25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 12 HAZİRAN 1996 ÇARŞAMBA HABERLER Emek Partisi'ne kapatma istemi • İstanbul Haber Servisi - Yargıtav Cumhuriyet Başsavcılığı. Emek Partisi'nin programında yer alan 'Kürt sorunu"na ilişkın bölümü gerekçe göstererek partinin kapatılması için 27 mayısta Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Emek Partisı'nden konuyla ilgili olarak yapılan açıklamada parti programında "K.ürt sorununa demokratik halkçı çözüm" başlığı altında toplanan bölümde Kürtler üzerindeki bütün yasakların kaldmlması. ordunun ve diğer sılahlı güçlerin çekilmesi. dillere tamözgürlük" gıbi konulann yer aldığı bildirildi. Tüpkiye'nin n.0 asil üyeliği • ANKARA (Cumhuriyet Bürusu) - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Emin Kul, Türkıye'nın 39 yıl aradan sonra. Uluslararası Çalısma Örgütü (ILO) yönetım kurulu asil üyeliğıne seçilmesinin, uluslararası düzeyde Türkiyeye \erilen önemin göstergesi olduğunu söyledi. ILO'nun Cenevre'de süren 83. genel kurulunda konuşan Kul. " Yönetim kurulu asil üyeliğine seçılmesı ile Türkiye, ILO'da daha aktif çalışma imkânına kavuştu" dedi. Tuşalp'e hakaret davası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Cumhuriyet Savcılığı, yavınıladıklan bir köşe vazısında, vazar Erbil Tuşalp'e hakaret ettikleri gerekçesiyle Siyah-Beyaz gazetesi köşe yazan Nezih Tavlaş ile sorumlu yazıişleri müdürü Erdem Anılan hakkında, 4.5 aydan 18 aya kadar hapis cezası istemiyle dava açtı. Ankara cumhuriyet savcılarından Metın Sezgin tarafından hazırlanan dava iddianamesinde. Siyah-Beyaz gazetesınin 25Arahk 1995 ile 12 Mart 1996tarihleri arasında "Kulis" köşesinde Baha Kıvanç takma adı ile Nezıh Tavlaş'ın. yazar Erbil Tuşalp'e yönelik bazı yazılar yazdığı kaydedildi. Kültiip-Sen'den kınama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kültür Emekçileri Sendikası (Kültür-Sen). Kültür Bakanlığı Kreş ve Gündüz Bakımevi'nde MHP'lı >apılanma sonucunda öğretmen ve çocuklara uygulanan baskıcı tutumlan kınadıklannı bildirdi. Kültür-Sen Basin Bürosu "ndan yapılan açıklamada, bakanlık içindeki kadrolaşmanın kaygı verici boyutlara uzandığına dıkkat çekildi. Camiye bayrak • ANKARA (AA)-Milli Gü\enlık Kurulu (\1GK) Alt Çalışma Grubu'nun hazırladığı ve Bayrak Kanunu'nda değişiklik yapılmasını öngeren çalışma, tamamlandıktan sonra kanunlaşırsa Türk ba>rağı: resmi dairelerde ve okullarda sadece milli bayram. genel tatil ve hafta tatıli günlerinde değıl. her gün dalgalanacak. Bır MGK yetkilısı. çalışma günlerinde bayrak asılacak ise nerelere bayrak asılması gerektiği üzerinde durulduğunu. özellikle "camılere bayrak asılması diye bir şeyin olmadığım" belirterek "Projedecamı sözü geçmiyor" dedi. İranlı mültecilen • İstanbul Haber Servisi - Demokrasi ve Banş Partisi İstanbul tl Başkanlığı, tranlı mültecilerin sınır dışı edilmemesi ve üçüncü bir ülkeye kabullerinin sağlanmasını istedi. Demokrasi ve Banş Partisi il yönetimi dün il merkezinde yaptığı basın açıklamasında halen Ankara. İstanbul ve Almanva'nın Hamburg kentinde mültecilik statülerinin tanınması amacıvla açlık grevi yapan İranlı mültecilerin tuz ve şeker kabul etmediklerini belirtti. Başbakan Yılmaz, Çiller'in hükümeti nasıl bozduysa öyle yapması gerektiğini söyledi 'Hükümeti RP-DYP kursun'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Başbakan Mesut Yümaz'a hükümet görüş- meleri konusunda tam yet- ki veren ANAP Meclii Grubu ile Merkez Karar v e Yönetim Kurulu'nda, (MKYK)RPilekoahsyon yapılmaması görüşü ağır- îık kazandı. Başbakan Me- sut Yılmaz da DYP'nin ANAYOL hükümetini boz- mak için RP ile anlaştığını ve bunun için grup karan aldığını belirterek "Hükü- meti bozmak için nasıl ça- ba sarf ettilerse şimdi de RP ile hükümet kursunlar" dedi. Üçüncü kişinin başkan- lığında hükmet kurulması formülüne karşı olduğunu belirten Yılmaz. bu öneri- yi ilk gündeme getiren li- der olarak yanıldığını itiraf etti. Yılmaz. "Kurulacak bir icraat hiikümetinde li- derier de mutlaka görev al- malıdır" dıye konuştu. ANAP Grubu ve MKYK. dün Başbakan Yılmaz başkanlığın- da ortak bir toplantı yaptı. Yaklaşık 4 saat süren toplantıda söz alan milletvekilleri. hükümetin bu noktava gelmesinin nedeni- nın DYP veonunGenel BaşkanıTansuÇU- ler olduğunu söylediler. ANAP tabanmın DYP ile yenı bir işbirliğine karşı olduğunu dıle getiren milletvekilleri. Üçüncü isım formülünün de gerçekçi olmadığım dile ge- tirdiler. RP ile koalisyona da karşı göriiş belirten milletvekilleri, ANAP'ın bu dönem muha- lefette kalması gerektiğini sav undular. Grup- ta söz alan 12 milletvekilınden yalnızca 2'si RP'li koalisyondanyanatavırkoydular. Alı- nan bilgiye göre, İstanbul Milletvekili Ali Coşkun, ANAP-DYP hükümetinin başan- lı olamadığını belirterek zorlama formül- AJNAYOL hükümetinin çöküşünün, 1.5 a> önce Çiller hakkındaki soruşturma önergelerinin ANAP'ın da 30 ov deste- ğivle TBMM'dt1 kabul cdilmesivle başladığını belirten Yümaz "Bensizenevöndem kullanmanız gerektiği konusun- da hiç telkinde bulunmadım. Şaibeler örtülsün diye telkinde bulunsaydım. bugün /or durumda kalabilirdim" dedi. (A A) lerle kurulacak hükümetlerin sonunun ay- nı olacağını söyledi. İstanbul Milletvekili Refik Aras ise öncelikle DSP Genel Baş- kanı Bülent Ecevit'in oyununa gelindiğıni söyledi. "Nedernekçekinserdestek" diyen Aras. Başbakan Yılma/a. "Sizin hiç hukuk- çunuz yok mu" dedi. Üç ay meşruolmayan bir hükümetin işbaşinda kaldığını ileri sü- ren Aras, bu durumu Türk demokrasısının ayıbı olarak nitelendirdi. ANAYOL hükü- metinin başanlı olamadığını kaydeden Aras. - RP ile kaldıgımız noktadan göriişmeleri sür- dürelim" dedi. Başbakan Yılmaz. mılletvekillerini dın- ledikten sonra kürsüvc çıkarak görüşlerını açıkladı. ANAYOL hükümetinin kendı için- de uyumlu çalışan bir hükümet olduğunu anlatan Yılmaz, 3 a>da 353 karanıame ya- yımladıklannı. 50 vasa tasarısını da TBMM'vesevkettiklerini bildirdi. Hükü- metin. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller hakkındaki volsuzlukıddialannın Meclis ta- rafından denctlenmesinin engellenmek is- tenmesi nedeniv le bugünkü duruma geldi- ğini kavdeden S'ılmaz şöylc dedi: "ANAYOL hükümetinin çöküşü. 15 ay ön- ce Çiller hakkındaki soruşturma önergele- rinin ANAP'ın da 30ov destegivle TBMM'de kabul edilmesivle başladı. Ben size ne yön- de o) kullanmanı/ gerektiği konusunda hiç telkinde bulunmadım. Şaibeler örtülsün di- ye telkinde bulunsav dıııı. bugün zor durum- da kalabilirdim. Hükümet protokolünde yolsu/lukların üzerine gideceğimiz yazılı. Ama, DYP bizden retoju vermemizi bek- tedi. Bu algılama farklılığıdır." Yılmaz. DYP'nin ANA- YOL hükümetini bozmak için RP ile anlaştığını ve bu amaç- la birde grup karan aldığını söyledi. Yılmaz. "Nasılhükü- meti bozmak için çaba sarf ettilerse şimdi de RP ile hükü- met kursunlar" dedi. Üçüncü kişi olmaz' Üçüncü bir kişinin başba- kanlığında hükümet kurul- masına karşı olduğunu belir- ten Başbakan Mesut Yılmaz. şunları söyledi "İ çüncü kişi formülünü ilk gündeme getiren lider be- nim. Ancak. 3 a\ lık hükümet döneminde > anıldtğımı anla- dım. Nahıt Menteşe iyiniyet- li. düzgün bir insan ama hiç inisiyatifkullanamadı. Bu ko- nudaki fıkrimi değiştirdim. Eğer bir icraat hükümeti ku- rulacaksa mutlaka liderler hükümette görev almalı. Ben de gerekirse başbakan var- dımcılığı görev i de almalıv ını. Ama, bir seçim hükümeti ku- rulacaksa o zaman üçüncü kişi formülü orada eeçerli olabilir." Yılmaz. DivanetTşleri'ni ANAP'lı Dev- let Bakanı CemilÇiçek'ten neden aldığına ilişkin bir mılletvekılının sorusunu yanıtlar- kert de "Bazı hassas konulargündeme gel- dtği için Diyanet İşleri'ni kendime bağla- dım" dedi. ANAP MKYK ve Meclis Grubu'nun or- tak toplantısında daha sonra venlen bır öner- genin kabul edilmesiyle Başbakan Mesut Yılmaz'a hükümet görüşmelerini yapmak üzere tam yetki verildi. ANAP Genel Baş- kan Yardımcısı YaşarOkuyan ile Grup Baş- kanvekili Cumhur Ersümer. karann oybir- liği ile alındığını bildirdiler. Okuyan. RP'nin getireceği önerinin de cuma günü İstan- bul "da yapılacak olan MKYK toplantısın- da değerlendireleceğini bildirdi. RP lideri Erbakan, dış güçler, ordu ve iş dünyasının RP'nin iktidar olmasını istediğini söyledi w Sağ olmazsa sol ile kurarız'• RP lideri, kimsenin yeni bir hükümetin kurulmasından kuşkusu olmaması gerektiğini vurgularken ANAP, DYP, DSP, CHP ile birlikte çalışmamalan için bir neden bulunmadığını belirtti. ANKARA (Cumhuri>et Bürosu) - RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, "ordu, dış güçler veişdünyasının'panısının ıktıdannı istedigını öne sürdü. DYP ve ANAP'la hükümet kuramamala- rı halınde başka formüllerın gündeme geleceğı- nı belirten Erbakan. "Biz hiçbirisiyle kuramaz- sak DSP ve CHP ile hükümet kurânz" diye ko- nuştu. Erbakan. ordunun RP'lı bir iktidarı ıste- medığı yönünde "çuvailar dolusu" laf üretildı- Sıni, ancak haberlenn doöru olmadığım söyle- di. Partisinin grup toplantısında "Yeni hükümet kurulduğunda önce Bingöl'den işe başlanacak" sözlenyle konuşmasına başlayan Erbakan. Tür- kiyenın kurtuluşunun güvencesinin RP oldu- ğunu *avundu. Grubuna. önceki gün BBP Ge- nel Başkanı Muhsin \azıcıoglu ile yaptığı görüş- me hakkında bilgi veren RP lideri. BBP'nin ye- ni hükümetin kuruluşuna yardım edeceğini bil- dirdı. Erbakan. "Koalisvonun çatısı tam olarak ortava çıktıgında. BBP'liler. fiilen hükümete ka- tılabileceklerini de ifade ettiler" dedi. Bütün parlilere eşit mesafede olduklannı vi- neleyen Erbakan, herpartijle koalısvon kurabi- Işkencecipolislere 70'eryüistendi İZMİR (Cumhurivet Ege Bürosu)-Manisa Enı- niyet Müdürlüğü'nde lise- li öğrencilere işkence >a- pan on polis hakkında açı- lan soruşturma tamamlan- dı. Soruşturmayı yürüten Cumhurivet Sav cısı Ömer FarukOraL sanık polis me- murlan hakkında 70'şer N, ıl ağır hapis cezası istemiv- le Manisa Ağır Ceza Mah- kemesi'nde dava açtı. İş- kence olayını ortaya çıka- ran CHP Izmir Milletve- kili Sabri Ergül. 5 ay süren bir soruşturma sonucu da- vanın açıldığını belirterek "Bu davanın rüm baskıla- ra karşın Manisa'da açılrruş olması, Türkiye'de işken- cecilerin yargılanmaları- nın önünü açan tarihi bir karardır."dedı. Sabri Ergül. Manisa'da- ki işkence olayının Türki- ye "de olduğu gibi yurtdışında da geniş v akınlar u> andırdığını belirt- ti. İşkence olayının yargılamaaşa- masına gelmesinde kamuoyunun duyarlılığı ve demokratik kitle ör- gütlerinin baskısının önemli rolü olduğunu vurgulayan Ergül, dün düzenlediği basın toplantısında şıın- lan söyledi: "Çoğunluğunu 14-18 yaşındaki gençlerin olusturduğu 16genceMa- nisa Emniyet Müdürlüğü'nde iş- kence yapıİdı. İşkence olayı. tanık- CHP \lUlet\ekili Sabri Ergfil, işkencedlerin peşini btrakmadı. (NECATİ AYGIN) larla, doktor raporianyla \« diğer belgelerie kanıtlandı. İdarenin bas- kısına. gizleme çahalarına v e tertip- lerine rağmen, işkence> apanlar sap- tandı. On işkenceci> e 70'şer> ü ağır hapis istemiyle Manisa Ağır Ceza Mahkemesi'nde da\a açılması iş- kencenin de soruşturulabileceğine, Memurin Muhakemat Yasası'na ve CML'K'a, Terörle Mücadele Yasa- sı'na rağmen işkencecilerin yargıla- nabileceğine örnektir. Herşeye rağ- men divebiiiriz ki Türkive'de savcı ve vargıçlar vardır. Olavlann üze- rine bövle cesurca giden savcı ve yargıçlara teşekkür ediyorum." İşkence yapılmasına göz yuman. işkencecileri saklav an Manisa Em- niyet Müdürü Kemal İskender hak- kında da suç duyurusunda bukına- caklannı vurgulayan Sabri Ergül. k- kender'in hâlâ Mani.sa Emnivet Mü- dürü olarak kalmasını "İçişleri Ba- kanı LlküGünev ile Başbakan Me- sut Yılmaz'ın acızliği"olarak nite- lendirdi. Manisadahuzurun vegü- venin sağlanması için Emnivet Mü- dürü Kemal Iskenderin üörevden alınmasını isteyen Sabri Er- gül. "Kemal İskender ve Terörle Mücadele Şube- si'nde görevli ışkenceci mü- dür ve amirlerin yakasını bırakmayacağım. Bunlar hakkında da gerekli yasal iş- lemin vapılması için suç du- v urusunda bulunacağım." diye konuştu. Manisa'da liseli öğrenci- lere yapılan işkence olayı- nın soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Oral. iddianamesin- de, sanık polis memurlan LeventÖzvez,Turgut Demi- rel, Engin Erdoğan, Fevzi Aydoğ. Musa Gecer, Meh- metTan,TurgutOzcan.Atil- la Gürbüz, Ramazan Ko- lak. Halil Demir'in 26 Ara- hk 1995 günü DHKP C operasyonunda gözahına alınan Ali Göktaş, M.G., Faruk Deniz, Emrah Sait Erda, Aşkın Yeğin, Levent Kılıç, Hüseyin Korkut, B ^ J.K^ M X A.M.k, S.T., Abdııllah V ücel Ka- rakaş,,O.Z."ye işkence yaptıklan- nı belirtti. Savcı, bu sanıklar hak- kında eylemlerine uyan TCK'nin 243. maddesi uyarınca "işkence yapmak" suçurtdan 70'şer yıl ağır hapis cezası istemiyle Manisa Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açtı. Sa- nık polis memurlannın 24 haziran- da yargıç önüne çıkacaûı öerenil- di. leceklerıni. bunu 1980öncesı gerçekleştirdikle- rını anlattı. "Biz'solcuyuz'diyenlerlebilekoalis- >on kurduk" diyen Erbakan. bu koalisyonların v ıkılma.sında milli görüşün suçu bulunmadığını kaydettı. RP lıden. kimsenin yeni bir hükümetin kurul- masından kuşkusu olmaması gerektiğini v urgu- larken ANAP. DYP. DSP. CHP ile birlikte çalış- mamalan için bır neden bulunmadığını belirtti. Erbakan. ANAP'lılara ve Mesut Yılmaz'a şöy- le seslendi: "Sayın Yılmaz.gnıbunun.tabanın ve teşkilatının sesine kıılak \er. Partini/i bi/inı ar- kadaşlarımız kurmuştur. ANAP'ın kuruluşunda rol alan insanlar. bi/inı insanla- nmı/dır. Kimsenin gücü, bu ülkeye hizmet etmeyi önleye- mez. Bir daha hata vapar \e bir rantiyecinin sesine kulak verirseozaman kendisi zarar- lı çıkar. \etii kurulacak hükü- mete bu ANAP katılmazsa, kapımı/ onlara açıktır. Nânn gelip katılacaklar. Başka gide- cekleri ver >ok. Hiçbirisi ka- tılmazsâ DSP ve CHP ile hü- kümet kuranz. Kimse hissi davranmasın ve huvsuzluk vapmasın.' 'Dış güçler RP'\i istiYor' Erbakan. Türkiye"de de- mokrasinin yerleştiğini, geçen hafta, ordunun RP'li bir ikti- dan istemediği yönünde "*mfl- yonlarca çuval laf ünetildiği- ni". bunun geçerli olmadığı- nı söyledi. Erbakan, "Ordu, milleti- nin sesine karşı çıkmaz. İşte subay lojmanlanndaki san- dıklar. Bu ordu bi/.im ordu- muzdur. Kimse spekülasyon haber uydurmasın. Elbette ordu çoluk çocuğa uvnıaz. Bir rantiyeci bir şev uvdurmuş, ona yanıt vermez. Çünkü or- du konuşamaz. Veni hükü- met, ordu ve milletle kayna- şıp hizmetler yapacaktır. Bu dönem, halkın tarihiyle mü- cadele edilmevecek bir dö- nem olacaktır. İş dünvası RP'yi istiyor. Dış güçler de bunu istiyor. Türkiye'de, RP'nin iktidara gelmesi de- mokrasi açısından dünvaya örnek olacaktır." IRMIKIAYDI1V ENGİN e-mail: engin@planet.com.tr Hergazeteci. yazdıklanna oku- yuculardan olumlu - olumsuz (olumlular tercih edilir) tepkiler gelmesinesevinir. Hem "buzaya- zı yazma kompleksi"r\\ yumuşa- tır, hem öteki meslektaşlara ha- va atma olanağı doğar. Yani iyi olur. Şu sosyal demokratlara ilişkin yazdığım iki yazı vardı ya, çok iyi oldu. lyi olan yazılar değil. Benim için iyi oldu. Alışmadığım ölçülerde yanıt geldi. Bir miktar da abartıp kori- dorlarda, "İki yazı yazdım, gaze- tenin faksı kilitlendi. posta ku- tumda yer kalmadı, elektronık posta kutum, hani e-mail dedik- leri, mesajlarta doldu taştı" djye hava atıp fiyaka yapıyorum. Anlaşılan mesleki anlamda doğ- ru yoldayım. Öyleyse devam... ... deyip sululuğu noktalaya- lım. Çünkü artık sululuk ne söz, masum şakalara bile yer yok. Sosyal demokrasidekı çöküş, so- lun bir sorunu olmaktan çoktan çıktı. ülkedeki çürümenin be- lirleyici neden- lerinden birine dönüştü. Bu çetrefil cümleyi bi- raz açmak gerek. Batı Avrupa, sosyal demokra- sinin beşıği veanayurdu. 1989'da sosyalist sistem dağılıp Leninci komünist parti modeli ıflas edin- ce, sosyal demokratlar birkaç ay ancak süren bir övünme ve rahat- lama sürecı yaşadılar. Sandılar ki başlıca ideolojik rakipleh ringe havlu atınca hem meydan kendı- lerine kalacak, hem de haklılıkla- rı tarihsel olarak kanıtlanmış ola- cak. Birkaç ay süren zafer sarhoş- luğundan sonra görüldü ki sos- yal demokrasiden sosyalist sola kadar uzanan geniş yelpazenin kanatlarından birinin yenık düş- mesinin, sağ'ın. ekmeğine yag. hatta tereyağ sürmekten öte an- lamı yok. Nrtekim zayıflayan sol'un Bir Intihar Girişimikarşısında bildiği gibi at oynatma olanağına kavusan sağ oldu. Sos- yal demokrasi ise tarihinin en de- rin ve ciddi bunalımını yaşama- ya başladı. Geleneksel çözümler çekiciliğini, kitleler önünde inan- dırıcılığını yitirmiş. yeni çözümler ise üretilememişti. Çözümsüzlük, bunalımı daha da derinleştirdi. Sosyal demok- rat hareket hızla sağa savruldu. Bu pek şiddetli bir savruluştu. Birkaç yıl içinde sosyal demok- rasi aslını inkâr eden, teorik ve ide- olojik köklerinden uzaklaşmış, hatta kopmuş bir siyasal hare- kete dönüştü. Serbest piyasa ekonomisı kutsanıyor sosyal dev- let kavramı ve kurumları, hızla terk edilmesı gereken bir yük ola- rak tanımlanıyor, kamu mülkiye- tinin tasfiyesi mutlak bir zorunluk olarak sunuluyor, özelleştirme eko- nomiyi düzeltme- nin bir aracı, hat- ta araçlarından biri olmaktan çı- kanlıp başlıbaşına bir amaç'a dö- nüşüyordu. Daha özlü bir deyişle sosyal demokrasi intihara kalkışmıştı. Seçmen kitlelerinin "Aslı varken taklidine niye oy vereyim" haklı tercihiyle oylannı kapitalizmin ger- çek partilerine yönertmesıyle sos- yal demokrasi üst üste sert tokat- lar yedi ve kendine gelmeye baş- ladı. Bugün Batı Avrupa sosyal de- mokrasisi bir yandan son anda vazgeçtiği intihar girişiminin ya- ralannı saımaya, bir yandan da te- orik ve ideolojik bunalımınt aş- mak için sosyal demokrat ülkü- ler çerçevesinde çözümler üret- meye çabalıyor. Peki ya Türkiye'de ne oluyor? Soruya bir gazete yazısının sı- nırları içinde, hele Tırmık gibi ha- fifmeşrep bir köşede ayrıntılı ve derinlemesine yanıtlar vermek mümkün değil. Ankara'da sürüp giden "DSP'yle birlikte. Hayır, hayır DSP'siz. Birlik. Yok hayır, blok. Hem de sol blok" ya da "Biz de- mokratik soluz, sosyal demokrat değiliz. CHP ile bırleşmeyiz. Pe- ki madem çok ısrar ettiniz; birlik- te hareket edenz ama önce üçün- cü adam DSP'den çıkmalı koşu- lunda anlaşmalıyız" gibisinden siyasal saçmalıklar elbette soru- nun yanıtı değil. Hiç değil. Zaten sorunun yanrtı. sosyal demokra- sinin hükümet sorununa ilişkin formül ve önerılerinde yatmıyor. Sorun ideolojik (ldeoloji= Dün- ya görüşü). Şorunu aşabilmenin yolu, bir dizi canalıcı ve cansıkıcı ideolo- jik soruyu yanıtlamaktan geçiyor. Şorular mı? Önümüzdeki günlerde Tır- mık'ta. Bizi izlemeye devam edin. GLOBAL POLİTİKÜLTÜR ERGtN YILDtZOĞLU Ülkeler Nelerden Ölür... Prof. Salih Neftçi, geçen hafta "Siyasi çalkantılar ve ekonomık kriz" başlıklı yazısında, orta vadede ekono- mide çalkantı yaratacak uç kritık dengesızlığe dikkat çekti: "TL'dekı aşırı değerlenme, aşırı şişmiş bono portföylen ve bozulmuş gelır dağılımı" (Hürriyet, 7/6) Prof. Neftçı'nin yazısını okurken aklıma, Prof. Rudiger Durnbusch'un, geçen hafta. dünyanın öbür tarafında, malı pıyasalan kanştıran sözleri geldi: "Sorun, aşırı de- ğerlenme, dengesız bütçe ve aşın yüksek reel faizlerdır. Ülkeler normal olarak bunlardan ölur ve Brezilya'nın, halen görmezden geldiğı de ışte bunlar" (Wall Street Journal 4/6/96). Dornbusch'un daha önce, herkesin övgüler dizdiği bir sırada, yaklaşan Meksika krizinı önceden görebildi- ğini hatırlayan pıyasalarda bu sözler doğal olarak orta- lığı kanştırdı. Bu arada Brezilyalı ekonomi yönetiminin küplere bındiğini de söylemeye hemalde gerek yok. Geçen aralıkta, bir pazartesi yazımda Brezilya'da aylık % 30'larda seyreden enflasyonu bir para reformu ile kısa zamanda tek hanelı rakamlara çeken "büyük başannın" toplumsal malıyetıne değinmiş. ayrıca refor- mun sanayı üretımini nasıl tahrip etmekte olduğuna dikkati çekmıştim. Brezilya başarısının sırrı, parayı do- lara bağlayıp, reel faızleri %25'lere çekerek burada tutmaya çalışmakta yatıyordu. Bu koşullarda, yabancı sermaye, daha dogrusu. Dornbusch'un ifadesiyle "geçici olarak, bu ülkede park etmiş para" (Internati- onal Herald Tribune, 4/6/96) gelışı hızlanmış ve eko- nomi bır nefes almıştı. Ancak şımdı geriye bakınca reel faizlerın %40, bütçe açığının ve carı açığın sırasıyla GSMH'nin %5 ve %2.5'ine, ışsızliğin 1995 Martı'nda %4.4'ten bu sene %6.5'e tırmandığı görülüyor (The Economist, 8/6/96. Business Week 10/6/96). Bu arada. Corporate Resources Group isimli bir kuru- luşun araştırmasına göre Rio hayat pahalılığında, Paris'i geçmış. Dornbursch önce Business VVeek'tekı bır makale- sinde, sonra da Sidney'dekı bır uluslararası bankacı- lık konferansmda Brezilya'nın bu şekilde daha fazla devam etmesınin mümkün olmadığım savundu ve kü- resel düzeyde faizlerde bir yükselmenin Brezilya'nın geleceğini karartmaya yeteceğini söyleyerek uyarılar- da bulundu. Dornbusch'a göre Brezilya esas "Mali is- tikrardan daha onemlı olan başka nedenlerden dolayı endişe etmeliydı... Brezilya dünyanın en kötü gelir da- ğılımına sahıp ve bazı bölgelennde yoksulluk en geri Afrika ülkelerının düzeytne eşıt..." Brezilya ekonomi yönetimi bu tespitlere kızadursun, Sidney'de Dornbusch'a hak verenler de vardı. Buyük uluslararası yatırım bankalarından ABN-AMRO Yöne- tim kurulu Başkanı Jan Kalff'a göre "Şu sırada pıyasa- larda Latın Amerika'ya yönelik bir isteksızlik var. Müşte- nler Uzak Doğu borç pıyasalarını tercih etmeye başla- dılar" (IHT). Diğer taraftan yıne geçen hafta dünya pıyasalarında çok önemli iki gelişme, eğer Dornbusch'un tespıtleri doğruysa, (kı Salih Neftçı'nin uyarılarını da hatırlaya- rak, doğru olduğunu düşunmek gerekir) Brezilya ve benzerı ülkelerın yakında başlarınm belaya girebilece- ğini gösteriyordu. Pazartesi günü Wall Street Jour- nal ve Financial Times, ABD'de 30 yıllık, Hazine tahvillerı faızlennın aniden yükseldığini, Japonya'da Merkez Bankası'nın faızleri yükseltmeye hazırlandığını, temmuzda ABD'de FED'ın de faızleri yükseltebileceği- nı yazıyordu. Bu beklentilere uygun olarak geçen hafta sonunda tahvil piyasalan ciddi bir sarsıntı geçirmişti. Brezilya söz konusu olduğunda, Meksika ile bir karşı- laştırma yaparak iyımser olmayı seçenlere bir ölçüde hak vermek gerekir: Şu anda Brezilya'da Meksika kri- zıne benzer bır krizın tetığini çekecek bır siyasi istikrar- sızlık yok. Peki ya Türkiye'de durum nasıl dersiniz? Silahlı çatışma çıktı Çetinsaya cinayetinin sanıkları yakalandı HALİL NEBİLER Emınönü Belediye Başka- nı \hmet Çetinsava'nın ye- ğen ı Hakan Çetinsaya ı le de- desi Halit Pişkiııbaş'ı nisan avında öldüren ve "Sövle- mezler" olarak tanınan ül- kücü mafv'a çetesi. Adana'da polisle girdikleri silahlı çatış- mada yakalandı. istanburdagiriştikleri gasp. tehdit, haraç. bombalama gi- bi eylemlerle adlannı "Söv- lemezJer" olarak duyuran \ e son olarak Eminönü Beledi- ye Başkanı Ahmet Çetinsa- ya'nın yeğeni vededesini 20 Nisan 1996 günü öldüren ül- kücü mafya çetesi. Adana-Po- zantı yolunda silahlı çatışma sonucu yakalandı. Akdeniz Havayollan'nın sahibi Abdullah Ziya Ton- guç'u 1995 yılı Nisan ayın- da gasp eden. Ahmet Çetin- saya'nın yakınlan ÖmerÇe- tûisaya ve Setçıık Hürvaşar'ı 1996 yılı başlarında gasp eden. aynı günlerde Yalçın v e Bülent Kılıç'a ait Mecidi- yeköy'deki birişyerini bom- balayan ve 25 adet son mo- del otomobili silah zoruyla haraç olarak alan Mehmet Favsal Söylemez. Mehmet Se- na Söv lemez, Feva Şahin v e İlhanGöksel'ın suç hanesın- deavnca 1996vılındabirci- na\et. biryaralamavebirde polısın silahının gasp edil- meM bulunuvor. Hakan Çe- tinsava ve Halit Pişkınbaş'ın öldürülmeleri olayından son- ra kavıplara karışan Söyle- mezler çetesının izını Ada- na'da bulan İstanbul Emniyet Müdürlüğü Cinayet Masası ekipleri, Adana polisinden de aldıklan destekle. önceki gün saat 01.30 sıralanndâ Adana-Pozantı yolunda üs- lendiler. Polis, çetenin için- de bulunduğu 06 VSS 45 pla- kalı 84 model Mercedes oto- mobili çevirdiğinde, çete si- lahlı çatışmaya girdi. Silah- lı çatışma sonunda Mehmet Sena Söylemez ve Fevzi Şa- hinyaralandılar. tstanbul po- lisinden Ziyaeddin Ferman- ve Adana Bölge Trafık Mü- dürlüğü'nden polis memuru Murat Uzun da hafif şekil- de yaralandılar. Çetenin kullandığı otomo- bilde arama yapan polis, iki adet 14'lü. iki adet 16'h, iki adet L'zi marka otomatik si- lah, 1.5 kilogram C-3 tipi pat- layıcı. üç fünye, 186 bin Al- man Markı ve 83 miryon Türk Lirası buldu. Otomobildeay- nca 30'ar gramlık üç ayn pa- ket halinde toplam 90 gram C-4 tipi plastik patlayıcının bulunması da şaşkınlıkyarat- tı. $ ÇAĞDAŞ YAYINLARI Orhan Erinç BİR ARPA BOYU Orhan Erinç'in "Bir Arpa Boyu" bizi yakın geçmişe götürüyor; ama bugünden koparmadan, uzaklaştırmadan... Zaman içinde gerçeklerimizin bir türlü değişmediğini görüyoruz. Oktay Akbal 250.000 TL (KDV Dahil) Çag Pazarlama A.Ş. Yerebatan Cad. Salkımsoğut Sok. No:9/B Cagaloğlu-lstanbul Te:514 01 96
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear