23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAVFA CUMHURİYET 12 ŞUBAT 1996 PAZARTES» HABERLER Meclis hükümete endeksli • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 24 Aralık erken seçimlennin üzerinden 50 gün geçmesine rağmen hükümetin kurulamaması nedeniyle TBMM de rutin yasama çalışmalanna tam anlamıyla başlayamadı. thtısas komiyonlanna girecek milletvekilleri ve kornisyon başkanlan da yeni hükümeti bekiiyor. TBMM'deSSK'niniçine düştüğü kriz ve çözüm yollan konusunda RP ve ANAP milletvekilleri tarafından verilen, partilerin oybirliğiyle benimsenen Meclis araştırma önergesiyle ilgili 9 kişilik komisyonun üyeleri de bu hafta belirlenecek. Danıştay'a asker üye • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, boşalan Danıştay üyeliğine emekli Tümgeneral O. Temel Şahinoğlu'nu seçti. Karar dünkü Resmi Gazete'de yayımlandı. Şahinoğlu'nun hangı dairede görev alacağı daha sonra belirlenecek. İKSAN'da hesap sorma dönemi • ANKARA (ANKA)- İLKSAN'da yaşanan yolsuzluklardan sonra yapılan genel kurulda işbaşına gelen yeni yönetim, eski yönetimden hesap soracak. ILKSAN Yönetim Kurulu Başkanı Bekır Öngün, kurumun yaklaşık 3 trilyon liralık zarannın sorumlulanndan alınabilmesı için dava açılacağım bildırdi. AFnin kurutoış yıUonumu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel Başkanı Tansu ÇİIICT, Adalet Partisi'nin (AP) 45. yıldönümü nedeniyle, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirelı överek "DYP, Demokrat Parti'den Adalet Partisi'ne, Adalet Partisi'nden kendisine devredilen demokrasi bayrağını yılmadan yükseltmeye devam edecektir" dedi. Adalet Partisi'nin kuruluş yıldönümü nedeniyle, DYP yöneticileri de parti genel merkezinde bir basın toplantısı düzenlediler. 'Seçim çözüm • tZMİR(AA)-îzmir'de Genel-lş Sendikası'nın 4. Bölge Şubesi 2. Genel Kurulu'nda konuşan DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak, Türkiye'de seçimlenn çözüm olmadığinı belirterek "Bu seçimlenn ortaya çıkaracağı koalisyon biçimleri de ülkenın sorunlannı çözecek gibi gözükmüyor" dedi. Ozgürlük ve Dayanışma Partisi Genel Başkanı Ufuk Uras da çalışanlann, emekçilerin bir araya gelmek zorunda olduklanna işaret ederek "Kendi siyasal kadrolanmızı bu sendikal yapılar içinde üretmek zorundayız. Biz, bu sorunu halletmezsek, bu düzen bizi halledecek" dedi. Zaırtan ppotesto • İstanbul Haber Servisi - Zamlan protesto amacıyla gösteri düzenleyen Devrimci Tutsaklarla Dayanışma ve Mücadele Platformu (DETUDAP) üyesi bir grup dün Alibeyköy semt pazannda yürüyüş yaptı. "Çekin ellerimizi cebimizden", "IMF reçetelerine hayır" yazılı pankart taşıyan grup "Zamlar geri alınsm" şcklinde slogan attılar. Göstericiler daha sonra sessiz bir şekilde dağıldı. Kaçak Abhaztar • ZONGULDAK (AA) - Gürcistan'ın Suhumi Limanı'ndan hareket edip Türkiye'ye giriş yapmak isteyen, ancak yolcular arasında bulunan 10 Abhaz'ın pasaportlannm geçersiz olması nedeniyle Ereğli Limanı'nda bekletılen Tank Güner adlı gemi bugün hareket edecek. Gemi Kaptanı İsmet Güner, transit gözüktükleri için yük almalanna izin verilmediğine dikkat çekerek "Boş gemiyle yolculuk yapmamız gemiyi beşik gibi sallayacak. Bu nedenle yolculuğumuz tehlikeli olacağa benziyor" dedi. DSP'nin Sıvas raporu, bugün Genel Başkan Ecevit'e sunulacak 4 Ale\ıler potansiyel suçlu'TUREY KOSE ANKARA- DSP'h üç milletvekilinin Sıvas'ta yaptıklan incelemeler sonunda hazırladıklan raporda, "Hem teröristier hem de güventik güçleri halka baskı yapıyor. Köylü iki yönlü kıskaç aranda" sonucuna vanldı. Yörede 300'e yakın kişinin gözaltına alınmasına karşın, sadece 24 kişinin tutuklandığına dikkat çekılen raporda, "80 köy boşahruş ya da boşalölmış. Atevi- Sünni çatışması körükleniyor, vatandaşın ekonomik sıkınnlan hat safhada" denildi. Raporda, Alevilerin "potansiyel suçhT olarak görülmemesi, Alevı köylere yönelik operasyonlarda özel timin yer almaması, güvenlik güçlerinin halka yönelik baskılannın durdurulması istendi. Sıvas köylerinin boşaltılması ve Alevi yurttaşlara dönük baskılann yoğunlaşması üzenne, DSP lideri Bütent Ecevit, 3 milletvekilini bölgeye gönderdi. Izmir Milletvekili Hakan Tartan. İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak ve Gaziantep Milletvekili Ali Dıksoy'dan olusan heyet; Hafik, Zara, tmranh, Ulaş, Kangal ve Divriği ilçelerinde incelemeler yaptı. Milletvekilleri, Sıvas'tan döndükten sonra DSP lideri DSP'nin Sıvas raporundan: > Köylü iki yönlü baskı altında • 300'e yakın kişi gözaltına alınmış, tutuklananiann sayısı 24 > 80 köy boşalmış ya da boşaltılmış • Atevi-Sünni çekişmesi körükleniyor Ecevit'e bilgi verdıler. Ecevıt'ın, hazırlanan raporun bu haftakı grup toplantısında açıklanmasını ıstedıği öğrenildi. Raporun bugün tamamlanarak öncelikle DSP lideri Ecevit'e sunulacağı bildirildi. Edinilen bilgiye göre hazırlanan raporda Sıvas'taki durum ile ilgili olarak şu bilgilere yer venldi- "Yurttaşlar ekonomik nedenler, terftr ve terör baskısı nedeniyle köylerini terk etmek zorunda kalıyor. Yaklaşık 80 köy kısmen ya da tamamen boşalmış ya da boşaltılmış. Yurttaşlar iki yanlı baskı aranda. 541 köy var. bunlann 343'ü Alevi, 182'si Sünni. 16'sı da kanşık. Alevi köylerin yüzde 90-95'i dağ köyleri. Bu nedenle doğal olarak teröristlerin hareket alanına daha yakınlar. PKK'liler gdip köylüden yiyecek aüyortarmış, hatta bazen para bırakıyoriarmış. PKK, Sünni köyleri basıyormuş. O zaman da yörede Alevi-Sünni cekişmesini körükle>en 'PKK.. Alevı köylerden ekmek alıyor, Sünni köyleri basıyor' benzeri degeriendirmeler yapılıyor. Güvenlik güçlerinin köylülere baskısı çok yoğun. Gözaltılar çok fazla. 3(l0'e yakın kişi gözaltına alınmış. tutuklananiann sayısı sadece24. "Yardım ve vataklık' gerekçe gösterilerek tutuklananlann yanı sıra, bir de resmi olnıayan, birkaç saat turulup bırakddıklan için kay da geçmeyen gözalülar var." Yörede PKK, TİKKO ve DHKP-C'nin 150 militanı bulunduğunun tahmm cdildiği \e yurttaşlann "hem teröristlerin hem de güvenlik güçlerinin çifte baskısı altında" kaldığı vurgulanan raporda. yurttaşlann bu yöndeki yakınmalan ile ilgili olarak yapılan değerlendirmeler de şöyle: "Özel timden çok şikâyet var. Ozel tim görevlilerinin yurttaşlara karşı çok sert tavırianndan şikâyet ediliyor. Alevi- Sünni çekişmesi körükleniyor. Vatandaşlar köylerinde karakol kurulmasını istiyorlar, ancak kurulmuyor. Vatandaşlann ekonomik sorunlan da çok yoğun. Yörenin geçim kaynaklan ancılık, halıcıhk ve kısmen de tanm. Vatandaşlar a Ziraat Bankası'ndan kredi verilmivor.* Raporda, Sıvas'takı sıkıntılann çözümü konusunda yer alan bazı öneriler de şöyle: # Güvenlik güçlerinin gözaltılar ve diger bazı yollarla köylülcre yönelik baskılanna son venlmeli. # İsteyen büyük köylere karakol kurulmalı, istenirse bazı küçük köylerbir araya getirilmelı. # Yörenin ekonomik ve sosyal altyapısı tamamlanmalı. Kredi verilmesi önündeki engeller kaldınlmalı. # Alevi yurttaşlar, potansiyel suçlu olarak görülmemelı. Alevi köylere dönük operasyonlarda özel tım yer almamalı. 0 Koruculuk müessesi yaygınlaştınlmak isteniyor. Koruculuk sistemi. Güneydoğu'da çözüm olmadığı gibi Sıvas'ta da çözüm değildir. 'Köyleri boşaltmayın, onlar bizim' Yöre Dernekleri Platformu, Tunceli'den sonra Sıvas'ta başlatılan uygulamayı kınadı • Demek yöneticileri, devletin köylülere, 'Teröristlere yardım ediyor. Onlara yiyecek ve giyecek yardımı yaparak lojistik destek sağlıyorlar" düşüncesinden hareket ederek baskı politikalan uyguladığını söylediler. tstanbul Haber Servisi - Boş olduklan gerekçesıyle haritadan silineceği açıklanan köylerde oturanlara, 100'e yakın Sıvas, Tunceli ve yöresi derneğinin oluşturduğu 'Yöre Dernekleri Platformu'ndan, "Köylerimizi boşaltmayuı. Bu köyier bizimdir" mesajı verildi. Toplantıda, devletin Alevi ve Kürtleri potansiyel suçlu olarak gördüğü öne sürüldü. Aralannda Divriği Kültür Demeği, Tunceli Kültür ve Dayanışma Derneği, Zara Dernekleri Platformu, Tokat Derneklen Platformu, SEV- DER (Sevdilli ve Çevre Köyleri Derneği), Kiğı Adaklı, Yayladere, Yenisu Kültür Derneği (KAYY-DER) tarafından oluşturulan platform adına Taksim'deki OLEYİS Sendikası'nda düzenlenen toplantıda, devletin daha önce Tunceli'de olduğu gibi Sıvas'ta da köyleri boşaltma politikası içinde olduğu belirtıldı. Dernekler adına konuşan Divriği Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Hüseyin Gülseven, devletin köylülere, "Teröristlere yardım edfyor. Onlara yiyecek ve giyecek yardımı yaparak lojistik destek saghyor" düşüncesinden hareket ederek baskı politikalan uyguladığını anlattı. Köy muhtarlannın ve köylülenn çağnlarak "Bilgilerinize başvuruyonız" söylemı altında gözaltına aldıklannı ve işkence gördüklerini öne süren Gülseven, "Şimdi buradan devletin resmi yetldlOerine sormak istiyoruz. köylükri, köy meydanında toplayarak "Köyü boşaltacaksınız' demek bOgisine başvurmak nudır" diye konuştu. llginç olanın teröristleri yalnızca resmi görevlilerin görmesi, hiç çatışma olmaması olduğunu söyleyen Gülseven, şöyle devam etti: "Bu yöredeki köytüler, Güneydoğu'daküerden farkh düşünce yapısına sahipririer. Yaş ortalamalan 60'ın üzerinde olan köylülerin PKK ile ilişkileri oiması ihtimali bulunmamaktadır. 40 kişilik bir köyde 400 asker güvenligi sagiarnak için bulunmaktadır. Srvas'ın köylerinde çıkan olaylann düşündürücü bir yanı da özeUikle Alevi ve Kürt köylerinde olmasKİır. Devletin Alevi ve kürtleri potansiyel suçlu olarak görmesinin bir sonucudur bu. Bu politika Doğu'da ve Güneydoğu'da Türk- Kürt, Sıvas Çorum ve Kahramanmaraş gibi yerierde Alevi-Sünni çelişldsi üzerine inşa ediliyor. Ben Sünni bir köy ile Alevi bir köyün çatıştığuu hiç duymadım. Devlet bu ırkçu şoven ve asimüasyoncu poiitikasını 'PKK ve terorizmi yok etmek' yalanı ile gizlemek ve gözlerden kaçumak istiyor. Gazi olay lan, Sr\as olay lan bu sakat anlayışın üriinüdür." Tunceli Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Setınan Yeşflgöz de Pazartesi günü Güçlükonak'a gidecek olan Tunceli Kültür ve Dayanışma Derneği temsilcisi Hasan San'ın dönüşünde kendilerine vereceği raporu kamuoyuna açıklayacaklannı söyledi. Yeşilgöz, "Daha önce TunceJi'ye Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın, iki bakanla birtikte gitti. Sorunlan çözeceklerine dair sozler verdL Biz artık dev let yetkililerinin sözlerine inanmıyonız" dedi. 'Bu dnayeün tanıkkm var' Basın Müzesi'nde iki hafta sürvy le açık kalan " Ben Metin Göktepe, Ga/cteci- yim" adlı fotoğraf sergisi dünden iti- baren Beyoğlu Anzavur Pasajı'ndaki Evrensel ve Medkom kültür merkez- ierinetaşuıdı. Serginin, açılışına Metin Göktepe'nin ailcsi, yakınlan. meslek- taşlan \e yurttaşlar kankh. Serginin açı- lışmdan sonra "Metin'iz, Buraday ız" beigeseli de gösterime sunuldu. Daha sonragerçekkştirlen''BuGnayetiııTa- nıklan Var" konulu toplanü ise isteyen herkesin konuşmasına açıkb. Konuş- macüar.gazetecilerin öidürülmemesini ve faili meçhul cinayetlerin bundan sonra olmamasını. suçlulann bir an önce yakalanarak hak ettikleri cezaya çarpânlmasını istediler. Sergide Ara Güİer'den İsa Çelik'e kadar 65 gaze- tecinin 100"ün üzerinde veçeşhli konu- larda fotoğraflan yer alıyor. Ay nca ser- gide, Metin Göktepe'nin çektiği resim- lerden oluşturulmuş bir köşe de bulu- nuyor. Göktepe'nin son görevine gi- derken yanında bulunan çantasu yele- ğû henüz kuflanılmamış fılnıleri. not def- teri. kalemleri de ay n bir standda ser- gileniyor.Sergiyiae/i'n/i\aretciler,ken- dileri için açılan imza defterine de duy- gu ve düşünceterini ya/ıyorlar. İlgilenen- ler fotoğraf sergisini, 19 şubata kadar gezebilecekler. (Fotoğraf: KUBİLAY TÜNTÜL) BIZBIZE ERDAL ATABEK Güdülenmiş Algı Seçici Algı... Algı, bir uyarınm kişi tarafından duyu organlarry- la (göz, kulak, burun, dil, deri ile) alınması ve mer- kezi sinir sisteminde degerlendirilmesidir. Uyarı, bir uyaran tarafından gönderilir; görme, işitme, kokla- ma, tatma, dokunma yoluyla algılanır. Asıl önemli yanı da bundan sonraki işlemdir. Çünkü her an sa- yısız denecek kadar çok algı alınır ama, beyin bun- lardan bir seçme yapar. Bu seçmeyi de yapmak zorundadır, eğer hepsini işleme koyacak olursa be- yin ile işin içinden çıkamaz. işte, bu seçme işlemi- ne "seçicialgı"den\r. "Seçicialgı", artık kişilerin ken- di seçtikleri algı değildir. Daha önce öğrenilmiş yar- gılarla seçiciliği yönlendirilmiştir ve artık "güdülen- miş algı "dır. Bugün toplumun çok büyük bir çoğun- luğu, hayatı "güdü/enm/şa/g/"larladegerlendirmek- tedir. Bu "güdüleme" de yazılı ve görüntülü medya organlarıyla, gazeteler, televizyon kanallan yoluyla yapılmaktadır. "Güdüleme'yeyön veren büyük uya- ran da her alana egemen olan sermaye gaıplarıdır. Toplumlara ulaşan bilgiler de haberler de yorumlar da bu sermaye gruplannın süzgecinden geçerek yön- lendirilmişlerdir. Ama sermaye grupları dünyadaki tek güç kaynağı değildir. Ulusal bilinç grupları, sivil toptum örgütlerı, toplumlardaki aktif gruplar serma- ye gruplannın dışında, kimi zaman da karşısında bir güç oluşturma mücadelesi vermektedirler. Serma- ye gruplannın amacı olan "enazgiderie en çokka- zanç" ilkesi, bunun için de "daha çok kişiye daha çok mal satmak" hedefi, ortaya bir "tüketim uygar- lığı" yanılgısı çıkarmıştır. Uygariığı "daha çok tüke- tim"\e açıklama yanşı ise dünya kaynaklarının ku- rutulmasına, kaynakların yağmalanmasına, çevre kirlilığine yol açmaktadır. Buna bir çözüm buluna- cak mıdır? Bulunursa, nasıl bulunacaktır? Şimdi küçük bir "algılama" testi yapalım. • • • Leydi Diana'nın itirafları neydi? DİSK davasında yönetıcıler neyle suçlanryordu? Bayramda nereye gidiyorsunuz? Sarah ile Musa aşkında ne düşünmüştünüz? TBMM'nin "FailiMeçhullerRaporu" ne olmuştu? Mesleginizi doğru seçtiğinize inanıyor musunuz? Milli futbol takımının teknik dırektörü kimdir? Öldürülen gazetecı Metin Göktepe hangi gaze- tenin muhabiriydı? Oğlunuz ya da kızınız hangı mesleği seçsin ister- diniz? Dünya Sevgililer Günü'nün tarihini biliyor musu- nuz? TEMA Vakfı neyle uğraşıyor? Yaşınızdan genç göstermeyi neye borçlusunuz? Çaycı Fehriye hangi olaya kanşmıştı? Radyasyonlu çaylann ne olduğunu biliyor musu- nuz? Günde kaç bardak çay içersiniz? Hülya Avşar'ın son klibini erotik buluyor musu- nuz? .,, Erasmus size neyi anımsatıyor? Erken emekli olmayı istiyor musunuz? • r| • • • Bu küçük testteki soruları yanrtlarken, göreceğiz ki her soru farklı bir "algılama"ya yönelmektedir. Günlükolaylarailişkin "magazin bilgi" sorulan, "sos- yal-politik ilgi" soruları ve "kişisel hayata ilişkin" so- rular algımızın seçiciliğine göre dikkatimize çarpıp belleğimize yerleşen bilgi formatlarını harekete ge- tirmektedir. Buna benzer bir soru testini 65 milyon- luk Türkiye'de yaş gruplannın yanıt süzgecinden geçirirsek ne bulacağız? Olasılıkla bulacağımız, "gü- dülenmiş algılarta oluşturulan yüzeysel gündelik kültür"ün toplumumuza egemen olduğudur. Böyle bir bilgi oluşumuyla uygar birtoplum olabilme şan- sı hiç mi hiç yoktur. Bu durum Türkiye'de din ile milliyetçiliğin neden yükseldiğini (ve gıderek neden daha da yükselece- ğini) göstermektedir. Neden-sonuç ilişkisine dayan- mayan bilgi oluşumunun "güdülenmiş a/g/"yates- lim edilmesinin başka bir sonucu olamaz. Çocuk eği- timinden başlayarak her yaşta insanın kendi özgür "seçici a/gv"sını yaratacak bir eğitim-kültür dönü- şümü gerçekleştirilmediği sürece gelecekte bugün- lerimizi de çok arayacağız. Niyazov: Türk. şirkeüeri güven kazandı İSTANBUL (AA) - Türkmenistan Cumhurbaşkanı Saparmurad Türkmenbaşı Niyazov, Türk şirketlerinin ülkesinde güven kazandığını söyledi. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in resmi konuğu olarak Türkiye'de bulunan Niyazov, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) bünyesınde faaliyet gösteren, Türk-Türkmenistan İş Konseyi üyeleri ile tstanbul'da bir araya geldi. Türkmenbaşı, işadamlanna yapüğı konuşmada, ülkesindeki Türk yatınmlannm 1 milyar dolan aştığinı. Türk şirketlerinin ülkesinde güven kazandığını söyledi. Türkmenistan doğalgazını Batı'ya taşıyacak boru hattı projesine de değinen Niyazov, bu konuda bütün önerilere açık olduklanru, boru hatömn yapımında Türk şirketlerinin de yer alabıleceğını ifade etti. Tüm Yargı-Sen İstanbul Şube Başkanı Ali Yazıcı, infaz sisteminde köklü reformlar istedi 'Cezaevleri sorunu, genel afla çözülür'GÜNNURtLHAN Tüm Yargı-Sen İstanbul Şube Baş- kanı AH Yaaa, Türkiye'de her iki mah- kûma bir infaz koruma memuru düş- tüğünü belirterek, "Cezaevlerindeki sorunlar, öncelikle bir genel af çıkanl- rnadan, cezaevlerinin flziki yaptırım- larla ceza infaz sisteminde köklü re- formlar yapılmadan kesinlikie çözüle- mez" dedi. Yazıcı, ceza infaz memur- lannın günde 16 saat ve çok riskli bır ortamda calıştıklannı söyledi. Cezaevlerinde bitmek tükenmek bilmeyen sorunlar ve bu sorunlar or- tasında ceza infaz memurlannın için- deki sıkıntılar üzerine Tüm Yargı-Sen tstanbul Şube Başkanı Ali Yazıcı ile görüştük. Yazıcı, Türkiye'de 9 bini sol siyasi mahkum olmak üzere toplam 50 bin tutuklu ve hükümlüye 24 bin infaz koruma memurunun hizmet verdiği- ni belirtti. Yazıcı. Italya'da her beş mahkûma bir göre\ li. Japonya'da ise her 200 mahküma bır görevli düştü- ğüne dikkat çekerek, "Türkiye'de ise yaklaşık olarak her iki mahkûma bir ceza infaz memuru düşüyor. 24 bin in- fay koruma memurunun 17 bini de doğrudan cezaevlerinde görev yapı- yor. Bu y üksek orana karşın cezaevle- rinde sorun tükenmiyor" diye konuş- tu. Yazıcı."terör denen" sorunun Tür- kiye'nin köklü ekonomik sorunlanna çare bulunmadan ortadan kaldınla- mayacağını. sorunun tek kişilik hüc- relerle dolu "modern cezaevleri'' yap- makla ise hiç çözülemeyeceğini vur- guladı. Öncelikle bir genel af çıkar- tılması gerektiğini anlatan Başkan Ya- zıcı, 600 yıllık Ceza İnfaz Kanunu değiştirilerek günün koşullanna, ihti- yaçlanna yanıt verecek bıçime dö- nüştürülmesi gerektiğini vurguladı. Geçen ay içinde 4 mahkumun ölü- müyle sonuçlanan Ümranıye Ceza- evi'ndeki olaylan anımsatan Yazıcı, bu türden olaylann siyasi iktidarlann için- de bulunduğu sorunlarla çok içiçe or- taya çıktığını söyledi. Ali Yazıcı, ka- muoyunun dikkatinın siyasi mahkûm- lar üzennde toplandığını, oysa adli mahkûmlann bulunduğu koğuşlarda çok daha büyük sorunlar yaşandığıru belirtti. Yazıcı, bazı adli mahkûmla- nn kannlannın bile doyurulamadığı- nı bu koşullarda her türlü gaynmeşru olayın meydana geldiğini ifade etti Bayrampasa Cezaevi'nde çok sa- yıda sılah ve cep telefonunun ele ge- çirilişini bu nedenle 88 infaz koruma memurunun, cezaevine eroin soktuk- lan gerekçesiyle ise 5 infaz koruma memurunun yargılanmaya başladığı- na da deginen Ali Yazıcı. her iki ola- ya ilişkin değerlendirmesıni şöyle özetledi: "Başta Bayrampasa olmak üzere bütün diger cezaevlerinde hiç bir memur kendibaşuıa cezaevine bir şey sokamaz ya da çıkaramaz. Bu sa- dece cezaevi yönetiminin gözyıımma- sıyla mümkündür. Ben cezaevlerinde mafya okiuğuna da inannuyorum. An- cak cezaevi yönetimi mahkûmlara farkh muamek yaparak mafya yara- nr. Cezaevlerinde kimin yetkiİi, kimin sorumlu olduğu belirienmeti. Yeni ya- sa) düzenkmelerle yetki tek eMe top- lanmalı." Başkan Yazıcı, ceza infaz memur- lannın çalışma koşullannın da düzel- tilmesini ısteyerek bir polıs memuru- nun bile hangi koşullarda ölüm tehli- kesiyle karşılaşacağı belli ohnadığı- nı söyledi. Yazıcı şunlan söyledi: "Ce- zaevlerinde görevyapan memuriar sü- rekli risk aranda çahşuiar, ne zaman ve neden saldınya uğnıyacaklan bile belli ülnıayabilir. Risk altında ve var- diya sistemiyie günde 16 saat çahşbğı- nuz halde 15ie 16mOyon arasında ma- aş abyoruz. 2802 saydı yasa ve sendi- kal örgütlenme hakkı konusunda çtf- te standart uygulamasryla karşı kar- şıyayız. Yargt çalışanlan güvenlik etemanı kabul edilip sendikal örgütkn- mt hakkı dışında tutuluyor ancak güvenlik ekmanlanna tanınan diger olanaklardan her nedense yarar- lanamıyoriar. Ömeğin 1992 yıh Arahk ayuıda infaz koruma memurlannın sÛah bulundurabileceğine ilişkin bir düzenleme öngörühnüş. Ancak, süah verilmiyor. Silahı kendi paramla al- mak zorundayım. 2802 sayih yasa, sav- cı ve hâkimlerin suç işlemeleri kar- şısında abwykİHn cezalan iki katma çıkaracak hükümler içeriyor. Biz suç işlernemiz haGndebu yasayatabiyiz. An- cak savcı ve hâkinıkrinücretsizlojman, lokal. yolculuk etme gibi haklanndan yarartanamıyoruz. Bi/Jeri ya tümüy- İe bu yasa kapsamı içine abınlar ya da tümüyle dışuıda btraksınlar."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear