23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26 ŞUBAT1996 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA fc- KULTUR 15 Cihan Ünal, altiyüaradan sonrayine Tunç Yalman hn rejisiyle'AktörKean'ibu kez Tiyatro İstanbuVda sahneleyecek Tîyatro ateşîyle yaııaıı bir adam riyatro tarihinin bu en büyük, büyük olduğu kadar da şaşırtıcı aktörlerinden Edmund Kean'in kişiliğinde Shakespeare oyunlannın ölümsüz karakterlerini de canlandınyor Cihan Ünal. 19. yüzyıl Ingilteresi'nin en büyük tragedya oyuncusu ve Shakespeare yorumcusu olarak 46 yıllık kısacık ömrüne büyük başanlar sığdıran Edmond Kean'i "müthiş hırslan, enerjisi olan, şaşırtıcı, güçlü bir aktör" diye tanımlıyor Ünal. PUYGLi DURGUN _ _ _ "Alnında kutsal ateşi taşryan bir adamı görecek kadar yaşadıgım için şükürler oisun. Sesi Tanmal bir e/ginin \ ükselen notalan gibi \ ürvgi titretiyor. Vitirilmiş mutiuhık yülannın nıü/igini getirjyor." Tiyatro tarihinin en yetenekli. en şaşırtıcı oyunculanndan Edmond Kean'i, dönemin eleştirmenlen böyle tanımlıyordu 19. yüzyıl Ingiitere sınin seyircileri heyecanlandıran, eleştirmenlen coşturan bu ünJü oyuncusunun yaşamöyküsü defalarca konuk oldu tiyatro sahnesine. Türk îzJeyicisi ilk kez 1925-26 tiyatro sezonunda Tepebaşı Sahnesi'nde sunulan "Aktör Kin" oyunuyla tarudı Edmond Kean'i. Oyunun yazan "Üç Silahşörter", "Monte Kristo Kontu" gibi romanlann yazan .\lexander Dumas, yapıtı Türkçe'ye kazandıran ise Şahinyan Efendi'v dı 1926da Tepebaşı Tiyatrosu'nda Raşit Rıza'nın canlandırdığı "Aktör Kin" öyle başanlı oldu kı, oyun on beş yıl boyunca Istanbul ve Anadolu turnelerinde sahnelendi. 1990-91 tiyatro sezonunda Istanbul ŞehirTiyatrolan'nda, ilk sahnelenişinden tam 64 yıl sonra, çalışmalannı halen ABD'de sürdüren Tunç Yaiman'ın rejisı ve Cihan ÜnaTın oyunculuğunda sahnelendi "Aktör Keanr . Ve beş yıl sonra, 29 şubatta bu kez Tiyatro Istanbul sahnesinde perdelerinı açıyor. Cihan Ünal, kendisine 1990 yılında Avni Dillıgıl En lyi Erkek Oyuncu Ödülü'nü kazandıran "Aktör Kean"i, tiyatro izleyicisinden gelen talep üzerine yeniden sahnelemeye karar verdiklerini belirtiyor. Tiyatro tarihinin bu en büyük, büyük olduğu kadar da şaşırtıcı aktörlerinden Edmund Kean'in kişiliğinde Shakespeare*in ölümsüz tiplemelerinı bir kez daha canlandırmaktan büyük keyif alıyor Cihan Ünal. Kingsley'den izlemiş Ünal, Raymund FHz Simons'un "Edmond Kean / Gökyüzünden İnen Ateş" adlı biyografisinden yola çıkıiarak tiyatroya uyarlanan oyunu ilk kez 1982 yılında Londra'da, ünlü aktör Ben Kjngstey'in yorumundan izlemiş. "Bu rolü bir gün oynamak isterim" demiş kendi kendine... Yönetmen Tunç 'Uygarlıklar ÜlkesiAnadolu " belgeselini izliyor musunuz?.. Evlerimiz Anadolu'yla aydınlanıyor OKTAY EKİNCt "Güneş, dünyanın ber yerinde, her sa- bah bir başka doğar. Dünyanın heryerin- de, bir başka karanlığı a\dınlıga dönüş- türür_ Anadolu'da ise güneş. insanoglu- nun ayakta dik durduğu ilk günden beri özenle geüştirilen incelikleri aydınlığa ka- vusturmak için doğar~* TRT-2 ekranlannda yaklaşık beş aydır pazartesı akşamlanmıza bir başka anlam katan "Uygarüklar Ülkesi Anadolu" bel- geselinin tanıtım broşüründe bunlar ya- zılı. Dizinin genel danıştnanı, metin yaza- n ve bilimsel yönetmeni Prof. Dr. Metin Sözen'in birikimli kaleminden kâğıda yansıdığı hemen belli oluyor. Ne var ki yıne bu etkileyıcı ve anlam- lı sözler, sadece ülkesine ve insanlanna sevgi dolu derin bir duyarlıhkla bağlı ay- dın bir bilim adamımtzın coşkulu duygu- lannı taşırruyor. Yferyüzü coğrafyasında belki de "tüm uygarhklann beşigi ohna- ym" binlerce yıllık tanhsel serûveniyle hak kazanan Anadotu'muzun, şımdi "3. binyıbnesiğmde'' taşıdığı evrensel dege- ri de olağanüstü bir gerçeklik ıçensınde özetliyor. Evet. Güneş eğer yine hep karanlığı aydınlığa dönüştürmek üzere doğmasını bundan sonra da sürdürecekse, Anado- lu'da neredeyse 10.000 yıldır kanıtlandı- ğı gibi, insan uygarlığı da yine bu toprak- larda aynı büyük geçmişten gelen kökie- n ve kaynaklanyla sürecek demektir. Çünkû Anadolu. aynı anda "günesin güçlü tpldarnıın hiç birdönemde boşa git- medkf/m" belgeleyen eşsız bir kültür ha- zınesı olarak da ışte karşımızda duruyor. Üstelik, yine bizleri ve mılyonlarca in- sanımLzı bu büyük geçmişten kopartarak "körkannhldsr'' icensıne itmeye niyet- lenen kültürel yobazlığın yeni siyası atı- lımlar içerisinde etkin olmaya çalıştığı şu günlerde... HJygarMdarÜltesAMdohrbelgese- linin Ortaköy sırtlanndaki TRT tstanbul Televizyonu binasmda düzenJenen ilk ta- nıtım toplantısmda, TRT Genel Müdürü Tayfnn Akgûner sözüne şöyle başlamış- tı:' "Sevird biztm için müşteri depdir. Bu belgesel, kamu hizmeti yayınolıgıınpın güçlü bir örneğkür-.'" Gerçekten, böylesı birbelgesehn yara- nlmasında. her şeyden önce bu işe "ka- rar verebflmek. ardından binbir türhl bü- rokratik ve hatta siyasi engeüeri aşarak yi- ne böyieâ bir "kamu hizmetini" inanıl- maz özvenlerle ve "inatçı bir kararhük- b " sürdürüp sonuçlandırabilmek ıçın; bu güzel ülkenin yurttaşlanna öncelikle "Tnüştm" gözüyle değıl. tıpkı geçmişte olduğu gibi uygarlığrnı kanıtlamak üze- re günümüzde de gün ışığını bekleyen ça- gımızın *Şarana insanlan"' gözüyle bak- mak gerekiyordu. Nitekim. belgeselin genç ve özverili yönetmeni Zeynel F.lçiog)u.bu büyük ürü- nü "alt yıh aşan zorlu ve sabırh bir çahş- mavb" ortaya çıkarabıldıklenni açıldar- ken, ancak ülke ve insan sevgısıyle ger- çekleşebilecek böylesı bir "işin" rakam- lara dayalı özetını şöyle yapıyor: "58JW0 km yol kat edfldi 44 İL 83 üçe. Tarih boyunca "güneşin güçlö ışıklanrun boşa ghmedigi'' bir yurtoldu, Anadolu». ŞimdibulO bin yıllık seröveni, 36 böiûmJük bir belgeselTV dizisiyle her pazartesi akştam TRT-2 ekranlannda sanki yeniden yaşıyoruz. Kim ne derse desin, güneş yine hep doğacakve güçlü ışıklan mudakayine boşa gitmeyecek_ beWe ve köye gkUkdi. 28 müzede yuzJerce eserin çekimi yapıidı. 100 ören yerindeki bulunrulargörüntülendi. Bazen sıfinn al- ünda 28 derecede, bazen 38-42 derece a- cakhkta çalışddı» Ve çok değerli bilim adamlanmızın katkılan rehber edinil- dL_" Zeynel Elçıoğlu'nun sözünü ettiğı bi- limsel danışmanlar Prof. Dr. Önder Bü- gi, Prof. Dr. AH Dinçol, Prof. Dr. Taner Tarhan, Prof. Dr. Veü Sevin, Prof. Dr. Ümit Serdaroglu ve Doç. Dr. M. Ihsan Tunay. Genel koordinasyon görevini ise Şfikrü Demird yapmış, Anadolu'nun zengin uygarlık birikimini duyarlı kulak- lara da taşıyan özgûn rnûzigı de Tugral Kjırataş gerçekleştirmiş. Lami Sesar'ın seslendirmesi isebu Önemlı belgeseli bir aydınlanma sempozyumuna dönüştür- müş. Genel danışman Metin Sözen, böylesi bir caba ve ürün karşısında haklı olarak diyor ki: u Kim ne derse desin, ardk bun- dan böylegündemi bu e>Tensel değerlerin farkında olmayanlar değü. bu /cngin bi- rilomi gören ve sahip çıkanlar beinieye- cek. Belgesel,öncelikle birim insanlanmı- za, yyMhgı topraklanJa vine kendisnun yaratnğı Idmliğini \e gücünü bir kez da- ha kendi düi veduygulanyla anunsatacak Bu eşsiz kimMği köreitmek bteyenlere ise belki de son >illann en büyük dersini ve- recefc-" Yanmşar saatlik 36 bölüm süresince, önce 10.000 yıl öncemizin gizemli ama gerçek öyküsü, derken ilk yerleşmeler, Hattfler, Hititler ve Tuna'dan, Makedon- ya'dan gelen güzel Fri^er, sonra Kafkas- ya'dan gelen gururlu Urartu'lar, peşi sıra Batı Anadolu 'yu aydınlatan Lydialıiar, sonra ardı ardına Akalar (Mikenler) Büyük lskender, Roma ve Bizans dönem- len, bunları ızleyen Seiçuklu, Beylikler ve Osmank uygarhklan... Ve bu binlerce yıllık mirasa yürekten bağlı olan, Cum- huriyet'ın aydınlık yüzlü ve ileri düşün- celi kahramanlannca gerçekleştirilen -UygarhkkrLlkesi Anadolu-belgeseli... Ya da en güzel anlatımıyla, "göneşin güçlü ıSAklannın bosa gitmediğinin bel- Yaklaşık yansına gelınen bu dizının başlangıç bölümlenni kaçıranlar, aynı "tafihsizliği'" hiç değılse bundan sonrası ıçın yaşamasınlar... Yalman da ilk kez New York'ta görüp ilgi duymuş oyuna. Bundan sonrası epey hızlı gelişmiş. Se>gi Sanlı, Aktör Kean'i Türkçeye kazandınnış, Şehir Tiyatroları da emektar oyuncu Reşit Rıza'nm -Aktör Kin"mden 64 yıl sonra almış repertuvanna "'Aktör Kean"ı. Şehir Tiyatrolan'nda beş yıl önce yıne Tunç Yalman'ın rejisiyle sahnelenen oyun, bu defa Shakespeare'in tiplemeleri ile daha zengin bir içerik sunuyor nyatroseverlere. Hareketli bir oyunculuğu ve beden dilinı gerektiren "Aktör Kean"e hazırlanırken sporla desteklenen disiplinli bir hazırlık sürecine girdığini söylüyor Cihan Ünal. Aslında oyun tekrarlamayı sevmediğini belırten sanatçı, 1990-91 sezonunda dolu salonîara oynayan "Aktör Kean"i o dönemde araya giren Evita müzikali ile kesmek zorunda kaldıklannı, daha sonraki yıllarda ise oyunun repertuvara uygun düşmemesi yüzünden sahnelenemediğini belirtiyor. Cihan Ünal. "Aktör Kean"i canlandırmanın yanı sıra Hamlet, Sbyiock, Kral Lear, 3. Rkhard, Macbeth, Atinalı Tünon gibi Shakespeare oyunlannın ölümsüz karakterlenni sahnelemenin. bir aktör için keyif vericı bir çalışma olduğu düşüncesinde. Shakespeare'ın oyunlanndan seçilmiş sahnelerde Kean'in iki >üz\ıl önceki performansını yeniden sahneye taşıyor. Sahnede bir bakıyorsunuz Venedik Taciri'nin Shylock'u, bir bakıyorsunuz Danimarka Kralı'nın oğlu Hamlet oluveriyor. 19. yüzyıl lngilteresi'nin en büyük tragedya oyuncusu ve Shakespeare yorumcusu olarak 46 yıllık kısacık ömrüne büyük başanlar 'V sığdıran Edmond Kean'i "müthiş hırslan, enerjisi olan, şaşırücv, güçhl bir aktör" diye tanımlıyor Unal. " Vaptığı işi çok seviyor. Sırf aktör olabilmek için taşrada sıradan rolleri oynamış. bin bir türlü zoriuğa katlanmış, ri\Btn> ateşiyle yanan bir aktör. Bu yanlan alkışlanmaya değer_. Tiyatro sevgisi, rutkusu bakımından onu övgüye değer buluyorum. Ama şöhreri yakaladıktan sonra kendisini ikridarın merkezi oiarak görmesini \adirgivorum. Bütün olumsuz özelliklerine rağmen müthiş eleştiriler almış bir aktör. Klasik, ağır, tematik üsluplara karşı çıkarak daha doğal, daha yaraba bir oyunciilnk anlayışnıı savunuyor. Ama bir yandan da zaaflanna, komplekslerinin sesinc kulak veren bir insan. Büyük üne kavuşruğunda tiyatroyu faşist bir anlaytşla ele geçirtnek isriyor. tngiliz riyatrosunun krab benim. taht henim demeye kadar vardınyor işi_. Zaaflann insanı hangi noktalara getirebilecegine, yoktan var oimuş biriyken birden nasd tepetaklak düşebikceğine tanık oluyoru/.*" Bu tür insanlara günümüzde de tiyatro ya da politikada rastlamıyor muyuz? Tunç Yaiman'ın da belirrtiği gibi oyunun güncel ve evrensel yönleri işte tam bu noktada ortaya çıkıyor. Aktör Kean'in kişiliğinde, tiyatro dûnyasımn büyüsüne. oyunculuk uğraşına tutku duyan kişinin çabasına tanık olurken bir yandan da "Kean'in yükselişi ve düşüşü" temasınm toplumun her alanında geçerli olabileceği gerçeği "Zaferve başdöndürücü şöhret ne pahasuıa eide edilir? Ne kadar sürer, sonu neye vanr?" sorulan ekseninde gözler önüne seriliyor. Güngör Kabakçıoğlu 'ndan yarım yüzyıl boyunca TürJdye 'nin kültür, sanat, politika ve iş dünyasında iz bırakanların karikatürleri ' Yabnz gözler değiştnîyor. Kültür Servisi - Güngör Kabakçıoğ- lu'nun "Portreler"' adlı sergısı, Istanbul Büyükşehir Belediyesi Karikatür ve Mı- zah Müzesi'nde açıldı. Yanm yüzyıl bo- yunca ülkemiz yaşamında, iz bırakmış yazarlar, çizerler, sahne ve perde sanat- çılan. ressamlar, politikacılar ve işadam- lannın kankatür portrelenyle geçıt res- mi yaptığı belgesel nitetikteki bu sergi, 3 mart tanhıne kadar açık kalacak. Ka- bakçıoğlu'nun portrelen, daha önce ay- nı adlı bir kitapta toplanmıştı. "Portreierini çizdiğim, ünlü ünsüz ki- sflfrin bepa bir zamanlarçocuktu,ışılışıi gözieri vanb. Sonra çoğunun saçJarına lar düştü, ağızlannın iki yanmda çizgj- ler ohıştu. Ama.. Yahiız ve yahuz gözie- ri değişmedL Ben onlann çoğunu gözle- rinde yakaladun" Böyle diyor. Güngör Kabakçıoğlu, 1949-1994 yıllan arasında 45 yıl gibi uzun bir sûre ıçinde çızdiği portreler- den oluşan albümünün önsözünde. Çi- zilen insanlann bir kısmı hayatta değil şuanda. Bir kısmı anılarda, bir kısmı bıraktık- lan eserierle yaşıyor. "Kırk beş yıl cUle kolay. Idmler gekli, kimkr geçtL_" diyor Kabakçıoğlu; ~Ben bu arada fırçama takılanlan çizdün. bir kısmını bu kitap- ta gelecek nesilleri tanıtmak için topla- dım." Politika. sanat, bilim, basın dünyamı- zın ünlü ısımlennın portrelennı çizmış Güngör Kabakçıoğlu. 45 yıldır yaşamı- mızda yer eden. tanıdığımız, se\ dığımız ısimlenn. Artık yaşamayanlar var bu portreler arasında, genç ısımlerde. Çoğu ünlü bu insanlann, ama dost ve büyükler de yer alıyor, onlara şükran borcu da ödeniyor. Kimler yok ki? İlk bakışta göze çar- paniar: Abidin Dino, Altan Erbulak, Bedri RahmL Bebçet NecatigiL BOge Ka- rasu, Cahit Srtkı. CemaJ Nadir, Cemal Reşit Re>,Ce\at Çapan,CevatŞakir, CH hat Burak. Bu kadar değil. Sanat dün- yamızın bütün isımleri yakalanmışlar Kabakçıoğlu'nun firçasına: EdipCanse- ver, Elif Naci, Falih Rıfla, Faruk Nafiz, Fikret \lualla_ Bıtmiyor:Genco ErkaL Haldun Taner, İlhan Berk. İlhan Selçuk, MeBh Cevdet Ne>7ien Te\fik. Oğuz Atay, Orhan VeK, Peyami Safa, Ruhi Su_ Da- ha da sürûyor bu liste. Politikacılar da yer alıyor Kabakçı- oğlu'nun kıtabında. Kitapta da yer ver- dıği. Son Havadis gazetesinde yer alan bir köşe >azısında "Inönü'ye yürekten inanmış. onun poJitik görüşjerini sami- mijetli benimsemiş, gerçek bir İnönü- cü" olarak tanımlanıyor Kabakçıoğlu. tsmet İnönü. kendisini seven bu insan tarafından sık sık resme- dılmış. Eşı Mevhibeİnönü veErdalİnö- nü de. Tabiı sadece Inönü'ler değıl. Sı- yasal ve sosyal yaşamımızda önemli yerlertutan diğerpolitikacılarda. Örne- ğin Özallar ailece yer almışlar albüm- de Turgut Semra, Zeynep, Ahntet, Efe Özal_ Tanhimize ilgınç ızler bırakanlar: Ad- nan Mendcrvs. Kenan Evren._ Siyasal yaşantılannı sürdüren portreler de: Tan- su Çîller, Deniz Baykal, Murat Karayal- çın, Sülev man Demirel. Necroettin Erba- kan. Süleyman Demirel... llginç anılan da \ ar Kabakçıoğlu'nun kitapta yer ver- diğı.Ömeğin 1950 yılında Cumhurbaş- kanı Celal Bayar'ın ve Başbakan Men- deres'ın karikatürlerini çizışı. Kabakçı- oğlu. kankatürlerı çızdıkten sora her iki lidere birer soru sormuş. Ikı lıdenn ce- vaplanyla birlikte imzalan, karikatürün yanında yer alıyor. Bayar "Türk gençli- ğinden ne bekliyorsunuz?" sorusuna, "Her şeyi onlann dirayetinden bekliyo- ruz" cevabını vermiş. Saymakla bıtmeyecek Kabakçıoğ- lu'nun çizdiği portreler. Kitapta bir de onu çızenler var: Nehar Tüblek. Semih Bakıoğlu, Zahir Güvemli. Rauf Alazan, Suat Yalaz bu ısımlerden bırkaçı. Güngör Kabakçıoğlu, 1933 Antalya doğumlu. tlk ve orta ögreminini fz- mır'de tamamlavan Kabakçıoğlu, resim ve kankatür çalışmalanna da bu yıllar- da başlamış. tlk karikatürleri 1950 yılın- da lzmir'de Anadolu gazetesinde yayım- lanan Kabakçıoğlu, ilk sergisini de ay- nı yıl Karşıyaka Halkevi'nde açmış. (s- tanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademi- sı'nde resim ve mimarlık eğıtimı yapan Kabakçıoğlu. mimarlık bölümünden 1961 yılında mezun olmuş. 1950'li yıllardan itibaren Doğan Kar- deş, Tercüman gibi gazete ve dergilerde karikatürlerçizen Kabakçıoğlu. bir çok da kıtap resimledı. Attila İlhan'ın "Sis- ler Bulvarr, Orhan Kcmalın "Grev" kitaplan bu çalışmalar arasında yer alıyor. BUAŞAMADA ŞÜKRAN KURDAKUL İzmirli Kimliğîni Yitirmeyenler İçin Eskimeyen eskinin üstüne hoyratça toprak atılan yerde uygartık bilincimizin bir dalı var tutunacak: Toplumsal belfeğimiz. "Nesli tükenmemiş" aydınlarla bilim adamlannın kurumlaşma çabalannda somutlanan umar dalı bu. Ahmet Hamdi Tanpınar kuşağı için kentler, insan- lann "kendi ruh hâletlerine göre seçtikleri mâzi hâ- tıralannın, hasretlerinin aydınlığıdır." Bu aydınlığı korumaya çabalayanlar için yapı, so- kak, semt birlikteliği. Biriiktelik dağıldı mı, kalan çeşme, korunan türbe alışılrnış eşyalar gibi soyutlanır gider. Eskimeyen eskinin bütünsellıği sökülüp parçalan- mışsa ne kentinizin kimliği kalır, ne geçmişin kültü- rü. Ne de anılann duyarlığı... • Nâm-ı diğer Asfalt Osman'\n (Osman Kibar'ın) belediye başkanlığından günümüze kadar süren on- ca yıllık yozlaşma dönemınde İzmirli, semtlerle bir- likte, toplumsal belleâimizi yitirmenin acısını kimliğin- de duyuyor. Nerde körfezi, nerde kent, nerde küftürü. Bugün genç kuşaklar yakınma haklarını kullanabi- liyor ancak. "Izmir, geçmişte yapılmış büyük yarfaşliklann b&- delini hem de çok ağır biçimde ödemektedir. Kör- fezin doldurvlması yoluyla alan kazanılmaya çalışıl- ması ve yeni inşa edilen yapılann tasanmlanmastn- daki yanlış tutumlar, Izmir'in giderek kimliğini yitir- mesine neden olmuştur. Ege'nin incisi güzelIzmiror- tadan kalkmış, yerine, son derece çirkin, düzensiz veproblemlerİe dolu bir Izmirgelmiştir." (Hayat Zen- gin Ünverdi, Ege Mimarlık, 1993/1-2) • Şimdi bu gözle görülür yozlaşmaya karşı, kentin "5000 yıllık kültürünü ve uygahık gerçeklerini çağ- daş yöntemlerie araştırmak ve tarihi değerterini ye- ni yüzyıla taşımak" amacıyla kurulan bir örgüt var Iz- mir'de. "Uluslararası Izmir Araştırma Merkezi". Genel yönetmeni yazar Yaşar Aksoy. Gerçekleştirme olanağı bulabileceklermi amaçla- rmı? Çiçero demiş ki: "Gözlerin alışkanlığıyla kafalar daherşeyealışır. "Ama biliyorum ki, günübirlikçt, ya- saksavıcı yönetim düşkünlerine karşın, alışamayan kafalar daha tükenmedi lzmir'de. Araştırma merkezi; 12 şubat günü, Anadolu uygar- hklan, basın tarihi, kent kültürü, edebiyat vb. 21 dal- da Izmirii, Egeli kimlikleri aşınmayan hemşerilerinin emeklerini ödüllendirdi. Besim Akımsar'dan Tank Dursun'a, Prof. Bilge Umar'dan Safa Taşkın'a, Kemal Baysak'a, Salâh Birsel'den Muzaffer Izgü'ye. Hüseyin Yurttaş'a kadar 26 düşün, sanat adamına, yöneticiye verilen ödülün bir anlamı da şudur bence: Küttür savaşımının önü kesilemez. Slnema Oyuncutepı ÖdüDepi vepfti • KükSr Servisi- Amerika'da, son iki yıldır verilmeye başlanan Sinema Oyuncu] an Ödülleri (Screen Actors Guild). cumartesi geces Los Angeles'da düzenlenen bir törenle sahiplerini buldu. Nicolas Cage, yeni filmi 'Leaving Las Vegas'daki oyunculuğuyla 'En lyi Erkek Oyuncu'; Susan Sarandon ise Susan Sarandon ve Nicolas Cage. 'Dead Man Walkıng'deki performansıyla 'En lyi Kadın Oyuncu' ödüllerinin sahibi oldu. Yönetmen Ang Lee'nin şu sıralarda Berlin Film Festivali'nde büyük ilgi gören Emma Thompson'ın başrolde olduğu 'Sense and Sensibility' filminin kadın oyunculanndan Kate VVinslet ise, 'En lyi Yardımci Kadın Oyuncu' ödülüne değer görüldü. 'En lyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü' ise 'Apollo 13'de Tom Hanks ile başrolü paylaşan Ed Harris'in oldu. Aktör Robert Redford'a 'Yaşam Boyu Başan Ödülü' verildi Çizgi fflımfe taklttçHQe son • ANKARA(ANKA)- Çizgi fılmlerde bundan böyle taklit etmenin önüne geçilecek. Insanlar üzerinde uygulanan DNA testi çizgi filmlerde taklitçiliğin önlenmesi için uygulanabilecek. Çizgi filmin genetık bir materyal içeren mürekkeple hazırlanmasına dayanan yöntemi Charles Butland adJı kişi uyguluyor. Butland, çizgi filmin yaratıcısmdan aldığı DNA parçalannı özel bir teİcnikle mürekkeple kanştınyor. Bu mürekkep, daha sonra filmin çizimlerinde kullanılıyor. Bu yöntemle yapılan çizgi filmin taklit edildiğinden kuşkulanıldığında bunun için geliştirilmiş bir alet, filmin karesi üzerinde gezdiriliyor. Nadip Almeev'in sergisi Basm Müzesi'nde • Kültür Ser>isi- Rusya (Kazan) doğumlu sanatçı Nadir Almeev'in suluboya resim sergisi bugün saat 17.00'de Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Müzesi'nde açılıyor. Kazan Sanat Akademisi'ni bitiren Almeev, yakın zamana kadar Kazan Sanatçılar Birliği Başkanlığını yapıyordu. Çalışmalan Rusya, Türki cumhuriyetler, ABD, Hollanda, Belçika ve Ingiitere'de sergilenen sanatçımn resimlerindeki ana tema, görülmemişi ve söylenmemişı belirtmek. 2. Istanbül Rock Festivaö bugün başkyor • Kültür Senisi - 2. tstanbul Rock Festivali Moğollar'ın Boğaziçi Üniversitesi'nde vereceği konserle bugün başlıyor. 4 gün sürecek fesrivalde 27 şubat salı günü Acil Servıs. Tibet Ağırtan, ve Mare Nostrum, 28 şubat çarşamba^ünü Bertuğ Sağınç, Kesmeşeker ve Bulutsuzluk Ozlemi, 29 şubat perşembe günü Tanju Aşanel, Bluescasters ve Empathy birkonser verecek. Boğaziçi Üniversitesi'ndeki 1300 seyirci kapasiteli Murat Dikmen Salonu'nda gerçekleştirilecek konserlerin biletleri Boğaziçi Universitesi girişinde, Mefısto Kitapevlerinde ve Vakkorama'larda satılıvor. I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear