Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yonetmeııı Orhan £rinç#
Genel Yjyın KoordınJtoru Hikmet
Ç'etinka\a# Yjziı>lcrı Mudurlerı
Ibrahim S ıldı/ ıSorunıho. Dinç Ta>anç
# Habcı Merkezı Muduru Hakan Kara
0 üorscl Yonetmen Fikret Estr
Dı> Habcrlcr Ergun Balcı • Unlıbura! Cengi/
\ ıldırım 9 T.konomı Biilent kı/anhk
# kultıır Haııdan Senkoktn • Spor
Abdülkadir ^ ücelman • Makalcler Sanıi
Karaören • Duzdtıne \bdullah \ aııcı
# Fotoüraf Erdoğan Köseoğlu 9 Bılgı-Bclge
Edibe Buğra • "> urt Haberlerı Mehnîet Fafaç
YjMnkunilu ^
Orhan Erinç. Okta\ kurtböke.
Hikmef Ç etinka> a. ^ükran Soner.
Ergun Bskkt. fh'nç Ta\ anç, İbrahiro
\ıldı/. Orhan Bursalı. Mustafa
Balba\. Hakan kara.
Ankarj Tenisılcısı Mustafa Balba\ 0 Haber MuJurir
Doğan Akın Aıaturk BuK.ın \ o 125. Kat 4. Bakanlıkljr-
Arıkara Tcl 4195(0(1 C hat). FaU 419502"' • izmır
Temsrlcısı Serdar kızık, H Zıva BK ! !52 S 2 3 Tel
4411220. Falo- 44191!
7
# -Viana Teniylcısı Çctm V iğenoğlu.
inonuCd II9S \ o 1 Kat l.Tel 3522550. Fak. \f-22ytl
V1uex.ses£ Müdunı Erol Erkul 9
Koordınjtor \hmet Koruhan 9
Vlııhj^ebc Bülenl\ener9idare
Hiise>inGürer9Uletme Önder
Çetik 9 Bılgı-lşlem NaU İnal 9
BılıiisavarSısıem MürûıelÇiler
\IED\AC:9Yonettm
Kurııltı Başkanı-dencl
Mudur Gülbin Erduran
C koordınator Reha
Işıtman #Oenel Mudur
>ardırtKiM Mine Vkdağ
MEDV\ C : 0
\onetım kurulu
Başkanı - üenel
Mudur l'stun
Akmen 0 Murahhas
uve Bora Gonenç
c Bj^nn: Ycm (nın II.iK.-i \urw. B.lsın ve ^ auncılık A î>
ı , 4 ı l jiiUjlu "-4 "<4 l~l Pk 246 İMjnhul TVI lil : i ^ l < ' II-1
ıTU h ııı y ık- Kİ 212ı <ı > ^ »' 3ŞUBATI996 İmsak'5.40 Günes 7.07 Öğle: 12.25 İkındi: 15 04 Aksam 17.29 Yatsı: 18 51 MED>\CTel M4 (17 f\ - > H 95 W) - 5 rak.s 511*466
Gene Kelly öldü
LOS
ANGELES
(Ajanslar) -
Beyazperdenin
efsanevi
ısimierinden
Gene Kelly,
dün 83 yaşında
yaşamını yitirdi. "Singin'
ın the Rain" ve "An
American in Paris" gibi
unutulmaz Hollywood
müzikallerinde rol alan
Kelly'nin Los Angeles'taki
evinde öldügü bildirildi.
Kelly'nin menajeri Mort
Vine, yildızm uylcuda
öldüğünü belirtirken
"Yalnız sinema dünyası
değil, insanlık da en önemli
karakterlerinden birini
kaybetti" dedi.
SİYAD genel
kurulu
• Kültür Servisi - Sinema
Yazarlan Derneği'nin
(SİYAD) yılhk genel
kurulu dün yapıldı. Atilla
Dorsay yeniden başkan
seçilirken vönetim
kurulunun, Atilla Dorsay,
Saim Yavuz, Tunca Arslan,
Uğur Vardan, Turan
Aksoy'dan olus.masına
karar verildi. StYAD
Denetim Kurulu'na ise
Agâh özgüç, Sungu Çapan
ve Cumhur Cambazoğlu
seçildi.
Tramvay zamım
• Istanbul Haber Servisi -
Sirkeci-Zeytinbumu
arasında çalışan tramvay ile
Aksaray-Yenibosna ve
Aksaray-Esenler arasında
hizmet veren hızh
tramvayın tam bilet ücreti
15 bin liradan 20 bin liraya,
7500 lira olan indirimli
bilet ücreti de 10 bin liraya
çıkanldı.
Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün, Almanlardan maddi yardım isteminde bulunması skandala neden oldu
Sanatımızı tanıtmaları için para istedik
16. yüzyıida yapılmış bir saat üzerinde Osmaniı paşası.
ÖZGEN ACAR
ANKARA - Almanya'da
Tûrk sanatını göstermek ama-
cıyla düzenlenen " Hilalin Işt-
ğında" sergısinde Türkıye,
önemli bir tanıtım flrsatını ka-
çırmakla kalmadı, aynca bır
skandala da neden oldu.
Almanya'da Dresden Dev-
let Sanat Müzesi'nin yetkilısı
Dr HolgerSchuckelt''Hilalin
Işığında: Batı ve Doğu'daki
Türk" adlı sergı hakkında
"Saksonyalılann Türksanab-
nın yûzyıllar lxjy unca nasıl bo
nimsendiğini bugünkü kuşak-
lara göstermek istryoruz" de-
dı.
Geçen yıl sonbaharda Dres-
den'de açılan sergı, şimdi de
başkent Bonn'da 17 marta ka-
dar sürecek. Sergi hakkında
bilgı almak üzere telefonlaara-
dığım Dr. Schuckeit'ın biryar-
dımcısı, beklemediğim şu il-
ginç açıklamayı yaptı:
"Bövle bir serginin Türki-
yc'nin kaülunı olmaksızuı dü-
zenlenmesi efbette düşünfile-
nıezdi. 1994 bahannda bir he-
yetAnkara'ya gitti. KültürBa-
kanu müsteşan, anıüar. müze-
ler genel müdürij ve Dışişteri
Bakanhgı kültüröferinden so-
rumhıyetfckfler ileik görüşme-
leryapidLAmaçaniatıidLTürk
vetkilikr Türkiye'nin tanıtı-
mmı amaçlayan bu girişünin
her açıdan destekleneceğine
ifişkin 'söz' verdiler.
Türk hükümetincevçrünüş
olan bu'söz'ün yaraUığiolum-
lu geişme üaerineheyetimiz,Al-
manya'ya döndü ve teknik ca-
hşmâlara başladı. Heyetimiz,
daha a> nnulı görüşmeler yap-
mak üzere bir kez daha Tür-
kiye've gekü. Türk yetküiler
desteğmsürdügünü.çeşhfieser-
leri "ödünç' verecekJerini yi-
neiediler. Ankara'dan oiumlu
izlenimle aynkük."
1994 başında çalışmalan
başlayan serginın hareket nok-
tası hakkında Alman gazeteci
Anita Marian, şu yorumu ya-
pıyor
" 'Saksonyalılarla Osman-
lılar arasındaki ortak şey ne-
dır?' İstanbuL Ankara. Dres-
den ve Leibzig'de bu koDuda
• Kültür ve Dışişleri
bakanlannın karanna
karşın genel müdür
istediği parayı
alamayınca 75 bin
dolara inerek pazarhk
kapısını açtı.
Almanlar bu öneriyi
de reddedip
Türkiye'yi devre dışı
bıraktı. "Hilalin
Işığında" adlı sergi,
Avrupa'daki müze ve
özel kişilerdeki Türk
sanat eserleri ile
Dresden'den sonra
Bonn'da açılabildi.
anket yapılsaydı insanlar bu
sonıya omuz sükerek karşılık
veririerdL Türk modası deni-
len modanın, Saksoma'da yüz-
yıllar bmu geleneği ofdugunu
hatuiayacak ki^inin çok iyi ta-
rih bilgisine sahip olması gere-
idr. 1694 yümdaSaksotıya Ar-
17. >üz\ılda Osmaniı yeni-
çeri he> kelciği
şidükü, 16971de Pbtonya Kra-
b olan ve 'Güçlü August' adı>-
laanılanBihncı Friedrich Au-
gust. Osmanhlan kopya etme
gelenegini zirveye(ikarnuştL"
Türk Dışişleri Bakanlı-
ğı'nda, sergi ile ilgili anlaş-
manın taslağı üzerinde taraf-
lar arasında bir görüş birlıği
sağlandı. Yetkili, gelişmeleri
şöyle anlattı:
"Son hanrtıklann tamanv-
lanmasına 10 gün kala Leib-
zig'deki Türk fiaşkonsolosu,
Anıtlar ve VfüzelerGenel Mü-
dürii'nüngönderdiğibiranlaş-
ma metnini bize iletti. Ilepi-
miz şaşınp kaldık. O ana ka-
dar ne Kültür Bakanlıgı. ne
Dışişleri Bakanlığı ve ne de
Anıtlarve MüzelerGenel Mü-
dürlüğü, ödenecek bir para-
dan söz ctmişJerdi. Genel mü-
düriin. kendi Dışişleri ve Kül-
tür Bakanı'nın haberi olma-
dan gönderdigi bu anlaşma
metninde bizden (bütçesine
yarrtongerekçeayie) 120bin do-
İar (73 milyarBra)veavnca ba-
a ek paralar da istenivordu.
Durumu,Ankara'dald Alman
Bü>ükek;isi'ne ilettik. Büyü-
keJçiçeşiöitema&lar vaptL Kül-
tür Bakanı ve Müsteşan kesin
talimat verdikleri haİde, genel
müdürısrarti) ciı. Bö\1e bir pa-
rayı ödememiz söz könusu oto-
mazdL"
Kendısı ile konuştugum Fe-
YOK 'korsan'lara teslim
Rus çocıık
buz revüsü
• Istanbul Haber Servisi -
Dünyaca ünlü antrenör
Elena Çaykovskaya
yönetimindeki Rus Devlet
Sanat Buz Balesi Çocuk
Revüsü'nün Ataköy
Galleria'daki gösterileri
ilgiyle izleniyor. Rus Çocuk
Revüsü'nün usta dansçılan,
buz üzerinde yaptıklan
danslarla çocuklar kadar
büyükleri de büyülüyor.
Öncekı gün gösterilerine
başlayan ve günde dört
gösteri sunan Rus Devlet
Sanat Buz Balesi Çocuk
Revüsü, programına yann
da devam edecek.
EMtNE KAPLAN
ANKARA - Yükseköğretim Kuru-
lu (YÖK), anayasa ve 2547 sayılı YÖK
Yasası'na aykın olarak yabancı üni-
versıtelerin Türkiye'de şubesinı açan
"korsan üniversitelerle'" pazarhğa otur-
du. YÛK, denetim altma alınamayan
ve ünıversite sınavını kazanamayan
öğrencılenn alındığı 5 kuruluşa, "Va-
lof kıırmakzonındasınız. Vabancı üni-
versitelerin diplomasını verebilirsiniz,
ancak YÖK tarafuıdan denetlenecek-
siniz" mesajı verdi.
YÖK, yabancı üniversitelerin Tür-
kiye'de şubesini açarak üniversıteyı
kazanamayan öğrencilere diploma va-
at eden ve kamuoyunda "korsan üni-
versite"olarak adlandınlan 5 kuruJuşun
yasal bır zemine oturtulması için çö-
züm anyor. Korsan üniversiteleri de-
netim altına alamayan YÖK, 5 kuru-
luşun temsılcısiyle masaya oturma yo-
lunu seçti. YÖK Başkanı Prof. Dr. Ke-
mal Giirfiz, geçen hafta Özel Ulusla-
rarası Bilimler Merkezi (ISIS), Doğuş
lleri Eğirim Kurumu, BeyKent Ileri
Eğitim Kurumu, Biltek Uluslararası
Özel Eğirim Kurumu ve Atılım Gru-
butemsilcileriyle yaptığı görüşmede,
YÖK Yasası gerefi, üniversitelerin
yalruzca devlet ya da vakıflar aracılı-
ğıyla kurulabileceğini bildirdı. Kemal
Gürüz'ün 5 kuruluşun temsılcisıne,
"VakıfkurmakzorundasmK. Kârama-
cryla egitim hizmeti yapamazsınız. l y-
durukounamak kaydıyla yabancı üni-
• YÖK, denetim altına
alınamayan korsan
üniversitelere, "Vakıf
kurmak zorundasınız.
Yabancı üniversitelerin
diplomasını verebilirsiniz,
ama YÖK tarafından
denetleneceksiniz"
mesajı verdi.
versitelerin diplomasını verebilirsiniz.
Ancak, YÖK tarafuıdan çok sıkı bi-
çimdedenetleneceksiniz
11
dediği öğre-
nıldi^
YÖK'ün korsan üniversitelerden
mezun olacak öğYencilerin diploma
denkliğinin tanınıp tanınmayacağına
ilişkin tutumu belirsizliğini korurken,
söz konusu kuruluşların yapılması
planlanan yasa değişikliği içinde "özel
üniversite
r>
kapsamına alınmasınm he-
deflendiği belırtildı.
Tam teşekküllü bır üniversitenin ma-
liyetinin yüksek olması nedeniyle ku-
rulmasınm güç oldugu görüşünden yo-
la çıkan YÖK, \akıflann bağımsız fa-
külte ya da yüksekokul açabilmeleri için
de yasa değişikliği hazırlıklannı sür-
dürüyor. Değişıkliğin gerçekleştiril-
mesi durumunda. korsan üniversitele-
rin vakıf kurmalan zorunlu olacak. Bu
kuruluşlann fakülte > a da yüksekokul
kurmalan için YÖK'ten alacaklan izin
yeterlı sayılacak. YÖK Başkanı Kemal
Medya liseleri kuruluyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Milli Eğitim Bakanlığı, basın ve yayın
meslek liselerinin ardından, medya li-
seleri kurmaya hazırlanıyor. Medya li-
selerinde öğiencıler, haber spıkerliği,
kameramanlık, program yapımcılığı ve
radyo yayıncılıgı alanlannda eğitim gö-
recek.
Bakanlıktan edinilen bılgıye göre,
medya liselerindeyapılacak eğitimle il-
gili program çalışmalan son aşama gel-
di. 1996-1997 eğitim-öğretim yılında
Ankara ve lstanbul'da eğitime başlama-
sı planlanan liselerde, öğrenciler. tele-
vızyon yayıncılıgı, spikerlik, haberci-
lik ve program yapımcılığı alanlannda
eğitilecek.
ABD'de egıtim veren medya lisele-
rinin programlannın örnek ahnacağı
liselerde, saglanacak olanaklarla öğ-
rencilenn, uygulamalı olarak televizyon
ve radyo programlan hazırlamaian ve
kapalı devre yayın yapmalan saglana-
cak.
Medya liselerinden mezun olacak
öğrencilere. üniversite giriş smavında
ıletişim fakültelenni tercih etmeleri du-
rumunda, ek puan venlecek.
Gürüz'ün, ilkelerini YÖK'ün belirfc-
mesi koşuluyla, yabancı üniversiteler-
le işbırliği yapılrriasına sıcak baköğı bil-
dirildi.
'Diploma fabrikası olmalan
engeüenmeB'
Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Seha Tiniç, genel olarak özel üniver-
sitelere sıcak baknğını, ancak söz ko-
nusu kuruluşlann YÖK'ün denetimi al-
tında olması gerektiğini belirterek.
"Önemli olan kaliteli eğitim vermek-
tir. Bu üniversitelerin diploma fabn-
kası' olmalan engeUenmelidir" diye
konuştu.
YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın
bır süre önceye kadar savaş actığı 5 kor-
san üniversitenin öğrenci başına yıllık
fıyatlan ve bölümler ile işbirliği yap-
tığı yabancı üniversiteler şöyle:
Özel Uluslararası BUimler Merkezi
(ISIS): London ve Portsmouth üniver-
sitelerinin diplomasını vaat ediyor.
Ekonomi, işletme, iletişim, uluslarara-
sıilişkileraianında, 1 yılı hazırlıkegı-
timi olmak üzere, 4 yıl eğitim veren ku-
rumun kişi başına yıllık fıyatı 5 bin 300
dolar (62 bin liralık kur üzerinden yak-
lasık 328 milyon 600 bin lira).
Doğuş lleri Eğitim Kurumu: Oxford
Brookes Üniversıtesı'nin diplomasını
vermeyi vaat ediyor. Eğitim verilecek
alanlar işletme, bilgisayar ve turizm.
Kişi başına yıllık fiyatı 4 bin 25 dolar
( 249 milyon 500 bin lira).
Beykent tleri Eğitim Kurumu: Liver-
pool John Moores Üniversitesi'yle an-
İaşmalı olan kurum, yıllık 200 milyon
lira karşıhğında, işletme, ekonomi, mi-
marlık, bilgisayar, medya ve teksril
alanlannda eğitim veriyor.
Biltek Lluslararası özel Eğitim Ku-
rumu: Southeastern University Busi-
ness Management'in diplomasını va-
at ediyor. İşletme, sosyoloji, psikolo-
ji, felsefe, ekonomi ve hukuk bölüm-
leri bulunuyor. Öğrenim ücreti, yıllık
300 milyon lira.
AufanıGnıbu: New England Üniver-
sitesi ile sözleşme imzalayan kurum,
öğrenci başına yıllık 4 bin dolar (yak-
laşık 248 milyon lira) karşıhğında halk-
la ilişkiler, iş idaresi ve pazarlama
bölümlerinde eğirim veriyor
Demi 'nin Kırmızı Leke si
KûHür Servisi - Cesur ve duygulu
Hester Pyrenne. kendini Tann
sevgisinı dağıtmaya adamış
tutkulu rahip Dimmasdale'le yaşadığı
yasak ilişkiden dolayı bir utanç
arması, kırmızı bır A harfi takmaya
zorlanır. Kin dolu kocasının
gölgelemeye çalıştığı ve içinde
yaşadıklan püriten toplumun
cezalandırdığı cesur aşklan korkunun
gücünü yenecek mi?
Son dönemin en aranan kadın
oyunculanndan bin olan Demi
Mooreun başrolünü üstlendiği
"Kırmızı Leke" adlı film, yüzyıl
öncesinın Amerikası'nda katı toplum
kurallannın kurbanı olan bu aşkm
öyküsünü anlatıyor.
dera! Alman Büyükelçısi Dr.
HansJoachim Vergau,Alman
yetkılinın anlattıklannı doğ-
ruladı ve "çeşitii girişimlerde
bulunduğunu" söylemekle ye-
ündi.
Sergi yetkilisı, daha sonra
şunlan anlattı: "Bu girişimler
üzerine genel müdürlük, ra-
kamı 75 bin dolara indiren bir
pazarlık baslatmak istedi. De-
ğil bu rakamı, hiçbir miktan
ödememiz söz konusu değüdi.
Amaanuz,Avrupa'da. ö/e!Mk-
leAlmanyaVla Türksanaûnıta-
nıtmak ve Avrupa Birliği'ne
geçiş dönemindeki Türklerin
tarihsel ve kültürel mirasını
sergilemektL Bundan önceçe-
şiüi ülkelerle benzeri çaJışma-
laryapmış,ancakhiçbiruıden
böyfegarip birteküffc karşdas-
mamışnk. Bunun üzerine öne-
riyi reddettikvesergiye Türki-
ye'den herhangi bireseralma-
yacağmna biktirdik."
Eski Kültür Bakanlığı Müs-
teşan Prof. Dr. Emre Kongar
"Maalesef olay doğnı. Sayın
bakan ve ben; genel nıüdüre,
böyle bir para istenmetnesi için
talimat \vrmiştik" dedı.
Eski Külrür Bakanı Ercan
Karakaş ise "Türk kühüriinün
tanıbmı ile ilgili bu sergiye her
türlü desteği vereceğinûzi .4J-
manlara sövledik. Böyle birgö-
nüllü sergi'den para istemek,
doğnı birdavrant;vedoğnı bir
usul d e P " dedi
Öte yandan, Türkiye'nin ka-
ülımı olmaksızın ve AvTupa'dan
derlenen eserlerle gerçekleşti-
rilen serginin basın sözcüsü
Maja Majer-Wallat "Ziyaret-
çiler, gördükleri eserler arasın-
da yer alan değerti taşlar ve k>-
lıclânn panlüsından 'Hilalin
Işığı'nin neokhığunu algıhyor-
hr" diyor.
Sergide, Osmaniılarda insan-
lara yönelik hoşgörü de önem-
le vurgulanıyor. Sadece Türk-
lerin değil. Yunan, Arap, Kürt,
Ermenı gibi farklı insanlann
yanı sıra Müslüman, Hırijtiyan
ve Yahudilerin de kendi benlik-
lerini koruyarak "Türk" kav-
ramı adı altında yaşadıklan an-
laulıyor. Saksonya Arşidükü,
daha da ileri gıderek oğlu Fred-
rich August'ün ımparator kızı
Maria Josepha ile 1719'daki
düğününde bıle Türk aksesuvar-
lan ve törelerinı uyguluyor. O
anda bir Avrupa sarayı ve bah-
çesi, Türk sarayı ve bahçesıne
göre dekore edılmekle kalmı-
yor, balmumundan yapılmış
heykellere Türk giysıler bıle
giydıriliyor. Saksonyalı ailele-
rin koleksiyonlannda atalardan
kalmış pek çok Osmaniı eseri-
nin bulunduğu biliniyor. örne-
ğin Dresden silah deposu, en
zengin Türk silah koleksiyo-
nuna sahip birAvrupa koieksi-
yonu olarak kabul ediliyor.
Dresden'dekı "Yenke Sigara
FabrikasTna uzaktan görünen
kubbelerinden ötürü, halkın
"Tütün Camn" adını taknğı da
anımsatılıyor.
Sergi yetkilisi, "Türkhükü-
meti,tanıümamacıyia herhan-
gi bir Alman gazetesine tam
sayfa üan verseydi bu kadar pa-
ra oder, ama böylesine güçlü ve
kalıa tanıümı yapamazdı" der-
ken Alman gazeteci Manan,
düşüncelerini şöyle noktalıyor
"Bu serginin sonunda. Sakson-
yalılarla Türkierarasındaki or-
tak noktanın ne olduğunu bilen
insanlann saytsı artacakür."
180 bin çocuğunun acısı 20 yıldır dinmedi
ZAFERAKNAR
Kemik donduran bir kış günü, ış-
yerinızde gazete okuyorsunuz, ıçen-
ye yaşlı bir adam gınyor, sızi selam-
lıyor ve "2 Şubat 1976 tarihinde
öldürülcn çocuklanmzın katilini
biliyorum" şeklinde garip sözlersarf
ediyor. Neyaparsınız?
u
Ürperdim_"
dıyor Zeki Oztürk.
ZekiÖztürk, 1961 yılında kurulan
Öncü yaymevinin sahibi. Dün de bu
Yayınevı'nin yakılışınm 20. yıldönü-
müydü.2Şubat 1976 yılında yakılan
Öncü Yaymevi'nde Zeki Ozfürk'ün
180 bin çocuğu (kitabı) yakımııştı.
Aradan yıllar geçmişti, kitaplann
küllen korolupoturmuştuOztürk'ün
yüreğine. Her yıldönümünde,
tekrar ayağa kaldırdığı Öncû
Yayınevi'nin vitrinlerini kun-
daklamayı hatırlatan ve kına-
yan afişlerle donatıyordu. Bu
protesto biçımıyle bir nebze
rahatlanyordu kendını. 1994'ün
şubatında Öncû Yayınevi'ne
gelen esrarengiz konuk, bır kav-
ganın da baslangıçı oluyordu.
Konuk geliyor, kendini emekli bir
emniyet görevlisi olarak tanıtıyor ve
Öztürk'e "Sizin vatanseverliğiniz-
den zerre kadar kuşkum yok. Vic-
danım rahatsız olduğu için size gel-
dim. Yayınevini şu, şu, şu isimli
MİT üyeleri yaktı" dıyor.
Sonra. bırmücadelemn içinde bu-
• Zeki Oztürk,
1961 yılında kurulan
Öncü Yayınevi'nin
sahibi. Dün,
Öncü'nün yakıhşının
20. yıldönümüydü.
luyor kendini. Günlerce sürecek ve
hüsranla noktalanacak birmücadele.
Oztürk, hukuk savaşından bir bölüm
aktanyor: "Savcılığa suç duyuru-
sunda bulundum, ilgilenmediler.
Bakanlara olay ı ay dınlatmada yar-
dımcı olmalan için dilekçe yazdım,
ya yanıt alamadıra ya da içi boş
sözlerle geçiştirildim. 4-5 bakana
konuyla ilgili girişlerim oldu.
bir sonuç çıkmadı. Şimdi çı-
kıp Idmse faili meçhul cinayet-
lerden bahsetmesin. Tarihin
karanlıklarını aydınlatma-
dan, geleceği aydınlatamaz-
sınız..."
Kısa boyu bır-iki günlük sa-
kallanyla yavaş yavaş umudu-
nu kaybedıyordu Zeki Oztürk. 12
Mart 1971 asken cuntasında tutuk-
lanıp, 3.5 \ıl hapıs yahnıştı. Sorgu-
cular." Biz genç çocuklan niye asa-
cağız ki, asıl bunlar suçlu. Bunlar
onlan zehirliyor" demıştı, Öztürk'e.
Ve beş yıl sonra 180 bin cılt zehir
yanmıştı! 3-4 ay sonra tekrar açmış-
tı zehir üreten yayınevini. Taa kı bir
başka darbe gelene kadar... 12 Eylül
1980 darbesi de Oztürk 'ü buldu do-
ğal olarak. Ekimde yine tutuklandı.
Evi basıldı, yangınla ilgili dosyalar-
da karanlık odalara girdı. Belki de
onlarda yakıldı. Banş Derneğı dava-
sından yargılandı, dış mıhraklarla iş-
birliği yapmakla suçîandı: J .5 yıl tu-
tuklu kaldı. Çıkınca yıne Öncü. ön-
cülüğüne devam etti. Bu kez başka bir
bela bacayı sardı; ateşten, selden da-
ha büyük bır belaydı bu, parasızlık...
Her şeye göğüs germişti de, para-
sızlığa fazla dayanamadı: yayınevi
kapatıldı. Yorgun adam, sokaİcta bir
başına kaldı. Oncü'yü yakanlann ya-
pamadığını. yaşamın bizzat kendısı
yapmıştı.
f u 'Anayol' konusu çıkmaza sap-
lanmış görünüyor. Liderlerara-
sındakiçekişme'keçitoslaşma-
dönünce herkes kara kara düşün-
meye başladı. Bu arada Kardak kaya-
lıklannda başka bir heyecan yaşandı.
Yunanistan'ın artık gelenekselleşmiş
'Türk düşmanhğı" bir avuçluk kaya-
lığa tırmanınca bardak dolmaya bas-
lamıştı ki ortalık zar zor yatıştı. Ge-
ne de bunu bir yana yazıp 'yoPumu-
zu bulma konusuna döndük. Şimdi ne
olacak? 'Anayol' olmazsa ne olur?
Babayol olur mu?..
( Ç^ea miydin ben miyim?
1
' çe-
^ kişmesi uzar da süreier do-
kJ larsa baba ortaya çıkar. "Siz
bu işi kıvıraımyorsunuz, gelin baka-
um, bir de Babayol'u görün" der. 'Ba-
bayol' ne demektir. yeniden seçım de-
mektir. Yeni seçilmiş kardeşlerimiz bu
işten hiç de hoşnut olmaz. Hazır se-
çılip gelmişsin. Önünde beş yıl var di-
ye hesaplar yapmışsın. Buraya gele-
ne kadar kimi nice zahmetlere gir-
miş, kimileri heyecanla beklemiş, ki-
mileri ne kulisler yapmış, kimileri
paralar dökmüş. Şimdi bütün bunJa-
n sil baştan yapacaksın, bu karda kı-
yamette yeniden yollara düşeceksin
ya da yeniden lıder eteğine tutunacak-
IMESELA DEDİK ERDAL ATABEK
Yollular-^blsuzlar-Yolcular...
sın. olacak iş midir bu? Ah baba ah.
Sanki ne olur, bir babalık yapsan da
şu haşan evlatlannı toplasan da "Ba-
na balun, aklınızı başınıza alın" desen.
"Sian bir yol bulacağuuz yok" desen.
"Bu yolun sonu çıkmaz" "desen. "Bir
an önce bir yol bulun, yoksa kanş-
mam" diye kulaklannı ceksen. Şu işi
bir "yoluna koysan". Baba şimdilik
susuyor. Bakıyor ki evlatlan itişe ka-
kışa da olsa bir yol açsınlar. Yoksa 'Ba-
bayol' geliverir.
Sapayol olursa ne olur?..
7olculann gözü Anayol'u kes-
meyince Sapayol da olur gibi
görünür. Olur gibi görünür de
eninde sonunda sapa biryoldur. Sap-
masına saparsın da seni nereye götü-
receği belli olmaz. "Bakburasıyeşil-
likmiş, aman manzara da pek güzei-
miş" demeye kalmaz, önüne bir ba-
taklık çıkıverir. Ucundan kıyısından
bataklığı geçeyım derken yol bitive-
rir. "Dur bakalun, şurasından bir çı-
kış bulunur mu?" diye oraya buraya
dolanırsın. Bir de bakarsın ki yolu
kaybetmışsin. Artık bulduğun yerde
bir ileri bir geri yürüyüp durursun. Ara-
da bir aldına gelir de "Yahu, ben ne-
reye gidiyordum, nerelere geldim"
dersin; ama bir kere Sapayol'a sap-
mışsındır, yapacağın fazla bir şey
yoktur. Onun için de "En kısayol biİ-
diğiıı yoldur" demişlerdir. Ama in-
san bir kez yoldan çıkmayagörsün,
arkadan ne geleceğini kimseler bile-
mez.
çıkmazyol kader mi?..
7
ölunu şaşırmışlann başına ge-
lecek olanlann birisi de 'Çık-
mazyol'a girmeleridir. Bu yol
başlangıçta pek düzgün. pek kolay
görünür. Şaşkın yolcu da pek sevine-
rek bu yola girer. Bir dönemeci dön-
dü mü karşısına taş duvar çıkıverir. Ar-
tık kafasını taşlara da vursa, yolun
sonunda oturup düşünse de yaran
yoktur. Geriye dönüp başladığı yere
gelir. Orada da çatacak adam arar. Bi-
rilerinin kendisini yanılttığını düşü-
nüp teselli arar. Arada kaybettiği za-
man da cabası olur.
Yolsuzlar...
M
emlekette 'yolsuz' duruma
düşenler, 'yoüu'lann bütün
yollan doldurması yüzün-
den bir yol bulamavanlardır. 'Yollu-
larla yolsuziarm çekişmesi" hep bu ne-
denle sürüp gitmiştir. Yolsuzlar bu
yol çekişmelerine hep bakıp dururken
yollular kendi yolunu bulur. Kimile-
ri asfalttan yolunu bulur, kimileri oto-
yollardan. Yolsuzlann saftirikleri yol-
lardan gelip geçenlere "Masallah ne
hızh gidiyoriar" diye bakıp dururken
akıllı yolsuzlar saçını başını yolup
"Orada ne dikiliyorsunuz, bizim yo-
lumuza neoldu?" diye seslenmeleri-
ni önerirler, ama yollardaki gürültü-
den sesleri duyulmaz olmuştur.
Bakalım görelim, bu yollar nereye
çıkacak...