22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyetİmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayin Yönetmeni: Orhan Erinç • Dış Haberler: Ergun Balcı • Istıhbarat: Ceneiz Genel Yayın Koordınatörü Hikmet Yıldırım • Ekonomı Bülent K.zanük Çetinkava • Yazıışlerı Miidürlerı • £" T\^"\dan ŞS,a Ü'le ,a , * %""• fi. *•„, v IH rv ^ T « , c n . ı , Abdulkadır Yucelman • Makaleler: Samı • u ^ VAt?' 1^7 } £ Ç L T ' Karaören • Düzeltme. AbduUah Yazıcı • Haber Merkezı Muduru Hakjın Kara « Fotoğraf Erdoğan Köseoglu • BİIgı-Belge • Görsel Yönetmen Fikret Eser Edibe Buğra • Yurt Haberlerı. Mehmet Faraç YayuıKı<rulu.İ]luuıSdçıık(Başkan), Ankara Temsılcısı. MusUfa Balbay • Haber Müdürû- Orhan Erinç. OkUv Kurtböke, Doğan Akm Atatüık Bulvan No: 125, Kat 4. Bakanlıklar- Ankara Tel: 4195020 (7 hat), Faks. 4195027 • tzmır Temsılcısı Serdar Kızık, H ZıyaBh. 1352 S 13 Tel 44!1220.Faks-44!9117»AdanaTenısıiası Çetiı YiğenoğhL, tnönüCd. 119S.No.l Kat. 1,Tel. 3522550.Fans-3522570 HikmetÇetinkay a, Şükraıı Soner, Ergun Baia, Dinç Tayanç, tbnhim Yıldız, Orhan Bursalı. Mustafa Balbay, Hakan Kıra. Müessese Mûduıû Erol Erkut • MEDYAC:» Yonetım MEDVA G : • Koordınatör Ahmet KonıJsan O Kunılu Ba$kant-Genel Yonetım Kunilu Muhasebe BülentYener#tdare MudürGûlbüıErduran Başkam - Genel HüseyinGürtr#l^letme Önder • Koordınator Reha Mudur Islün Çefîk # Bılgı-Işlem Nail tnal # (şıtman # Gene! Mudur Akmen • Murahhas Bügısayar Sıstem MûrüvetÇiler Yaıdımcısı Mine Akdag u\e BoraGönenç Ya>ınila> ı n v e B a s a n : ^ e m GUJT H a b e r Ajansı, Basın ve Yayıncıhk A Ş Tmiov4-n L a d "w 4 ! Cajalüğlu 1 4 3 3 4 Ist PK 246 lslanbul Tel (0 212ı 512 05 05 (20 hatl Faks I'J 212) 51.1 RS <>5 MART 1996 tmsak:4.58 Gûneş: 6.22 Öğle: 12.22 tkindi: 15.33 Akşam 18.08 Yatsı: 19.27 MEDYACTel 51407 51 - 513 95 80 - 513 »4 60-61, Faks 5118466 Yann 8 Mart... Dünya Kadınlar Günü... Türk kadını pek çok alanda yasalann ve geleneklerin baskısı altında Türkiye'de erkek dalıa 'eşit' Naomi defileden çıkarıldı • .MİLANO(AA)- Siyahi manken Naomi Campbell, bu kez adını bir başka şekilde duyurdu. Ünlü ltalyan stilist Laura Biagiotti'nin defilesine katılmak üzere Milano'ya gelmesi beklenen ünlü manken. iki saat rötar yapınca defîleden çıkanldı. Naomi. Milano fiıanndaki defileye makyaj, saç yapımı ve aksesuvar seçimleri nedeniyle gecikti. 'Boat Show' fuarı • İstanbul Haber Servisi - 16. İstanbul Uluslararası Boat Shovv FuaM. Hılton Exhibition Center'da açıldı. Fuaıda, yerli mallann yanı sıra, dünya çapında markalann son rrodelleri sergileniyor. Bost show 96 fuarında, sürat tekneleri, telsiz. denizcilige ilişkin hediyelik eşya, balıkadam ve sualtı ekipmanlanna kadar birçok üriin yer alıyor. Fuar yetkilileri, gümrük birliğine girilmesi nedeniyle yerli ve yabancı tekneler arasında önemlı bir fiyat fark: olmadığını belirttiler. Güngören'de elektrik kesintisi • İstanbul Haber Servisi - Güngören'deki trafo " merkezlerinde yapılacak bakım ve onanm çalışmalan nedeniyle Bahçelievler'deki bazı sokaklara 9 mart cumartesi günü elektrik verilemeyecek. Boğaziçı Elektrik Dağıtım AŞ'den yapılan yazılı açıkJamaya göre Bahçelievler'deki Kültür, C-1C, G-12veG- 19 sokakJan, cumartesi günü 06.00-19.00 saatleri arasında elektrik alamayacaklar, Açıklamada, bakım ve onanm çalı^malannın erken bitirilmesi halinde söz konusu sokaklara belirtilen saatlerden önce elektrik verileceği bildırildi. Elektrik zammına tepki • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kısa adı Tes-tş olan Türkiye Enerji, Su ve Gaz İşçileri Sendikası, başkanlar kurulu olağan toplantısı sonunda yayımladığı bildiride, elektrik fiyatlanna yapılan zamlann hiçbir gerekçesi olmadığını bildirdi. Elektrik üretiminin kilovatsaat maliyetinin hidroelektrik santrallerinde 40 lira, termik santrallerde 864 lira olduğuna dikkat çeken Tes-İş, kısa sürede peş peşe yapılan zamlarla satış fiyatının 4 bin 490 liraya çıkanlmasının keyfı olduğu belirtildi. İSKİ ve İGDAŞ'ın çukurlan • İstanbul Haber Servisi- Fatih Belediyesi, Fatih'in sokak ve caddelerinin İGDAŞ ve İSKİ tarafindan delik deşik edildiğini bildirdi. Fatih Belediyesi Basın Yayın Halkla llişkiler Müdürü Derya Söker, yaptığı açıklamada, "Kazılan çukurlan kapatıp asfaitlaması gereken bu iki kuruluş, bu konuda topu belediyeye atarak vatandaşlarla Fatih Belediyesi'ni karşı karşıya getiriyor" dedi ECE TEMELKURAN ANKARA-Türk kadını seçme ve se- çilme hakkını 1934'te kazanmasına karşın, bugüne kadar ancak 5 kadın hukümette görev alabildi. Yerel yöne- tim görevlerinde de kısıtlı sayıda bu- lunan kadınlann büyük bir coğunluğu- nun sol eğilimli partilerden çıktığı göz- lemlendi. Kamu hizmetinde çalışan kadınlann erkeklere göre daha eğitim- li olmalanna karşın, hizmet süreleri- nin düşük olmasının kadının verimini düşürdüğü belirlendi. Kjrsal kesimde evlilik yaşamını "gurbete" giden ko- casını bekleyerek geçiren kadının, ai- lenin yaşaması ıçin "insanüstü" çaba gösterdiği belirtildi. Devlet Bakanlığı'na bağlı Kadının Statüsü ve Sorunlan Genel Müdürlü- gü tarafindan 1994 yılı ıçin hazırla- nan Türldye'de kadının durumu'" baş- lıklı raporda, Türk kadınının eğitımden sağlığa, ekonomiden politikaya kadar pek çok alanda yasalann ve gelenek- lerin baskısı altında olduğu sayılarla or- tayakondu. Raporda kadınlann siyasal kararal- ma mekanizmalanna katılımına ilişkin araştınmalann sonuçlan anlatılırken, 1935 yılından bu yana ancak 5 kadı- nın bakanlık görevini üstlendiği, kadı- nın ilk kez 1971-73 olağanüstü döne- minde partilerüstü hukümette yer al- dığı belirtildi. Kadınlann yerel yöne- time katkılannın çok düşük düzeyde olduğunun ifade edildiği raporda, ye- rel yönetimdeki kadınlann çoğunlu- ğunu sol partilerin üyelerinin oluştur- duğu, 1994 yılı içinde belediye mec- lisi üyeleri içindeki kadınlann toplam oranının ise yüzde 0.9'da kaldığı an- latıJdı. 1994 yılına ilişkin verilerde, devletin genel yönetiminde çahşan ka- dınlann eğitim düzeyinin erkeklere göre çok yüksek olduğu belirlendi. Bu- • Kadınlara verilen ücretsiz doğum izinlerinin "destekleyici" olmasına karşın, yapılan araştırmalara göıe izinlerin kadını iş yaşamından uzaklaştırdığı, böylelikle kadının "yukselmesini" engellediği kaydedildı. na karşılık, devlet kadrolanndaki ka- dınlann yaş ortalamasının ve hizmet sürelerinin düşük olması, rapora göre, kadın veriminden devletin yeterince yararlanmadığını ortaya koydu. Ka- dınlara verilen ücretsiz doğum izinle- rinin "destekleyici" olmasına karşın, yapılan araştırmalara göre izinlerin ka- dını iş yaşamından uzaklaştırdığı, böy- lelikJe kadının "yukselmesini" engel- lediği kaydedildi. Raporda, kadınlara ilişkin yasal dü- zenlemeler üzerinde durulurken, Türk Vatandaşlığı Yasası'nın "erkek soyu- nu" esas alan hükümlerinin kadın er- kek eşitliğini bozduğu viirgulandı. Tür- kiye'nin onayladığı uluslararası sözleş- melere ilişkin yükümlülüklerini yeri- ne getirmediğini ve bu yolda yasal dü- zenlemeler yapılmadığının dile getiril- diği raporda, yasalarda kadın emeği- nin çeşitli yollarla sosyal güvenlik kap- samının dışında bırakıldığı belirtildi. Kırsal kesimde yapılan araştırma- lann sonuçlannın da yer aldığı rapor- da, köylerde kadınlann, geçici ve sü- rekli göçler sonucu, evlililderini erke- ğini bekleyerek geçirdikleri anlatıldı. Araştırmada, köy kadınının erkeksiz kaldığı için yaşam savaşıyla yüz yüze kaldığı, ekonomik geçimini sağlama amacıyla "insanüstü" çaba gösterdiği de vurgulandı. Kentte yaşamasına kar- şın gecekondu koşullanyla karşı kar- şıya kalan kadının da gündelik yaşam savaşında erkeklerden daha çok zorluk çektığinin anlatıldığı araştırmada, sa- bit gelirle ay sonunu getirmeye çalışan kadının "mucizeter" yarattığı dile ge- tirildi. t Kızlık bozma' ölçütü Türk Ceza Yasası'ndaki (TCY) ay- nmcı tutumun eleştirildiği raporda, TCY'de cınsel suçlarda cezanın be- lirlenmesinde "kızlık bozma" ölçütü- nün yer alması kınandı. Yasadaki kız ve kadın kaçırma suçlanna ayn ceza- lar öngörülmesi, kaçırmanın evlenme amacıyla yapıldığında cezada indirime gidilmesi ve kadının namusunu kurtar- mak ıçin gayrimeşru çocuğunu öldür- mesi halinde hafif cezaya çarptınlma- sı gibi noktalara da dikkat çekildı. Ka- dının aile içinde yaşadığı şiddete kar- şı savıınmasız olduğunun belirtildiği ra- porda, şiddete hedef olan kadının iz- lemesi gereken adli aşamalann zorlu- ğundan söz edildi. Karakollardabu tür olaylara duyarsız kalındığı, kadının kendisine karşı işlenen suçun cezalan- dınlması ıçin "çok ısrarcrolması ge- rektiğı vurgulandı. Raporda. bekâret kontrolünün "gelişigüzel ve kadını bir kez daha mağdur edecek biçimde" ya- pıldığına dikkat çekilirken, Ceza Mu- hakemeleri Usulü Yasası'nda yapılan değişikliklerde bu konuya ilişkin bir dü- zenleme getirilmemesinin "sıkmtı" yarattığı dile getirildi. Kadının Statüsü ve Sorunlan Genel Müdürlüğü'nün raporunun sonundaki "Geleceğe yönelik stratejik hedefler" başlıklı bölümde de Türkiye'deki ya- sal düzenlemeler ve uygulamalardaki kadın-erkek aynmcılığının ve eşitsiz- liğinin ortadan kaldınlması gerektiği dile getirildi. Politikada kadın Çocuklardan ödül |Çeviri Servisi - Evini terk etmek zorunda kalan yaşh Müslüman kadın, Tuzla'daki bir bannağın önünde ağlıyordu. Amerikab fotoğrafçı David Tıırnky, bu sivah beyaz fotoğrafıyla 19% Dünya Basın Fotografçıhğı Çocuk Odülü'nü kazandı. ocuk jürisi, seçünini yetişkinJer jürisüıin seçtiği 350 fotoğraf arasından yapü. David Turnle>. ödûlünü 25 Nisan 19% günü Amsterdam'da yapılacak bir törende alacak. Kadın hukukçulann toplantısında yasalardaki eşitsizlikler tartışıldı 'Medeni Kanun'da değişiklik yapılmalı' İstanbul Haber Servisi - ''Türk Medeni Kanunu'nun Eskiyen Yüzü", kadın hu- kukçular tarafindan tartışıl- dı ve yapılması gereken de- ğışikliklenn Meclıs günde- mıne alınması istendı. İstanbul Kadın Kuruluş- lan Birliğı'nce8 Mart Dün- . . „ , , ya Emekçı Kadınlar Günü Aysel Baykal nedeniyle düzenlenen "Ka- dın Haflası ttkinlikleri" çercevesınde iki gün sü- recek olan "Türk Medeni Kanunu'nun Yazgeçilmez ÖzüveEskiyen \ üzü" konulu çalışma toplantısı dün başladı. İstanbul Barosu Kadın Haklan Komisyo- nu ile Türk Hukukçu Kadınlar Demeği'nin ortak- lasa düzenledıgı toplantının açıhşına Anayasa Mah- kemesi Başkanı Yekta Güngör Ozden, eski kadın- dan sonımlu Devlet Bakanı A\-sel Ba>kal. DSP İs- tanbul Milletvekıh Prof. Dr. Bekir Sami Türk ve İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan da katıldı. Türkiye"dekı antıdemokratik yasalann ve uygula- malann bulunduğunu çok ıyı bildiklennı belırten Anayasa Mahkemesı Başkanı Özden, "Neredecum- huritetia >argıçlan ve savcılan? Nicin bunlan bi- ûm önümûze getirmivorlar. Ben herhangi bir sen- dika üyesi gibi eline pankart alıp sokak sokak ba- ğıramam ki. Türkiye'nin her yerinde bizim bileme- yeceğimiz u>gulamalar oluvor. Bizim önümüze ge- tirümeden bunlarla ilgiknilemez" dıye konuştu. Özden, Anayasa Mahkemesrnın çalışmalannın bı- le bazı yargı kesimlerince çekilemedigini kayde- derek "Medeni olmayan insanlar. Medeni Yasayı da savunamazlar. Türkiye karanüğa girme tehlikesini göğfislemek durumunda bir birliğe sahip değildir. Kendimize gelmezsek hiçbir yere gelcme>iz" dedı. Eskı kadından sorumlu Devlet Bakanı Aysel Baykal da Medeni Kanun'da yapılması gereken de- ğişikliklerin, Türkiye'nin 1985 yılında ünzaladığı aynmcılığa karşı sözleşmesinde ortaya konulan çe- kincelerin kaldınlmasının gereği olduğunu anım- sattı. Pekin'de yapılan 4. Dünya Kadın Konferan- sı'nda bakanlık olarak aynmcılık maddelerinm de- ğiştinlmesi taahütünü verdiklennı belırten Bay- kal, bu taahütlenn durumunun her altı ayda bir de kontrol edildiğini kaydetti. DSP Milletvekili Hik- met Sami Türk ise Medeni Kanun'un en başta di- lı itibariyle eskıdiğinı ve öncelikle aile hukukun- dakı "ortakedinilen mallann paylaşımı" konusun- da değişiklığe gidilmesi gerektiğıni anlattı. Türk Hukukçu Kadınlar Derneğı Başkanı Nazan Moroğlu ise Medeni Kanun'da özellıkle aile huku- kunda eşıtliğe aykın maddelenn, siyasilerin partı programlannda vaat ctmelenne karşm, bir türlü değiştınlmediğinı vurguladı. istanbul Barosu Kadın Haklan Komisyonu Baş- kanı Tennur Koyuncuoglu, kendilerine, "Türki- ye'de mirvonlarca kadın, değil değiştirilmesi gere- ken maddeleri, mevcut haklannı bile bilmiyor. Siz lüksie uğraşıyorsunuz" eleştınsının getınldığıni ancak yasalann toplumun üsrönde olması gerekti- ğine dikkat çekti. Kadın Kuruluşlan Birliği Koor- dinatörü Prof. Dr. Necla Arat da Türk kadının, Medeni Kanun"un kabul edildiği 1926 yılının kadın- lan ile karşılaştınlamayacak ölçüde gehştiğini ve yasalann artık geride kaldığını kaydetti. Medeni Kanun'un kabul edildiği yıllarda bir devrim yasası olduğunu aramsatan İU Hukuk Fakül- tesi Dekanı Aysel Çelikel de Medeni Kanunu'nun, kabul ediliş yıllannda olduğu gibi, toplumun önün- de giderek, bir dinamıklik taşıması gerektiğini vur- guladı. Prof. Arat, sorunlannın çözümlenmesini istedi Mart şenlîlde kutlanacak9 İstanbul Haber Servisi - Kadın örgütleri, kadınlann sorunlannın çözümlenmesi için yeni kunılacak hükümeti göreve çağırdılar. Bünyesinde 36 kadın kuruluşu yer alan İstanbul Kadın Kuruluşlan Birliği Koordinasyon Başkanı Prof. Dr. Necla Arat, kadınlann 8 Mart'ı şenlilde kutlayacağım söyledi. İstanbul Kadın Kuruluşlan Birliği'nin 4. Dünya Kadın Konferansf nın eyleme çağn bildirgesi önerilerinin yeni kunılacak koalisyon hükümeti tarafindan da ele alınması gerektiğini belırten Arat. "Bu çağn metninin yeni hükümet tarafindan ele alınmasını ve yaşama geçirilmesini istiyoruz'' dedi. Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı çalışanlan ise 8 Mart'ın Birleşmiş Milleler'e üye bütün ülkelerde Prof. Necla Arat "Uluslararası Kadınlar Günü" olarak kutlandığını vurgulayarak sadece 8 Mart gününde değil, her gün, her yerde cinsiyet aynmcılığı ve kadına yönelik şiddet son buluncaya kadar mücadele edeceklerini belirttiler Yeşil Kuşak Çevre Ûncüleri Grubu Başkanı Nur Atabay da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün önemli bir gün olduğunu vurgulayarak kadının eğitimine, kadın haklannın korunmasına öncelik veren gerçekçi politikalann hayata geçirilmesinde gecikilmemesini istedi. Kadınlan "İnsanoğlunu banşa götürecek sevginin kaynağı"diye tanımlayan Atabay, kadının aile ve toplum içerisinde daha güvenli bir yaşam ortamına kavuşturulması hak ve özgürlüklerinin hiçbir aynmcılık gözetilmeden tanınması gerektiğini belirtti. Parlamentoda temsil oranı yüzde 2.6'da kaldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Kadınlann çok sa- yıda ülkenin pariamentosun- da, erkeklere göre düşük oran- da temsil edildiği belirlendi. Dünya parlamentolannda ka- dın milletvekili oranı yüzde 10'u aşarken, 550 milletveki- li arasında sadece 13 kadın üyesi bulunan TBMM yüzde 2.6'lık kadın temsıli ile çok sayıda ülkenin gerisinde kal- dı. Avrupa'nın "sosyal refah" düzeyi en yüksek bölgesini oluşturan lskandinav ülkele- rinde, parlamentodaki kadın oranı yüzde 40'laraçıkarken, güneye indikçe bu düzeyin düştüğü bildirildi. 200 kişilik parlamentosunda 77 kadın bulunan Fınlandiya, kadın temsili konusunda yüzde 38.5 ile dünyada en yüksek oranı yakalayan ülke oldu. Diğer Avrupa ülkelerindeki kadın oranlan şöyle: • Kadın milletvekillerinin parlamentoda temsil düzeyi Finlandiya'da yüzde 38.5, tsveç'te 38.1,Küba'da34, tzlanda'da 24'ü buluyor. Türkıye'de 1975 yılında yüzde 8 olan parlamentoda- ki kadın milletvekili oranı 1996 yılında yüzde 2.6'ya düşerken eski sosyalıst ülke- lerde de kadın milletvekili oranında büyük düşüş oldu- ğu belirtildi. Rusya'da bu ora- nın yüzde 34'ten yüzde 10'a, Arnavutluk'ta yüzde 33'ten yüzde 6'ya düştüğü belirtil- di. Dünyada bakanlık koltu- ğuna oturma şansını elde eden kadın sayısının çok düşük ol- duğuna dikkat çekilen araş- tırmada. 1990 yılında dün- yada 93 ülkede hıç kadın ba- kan bulunmadığı ve kadın ba- kanlannın oranının yüzde 3.5 düzeyinde kaldığı saptandı. Dünyadakı bazı ulusal mec- lislerdekı kadın mılletvekil- leri oranı şöyle: Finlandiya: Yüzde 38.5. Isveç: Yüzde 38.1. Küba: Yüzde 34. Danımarka: Yüz- de 33, Izlanda: Yüzde 24, Hollanda: Yüzde 21.3, Yeni Zelanda: Yüzde 21, Çin: Yüz- de 21, Arjantın: Yüzde 16, Almanya: Yüzde 15.4, Italya: Yüzde 12.8. ABD: Yüzde 11, Irak: Yüzde 11, Bangladeş: Yüzde 10, Rusya: Yüzde 10, lngiltere: Yüzde 9, Portekız: Yüzde 7.6, Macaristan: Yüz- de 7, Hindıstan: Yüzde 7, Tu- nus: Yüzde 7, Brezilya: Yüz- de 6, Amavutluk. Yüzde 6, Fransa: Yüzde 6, Zaıre: Yüz- de 4, Japonya: Yüzde 3, Mı- sır: Yüzde 2, Türkiye: Yüz- de 2.6. SEYAHATNAME YAVUZGÖR Lubnan Hukumetinin Istekleri 14 Ağustos 1974'te başlayan "ikin- ci harekât" sırasında, Lübnan Dışişleri Bakanlığı'na yeni atanmış olan Hıristi- yan bir avukat, Naffah, görüşme tale- binde bulundu. Bu genç -ve yanındaki dostumuz umum müdürierin bize fısıldadıkları gi- bi meslekte acemi olduğu anlaşılan- bakana gittim. Bazı "endişelerinden" bahsetti. Ha- rekât bölgesinde, Lübnan'dan Kıbrıs'a göç etmiş Marunit köylülerine ait üç adet köy varmış. Bunlann adını verdi ve "kabiise"bü köylerin harekât sırasında "masun" bırakılmalannı istedi. "Elimizden geleni yapanz. Ankara'ya bildihrim bu isteğinizi" dedim amma, Magosa yönünde devam etmek- te olan çatışmalar sıra- sında, birliklerimizin, as- keri gerekçeler dışına ta- şan bu Lübnan isteğini, ne derece yerine getirebi- leceği ve de Ankara'nın bu talebi nasıl karşılaya- cağı konusunda kuşku- larım vardı. Ankara, iki gün geçmeden, olumlu yanıt verdi. Köylere Lüb- nan bayrağı çekilmiş, hat- ta askerierimiz ellerinde- ki kumanyayı da bu köy- lülerle paylaşmış. Bu iyi haber ulaştırmak için, tekrar bakanı ziyaret ettim. Teşekkür etti ve başka bir konu getirdi ortaya: 1960 Zürich ve Londra Anlaşmaları yapıldığı sırada, bu çerçevede oluştu- rulan Kıbns Anayasası'nca öngörülen "Muhtelit Partamento "da bir de Maru- nit milletvekili bulunacağı hususunda, o zamanki hükümetimizden "garanti" aldıklannı ve şımdi, son durumdan son- ra, yeni bir anayasa ve parlamento olu- şacağına göre, aynı "garanf/"nin yeni- lenmesini istedi. Doğrusu, ortada fol ve yumurta yok- ken, böyle bir isteği, şahsen "aceleci" değilse bile "zamansız" buldum. Yine de bakana, bu isteğini de Ankara'ya aktaracağımı söyledim. Birkaç gün sonra, Ankara'dan olum- lu yanıt geldi, yine... Bunu da bildirmek üzere yine gittim bakana... Bu kez, ve- rilen yanıta teşekkür etti; ancak bu "ga- ranti"y\ yazılı olarak almayı tercih ede- ceğini söyledi Geçerliliği belirli bir süreye işaret et- meyen Kıbns'ta daha neler olabilece- ğinin kestirilmesi pek güç ikilemleryu- mağı oluşturduğu da düşünülürse, bi- raz "havada" kalacak bu belgeyi de kendisine verdik. Tabii Ankara'nın ona- yı ile... Bakanla yaptığtm bu görüşmeler sı- rasında, kendisinin Kıbrıs'taki müda- hale karşısında "rahatsız" olduğu inti- baı oluştu bende... Biri Müslüman, di- ğeri Hıristiyan iki toplumdan oluşan Kıbns yapısının, Lübnan'daki duruma benzemesi nedeniyle, gelişmelerin Lüb- nan için kötü bir örnek oluşturabilece- ğini düşünüyordu herhalde... Oysa Kıbrıs'taki çekişme, din unsu- rundan başka ve çok daha önemlisi, Türk-Rum çekişmesı idi ve Lübnan'da dinleri ayn olmasına rağmen toplumda etnik bir çatışma öğesi yoktu. 1975'ten sonra başlayıp yaklaşık 15 'İU' yıl süren ve Ortadoğu'nun Parisi diye adlandınlan Beyrut'u ve Lübnan'ın bü- yük bir kısmını harabeye çeviren iç sa- vaşın nedenleri, Kıbns'taki duruma ben- zerliği yoktu. ••• Öteden beri iyi ilişkiler sürdürdüğü- müz Lübnan'ın yukarıda bahis konusu isteklerinin, savaş haline rağmen Anka- ra tarafindan bu kadar anlayışla karşı- lanmasında, benim bir katkım yoktu. Ama bizim meslekte bazen yapmadı- ğınız bir iş için ödüllendirilir, yaptığınız yararlı bir iş için de eleştiri alabilirsiniz... Lübnan Cumhurbaşkanı Süleyman Frannjiye'nin emri üzerine, bana bir "Chevalier des Cedres" nişanı veril- mesi için bir kararname çıktı. Lübnan Dışişleri binasında bir kokteyl verildi ve -tabii Ankara'dan icazet almıştık- nişa- nı teşekküıie aldık. Bu işler böyledir. Kimi Kıbns dağla- rında canını verir, kimi de birtakım telg- raflar çekip ziyaretlere gidip gelip nişan takar ve bundan da bir suçluluk hissi duyar. Yann: Lübnan'daki Ermeniler
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear