25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SArFA CUMHURİYET 24 MAYIS 1996 CUM/S 14 KULTUR 8 U L U S L A R A R A S I İ S T A N B U L T İ Y A T R O F E S T l V A L İ Brecht'ten 'rahatsız edici' sarkdar Zeliha BerKsov, Brecht'in ölümünün 40. )ilında,'Kurt Weill-Bertolt Brecht' müzikallerl Brecht şiirleri \e VNeilJ'ın son bestelerinden oluşan bir konserie se>irci karşısına çıkı\or. Berkso> 'a gore, Bnecht'in oj unJan kadar şarkjlan da hfçbir zaman eskimnor, giıncellikJerinden bir şev yitirmhor. •Çiinkü bunlar protest şarkıJar. Ö\ le olduklan için, her donemde çeşitii durumlara vanıt >erebüecek bir içeriğe sahipler. GünceUiklerini jitirnıemeleri de bu vii/den. Bugune dair öjlenet, keskinve çarpıcı vanıtlar getirnoıiarki...' (Fotograf UĞIR ~GL\YUZ> DLVGUDLRGL'N Tıvatro »anatçısı Zeliha Berksov, S l/luslararası Istanbul Tıyatro Festıvalı kapsamında ve Brechfın olumunun 40 yılında 'Kurt VVeill-Bertoft Brecht' mu- zıkallerı. Brecht şıırlerı ve VV'eıll'ın son bestelennden oluşan bir konserle seyırcı karşısınaçıkıvor Zeliha Berksov "un, bu- gun ve vann saat 21 30 da Kenter Tıyat- rosu'nda vercceğı konserlerde sanatçıya. pıvanoda IDSO şefı Erol Erdinç eşlık edecek O) unculuk vaşamı bovunca Brecht ın tıvatroanlayışı veogretısının ızını suren 19^9da Genco Erkal ıle kotardıkları •Brecht Kabare' \e 1987 yılında 'Ben Bertolt Bnecht" kabaresıyle başanlı bir Brecht vorumcusu olarak belleklerever- leşen Zeliha Berksoy ıçın. Brecht tıyat- rosu kadar Brecht muzıgının de çok ılgı çekıcı çarpıcı bırverı varsanatvaşamın- da ))k Brecht resıtalmı 1972 vılında şef FerdiStatzer'ınpıvanosues.lıûınde\eren Zeliha Berksov Brecht şarkılarının vanı sıra Kurt YVeıll \e PaulDessau'nun vapıt- larını da Almanca olarak seslendırmı> ve bu konserler. Ankara \e Istanbul'da dort vıl bovunca de\am etmıs. Ancak Berk- sov "un son konserının. oncekılerden tarklı bir ozellığı var Brecht'ın gun ışı- ğına çtkmamış, bestelennın yanı sıra Kurt V\eıll"ın dahaoncehıçseslendırılmemı:} s.arkılarını vorumla>aeaksanatçı Buşar- kılararasında. Ueıll'ın olıınıunden son- ra bulunan çalı^malar ıle bırlıkte Brecht ın •Sivri Kapılarve^varlak Ka- ptlar" aJlı ovunundakı fahışe Nana'nın şarkısı 'Lç Kuruşluk Opera', "Maha- gom Kenti", "Happv End' ve "Je ne t'ai- mepas' gıbı VVeıll şarkıları ver alıvor Zeliha Berksov "un Weıll ve Brecht şar- kılannabaglılığı 1968'lerdeBerlınerEn- sembledakı ogrencılık \ıllarına davanı- yor O v ıllarda j VVeıll Brecht bır- lıktehğınınbaş.arı- ! lı ıırunlennden bı- rıolan "Lç Kuruş- luk Opera'nın I92!s tanhlı plak- I larını dınlemeve ba^lamı* Berksov KendiM ıçın bir donum noktası olarak değerlen- ' dırdığı Brecht'ı ;>o\le anlatıvorsaıufçj "Brecht,çok bu- v uk merakla. ögrenme istegiv le, hiriktire- rek, dusünm'k. araştırarak bir verlere ulaşmamı sağladı. Ov unculuk anla> ışımı tamamen değiştiren bir >eri oldu. Çok du- şunen, varatan bir adanı Brecht. Sürekli keşfedivor... Orneğin, daha ortaokulda hocasıv la takışıvor. Çok zorlu bir dersten geçmesi gerek. Sapılan sınavda hocası kâ- gıdmın büv uk bolumunde vanlış olanları Tolstoy'un derin insan çelişkileri Kültür Senisi - 8 Istanbul Uluslararası Tıyatro Festıvalı kapsamında. Şehır Tıv at- rolan. 1995-96 tı>atro sezonu repertuv ann- da ver verdığı. yazın tarıhının en onemlı klasıkJerınden bınnın Tofetov 'un "Sa\aş\e Banş"mın tı\atro uvarlamasinı bugun saai 20 30. varın ı'se saat 15 00 te Harbıve \1uh- sın Ertugrul Sahnesi nde sergilıvor Ce%at Çapan tarafından Turkçeleştırıİen ovunu sahne>e Burçın Oraloglu kov uvor Oyun. FransızDevnmı ndeııvenılık de- mokratık haklar refoımlar adına etkılenen Rusa>dınının duş kırıklıklarını aktarırken Rusya"nıntoplumsal sivasal ekonomıkde- ğışımını sava$ gerçeğınde gozler onune se- nyor 1957 yılında polıtık tıvatronun oncu- lennden Er»in Piscator tarafından sdhne- lenen >apıt ToKtov un sahne teknıgıne \e tıyatro kullanım olanaklarına sıgamayan betımlemelerını. ızleyıcıve epık tıv jtro ge- leneğıvle aktan>or folstov 'un 'destansı bir mman' va- rattıgını belırten Burçın Öraloğlu'nj gorc yapıt çok >onlu bir guncellığe sahıp "InsanJann sa»aşı algılama bıçımi trJf\ı/von ekranında gorttukleri>le sınırlı. O\sa savaş. gerek \aşanan an gerekst vol açtığı «onuçlar goz onune alınınca. gununıuz insanının algıladığı bH,-imden çok daha korkunç bir olgu." Oraloğlu üvunu sjhnelerken ana kay- nak olan lomaıu donup zengın karakter yaratımını veüoıselmotıtleroluşturabıle- cekavrıntı zengınlığını bellı bırama*. doğ- rultusundasevırcıvetattııabılınek veovu- nunanadusuncelerınıestetık veedebı bo- yutuyla verebılmevı aınaçladıklannı •<o_v- İuvor "Biz SaNjj \e B.ırış ıvorunılarkenPis- cator'un \ u/v tlııı başında vc ortaiinda > a- şanan iki bmtık dıınva savaşı sonrası so- ğukluk ve sıniüt'st'llı»i ıle (olsto\ un denn ınsan çeli^kilen ve sıcacık duvgusaflığını kanştırarak bambaşka bir vol bulmma çalışrrk. Ancak bunu vaparken de H'vir- cıden etkın bir du>unsel ve duvguval katılım istedik" dıvor Bur(,ın Oraloğlu "Ssna^ ve Banş". ızlevıcı\ı "Bir gun gelip ınsanlık uvgarlaşacak. uvgariık da insanlaşacak vc bov lece akıl: şiddet ve sa>aşı insan çatış- malannın çuzümu oiarak gorntekten vazgececek mi" sorusuvla ba> bavi bırakıvot kırmı/ı kalemle çi/ivor. Brecht de kâğıdt- nı alıvor ve gerive kalan tum cumlelerin ustuııii kırmı/ı kalemle çizerek hocasına geri verivor.. Tabii, hocası bir vanlışlık va- pıldığını duşünerek Brecht'in notunu j ûkseltiv or. Ortaokul çağında bile ne den- İi sakacı. ne kadar hınzıroldugunu gorû- vorsunu/. Bence Brechfin kişiliğini bu olav çok gu/el anlatnor." Berksov a gore Brecht'ın oyunları ka- dar ^arkıları da hıçbır zaman eskımıyor. guncellıkleıınden bir şev vıtırmıvor "Ç unku bunlar pnrtest îfarkılar. O> le ol- duklan içın. her donemde çe^ıtli ılurunı- lara va nıt verebilecek bir içeriğe sahipler. Guncelliklenni vıtırnıemeleri de bu vuz- den. Bugune daırovle net, keskin ve çar- pıcı vanıtlar getirıvoıiar ki..." Ancak o\ le opera gıbı guzel soy lene- cek. kulağa hoş gelecek eglenmek ıçın dınlenen sarkılar değıl bunlar Aksine vuıucu. aykırı lahatsız CJILI bir etkı \a- ratışor dınlevıcı uzerınde "Çunkii top- lumun dışına atılmış, duşkiın insanları anlatıvor. Zaten amaç da vadırgaticı ol- mak, alav etmek... Içlerindeçok gu?el, > u- nıuşak melodiler de var a ma temelde öne çıkan. bir karşı çıkış. Ov ıınculukta, va- bancılaştırma ttkisini getirebilmek için nasıl vadırgatıcı duruşlar denivorsanız, bu şarkılarda da ha/cıı şarkının en melo- dik verindekulağı tırmalav ıcı bir tona bu- runmeli sesiniz. l > umlu değii. u> umsuz olmak zorundasınız." Brecht sarkılaıını vorumlarken hangı vorumculardan etkılenmis Berksov ' ~İn- san diğer vorumculara da havranlık du- > u>or elbette. Daha çok bir gozlemci ola- rak.Cathen/ıe Sjtıvage'ı, Lotte Lonva'vı. Lte Lemper'idinledimamainsansonun- da kendi sesinı. kendi stilini buluvor. Her- kesın kendi sevircisı var. Beninı ıneselem, anlatnıak »tcdıgimi. bir Mman va da Fransız sev ircisinc değil, kendi scv ircime aktarmanı." Turkıve'deBreth! her zaman buvuk ıl- gı goruvor. o\unlaıı bcgenıvle ızlenıvor Zeliha Berksov bu ılgıv ı Turkıve nın so- runlarını hailctmis bir u\kc olmamasina bağhvor "Turkive buvıık bir kavnaşnıa vaşavan. toplumsal sorunları son derece vogun olan bir ulke.. Genç kuşak muthiş, bir enerjive <<ahip ama bir turlu onu vaşa- mın ıçıne akıtaııııvnr. Ov le olunca Brecht ister isteme/çok guncel olabiliv or. Pek çok soruna vanıt getırebilivor. (, unku ınsan gerçegini o kadar net anlatıvor kı. İnsan- ların çatışnıası, çıkar ilişkileıi. insanın me- talaşması. insanın kendi emegini deger- lendirememesi. haksı/lıklar. dolandıncı- lıUar... Bunlar va>atnınıı/ın içinde ve Brecht de işte bunları anlatıvor." PeterGreenanav- •Pillovv Book' 'L f n Hero Tres Discret* - Jacques Audiard SekizinciGiin-Jaco\-ın ,, . 'Les \oleurs" - \ndre Pechine Tek istediğimiz, gerçeği anlatmak.Külrür Senisi - "Lzun vıUardır ilk kez bir tahminde bulunmak bu denli zor." 49 Cannes Fılm Festıvalı nde sonuçlar yaklaştıkça gunluk gazetelerde bu rurden başlıklara rastlanıyordu Sınema dunyasının nefesını tutarak bekledığı sonuçları belırlevecek unlu Amenkalı yonetmen Francis Ford Cop- polabaşkanlığındakıjurı. Cannes"ı kus- bakışı goren aorkemlı bir vıllada '.-\Jtin Palmhe', 'Eniyi Kadın O> uncu'. *En İyi Erkek Ojııncu', 'En İvi \onermen" ve 'JüriOzelÖdülö'nu belırlemek ıçın top- landı 12 gun bojunca 'Altın PalmıŞe' ıçın amansız bir rekabete gıren 22 fılm ara- sında bu\uk odule en vakın duranı da- ha sonra da odulun sahıbı olan. pek çok eleştırmenden olumlu puan almıs. Ingı- lız yonetmen Mike Leigh'ın •Secrets& Lies' (Sırlar \e Valanları adlı fılmıvdı kuşkusuz Fransıztann düşkmklığı 30'lu >aşlardakı sıyah bir genç kadı- nın. kendısını evlat edınen ebevevnının olumunden sonra gerçek annesını bul- mak ıçın gırdığı umarsiz arayısı konu alan fılmde. bugununu anlamak ıçın ya- kıngeçmışını araştıran bir insanın oyku- sü anlarılnor 1993 yılında *\aked' ad- lı fılmı ıle Cannes'dan zaferle donen Le- ıgh'ın uç vıl aradan sonra bu kez 'Sec- rets& Lies' ıle *Altın Pahni\e'\ı kucak- lamasınakesıngozuylebakılıvordu Le- ıgh, 'Secrets & Lies'ı "Bir kimlik arayı- ŞL kendimizi ve başkalarını nasıl algıia- dıgımızı orfava kovmava çalısan bir ÜV- kii"dı>etanımlı\or FıİmınınCannesda buyuk odulu almasını sevınçle karşıla- yan Leıgh. torenden sonra "sıradan ama asla basit olmavan insanları, >a>a- yan'birtakım değerleri aniatan bovlesi bir filme odul verilmesi. bu turden çalış- malara verilen onenıli bir destektır avnı zamanda" dı\e konuştu \ onetmen fılmlennın ıletı^ım, pavlaşma. umut gı- bı ınsanı duygulan pekıştırmesinı dıle- dıfiını de sozlerıne ekledı insanın sahıp olduğu çelışkılı \onlen 'grotesk* bir mızah anlavı^ıv la komedı- ye donuşturen Leıgh'e vakın çcvreler Leıgh'fn Tılmlerindeki karakterler uze- riıtde sıkı bir otorite kuran. harta onlara nefes bile aldırmavan. gi/emli' bir ınsan olduğundan soz edıyorlar Ancak bu y ak- lasim Leıgh'ı rahatsız edıvor "Filmle- rinı dumanın pek çok iilkesinde gosteri- livor. vüz binlerce insan tarafından izle- ni\or, ama bu rurden bir eleştirKi sade- ce kendi ulkcmin insanından alıvorum" dıven Leıgh tılmlerıne konu olan tıple- melenn toplumdışında va^avan 'başa- rısız' araviş ıçmde kı^ıler olnıasinı ve- tbtıklerı koîUİlarabaglıvor "Evei.be'lki de gerçeğe tumuvlc avkirı olan bir kıır- gu>u gerçek di>e vufturmava çalışıvor olabiliriz. Ama tek istediğınıiz, gerçeği anlatmak... Sanata da bu v uzden gerek- sinim duv nfaz mı> u zaten.''" Ozgun ienarvo v aratımında çektıgı si- kıntılardan "Çoğu zaman Tann'dan ba- na hemen bir senarvo gondermesini di- • 49 Cannes Fılm Festıvalı'nde 'Sırlar ve Yalanlar' adlı fılmıyle Altın Palmıye'yı alan Mıke Leıgh (vanda). filmını *Bır kımlık arayışı. kendımızı \e başkalarını nasıl algıladığımızı ortaya koymaya çah^an bir o\ku" olarak tanımlıvor Legıh. fılmlerıne konu olan tıplemelerın, toplum dışında yaşayan, 'başansız". arayış ıçınde kışıler olmasını, vetiştıklerı koşullara bağlıyor 'Evet. belkı de gerçeğe tumuyle aykın olan bir kurguyu gerçek dıye yutturmaya çalışıyor olabılınz Ama tek ıstedığımız. gerçeği anlatmak Sanata da bu yuzden gereksınım duymaz mıyız zaten9 ' lerim" dıye soz eden bu açıksözlu yonet- menın ılgmç vonlerınden bırısı de fılm- lennın adının ne olacağına son dakıka- da karar vermesı Son derece rahat bir ııs- lubu var Leıgh'nın Acıl bir durum soz konusiı değılse fılmlerıne "Lntitled' flsımsız) başlığını vermekten çekınmı- >or Cannes Fılm Festıvalı'nın, eleştırmen- lerın gozuvle. ağır toplarından bırısı de Joel-EthanCoen'ın 'Fargo'buydu 1991 vılında 'Barton Fink' adlı fılmlerıvle •Altın Palmiye'yı Amenka'ya goturen Coen Kardeşler'ın 'Fargo'sunu, surpnz bırçıkısla Danımarkalı vonetmen Lars von Trier'ın 'Breaking the \Va\es' adlı tılmı ızlıyordu Festıvalın 'JuriÖzel Bu- vukOdiilü'nedeğergorulen fılm. geçır- dıklen trafık kazasıyla yaşamları altust olan venı evlı bırçıftın dramatık oykıı- sunu perdeve tasıvordu Kazadan sonra felç olduğu ıçın cınsel yaşamını siırdu- remeven genç kocanın. kansını başkaer- keklerlc bırlıkte olmava teşvık edıp >a- şadıklannı ona anlattırmasiyla gclı^en bırdızı olav lar zıncınnıanlatıvordu "Bre- aking the \Vaves'( Dalgalara İs.arşı) 'Secrets& Lies', 'Fargo' ve 'Breaking the Uaves'den sonra. tahmmlerı son da- kıkada altıist edebılecek uç Fransız fıl- mınden soz edılıyordu Cannes'da 'l'n Hero Tres Discret' (Jacques Audiard) "Le Huiteme Jour' (Jaco Van Dormael) ve *Les \oleurs' (Andre Techine) Ancak. Cannes'da havlı ıddıalı olan Fransa. % En İvi ErkekO>uncu Odıiliı'v le yetınmek zorunda kaldı SÛIIUÇ. tahmın edıldığı gıbı.Jaco van Dormaerın Fran- sa-Belçıka ortak vapımı 'Sekizinci Gün uııden daha buyuk bir odul bekle- yen Fransizları tatnıın etnıedı Altman'a 'Legion d'Honneur' Ele^tırmenlenn festıvalın en kışkır- tıcı filmı" olarak ılan ettıklcrı kanadalı yonetmen DavidCronenberg ın "Crash" adlı fılmının lun Ozel Odulu'nu alma- sı. torenın en ılgınç anlanndan bırıne sahne oldu lun Baskanı Coppola'nın fılmın 'özgunluğıi ve cesur vaklaşımı' yuzunden odule değer bulunduğunu be- lırtmesı\le bırlıkte bir grup muhalıf ız- ley ıcmın odulunu almava gelen Cronen- berg ı vuhaUdıkları goruldu Amansız rekabetın son haftasında 'Paris'teSonTango'nun vonetmenı Ber- toluccı'nın 'StealingBeaurv'veFınlandı- valı yonetmen Aki Kaurismaki nın 'Drifting Clouds' adlı tılmlerınııı surp- nz yapabıleceğınden sozedılıvordu Festıvalın son harta sonu. ılk oduller de bellı oldu Robert Altman. >arı^ma hlmlerı ardsında ver JIJII 'Kansas Cirv'sıyle Fransa nın en onemlı odulle- nııden 'Legion d'Honneur' sahıbı oldu Altman'a odulunu. festıvaldırektoruG^ lesJacob verdı Jacob. 71 vaşındakıyo- netınene odulunu venrken duygusal bir konu^md \aptı Altman'ı 'gorselbirbu- vucu'olarak ıııteleven Jacoh Altman ın bılınmeveıı bir sınema teknığı varattıgı- niso>ledı Aliman ıse odulunu alırken yaptığı konuşmada,"Fransa benim cen- netim. arkadaşım. esin ka> na«ım olmuş- tur hep" dedı Festıvalın •AlfernatifOdıılü'ne ise bu vıl. PeterGreenawa\'ın 'Pillm* Book'ad- lı tılmı değcr gonıldu *Ln Certain Re- gard" (BelJi Bir Bakışı adlı varışma dışı bolumundegostenlentılm 20bındolar- lık para oduîunun de sahıbı oldu Geçen avlarda sınemalannıızda gosterıme gı- ren 'Aşçu Hırsız, Karısı ve Aşığı' adlı fıl- mıvle anımsavacağımız sıradı^ı vonet- men Greenauay. kendısının ve aşıklan- nın bedenlennde kalıgrafı (suslu uazı) sanatının orneklerını gerçeklestırmevı saplantıfı bir tutku halıne getırmış genç bir Japon kadının ov kusunıı aniatan 'Pil- \m\ Book' ıle vıne havlı ılgı topladı 49 Cannes Fılm Festıvalı'nın en onemlı ozellığı. buyuk stud^olann yuk- sek butçelı fılmlerının festıvalde ver al- mıyorolusuvdu \ansma kapsamındakı uç Amenkan tılmınden ıkısı. Avrupalı şırketlerce 1 ınanse edılmıstı Bu vıl. her festıvaleakıneden Amenkalı vıldızlann savısı da epev azalmiştı Açıhş gununu reııklendıren Al Pacino ve Dustin Hoff- mandı valnızca Festıval suresince duzenlenen basın toplantılannda 'Amerikan-Avrupasine- ması" uzerınde duruldu Jun baskanı Francis Pord Coppola nın da bulundugu bırtoplantıda. Kanadalı vonetmen Atom Ego\an'ın Coppola'va yonelttığı "Bir /amanlar siz ve sizin gibilerin Holl>"wo- od'u baştan varatma gibi bir duşû vardı. Şimdi çok merak edivorum o duşe ne ol- du?" sorusunun geniinlık )arattığı goz- lendı 1996 Cannes Fılm Festndh'nde. polı- tık-epık tılmlenn de adeta resmı geçıt >aptığı goruldu Jacques Audiard ın. 'Heros tres Discret': Arnaud Desplec- hin ın. bir grup apolıtık avdının yaşam- larını değı^tırme uğrasını aniatan 'Com- mentje me suis dispute (ou ma v ie sexu- elle) Hou Hsaio Hsein ın 'Goodb\eSo- uth, Goodbye' Chen Kaige nın 20"lı ve 90*lı yıllann Cını'nı vaıısıtan •Tempt- ress\îoon u. epık sınemanın başanlı or- nekleıındendı Antak Asya-Pasıfık bolgesinden va- rışmaya katılan uç fılmın de odul alma- ması. Uzakdoğu sıneması adına beklen- medık bır.sonuç oldu AYDINLAIVMA EMRE KONGAR Demoknasi Kültürü Saat sabahın uçu Adamsarhoş Dalıyor mahalle- ye patlatıyor narayı "Dur yahu, herkesı uyandıracaksın" dıyorsunuz Yanıt hanka "Demokrası varabı'" Adam otomobılını kaldınma park edıyor Tam evı- nızın gınşmın onune Hem yayaların geçışını hem de evınıze gırışı onluyor Uyarıyorsunuz Yanıt aynı "Demokrası var'" Daha da kotusu devletın bir kurumundakı bir tı- yatro galasına gıdıyorsunuz Otomobıhnızı uygun bir yere park edıyorsunuz Başınızda bir "c/eğnekçı " "Parkparasıpeşın ab/<" Devletın orgutledığı olay- da mafya denetımı Sokağı parsellemış Sızden res- men haraç alıyor Kız/yorsunuz "Çıkınca verırım" dıyorsunuz Çıktığınızda araba- nızın çamurluğunu tekme ıle çokertılmış buluyorsu- nuz (Bu olayı aynen ben yaşadım ) Oysa, sırf kavga çıkmasın dıye "vermem" bile de- memışsınız Sadece park parası odemenın mantık- sal sonucunu, yanı bekçının çıktığınızda orada olma- sını sağiamaya çalışmışsınız • • • Turkıye'de on bir - on ıkı mılyon aıle var yaklaşık olarak Bunların uçte ıkısınde çocuklar dayakla buyuyor Yarısında ıse eş dovmek olağan ilk ve ortaoğretımde "dayak" hâlâ etkın bir "terbı- ye"yontemı Ezbercılık, tek kıtaba baglılık sorusormanın araş- tırmanın tartışmanın yasaklanması gıbı "manevı da- yak" da "fızıksel dayağı" desteklıyor, pekıştırıyor ve etkınleştırıyor • • • Askerler darbe yapmışlar Bazı sıyasetçılere yasak getırılmış Anayasa degışıklıgı gereklı Meclıs bu yetkıye sa- hıp "Hayır' dıyorlar 'Halka soralım Halk neylerse guzel eyler'" Propaganda serbest Sız sırf demokrası uğruna, vjcdan uğruna, bılıme ve tanhe uygun olduğu ıçın 'Demokrasılerde bu yasak olamaz ' dıyorsunuz Yanıt, "seçımle" hukumetı kurmuş ıktıdar partısı- nın gazete ılanlarıyla gelıyor 'Demokrasılerde ço- ğunlugun dedıgı mukaddestır Sız ne dersenız o olur Bakmayın bu sozde polıtıkacılara ve onların kuynık- lan olan bılım adamlanna, sız ne dersenız demokra- sı odur" dıyorlar Yanı Turkıye'de çoğunluk olduklan ıçın kahveren- gı ve sıyah gozluler mavı ve yeşıl gozlulerın oldurul- mesıne karar verseler bunun adı da "demokrası" olacak • • • Her tanımın bir 'gereklılık koşulu" vardır bir de 'yeterlık koşulu " "Insan canlı bir varlıktır" tanımı "gereklılık" koşu- luna sahıp, yeter'//c"koşulundan ıseyoksundur Bu eksıklıgı onu "yanlış' bir tanım yapar Bu tanım ıle ınsanı hayvandan ayıramazsınız Bu tanımda "yeterlık" )<.oşu\u, 'duşunen vekonu- şan "olma nıtelığıdır Demokrasının "gereklılık"koşulu da "çoğunlukyo- netımı" olmasıdır Ama çogunluğa dayalı dıktatorlukler tanhte pek çoktur Hatta dıktatorun "seçılerek" goreve geldığı yonetımler bile vardır Demokrasının "yeterlık koşulu" ınsanların temel hak ve ozgurluklerıdır Onu, otekı rejımlerden ayıran ozellık budur Demokrasılerde "mukaddes", yanı dokunulmaz olan kavram "temel hak ve ozgurluklerdır " Çoğun- luğunbıle ozunedokunamayacagı "temelınsan hak ve ozgurluklen " • • • Demokrası kulturunun temelınde esas olarak, "kendime ıstedığım ozgurluklen başkasına da tanı- mak gereklıdır" anlayışı yatar Demokrası kulturunun temelınde once "kendıne saygı" sonra bu saygının "ınsana saygı" bıçımıne donuşmuş halı yatar Once aılede sonra kıtle ıletışım araçlannda (yanı moda deyımle "medyada"), sonra okulda, bu ılke- nın uygulanması ve oğretılmesı gerekır Konu denn Sapmalar ve saptırmalar çok ilerıde yenıden bu konuya doneceğım Herhafta yazının sonunda, "ekran "da gozume ve kulağıma çarpan yanlışları "not" olarak okuyucula- nmla paylaşacagım Bu haftanın "/Vofu" şoyle Son zamanlarda ozellıkle 1 Mayıs mıtınglen dolayısıyla, pek çok kanalda pek çok spıker arkadaş, "mıtıng" kelımesmı ılk "/"harfını uzatarak "mıııtıng" dıyete- laffuz ettı Çok yanlış Sozcuğun aslını fngılızcedekı "meetıng" sanıyorlar ve ona gore telaffuz edıyoriar- sa, ıkı kez yanlış Bırıncı olarak, yabancı bir kelıme Turkçede kullanılıyorsa, onu kendi dılımızın kuralla- rıyla telaffuz etmek gereklı Yanı televızyona "televı- jın"yada "f/w"mı dıyecegız ikıncı olarak Ingılızce- dekı "meetıng" sozcuğu 1 Mayıs gostenlen turu olaylar ıçın pek kullanılmaz K Ü L T Ü R • Ç İ Z Î K KAMİL MASARACI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear