22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 3 ŞUBAT 1996 CUMARTESİ HABERLER FUÜfüm fotoğpaf •• •••••• odulu B Haber Merkezi - Avrupa basın fotoğrafçılığının saygın etkinliklerinden biri olan Fujifilm Avrupa Basın Fotoğrafı Ödülleri'nin dördüncüsünde dereceye girenlerbelli oldu. Bu yıl Türkıye'nin de katıldığı yanşmada, birinciliğe Litvanya'dan Mındaugas Kulbıs layık görüldü. 1995 Fujifilm Tûrkiye Basın Fotoğrafçısı seçilen Yıldınm Incealemdaroğlu da ' Rakseden Semazenler' adlı fotoğrafıyla jüri özel ödiilü aldı. Doğalgaz faciası: 40İU • ANKARA (AA)- Aydınlıkevler'de doğalgaz zehirlenmesi sonucu 4 kişi öldü, bir kişi hastaneye kaldınldı. Emniyet yetkililerinden alınan bilgiye göre, Kırtaş Sokak 18 3 adresinde yaşayan aile fertlerinın uzun süre dışanya çıkmamalan üzerine şüphelenen komşulan durumu polise bildirdi. Emniyet yetkililerinin saat 13.00 sıralannda eve girmesi sonucu oıtaya çıkan faciada, Sacit, Hatice ve Burçin Tuğlu ile evde tnisafir olduğu belirlenen Mehmet Şükrü Erdoğdu'nun öldüğü anlaşıldı. Sabriye Erdoğdu adlı misafir kadın ise SSK Dışkapı Hastanesi'ne kaldınlarak tedavi altına alındı. Erdoğdu'nun hayati tehlikeyi atlatamadıği bıldirildi. Hürriyefe tazminat cezası • ANKARA (Cummıriyet Bürosu) - Hürriyet gazetesi, insan haklanndan sorumlu eski Devlet Bakanı Azimet Köylüoğlu'na "PKK sempatizanı" diyerek kişilik haklanna hakaret ettiği gerekçesiyle 100 milyon lira manevi tazminat ödemeye mahkûm edildi.Ankara Dava. gazetenin 26 Ekim 1994 tarihli sayısinda yer alan "Menteşe'den Köylüoğlu'na PKK sempatizanı uyansı" başliklı haber nedeniyle açılmıştı. 19 Hizbuflahçı gözaltnida • BATMAN (Cumhuriyet) - Batman'da sürdürülen operasyonlarda adam öldürme, yaralama ve kaçırma olaylanna kanştıklan saptanan 19 Hizbullah üyesi gözaltına alındı. Bir yıl önce kaçırdıklan 8 yurttaşı ramazan öncesi serbest bırakan Hizbullah üyelerine yönelik operasyonlarda, kaçınlan yurttaşlann tutulduğu bir yeraltı sığınagı da ortaya çıkanldı. Yetkililer, militanlann zekât adı altında para toplamak içın esnafa ve zenginlere tebligat yaptıklannı açıkladılar. ÖDP Papti Meclisi • AÎVKARA (Cumhuriyet Bürosu) - "Aşkın ve devrimin partisi" sloganıyla 21 aralıkta lcurulan Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nin (ÖDP) ilk parti meclisi (PM) toplantısı bugün gerçekleştirilecek. Saat 10.00"daPetkim-İş salonunda başlayacak ODP PM toplantısının sabahki bölümü basına açık olacak. Öğleden sonraki bölümünün basına kapatılacaği bildırilen ve ıkı gün sürecek olan toplantıda, partinin örgütlenme sorunlannın tartışılacağı belirtildi. Sarah'ya test • KAHRAMANMARAŞ (Cumhuriyet)- Kahramanmaraşlı Musa Kömeağaç'la evliliği yankılara yol açan Ingiliz Sarah Cook'a kemik testi yapılabilmesi için ağır ceza mahkemesine başvuruda bulunuldu. Musa'nın avukatı Yaşar lannverdi, "Sarah, annesinin baskısı nedeniyle ifade vermiyor. Sarah'nm ifadesi, 15 şubat gûnü alınacak" dedi. Büyükelçi Nüzhet Kandemir, ABD Kongresi'nin iki üyesini sert bir dille yanıtladı Türldye'den Kızılhaç teplrisiFUATKOZLUKLU WASHINGTON - Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Nüzhet Kandemir, Türk hükümeti ile PKK'nin, Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre sözleşmesinin "İçsavaş kurallan ve savaş esirieri" maddeleri çerçevesinde çatıştıklannı öne süren ABD Kongresi'nin iki üyesine "sert bir yanıt" verdi. Kandemir. bölücü terör örgütü PKK'yi "Bir savaşın tarafT konumuna oturtmaya çabalayan ve Türkiye'nin kınanması için Temsilcıler Meclisi'ne geçen hafta bir karar tasansı sunan ABD Kongresı Helsinki Komisyonu Başkanı Christopher H.Smith ile Avrupa MektUpla prOteStO Türkiye'nin VVashington Büyükelçisi Nüzhet Kandemir, iki ABD Kongresi üyesinin, PKK'yi savaşın tarafı olarak göstermesi ve bölgede Kızılhaç'ın görev alması gerektiğine ilişkin girişimlerini üyelere gönderdiği bir mektupla protesto etti. Güvenlik ve Işbirliği Teşkılatı Parlamento Başkan Yardımcısı Steny H.Hoyer'a birer mektup göndererek, bölücü örgütlere karşı venlen mücadelcnin "uluslararası Kızılhaç'ın görev aJanma girmediğini*' hatırlattı ve bu nedenlede kuruluşun Türkiye'de "bir işinin olamavacağını" söyledi. Büyükelçi, mektubunda, ABD'deki Türkiye karşıtı lobilenn ıstekleri doğrulrusunda çaba sarfeden Temsilciler Meclisi üyesi Cumhunyetçi Christopher H.Smith ile Demokrat Partılı Steny H.Hoyer'a, "Terör örgütü PKK'nin etkisi altında kahyorsunuz" dedı. İki üyeyi, "Türkiye ile ilgili konulann cahili" diye tanımlayan Nüzhet Kandemir, kongreye sunulan ve "bağlayKi" niteliğı bulunmayan 136 sayılı "kınama" amaçlı karar tasansındaki görüşlerin sa\oınulmasının. Türk-ABD ilişkilerine zarar getireceğine dikkat çekti. Türkiye'nin Washington Büyükelçisi, mektubunda özetle şunlan ifade etti:u Sizin sunduğunuz tasan, bir yandan terorizmi insan haklanna yönelik bir tehdit olarak görürken, diğer yandan da PKK'nin çekici görünmek amacı\la başlattığı kampamadan etkitenmiş. Kongre'nin. konuya daha yapıcı biçimde yaklaşımı, PKK'nin kampanvasının ardındaki gerçek emelleri aniamak ve NATO üyesi olan yakın bir müttefikinin, yurttaşlannı korumak amacıyla sürdürdüğü terörizmle mücadeiesinde Türkiye'ye destek \ermek olacaktır." Karar tasansmın, Türk hükümeti ile bölücü terör örgütü PKK'yi "bir çatjşmanın taraflanymıs" gibi göstererek, daha baştan "çok ciddö'' yanlışlıklara düştüğünü belirten Kandemir, "Bu çarpık yaklaşım, hem yasadışı bölücü terör örgütü PKK'nin gerçek doğasuu, hem de Türkiye'nin terorizme karşı meşru mücadelesini saptırarak ortaya koymaktadır" dedı. Türkiye'nin, yurttaşlanna değil, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın söylediği gibi "masum sivüleri katieden, \-ahsi ve eli kanlı bir terör örgütüne karşı mücadele etriğini" anlatan Nüzhet Kandemir'in mektubundakı görüşleri özetle şöyle: Göz ardı edilenler Hauşin. bastıra bastıra boyuyor dudaklannı; nasıl olsa tran'da değil. Küçük kadın Hauşin- sürgünle, ölümle. yasalaria çocukça inatlaşıyor. Hauşin'in bugünkü gülmeleri, ovunlan, uyumaian yasadışı. Türkiye'dedurmalan yasak, Iran'a gidip ölmek serbest (RIZA EZER) Uçurtmayı vuruyorlarhâlâ...ECE TEMELKURAN ANKARA - Kuğu boyunlu Hauşin, hazirladıklan oyunda gelin olacak. Dudaklannı bastıra bastıra boyuyor. Nasıl olsa lran'da değil, çocuk olmak. küçük bir kadıncık olmak serbest. Hauşin, kısa eteğını gıyerken, dudaklannı boyarken, lran'da kendisıni bekleyen ölümle. Türkiye'dekı yasalaria inatlaşıyor. Küçük hanımın bugünkü uyuması, gülmesı, oyunlan, yasadışı. Hauşin ve diğer çocuklann Türkiye'de durmalan, başka bir >ere gitmeleri yasak, Iran'a gidip ölmeleri serbest. 39'u çocuk, 90 lranlının Türkiye'de, Birleşik Sosyalist Parti Mamak tlçe Orgütü'ndekı bekleyışleri 183. gününe ulaştı. 90 Iranlı, Türkiye'dekı "yasadışı" umutlannı yaşatıyorlar Islam devnmının 17. yıldönümünde şeriat rejımını protesto ederek... Birleşmiş Mılletler'ın mülteci olarak tanımlamadığı Iranlılann Türkıye'de bulunmalan yasalara aykın olduğu içın, göriildükleri yerde tutulup tran'a göndenlmeleri gerekıyor. Bu yüzden, haklannda sınırdışı edılme kararı çıkan sığınmacı Iranlılar, yaklaşık lOOmetrekarelik ilçe örgütü daıresınden dışan çıkamıyorlar. Seslerini duyurmak içın 183 gündür çeşitli eylemler yapan JranJılar, şımdi de çocuklannın resimlen ve oyunlanyla Iran'dakı şenat rejımını protesto edıyorlar. Rejım değışıklığı yıldönümü içın düzenlenen ve 10 şubata dek sürecek etkınlikler, Iranlı çocuklann resım sergısı ve çocuklann her gün oynayacaklan tıyatrodan oluşuyor. BSP Mamak Ilçe Örgütü'nde her gün 17 00-20.00 arasmda yapılacak etkınlikler çerçevesinde. mültecıliğe ılışkın paneller de yapılacak. Kadınlar, mutfakta dudaklannı böyayıp kınk el aynalannda saçlannı tanyorlar. Cemüe, hemen açıklıyor: "Eyteme hanrlanıyoruz." Hemen ardından. Iran'dan söz edıyor. Kocası 7 yıl hapıs yatmış. Bu süre ıçınde De\rım Muhafızlan, dıkiş dıkmek ısteyen Cemıle'nın evıni her gece basıp makınesinı kınp çalışmasını engellemışler. Cemıle, Iran'ı anlatıyor: "Sivah. hep shah. Maviyi scvemezsin." franlı çocuklann resım sergısının girışınde, bekleyışin fotoğraflan var. Fotoğraflann bırınde, yme Hauşin, sol yumruğunu havaya kaldırmış. Tüm dünyanın tersıne, sol yumruğunu kaldırmak onun için yaşamak, ev, ekmek, belkı bir de çarşaf giymemek anlamma gelıyor. Çocuk ağlamalanna benzeyen resimlerde, nedense hep güzel gıysılı sarışm kızlar, kocaman, renklı evler \ar. Resımlerdekı çocuklar, hep evıti dışında, ev bomboş. Güneş, bulutiann arasmda korkak bakıyor. Düş resımlennın arasmda bir karakalem çalışma, gerçeği anlatıyor Fılıstın askısına alınmış bir adam. Resmi yapan 14 vaşında bır Iranlı çocuk. O. dığerlen gıbı düşlenyle gerçeğın üzennı kapatamıyor olmalı. Bir başka çocuk da ülkesinın kankatürünü çızmiş: Tasmasını Humeyni'nın tuttuğu çarşaflı bır kadın. Iranlı çocuklar, düşe kalka sandalyelen taşıyorlar salona. Resim sergısının olduğu salonda, bır saat sonra panel başlayacak. Çocuklar kendılerini anlatacaklar. Çocuklar, bir saat sonra yasadışı eylemlenne başiayacaklar. Erken tanıştıklan ölümü ve sürgünü, hıç bılmedıklen gülme ve uyuma çeşıtlennı anlatacaklar. Kolay gelsın çocuklar! Seçimler yarın yapılacak EMO Üe ŞPO'nun genel kurulları başlıyor Istanbul Haber Servisi - Elektrik Mühendisleri Oda- sı (EMO) ile Şehir Plancı- lan Odası'mn (ŞPO) Istan- bul şubelerinin genel kurul- lan bugün başlıyor. Seçim- ler ise pazar günü gerçek- leştirilecek. Genel kunıllarda yanşa- cak gruplar dün konuyla ilgili birer açıklama yaptı- lar. Elektrik Mühendisleri Odası ve Şehir Plancılan Odası, bugün başlayacak genel kurullanyla ilgiJi bi- rer açıklama yaptılar. "Demokrat Elektrik Mü- hendjsleri" grubu adına ya- pılan açıkiamada, oda üye- lerinin dinsel inançlanna göre aynmcılığa tabi tutul- malannın, Meslekte Birlik ve Çağn gruplannın oda yönetimlerinde uyguladık- lan bir politika olduğu vur- gulanan açıkiamada daha sonra şöyle denildi: "Demokratik elektrik mühendisleri vönetimde bulunduklan dönemlerde, üyelerinin özlük sorunlan- na, ücret ve yan ödemeleri ile ilgili taleplerine, tüm de- mokratikistemlerine sahip çıkmışve pofitikalan ile üye- lerinin umudu haline gel- mişlerdir. Demokratik elektrik mühendisleri, hu- rafelere karşı bilimin yol göstericiliğini, siyasal ikti- dariann ve yerel yönetim- lerin yanlış uvgulamalan- na karşı ülkenin ve halkın çıkarlaruu savunmuşiardır. Meslekte Birlik Gru- bu'nun yönetiminde. mes- iek aianındaki çahşmalar- da. ülke gerçekleri. kamu- nun genel çıkarlan bir ya- na bırakılnus, odalar siya- sal iktidarlann koltuk değ- neğinedönüştüriilmüştür." Meslekte Birlik ve Çağ- n Grubu adına yazılı Dir açıklama yapan Ertuğrul Karaçuha ise şunlan söy- ledi: "Meslekte Birlik Grubu partiler üstü bir gruptur. Kunıluşundan bu >ana. bu özeOiğini hassasiyetİe muha- faza etmiştir. Odalann, mü- hendislerin odası olmasını amaçlavan her görüşten mühendisin bir araya gel- mesi ile kunıhnuştur. Sol- da ve sağda siyasi partile- rin bir araya gelerekkoalis- yon yapmasının mümkün olduğu günümüzde, çeşitli görüşlerden mühendisle- rin bir araya gebnesini ga- ripseyen bir çağdaşuk id- diasını aniamak mümkün degüdir." Şehir Plancılan Odası ta- rafından yapılan açıkiama- da da şöyle denildi: "Sağlıklı toplumun ör- gütlü toplum olduğuna inanan, demokrat, çağ- daş ve laik bütün şehir plancılarını genel kurula ve seçime katılarak oda- mıza sahip çıkmaya davet edivoruz." NEPTUN VILLAGE ELEMAN ALINACAKTIR RESEPSIYON ŞEFİ RESTAURANT/BAR Restaurant Şefi Tecrübeli Garsonlar Tecrübeli Barmenler HOUSEKEEPING Housekeeping Şefi Tecrübeli Çamaşırhane Sorumlusu Terzi SATIŞ ELEMANI Butik Satış Elemanlan ANİMASYON 30 kişilik profesyonel bir ekiple yeni deneyimler kazanmak isteyen; Tecrübeli Animatörler Dekoratör Terzi Müracaatlann vesikalık resim ve el yazısı özgeçmiş ile NEPTUN VILLAGE P.K. 30 Büyük Akkum / Seferihisar İZMİR adresimize yapılması rica olunur. . f Tel.: (0 232) 745 74 55 (4 hat) "Bölücülerin, dil ve müzik haklannı elde etmenin peşinde olduğunu savunmak, saflık değil, açıkça bir cahUlikrir. PKK'ye karşı verilen mücadelede 20 bin insan dil ve müzik haklan için mi öldü? Kongre'ye sunulan tasan, terör örgütü PKK'nin Türkiye'yi tehdit eden niteliğini gözardı etmektedir. Türkiye'de çeşitli etnik kökenlerden gelen tüm yurttaşlar aynı haklan) sahiptirier. Türkiye'de siyaset ve ifade özgürîüğü bulunmaktadır." HADEP'in erken genel seçimlerdeki oy oranının yüzde 4.2 olduğunu hatırlatan Kandemir, TBMM'de çok sayıda Kürt kökenli milletvekilinin bulunduğuna da dikkat çekti. Ekonomik kalkınma Washington Büyükelçimiz, Türkiye'nin teronzmle mücadelenın "en iyi yohı" olarak "ekonomik kalkınmayi" gördüğünü ve bu amaçla nüfusun yüzde 9'unun yaşadığı Güneydoğu Anadolu'ya toplam yatınmlannın yüzde 17.5 kadannı ayırdığını da kaydetti. Christopher H.Smith ile Steny H.Hoyer, hafta ortasında kısa adı (AGtT) olan Avrupa Güvenlik ve Işbirliği Teşkilatı Başkanı Flavio Cotti'ye gönderdikleri mektupta, PKK ile Türk hükümeti arasmda sağlanacak bir "ateşkes" sonrasında "ulusiararası Kraihaç örgütü" ve Helsinki insan Haklan Izleme Komitesi'nin Güneydoğu'ya girebilmesine olanak tanınmasını istemiş. "Türk hükümetlerinin Kürt sorununu çözmede müktedir ounadıklannı" iddia efmışti. Helsinki Komisyonu Başkanı Cumhunyetçi Christopher H.Smith ile Demokrat Partili Steny H.Hover; benzerini karar tasansı olarak kongreye sunduklan mektuplannda, şu görüşleri savunmuşlardı: Kızılhaç çağnsı "Türk hükümeti tüm politik suçlulan derhal sahvermeli ve serbest düşünce üzerindeki tüm kısrtiamalan kaldırmah. Böylece, tüm Türk vatandaşlaru Kürtler dahil, siyasi ve kültürel haklannu tüm diğer demokratik toplumlarda olduğu gibi. özgürce kullanma olanağuu elde edecekler. PKK ateşkes ilan etmeli ve sorunun, Türidye'nin toprak bütünlüğü çerçe>esinde, demokratik yollaria çöziimünü destekledigini yeniden dile getirmeli. Türk hükümeti ateşkes ilan etmeli ve cumhuriyetin temel düşüncesi" Yurtta sulh, cihan da sulh" ilkesini doğrulamah. Düşmanhklarm ortadan kalkmasını takiben, Kızdhaç'ın ve diğer ilgili kuruluşlann (İnsan Haklan tzleme Komitesi) Güneydoğu'ya girebilmelerine olanak tanınmalı." CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Strati Korakas'a İkinci Mektup... Sevgili Strati, kardeşim, arkadaşım; Bugün 1 şubat perşembe. Kartı, puslu bir Istanbul akşamı. Geniş bir Boğaz görünümüne açılan salon penceresinin kıyısındaki çalışma masamda, daktilo- mun başındayım. Az önce, birşeylerie oyalanıyor, bir yandan da cumartesi günü "Cumhuriyet" gazetesin- deki köşemde yayımlanmak üzere tasariadığım ya- zımın aynntılannı, kompozisyonunu zihnimde oluştur- maya çalışıyordum. Telefon ve bana Atina'dan ula- şan sesin, tasanmı değiştirdi. Beni karmaşık duygu- lar içinde bıraktı; nice unutulmaz anılara alıp götür- dü... • • • Yunanistan'a ilk yolculuğum Şubat 1978'dedir. Yu- nanistanlı banşçılann çağrılısı olarak Türkiye Banş Komitesi'nden bir ya da iki otobüs dolusu arkadaş Atina'ya ve Selanik'e gelmiştik. O sırada sen henüz milletvekili değildin. Yanlış anımsamıyorsam eğer, Yunanistan Banş Komitesi sekreteriydin. Yine yanlış anımsamıyorsam, büyük ozan Ritsos'la tanışmamı, o ilk unutulmaz görüşmeyi sağlayan sen olmuştun. Dönüşte, "Politika" gazetesinde, "Yüreğim Kaldı Ati- na'da" başlıklı biryazı yayımlamıştım. Şimdi, dosyam- dan çıkarıp göz gezdiriyorum: "Atina'ya giderken geçtiğimiz şehirierde, uğradığımız kahvelerde ko- nuştuğumuz insanlar, sıcak, yapmacıksız, içten birdost- luk gösterdiler bize. Sanki birbirine düşman edilmek istenen, siyasal iktidartarı karşılıktı diş bileyen iki ül- kenin insanlan değil, kan kardeşleriydik." Bu ilk yolculuktan sonra da Yunanistan'a her yol- culuğum benim içın gerçek bır şölen olmuştur. San- ki çocukluğa, ilk gençlik yıllanna yolculuk gibidir on- lar. Uzak düşmüş kardeşlerin, birbirlerinden kopanl- mış çok yakın akrabalann yıllar sonra buluşmalan gi- bi bir duygu... Bunca ortak yanlan otan, birbirine bun- ca yakın iki halk arasmda, kimler yükseltmiş bu gü- vensizlik, düşmanlıkduvarlarını? 1980 Haziranı'nda, bu kez Aziz Nesin ve başka arkadaşlarla bir Yuna- nistan yolculuğundan dönüşümde, "Bu Kadar Uzak ve Bu Kadar Yakın" başlıklı bir başka yazımda şu göz- lemler var: "Atina 'da gazete manşetleri dikkatimi çek- ti. Türkiye ile ilgili haberler sürekli olarak birinci ha- ber niteliğindeydi. Bu haberien bihikte olduğumuzar- kadaslara çevirttiğimde, Yunanistan 'ın bir başka yü- zünü, halkı yanıltma, halklararasınadüşmanlıktohum- lan ekme bakımından Türkburjuvazisinden hiç de ge- ri kalmayan Yunan bun'uvazisini daha elle tutulurca tanımış oldum..." • • • Sevgili Strati, kardeşim, arkadaşım; Atina'da, Selanik'te, Istanbul'da (ve benim yur- dumdan uzak yaşamak zorunda olduğum yıllarda, Pa- ris'te), nice ortak anılanmız, yaşamlanmıza ilişkin ni- ce aynntı, konuşulacak ne kadar çok şey var... Ati- na'ya gelişlerimden birinde, senin Âtina'daki evinde, sonradan yazık ki aynlacağınız Flaman asıllı eşini ta- nımış, şimdi iki koca delikanlı olmalan gereken ikiz- lerinizi görmüştüm... "Bütün emekçileri gibihalklan- mızın I Saygılı, vakur I içten" bir insan olan, Midillili köylü ve yıllarca Belçika maden ocaklannda işçilik yap- mış baban daoradaydı... Telefon konuşmamızda so- ramadım "Baban hayatta m;?" diye. Soru cümlesi gırt- lağıma kadar geldi, orada düğümlenip kaldı... Telefondaki sesin azıcık yaşlanmış gibi geldi bana... Sen inatla tersini de söylesen... Sen ilk gençlik yılla- nnı Albaylar cuntası döneminde, sürgünde yaşadın. O günlerden bu günlere de banş için, demokrasi için, gerçek bir sosyalizm için adanmış bir savaşçının mü- cadelesini sürdürdün. Albaylar cuntası geldi ve geç- ti... Burada, bizim hayatımızda ise yıkıntılar bitmek bil- miyor... 1982'de Askeri Cezaevi'ndeyazdığım "Stra- ti Korakas'a Mektup"ta şu dizeler vardı: "Albaylar cuntasının döküntüleri/ Yatmaktalarhâlâ o hapisha- nede I Ve benim yurdumda I Ipek bakışlı kızlanmız yatıyor hapiste şimdi I Ve kara gözlü oğullanmız... I Gençliklerini tadamadan daha I Güneşe doyasıya bakamadan I Demir parmaklıklar arkasına kapatı- lan.." Bu mektup-şiiryazılalı 14 yıl olmuş... Benim yur- dumda hiçbir şey, ne yazık ki daha iyi değil... Ve ken- di adıma itiraf ederim ki, 80'li yılların karanlık günle- rindeyaşanabilmiş bir namusu, adanmışlığı, dayanış- mayı, bugün özler durumdayız... • • • Sevgili Strati, kardeşim, arkadaşım; Karlı, puslu bir Istanbul akşamında Atina'dan ge- len sesin, bir kardeş sofrasına çağınr gibi, 9-10-11 şubat günlerinde Selanik'te düzenlenecek Balkan Ül- keleri Banş Toplantısı'na çağınyor beni... Vakit darlı- ğı ve biraz da birikmiş yorgunlukların beni zorladığı bir süreçten geçiyor oluşum, Selanik'teki toplantıya katılmama izin vermeyecek. Fakat, azıcık yorgun, azı- cık yaşlanmış da olsa, aynı inançla, aynı adanmışlık- la, aynı çocuksu yaşama sevinciyle Atina'dan Istan- bul'daki evime ulaşan; aynı sabır ve sevecenlikle, "kayalıklar krizi" bitmiş olsa da emperyalizmin ve NA- TO'nun bu krizle bağıntılı olarak bölgede konumunu daha da güçlendirdiğinı anlatan dost sesin, hayatla- nmızda karamsarlığa yer olmadığını, her iki ülkenin aydınlannı yeni koşullardayeni banşçı görevlerin bek- lediğini anımsatıyor bana... Polis seminerinde polise ogut: KeiMİiııizi yargı yerine koymaym ANKAR4 (Cumhuriyet Bürosu) - Gazı Üniversitesi lletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ertan Oktay. basının kamuoyu oluşturma ve yönlendirmedeki gücünün arttığını belirterek "Bu gücten yararianmamak safdffliko»tır"dedi.AÜ lletişim Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Muharrem V'arol, son zamanlarda polisin kendini yargı erkinin yerine koyduğunu belirtirken Türkiye'nin, faili meçhul cinayetlerde "rekora" gittiğini_söyledi. Gazeteci Ttıncay Ozkan, polisin görevinin cezalandırmak değil, suçlulan yargı kurumlanna teslim etmek olduğunu belirtti. Ankara Emniyet Müdürlüğü ile Gazi Üniversitesi lletişim Fakültesi'nin işbirliğiyle düzenlenen "Polis Halk îlişkileri ve lletişim Semineri", 29 ocak-1 şubat günleri arasmda Ankara'da gerçekleştirildi. Semınerde ilk konferansı veren Prof. Dr. Ertan Oktay. görevin başanyla uygulanmasında hedef kitleyle iletişimin önemine değindi. Emniyet görevlileri ile halk arasında bır iletişımsizliğin söz konusu olduğunu vurgulayan Oktay, sorunun temelini her iki tarafın eğitim ve bilinç eksüdiğinin oluşturduğunu savladı. AÜ öğretim üyelerinden Prof. Dr. Varol, polisin son zamanlarda kendısini yargının yenne koyduğunu kaydederek "Bir yürüyüş ya da miting «rasında. polisin görevi, kazayaya da betaya neden olmak değüdir" dedı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear