25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Çetinkaya • Yazıişlerı Müdürleri: Ibrahim Yıldız, Dinç Tayanç (Sorumlu) 0 Haber Merkezi Müdüru: Hakan Kara # Görsel Yönetmen: Fikret Eser Gene! Yaym Yönetmenı. OrhanErinç© Dış Haberler Ergun Balcı • Istıhbaraı Cenctz Gene! Yayın Koordınatörü Hikmet i'101 ".™ • Ekonomı Büjent Kızanlık Ç i k » Y i i M d l i • K " 1 ^ J*"\dtn $ £ n K k / * e , n 1 * 1 ^ Abdulkadır Yucelraan • Makaleler Samı Karaören • Düzeltme AbduUah Yazıcı « Fotoğrat: Erdogan Köseoğlu • Bılgı-Belge: Edibe Buğra » Yurt Haberlen Mehmet Faraç Yaymkunılu-HuuıSdçukrBaşkan). Orhan Erinç, Olday Kurtböke. HikmctÇetinkaya, Şiknn Soner, ErgunBda,DlnçTayaııç, tbraUm Vüdız, Orhaıı Bvulı, MusUfa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsılcısı: Mnstafa Balbay 9 Haber Müdürü Doğan AIOD Atatürk Bulvan No: 125, Kat:4, Bakanhklar- Ankara Tel. 4195020 (7 tıat), Faks 4195027 • tzmır Temsılcısr Serdar Kızık, H Zıya Blv. 1352 S. 2/3 Tel. 44n220,Faks:4419117«AdamTen]SÜası:ÇetinYiğaK>gıı, InönüCd. 119S N o l Katl,Tel: 3522550, Faks: 3522570 Müessese Müdürii ErolErkut* MEDYA C: • Yonetım MEDYA G : • Koordınatör Ahmet Koruban 0 Kunılu Başkanı-Genel Yönetım Kunılu Muhasebe. BülentYenerVldare Mûdür Gilbin Erduran Ba$kanı - Genel HüseytaGürer#lşletme Önder • Koordınatör Reha Müdür CılSn Çelik • Bılgı-lsjem: Naii lnal • Ifitmuı • Genel MıuSOr Akmea •Murahhas Bılgısayar Sıstem. Mürövet ÇUer Yardancısı MineAJufcg uye BoraGönenç Yayunfyu ve Buan: Yenı Giin Haber Ajansı, Basın ve Yayıncılık A Ş Tmiocag) Cad 39 41 Cagaloglu 34334 Ist PK. 246 Istanbul Tel (0,212) 512 05 05 (20 hal) Faks <0<212) 513 85 95 13 MART 1996 Imsak: 4.48 Güneş:6.12 Öğle: 12.21 tkindi: 15.37 Akşam 18.15 Yatsı: 19.34 MEDYA C Tel 514 07 53 - 513 95 80 - 513 84 60-61, Faks- 5118466 Ozon • CENEVRE(AA)- Grönland'dan fskandinavya ve Sibirya'nın batısına kadar olan bölgenin üzerindeki ozon tabakasındaki deliğin, rekor büyüklüğe ulaştığı ve kanserojen ultraviyole ışınlannın iki katına yükseldiği bildirildi. Dünya Meteoroloji Kuruluşu'ndan yapıian açıklamada, deliğin, ocak ve şubat ayı ortalannda birkaç gün ve mart ayının ilk on günü boyunca yüzde 45'e kadar varan ölçüde büyûdüğû belirtildi. Bıİyi Arkadaşım Şiip' • Haber Merkezi - Mavi Radyo'da çarşamba günleri 20.00-21.00 saatleri arasında canlı olarak yayımlanan ve Enver Topaloğlu'nun hazırlayıp sunduğu 'En İyi Arkadaşım Şiir Hakkında Bildiklerim' adlı şiir söyleşi programı sürüyor. 90.6 frekansından yayın yapan Mavi Radyo'daki programa bugün, şair Haydar Ergülen konuk oluyor AÖFÜitere eksınav • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), sınav ücretıni ödemedikleri için ara sınavlara giremeyecek olan Anadolu Universitesi Açıköğretim Fakültesi öğrencilerine ek sınav yapılacağını açıkiandı. ÖSYM'den yapılan yazılı açıklamada, sınav takviminc ilişkin bilgılerin önümüzdeki günlerde açıklanacağı bildirildi. Bahçelievler'de 70bmfidan • İstanbul Haber Servisi - Bahçelievler Belediye Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, 2 yıl içinde 57 bin fidan dikimi gerçekleştirildiği ve bu rakamın birkaç ay içinde 79 bine ulaşacağı belirtildi. Belediye Başkanı Saffet Bulut, Bahçelievler'de ikamet eden kişi ve kurumlara, 556 34 26 no'lu telefona-müracaat ile ücretsiz fıdan dağıtımının sürdürüldüğünü açıkladı. 20 bin başvuru • İstanbul Haber Servisi - istanbul tl Sınav Yûrütme Kunılu Başkanı Dündar Uçar, kolej sınavlannın başvuru süresinin sona ermesi dolayısıyla yapOğı yazılı açıklamada, bu yıl kolej sınavlanna başvuran öğrenci sayısının geçen yıla oranla yüzde 15 artarak 20 bin 130 u bulduğunu belirtti. Diana'nın aşklam • LONDRA(AA)- Dünya kamuoyunu bir süredir aşklanyla meşgul eden Prenses Diana'nın aşk ılişkilerine, bu kez de lngiltere spor tarihine ragbi kahramanı olarak geçen ünlü sporcu Will Carling katıldı. lngilız basınında konuya ilişkin yer alan haberlerde bu seferki aşk hikâyesinin, prensesin, Prens Charles'la yapöğı pazarlığı aleyhine döndürebileceği belirtiliyor. Türkiye bu yıl da 14 Mart Tıp Bayramı'nı, oluşturamadığı sağlık politikası ve sorunlarla karşılıyor 21 milyon Irişinm sağhk güvencesi yok• Dünya ülkeleri 2000 yılında herkese sağlık hedefine emin adımlarla ilerlerken Türkiye, 40 yıldır sürdürdüğü arayışlara karşın sağlık hizmetlerinde sağlıklı bir yapı oluşturabilmiş değil. Bütçeden sağhğa aynlan pay, gelişmiş ülkelerin çok gerisinde kalırken Türkiye, tıkanma noktasına gelen sağlık sistemi ve giderek artan bulaşıcı hastalıklarla tam bir keşmekeş yaşıyor. GÜNDÜZİMŞtR tnsan yaşamının aynlmaz bir parça- sı olan doktoru, eczacısı, dişhekimi, ebesi, hemşiresi ve hastabakıcısıy la yak- laşık 300 bin kişilik sağlık ordusu, ya- nn 14 Mart Tıp Bayramını daha kutla- maya hazırlanıyor. Dünya ülkeleri, 2000 yılında herke- se sağlık hedefine emin adımlarla iler- lerken ülkemizde ne yazık ki hâlâ ulu- sal bir sağhk politikası oluşturabilmiş değil. Sağlık hizmetlerinin sosyalleşti- rilmesi, tam süre çalışma yasası, zorun- lu hizmet yasası, sağlık hizmetleri te- mel yasası ve sağlık reform yasası, son 40 yılda sağlıklı bir toplum ohna yolun- da arayışlann birer örneği. Sağlık hizmetlerinin sosyalleştiril- mesi ise her türlü destekten uzak, ade- ta "sosyaOeştinne kötüdür" dedirtmek istercesine ihmal ediliyor. Bütün bu gelişmelere her siyasi ikti- dann "Ben bilirim" tavn da ekJenince ortaya sağlıkta politikasızlık gibi bir gerçek çıkıyor. Bugün sağlık hizmetle- rinin hangı bölümüne bakarsanız bakın yakınmalar eksik olmuyor. Bunun ana nedenlerinden birisi de bütçeden sağlı- ğa aynlan paylann artan nüfusa karşın her geçen gün azalmasında yatıyor. Ör- neğin 1980 yılında bütçeden sağhğa 4.21 pay aynlırken bu oran 1985 yılında 2.54, 1990'lı yıllarda ise ortalama yüzde 4'ler seviyesinde seyrediyor. Gelişmiş ülkelerde yüzde lO'lara ya- kın aynlan bu payın bizde yansına bi- le yaklaşılamaması nedeniyle sağlık, birsorunlaryumağınadünüşüyor. Böy- lece genel bütçe yetersizlikleri, sağlık hizmetlerinin tek elde toplanamaması, hizmetin yürütülmesinde politik eği- limlerin ağır basması, hizmet zincirinin kurulamaması, sağlık hizmetlerinde alt- yapı eksiklikJeri, koruyucu sağlık hiz- metlerinin terk edilmişlıği, giderek ar- tan bulaşıcı hastalıklar gibi son derece önemli sorunlar, sağlık hizmetlenni iyi- den iyiye dengesizleştiriyor. Sağlıktaki diğer göstergeler incelen- diğinde ise yine ortaya karamsar bir tablo çıkıyor. Bugün nüfus artış hızı binde 17.8 olan Türkiye'de bebek ölüm oranı binde 46.8 gibi ciddi bir oran ser- giliyor. Ortalama yaşam süresi erkekte 65 kadında 70 olarak saptanırken yaklaşık 21 milyon kişinin hiçbir sağlık güven- cesi bulunmuyor. SSK., tüm birimleriy- le çökme noktasına gelirken verdiği sağlık hizmeti de her geçen gün büyük eleştirilerin odak noktasını oluşturuyor. Ülkemizdeki sağlık hizmetlerinin fi- nansmanı ise çok karmaşık bir yapı arz ediyor. Örneğin SSK. kapsamında olan- lann (20 milyon) sağlık gideri SSK'ce, Bağ-kur kapsamında olan (10 milyon) kişinin sağlık gideri Bağ-Kur'ca, dev- let memuru ve Emekli Sandığı kapsa- mında olanlann (10 milyon) sağlık gi- derleri genel bütçeden, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplannın sağlık harca- malan Milli Savunma Bakanlığf nca, borsalar, bankalar, sigorta şirketleri, ti- caret ve sanayi odalan mensuplannın (1 milyon) sağlık harcamalan ise özel san- dıklar taranndan karşılanıyor. Ozelleştirme Yine ülkemizde 981 kişiye bir hekim düşürken 2.274 kişiye bir uzman he- kim düşüyor. Bu oranlar, lursal kesim- de ikiye üçe katlanırken kentlerde sa- yısal olarak düşebiliyor. TTB Genel Sekreteri Dr. Ata Soyer, 1980 sonrasını ülkemizde sağlık hiz- metlerinde özelleştirmenin yûkseldiği bir süreç olarak niteliyor. Gelinen nok- tada halk sağlığından büyük ödünler verildiğini belirten Dr. Ata Soyer buge- lişmeleri şöyle özetliyor: "Halkın cebinden özel sağlık sektöru- ne harcanan para artmıştır. Kamu fon- lanna işci, memur, emekli, çalışan, vb. katksı artnnlmışür. Geieneksel bütçege- lirierinden zi\ade, döner sermayede ve fon gelirleri Ue çahşanlann katkılann- da artış söz konusudur. Kamu sağlık va- tınmlan ktsıimış,özei sağlık sektörü teş- vik edilmiş, böyletikle özel sağhk sektö- rü devtet eüyle kamu sağlık sektörü kar- şısında seçenek haline getirilmiştir. Ba- n kamu sağlık hizmetleri, taşeronlaşür- ma, dernek, vakıf vb. yöntemlerle fiilen özeUeştirilmektedir." SSK'nin özeueştirilmesi için sert tartşmalar sürerken hastanderdeki bildik manzaralarda değişiklik yok. (Fotoğraf: ERDOÖAN K.OSEOĞLU) SSK'de kuynıldar bitmiyor Bir yetkili: SSK batmaz. Organizasyon bozukluğu giderilirse sorun çözülür SAADETUSLU SSK hastanelerinin bildik manzaralan olan kuyruk ve kalabahk yine yerini koru- yor. Hastanede muayene ol- mak için sabahın 06.00'sın- dan, hatta 03.00'ünden beri bekleyen hastalar, vakitleri- ni gazete okuyarak. örgü öre- rek geçirirken bir yetkili, "SSK batmaz. Organizas- wn bozukluğu giderilirse so- run çözümlenir" diyor. Kentin çeşitli bölgelerin- den sabahın köründe kalkıp tstanbul SSK Hastanesi'ne gelen hastalann tek amacı numara alıp işlerini bir gün- de halledebilmek. Fakat er- ken saatlerde gelseniz bile muayene kuyruğu, ilaç kuy- ruğuderken işinizi "birgün- de halledebilmeniz neredey- se bir hayal". Hastanelerdeki bekleyiş- ten en çok etkilenenler, ço- cuklarla yaşhlar. Yaşlılar, "Senelerdir bu çileyi çek- mekten btkttk" diye yakı- nırken çocuklann bazısı bir sedye üzerinde sabah uyku- sunu tamamlıyor. bazısı da kenara bırakılmış bir mer- divenin üzerinde oyun oy- nuyor. Her serviste yaklaşık 100- 150 arasında hasta muayene edilmesine rağmen, ilginç- tir işler çabuk bitiyor! Çün- kü insanlar 3-4 dakikada mu- ayene edildikten sonra teş- his konuyor. Muayenesini tamamlaya- bilenleri yeni bir kuyruk, 'flaç kuyruğu' bekliyor. Da- ha önceki günlerden muaye- ne olup ilacını alamamış in- Doktorlardan Cumhuriyet'e iki ödül Haber Merkezi - Türk Tabipleri Bir- liği, İstanbul Tabip Odası ve Diyarbakır Bölge Tabipler Odası ödülleri sahiplen- ne verildi."Basm-Sağhk, OnurveDr. Cen- giz Kıbç Demokrasi - Emek Ödülün nQ, gazetemizden, "Sağhk Bakanlığı'ndaki kadrolaşma" haberlen ıle Yusuf Ozkan alırken istanbul Tabip Odası "14 Mart Sağlık Haftası Ödülfi" de "özüriü çocuk- lann egitim ve sağlık konusunda yaşadı- ^sıkutüvccıknıazlan" gözlemlen ve rö- portajlanyla dıle getıren gazetemız mu- habırlennden Flgen Atala>'a venldı. Dı- yarbakır Bölge Tabipler Odası tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen "Banş, Dost- hık ve Demokrasi Ödülû", gazeteci-ya- zar Ahmet Altan'a \enldi. İstanbul Tabip Odası tarafından her yıl sağlık haftası nedeniyle verilen ödül- ler için dûn IÜ İstanbul Tıp Fakültesi 1933 Reform Amfisi'nde bir tören dü- zenlendi. Bu yılki basın ödüllen, araş- tırma dalında Özgür Yaşam dergisinden CemileÇakıra. Haber Odülü Yeni Yüz- yıl gazetesmden Dideıtı Ünsal'a, Özel Basın Ödülü ise Türkiye Gazeteciler Ce- miyeti taranndan yayımlanan "Bizim Gazete"ye verildi. İstanbul Tabip Oda- sı tarafından Tıp Bılim Odülü'ne layık görülen Prof. DruAsunıan Ü. Müfluof- lu ile Dr. Sevinç Ozgüner, tnsan Haklan Banş ve Demokrasi Odülü'ne layık gö- rülen Metin Göktepe'nın annesi Fadime Göktepe ıle 'Cumartesi Analan' adına ödüle layık görülen Baba Ocak'ın ödül- len ise hafta içinde düzenlenen törenle sahiplenne verilecek. TTB, 14 Mart Tıp Bayramı nedeniy- le her yıl dagıttıgı "Basın - Sağlık, Onur ve Dr. Cengiz Küıç Demokrasi - Emek" ödülleri". dün Fransız Kültür Merke- zi'nde yapılan törende dağıtıldı. Türk Tabipleri Birliği (TTB) 1995 yı- lı ödüllen, dün akşam düzenlenen tören- le sahiplenni buldu. Fransız Kültür Mer- kezi'nde düzenienen törende, basın sağ- lık dalında ödüle deger görülen gazete- mız muhabıri Yfosuf Ozkan. EvTensel ga- zetesı muhabiri Şirin Ümer, Sabah ga- zetesınden Nevin Bilgin. Nokta dergisin- den Neşe Sandoğan, 'Teke Tek' progra- mının yapımcısı Fatih Ahayk,ödüllerini aldılar. TTB Onur Ödülü, Dınar depre- minde zor koşullarda hizmet veren Di- narh hekimler ıle "Türkiye'deki özelleş- tirme ruzgânna karşı direncin simgesi" olan Kamu Işletmelen Geliştirme Mer- kezi'ne (KİGEM) venldı. TTB Cengiz Kılıç Demokrasi - Emek Ödülü, yaralı bir PKK militanım tedavi ettiğı gerekçesiyle 20 ay hapis yatan Di- yarbakırlı doktor bfaan Diken ile halen hapiste bulunan Tüm Sağlık-Sen Genel Başkanı Fevzı Gerçek adına Tüm Sağ- lık-Sen Ankara şube yöneticılerine venl- di. 6 Özel sigortacılık, SSK'ye alternatîf olmamah9 GÜNEŞGÜRSON ANKARA-Sosyal güvenliğin herkes için bir "hak", devlet için de "görev" olduğu il- kesinden hareket eden işçi ve işveren sen- dikalan, kurumun "yumuşak bir geçiş süre- d"yle yeniden yapılandınlması gerektiğini savunuyor. Özel sigortacıhğın, "sosyal si- gorta sistemine bir alternatiP olarak geliş- tirilmesine karşı çıkan sendikalar, kayıt dı- şı sektörde çahşanlann sosyal güvenceye kavuşturulması gerektiğini vurguluyor. Türk- Iş, Hak-lş, DİSK ve TISK'in 2 yıl önce üze- rinde uzlaşüklan, zirvede yeniden gözden ge- çirecekleri, öncelikh çözüm önerilerinden ba- zılan, şu başlıklar altında sıralanıyor : - Sosyal güvenük, devlet politikası haline getirilmelklir. SSK'yi siyasi iktklarlarm ha- zır kaynak olarak görmesi ve mevcut varhk- lanıun diğer alanlarda kullanılmasuıın en- gellenebflnıesi için sosyal güvenfik uygubma- lan, devlet politikası haline getirilmeü ve si- yasi Bdidarlann müdahalesinden kurtanlma- hdır. - SSK'nin fınansmanına hiçbir katkısı ol- mayan devletin kurum yönetim kurulunda- ki temsilci sayısı azaltılmalıdır. Kurumun en yüksek yönetim ve karar alma sorumlulu- ğunu taşıyan yönetim kunılu, hükümet ağır- lıklı konumdan kurtanlarak işçi ve işveren ağırlıklı bir konuma dönüştürülmelidir. -Sosyal sigortanın finansmanına,devtetkat- kıda bulunmahdır. Sosyal güvenliğin finans- manına de\ let katkısı bir an önce sağlanma- hdır. Bu katkı. AB ülkelerinde örnekleri gö- rüldüğü üzere. doğrudan primlere iştirak şeklinde olabileceği gibi (j üzde 2 oranmdan baslatilıpkademeli olarak yuzde 10'akadar artacak biçimde) sigortanın açıklannı ka- patmak >e genel bütçeden sosyal güvenük ve sağhk harcamalanna iştirak etmek şeklinde de olabiür. - Sigorta primoranlan düşürülmelidin Ek bir vergi niteliğine dönüşmüş olan sigorta prim oranJan mutlaka düşürülmelidir. - Sigortalı sayısının arttınlması için kayıt dışı sektörün kapsama alınmasını sağlayıcı çalışmalar yapılmabdır. Kurum gelirlerini artnrmanın yegâne yolu, kuruma yeni sigor- talılar kazandırmaktır. Bu amaçla istihdam vergisine dönüşen fon uygulamalarına son ve- rilerek iştetmelerin üzerindeki sosyal yükkr azalblmabdır. Ka\ıt dışı istihdam olanakla- nnın da kavıt içine alınması sonucu, sigorta- lı sayısı ve prim gelûierinin arttırdması he- deflenmelidir. sanlar burada da sabahın er- ken saatlerinde uzun kuy- ruklar oluşturuyor. Saatler- ce bekledikten sonra aradık- lan ilacı bulamamaktan ya- kınan bu kuyrugun hastala- n da aynı amacın peşinde: "tnşallah işimi bugün biti- rip buradan gideceğim. n 'SSK batmaz' Siyasetin gölgesi, sağlı- ğın ve eğitımin üstünden çe- kilmedikçe hiçbir şey yapı- lamayacağmı vurgulayan bir yetkili, "Türkiye'de öncesis- temi oturtacaksuuz. Kim ne derse desin bugün ülkemiz- de kalp, göz, ilik ameliyaü dünyaya ihtiyaç kalmadan hizmet verecek seviyeve gel- nuştir" diyor. Bu gelişmele- rin "bir elin parmaklan ka- dar" olduğunu da söyleyen yetkili, şu bilgileri veriyor: "Tıpta Uerlemek için iyi hekim yetiştireceksiniz, yeni- likkri öğrenecekseniz; yalnız hekim değil laborant, anes- tezi uzmanı gibi ara hizmet- lileri yetiştireceksiniz ve fi- nansman sağlayacaksınız. Türkiye'de kaliteli yapılan işler özekte. Aşamalar üni- versitelerde olmuyor. Hoca- sı, talebesi ounayan 40 tane fakülte açnuşsuuz. Kim aç- mış? Poütikacılar. Senede 5 bin 500 mezun yeriyoruz, ama kadro yok. Üniversite- ler kaliteli hekim yetiştire- mıyor." Türk halkının doktorlara ve hastanelere güvenmedi- ğini, önce bu güvencenin sağlanması gerektiğini vur- gulayan yetkili, "Sağhk, ka- liteli olacak, kolay erişilebi- lir olacak, yeniliklere açık olacak, dengeli dağmlacak ve en önemlisi güveniür ola- cak" diyor. Yetkilinin, çözüm yollan için görüşleriyse şunlar "SSK batmaz. Sistem ve organizasyon bozukluğu var. Bu sorunlann çözülmeye- cek yanı yok. Yeter ki yanm bilgili insanlar buraya geti- rilmesin. Hastanelere bağiı dispansertere aletedevat ko- nup doktorlann yerterinde durmalan sağlanırsa poiik- liniklere gelen hasta sayısı 3 binden 500'e düşer. İnsanlar evlerine yakın olan yerlerde tedavi olur. Hastaneier ame- üyat ve yatak işini halletme- IL Grip olan buraya geime- melL SSK iyi bir organizas- yonla, akılla ve pofitikacdarm ellerini üzerinden çekmesi şarbyla kurtulur." SEYAHATNAME YAVUZGÖR Gemiciler, turîstler, Çin denizattıları... Gemiciler Açık deniz limanı olan Köstence'den başka, Tuna limanlan olan Galati (Ka- las), Tulcea ve Braila limanlan ile Silist- re'nin tam karşısında bulunan diğerTu- na limanı Galaraşi de başkonsolosluk görev çevresinde idi. Bu limanlara, yük taştyan, buralardan navlun alan Türk ticaret gemilerinin ba- zı sonjnlan oluyordu. Bunlann en süre- geni, liman trafıginin yoğun oldugu ba- zı sürelerde, boşaltma ve yükleme işle- rinin gecikmesi ve dolayısı ile sürsitar- ya sorununun ortaya çıkması idi. Çok yoğun bir trafiği olan Kösten- ce'nin liman müdürü, eski bir deniz kur- du idi ve aramızda bir dostluk ilişkisi oluşmuştu. Bildiğım kadar, bizim gemi- lere elınden geldiğı kadar "müsait" dav- ranıyordu. Diğer bir sorun, bizim ticaret filosu gemilerinin, uluslararası deniz kuralla- nnın, sefere çıkmak için gerekli gürdü- ğü bazı belgeieri, bağlı olduklan liman müdüriüklerinden vize ettinmeden sefe- re çıkmalanndan kaynaklanıyordu.... Bunlann en önemlisi, "Sea worthi- ness Certifıcate" denilen ve geminin denizde sefer etmeye elverişli olduğu- nu saptayan belgedir. Bundan başka, radyo-telefon, radar, yükleme araçlan- nın da (vinç vb) işler halde olduğunu gösteren belgeler de var... Bütün belgelen tamam Türk gemisi göımedim desem, gerçek bir yaklaşım olmaz bu.... Ama, adını venmek isteme- diğim, 5200 tonluk bir yük gemimiz var- dı. Kimyevi gübre alıp götüren bu ge- minin radan bozuktu, aslında yok sayı- labilirdi. Kaptanın ifadesine göre pusu- la da, bilmem kaç derece "off"muş. Kaptan, bana paraketanın da sağlıklı işlemediğini söyleyince, "Peki kaptan, nasıl yolunu buluyorsun?" di- ye soracak oldum. "Ben sular- dan ve kuşlardan yolumu bu- turvm"cevabını akjık, bu sevim- li, güteç, yaşlı deniz kundu, Ka- radeniz evladından... Turistler Bizim bölge, Mamaia, turis- tik bölgesinin tam ortasında... Romen turist Örgütü OMTnin vermediği veya tam vermek is- temediği rakamlan, sağdan soi- dan aldığımız bilgilerle tamam- layınca, yaklaşık 60 km. uzun- luğundaki bu Karadeniz sahili- ne, Romenlerin 3, hatta 3.5 mil- yar dolarlık yatırım yaptıkları anlaşılıyordu. 1976 yılı rakamlanna göre bu bölgeye "geceleme hesabı" ile 2 milyon turist gelmiş. Turist mevsiminin sadece 3 ay, hazi- ran, temmuz ve ağustos olduğu düşü- nülürse, küçümsenecek bir rakam de- ğıldi bu. Ama, bildiğiniz gibi, üç tür ya- lan vardır: 1) Yalan, 2) Kuyruklu yalan, 3) Istatistik. Romenlerin verdiği rakamın çarpıtıl- mış, abartılmış olduğunu söylemek is- temiyorum tabii... Rakam doğru idi... Ancak bu 2 milyonu oluşturan öğeleri mikroskop altına alınca, manzara deği- şiyordu: 1 milyonu Romen turistler, 750 bini de Doğu Avrupa çıkışlı turistlerden oluşan bu toplamın, sadece 250 bini "döviz ödeyen" grubu oluşturuyordu. Bana verilen bir rakama göre Münih- Köstence-Münih uçak gidiş-geliş dahil, 15 gün, tam pansiyon bir program için 350 mark gibi bir ücret alınıyordu. Bunun ince hesabını ONT yapadur- sun... Yukarıda bahis konusu büyük devlet yatınmının ekonomik rantabili- tesi konusunda kuşkumu saklıyorum. Zaten, bazı Romen yetkililer, devletin bunu "kazanmak" için değil, "tanıtmak" için yapmaya devam ettiğini söylüyor- lardı. Turistik bölgenin 10 km. kuzeyine devasa bir petrol rafınerisini de otur- tunca, Mamaia ve civarı, terkedilmiş otellerin arasında dolaşan yerii halkın avuntu yeri olarak kalmış olacak, her- halde... Çin denizalblan Romanya ile Çin arasındaki iyi ilişki- ler çerçevesinde, -adını anımsamryo- rum- bir Çin lideri, Romanya'yı ziyaret etti (1977). Bu ziyaret sırasında verdiği söylevlerde Sovyetler'e attı tuttu, Çin- li... Gittikten sonra Sovyetler'in, "Buada- mı böyle nasıl konuşturdunuz?' drye, Ro- menlere "serzeniş "İe bulunduklannı işrt- tik. Romenler de, "Söylevlerini evvelce sansür mü edecektik" tarzında bir ce- Vcip verdikleri anlaşılıyor. Bu sürtüşme gidedursun, Romen-Çin müşterek bildinsinde, "Çin Halk Cum- huhyeti'nin Köstence 'de bir başkonso- losluk açacağı" açıklanıyordu. Vali ile belediye reisine soruldukta, "Evet, geldıler buraya... Elimızdeki bi- nalan gösterdik. Bunlar çok kûçük de- diler. 35 kişilik bir kadro düşünüyortar- m/ş..."yanıtınıaldık... 1980 Ağustosu sonunda, Kösten- ce'den aynimadan, kentte biz, SSCB, Çe- koslovakya ve Libya'nın başkonsolus- luklan vardı. Çinlilerin gelip gelmedikte- rini bilmiyorum.. Sanmıyorum da... Ancak, bu "Çin masalı "nın ilginç bir "faslı" var ki, bunu anlatmadan geçmek istemedim: Büyük Çinli'nin ziyaretinden birkaç gün sonra iki Amavut diplomatı, "neza- ketziyareti" diye başkonsolosluğa gel- diler. Izaz-ı ikram ettik... Türk-Arnavut dostluğundan bahsettik. Bu iki diplo- mat, "Size bir sır vereceğiz. Yabancı değilsiniz..." diye söze başlayıp, inanıl- ması cidden güç bir haber ilemler. Bu "giz- li haber!"e göre Çınliler, Bulgar sınınna yakın, Romen Mangalia limanı tezgâh- lannda kendi icatlan olan "cep denizal- tılan" inşa edip içlerine de, icabında nük- leer başlık taşıyabilir füzeler monte ede- ceklermiş... Bu "bilgi"ye teşekkür ettik, gittiler... Köstence'deki Sovyet Başkonsolus- luğu ile iyi ilişkilerimiz vatlı. Hatta ikide birde, güzel satranç oynayan, babacan Çek Başkonsolosu'nu da alıp üçlü sat- ranç turnuvalan tertip ediyorduk.. En iy4- miz, genç bir ataşe olan, iyi Ingilizce ko- nuşan, Sivastopol doğumlu, yakışıklı bir delikanlı idi. Amavutlar gitti. Sovyet Başkonsolo- su, hemen ziyaretegeldi... Kuşkulu idi. Öy!e ya, Çinliler, arkasından Arnavutlar, Köstence'de "cirit" attıklanna göre bir şeylerdönebilirdi... Yanında, Ingilizce tercümeyi yapan genç Sivastopollü da vardı. Böyle ufak bir kentte, kimin nereye gittiği herkes- çe bilindiğinden, Sovyet memurlannın, Arnavutlann bizi ziyaret ettiğinden ha- berdar olduklan belli idi. Bu Sovyet mes- lektaşlanma, Amavutluk'la aramızdaki iyi ilişkileri üstüne basarak anlattıktan son- ra, mizah rengi vererek, Çin denizaftıla- n öyküsünü de aktardım... ••• Birkaç gün sonra, SivastopolKi'ye çar- şıda rastladım. "Bizim patron, bu deni- zaltı öyküsünü ciddiye aldı. Üç gündür, her gün bizi Mangalia'ya gönderiyor. Gözünüzü açın, diyor. Olan bize oldu..." diye yakındı. lzmir yolcu gemimiz, Romenlerle ya- pılan anlaşmaya göre haftada üç kez Köstence'ye geliyor, buradan aldığı Ba- tı Avrupalı turistleri Istanbul'a götürüp bir günlük Kapalıçarşı, Tarabya, Topkapı vb. gezilerden sonra geri getiriyordu. 30 ağustos günü, Türkiye'ye dönmek üzere "lzmir"e bindik. ilk dış göreve gi- derken de Tarsus"la, 1952'deki seya- hatimin anılan geri geldi... Kanımca, son dış görevden dönüşümdü bu.. Amma böyle olmadı. Bir festi daha varmış ki- tapta... Izmir, 18.00'de rıhtımdan ayrıldı. De- ğerli deniz adamı, dostum Izzet Kap- tan'ın idaresinde Karadeniz'e açıldık. Akşam yemeğinden sonra, kaptanla güvertede otururken, sanki "Neptün" denizden çıktı, "lzmir"\ yakaladı ve ha- vaya kaldınp, tekrar sulann üstüne bı- raktı. "Hava çıktı..." dedi kaptan ve "köşk"e gitti... Karadeniz bu... Ne vakit ne olacagı bel- li olmaz... Ertesi sabah, saat 9'a doğnj, Şile Fe- neri'ni geçtik. Güzelim boğazı seyrede seyrede Galata nhtımına bağlandık. Yarın: 1980 Eylül Ankarası Planlama Dairesi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear