23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30 ARALIK 1996 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 1996'da neleroldu?ÇANANBEVKAL i 996 da neler oldu1 Hayat her zamankı gıbı aktı Bugune kadargazetelerden tek bır kupon bıle kesmemış olan ben Kâmil Ma- saraa'nın "Kültürçirik'lennı kesıp bınktır- mey ı surdurdum 1996'daoldugugıbıgele- cek yıllarda da muat olmaktan umudu kes- tığım E\ EkonomiM, Idare Hukuku, Sağlık Bılgısı gıbı zoruniu derslenme agırlık ver- «dığ'mden kışısel sanat çalışmalarına tazla .zaman a\ıramadım Kıbns'taolavlar kızis- mışken Yunan sanatçılannın banş çağrısı ajzenne Sakız AdaM'na da\eth bır grup Turk sanatçısıy la gıdış ve donuşlenmde an- cakıkıkez yıneTurksularında(Çeşme'de) .denıze gırebıldım. yaz biîımınde 1996'da Turkıye'run ve dunyanın genel sıvası eko- momık ve toplumsal gorunumunden etkıle- rıen aşırı duyarlı bunyem nedenıvle kapıl- «iığım umutsuzluk ve karamsariığın y aygın- laşması endişesıv Ie C umhurıvet gazetesine ancak bırduzıne vazı vazabıldım Bu v azıv - la 13 oluvor Sayının ugursuz ımaıı. benım 0 3 numaralı bır daıreye taşındığımdan ben ardı ardına gelen uğursuzluklar gıbı, 1997 > ılı vazı hayatıma etkısını gostermez. dıle- nm Lanetler okuyarak kaçınılmaz bıçımde katıldığım Anadolu hselerı ve kolej sınav- lan koşuşturması arasına ıkı etkınlığın da- nışma kurul toplantılarını sıkıştırarak mara- ton koşusu tamamladım 1996 yılının son ayını disk kayması nedenıvle amelıyat ol- mama pazarlığının koşulu olarak verde va- tarak geçırmek zorunda kaldım (Bu \ azı da yereyuzustu uzanmişbıçımde vazılmı^tır) V e bu metın y ıne duşledığım gıbı oltnadı Cunku ah^ılmişin tersıne bu vazrvı moda sozcukle multı-etnık çok-kımhklı bır tarz- da yazmayı duşlemıştım Sanatçı dostlan- ma "1996'da neler oldu"dıve sorup onların aözından bır yıl sonu değerlendımıeM vaz- rnay ı tasarlamıştım Ancak kuçuk soruştur- ma sonucunda gordum kı her sanatçının kendı havatıvlaortuşen çok ozel bır 1996'sı \ ardı Oysa ben bır noktadan genişleyerek açılan bır spıral duşlemıştım (Benım de kendıme aıt ozel 1996'nın yukarıda genel hatlarıylabelırtılmıştır) Elımdebırsurutek tek daıreler oluştu Şımdı ben bu daırelerı zaman ıplıgıne dızıp tespıh gıbı çekecek de- gılım >a' Genel olarak belırtmem gerekırse. 1996 \ ılı hemen tum sanatçılarımız ıçın olıımlu, \erımlı başarılı ve kazançlı geçmıştı He- men her sanatçımız kişisel bır sergı yapa- bılmış. kımılerı aynı anda tarklı verlerde ı- kı. kımılerı Istanbul un her ıkı yakasında. kımılerı kisa aralıklarla ya da bırı vılın ba- şında, dığerı sonunda olmak uzere en az ı- kı kez sergı açabılmişierdı Bu sergıler ıçın sponsorlar bulunabılmış katalogsuz sergı yapmak artık tanhe kanşmıştı Hiçbır sanat- çının ozel 96 sı başarısız değıldı Oduller kazananlar. kıtapları yayımlananlarolmuş- tu \ ıne herke;. sergılennde satı> konusun- da kazançlı çıkmıştı Kavgaiarı daha çok galerıcısının satıp satamadığı uzerıne degıl. daha çok fıvatlar arasi rekabet uzerıne\dı Kısaca pazanıkırtıkır ışlemiştı Fuar bunun gostergesıydı Kımın sanatçisı kımın gale- ribinde. kımsenın aldırdığı yoktu 1996. sa- natçılarımızın kışısel olarak yoğun sanatsal çalışmalan başanlı çıkı^Iarı v e kazançlı ser- gılenv le kapanmıştı Herkes memnundu be- lırttıklenne aore ben de onlar adına meııı- PLAST1K SASATLAR KABITAT kapsamında 40(Xe yakin sanat yapıtının buluştuğu "Öteki" sergisi HABITAT'ın tek çağdaş sanat sergisi olma hakkmı kazanmıştı. Bu sergi ülkenın olmayan çağdaş sanat müzesinin yine sanatçılar tarafından kurulma düşünü yaratmış hatta eyleme dönüştürmüş 96'nın en heyecanlı etkinliği olmuştu. % Öteki' sergisi, sadece sanatçılarca. bu ülkenin "ötekileri" olan sanatçılarının eliyle yaratılmış bir eserdi. 'Öteki' sergisinden Vahıt Tuna'nın 'Düştesin Uyan' adlı yapıtı. 'Genç Etkinlikten' Hande Orhun'un yapıtı. İletışimsizlik' başlıklı sergide Zafer Mintaş'ın yapıtı. nunluk duydum Sanaıçılarımızın yurtdı^ı ba^anlarıkar^ısındamıllıduygulanımlar bı- le yaşadım Önunıde bırsuru bınkmıs sergı davetıye- sı atışı baydamları. dergılerın ıçınden ba- na bakan sanatçı v e sanat urunu fotolan nos- tal|ik duyguları etkın bıçımde desteklıyor- lar Susan Sontag'ın dedığı gıbı \aslı. ala- cakaranlık geçmı^ın bu totoğraf ık belgele- rı bırer "momento mori" oluyorlar benım ıçın Butun bu belgeler zamanın o amansız erıtı^ıne tanıklık edıyorlar benımle bırlıkte Sanatın kalıcılığı ıle zamanın erıtışı arasın- d3kı paradoksal ııçurum arasında her şevi hızla tuketır olduğumıız şu doncmde bu v a- zımın da geçmı^ı venıden tuketılebıiır bır :>e\ halıne getıntıek uzere vazıldığı dııvgu- sunuduyuvorum Bır kez daha erımı^zama- nı, potadan kalıba dokuvorunı \e onıı hır kez daha "tiıketilebilir tükenmişlik" olarak sunuyorum Belgelerden deıgılerden bana bakan fotoğraflar zamanın vol açtığı \a da açacagından kıı^ku duynıadıgım y ıkımı de- ğı^ımı.ya^lanmı^lığıveelbetteolumluluğu çağrı^tırıyor Şımdı ben bu yaşlanmı^Iığın, =Hike*BBnı^.lığın ve ölumluluğun envanterını nııçıkarmalıvını 'Gerıvenekalıyor' Heve- can sadece heyecan Bundan otesını zaten C umhurıvet Gazetesı K.ultur Ser\ îsi bırdo- kum olaıak sunacaktır lijte 1996 vılında benım ıçın kalıu tek duvnu hevecanlarımdı Bu nedenle H ABITA.T kapsamında 400"e vakın vinat v apıtının buluştuğu •'Öteki" ser- gisi H ABITAT ııı tek çağdaş sanat sergisi olma hakkını kazanmıştı Bu sergı ulkenın olmay an çağdaş sanat muzesının y ıne sanat- çılar tarafından kurulma duşunu yaratmış hatta ey leme donuşturmuş 96'nın en heye- canlı etkınlığıolmuştu Resım heykel ens- talasyon vıdeo sanat ve performans gıbı pek çok vonelımı hoşgoruyle biı arava ge- tıren "Öteki" sergisi, yonetmenınden sena- rıstıne oyuncularından, tumsetekıbıneka- dar sadece sanatçılarca bu ulkenın "öteki- leri" olan sanatçılarının elıy le yaratılmış bır eserdi Elbette o sırada Ltanbul da bulunan unlu Amenkalı sanatçı Robert Rauschen- berg'ın "ÇağdaşSanat Mıizemizi Kendimiz Kuralım" kampanvasınm başlatıldıgı gun "Öteki" :>ergisinı gezmesı v e sonra "Bende Öteki>im" demesi yılın en onemlı olayı ol- mu^tu H ABITAT kapsamındakı "Öteki" sergisi hazırlığına karar venldığı andan. te- melını attığı muze kurma ıdeahnın halen surdurulduğu şu gunlere kadar heyecanla oluşmuşbıretkınlıktır Gerçekleşmesı bır an tehhkeye duştuğunde "R\BITAT Without \rt" adlı bır katalog bıle tasarlanmiştı (Ben, bu dızelerle bır cıngıl hazırlanmasın- da ısrar ettıysem de kabul gormemıştı) Bu sergı bırı buyuk, dığerı kuçuk ıkı kataloglu tek sergıydı Mekândan dolayı sergide yer almayan yapıtları da kapsayan ve sergı son- rasında vavımlanan volkman gıbı cepte ta- şinabılır katalog yavrusuyla kendını uzun sure gundemde tutan bır gosterı olmuştur Daha henuz bır soluk bıle alamadan ha- zırlıklarına başlanan Genç Etkınlık ll'nın buyıl kı konseptı \ersız-^urtsuzlaşma'ydı TU\'AP'ta y apılan etkınlık. gençlığın genç- lığı değerlendırdığı, bırle^tırdığı. butunleş- tırdıgı bırbırınden habersız dalları bır çatı altına soktugu tum sanat dallannın bırey- len ıçın bır ev kurup. bır yun çattığı yerdı Burada gençler duşlenndekı tasanmlarını gerçekleştırebıleceklerı bır deneme alanı bulmuşlardı Genç Etkınlık her şeyden once genç sa- natçılara bıraz umut vaat eden bır alan. sa- natın guvenılmez vol undaguvenlı bır koru- mak. yersız yurtsuzlaştıracagı duşuncelen ıçın bır atlama tahtası kuçuk dar mekânla- rındaduvumsadıkları bıreysellıklerınınka- labalıga korksuzca sokulup dıyalog kurabı- leceğı bır bu\uk evren. kozmozdu Bu sa- tırları. tıpkı dergı aralanndan, davetıye ve kataloglardan bana bakan fotolar gıbı geç- mışın belgelerı arasından. tukenmış bır y a- zının satırlanndan aktardım buraya Bır yıl ıçınde yarışmalı sergıler (Gunumuz Sanat- ıları K.âğıtlşler Esbankl ve AtolveSergı- erı (bunların ıçınde Husamettin Koçan'ın Aya trım'dekı oğrencılerının sergısını be- lırtmelıyım)arasındakıkoşaşturnıalarısıra- ında bu ıkı onemlı etkmlığe de yetışmeye vJİışan gençler ıçın 96 nın heyecanı haylı doruktaydı V ılsonundabırde AtaturkKul- tur Merkezf nde Dısiplınlerarasi Genç Sa- natçılar Derneğı nın (Dags)gerçekleştırdı- ğı Performans Gunlen'nı eklersek '96 yılı oldukça hareketlı geçtı dıyebılınz Tıpkı ay- nı gunlerde bırdenbıre patlayan lodos fırtı- nası gıbı dort gun boyunca sanatçılar ve AKAI salonları yenı bır heyecana tanıklık ettı istanbul'a zarar verse de lodos hıçbır yereİstanburaoldugukadaryakışmıyorsa- nınm "1996'da neler olmuştu?" dıyecegı- mız gunler de gelecek Takv ımın bır kena- nna "24 \ralık: Lodos Fırtması" dıye not duştum, çok eskıden kalan bır takvım say- fasına babamın el yazısıyla "İlkkaryağdı" dıyeduştugu not gıbı BU AŞAMADA ŞÜKRAN KURDAKLL Kültüp KiPlenmesine Karşı Sesini Yükselten Sanatçı Zaman bızı doğruluyor Bızden oncekı toplum ve kultur savaşçılarını da doğruluyor zaman 1946 seçımlerınden sonra başbakan Recep Pe- ker, Hasan Âli Yücel'ın yerıne gunumuz CHP'lıle- nnce bıle 'faşıst' olarak nıtelenen Reşat Şemset- tin'ı getırmıştı llk eylemını bılım ve sanat adamlarının ustune yurumekle gosterdı kulturun yenı bakanı Ataç'ı, Sabahattin Eyuboğlu'nu, Orhan Veli'yı, Melih Cevdet'ı gorevlerınden alarak, Koy Enstıtu- lerı'nı kafadarlarının karargâhı durumuna getıre- rek. Demokrasının neresındeydık'' Geçış donemınde 1950'de ıktıdara geldığı zaman ılk eylemı, dılımız Turkçeyle, duşunme ve yaratma ozgurluğumuze yenı yasaklar getırmek oldu Demokrat Partı'nın Yorungesıne alabıldığı sanatçıya odul Uysallaştıramadığına zından Karıkatureyasak, resme. fılme, şııre, oykuye, ro- mana yasak. Neresındeydık demokrasının'? Çağdışına suruklenme donemınde Gunumuzde de tarıhsel akışı tersıne çevırmek ıs- teyen kultur bakanlarını çıkarıyorlar karşımıza llkı, Anadolu uygarlığının sımgesı 'SİTalanlan'rv 'arsa spekulatorlen'ne buyur etmıştı Ikıncısı, anayasanın 64 maddesını hıçe sayarak devletın operasıyla, balesıyle uğraşıyor Oyleyse soruyu yınelemenın zamanıdır. Neresındeyız demokrasının? Uygarlığa ve uygarlığın sımgesı sanata duşman olma donemınde Işte toplumsal kırlenmenın dol yatağında besle- nen guçler.. Işte sanat Var olduğunu sozcuklerle, renklerle, ezgılerle gosteren çağdaş sanatçı, gerçeğın bılıncınde oldu- ğunu sesını yukselterek kanıtlıyor "Ulkemızde hukumet polıtıkası olarak ve huku- metın kultur bakanı aracılığıyla gerçekleşen kultur- sanat duşmanlığı akıl almaz olçulere ulaşmıştır. Oysa tum kultur ve sanat urunlerının tarıh ve dun- ya onunde ulkemızın ortak zengınlığı olduğu ger- çeğınden hareket etmek zorunda olan sıyasal ık- tıdarlann, aynmcılık, partızanlık yapma haklan yok- tur Basın Yasası 'yla basın ozgurluğune tahammulu olmadığını ortaya koyan hukumetın kultur bakanı, sadece kendı duşuncesının bakanı değıldır Bakan- lık, uygulamalarıyla ılgılı olarak sanat alanının du- şuncelerını almak ve hesaba k^tmak zorundadır Kultur Bakanlıgı butçesının yetersızlığı bıryana, uygulamada ıdeolojık olçulenn esas alınmasıyla sanat ve kulturumuze darbe ustune darbe ındırıl- mektedır Mımarlar Odası'nın talan edılmesı, Ataturk tak- vımının basılmaması, Bodrum şapelının camıleş- tırılmesı, uluslararası Nasrettın Hoca Sempozyu- mu kıtabının toplatılıp ıçındekı kımı bıldırılerın yok edılmesı, yalnızca Islamı ızler taşıyan kulturel de- ğerlerın var sayılması gıbı uygulamalar, sanat ve kulturumuzun uzerınde kara bulutlann yoğunlaştı- ğını gostermektedır" 49 sanatçı orgutu adına 'Ulusal Sanat Kurulu' ıle 'Ozerk Sanat Konseyı Gırışım Kurulu'nun bırlıkte yayımladığı bıldırge, sanat duşmanı sıyasal ıktıda- ra ılk uyarı nıtelığındedır i Oistmkhlw şötetû9 B,ir günde iki şölen: O akşam Bilkenften CSO Konser Salonu'na koşarak Başkent Oda Orkestrası'nın vereceği konsere soluk soluğa yetiştik. AHMET SAY ANKARA - Uy gar ınsanın beğenılenne her y onuy le \ a- nıt veren konser salonu bu kez yalın \e ozenlı yılbaşı süslemelerıyle bezenınce daha sıcak yakın bır gonı- nüm kazanmıştı Insanoğlunun e\rensel •temiz" taraf ını anımsatan bu ı<; açıcı ortamda fuayedekı dınlev ıcıler arasında dolaşan •NoelBaba' fıguru. konsenn altyapı koşullannı ıyıce se- vımlı kılıyordu tşte sıze "Oistrak'lâr Şöleni"nı hazır- layan onkoşullar \e parlak bır program Bılkent \ay lılar Orkestra- sı eşlığınde IgorOistrakh'ın yorumladığı Bachmı mınor keman konçertosu. Igor'un eşı Natalia Zertsalova'y ı so- lıst olarak bekledığımız bır Mozart pıvano konçertosu \e bu nefıs 'pazar konse- ri'nın ıkıncı yansında koca- man ıkı Çaykovski yapıtı "Üçiincu kuşak Oistrakh" olan VaJerj'den duygu dolu re major keman konçertosu, fınalde îse lgor yonetımın- dekı Bılkent Senfonfden görkemlı "Romeo \e Jüliet Uvertürü" Baskentın merkezınden on beş kılometre uzaktakı bu muzık bannağına gınnce ıçınızdekı duygular bırkaç sozcukle dıle gelıyor "Oh, dünyavarmış!" Beklentılen sadece bır ay - rıntı karşılamıyordu Prog- ram değışıklığı Natalıa Zertsalova'nın yorumlaya- cağı Mozart pı\ano konçer- tosu yerıne. Haydn'dan "ke- man, piv ano \e ya> lılar için " pek de tat \ ermey en bır kon- ser muzığı lgor Oistrakh v e Zertsalo- \a, bu yapıtın ıncelıklerını îstedıklen kadar sunmaya çalışmiş olsunlar, "beklen- ti"nın yennı doğrusu ba^ka bır şey dolduramıyor Eksıklığı \alery"nın lırık bır anlatımla yorumladığı Çay ko\ skı konçertoda gıde- rebıldık "Romeo \e Jüliet L \ertürü~nde lgor Oistrakh yonetımındekı Bılkent Sen- fonı. ale\ lı Rus muzığını su- narken yapıtın genhmden doğanparlayışları vetkınlık- le belırlemışoldu Amoroso \ e o akşam Bılkent'ten C- SO Konser Salonu'na koşa- rak Başkent Oda Orkestra- sı'nın \ereceğı konsere so- luk soluğa yetiştik Bır gunde ıkı şolen' Bu kez Pikaizen'ler Çağımızın unlu kemancılarından \ic- tor Pikaizen ve 9 yaşındakı torunu Igor Pikaizen'den Bach'ın "iki keman ve jay- lılar için" konçertosu1 Oysa sıze once Başkent Oda Or- kestrası'nıanlatmalıyım O- tuzy ılı aşkın bır sureden be- rı yaşamını surduren bu amator orkestra ba^langıçta ~Halkevi"nın adını taşıyor- du 1980'de halkev lerının ka- patılması yuzunden orkest- ranın adı deSıştı ama ışle\ ı değışmedı ^'ıllar boyunca "müzik se\gisi"yleçalışan30-35 kı- şilık bu yaylılar topluluğu. se\gılı Kenıal Çağlar'ın beklenmedık olumu uzenne bu sezon şet Koral Çal- gan'ın yonetımıne geçtı Şef Prof Çalgan'ın or- kestraya yenıden "can su- >u" verdığı, Tantini, Bach, Mozart \e Rossini'nın ya- pıtlarını duyarlıkla seslen- dırmesıyle belırgınleştı Muzık dılınde buna "amoroso" denır Muzık Çağımızın iınlü kemancılarından Mctor Pikaizen ve 9 vaşındaki torunu lgor Pikaizen. "aşkla" yapılırsa gerçeğı simgelıvordu Dokuzyaşın- dakı lgor Pıkaızen'ın rıtım ve entonasyon tutarlılığını sergı leyen "harika" perîor- mansı "se\gi"yle orulu bu konser akşamını coşkuya donuşturdu Sıze bırde aynı gunde "i- ki şolen"ın tılsımım açıkla- yayım lgor Oistrakh \eVıc- tor Pikaizen. yuzyılımızın bııvuk kemancılarından Da- \id Oistrakh'ın oğrencılerı- dır Soyağacı yonunden \a- lery Oistrakh "uçuncu ku- şak", Pıkaızen'ın torunu do- kuz vaşındaki lgor Pikaizen de yıne "iıçuneü kuşak"tır Ama bu kuşaklar ortuşmesı- nı golgede bırakanıayacak başka bır konsere ve keman sohstıne donmek ıstıy orum "Pazar şölenleri"nden ıkı gun once CSO'nun haftalık konserlerınden dınledığımız Tayfun Bozok. olağanustu bır teknık ve duyarlıktan kaynaklanan dennlıkle yo- rumladığı SamuelBerber'ın keman konçertosunda ulke- mıze gokten duşen bır v ırtu- oz sjorunumunde\dı Isvıçre'de Lozan Senfonı Orkestrası'nın kozermeıste- n olan ve Cenevre Konser- vatuvan'nda keman oğret- menlığı yapan Tayfun Bo- zok'u yılbaşı oncesi bır "ara vazı"da değıl, genış bır ya- zıdaele almak ıstenm Şım- dılıkşunusoyleyeyım Obır "yılbaşı armağanrdır bıze Dardanel'den çocuk tiyatrosuna hizmet • Kültûr Servisi- Dardanel. dondurulmuş gıda ve ton balığı endustnsındekı hızmetlerınden sonra çocukların sağlıklı yetışebılmesı amacıyla 'Akıl Kutusu' adlı çocuk muzıkalıne destek oluyor Derslerc aklı ermey en ve sınavlarda başarısız olan bırçocuğun bulduğu sıhırlı sozcukler yardımıyla bır akıl kupune donuşmesinı eglencelı bır dılle anlatan oyun. sağlıklı beslenme uzerıne de oğutler verıyor Çağdaş repertmartıyatrosu tarafından hazırlanıp sunulan "Âkıl Kutusu' her cumartesı saat 15 00 ve pazar saat 13 OO'te Altunızade Capıtol Mujdat Gezen Tıyatrosu'nda sahnelenıyor Aynca oyunu ızleyen herkese Dardanel Ton'lu sandvıç, çıkolata ve ıçeceklerden oluşan bır oğle yemeğı sunuluyor 1996'da yayın dünyası • İSTANBl L (AA) - Pandora \ayıne\ ı Bılgı Işlem Merkezı tarahndan yapılan değerlendırmeye gore 1996 y ılında ders kıtaplan dışında 2 bın 649 yenı kıtap yayımlandt 357 yayınevı arasında en çok yayın, sırasıyla Yapı Kredı. Inkılap, ve Mıllıyet \ayınları tarafından yapıldı Turlenne gore. roman-oyku. tanh ve çocuk kıtaplan ılk uç sıray ı alırken yılın en çok satan kıtaplan lıstesınde, Gaarder'ın "Sofı'nın Dunyası" bınncı, Coelho'nun "Sımyacf'sı ıkıncı, Tamaro'nun "Yureğının Goturduğu Yere Gıt" adlı yapıtı da uçuncu sırada yer aldı Değerlendırmeye gore, 1996'da ortalama kıtap fıyatı da 526 550 bın lıra olarak gerçekleştı Pandora Kıtabe\ı Bılgı ışlem merkezı verılerıne göre. yılın en çok satan ılk on kıtabı şoyle Gaarder "Sofının Dunyası", Coelho '"Sımyacı". Tamaro " Yureğının Goturduğu "Vere Gıt"', Baudnllard "Amenka", Emre \ ılmaz "Genç Bır Işadamına". Boratav "Hasrettın Hoca", Ahmet Altan "Tehlıkelı Masallar". lhsan Oktay Anar "Puslu Kıtalar Atlası". Armstrog "Bozkurt", Pa\ıç "Hazar Sozluğu" ""»ayınların turlenne gore yapılan değerlendırmede ıse ılk on sıra şoyle Roman-oyku, tarıh, çocuk kıtaplan. şıır. sanat. felsefe. psıkolojı, sosyolojı, başvuru. anı-mektup Kültiip Bakanlığı'ndan B Sanatları kursları • ANKARA (\A)- Kultur Bakanlıgı el sanatlarının korunması \e gelecek kuşaklara aktarılmasi ıçın el sanatlan ustaları yetiştırecek. Kultur Bakanlıgı hızmetıçı ve yaygın kulturel eğıtım faalıyetlerınde gore\ alacaklann nıtelıklerını belırlerken hızmetıçı eğıtım faalıyetlennde ağırlık el sanatlarına venldı Yenı eleman ve ustalann yararlanmasının amaçlandığı kurslardan vatandaşlar da yararlanabılecek Kaybolmaya ve yozlaşmaya başlayan el sanatlannın tanıtılmasına, bozulmasınm onlenmesıne yonelık kurslarda gorev alacak kışılenn de alanlannda bılgılı \e oğretme yeteneğıne sahıp olmalan gerekıyor
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear