Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
26 ŞUBAT1996 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
fc-
KULTUR 15
Cihan Ünal, altiyüaradan sonrayine Tunç Yalman hn rejisiyle'AktörKean'ibu kez Tiyatro İstanbuVda sahneleyecek
Tîyatro ateşîyle yaııaıı bir adam
riyatro tarihinin bu en
büyük, büyük olduğu
kadar da şaşırtıcı
aktörlerinden Edmund Kean'in
kişiliğinde Shakespeare
oyunlannın ölümsüz
karakterlerini de canlandınyor
Cihan Ünal. 19. yüzyıl
Ingilteresi'nin en büyük
tragedya oyuncusu ve
Shakespeare yorumcusu olarak
46 yıllık kısacık ömrüne büyük
başanlar sığdıran Edmond
Kean'i "müthiş hırslan, enerjisi
olan, şaşırtıcı, güçlü bir aktör"
diye tanımlıyor Ünal.
PUYGLi DURGUN _ _ _
"Alnında kutsal ateşi taşryan bir adamı
görecek kadar yaşadıgım için şükürler
oisun. Sesi Tanmal bir e/ginin \ ükselen
notalan gibi \ ürvgi titretiyor. Vitirilmiş
mutiuhık yülannın nıü/igini getirjyor."
Tiyatro tarihinin en yetenekli. en
şaşırtıcı oyunculanndan Edmond
Kean'i, dönemin eleştirmenlen böyle
tanımlıyordu
19. yüzyıl Ingiitere sınin seyircileri
heyecanlandıran, eleştirmenlen
coşturan bu ünJü oyuncusunun
yaşamöyküsü defalarca konuk oldu
tiyatro sahnesine. Türk îzJeyicisi ilk
kez 1925-26 tiyatro sezonunda
Tepebaşı Sahnesi'nde sunulan "Aktör
Kin" oyunuyla tarudı Edmond Kean'i.
Oyunun yazan "Üç Silahşörter",
"Monte Kristo Kontu" gibi romanlann
yazan .\lexander Dumas, yapıtı
Türkçe'ye kazandıran ise Şahinyan
Efendi'v dı 1926da Tepebaşı
Tiyatrosu'nda Raşit Rıza'nın
canlandırdığı "Aktör Kin" öyle başanlı
oldu kı, oyun on beş yıl boyunca
Istanbul ve Anadolu turnelerinde
sahnelendi.
1990-91 tiyatro sezonunda Istanbul
ŞehirTiyatrolan'nda, ilk
sahnelenişinden tam 64 yıl sonra,
çalışmalannı halen ABD'de sürdüren
Tunç Yaiman'ın rejisı ve Cihan ÜnaTın
oyunculuğunda sahnelendi "Aktör
Keanr
. Ve beş yıl sonra, 29 şubatta bu
kez Tiyatro Istanbul sahnesinde
perdelerinı açıyor.
Cihan Ünal, kendisine 1990 yılında
Avni Dillıgıl En lyi Erkek Oyuncu
Ödülü'nü kazandıran "Aktör Kean"i,
tiyatro izleyicisinden gelen talep
üzerine yeniden sahnelemeye karar
verdiklerini belirtiyor. Tiyatro tarihinin
bu en büyük, büyük olduğu kadar da
şaşırtıcı aktörlerinden Edmund
Kean'in kişiliğinde Shakespeare*in
ölümsüz tiplemelerinı bir kez daha
canlandırmaktan büyük keyif alıyor
Cihan Ünal.
Kingsley'den izlemiş
Ünal, Raymund FHz Simons'un
"Edmond Kean / Gökyüzünden İnen
Ateş" adlı biyografisinden yola
çıkıiarak tiyatroya uyarlanan oyunu ilk
kez 1982 yılında Londra'da, ünlü aktör
Ben Kjngstey'in yorumundan izlemiş.
"Bu rolü bir gün oynamak isterim"
demiş kendi kendine... Yönetmen Tunç
'Uygarlıklar ÜlkesiAnadolu " belgeselini izliyor musunuz?..
Evlerimiz Anadolu'yla aydınlanıyor
OKTAY EKİNCt
"Güneş, dünyanın ber yerinde, her sa-
bah bir başka doğar. Dünyanın heryerin-
de, bir başka karanlığı a\dınlıga dönüş-
türür_ Anadolu'da ise güneş. insanoglu-
nun ayakta dik durduğu ilk günden beri
özenle geüştirilen incelikleri aydınlığa ka-
vusturmak için doğar~*
TRT-2 ekranlannda yaklaşık beş aydır
pazartesı akşamlanmıza bir başka anlam
katan "Uygarüklar Ülkesi Anadolu" bel-
geselinin tanıtım broşüründe bunlar ya-
zılı.
Dizinin genel danıştnanı, metin yaza-
n ve bilimsel yönetmeni Prof. Dr. Metin
Sözen'in birikimli kaleminden kâğıda
yansıdığı hemen belli oluyor.
Ne var ki yıne bu etkileyıcı ve anlam-
lı sözler, sadece ülkesine ve insanlanna
sevgi dolu derin bir duyarlıhkla bağlı ay-
dın bir bilim adamımtzın coşkulu duygu-
lannı taşırruyor. Yferyüzü coğrafyasında
belki de "tüm uygarhklann beşigi ohna-
ym" binlerce yıllık tanhsel serûveniyle
hak kazanan Anadotu'muzun, şımdi "3.
binyıbnesiğmde'' taşıdığı evrensel dege-
ri de olağanüstü bir gerçeklik ıçensınde
özetliyor.
Evet. Güneş eğer yine hep karanlığı
aydınlığa dönüştürmek üzere doğmasını
bundan sonra da sürdürecekse, Anado-
lu'da neredeyse 10.000 yıldır kanıtlandı-
ğı gibi, insan uygarlığı da yine bu toprak-
larda aynı büyük geçmişten gelen kökie-
n ve kaynaklanyla sürecek demektir.
Çünkû Anadolu. aynı anda "günesin
güçlü tpldarnıın hiç birdönemde boşa git-
medkf/m" belgeleyen eşsız bir kültür ha-
zınesı olarak da ışte karşımızda duruyor.
Üstelik, yine bizleri ve mılyonlarca in-
sanımLzı bu büyük geçmişten kopartarak
"körkannhldsr'' icensıne itmeye niyet-
lenen kültürel yobazlığın yeni siyası atı-
lımlar içerisinde etkin olmaya çalıştığı şu
günlerde...
HJygarMdarÜltesAMdohrbelgese-
linin Ortaköy sırtlanndaki TRT tstanbul
Televizyonu binasmda düzenJenen ilk ta-
nıtım toplantısmda, TRT Genel Müdürü
Tayfnn Akgûner sözüne şöyle başlamış-
tı:'
"Sevird biztm için müşteri depdir. Bu
belgesel, kamu hizmeti yayınolıgıınpın
güçlü bir örneğkür-.'"
Gerçekten, böylesı birbelgesehn yara-
nlmasında. her şeyden önce bu işe "ka-
rar verebflmek. ardından binbir türhl bü-
rokratik ve hatta siyasi engeüeri aşarak yi-
ne böyieâ bir "kamu hizmetini" inanıl-
maz özvenlerle ve "inatçı bir kararhük-
b " sürdürüp sonuçlandırabilmek ıçın; bu
güzel ülkenin yurttaşlanna öncelikle
"Tnüştm" gözüyle değıl. tıpkı geçmişte
olduğu gibi uygarlığrnı kanıtlamak üze-
re günümüzde de gün ışığını bekleyen ça-
gımızın *Şarana insanlan"' gözüyle bak-
mak gerekiyordu.
Nitekim. belgeselin genç ve özverili
yönetmeni Zeynel F.lçiog)u.bu büyük ürü-
nü "alt yıh aşan zorlu ve sabırh bir çahş-
mavb" ortaya çıkarabıldıklenni açıldar-
ken, ancak ülke ve insan sevgısıyle ger-
çekleşebilecek böylesı bir "işin" rakam-
lara dayalı özetını şöyle yapıyor:
"58JW0 km yol kat edfldi 44 İL 83 üçe.
Tarih boyunca
"güneşin güçlö
ışıklanrun boşa
ghmedigi'' bir
yurtoldu,
Anadolu».
ŞimdibulO
bin yıllık
seröveni, 36
böiûmJük bir
belgeselTV
dizisiyle her
pazartesi
akştam TRT-2
ekranlannda
sanki yeniden
yaşıyoruz. Kim
ne derse desin,
güneş yine hep
doğacakve
güçlü ışıklan
mudakayine
boşa
gitmeyecek_
beWe ve köye gkUkdi. 28 müzede yuzJerce
eserin çekimi yapıidı. 100 ören yerindeki
bulunrulargörüntülendi. Bazen sıfinn al-
ünda 28 derecede, bazen 38-42 derece a-
cakhkta çalışddı» Ve çok değerli bilim
adamlanmızın katkılan rehber edinil-
dL_"
Zeynel Elçıoğlu'nun sözünü ettiğı bi-
limsel danışmanlar Prof. Dr. Önder Bü-
gi, Prof. Dr. AH Dinçol, Prof. Dr. Taner
Tarhan, Prof. Dr. Veü Sevin, Prof. Dr.
Ümit Serdaroglu ve Doç. Dr. M. Ihsan
Tunay. Genel koordinasyon görevini ise
Şfikrü Demird yapmış, Anadolu'nun
zengin uygarlık birikimini duyarlı kulak-
lara da taşıyan özgûn rnûzigı de Tugral
Kjırataş gerçekleştirmiş. Lami Sesar'ın
seslendirmesi isebu Önemlı belgeseli bir
aydınlanma sempozyumuna dönüştür-
müş.
Genel danışman Metin Sözen, böylesi
bir caba ve ürün karşısında haklı olarak
diyor ki:
u
Kim ne derse desin, ardk bun-
dan böylegündemi bu e>Tensel değerlerin
farkında olmayanlar değü. bu /cngin bi-
rilomi gören ve sahip çıkanlar beinieye-
cek. Belgesel,öncelikle birim insanlanmı-
za, yyMhgı topraklanJa vine kendisnun
yaratnğı Idmliğini \e gücünü bir kez da-
ha kendi düi veduygulanyla anunsatacak
Bu eşsiz kimMği köreitmek bteyenlere ise
belki de son >illann en büyük dersini ve-
recefc-"
Yanmşar saatlik 36 bölüm süresince,
önce 10.000 yıl öncemizin gizemli ama
gerçek öyküsü, derken ilk yerleşmeler,
Hattfler, Hititler ve Tuna'dan, Makedon-
ya'dan gelen güzel Fri^er, sonra Kafkas-
ya'dan gelen gururlu Urartu'lar, peşi sıra
Batı Anadolu 'yu aydınlatan Lydialıiar,
sonra ardı ardına Akalar (Mikenler)
Büyük lskender, Roma ve Bizans dönem-
len, bunları ızleyen Seiçuklu, Beylikler
ve Osmank uygarhklan... Ve bu binlerce
yıllık mirasa yürekten bağlı olan, Cum-
huriyet'ın aydınlık yüzlü ve ileri düşün-
celi kahramanlannca gerçekleştirilen
-UygarhkkrLlkesi Anadolu-belgeseli...
Ya da en güzel anlatımıyla, "göneşin
güçlü ıSAklannın bosa gitmediğinin bel-
Yaklaşık yansına gelınen bu dizının
başlangıç bölümlenni kaçıranlar, aynı
"tafihsizliği'" hiç değılse bundan sonrası
ıçın yaşamasınlar...
Yalman da ilk kez New York'ta görüp
ilgi duymuş oyuna. Bundan sonrası
epey hızlı gelişmiş. Se>gi Sanlı, Aktör
Kean'i Türkçeye kazandınnış, Şehir
Tiyatroları da emektar oyuncu Reşit
Rıza'nm -Aktör Kin"mden 64 yıl
sonra almış repertuvanna "'Aktör
Kean"ı. Şehir Tiyatrolan'nda beş yıl
önce yıne Tunç Yalman'ın rejisiyle
sahnelenen oyun, bu defa
Shakespeare'in tiplemeleri ile daha
zengin bir içerik sunuyor
nyatroseverlere.
Hareketli bir oyunculuğu ve beden
dilinı gerektiren "Aktör Kean"e
hazırlanırken sporla desteklenen
disiplinli bir hazırlık sürecine girdığini
söylüyor Cihan Ünal. Aslında oyun
tekrarlamayı sevmediğini belırten
sanatçı, 1990-91 sezonunda dolu
salonîara oynayan "Aktör Kean"i o
dönemde araya giren Evita müzikali ile
kesmek zorunda kaldıklannı, daha
sonraki yıllarda ise oyunun repertuvara
uygun düşmemesi yüzünden
sahnelenemediğini belirtiyor.
Cihan Ünal. "Aktör Kean"i
canlandırmanın yanı sıra Hamlet,
Sbyiock, Kral Lear, 3. Rkhard,
Macbeth, Atinalı Tünon gibi
Shakespeare oyunlannın ölümsüz
karakterlenni sahnelemenin. bir aktör
için keyif vericı bir çalışma olduğu
düşüncesinde. Shakespeare'ın
oyunlanndan seçilmiş sahnelerde
Kean'in iki >üz\ıl önceki
performansını yeniden sahneye taşıyor.
Sahnede bir bakıyorsunuz Venedik
Taciri'nin Shylock'u, bir bakıyorsunuz
Danimarka Kralı'nın oğlu Hamlet
oluveriyor. 19. yüzyıl lngilteresi'nin
en büyük tragedya oyuncusu ve
Shakespeare yorumcusu olarak 46
yıllık kısacık ömrüne büyük başanlar 'V
sığdıran Edmond Kean'i "müthiş
hırslan, enerjisi olan, şaşırücv, güçhl bir
aktör" diye tanımlıyor Unal. " Vaptığı
işi çok seviyor. Sırf aktör olabilmek için
taşrada sıradan rolleri oynamış. bin bir
türlü zoriuğa katlanmış, ri\Btn> ateşiyle
yanan bir aktör. Bu yanlan
alkışlanmaya değer_. Tiyatro sevgisi,
rutkusu bakımından onu övgüye değer
buluyorum. Ama şöhreri yakaladıktan
sonra kendisini ikridarın merkezi
oiarak görmesini \adirgivorum. Bütün
olumsuz özelliklerine rağmen müthiş
eleştiriler almış bir aktör. Klasik, ağır,
tematik üsluplara karşı çıkarak daha
doğal, daha yaraba bir oyunciilnk
anlayışnıı savunuyor.
Ama bir yandan da zaaflanna,
komplekslerinin sesinc kulak veren bir
insan. Büyük üne kavuşruğunda
tiyatroyu faşist bir anlaytşla ele
geçirtnek isriyor. tngiliz riyatrosunun
krab benim. taht henim demeye kadar
vardınyor işi_. Zaaflann insanı hangi
noktalara getirebilecegine, yoktan var
oimuş biriyken birden nasd tepetaklak
düşebikceğine tanık oluyoru/.*"
Bu tür insanlara günümüzde de tiyatro
ya da politikada rastlamıyor muyuz?
Tunç Yaiman'ın da belirrtiği gibi
oyunun güncel ve evrensel yönleri işte
tam bu noktada ortaya çıkıyor.
Aktör Kean'in kişiliğinde, tiyatro
dûnyasımn büyüsüne. oyunculuk
uğraşına tutku duyan kişinin çabasına
tanık olurken bir yandan da "Kean'in
yükselişi ve düşüşü" temasınm
toplumun her alanında geçerli
olabileceği gerçeği "Zaferve
başdöndürücü şöhret ne pahasuıa eide
edilir? Ne kadar sürer, sonu neye
vanr?" sorulan ekseninde gözler
önüne seriliyor.
Güngör Kabakçıoğlu 'ndan yarım yüzyıl
boyunca TürJdye 'nin kültür, sanat, politika ve iş
dünyasında iz bırakanların karikatürleri
' Yabnz gözler değiştnîyor.
Kültür Servisi - Güngör Kabakçıoğ-
lu'nun "Portreler"' adlı sergısı, Istanbul
Büyükşehir Belediyesi Karikatür ve Mı-
zah Müzesi'nde açıldı. Yanm yüzyıl bo-
yunca ülkemiz yaşamında, iz bırakmış
yazarlar, çizerler, sahne ve perde sanat-
çılan. ressamlar, politikacılar ve işadam-
lannın kankatür portrelenyle geçıt res-
mi yaptığı belgesel nitetikteki bu sergi,
3 mart tanhıne kadar açık kalacak. Ka-
bakçıoğlu'nun portrelen, daha önce ay-
nı adlı bir kitapta toplanmıştı.
"Portreierini çizdiğim, ünlü ünsüz ki-
sflfrin bepa bir zamanlarçocuktu,ışılışıi
gözieri vanb. Sonra çoğunun saçJarına
lar düştü, ağızlannın iki yanmda çizgj-
ler ohıştu. Ama.. Yahiız ve yahuz gözie-
ri değişmedL Ben onlann çoğunu gözle-
rinde yakaladun"
Böyle diyor. Güngör Kabakçıoğlu,
1949-1994 yıllan arasında 45 yıl gibi
uzun bir sûre ıçinde çızdiği portreler-
den oluşan albümünün önsözünde. Çi-
zilen insanlann bir kısmı hayatta değil
şuanda.
Bir kısmı anılarda, bir kısmı bıraktık-
lan eserierle yaşıyor. "Kırk beş yıl cUle
kolay. Idmler gekli, kimkr geçtL_" diyor
Kabakçıoğlu; ~Ben bu arada fırçama
takılanlan çizdün. bir kısmını bu kitap-
ta gelecek nesilleri tanıtmak için topla-
dım."
Politika. sanat, bilim, basın dünyamı-
zın ünlü ısımlennın portrelennı çizmış
Güngör Kabakçıoğlu. 45 yıldır yaşamı-
mızda yer eden. tanıdığımız, se\ dığımız
ısimlenn.
Artık yaşamayanlar var bu portreler
arasında, genç ısımlerde. Çoğu ünlü bu
insanlann, ama dost ve büyükler de yer
alıyor, onlara şükran borcu da ödeniyor.
Kimler yok ki? İlk bakışta göze çar-
paniar: Abidin Dino, Altan Erbulak,
Bedri RahmL Bebçet NecatigiL BOge Ka-
rasu, Cahit Srtkı. CemaJ Nadir, Cemal
Reşit Re>,Ce\at Çapan,CevatŞakir, CH
hat Burak. Bu kadar değil. Sanat dün-
yamızın bütün isımleri yakalanmışlar
Kabakçıoğlu'nun firçasına: EdipCanse-
ver, Elif Naci, Falih Rıfla, Faruk Nafiz,
Fikret \lualla_ Bıtmiyor:Genco ErkaL
Haldun Taner, İlhan Berk. İlhan Selçuk,
MeBh Cevdet Ne>7ien Te\fik. Oğuz Atay,
Orhan VeK, Peyami Safa, Ruhi Su_ Da-
ha da sürûyor bu liste.
Politikacılar da yer alıyor Kabakçı-
oğlu'nun kıtabında. Kitapta da yer ver-
dıği. Son Havadis gazetesinde yer alan
bir köşe >azısında "Inönü'ye yürekten
inanmış. onun poJitik görüşjerini sami-
mijetli benimsemiş, gerçek bir İnönü-
cü" olarak tanımlanıyor
Kabakçıoğlu. tsmet İnönü. kendisini
seven bu insan tarafından sık sık resme-
dılmış. Eşı Mevhibeİnönü veErdalİnö-
nü de. Tabiı sadece Inönü'ler değıl. Sı-
yasal ve sosyal yaşamımızda önemli
yerlertutan diğerpolitikacılarda. Örne-
ğin Özallar ailece yer almışlar albüm-
de Turgut Semra, Zeynep, Ahntet, Efe
Özal_
Tanhimize ilgınç ızler bırakanlar: Ad-
nan Mendcrvs. Kenan Evren._ Siyasal
yaşantılannı sürdüren portreler de: Tan-
su Çîller, Deniz Baykal, Murat Karayal-
çın, Sülev man Demirel. Necroettin Erba-
kan. Süleyman Demirel... llginç anılan
da \ ar Kabakçıoğlu'nun kitapta yer ver-
diğı.Ömeğin 1950 yılında Cumhurbaş-
kanı Celal Bayar'ın ve Başbakan Men-
deres'ın karikatürlerini çizışı. Kabakçı-
oğlu. kankatürlerı çızdıkten sora her iki
lidere birer soru sormuş. Ikı lıdenn ce-
vaplanyla birlikte imzalan, karikatürün
yanında yer alıyor. Bayar "Türk gençli-
ğinden ne bekliyorsunuz?" sorusuna,
"Her şeyi onlann dirayetinden bekliyo-
ruz" cevabını vermiş.
Saymakla bıtmeyecek Kabakçıoğ-
lu'nun çizdiği portreler. Kitapta bir de
onu çızenler var: Nehar Tüblek. Semih
Bakıoğlu, Zahir Güvemli. Rauf Alazan,
Suat Yalaz bu ısımlerden bırkaçı.
Güngör Kabakçıoğlu, 1933 Antalya
doğumlu. tlk ve orta ögreminini fz-
mır'de tamamlavan Kabakçıoğlu, resim
ve kankatür çalışmalanna da bu yıllar-
da başlamış. tlk karikatürleri 1950 yılın-
da lzmir'de Anadolu gazetesinde yayım-
lanan Kabakçıoğlu, ilk sergisini de ay-
nı yıl Karşıyaka Halkevi'nde açmış. (s-
tanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademi-
sı'nde resim ve mimarlık eğıtimı yapan
Kabakçıoğlu. mimarlık bölümünden
1961 yılında mezun olmuş.
1950'li yıllardan itibaren Doğan Kar-
deş, Tercüman gibi gazete ve dergilerde
karikatürlerçizen Kabakçıoğlu. bir çok
da kıtap resimledı. Attila İlhan'ın "Sis-
ler Bulvarr, Orhan Kcmalın "Grev"
kitaplan bu çalışmalar arasında yer
alıyor.
BUAŞAMADA
ŞÜKRAN KURDAKUL
İzmirli Kimliğîni
Yitirmeyenler İçin
Eskimeyen eskinin üstüne hoyratça toprak atılan
yerde uygartık bilincimizin bir dalı var tutunacak:
Toplumsal belfeğimiz.
"Nesli tükenmemiş" aydınlarla bilim adamlannın
kurumlaşma çabalannda somutlanan umar dalı bu.
Ahmet Hamdi Tanpınar kuşağı için kentler, insan-
lann "kendi ruh hâletlerine göre seçtikleri mâzi hâ-
tıralannın, hasretlerinin aydınlığıdır."
Bu aydınlığı korumaya çabalayanlar için yapı, so-
kak, semt birlikteliği.
Biriiktelik dağıldı mı, kalan çeşme, korunan türbe
alışılrnış eşyalar gibi soyutlanır gider.
Eskimeyen eskinin bütünsellıği sökülüp parçalan-
mışsa ne kentinizin kimliği kalır, ne geçmişin kültü-
rü. Ne de anılann duyarlığı...
•
Nâm-ı diğer Asfalt Osman'\n (Osman Kibar'ın)
belediye başkanlığından günümüze kadar süren on-
ca yıllık yozlaşma dönemınde İzmirli, semtlerle bir-
likte, toplumsal belleâimizi yitirmenin acısını kimliğin-
de duyuyor.
Nerde körfezi, nerde kent, nerde küftürü.
Bugün genç kuşaklar yakınma haklarını kullanabi-
liyor ancak.
"Izmir, geçmişte yapılmış büyük yarfaşliklann b&-
delini hem de çok ağır biçimde ödemektedir. Kör-
fezin doldurvlması yoluyla alan kazanılmaya çalışıl-
ması ve yeni inşa edilen yapılann tasanmlanmastn-
daki yanlış tutumlar, Izmir'in giderek kimliğini yitir-
mesine neden olmuştur. Ege'nin incisi güzelIzmiror-
tadan kalkmış, yerine, son derece çirkin, düzensiz
veproblemlerİe dolu bir Izmirgelmiştir." (Hayat Zen-
gin Ünverdi, Ege Mimarlık, 1993/1-2)
•
Şimdi bu gözle görülür yozlaşmaya karşı, kentin
"5000 yıllık kültürünü ve uygahık gerçeklerini çağ-
daş yöntemlerie araştırmak ve tarihi değerterini ye-
ni yüzyıla taşımak" amacıyla kurulan bir örgüt var Iz-
mir'de.
"Uluslararası Izmir Araştırma Merkezi".
Genel yönetmeni yazar Yaşar Aksoy.
Gerçekleştirme olanağı bulabileceklermi amaçla-
rmı?
Çiçero demiş ki: "Gözlerin alışkanlığıyla kafalar
daherşeyealışır. "Ama biliyorum ki, günübirlikçt, ya-
saksavıcı yönetim düşkünlerine karşın, alışamayan
kafalar daha tükenmedi lzmir'de.
Araştırma merkezi; 12 şubat günü, Anadolu uygar-
hklan, basın tarihi, kent kültürü, edebiyat vb. 21 dal-
da Izmirii, Egeli kimlikleri aşınmayan hemşerilerinin
emeklerini ödüllendirdi.
Besim Akımsar'dan Tank Dursun'a, Prof. Bilge
Umar'dan Safa Taşkın'a, Kemal Baysak'a, Salâh
Birsel'den Muzaffer Izgü'ye. Hüseyin Yurttaş'a
kadar 26 düşün, sanat adamına, yöneticiye verilen
ödülün bir anlamı da şudur bence:
Küttür savaşımının önü kesilemez.
Slnema Oyuncutepı ÖdüDepi vepfti
• KükSr
Servisi-
Amerika'da, son
iki yıldır
verilmeye
başlanan Sinema
Oyuncu] an
Ödülleri (Screen
Actors Guild).
cumartesi geces
Los Angeles'da
düzenlenen bir
törenle
sahiplerini buldu.
Nicolas Cage,
yeni filmi
'Leaving Las
Vegas'daki
oyunculuğuyla
'En lyi Erkek
Oyuncu'; Susan
Sarandon ise
Susan Sarandon ve Nicolas Cage.
'Dead Man Walkıng'deki performansıyla 'En lyi Kadın
Oyuncu' ödüllerinin sahibi oldu. Yönetmen Ang
Lee'nin şu sıralarda Berlin Film Festivali'nde büyük ilgi
gören Emma Thompson'ın başrolde olduğu 'Sense and
Sensibility' filminin kadın oyunculanndan
Kate VVinslet ise, 'En lyi Yardımci Kadın Oyuncu'
ödülüne değer görüldü. 'En lyi Yardımcı
Erkek Oyuncu Ödülü' ise 'Apollo 13'de
Tom Hanks ile başrolü paylaşan Ed Harris'in oldu.
Aktör Robert Redford'a 'Yaşam Boyu Başan Ödülü'
verildi
Çizgi fflımfe taklttçHQe son
• ANKARA(ANKA)- Çizgi fılmlerde bundan böyle
taklit etmenin önüne geçilecek. Insanlar üzerinde
uygulanan DNA testi çizgi filmlerde taklitçiliğin
önlenmesi için uygulanabilecek. Çizgi filmin genetık
bir materyal içeren mürekkeple hazırlanmasına
dayanan yöntemi Charles Butland adJı kişi uyguluyor.
Butland, çizgi filmin yaratıcısmdan aldığı DNA
parçalannı özel bir teİcnikle mürekkeple kanştınyor. Bu
mürekkep, daha sonra filmin çizimlerinde kullanılıyor.
Bu yöntemle yapılan çizgi filmin taklit edildiğinden
kuşkulanıldığında bunun için geliştirilmiş bir alet,
filmin karesi üzerinde gezdiriliyor.
Nadip Almeev'in sergisi Basm
Müzesi'nde
• Kültür Ser>isi- Rusya (Kazan) doğumlu sanatçı
Nadir Almeev'in suluboya resim sergisi bugün saat
17.00'de Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın
Müzesi'nde açılıyor. Kazan Sanat Akademisi'ni bitiren
Almeev, yakın zamana kadar Kazan Sanatçılar Birliği
Başkanlığını yapıyordu. Çalışmalan Rusya, Türki
cumhuriyetler, ABD, Hollanda, Belçika ve Ingiitere'de
sergilenen sanatçımn resimlerindeki ana tema,
görülmemişi ve söylenmemişı belirtmek.
2. Istanbül Rock Festivaö
bugün başkyor
• Kültür Senisi - 2. tstanbul Rock Festivali
Moğollar'ın Boğaziçi Üniversitesi'nde vereceği
konserle bugün başlıyor. 4 gün sürecek fesrivalde 27
şubat salı günü Acil Servıs. Tibet Ağırtan, ve Mare
Nostrum, 28 şubat çarşamba^ünü Bertuğ Sağınç,
Kesmeşeker ve Bulutsuzluk Ozlemi, 29 şubat
perşembe günü Tanju Aşanel, Bluescasters ve Empathy
birkonser verecek. Boğaziçi Üniversitesi'ndeki 1300
seyirci kapasiteli Murat Dikmen Salonu'nda
gerçekleştirilecek konserlerin biletleri Boğaziçi
Universitesi girişinde, Mefısto Kitapevlerinde ve
Vakkorama'larda satılıvor.
I