25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28MAYIS1996SALI CUMHURİYET SAYFA KENT - YAŞAM OKTAY EKİNCt B t H L E î **İ5 » I L L E T L E R KSAN YERtESlMLffU KOMFBUMSl HABITATII HABITAT • WYE DOGRU..."Şimdi harekete geçmezsek, uygarlığın kaynağı olan kentlerimiz uygarlığı yok edebilir." ISAAC ASIMOV Bu sayfada yer almasını istediğiniz duyuru ve katkılarınız için faks: (O 2 1 2 ) 513 85 95 Boğaziçi'nin 'petrol kanalı' olmaması için uluslararası dayanışma kampanyası başlatılmalı Montreux, HABITAT zirvesinde •Birieşmiş Milletler'in HABITAT-II nedeniyle bu yıl Istanbul'da düzenleyeceği Dünya Çevre Günii kutlamalannda Boğaziçi"nin tanker trafiği baskısından korunması konusu da Çevre Bakanlığı'nın girişimleriyle gündeme geliyor. lstanbul ve Çanakkale boğaz- lanndan yabancı gemilerin serbest geciş hakkı ıçın bundan tanı 60 yıl önce bağıtlanan MontretK Söz- İeşmesi'nde taraf olan kımi dev- letlerin yöneticileri. imzalannı şu sıfatlanyla atmışlardı: "Haşmet- ti Bulgarlar Kralı - Haşmetü Bü- yük Britanya. İrianda ve Deniza- şın Britatna İ Ikek'ri Kralı ve \lin- dJstan(İngiliz) İmparatonı- Haş- metii ElenJer(Vunan) Kralı- Has- mefii Japonya Imparatoru - Haş- metJi Romanya Kralı - Haşmerli Vugoslavya Kralı~." Yıne aynı sözleşmede "haş- metli olmayan" taraf ülke yöne- ticilen ise şöyle tanımlanmıştı: "FransaCumhuriveti Reisi.SmyetikSosyalist Cumhuriyetleri Biıiiği Merkez lcra Komite- si, Türkiye Cumhuriyeti ReisL." 20 Temmuz 1936 tarihli imzalan süsleyen bu tanımlara şimdi baktığımızda. "değişen koşullann" sadece gemi büyüklükleri ya da kuru yük taşımacılığından akaryakıt ve pat- laytct madde yogunluğuna geçiş olmadığı he- men görülüyor. Aslında. en az bu gelişmeler kadar önemlı olan. devletlerın "siyasal vapı- Hanmalannda" da degışim var. Arrık. ulusla- rarası sözleşmeler~haşmetliimparatorlann" inızalan>la anlanı kazanmıyor. Çogu ülke. "seçimle" yönetıme gelen de\ let ya da hükü- metbaşkanlannınimzalannı birdekendı "par- lamentolannda"onaylavarak resmen benim- semiş oluyorlar. Haklara saygı Bununla birlikte y ine Montreu.v Sözleşme- si'ndeki tarihse! sıfatlar. aslında Türkiyenın hem Kurtuluş Savaşı 'nda hem de Lozanda ka- zandıgı evrensel saygınlıgın "kimlere karşı" elde edıldif inı gösîermesi bakımından da bü- yükinTarh faşıyor. *~* Nıtekim Montreux Sözleşmesi de zaten (1. maddesindekı ifadeyle), "24Temmuz I923'te Lozan'da inua edilen, Boğazlar'ın tabi oldu- ğu usule dair mukavelenamenin yerine kaim olmak ii/ere" 10 yıl sonra imzalanıpyürürlü- Geçen ay Panama bandıralı bir geminin çarparak v aııa y atırdığı hanlıca iskt-lt'vinin bu göriinrüsü bile HABITAT konuklannaİstanbulda yaşanantehlikeninbovutiannıgöstermeyeveteceknitelikte. ğe sokuluyor. Böylece yine Türkiye, özellik- le "haşmetlilerin" ışgalinden bagımsızlık sa- vaşıy la kurtanlan Bogazlar üzerindekı ulusal egemenlık hakkına. dünya dev letlennin "ulus- lararası deniz raşımacıltğı haklanna" da say- gı ıçensınde sahıpolına ve onu kullanma gü- vencesini pekiştiriyor. Ne var ki bu "uluslararası hak". yanm yüz- yıl sonranın değışen taşımactlık türü ve koşul- İannda artık açık bir "haksızlıga" döniişmek üzere. Bunun kaygı venci ışaretlerı. aslında 1 96O'lı y ıllardan bu vana. hem bizi hem de di- ğer ılgıli ülkelen sürekli uyanyor. Eskı Dışişleri bakanlanndan HikmetÇetin son lOyılda lstanbul Boğazfnda "ucuzatla- fılan" 167 bü> ük kazanın altını çıziyor. Gemi Mühendisleri Odası. 1960 ta Kandıllı önlenn- de çarpışan Lıberya \e Yugosla\ bandıralı tankerlerdeki 54denizcinin yanarak vebogu- larak ölmelerıyle başlayan "felaket zincirin- de": 1963 "te Sovyet bandıralı gemının Rıı- melihısan'ndakı tarihi yalıya girmesini. 1966'da yine çarpışan iki tankerin Karaköy Iskele- si'nin yanmasına neden olmalannı. I979'da Haydarpa^a açıklarında biray de\amlı yanan Independenta'nın Istanbul'da nasıl bir tehdit vekirlilikoluşturduğunuvegeçenyıllarda yi- ne benzen bir kazavla Bogaziçi"nin Karade- niz gırişınde ne denli kaygı verici "cehennem günleri" yaşadığımızı anımsatıjor. Kanlıca halkı ise daha bırkaç hafta önce Panama ban- dıralı bir geminin çarpması sonucunda *>a- na.vatan" sevimli iskelelenni hergörü^lerın- de hâlâ korkuş la irkiliyorlar. Iskelenin 5 tnet- re yanındaki çay bahçesinde vaşanabilecek olası "faciadan" şımdılık kurtulmakla tesellı buluyorlar... Tehlike artacak Hele ^ımdı Kafl<a.s\a \e Orta As\a petrol- lerinın de Akdenız'e boru hatlan yenne yine dev tankerlerletaşınmasıdurumunda. Boğa/- lar'dan geçi^ yoğunluğuna koş.ut olarak arta- cağı kesın olan kazabrın lstanbul ve Bogazı- çi üzerinde ne denlı vaşanisal bir tehdit oluş- turacağını bugünden kestirmek elbette ki bir falcılık degıl. Bu sasfadaki diger sazı \e bel- geler, savısal \erilerııı artık "ucuz atlatılan kazalar döneminin sona ereceğim"' gösterdı- ğıne değıniyorlar. Sonuçta ya»anması kaçı- nılmaz gıbı görünen bu "felaketortamı'.yer- yüziinün belki de en büv ük "çe\ resorununu" yaratacağından.Çe\re Bakanlıüı'nın konuyu HABITAT-ll sürecmdekı "Birîeşmiş Millet- ler Diima*Çe\re Giinü Kurlamalan" günde- mine taşıması da bu konferansın Istanbul'da vaptlmasını anlamlı kılan en olumlu ginşım- İerden biri olarak değer kazanıvor. Aslına bakılırsa. yine Montreux'den bu ya- na ve özellikle 2. Dünva Sa\aşfndansonraki "küresel işbirtiği vebanş" ara- y işları süreeınde. vine doğru- dan "Birieşmiş Milletler ka- rarlamla" yürürlüge gırmış birçok uluslararası sözleş,me. Istanbul \e Boğaziçi'nin "in- sanlık" adı na korunmasına da- yanak oluşturan ılkeleri taşıyor. BM'nin Dünva Ç'evre Bildıri- bi, çevre sözles.meleri. A\rupa ve Akdenız'dekı doğanın. kül- türün ve hatta doğrudan doğ- ruva "denizin" korunmasına dair protokoller. dahası yine bu tür "evrensel" değerlerinin "petrole \e kirliliğe* karsj ko- ıunması vönündeki sa> ısız an- laşmanın yanı sıra. örneğın y ı- ne lstanbul ve Boğaziçı LNES- CO'nun "düma mirası liste- sJnde" de BM desteği) le insan- lığın gözü gibi bakması gere- ken uygarlık merkezleri ara- sında yer alıyor. SİT karan var Nıtekim. Türkıye'nin de bu uluslararası konıma sözleşme- lerine koşut olarak ulusal hu- kukunda yeralan Koruma Ya- sası kapsamında Boğaziçi'nin "tiimiinü" ıçeren ve 1974'ten buyanayürürlükteolan "SİT" karan var. UNESC'O kararlarmdan ötürti Mı- marlar Odası'nın "dünya SİT'i" tanımıyla uluslararası kurulu^lardandestek istedigı Bo- gazıçi'nın. a> nı şekılde "petrol>oluolamaya- cağı" vönündeki I7\1an 1994 tarihli Kiiltür «e Tabtat Varlüdannı Koruma Kurulu kara- rımız da yine hukuksal dayanagını yukanda özetlenen dünya sözleşmelerinden ve bunla- n temel alan yasalanmızdan alıyor Bu kurul kararına uyulması vönündeki Kültür Bakan- lığı raporlannda ise Montrea\'vetarafolande\- letlerin bugünkü ~HABITATbilinci r 'ıçensin- de artık uymak zorunda olduklan ve yine ken- di imzaian bulunan diğer sözleşmeler anım- satılıvor... Evet. 60 \ıl önce Bogazlar'dan serbest ge- Ciş nasıl ki temelde "insanhk adına bir hak" olarak kabul edıldıvse. bııgün de dünva mıra- sı Istanbul'u ve Bogazıçı'nı "bu hakkınistis- manndan" kurtannak ve ölümcül bir tehdı- de karsj korumak. çok daha ileri bir insanhk hakkıdır. Türkiye. hemCevreBakanlıgı vedıgerres- mi kurumlanv la hem de ülke degerlerine du- varlı sivil toplumörgütlenyle. tarihegeçecek birişbırlıgionamı yaratarak. HABITAT kon- feransındakı çevre giinü kutlamalannda bu yas.amsal hakkın savunulmasını "dünyadaya- nıştnasına" dönüştürmek üzere tüm gücünü ve olanaklarını seferberetmelıdir. KORUMA KURULU 'Boğaz, petrol yolu olamaz' Boğaziçı bölgesıne bakan İstanbul III \u- maraîı Kiiltür ve Tabiat \arbkları Koruma Kuruhı'nun petrol trafigıne karşı Boğaziçı SİT alanının korunmasıyla ilgilı 17Mart 1994 ta- nh ve 6466 sayılı karan şöv le: "Boğazm pet- rol yolu vapılması uygarlık dıştdır..." 1 - Boğaziçı SlT alanının korunması. dün- yanın en ünlü kentlennden bın olan ve dünya kültürel. doğal ve tanhı mirası lıstesinde yer alan Istanbu! için ön öncelikli sorunlardan bi- ridır. 2 - Son deniz kazasının kentin doğal ve ta- rihsel varlığım olduğu kadar normal yaşamıru da >ıllarea altiist edeeek etkinliklerden bir te- sadüf eseri olarak kısmen kurtulmuş olduğu- muz açıkça ortadadır. 3-İstanbul ve Boğaziçı sadece ulusal yasa- lanmızla değıl. uluslararası antlaşmalara göre de korunması eereken bir SlT'tir. 1987'de UNESCO COMOS ve L'NEP tarafmdan ha- zırlanan önemlı Akdeniz SlT'leri arasında da yer almaktadır. 4- Kaldı ki Akdeniz'in kirlenmeje karşı ko- runması üe ilgili Barcelona protokölJerinde de çağdaş teknolojinin rrafığin. h^a, su kirüliği- nin insanın doğal ve kültürel çevresini kirleten etkilerine karşı örgütlenümesi ve miicadelesi- nin gerekliliğine devletçe olumlu yanıt vermiş bulunuvoruz. 5 - Bu bağlamda dünyayı kirleten unsurla- nn başta gelenlerınden bıri olan petrolün. dün- yanın en güzel ve tanhı zengınlikierle dolu bir yöresinden bütün nsklen taşıyarak geçirılme- sı uygar bir dav ranış değildir. 6 - Bu nedenle Boğaz'uı doğal ve tarihi ka- rakterini korumakla »örvv li bir kurul olarak aşağıdaki göriişterünizin bakanlığımızın ve il- gililerin dikkatine sunulmasında yarar göriil- mektedir: a) Boğaz'ın uluslararası trafik risklerinden korunması açısından en köklü tedbır. akarya- kıt tankerlerının geçisjni yasaklamaktır. b)Bunun gerçekleşmesme kadarkısa dönem- de Boğaz dan akaryakıt tankerlen geçerken kesin bir liman kontrolü ıçinde geçınlmesı ko- şulu getınlmelıdır. Aynca yakıt tankerlen ge- çerken aynı anda başka gemilerin geçmesine ızın venlmemelıdır. c) Kaza ıhtimalıne karşı en çağdaş önlem- lerinmüdahale\ehazır olarak bekletilmesisağ- lanmahdır. d) Deniz kazalanna karşı çagdaş önlemle- nn müdahaleve hazır olarak bekletılmesi sağ- lanmalıdır. d) Deniz kazalarına karşı Boğaz kıyılan ve yapıları ıçın özel bir sigorta sıstemi düşünül- melıdır. e) Kurulumuz. tek bir yapı için yasal yangın tedbırlen zorunlu olan bir ülkede. bütün bir ken- tı \akacak kazalara karşı koruma tedbıri alın- mamasının düşünülemeyeceğı kanaatındedir. 7- Istanbul Boğazı'ndan akaryakıt trafıği- nın uzaklaştınlması ıçın gereklı karar ve pro- jelenn, ılgılı kurumlarca ivedı olarak gerçek- leştırilmesı ıçın girışımlerde bulunulmasının Kültür Bakaniığfna tavsıyesine karar venl- mıştır. tankerlerini Boğayici'nden geçirmekte ısrar eden uluslararası şirketler \e de\letler, burasının bir kent' olduğunu ve kentin içinden böylesi bir ulaşımın düşünüleme>eceğini kavravaiTiıvorlar. Boğaziçi kampanyalanna yeni işlev Yüksek Denizcilik Okulu Mezunlan Der- neği Türk L zakvol Gemi Kaptanlan Derne- ği Deniz Hukuku Derneği ve kılavuz Kap- tanlar Derneği, lOŞubat 1992 de "Boğadar BölgesindeSeyirGüvenliği'' konulu bırsemi- ner düzenlemışler ve petrol nakli nedeniyle ")aklaşantehlikeye"dikkatçekmışlerdi.Çok geçmeden Kafkas v e Orta Asya petrollerinın Karadeniz'den Akdenız'e boru hattı yerine tan- kerlerle taşınmak istenmesınin gündeme gel- mesi üzerine. bu kez Gemi Mühendisleri Odası ile lstanbul Mimarlar Odası 1993 vı- lında ulusal ve uluslararası düzeyde bir kam- pamabaşlattılar. I994'ün DünvaÇevreGü- nü etkinliklerinde de sürdürülen bu kampan- yanın bıldıri ve belgeleri. şimdi HAB1TAT- İI ile aynı anda kutlanacak olan 1996 Dünv a Çevre Günü' nün " Boğaziarve petroltaşıma- cıhğı" gündeminde bir kez daha görev üstle- niyor. lstanbul Mimarlar Odası 'nın başta UNES- CO olmak üzere dünyanm önemli kültür ku- rumlanna gönderdiğı çagrı mektubu. özetle şöyieydi: 'Dünya SİTT Boğaziçi Boğaziçı. sızlerin deyakından tanıdığınız evTensel kimliği ve tarihsel değerlenyle. do- gal ve kentsel zenginlıklenni "tümüyle"or- tadan kaldırma tehlikesını taşıvan. uluslara- rası bir tehdit ve duyarsızlıkla karşı karşıya- dır. uluslararası petrol firmalan ile bu firma- larlaortakbeklentileripaylaşan kimi ülkeler. Azerbaycan. Rusva ve Orta Asya petrolleri- nin Anadolu üzerinden boru hattı yerine. Bo- gazlar'dan tankerlerle Akdeniz'eulaştınlma- sını. bizler için kabul edilmesi olanak.sız bir proje olarak gündeme getirebilmişlerdır. Bu öneriler gerekleştıği takdirde. dünya • Gemi Mühendisleri Odası: "Boğazlar'da petrolün karası ile ateşin kırmizısına karşı mavi-yeşil eylem!.." • Islanbul Mimarlar Odası: "lstanbul ve Boğaziçi bir dünya SİT'idir. Petrol kanalı olmasına insanhk seyirci kalamaz!.." mirasımız çok ciddi tehlikeler altında kala- cak. en ufak bir kaza. eşı bulunmavacak kül- tür vedoğa zengıniiklerinı \ok edeeek: ayn- ca y ıne Boğaziçi 'nın tüm insanlığın yararlan- masına açık olan "evrensel bir deniz parkı" olma özelliği de ortadan kalkacaktır. Türkıye'nin bu projeye karşı haklı çekin- celen veeleştirileri. uluslararası ekonomik ve sivasal forumlara yansıtılmakta: kuzeydekı petrolün boru hatlarıyla Akdeniz'e taşınarak dünyanın kullanımınasunulmaMndahertiir- lügüvencenın.sağlanacağı ilanedilmektedir. llüküınetımızın bu girişimlennın yanı sı- ra.mimarhğın ulusal veevrensel sorumluluk- larının yüklediğı uygarlık görev imiz gere- ğince. biz de hükümet dışı bir siv il toplum ör- gütü olarak. dünya kültürünün korunmasıy- la ilgilı siz değerli dostlarınıızın. Istanbul'u ve Boğaziçı'nı bir su kanalı halıne getinnek ve böylece kımliğini yok etrrıek tehlikesini ta- şıyan bu projelerin derhal geri çekılmesinde etkiliolacağına manıVorvebunu bekliyoruz. Saygın kurumunuzu \e üyelennizı. dünya SlT'imizı kurtarma yönünde bizlerle el ele vermeye çagınyoruz. 10.08.1993 'IVlavi-yeşii eylem'' Gemi .Ylühendıslen Odası'ntn 1993 ağus- tosunda yaptığı "ma>i-yeşil eylem" çagrısı da şöyieydi: Boğaz'dan transıt geçişlerin sey- rek olduğu: en büyük gemi tonajının 5.000 dvvt dolayında bulunduğu 1936'lann Mont- reu\ Anla^ması'nın. Boğaz geçışine "ser- bestlik"getirenhükümlerininbugün hâlâge- çerliolması: nüf'usu lOmilyonlaradayanmış İstanbul için korkunç bir felaketin kapıda ol- duğu anlamına gelmektedır. Yaklaşık 30 km uzunlukta \ e en daryeri 650 m dolayında olan. güçlüveyöndeğiştirenakıntılarasahıp veen az 10 kez rota değişimı gerektiren yapısı ile Boğaz'dan. bugün boy lan en az 250 m olan ve hızlan 1936'lara nazaran oldukça artmış 100.000 -150.000 tonluk tankerlerin kılav uz- sıız geçebıliyor olmasının. başka türlü vo- rumlanması nıümkün müdür'.' lstanbul böyle büyük bir tehlikenin eşi- ğinde ıken ve bazı teknik önlemlerle Boğaz geçişlennde seyir güvenliğinin arttırılması yönünde mevcutşartlara göre hazırlıklarsür- diirülürken. Kafkas ve Orta Asya petrolleri- nın Bogazlar'dan geçirilmeye kalkışılması. transit geçen gemi say ısında önemli bir artı- şa yol açacaktır. Üstelik bu artış. minıınum büy üklüklen 100.000 dvvt olan tankerler yö- nünde olacağından: yaratacağı risk artişı. ge- mi sayısındaki artıştan kat kat fazla olacak- tır. lstanbul ve Türkiye. buna izin vermeme- lidir: v ermeyecektir. Ama artık asılyapılma- sıgerekenin. \1ontreux Anlaşması'nınyeni- den ele alınması konusundaki gırişimlen baş- latmak olduğu açıktır. Türkiye'nın Montre- u\ konusundaki -"Başkaanlaşmaiandagün- deme geririr" endişesinden kay naklandığını sandığımız- suskunluğu. artık son bulmalı- dır. Acıl olarak yapılması gereken ise. petrol ve dogalgazın yanı sıra kımyasal maddeleri de kapsayacak biçımde. "Boğazlar, tehlikeli madde geçişine kapalıdır" kampanvasının başlatılmasıdır. H A B I T A T F O R U M U İstanbul, böyle bir tehditle yaşayamaz HİKMET ÇETİN Eski Difijleri Bakanı 10 mılyon nüfusuyla lstanbul şehrinin güvenliğitehlıkeyeatılmadanbogazlann. petrol vedoğalgaztaşımacılığının getire- ceğı ilave yükü kaldıması teknik olarak mümkün değildir. Konunun cıddiyetini ve boyutlannı or- taya koymak için 1992 yılında bogazlan kullanarak transit geçen gemi sayısının 50.000 civannda olduğu. aynca. günlük or- talama 1350 mahallı geminin boğazlardan geçtiğinı belirlemekyerindeolacaktır. An- cak bu da yeterli değildir. Bogaz kıyısında yaşayan İstanbul hal- kı zaman zaman akıntılar ve kılavuz kap- tan almamaları nedeniyle kontrolden çı- kan bazı gemilerin yarattıgı tehdidi biz- zat yaşamaktadır. Son on yılda lstanbul Bo- gazı'nda ucuz atlatılan 167 büyük kaza meydana gelmiştir. Ayrıca Tuna-Ren bağlantısının açılmış olması. dıger limanlarını kaybetmiş olan Rusya Federasyonu'nun deniz tıcaretinde Karadeniz lımanlarının önem ve ağırlığı- nın artması ve Vblga-Don ile \blga-Bal- tık kanallanndan akan trafigin yoğunluk kazanması. bogazlarda trafik. can ve mal emniyetı ile çevre güvenligi bakımların- dan yaşanan sıkıntı ve güçlüklerın yakın gelecekte daha da artarak sürecegini gös- termektedir. Istanbul'un böyle bir tehdi- de maruz bırakılması dü^ünülemez... Boğazlardaki deniz trafigının günde- me gelmesı sadece bu dogal tıcari trafik artışından kaynaklanmamaktadır Sovyet- ler Birliği nin çöküşü ve bağımsız dev let- lerın kuruluşu. Ortadogu petrollerine eş- değerde bir enerjı potansiyelı taşıvan Or- ta Asya ve Azerbaycan petrol ve dogalga- zının Batı 'daki pazarlara en kısa, süratli ve rantabl şekilde taşınması sorununu orta- ya çıkarmıştır. Gerek çokuluslu şırketler. gerek Batılı ve Körfez ülkelerıyle. petrol gelirlerine bir an evvel ulaşmak ısteyen yeni bağım- sız devletler. bu enerjı potan.sıyelıni hare- kete geçirmek amacıyla yogun bir faali- yete geçmişlerdir. Bu çerçevede. Rusya Federasyonu ve Gürcistan'ın Karadeniz lımanlarından bü- yük boyutlu tankerlerle sev k edilecek pet- rol v e dogalgazın boğazlar yoluyla Batı pa- zarlanna ıılaştınlması üzerinde durulmak- tadır. Eldeki veriler birkaç yıl zarfında yeni geliştirilmekte olan Orta Asya ve Kafkas petrol havzalarında tahminen 45 milyon ton harn petrolün üretileceği ve büyük co- öunluğun boğazlar üzerinden sev k edilme- yeçalışılacağı yolundadır. Vapılan hesap- lar. petrolün sevkınde kullanılan gemile- rin ebatlanna göre. boğazlardan geçen ya- bancı gemi sayısının yüzde 50 ye kadarar- tabıleceği; bütün petrol üretımınin >u an- da boğazlardan geçen en büyük tonajlı gemiler( 100.000 tonluk) ile sev k edilme- si halinde ise y ılda ortalama 900 sefer ya- pılması gerektiğı yönündedır. Son üç yıl- da özel tedbirler atında geçen bu tip bü- yük gemi sayısının sadece yedı olduğu düşünülürse ortaya çıkan tablonun vaha- metı anlaşılacaktır. Salt ekonomik hesaplar açısından yak- laşılamayacak kadar önemli olan bu ko- nunun tüm yönlerivle uluslararası deniz- cilik kuruluşlarının dikkatine getirilmesı yolundakı gereklı ginşimler başlatılmış- tır. Öngörülen tedbır ve düzenlemler bo- gazlarda serbest geçiş ilkesini getıren 1936 ıVlontreuv Sözleşmesi'nın özüne doku- nulmaksızın seyırve çevre güvenligi art- tırma yönündedir. Batılı ülkelenn meskûn olmayan sahil- lerınde bile deniz kazası ve çevre kirlilı- ğı konusunda gösterdikleri duyarlılık ve aldıklan katı tedbırlerdüşünülürse. istan- bul'un ortasından geçen Boğaz konusun- da Türkiye'nın haklı endışelerı herhalde rahatlıklaanlaşilabılır. Hıçbırülkenın. ta- rihi dokusu ve çev regüzellığıy le lstanbul değennde bir şehri böyle büyük birtehli- keyeaçık bırakması düşünüîemez. Aynca. deniz kazası ve çevre tahribatı durumunda Bogaz'ın tüm trafiğe kapatı- labileceğı. büyük ölçeklı petrol tankerle- rinın geçışleri sırasında alınan özel emni- yettedbirlerının de Boğaz'ın dıgergemı- lere kapatılmasını gerektırdıgı ve bu du- rumda bogazlan kullanan herkesin zarar görecegı unutıılmamalıdır. (Kentyaşam Dergisi, Eylül I993-S.5) Denizlerimizde petrol tankeri istemiyoruz! SÖN,\fEZ VAVARDAĞ / Eğıtımci-Çizer Binlerce yıldır süregelen doga-insan ilişkisi. özellikle yüzyılımızda birsavaşı- madönüştü. Busavaşta Karadeniz de çok yara aldı ve almaya devam ediyor. Sanayileşmiş Orta Avrupa ülkelerini de kapsayan geniş bırhavzaya sahıpolan Karadeniz, evsel ve endüstriyel atıklarla yok olmak üzere iken şimdi de çokulus- lu petrol şirketlerinin fınanse ettiği ve Rusya "nın bölgedeki etkinliginı sürdürme- si adına dayatılan "Hazar petrollerinin Karadeniz'dekj Nosorosiskv Limam'ndan dünya pazarlanna açılması projesi". Ka- radeniz'deki canlı yaşamı tümüyle tehdit etmektedir. Azerbaycan'ın başkenti Bakü'den Rus- ya'nın Novorosisky Limam'na. oradan da dev petrol tankerleriyle boğazlar üze- rinden dünya pazarlanna satılması düşü- nülen Hazarperrollen. Karadenız'devebo- ğazlarda deniz trafıgini olağanüstü arttı- racaktır. Bundan dolayı meydana gelebi- lecek deniz kazaları ile dev tankerlerden denıze yavılacak petrol. Karadeniz'i. bo- gazlan ve Istanbul'u büy ük tehlıkelerle kar- şı karşıya bırakacaktır. Halen Rusya pet- rollerini Novorosisky L.manı'ndan bo- ğazlar yoluyla Akdeniz'e taşıvan petrol tankerlerinin kapasitesi 80-12Öbıngros- tondur. Çok yönlü tehdit Bakü-Novorosisky bağlantısının sağ- lanması ve çokuluslu petrol şirketlerinin Hazar petrollerini yıllık 45 mılyon tona çıkarma hedefi gerçekleştiginde boğaz- lardan her gün iki adet 340 bin groston- luk dev petrol tanken geçecektır. Bu tankerler denizlerımizi. bogazlan ve yerleşim alanlarını çok yönlü tehdit etmektedir. a) Biyolojık açıdan; Tankerlerden her- hangi bir nedenle denize yayılan bir litre petrol. yaklasjk olarak bir milyon litre su- yu etkilemektedir. 1 mıligram petrol ise larva ve balık yumunalannı yok etmeye yetmektedir. Denize akan yakıtın bir bö- lümü. yüzeyde kalarak yanıyor. Yanan petrolün çıkardığı duman ve is. zaten ha- vası kirli olan Istanbul'u soluk almaz ha- legetirebılir. Deniz yüzeyınde kalan pet- rol. aynca deniz kuşlarmin dasonu demek- tir. Dibe çöken petrol ise balıklar. balık yu- murtalan ve diğer deniz canlılannınölünı- lerine neden oluyor. Endüstriyel kırliliğın yogun olarak yaşandıgı dünyanın çeşitli bölgelerindekı lımanlararasında seferya- pan dev petrol tankerlen. bu limanlarda kirliligın etkisiyle ortaya çıkan yöresel zararlı bakteri. parazıt ve deniz canlılan- nı binlerce küometre ötelerdeki diğer li- manlara ve denizlere taşıyabılıyor. Örneğin. geçmişte yalnızca Amerika Birleşik Devletleri'nde kırliligin yogun olarak yaşandığı limanlarda ve kıvılarda görülen Minemiopsis adı verilen bir tür deniz anası ile balık yumutalarının en önemli düşmanı kabul edilen "Rapana Thomasina" adlı deniz salyangozu, dev deniz tankerlerinin safra sulany la veya tankerlenn alt kısımlannayapışarak Mar- mara ve Karadeniz'e taşınmış. denizleri- mizdeki canlı yaşamt tehdit eder hale gel- miştır. b) Bogazlarda herhangı bir kıyıya çarp- mayla oluşabılecek kazalar Boğazlan- mızda en çok rastlanılan kazalar bu tür- dendir. Genellikle kılavuz kaptan alma- ma. ani dümen kilitlenmesi gibi nedenler- le meydana gelen bu kazalar. şimdiye ka- dar sadece lstanbul Bogazı'ndaki birkaç eskiyalının veyasahılyolunun hasargör- mesiyle geçiştirilmiştir. Ancak. 100-200 bın ton petrol taşıvan. yaklaşık 30-35 bin ton sacdan yapılmış dev petrol tankerleri (Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nde kullanılan toplam sac. 28 bın rondun. ınsan hatası olmasa bile ge- milerde sıkça rastlanılan ani dümen kilit- lenmesi ile yerleşim bölgelerine veya bo- ğazlardaki köprülerden birine çarpması du- rumunda-boşolsalardahı- büyük felaket- lere neden olabilirler. Evsel atıklar. endüstriyel atıklar. nük- leeratıklarderken petrol tankerleri... Ka- radeniz kıyısında yaşayan insanlar. sivil toplum örgütleri. tüm doğaseverler! Ka- radeniz'in hızla çöplüğe dönüşmesine tepkı göstermelıyiz. Henüz vakit varken... 'Anadolu uygarlıklan' HABITAT'a esin kaynağıDenilebılirkı Anadolu ınsanının bütün bir insanhk tarihıne armağan ettığı en değerli uygarlık birikimi eağlar boyunca zenginle- şerek süregelmiş "yerleşme vekonut kültü- riidür". Türkiye'nın bu tarihsel özelliği ile HABITAT-H'nın y ine bu tarıh önündeki uy- garlık sorumluluğunu "birlikte" ele alacak iki büyük etkinlık. Insan Yerleşımleri Kon- feransı'na güç ve derinlık kazandıracak. Birincisi, Tarih Vakfı turafından üstleni- len ve genel koordinatörlüğünü Prof. Dr. Yıldız Sey'in yürüttüğü "Tarihten Günü- müze Anadolu'da Konut ve Yerleşme" ser- gisi. Topkapı Saravı'nın bırıncı avlusundaki Darphanebınalarında HABITAT-ll'ye kat- kı olarak düzenlenen sergi. yine aynı bina- larda Tarih Vakfınca hazırlanan "Dünya Kenti İstanbul" sergısiyle de anlamlı bir bütiinsellıkoluşturacak. Prof. Dr. AfifeBa- tur'un koordinatörlüğü altında gerçekleşen lstanbul sergısıyle "tarihsel komşuluğu" sürdürecek olan Anadolu sergısı. hem HA- BITAT konuklanna hem de bizlere bu top- raklardaki binlerce > ıllık yerleşme. konut ve kent uygarlığını tüm yönlerıyle tanıtmış olacaklar... HABITAT-ll'nin Türkiye'de ve lstan- bul "da yapılmasındaki tarihsel anlamı ev ren- sel bilince taşıyacak diğer önemli etkinlik ise Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü tarafmdan 5- 7 Haziran 1996 tarihlerinde düzenlenen "Çağlar Boyunca Anadolu'da Yerieşim ve Konut" konulu uluslararası sempozyum. Konferans \adisinde yer aian JTC 1 GÜ- müşsuyu Kampusu nda iki ayrı salonda pa- ralel oturumlar şeklınde gerçekleşecek sem- pozy umda. yerli ve yabancı katılımcıların sunacakiarı 30 kadar bildıri tanışılacak. Yü- rütme Komitesı'nde Prof. Dr. Ali M. Din- çol (.Başkan). Prof. Dr. Veli Se\in ve Prof. Dr. OnderBilgi'nin görev aldığı sempozyu- ma katılmak ve ızlemek isteyenler. Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü'nden ayrıntılı bilgi ve program edinebilirler. Telefon; (0212)51403 75
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear