25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 13 MAYIS 1996 PAZARTESİ HABERLER Selim Edes, 'Civangate skandalı'nın arkasındaki gerçeği açıklarken özal dönemini de anlattı -3- Taralan elimlegötürdüm' #1 Jm hâkime, Özal / 1 /m isminin / \/ m kanşmasını -X. v ~M~ istemiyordum. Fakat her şey gün ışığına çıktığı için, daha fazla Özal, Ozal ismi diye şey etmenin manası olmadığını belirttim. Emniyetteki ifademde tam anlatsaydım. hapse mi girerdim... O zaman ya hcp... Onlar da girecekti yahut ben de girmeyecektim. Onlar girmezse ben de girmezdim o zaman. Işte orda ben, Özal ismini söylemediğim için ben girdim. FIAT KOZLIKLU Selinı Edes. Engin Cıvan \ urulduktaıı sonrn bırsüreortadan kayboldu. Avuka- ti "Birkaç gün bekieyelim, durum orta- ya çıksın" dediği için yazlığına gidip bek- lediğinı söyleyen Edes. bu süre ıçersin- de kendisini kimsenin arayıp. sormadı- gını savundu. ABD'deki günlerını oldukça rahai ge- çirdiğinı gızlemeven Selım Edes'lesöy- leşımizi sürdüriiyoruz. - Bu işlerin unutuJmadığı. kapanmadı- ğı kesin... EDES - Benını kımseden talebım ol- madı. Hareket edenlcr benım adıma mı. başkasinın adına mı hareket ettı. O da meçhulyani... Bu insanlar (Kılıç veÇa- kıcı'vı kastederek) Ahmet'intanıdıgı in- sanlardı... - Sizden hareketle başka bir şeyler mi gereekleştirilmek isteniyordu? EDES - Öyle bır şeyi ne tahmin ede- biliyorum. nede... - Civan'dan alacağınız olduğunu avu- katınızdan başka kime bahsetmiştiniz? EDES-Civan'la ortak arkadaşlanmı- za... - Avukatınız siz tesiim olduğunuzda, gazetecilere, Engin Civan'a işini/i hallet- mek için riişvet verdiğinizi. karşılığını gö- reme>ince ve verdiğinizi söylediğiniz 3.5 milyon dolan da a(ama> ınca işi Aiaattin Çakıcı'va devrettiginizi belirtmişti. EDES - Kimseye işi ha\ale etmişlik falan yoktu ki. Avukat benim her saniye yaptıgımı bilmediginden. kimle konuş- tuğumu. Özallar'ın işi kime havale etti- ğini bilmiyordu ki... Aramızda iletişim ko- pukluğu olduğunu tahmin ediyorum... • - Paraları Engin Civan'a nasd ve kim araeılığrt la gönderdiniz? EDES-Paralan bızde mutemetlik va- Skandalın baş kahramanlan Selim Edes ve Engin Civan'ın dunışmaJan basırun büyük ilgisi aitında gerçekleşti. pan yaşlı bırı \ardı. küçük bir kısmını onunlagönderdimdıyehatırlıvorum. Ne- redey se eoğunu ben kendım Engın'egö- türdüm - EmniyetteÇ akıuVa başv uranın sizol- duğunuzu niye söylediniz? EDES-Özal'ın ismi kanşmasın diye. yoksa ben falan başvurmadım. Sonra mahkemede hâkime. Özal isminin kanş- masını istemiyordum. Fakat her şey gün ışığına çıktığı için. daha fazla Özal. Özal ismi dıye şey etmenin manası olmadığı- nı belirttim. Emniyetteki ifademde tam anlatsaydım. hapse mi girerdim... O za- man ya hep... Onlarda girecekti yahut ben de girmeyecektim. - Onlar girer miydi? Girerler diye dü- şündünüz mü? EDES - Onlar girmezse ben de gir- mezdim o zaman. Işte orda ben. Özal is- mini söylemediğim için ben girdim. - Mahkemede niye ifade değiştirdiniz? EDES-Türkıye'de mahkemelerde ha- diselerle ilgili değişikliklerolmuyor. Bil- mem ne şahıt gelip de filmlerdeki gibi mahkemenin gidişatını değiştirmiyor. Başladığı gibi gidiyor. Şahite hâkim so- ru soruyor. avukatlardegil. - Adalet yerini buMu nıu? EDES - Valla onu sormaym canım. adaletın verini bulup bulmadıgını... - Ola>da azmettirenin tek siz olmadı- ğınız gözüküyor... Birileri Semra Özal, Zeynep Özal var arada... EDES-(Gülerek) Istedıgıniz gibi de- ğerlendınn... - Anatepe konusunu biraz anlatır mı- sınız? EDES- Benim Kemal llıcak'tan aldı- gım bir arazi vardı. Bugün Anatepe de- nen yer... Onun ihtilaflı yerlerini Emlak Bankası'na hibe ettim. Bugün Anatepe denen yer. bana ait bölümü alıp da para- sını ödemedikleri aşagı yukan birmilyar doların üzerinde degerde. - Kim aldı orayL, ftahanlar mı? EDES - Ben bizim şirketleri Italyan gruba. şirkete devrettim. Bunlar bizim şirketı satın alırken Guernsey Adası"nda şirket kurdular. Bu dogal bir şey. Türki- ye'deki petrol ofisi de gidip Libya'da iş yapacağı zaman o da gidiyor bir yerde şir- ket kuruyor. Yani Italyan şirket bizim şir- keti alırken. Italya'da iki defa vergilen- dinlmemek için gidipoadada şirket kur- dular. Del Paviro Borsa'ya kayıtlı o sıra- larda Italya'nın en büyük şirketlerinden biri... Bir kısım hissesini çimento sana- yiinın önde gelenlerinden Federicci almış- tı Tabela şirketi falan dendi. değil... - Ahmet Özal'm bu tlalyan şirketiyleor- taklığından söz edikli... EDES - Hiç zannetmiyorum... - O tarihlerde Civan'a verdiğinizi söy- iediğiniz parayı şirketlerini/in tamamını sann alan Antonkûlan aldığınızı belirtmiş- finiz~. EDES-Evetonlardanaldım. Şırketle- rimi devrederken alacagım dogdu. O ne- denlearazininyadaparasının bu İtalyan firmasından geçmesı lazım ki ben de on- lardanalayım... Buiştenenaz 10-15 mil- yon dolarzararlan oldu \e lanet olsun de- yip dört beş yıl önce Törkiye'yi terk et- tıler. - Odessa'da hayali bir şirketini/ oldu- ğu konusu... EDES- Hayali değıl... Biz Odessa'da muazzam konut yapıyorduk. Günde 10- 12 tane konut yapan si.stemımiz vardı. Gidip mukaveleyi imzaladık. Fakat ınu- kaveleyi imzaladıktan sonra. henı orada ekonomik \e siyasi durum çok kötüye git- meye başladı. Biz de o işi yapmayı dü- şünmüyorduk. ama o i^i yapmak için >urtdışında iş yaparken teşuk almıştık. Emlak Bankası bize o 35 milyon markı vermek için bize "SizeOdessa işi için kre- di verelim'" dediler. O sırada ben şirketı Italyanlara devretmiştim. Hatta Italyan- laraalmamalannıdahı sö\ ledirn. Niye kre- di alacaksınız. 120mıKon dolararsa pa- rası \ar. ne kredi alacakMnız' Kredi fa- izli. benim alacağımı \ermelerini söyle- yindedim. Onlarda Türkıve'yeyenigır- dik. burada büy ük işler yapnıay ı tasarlı- yoruz. Şimdi böy le de\ let bankasına ter>- likyapmayalım dediler. 35 milyon mark krediyı aldılar. O 35 milyonun \üzde 80"i de ilk ağızda vadesi gelen ödemelere fa- lan kullanıldı. Geri kalanı da şirketin di- ğer borçlarına falan sanıyorum. Benden sonra oldu bunlar hep... Önu almamala- n lazımdı. O 35 milyon mark aradan ge- çen üç-be> sene geçınce oldu 150 milyon dolar. Alacağımız 120 milyon dolaray- nı kaldı ve şirketler grubu 30 milyon do- lar borçluhaledüştüdiyorlar...Olacak ış mı? - Zeytinburnu projesL. EDES - Arazisı zaten bizim degildı. Biz O projenin müteahhıdıydik Yaptığı- mız işler karşılığında para aldık. Mese- la bır milyon metreküp hafnyat yaptık ora- da. Deniz seviyesinin 30 metre aitında. En azından 10-15 milyon dolarlık sade hafnyat yaptık. Proje > aptık. şantije kur- dukbilmemne... Bunlannkarşılığındada bıınun aitında para aldık. Sonra işi lağ- \ettiler. Borçlusunuz dediler. Engin Ci- \andan sonrakı yönetım... - "Geçmişi geride bıraktım. Gelecege bakmak isti\orum"di\orsunuz. Ancakşu bir gerçek ki. hâlâ geçmişte kapanmadı- ğı söylenen bir dolu ola\ lar var. Temmuz- da o olaylann yaşandığı orfama gidece- ğinizi söylüyorsunuı. Hâlâ ola> la ilgili bir- çok karanlık nokta olduğu bir gerçek.» EDES- Ben başka bir milletın insanı olmadıgıma göre. büyüdüğüm. okudu- ğum. doğduğum yere gideceğim. Bir de- fa bir daha de\ let bankasıyla hiçbir alış verişte bulunmam. De\ let bankasıyla mu- hatap olduğunuz zaman o bir ticari iş ol- muyor. Ticari işten çıkıyor. politik bir hale ge- liyor. Ben Emlak Bankasfna koskoca araziyi götürüp devrettim Ondan sonra onun aitında kaldım bir de yani. Benim parçam da gitti, ismım de gıttı. Her şe- yimdegitti. Hayatunınen büyük hatası- nı yapmışım... O devrettiğtm yer için de bırak gece- kondu olsun diyeccktım. Sırf gecekondu olmasındiyeJaponvadaproıeyaptırdım. Cç sene gittim geldim. uğraştım. Belki Türkiye'nin en güzel ımarpalanını yap- tırdım Bilıyorsunuz. Hazine arazisi çok kolay gecekondu olur. Hazine'vedevro- lup da gecekondu olmasin diye arazıv i o zamanki Anadolu Banka.sina.. sonra Em- lak Bankası oldu. En büyük hata)i yap- mışım Ne olursa olsun dıyeeektim. Ba- na ne. bana ait olan yerle uğraşacaktım. Öbürtarafgecekonduolursaolsun... Bu- gün hâlâaynı durumdabırişolsahiç.. bı- rak gecekondu olsun. . BİTTİ Selim Edes, Engin Civan olayını ön yargılı olmayan, objektif bir isme yazdıracağını söylüyor 'Her şeye sıfirdan başlayacağım'• m des. "Bu olay sizden neler m götürdü" sorusuna. "her şeyimi" m y yanıtını veriyor. Geride hiçbir m j şeyi kalmadığını ıleri süren Edes. ^ A _ ^ # "havat tecrübesiy le" veniden başlayacağım söylüyor. Türkive'deki bir şirkete yüzde ile Kongo'daki işinde yöneticilik yaptığını. ancak "heniizdoğurgan vaziyete gelnıediğini" belırtiyor. Edes. Cıvan olayını kitaplaştırmayı da planlıyor - Bir yıldır dümada birçok yere gittiniz. Türkiye'ye uğramayı düşünmediniz mi? Adınız kaçağa çıktı. EDES- Kaçmadım kı ben. Tahlıye olduktan sonra her normal vatandaş gibi '»eşilköv 'den uçağa bindim. Aradan sekiz dokuz ay geçtikten sonra Yargıtay'da bu cezalar onaylandı. Şimdi de o sekiz ay hapis cezamın 6.5 ayını vatmıştım. Geri kalan bırbuçuk ayı da gidip yatacağım. Para cezasını da elimden gelen her şeyi yapısorum, ödeyeceğim de... 111 milyar lira borcum var. Bu zaman zarfında çalışa çalışa ödeyeceğim... Param yok ama. 20 taksitte ödeyeceğim. -Tunca Işkır adlı Uashington bölgesinde vaşayan Türk asıllı Amerikan vatandaşıyla iş yaptığınız. onun si/in adınıza Türkive'deki işlerinizi y ünittüğü söyleniyor... \eni iş ortağınız falan mı? EDES - Tamvorum. ABD'de mimarlık bürosu \ar. Türkıye'de Alarko'yla falan işleri var. İş alakam falan y üzde yüz yok. - Ne yaptmız cezaevinde, korktunuz mu? EDES- tlk başlangıçta ben ıdamla yargılanıyordum \ahu... Kormadım ama. yani böyle hayretler içinde kaldım: ben ne yaptım da idamla yargılanıyorum diye. Savcının ilk talebi. adam öldürmeve azmettirmekten idamdı. Emniyette bana iyi davrandılar. hiç orada da en ufak kötü bir muameleyle karşılaşmadım. - Kimse baskı yaptı mı, susmanız için falan... EDES - Hayır. hiçbir şey olmadı. İlk Emniyette ben kendi arzumla subtum. Özal adını vermedım. Herkes söyledikten sonra da söyledim. Yani söylemeyi de söylememeyi de kendinı yaptım. - 63 yaşındasınız ve 30 vıldır iş dümasındasınız. Ancak riişvetin toplumu bövlesine sardığı daha çok 1980'li vıllarda söylenmeye başlandı. EDES - Şimdi riişvet her zaman vardı. Türkıyede faaliyet hacmi artınca bu işler çok daha arttı. İletişim çok ilerledı. Daha evvelki pek böyle ortaya çıkmıyordu belki bu işler. Ve. aktıvite hacmı dardı. Mesela Türkıyenın bütün ihracatı 2.6 milyar dolardı. Gayri safi milli hasıla çok küçüktü. Türkıye"de çok büyük işleryapıldı. Mesela mılvarlarca dolarlık otoyol yapıldı Ondan evvel Türkiye'de \ar mıydı bö> le bır şey. Muazzam telefon şebekelerı yapıldı. - Rüşvetsiz iş vapılanııvor divorsunuz... Riişvet illa gerekli mi iş yapmak için... EDES-Zaten rüşvet olduğu için ış hacmi artınca rüşvetin dc hacmı arttı. İletişim de artınca daha çok ortaya çıkmaya başladı. Yant Türkıyenın bu konudaki yapısı değışmedı kı... Dünyanın en medenı iilkesi Amenka'da her şey özel sektörün elinde... Burada riişvet alıp verebilecek konu >ok belki Ama yine yok. olnıuyor mu? Oluyor tabii... - Batı ülkelerindeki riişvet olaylarının uzerine Türkiye'dekine oranla daha fazla gidildiği de gerçek... EDES-Şimdi Batı'da ABD'de insanların çoğu yapı olarak riişvet konusuna soğuk. türkı>e'de rüşvete imkân tanıyan yapı söz konusu. Türkiye'de kirlenmiş bır mekanizma var. - \'e Ankara'da bu mekanizmanın vaşamasına çaba gösteren. bundan pay alan bir kesinıin varlığı da söz konusu. Herkes bir şekilde nasiplendiğinden rüşvet yaşama olanağı buluyor. övlemi? EDES-Gayet tabii.. İktidara gelen hiçbir siyasi parti mesela bankaları özelleştirmiyor. Bu sizın dcdiğiniz >ebepteıı dolayı. >bksa beş dakıkalık ış vani özelleştirme. - Turgut Özal döneminin ünlü milyarderlerinden biri vardı: Turan Çe\ ik... Özal. " \ e olmuş _\anı.. hayali ihracat falan.. ama memlekete dövız kazandırdı" deyip çıktı işin işinden ... EDES-E\et. . Havaîi ihracat... İnsanlar bundan rahntsız oluyorlar. - Evet ama, Özal döneminin insanları bunları dilegetirmivor... EDES- Şimdi herkes rüşvet işine bu döncm başladı. şu dönem bitti demesin: rüşvet her zaman vardı. Özal dömeminde çok iş yapıldığı için rüşvet konusu da artış gösterdi... - Sizin geniş bir çev reniz vardı. Dostluklarınız vardı. Olayla birlikte bu çev reniz sizi hayal kırıklığına uğrattı mı? EDES-Gayet tabii. Bu hadiseler hep politik gelişmeler, yani. bir senaryo çizildi. kuruldu ve o senaryoda yerim de tayin edildı. Medya da onu gayet güzel uyguladı... Hiçbir zaman mesela hadise incelenmedi. istersen ağzınla kuş tut.. - Bu olay kapandı mı sizce? EDES-Hayır. Nesi kapatıldı... Hâlâ gündemde... Ben Türkiye'ye döndüğüm zaman bu defa özellikle bu işin üstüne gideceğim. Yani ya televizyon vasıtasıvla veyahut benim yakınım olmayan. ama aynı zamanda buna İcarşı da önyargılı olmayan objektif olacak birisine bir kitabı yazdıracağım. Ben yazmayacağım. Objektif olarak. yazdıklanndan dolayı hiç bir şeyden korkmayacak. medyadan falan çekinmeyeeek... Objektif olarak ben ona her şeyi anlatacağım. gidip bakacak. tahkik edecek. Işte, mahkeme kayıtlarından banka kayıtlarına. şuralara, buralara. ondan sonra bak. o zaman her şey ortaya çıkacak. Hiçbir şey saklamıyorum. Ben yazmayacağım çünkü. ben yazarsam tek taraflı olacak... Benimle ilgili suçlamalarda bu işin aslı nedir ona baksın.. BİZBÎZE ERDAL ATABEK Engin Civan. cezaevinden çıktiktan sonra kayıplara kanşti. YabancılaşveNefretEt... Bugün toplumumuzda en etkın komut budur: "Ya- bancılaş ve nefret et." Birfutbol maçı mı oynanıyor? Yapılan maç değil, savaştır. Taraflar rakıp takımlar değil, düşmanlardır. Yenen takım, karşı tarafı ezmiş, mahvetmiştir. Yeni- len taraf, namusunun kırletılmesJnın hesabını sormak için kendi oyunculanna saldırmaktadır. Artık bu durumdan futbolcular yakınmaktadırlar. Fenerbahçeli Aykut, Trabzonspor'a attığı golden - neredeyse- pışmanlık öuyacak kadarsıkıntı duygu- sunu dile getırmektedır. Bir yürüyüşte karşı karşıya gelen gençlerle polis- ler birbirine karşıt duygular içinde hareket etmekte- dirler. Polise göre gençler "tehlikeli", gençlere göre polisler "faşisf'tır. Birbirlerıne davranışları da buna göre olmaktadır. işinı görmek ıçın resmi bır daıreye giden vatandaş da karşısındaki memurla duygusal bir karşıtlık ya- şamaktadır. Memura göre vatandaş, "kendisine iş çıkaran gereksiz biri"öır. vatandaşa göre ise me- mur. "asık suratlı, güçlük çıkarmaya çalışan biri". Alışveriş yapan birisi için sat/cı, "onu kazıklama- ya çalışan bırfırsatçı"ö\r. Satıcı için alıcı da "para ver- memek için her şeyi yapmaya hazır bır açıkgöz". İslam kesiminin kimileri için laiklik "dinsiz imansız olmak"\\r. Laik kesimin kimileri içınse dindarolmak "gerıcılik"t\r. Toplumda farklı olmak, birbirinden farkJı düşünmek, ayrı kökenlerden gelmek. ayrı ınançlara sahip ol- mak "kabul edılıp birlikte yaşayabilme "nın kesm en- gelleri sayılmaya başlamıştır. "Yabancılaş ve nefret et" komutu, yürürlüğe gir- miştir. Arkadan da "Savaş ve yok et" komutu gelecek- tir. Yabancılaşma, bir toplumun içine düşeceği en büyük tehlikedir. Bu tehlikenin farkına varıp önlem almaksa herke- sin görevi. Belki de bugünlerimizin en büyük sorunu budur. • • • Yabancılaşma olgusu Marks'ın çok inceledıği bir konudur. Hegel'le başlayan bir düşünce zincirı gü- nümüze kadar "yabancılaşma" olgusunu inceleme- yi sürdürmüştür. Yirmınci yüzyılın sonlarında "ya- bancılaşma" artık bütün toplumlarda yaşanan çok önemlibirsorunolmuştur. Marks. yabancılaşma"y\ "kişının kendi emeğıne yabancılaşması, kapitalist üre- tim bıçımının yarattığı kendi üretımıne yabancılaş- ma" olarak tanımlıyordu. Buradan başlayan yaban- cılaşma. giderek kişinın toplumuna. üretılmış şeyle- re ve kendisine yabancılaşma olarak surüp gidiyor- du. Yabancılaşmanın sonucunda ınsan artık hiçbir şeyi ve hiç kımseyı kendi yakınında, kendi içinde bu- lamıyor, kendinı güçsuz ve dışlanmış saydığı için de, kendisi de her şeyi ve herkesı dışlayarak kendi- ni korumaya çalışıyordu. Günümüzde de durum budur. Birey olarak ınsan güçsüzleştırilmiş ve yalnızlaştırılmıştır. insanın doğu- mundan başlayarak yenmeye çalıştığı en büyük kor- kusuolan "güçsûzlük" ve "yalnızbırakılma"duygu- su, toplumdakı yabancılaşma nedenıyle yaygın ola- rak yaratılmaktadır. Güçsüz bırakılma.. Yalnızlaşma.. Yalıtılma.. Uzaklaşma.. Başkalaşma.. Nefret etme.. Düşmanlaşma... Yabancılaşma olgusunun basamakları bunlardır ve sonuçta "yabancılar karşı karşıya kalmaktadır". Bu duruma gelince de bır toplumda "barış, dost- luk, kardeşlik" için yapılan her şey "savaş, düşman- lık, karşıtlık" yaratan başka bir şeye dönüşmektedir. Bir futbol maçı başka bir şey olmakta, ıkı düşman topluluğun savaşına dönüşmektedir. Bir gösteri yü- rüyüşü, mutlaka çatışmayla bitmesi gereken birzıt- laşma olarak algılanmaktadır. Günlük alışverışler- den aile içi ilişkilere kadar toplum hayatının herala- nı bundan payını almaktadır. • • • Elbette "yabancılaşma"nın da nedenlen vardır. Yabancılaşmanın temel nedeni de sömürü düze- nidir. insanlar, sömürülmek için emeklerine, toplumla- rına ve kendilerine yabancılaştınlmaktadır. Sömürü düzenlen. yabancılaşmayı yaratmak ve sür- dürmek zorundadır. Böyle olmasa akıl almaz rant kazançları sağlana- bilir mı? Böyle olmasa bu boyutta üçkâğıtçılıklar topluma yutturulabilir mi? Onun için de anlamsız "banştan, dostluktan, sev- giden" soz etmenin yararı olmuyor. Barış da, dostluk da, sevgi de "insana değer ve- ren" sistemlerin ürünüdür. Ancak "insana değer veren" yaşama biçimi ya- bancılaşmayı kaldırır. Paranın egemenliğinin bedeli ise "savaşlar, düş- manlıklar ve nefret "tir. Tutacağınız yol da hak edeceğıniz sonuca götürür. Medyamn hakkında yargısız infaz kararı verdiğini söyleyen Selim Edes'in, ödemek zoruntia olduğu 111 milyar lira borcu var. H\ •ataları olduğunu kabul edı- yorSelimEdes "HatamoJ- masaydı başıma böyle işler gelirmiydrdiyor Edes. Tür- kiye"yehazıranayından son- ra doneceğını belırtiyor. - Başka ne var mahkeme kay ıtlanna geç- memiş. Açığa çıkmamış... EDES- Mesela Emlak Bankası benı suç- ladı. Engin Cıvan"dan sonraki genel mü- dür. Belki de siyasi baskı aitında gitti Are- na'ya. ışte benim lıakkımda konuştu. Nı- ye'1 '... Devletin mahkemeleri dururken niye televızyona. nıedyaya gitti'1 Benim ban- kayı dolandırdığımı söyledi. Eğerbövle bir şe> yaptıysam. önce gıdeceği yer ada- iet miie-.sesesi... Benım lıakkımda bu şe- kilde bır da\a bıle açılmadı... Kamuoyu oluşturdularsadece.eğer benim gerçekten yaptığım çok bövle işlediğim suçlar ol- say dı. luuıııı beni ney aparlardı? Parampar- c;ı edeılerdı. - Vileden inşaatçısınız.. EDES-Babamçok iyi birınşaat mühen- disivdi. Karayoilarının kuruluşunda çok emeği geçtı. Ben de ODTÜ mezunuyum. İstanbul'a bir inşaatçı olarak baktığınız- 'Hatam olmasa başıma bunlar gelir miydi?' da çarpık bir kentleşmeve talan edilme ya- şandığını söyleyebilir misiniz? EDES-Ohoooo... İstanbul kaç.yani bel- ki 20-25 senedir bu istikamete gidiyor. kimse dur demiyor. - Peki 1980'li vıllarda bu talanı, çarpık- lığı, Boğaz'ın yağmalanmasınıgörmediniz mi? Bunu Ankara'daki dostlannıza, Tur- gut Özal'a, Dalan'a dile getirmediniz mi? EDES - Gördüm tabii.. Cok dile getir- dim tabii... Ama herkesin kaygısı başka. kimse kimseyi dinlemiyor ki yani... Bir miktar. mesela Kenan Evren ilgılendi İs- tanbul'Ia. O da baktı ki. bir şev yapamı- yor. bıraktı peşini. cumhurbaşkanılığı sı- rasında ilgilendi ama... Sistem meselesi... Cumhurbaşkanı da olsa bir şahsın tek ba- şına bir şey yapması mümkün değil Tür- kiye'de. Bence Istanbul'da artık iş işten geçti... - Suçlu kim? EDES-Herkesin suçıı \ar. Orada yaşa- yanın da yöneticisinin de siyasetçisinin de var. Hiçbir zaman tam olarak ciddiyealın- madı? - Peki Türkiye'yedönüşünüzie,yeni say- fa açacağım dediniz. Ne tiir beklentileriniz var? EDES- Medyadan yargısız infaz istemi- yorıım. Ben. yargısız ınfazın mağduru- yum. Eskive bakmak istemivorum;eskı\- le ilgili yapacak. tek birşey yapacağım; de- diğim gibi, objektif bır müessese veya şah- sa bu olay ı aksettirıp gerççğin ortaya çık- ması için çalışacağım." 'Eskiye dönmem'' Engin Civan için ne davası açacağım ki... Mahkemeye gittik işte... Eskiyle uğ- raştığınız zaman istikbalinizi tanzim ede- mıyorsunuz. Ya ilerısiııı düşünmeden es- kiyle uğraşacaksınız... - Siz Ozal döneminde temeileri atılan bir sistemin içinde yer atdınızvesistemin çark- larındaydınız. Ve bu çarkların içinde biri- lerinin kurbanı mı oldunuz? Göründüğü kadarıyla bu çarklar hâlâ dönüyor... EDES-Ben hiçbir şey demiyorum. Es- kiye dönmek istemiyorum. Çarklar dönü- vorsa benim şimdi birilişkim yok ki... - PekLyasadjğuuz olaylarosistemden kay- naklanmadı mı? EDES - Hangı sistemden olursa olsun. mahkeme kararı \ar işte. ödeyeceğiz. - Kendi pay ınıza o dönem çirkin sistemi görmediniz mi? EDES- Şıındı yok mu? Daha önce de vardı... - Türkiye've gidip yeni bir sayfa açaca- ğım divorsunuz. Bunun yanında da çirkin diye tanımladıgımız sistemin bugün de ya- şadığını söy lüyorsunuz. Veniden işe başlar- ken oyunun kurallarının değişmediğini de söylediğini/e göre,başaniı olma şansınız var mi? EDES- 111 milyar borcum var. ödeve- ceğim. İlk taksıtini de yatırdım. Derin bir tecrübem \ar. Onu göz önüne alacağım... Tecrubelerimle kendimı öyle müşkül du- rumlara sokacak şeyleri önceden daha iyi sezip görebilirim. -Gerivedonupbaktiginizda.yanlis.yap- tım. rüşvet verdim, sistemin içinde yer al- dım. bedelini de başıma gelen bu işlerle ödedim divor musunuz? EDES, Hatalanm oldu. olmaz olur mu? Hatamolmasavdı başıma böyle işler gelir mıydi? Ama hatanın merte'besi önemli. Bedeli bu olmamalıydı. - Ne zaman dönüvorsunuz? EDES - Hazıran ve\a temmuz... Hazi- randan sonra yani..." - Eşiniz. kızınızın işleriyle ilgilendiğini falan söyledi... EDES-Oğlum burada iş ıdaresi okııyor. Burada oturduğumuz ev kendimizin. Eşı- mın adına. . Eşim kıznna yardım ediyor. Türkıve'de kırada oturacağız... - Yani sonuçta bir ceketle mi kaldımz? EDES-Eee.. Aşagı yukan.. - Bütün o miharlar gitti ve hiçbir şeyini- zin kalmadığını mı söylüyorsunuz? EDES- Elıf inşaat Şirketı duruyor Kı- zımla eşımın adına. Sılivri'deki yazlığım duruyor... Bir de. Amenka'da 400 bin dolara alıp vüzde20'sınıödediğimiz. herav kiraöder gibi takMtmı ödediğimiz e\ \ar - Selim Edes, Semra Özal'ın mı, Turgut Özal döneminin kurbanı mı? EDES - Şımdı ben. şunun bunun kur- banıyım gibi bir şey demiyorum, olanlan anlattım size. .
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear