlerle firması yararına devleti 12 milyar lira • zarara uğrattığının Başbakanlık Teftiş Kurulu raporuyla saptandığı açıklandı Dumankaya. tanıtımında "Yolsuzluklan Soruşturma Komisyonu Başkanı'nuı Yolsuzluklan" anonsu yapılan programı "karalay ıcu ağır, haksız \e kasıtlı" diye niteleyerek şöyle konuştu. "Alnımız açıktır, y üzümüz aktır. Hiçbir şeyden korkumuz yoktur. Ben televizyonda görüldüğü şekilde elimi y ü/üme kapatacak duruma geürsem. bu cemiyette yaşamam, bu cemiyete çıkmam. Size söz veriyorum: Turgut Yılmaz'ın lafinı ben de tekrartıyorunı; kendimi vururum, hakikaten vunırum." DYP Genel Merkezf nden yapılan ve hakkında ıddialarda bulunan ikı yazılı açıklama ile ilgıli olarak da 2'şer milyar liralık dava açtığını söyleyen Dumankaya. hakkında hıçbır dava olmadığını anlattı. Ihaleye fesat kanştınldığı ıddiasıyla Vakıflar Genel Müdürlüğü personelının yargılandığını. bu davanın beraatle sonuçlandığını anlatan Dumankaya. aynı konudaki ikıncı davada da hıssedan olduğu şırketın ihaleyı düşük fiyatla aldığının ılen sürüldüğünü, bu davanın sürdüğünü kaydetti. Baykal, Köşk'e ve Ecevit'e çattıANK.\R.\ (Cumhuriyet Büro- su) - CHP Genel Başkanı Deniz Bay kaL " 124 sosyal demokrat mil- lervekilinin MokolusJurması" öne- rısını y ınelerken. "RP ile DSP uz- laşabilir. MHP ile DSP ile uzlaşa- bflir de, CHP ile DSP uztaşamazger- çeğini, hiçbir gerçek sosyal demok- rat kabul ermez, etmemelidir" de- dı Baykal. "4'lü.35'luhükümet- ledeğil, sosyaldemokrat bir hükü- nıetle meşgul olduğunu" söy ler- ken. önerisinı gerçekçı bulmayan ve "Kendisini, partisini düşünü- yor" dıye yorumlay an DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'e "Takma kafanı sen falan partiye. I ürkive'yi düşün. Kimse,denemeden gerçek- çi olmadığını ilan erme hakkına sa- hip değildir" dıye çattı. Baykal. "Türkiye'nintepelerin- deki birileri vanlış hükümet dene- yûnini görmeliydi ve ülkeyi yanu- şa süriiklenmekten kurtarmahy- dı" sözlenyle de Çankayay a yük- lendı. Baykal. partısinin gruptop- lantısında yaptığı konuşmada. "yanlış hükümet deneyimi" v e ye- nı aray ışlarla ilgili değerlendirme- leryaptı. Türkıye'nin 6 ayda umut- suz. hükümet oluşturma tedirgin- liğinı yaşayan birtopluma dönüş- turüldüğünü vurgulayan Baykal, "Aynı hatalar tekrar edilirse, 6 ay sonra bu durumu arar hale geliriz. Dünya Türkiv e'nin ellerinden akıp gidiyor. Siyaset iyi işlememiştir" dedi. Yanlış hükümet denemesi yü- zünden bu noktaya gelındığini v ur- gulayan CHP lideri. şu görüşlen dı- le getirdi: "Sünjjülerdüşmüş,çıta inmis. bir tesluniyet tablosu şekil- lenmiştir. Nanlış denemeden dola- vı. bir büyük siyasal israf vasandı. Süngüsü düşmüş bir kadro. şimdi olmayacak laflarla kendisi dışırt- daki güçlere teslim olmadurumun- da. Refah'ın manyefikalanınagir- diler. O deney imi gerçekleştirenler de. fırsat verenler de sorumludur. Türkiye'nin tepesindeki birileri bu- nu görmeüydi veTürkiye'yi buyan- lışa sürüklenmekten kurtarmalıy- dL Görevlerini yapmamışlardır." Baykal. gelinen noktadaki ifla- sın sorumluluğunun sosyal demok- ratlarda olmadığını, sosyal demok- ratlann bu iflasın kurbanı olduğu- nu söyledi. Türkiye'nin önündekı süreçte daha ağır bir kriz göründü- ğünü sav unan CHP lideri, 124 sos- yal demokrat milletvekılinin blok oluşturması önerisini yıneledı. Bay- kal. 124 sosyal demokrat mıllerve- kilının hükümet arayışı sürecınde "Biz hazınz" diyerek ortaya çık- masının önemıne dikkat çekerek sözlerını şöyle sürdürdü- "Niçin sosyal demokrat olduk- lannı anımsayarak birblokohıştur- mazlar? Birİeşsinler demiyorum. Çağımız uzlaşma çağı. RP ile DSP uzlaşabüir, MHP ile DSP uzlaşabi- lir. ama CHP ile DSP uzlaşamazger- çeğini hiçbir gerçek sosy al demok- rat kabul ermez, etmemelidir." Baykal soğnk Baykal'ın 124 sosyal demokrat milletvekılinin blok oluşturması önensine. DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, "Kendisini ve par- tisini kurtarmaya çalışıyor" diye- rek soğuk yaklaştı. İkı partinin iş- bırliği ıçın girişımlerde bulunan ErtuğnılGünaydaCHP'ninyak- laşımını eleştirdi. Günay. "Konu, hükümete dönük olarak ortaya konunca Say ın Ecev it derettavrı koyuyor. Önce diyaloğu düşün- mek gerekir, muhalefette işbiriiği daha iyi olabilir" dedı DSP Ge- nel Başkanı Bülent Ecevit'ın blok önensi için yanıtını bugün açık- laması bekleniyor. NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR Içişlerı Bakanı Ülkü Güney'in Istanbul'da üç gün önceki olay- larda polisin tepkilere yol açan tutumunu savunması, siyasi oto- ritenin nasıl bir anlayış içinde olduğunu göstermesi bakımın- dan dikkat çekici. Ülkü Güney, gazetecilere yapılan açık saldı- nyıbiledestekler bir tutum için- de. Şu sözler içişleri Bakanı'na ait: "Kitlelere dönük tedbirler, risk unsuru yüksek tedbırlerdir. Rısk, bu alan içinde bulunan polis, vatandaş ve diğer mes- lek gruplarının yanı sıra basın mensuplarımız için de aynen geçeriidir." Bakan, sanki soyut olaylar- dan söz ediyor gibi. Tüm TV ek- ranlarında milyonlarca insanın gözü önünde, elindeki copu bü- yük bir hınçla yurttaşlann tepe- sine indiren polisin davranışı na- sıl savunulabilir ki? Polisin üze- rine saldırdığı kitlelerin elinde sopa yok, sılah yok, fiili saldırı içeren birdavranışyok. Polis, bir güvenlik gücünden çok, karşıt Bakan Saldmyı Neden Savunuyor? bir ideolojik grubu temsil edi- yor gibiydi. Ustelik karşıt ide- olojik grupların en saldırgan olan- lanna benzıyordu. Bakan. bu manzarayı görü- yorvegazetecilerdahil, yapılan bütün saldırganlığı gözü kara bir biçimde savunuyor. Bundan sonrası için de polise daha fü- tursuz davranması içın cesaret veriyor. Güney, bu eylemlerle il- gili olarak "terör örgütlerinin meşru zeminleh ıstismar ettik- lerinden" söz ediyor. Kimdir terör örgütü? Polisin kapısında karakol kurduğu ve içeriye girmek isteyen herkesı gözaltına aldığı binada Özgür- lük ve Dayanışma Partısi (ÖDP) ll Merkezi vardı. Buradan 200e yakın ÖDP'li gözaltına alındı. ÖDP'nin tüzüğü. programı ve düşünceleri belli. Yasalara uya- rak kurulmuş bir parti. Sanırım Bakan, ÖDP'den terör örgütü olarak söz etmiyor. Belki de onun dünya görüşü, ÖDP'yi terör ör- gütü sayacak kadar, insaf ve öl- çü dışı. Belki de polis örgütün- den gelen raporu hiç düşünme- den okuyup basın toplantısı dü- zenlıyor. Hangi etkenlerle içişleri Baka- nı böylesine düşüncesiz konu- şursa konuşsun, ortada korku- tucu bir durum söz konusu. Dev- letın tepesinde, gıderek sağdu- yudan, siyasi öngörülerden uzak bir anlayış iyice yerleşiyor. Po- lis. yurttaşı, gazetecıyi coplu- yor. Hiçbir eylemde bulunmamış insanları ite-kaka karakollara dolduruyor. Üstelik bütün bun- lar dünyanın gözü önünde ge- çekleşiyor. Polislerin başındaki Bakan, en azından durumu kurtarmak ıçın dengelı konuşması gerekir- ken "Yürüyün aslanlanm" dıye işi iyice çığırından çıkaracak bir tutum içine girıyor. Bakan Bey'e böyle söyleme- si için birileri yol mu gösteriyor? Yoksa Türkiye'de artık ipin ucu iyice kaçtı mı? Bakan Bey po- lis müdürü değil ki? Polis mü- dürü iki gün fazladan tuttuğu ınsanlar içın, bunlar terör örgü- tü mensubu dıye bir savunma yapabilir. Sonra savcılık bu iddiayı ince- ler ve bir karar verir. Gözaltında tutulan 156 kişi için Bakan Bey'in, polis raporuna dayana- rak terör örgütü mensubu de- mesinın hemen ardından, bu 156 kışınin tamamına yakını ser- best bırakılıyor. Bakan'ın bu ko- nularda yaptığı açıklamaların bi- raz daha inandıncı olması gerek- mez mi? Ülkü Güney'in Istanbul'daki olaylara ılişkin açıklamaları, va- him olmaktan çok, korkutucu. Çünkü Güney, polisin son olay- larda, "geçmiş dönemlerdeki deneyimlerinden yararlanarak kararfı, sağduyulu, tarafsız ve vakur bir anlayış içinde görev yaptığını" söylüyor. Bunu üste- lik TV ekranlarındaki korkunç manzaraları seyrettikten sonra böyle konuşuyor. Sağduyulu davranışın ölçüsü buysa, sağ- duyulu olmayan davranış nasıl bir şey olacak ki? Birileri ona böyle konuş mu di- yor? Yoksa devletin tepesinde hep birlikte, artık polis böyle davranmalı ve hepimiz de onun arkasına geçmeliyiz anlayışı ta- mamen hâkim mi oldu? Gide- rek bir yerlere doğru sürüklen- mek mi isteniyoruz? Bu tempoyla gıdersek nere- ye varacağımızı hiç hesap eden var mı? ANAP'ın merkez sağ bir par- ti ofduğu ve liberal fikirieri savun- duğu iddia edilıyor. Ülkü Güney de bu partinin ılımlı üyelerinden biri sayılıyor. Gerisini artık siz düşünün. POLİTtKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Tehlike... Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel diyor ki: "Sıfaseti camıye sokarsanız, Müslumanhğı bölersi- niz..." Demirel, zaman zaman böyle konuşur, uyarılarda bu- lunur... 1968 yılında izmir'de yaptığı konuşmada da şöyle de- mıştı: "Camiye ve kışlaya siyaseti sokmayın..." Üç yıl sonra 12 Mart muhtırası geldi. Camıye siyasetı kımler soktu, kımler destekledi? ca- milerde 'toplu namazlara', 'kanlı pazar'lara niçın göz yu- muldu? 1950 seçimlerinden sonra Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı ve Başbakan Adnan Menderes ın 1950lı yıllar- da 'Her mahallede bir milyoner' sloganı dincı örgütlen- me'nin de yaygınlaşmasmı sağladı... imam-hatip okulla- rı açılmaya başlandı. Once Said-i Nursi, ardından Ticaniler tarikatı lideri Kemal Pilavoğlu, Türkiye'de siyasi gundemı oluşturan kışılerdı. Ticaniler, Ankara yöresınde (Kızılcahamam, Çamlıde- re) örgutlüydü. Mustafa Kemal Atatürk'un heykellerini kırarak seslerinı duyurdular. Henüz devlet içinde 'dinci ör- gütlenme' yoktu ve laık cumhurıyetı koruyan yöneticiler çoğunluktaydı. Yakalandılar. tutuklandılar. Kemal Pila- voğlu, Bozcaada'ya sürgün edildi. Tarikatların siyaset üzennde etkınlıği, 196O'lı yıllarda yo- ğunlaştı. O yıllar güçlü olan Süleymancılar. Nurcular ve Nakşıler, Adalet Partısı'nı desteklıyordu. Süleyman Demirel. 1968'de "Camıye, okula ve kışla- ya siyasetı sokmayın" derken acaba samimi miydi? Elbette 1968li yıllardakı Demirel ıle bugunkü Demirel çok farklı... Ancak camide, okulda ve kışlada siyaset hep yapıldı. Acı ama gerçek; bu sıyasete, nedense Demirel hep göz yumdu, görmezlikten geldi... 1966-1976 yılları arası köy imamları. Adalet Partisı'nı, köy öğretmenleri ise Cumhuriyet Halk Partısı'nı destek- ledi. imamların örgütlü gücü 1973 seçimlerıne dek sür- dü. 1977 seçimlerinde ise bu güç. öğretmenlerin eline geç- ti ve CHP'yi yüzde 43'le birınci parti yaptı. • •• Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ne diyor? "Siyasetı camıye sokarsanız Müslumanhğı bölersıniz..." 1960 ve 197O'lı yıllarda camıye, okullara, kışlaya siya- set lyıcegırdı... Anadolu Müslümanları, köylerde kahvelerını bıle ayır- dı. Okullarda ılencı ve yurtsever öğretmenleri sındırmek için hızlandırılmış eğıtimle faşıstler öğretmen okJu, kışla- da Kemalist ve devrimci subaylar ayıklanıp inkılapçı su- bay' tıpi yaratıldı. Demirel, o yıllar bu tüm olup bıtenlen seyretti... Ne zamana dek? 12 Eylül 1980 cuntası ışbaşına gelınceye kadar... 12 Eylül'ün Atatürkçu generallerı 'ulkenın bölunmez bütünlüğü' içın yönetımeel koyup Bülent Ecevit, Süley- man Demirel, AlparslanTürkeş ve Necmettin Erbakan ı 'dınlenmeye' çekerken laık, demokratık cumhurıyetın tüm dınamıklerini de kırdılar... Onlar 'devnm'\ 'ınkılap'a çevirıp önce Atatürk'un kur- duğu Türk Dil Kurumu ve Tarih Kurumu'nu kapattılar. DlSK'in çahşmasını durdurdular, on bmlerce insanı gö- zaltına alıp ışkenceden geçirdiler. 12 Eylül sonrası milyonlarca kıtap toplatıldı. evler ba- sıldı, aydınlar, yazarlar, sosyalıstler. bilim adamlan 'sayın muhbır vatandaşlafm yalan 'beyanlarıyla ışlerinden edı- lip açlığa tutsak kılındı... 12 Mart ve 12 Eylül... Bu satırlann yazarı da o açılan yaşadı. işkencenin ve cezaevı gerçeğınin ne olduğunu öğrendı. 12 Eylül'ün cuntaci generallerı. Kenan Evren ve arka- daşları; yurtsever ve ılencı kesımın, devrımcılerın. solcu- lann üzenne 'balyoz' gıbı inerken 'dıncilen' yanı şerıatçı- lan, tarikat şeyhlennı koruyup kolladı. Türk Dil Kurumu'nu, Türk Tarıh Kurumu'nu kapatan cuntaci generaller. ne Sü- leymancılara ne Nurculara dokundu ne de dershanelerı- nı, yurtlarını kapattı... Birincı ve ikıncı MC hükümetlerinde Mılli Eğitım ve po- lıste başlayan 'şerıatçı-ırkçı' örgütlenme. 1983 seçımle- riyle bırlıkte ıvme kazanmadı mı? Camılerde Müslüman- lan. okullarda öğretmenleri. öğrencılerı, kışlada subay ve astsubaylan bölen, parçalayan, bmlerce yurtsever suba- yın apoletlennı sökenler şımdı aramızda dolaşmıyor mu? Camıye polıtıkayı sokan ne yazık kı sağ ıktıdarlardır. Ad- nan Menderes, Süleyman Demirel, Kenan Evren ve Tur- gut Ozal'ın günahlan büyüktür. Bugun laık cumhuriyet tehlikedeyse bunun tek sorumlusu bu kişilerdir • • • Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel diyor kı: "Siyasetı camiye sokarsanız Müslumanhğı bölersıniz." Siyaset bugün camide ve okulda yapılmaktadır. Bu kez imamlar ve öğretmenler, şeriatçı ve ırkçı partilerı des- teklemektedır. Şenatçı terör örgütleri de Güneydoğu'da- kı camılerı, örgüt yuvası ve silah deposuna dönüştür- müştür. Şeriatçı ve ırkçı kadrolar, devleti kuşatmış. faili meç- huller, gözaltında kayıplar olağan sayılmaya başlanmış- tır. Istanbul'un varoşlannda Mısır, Cezayır, Afganistan'dan gelen ıthal 'şeriatçılar' vaazlarvermektedır. Şenatçılar, dın baronları, büyük sermaye gruplanyla iç- li dışlıdır, medyadaki ortaklık payları dağttım şirketleriyle bütünleşmektedir. Güneydoğu'dakı 'kanlı çatışma'ortamında bileşeriat- çıların -çıkara'. 'kaçakçılığa' dayalı ılışkılerı 'zıncihn hal- kalanyla' çoğalmaktadır... Kan gölünde siyaset yapanlarla, dinı sıyasete alet eden- lerın tezgâhına göz yumanlann 'laık demokratık cumhu- riyet tehlikede' demeye haklan var mı? Kim kimi kandırıyor?.. Internet: http: // www.planet.com.to-/Xn E mail: Hikmet Cetinkaya " Planet.com. TR HİKMET ÇETİNKAYA Jm KlTAP C I KT I Din Baronu, Kenan Evren'den Turgut Özal'a; Tansu Çiller'den Bülent Ecevit'e dek her kesimle ilişkı kurdu Şeriat - Tıcaret' ztncırini gentşletti. 250.000 TL (KDV dahil) 1.KİTAP Itıııı (mııııı POSTVSÜA Kl'RT 250.000 TL (KDV dahı 250.000 TL (KDV dahıl) Çağ Pazartama A.Ş. Yerebatan Caddesi Salkımsöğut Sokak No: 9/8 Cağatoğlu tstanbu) Tel:514 01 96/95 Posta çekı rto.: 666322
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear