23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
&> ARALIK 1996 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER "Devletin çetesi Dlmaz" • KAHRAMANVIARAŞ (Cumhurnet)- THY nın Kahramanmaraş'a tarifelı uçak seferlerıne başkması nedeniyle düzenlener törene katılan Milli Eğıtım Bakanı Mehmet Sağlam. ijazı sıyasilenn Susurluk olayından çıkar temirı etrne\e çalıştıklannı öne sürdu Bazı gruplann. "devletin çıvısini gevşetme flahasına" bin yıllık devlet geleneklerini ayaklaraltına alarak eleştırıde İHII unduğunu söyleyen J>ağlam. " Devletin çetesi. ıjıafyası olmaz. Suçlann j^ahsilıği esastır" dedı. Jlsker ve polise yargı yolu • A.NKARA (ANKA) Dıyarbakır Cezaevi'nde 11 Kişinin ölümüne neden .olduklan öne sürülen asker *ve polıslerin •yargılanmasına yönelık dosyayı ınceleven II Idare Kurulu'nun lüzumu muhakeme' karan verdiği tjgrenıldı. Dıyarbakır <îezaevi'nde 11 tutuklu ve •hükümlünün daha çok -Rafalanndan aldıklan ağır tlarbeler sonucu yaşamını ^ıtırdığinı saptayan TBMM -Ifisan Haklan Komisyonu, 30 asker \e 38 polısın adam öldürmeye ve (jraralamava sebebıyet .^erdıklerı gerekçesıyle j^argı önüne çıkanlması jfin Başbakanlık. Adalet ve j^ışlen Bakanlığı'na İ)aşv urmuştu ferör bilançosu • SIVAS (Cumhuriyet) - K^entte 1996 yılında yapılan yatınmlar ve hizmetler açısından bır değerlendırme yapan Sıvas Valisı Aydın Güçlü. vatınmların ve terör blaylannın anış gösterdığını sövledı. 1996 yılı içınde Emniyet bölgesinde 8 ayn terör Olayının meydana geldığini belirten Vali. Jandarma bölgesinde meydana gelen •24 ayn terör olayında ise 7 DHKP C- DEVSOL mılttanı ıle 50 PKK mılıtanının öldürüldüğünü, bır DHKP C- DEVSOL. 6 PKK mılıtanının da yakalandıgını belirtti. Çiller'den açıklama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Yardımcısı ve Dışışlerı Bakanı Tansu Çıller'in eşı Özer Uçuran Çıller, ABD yurttaşı olduklan savlan>la ılgılı olarak "Ne benim. ne eşımın ABD'den alınmış pasaportlan yoktur. Biz. "kendimizı Türkiye'ye "adadık" açıklamasını yaptı. ^)zer Çıller. dün yaptığı yazılı açıklamada "*defalarca yalanlamalanna karşın. bazı çevrelerin ••Çiller aılesınin ABD yurttaşı olduğu yalanını pompaladıklarını" söyledi. Çıller. '"Bu yalanı ortaya atanlann başında sahte MtT raporcusu ve düzmece belge mucıdi bir kışi ğelmektedir. Ancak ne hazındir ki, kendisine parti hderliğini vakıştıran bu kışınin Türkiye'yi kanştırmak yolundaki tüm yalanlanna sadece basının bazı kalemleri değil, siyasilenn bir bölümü de sanlmakta, yalan bilgilerle Çiller aılesenın kamuov unda yıpratılması hesabını yapmaktadırlar" dedi. 'Ön yargılı olmamalıyız 1 • ANK.\R\ (Cumhuriyet Şürosu)-DYP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Gölhan. Ömer Lütfü Topal cınavetıne adı kanşan Sedat Bucak'ın koruması ve özel harekâtçı Ayhan Çarkın'ın apıklamalanna dikkat çekerek "Bu açıklamalar ön yargılı olmamamız -aerektiğını gösterdi JHoşgörülü ve sabırlı •dlmalıyız. Kendi kendimize feiriierini yargılıyorve ^nfaza götürüyoruz. Bu -ihsanlann masum olduklan ortaya çıkıyor" dedi. 'Yılbaşmda dua edilmeli' î l \NKARA (ANKA) - (Pnanet İşleri Başkanı ^f ehmet Nun Yılmaz. ,yılbaşı kutlamalan 4ohyısıyla "'içki, kumar. ^efahat v e tüketim jjlkınlığı " şeklinde vakit ^eçırmenin i)na\ lanamayacağını ,bel rterek "Tüm jijia:lumlann saadet ve frurtuluşu ıçın dualarda bubnmalıvız" dedi. Başbakan Erbakan, gerekirse olaym yargıya intikal edeceğini söyledi Susurhık koıılisyoım tatilcleANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başba- kan Necmettin Erbakan. Susurluk kazasıvla ortava çıkan karanlık bağlantılar konusunda "shasetçi, bürokrat ve suçlulann oluşturdu- ğu bir\umak" benzetmesinı yaptı. Erbakan. ıncelemenın 10 avrı koldan sürdürüldüğünü belırtırken, ilgılı kuruluşların ortak bir çalış- mayla nıhaı raporu hazırladıklarını. olavın "bir kısmıvla >argıya intikal edebileceğini" söjledı. TBMM Susurluk Komisyonu. bu- gün ıfadesıne başvurma kararı aldığı Özel HarekâtDaıreBaşkamekılıİbrahimŞahin'e ulaşamayınca bugün toplanmaktan vazgeçti. Başbakan Erbakan. Shou TV'de bu akşam vavımlanacak 32. Gün programına yaptıgı açıklamada. Susurluk olayının ardından 10 avrı araştırma v ürütüldüğünü belırterek. ken- dısıne sunular raporlarda, devlet içınde dev- let otontesınden kopuk bazı gruplann bulun- duğuna dikkat çekıldıgını sövledı. Işın içın- de sıyasilenn ve bürokratların bulunduğunu kaydeden Erbakan. 32. Gün'den vapılan açık- lamaya göre şöyle konuştu: "Çcşitli insanlar hakkında bilgiler getirildi. Bunlann hiçbirisi kesin bir mana ifade etnıi- yor. Bu insanlann içerisinde sivasi olanlar da var. Bu insanlann içerisinde bugüne kadar çok sabıkası olan insanlar \ ar. Bütün bunlar- dan me\dana gelmiş bir yumak." Fransızlarla ortak sehir Akşenerin davranışı doğal' Erbakan, ıo ayn koldan incelendiğini belirttiği Susurluk olayının siyasetçi, bürokrat ve bazı suçlulardan oluşan bir yumak olduğunu söyledi. Erbakan, nihai raporun hazırlandığını ve olayın "bir kısmıyla" yargıya intikal edebileceğini belirtti. Başbakan. Kemal Yazıcıoğlu'nu. kendisine haber vermeden Çiller'in talimatıyla Istanbul Emniyet Müdürlüğü görevinden alan olayının Içişleri Bakanı Akşener'in davranışının "gayet doğal" olduğunu savundu. Başbakan Erbakan. partısının Merkez Ka- rar Yürütme Kurulu toplantısı öncesinde ga- zetecilenn soruları üzerine yaptığı açıklama- da da. Susurluk tartışmalarının yılbaşını ız- leyen günlerde gündemden çıkacağını sövle- dı. Erbakan. kazanın hemen ardından ılgılı yerlere ınceleme ve araştırma, gerekirse so- ruşturmayapılması yetkisi verildiğini. bu vet- kının Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'ın vaptığı lıderler zirvesının hemen ardından tekrarlandığını söyledi. Erbakan. Başbakanlık Teftış Kurulu'nun konuyla ılgilı olabıleceğını göz önüne alarak kapatılmış 10 dosyayı da yenıden açarak ın- celemeye aldıgını belirtti. Erbakan, ıncele- meyi yürüten Başbakanlık Teftış Kurulu. Adalet Bakanlığı, Içışleri Bakanlığı ve sav- cıların ortak bır heyet çalışması yaparak ni- haı rapor üzerınde çalıştıklannı kaydederek, şöyle dedı: "Raporda vanlan sonuçlara göre, gereken karariar alınacak ve açıklamalar >apılacak- tır. Henüz nihai raporelimize gelmemiştir. Ra- pordaki sonuçlara göre, eğer gereki>orsa ko- nu bir kısmiNİa \argı\a intikal edecektir. Bir sonışturma söz konusu olursa sonuna kadar gidilecektir. Bir icra organı olan hükümet ça- lışmalannı tamamlamış olacak. eğer >argıva intikal ederse de. >argı o konuda çalışmalan- nı sürdürecek. Yargıyı etkilemek anavasava aykın olduğundan, hatta konuşulma>acaktır bile. Bö> lelikle 2 aydır gündemi meşgul eden Çiller: 7.5 milyar dolara yeni bir Istanbul kurulacak İstanbul Haber Senisi - Başbakan Yardımcısı Tan- su Çiller, İstanbul yakınla- nnda Türk-Fransız ortaklı- ğıyla 7.5 milyar dolar har- canarak yeni bir şehir kuru- lacağını söyledi. \eni şeh- rın özellikle Balkanlar. Kafkaslar. Karadenız Eko- nomik Işbirlıği kapsamın- da olan ülkelerin Ortado- gu ve Avrupa Birliğı ülke- lerinın finans ve tıcaret merkezi olacağını belirten Tansu Çiller. "Böylece AB'ye girişimiz daha kolav olacaktır" dedı. Çıller. Istınye Devlet Hastanesi'nı denetledıkten sonra çıkışta ÖDP Sanver tlçe Sekreteri Haluk Aga- beyoğlu tarafından protes- toedildi Yaşasın özgüriük, dayanışma", -Tansu, çete- lerini bov le kapatamazsın" dıyerek Çiller'ı protesto e- den Agabeyoğlu. koruma- lar tarafından ağzı kapatı- larak bır polıs otosuna bın- dırıldı Agabeyoğlu'nun gözaltına alındıgı belırtıl- di. Çiller, önceki gün Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna tarafından açıklanan 'sağ- lık reformu'yla ilgılı bılgi almak isteyen muhabırimi- ze. "Cumhuriyet'in haber- leri saptırdığınr söv ledı. Çıller. dün saat lİ.OOcle Istinye Devlet Hastane- si 'ne "baskın denetim" dü- zenledı. Basının yarım sa- at öncesinden haberdar edildiği denetımde. Bursa Mılletvekıli Necati Çetin- kaya'nın gazetecilerden önce hastanede olduğu be- lirlendı Çiller gelmeden önce hastanede kapsamlı birtemizlik ve bakım çalış- masının yapıldığı görüldü. Hastaneye beraberınde Aktuna ve DYP İstanbul 11 Başkanı Celal Adan'la bır- likte gelen Çiller., başhe- kım Cengiz Tamer'den hastane hakkında bilgi ai- dı. Daha sonra servıslerı gezen Çıller, hastalarla sohbet etti. Çıller, 3 yıldan beri üze- rınde çalıştıklan sağlık re- formu projesının yılbaşın- dan sonra 3 yasa şeklinde Bakanlar Kurulu'na sunu- lacagını sö>ledı. Şimdiye kadar dev let finansmanı- nın doğrudan hastanelere venldığını belirten Çıller, şöyle devam ettı. "Bütün dünyada devle- tin bu finansman gücü, doğrudan doğruva vatan- daşın kendisine veriliyor. Yani vatandaş, kendi para- sıyla istediği hastaneyi se- çcbilivor \e bu hastaneye kartıvla giriyor. Bundan bö>le devlet, sübvansivonu hastanelere değil, doğru- dan doğruva > atandaşa ve- recek. Imkânı olmayanla- nn, ortadireğin ve belirli bir ücretin altında aldığı tespit edilenlerin bütün im- kânlannı devlet karşılaya- eaktır." Çıller. tstanbul yakınla- nnda yapacaklan 7.5 mıl- v ar dolarlık proje hakkında da şu bılgilerı verdi: "Tıpkı Singapur gibi yepveni bir oluşumdur bu. Buranın alt \ e üsty apısının yapımında 120 bin kişiye iş \e aş bulunacaktır. En üst düzeyde altyapısı olan bu şehir, İstanbul'a hediye- mizdir. Banş merkezi nite- liğinde bir finans merkezi olacaktır. A\ rupalılann, Balkanlar'ın, İslam dünva- smdan ülkelerin bizzat ofis- lerinin olduğu projenin fi- nansman anlaşması ünza- landı. Türkiye'nin AB'\e girişi sanıldığından daha çabuk olacaktır." ÖDP İstanbul il örgütü. vaptığı açıklamada. Aga- beyoğlu'nun demokratik tepkısını dıle getırdığını belirtti. ÖDP açıklamasın- da. "'Çetelere duyulan tep- kiyi dile getirenlerin gözal- tına alınması, "Çıller'e çe- te koruması mı' sorusunu akla getiriyor" denildi ve Agabeyoğlu'nu gözaltına alanlar hakkında soruştur- ma açılması ıstendi Rize'de incelemelerde bulunan ANAP lideri Yılmaz'a, .Ardeşen'de kurulu Asel- san silah fabrikasında % Atmaca-53" tabancası hcdiye edildi. (Fotoğraf: A A) 'Çülerler1997'de kaçacak' İSTANBUL / TRABZON (Cumhurivet) - ANAP Genel Başkan \'ardımcısı Yaşar Okuvan. son 6 av içerisinde ortava çıkan 18 çetenın "Yah Çetesi"ne bağlı olduğunu öne sürdü. Bu gerçeklerın açığa çıkmasından korkan *"Çiller ailesinin panikle beraber ruhsal bir depresvona girdiğini" sövleven Okuvan. "Çillerler'in, 1997'de yurtdışına kaçacaklan konusunda ciddidu\ 1 umlaraldık"dedı. Başbakan Necmettin Erbakan ve vardımcısı Tansu Çiller'ın ülkeyı 'yalanlarla' ıdare etmeye çalıştıklannı savunan ANAP Genel Başkan Yardımcısı Ali Kemal Başaran da. -Türkive'de Susurluk konuşulmavacak da ne konuşulacak? Tansu Çiller şo\ \apma\ ı bıraksın da sorunlan çözsün" dıye konuştu. Yaşar Okuvan, Susurluk kazasıvla ilgilı son gelişmelerı değerlendırmek üzere dün ANAP İstanbul İl Merkezı'nde bır toplantı düzenledı Okuv, an. Focus dergısının geçen av çıkan sayısındakı bır vazıda Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller hakkında. 'Şeytanı büe olmayan kadın" tanımlamasının >apılmasına dikkat çektı. Ortava çıkan kirlı ilişkilerin araştırılmasında Çiller'ı muhatap almadıklannı belirten Okuvan. •'Çünkü Çiller ola> lann tarafidır ve içindedir" dedı. Çıller'in eşı Özer Çiller'le bırlikte bır panık ıçerısıne gırdığını vurgula>an Okuvan, bu nedenle süreklı olarak ıftıra. saldırı ve tehdit kampanyasına gırıştiklerını kaydetti. Trabzon'da basın toplantısı düzenleyen ANAP Genel Başkan Yardımcısı .Ali Kemal Başaran da. Tansu Çıller'ı gerçek ana olarak kabul etmediklerını kaydederek "Gerçek ana vefakâr. kom\an. kollayan, esirgeyen olmalıdır. Ama 5 yıldır tersini yapıvor. Zenginliğine zenginlik katıyor ama, işçi. emekli. dar gelirli daha zor duruma düşü>or"dedı. bu konu gündemden çıkacaktır." Erbakan. DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller' in "Susurluk olayı- nın üstüne gidenler Apo'cudur" sözlerini na- sıl değerlendirdığı sorularını ıse yanıtsız bı- raktı. t Akşener''in tavn doğal' Erbakan. gazetecılenn "Yaacıoğlu'nunso- ruşrurma>a muhakkik olarak atanması düşü- nülü\or mu?" sorusu üzenne, Başbakanlık Teftış Kurulu'nun istediği kişıyı göreviendir- me yetkisinin bulunduğunu belirterek, kuru- lun alacağı kararlara müdahale edılmesınin söz konusu olmadığını söyledi. Erbakan, 32. Gün'de MehmetAli Birand'ın sorulannı yanıtlarken de. Içışlen Bakanı Me- ral Akşener'in "olayı 15 günde çözebileceği- ni" belirten Kemaİ Yazıcıoğlu'nu tstanbul Emniyet Müdürlüğü görevinden uzaklaştır- ması konusunda haklı olduğunu savunarak, "Bir bakanlığın kendi tabii hakkıdır. Bütün bakanlıklar içerisinde bakanlara verilmiş bir >etkidir. Bunlar olur" dedi. Erbakan. Akşe- ner'in kendisine haber vermemesinin gayet doğal olduğunu belirtti. Susurluk kazası>la ortaya çıkan ılişkileri ıncelemeye devam eden Meclıs araştırma ko- misyonu. ıfadesıne başvurma kararı aldığı Özel Harekât Daıre Başkan- vekılı Ibrahim Şahın'e ulaşa- mayınca bugünkü çalışması- nı iptal ettı. ANKA'nın haberıne göre Komisyon Başkanı RP Nev- şehır Mılletvekıli Mehmet El- katmış. Çatlı v e Topal cınaye- tine kanştıkları ıleri sürülen üç özel tim görevlısınin ey- lemlennden haberder olduğu iddia edılen Ibrahim Sahin'in ıfade vermeye gelmesı ıçin lçişlen Bakanlığı nezdindegi- rişımlerde bulundu. Ancak, Şahın'ın ifade vermesı ıçın gerekli sözlü teblıgatın ulaşa- mayacağı anlaşılınca bugün- kü komisyon toplantısı erte- lendı. Komisyon perşembe ya da cuma günü toplanıp Şahin ile açığa alınan İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Bilgi Cnal ve Topal cınayetıne kanştık- ları ılerı sürülen ve Sedat Bu- eak'ın korumalığını vapan üç özel tım görevlısınin ıfadesı- ne başvuracak. Şoförün ailesine yardım Haber Merkezi-CHP Ge- nel Sekreten Adnan Keskin. Susurluk'takı kazaya karı- şan kamyonun şotorü Hasan Gökçe'nın ailesine para ve gıda yardımında bulundu. Gökçe'nin yargılanmasına bugün devam edilecek. Berabennde Denızli Be- lediye Başkanı Ali Marım ve çok sayıda partılıyle Bul- dan'a geİen Keskin. Hasan Gökçe'nin evinizivaret ettı. Gökçe'nin eşı Sultan Gök- çe'ye geçmiş olsun dılekle- nni ileten Adnan Keskin. "Sizin vanınızdayız, sizleri unutmavacağız" dedi. Zıyaretin amacının siyasi olmadığını. sadece Susur- luk'takı kazada mağdurolan Hasan Gökçe'nin eşı ve ço- cuklanna insani yardım amacı taşıdığını anlatan Keskin, partililerin topladık- lan I30milyon liranın içın- de bulunduğu bır zarfı Sul- tan Gökçe'ye verdi. Partili- ler de ıçlerinde çeşıtli gıda maddelen bulunan yaklaşık 30 navlon poşetı eve taşıdı- lar. Sultan Gökçe. teşekkür ederek "Yaptığınız iyüikleri unutmayacağız" dedi IRMIKI AYDIN ENGİN e - mail: engin (u planet.com.tr Aczmendi şeyhi Müslüm Gündüz yakalandı. Silahlı mili- tanların barındığı bir hücre evi basılırcasına ve üstelik son de- rece medyatık bir ortamda ger- çekleşen başarılı(!) bir polis ope- rasyonu izledik. Birinci parantez: Bereket Ay- han Çarkın, Oğuz Yorulmaz, Ercan Ersoy gibi namlı özel tim- ciler, içişleri Bakanı (Adı neydi o- nun? Hep unutuyomm) tarafın- dan görevden alındılardı da fu- kara Müslüm Gündüz canlı ele geçirildi. Verilmiş sadakası var- mıs). fkinci parantez: Türkiye'de ne zaman askeri darbe olsa, hemen ardından bir yerlerden, Güney- doğu'da bir kuyuda çok zengin petrol daman bulunduğu. Trak- ya'da bütün Türkiye'ye yetecek kadar doğal gazfışkırdığı haber- leri gelir. Yazıişleri müdürü ava- naksa bunları haber sanır ve kul- lanır. Türkiye'de ne zaman polisle ilgili olumsuz haberler, yorumlar yaygınlaşırsa. ya sansasyon de- ğeri taşıyan bir kaçak yakalanır ya da bir gizli örgüt ele geçirilir. Mesleğimızin öpülmedik bir ku- lağının arkası kalmış kıdemlileri- nin de haber diye pazarlanan bu Varsıl Nurculara Nur Yağdı ışlere canları sıkılır. Aczmendi şeyhi Müslüm Gündüz'ün yakalanışını TV'de izledikten sonra nedense aklıma yukandaki iki parantez geldi. Bir de bir kameraman ve muhabir ordusu ile gerçekleşen baskın- da, Müslüm Gündüz'ün özel ya- şamının insafsızca didiklenmesi; polis ile polis muhabirı arasın- dakı çizgının pervasızca aşılma- sı ve olup bitenı okuyucuya, se- yirciye aktarmakla ve sadece bununla görevli bazı genç gaze- tecilerin sorgu timi gibi art arda patlayan soruları... Gazetecinin polisleşmesinin, meslek ahlakı- nın sorumsuzca çiğnenmesinin ilginç örneklerini izledik. Meslek adına utanç vericiydi. O genç muhabiri, Müslüm Gündüz'ü rezil etmek. küçük dü- şürmek için bu kadar gözü dön- müş, bu kadar meslek ilkelerin- den uzaklaşmış kılan etken ne olabılir?.. Müslüm Gündüz'ün kişiliğin- de ve tarikatında laik ve demok- ratik Türkiye'ye yönelik kökden- dıncı saldın mı simgeleniyor? Çağdaşlaşma çabalannın karşı- sındakı tehlike Aczmendiler mı? Aczmendıler çok medyatık bir küçük cemaat. Zikir törenleri, vurmalı çalgıların katıldığı ayin- leri, sakalları, Muhammed dö- nemi Arabistan çölünün giysile- ri, asalan ıle gerçekten çok med- yatikler. Özellikle görsel medya (TV) için iyi ış veriyorlar. inançlarında çok ıçtenler. A- ma içten oldukları kadar da ilkel- ler. Bu yönlenyle medyatiklikle- rinin yanı sıra olsa olsa folklorik- ler. Çok azlar ve öngördükleri ya- şam disiplini çoğalmalarının önündeki başlıca engel. Bugün Fetullah Gülen'ın ya da Yeni Asya gazetesinin çevre- sinde halkalanan öte/f/Nurcular, yaşamlarında ciddi bir değişik- lık yapmaksızın "tarikatehli" ola- biliyorlar. Aczmendilere katılan biri için- se bu mümkün değil. Kılığından davranışlarına kadar değişmesi, toplumdan yalıtlanmış yaşama- yı göze alması gerek. Müslüm Gündüz'ü tanıyorum. Aczmen- dileri de... Taban tabana zıt yerlerdeyiz. Ben dinden imandan nasipsiz bir solcuyum. Onlar dinlı imanlı olmayı en uç noktaya taşımış ve yaşam biçimi bellemişler. Benim için Mustafa Kemal; yenilmiş ve kendine güvenini yi- tirmiş, ulusal bilinci gelişmemiş bir halkı tutuşturup Anadolu bozkınndaki çekirdeği çatlatan bir devrimci. Onlar ıçin Mustafa Kemal. şeytan değılse bile yer- yüzündeki vekili. Benim için laik ve demokratik bir Türkiye, bir yakın hedef. On- lar için laisizm ve demokrasi kü- für, tanrıya başkaldırı. Yani birbirimizin taban taba- na zıddıyız. Ama ben Aczmen- dileri tanıyorum. Onlann -elbet dinsel bağnazlıklanndan dolayı- inançlarına bağlılıklarını sakla- mak, moda deyimle takıyye yap- mak gibi ikiyüzlülüklere yüz ver- mediklerini biliyorum. Ve Müslüm Gündüz'ün yaka- landığı andan itibaren, Aczmen- diİ3r dışında kalan Nur cemaat- lennde bayram edildiğini de bi- liyorum. Aczmendıler, Kuran'ınyazdık- lannı harfiyen uygulamayı, altın- cı yüzyıl Arabistan çölünün de- ğerlerini tartışmasız benimse- meyi kendilerine yaşam biçimi bellemişler. Bu yaşam felsefesi, varsıl Nurculahç'm bir karaba- san. Öteki Nurcuların şefleri, ön- derlerı, cemaat reislen, Aczmen- dilerin, hele hele şeyhleri Müs- lüm Gündüz'ün defterinin dürül- mesi için Allahtan duacı. devlet- ten ricacı idiler. Çünkü Fethul- lahçılar'öan YeniAsyacılar'aka- dar uzanan öteki Nurcular, bir yandan dinsel örgütlerınin kasa- lannı ve kendi ceplerini doymak bilmez bir açgözlülükle doldu- ruyor. "dünya malı "na tutkunluk- ları handiyse dinsel inançlarının önüne geçiyor, varsıllığın tadını çıkarıyorlar, bir yandan da Saidi Nursi'nin Kuran yorumlannı sa- vunuyorlar. Şimdi hepsi derin bir soluk al- dılar. Artık kendilerini zora koşan bir alternatif Nurcu örgütlenme- nin baskısından kurtulmuş ola- rak dinsel-siyasal-kültürel örgüt- lenmelerini ve variıklannı istedik- leri gibi ve kadar genişletebilir- ler... Şeyh de yakalandı. Acz- mendi davasının açılması için eksikkalmadı. Davaaçıldığında öteki Nurcuları ızleyin. Gülecek- siniz... POLfTtKA GÜNLÜGÜ HİKMET ÇETİNKAYA Rakı BUPCU... Güneş, Rakı Burcu'na nasıl girer? Kül rengi bulutlar denizin üzerine düşerken, mor dağların yamaçlarına varan turuncu ışık kaybolmaya yüz tuttuğu an... O lacivert deniz, mavi gök sonsuzluğun öte- sinde yoksa huzuru mu getirir? Galiba öyle!.. Raif Ertem, 'Doğal Yaşamdan Teneke Uygar- lığına'y\ anlatırken (Çağdaş Yayınları - Yereba- tan Cad. Salkımsöğüt Sok. No: 9/B, Cağaloğlu / İstanbul) bizi doğadan kentlere götürüyor... Raif Ertem, merak ediyorum, ne zaman bir ro- man yazıp bizlere içinde yaşadığı 6O'lı ve 70'li yıl- lan anlatacak? Raif Ertem anlatıyor: "Akşamdı. Güneş Rakı Burcu'na girmişti. De- nize karşı. Koyu mavi deniz, açık mavi gök. Tat- lı tatlı kesişiyorlar. Dalmışım... Sonsuzluk. Hu- zur... Güneş battı batacak. Gün bitti bitecek. Kara bulutlar yelken çıkardı. Yıldız poyrazdan. Hava birden karardı. Bir ışık dolaştı denizin üstünde. Gökgürledi. Şimşek, şimşekler... Durmak bilmiyor. Işıklar yaklaşıyor, gürültüler yaklaşıyor. Çoğalarakyaklaşıyor. Oysa rüzgârar- kamdan esiyor. Uzaklaşması gerekmez mi? Bu işte bir terslik var! Bir ışıkyükseldi. Güneyden! Sanki denizin için- den fırladı. Büküldü, büküldü. Tortop oldu. Da- ğıldı. Deniz yuttu. Bir esinti yaladı. Lodos. Sağ yanım yıldız poyraz, sol yanım lodos. Biryanım kuzey, biryanım güney. Karabulutlar ordusu. Sağımdan geliyor, so- lumdan geliyor. Memelerinden şimşekler sağılı- yor. Ateş yağıyor. Vurduğu yerde patlıyor. Güm- bür gümbür. Karanlıkla aydınlık birbirine karışı- yor. Kıyamet mi koptu ne? Denizyanıyor. Başım dönüyor. Almanya-Dani- marka, Avrupa Kupası 'nı paylaşıyor. Bakamıyo- rum. Gözümü denizden ayıramıyorum. Donmu- şum. Ellerimi koyacak yer bulamıyorum." • • • Bizim gazetenin kedileri var... Asuman, Eyvah Necdet, Perihan, Bekir, Dan- yal... Hepsi de kaplan yavrusu gibi... Oral Çalışlar, kedilere 'özelbakım' uyguluyor. Tüm kediler, gündüzleri Handan Şenköken'in Kültür Servisinde, geceleri ise Oral'ın odasında geçiriyor... Raif Ertem, kitabında 'Kedinin Dostluğu'nu an- latırken diyor ki: "Çok önceleri. Yıllarca yıllarca önce. Kedinin en iyi dostu tavşanmış. Onunla gezer, onunla dolaşırmış. Ondan lyisiyok. Akşam soğuğu çök- tü mü, koyun koyuna girer, birbirlehniısıtırlarmış. Ormanda dolaşıyorlarmış. Karşılanna birgeyik çıkmış. Çatal boynuzlu. Tavşanın canı oyun oy- namak istemiş. Geyiğin bacaklannın arasından geçiyormuş. Yemlendiği yerleri tozutuyor, kaçı- yorlarmış. Tam kıvamına geldiği sırada geyik boy- nuzlarını sallamış. Tavşan ucunda! Ölmüş... Kedi hemen geyıkle dost olmuş. Bundan güç- lüsü yok. Günleri birlikte geçiyormuş. İyi de an- laşıyorlarmış. Ta karşılanna birpars çıkıncaya ka- dar. Pars açmış. Ince uzun bacaklarıyla sıcra- mış. Geyiği düşürmüş, yemeğe başlamış. Kedı de katılmış... Bakmış kedi! Pars daha güçlü... Hemen onun- la dostluk kurmuş. Yaşamları da birbirlerine ben- ziyormuş. Avlanıyorlarmış, yiyorlarmış. Parsavı- nın üstüne atlamak için hazırlanınca, kedi de onu taklit ediyormuş. Nam salmışlar ormanda. Kendilerinden emin. Korkusuzca geziyorlar- mış. Karşılanna aslan çıkmış. Güçlü pençeleh parsın beyninde patlamış. Birpençe de kedi at- mış. Var mı aslandan güçlüsü?.." • • • İçimiz dışımız 'Susurluk' olduğundan bir hayli sıkılmıştık... Raif'in yeni kitabını okuduktan sonra tüm gü- zelliklerin peşinetakıldım. Çevremizi kuşatan çe- telerden kurtulup rahat bir nefes aldım. Raif Ertem'in sayesinde Gökova'da dolaştım. Ege kıyılarında türküler söyleyip denize açıldım. Edirne'ye kar yağıyordu, Eminönü'nde balıkçı- lar tezgâhını topluyordıı... Tüfek patladı. pusu başladı... Şu teneke uygarlığı olmasaydı, güneşin dağ- lara yaslandığı zaman yaşam sürerdi... Av ve avcılık... Doğa ve insan... Gece yatağa taşınır mı Raif Ertem? Sağ ol beni soluklandırdın Raif; toz duman ol- muş bir ortamda doğanın güzelliklerryle buluş- turdun... Üstelik güneş tam Rakı Burcu'na girdiği saat- lerde eski günlerimi anımsattın... Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya (a Planet.com. TR HİKMET ÇETİNKAYA AŞIK KADINLAR SOKAĞI Once bakıştılar. Soluksuz kaldılar bır sure . Erkek. kadının elıne dokundu sonra başını onune eğdı usulca . Bır zaman tunelınden geçiyor gıbıydıler Belkı bıraz da duş yorgunuydular. Kadın ıçındekı coşkuyu dışa vuramıyordu. Gozlennı kaçırıyordu erKegın gozlerınden Birden "kırmızı mektuplara" daldı. Dedıkı "Bır çıçeğı bile yumuşacık dokunuşlara sahıp bır aşkla seven sana ınat, ben çığlık çığlığa bağırarak dıkenlerı sevmeyı surdureceğım..." 300.000 TL. IKDV dahıl) Çağ Pazarlama A.Ş. Yerebatan Caddesj Saikımsöğüt Sokak No: 9 ^ Gağatoğlu- istanbut Tei:514 01 95/96 Posta çeki no.: 666322
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear