23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2ARAUK1996SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Gölhan da Çatlı'yı savıındu • ANKARA (Cumhurnet «ürosul-DYP Genel Başkan Yardımcısı Mehrret Cölhan. mahkeme karari}la îl 8 yıldT aranan katliam zanlısı ilkücü Abdullah Çatlf nın. polisten saklanüığına "inanmadığını" söyledi. Gölhan. dün düzenlediği toasın teplantısında. "Mafva iüışkilen gündemden düşürülmüvor. Şimdi bir ie devlet ı;indeki çeteler gündeme geldi. Lıitfen ank bunlar gündemden çıkanls;n. Toplumda tansivon gerılivor. Bazılanmız de\ leti eagalamakla meşgul" deıiî. Yılmaz'ın dinlenilmesi olayı • ANKARA (Cumhurhet Bürosu)-ANAPGenel Başkanı Mesut Yıimaz. çalışmaofisinde bulunduğunu iddia ettiği \e noter huzurunda çıkaracağını açıkladığı '"böcek" adı \erilen dinleme cihazlannı söktürme kararından çark etii. Yılmaz. dinlenilmektsn rahatsizolmadığını ifade «derek "Benıın dev letten gizleyecek bir şeyım yoktur" dedi. Yetki yasası onaylandı • ANKARA (Cumhuri>et Bürosu) - Cumhurba^kanı Süleyman Demirel TBMM'ye geri gönderdiği yetki vasasını. yapılan yeni düzenlemeler üzerine onavladı. Bakanlar Kurulu'na ınemurlar ve diğer kamu görev lileri ile emeklılennın mali \e sosval haklannda iyüeştirme yapmak üzere kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisı veren vetki vasası dün ona\ landı. Demirel. TBMM'ye gönderdikten sonra değiştirılerek çıkarılması üzerine onavladığı yasanın, "valnız belli konulan içeren. zorunlu. istisnai. öncelikli \e ivedi olacak şekilde" kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verdiğine dikkat çekti. YDH'den çözüm bloku önerisi • HaberMerkezi-YDH Genel Baş.kanı Hüsevin Ergün.basta ANAP ve CHP olmak üzere Meclis'tekı muhalefet partileri ile Türkive'de uluslararası standartlarda bir hukuk devleti kurulmasından yana olan Meclis dışındaki siyasal partilerin bir araya gelerek çözüm bloku oluşturması gerektiğini söyledi. Türkiye'nin. son günlerde çağdaş bir devlette akla hav ale gelmeyecek olaylarla karşı karşıya kaldığını \urgulayan Ergün. kurulacak çözüm blokunun devletin ve siyasetin her türlü vasadısı bulaşıklıktan anndınlmasını ve sıyasetteki dağınıklığın gıderilmesini hedeflemesı gerektigini kaydetti. Akıntiipk - Aktaş davası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milletvekili olduğu dönemde sekreterlığini yaparj Fatma Akıntürk'e özel bir tele\iz\on kanalında yaptığı konuşmada "serseri" diyerek kişilık haklanna hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında ceza da\ası açılan eski DYP Samsun Milletvekili İlyas Aktaş'ın yargılanmasına devam ddildi. Mahkeme hâkimi. Aktaş'ın adresinin belirlendiğini belirterek sanığın adresine ihzar müzekkeresi yazılmasına ve müşteki Fatma Akıntürk"ün "öldürmeve teşebbüs" suçundan yargılandığı davanın dosyasının Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nden istenmesine karar vererek duruşmayı erteledi. SSK'nin prim alacağı • ANKARA (AA) - SSK Genel Müdürü Ekrem Önal. kurumun ışverenlerden prim. gecıkme zammı \e sosyal yardım zammı olarak toplam 147 trilyon 400 milyar lira alacağı bulunduğunu söyledi. Son yıllarda sigorta primlerinin yeterli düzeyde tahsil edilememesi sonucu kurumun nakit sıkıntısına düştüğünü v urgulayan Önal. işverenlerin kuruma ödemesi gereken primleri ucuz finansman aracı olarak gördüğünü \ e başka alanlarda kullandığını savundu. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Sedat Bucak her ay devletten 130 müvar lira ahyor. 130.000. Çiller sendikadan şikâyetçi Haber Merkezi - Dışi^leri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller Kardemir işçilerine sendikalan sikâvet etti. Çiller. Kardemir'in kâr eden bir kuruluş haline geldiğini anımsatarak birçok KlT'i Kardemir örneğiyle özelleştırmek istediğini. ancak bazı sendikaların bunu anlamadığını söyledi. Çiller. Sanavi \e Ticaret Bakanı Yalım Erez. Llaştırma Bakanı Omer Barutçu. Milli Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam vebazı DYP millervekilleri \\c Karabük'te Kardemir tesislerini gezdi. Çiller'e Kardemir'in özelle^tirilmesine vönelik çalışmalanndan dolayı şiikran plaketi \erildi. ' Daha sonra Kardemir ı^çileri\le öğle yemeği viven Tansu ÇiÛer. Uçilerin 3-5 >ıl sonra buranın zengin ortaklan olacaâını ifade etti. ANAP lideri, Başbakan Susurluk'la ilgili soruşturma açmazsa kendinin devreye gireceğini söyledi Ydmaz belge açıldayacakANKARA(Cumhuri>et Bürosu)-ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz. devlet-maf- ya-aşiret ilişkilerini ortava çıkaran Susur- îuk'taki kaza ile ilgili geni> kapsamlı gizlı birde\letsoruîturma.sı gerektigini söyledi. Başbakan Necmettin Erbakan'tn önütnüz- deki günlerde bu konuda bir karar verme- si gerektigini ifade eden Yılmaz. "Eğer başbakan gereğini vapmazsa sorumluluğu kendisine ait olmak ii/ere elimdeki bilgileri kamuovuvla paylaşınm. Ama bundan de\- let zarar görür" dedi. "Kumarhaneler kralı" olarak bilınen Ömer Liitfı Topal'ın öldürülmesivle ilgili soruşturmavı yürüten Sanyer Cumhurivet Başsavcılığ'ı, DYP Şanlıu'rfa Milletvekili Sedat Bucak' ın koruma göre\ ini de sürdü- ren 3 özel tim görevlisinın cinayeti işledik- lenni itirafettiklenniaçıklav an ANAP Ge- nel Başkanı Mesut Yılmaz'ı ifade vermek üzere sa\cılığa çağtrdı ve elinde bulundu- ğunu açıkladığı "belge ve bilgUeri" istedi. Sanyer Cumhuriyet Başsavcısı V'eli En- ^ n Arslan imzasıvla ANAP'a gönderilen davetıyede. Topal cina\etivle ilgili olarak Yılmaz"da olduğu söylenen ses ve görüntü kayıtlanyla diğer belgelerin sa\ cılığaulaş- tırılması gerektiği belirtildı. Davetiyede. aynca cınayetle ilgili bildiklenni anlatmak üzere Yılmaz'ın sa\cılığabaş\urması çağ- rısı yapıldı. Nlesut \'ılmaz. partisının Genişletılmi> Başkanlık Divanı toplantısından sonra ga- zetecilerin sorulannı vanıtlarken. Sarıver Cumhuriyet Sa\cılığı'nın kendisine yaptı- ğı da\etle ilgili olarak >ö\le dedi: •*San>er Cumhuriyet Sa\ cılığı'nın > aptı- ğı davet sanı>orum Sanyer "deki bir cina>et ola> ı> la ilgili. Benim bu konudaki tutumum çok açıktır. Ben millenekili dokunulmazlı- ğının arkasına saklanmam. İster Meclis araştırma komisyonu. ister Meclis soruştur- ma komisvonu olsun. isterse dcvletin sa\cı- sı Olsun, hangi \etkiii makam benden bilgi isterse, ben onun emrinde olurum." Devlet Güvenlik Mahkemesı'nin şu ana kadar kendisinden herhangi bir talepte bu- lunmadığını kaydeden Yılmaz. ~Şuanaka- dar Sanyer Cumhuriyet Savcıhğı dışuıda hiçbir makama bilgi \ermedim. Bilgi iste- yen ilk makam Sarıyer Cumhuriyet Baş- sa>cüığı"dır" dedi. ANAP lideri Yılmaz. Başbakan Necmet- tin Erbakan'ın kamuoyunu yanıltıcı bılgi- ler verdiğini ifade ederek şö\le devam et- ti: Projektörler Başbakan'a "Başbakan"uı şu ana kadar >aptığı sade- ce bazı kuruluşlardan bilgi istemektir. Bilgi istemek de soruşturma açılması anlamına gelmez. Başbakan, Başbakanlık Teftiş Ku- rulu'ndan. MİT'ten \e muhtemelen İçişle- ri Bakanlığı'ndan bu konuda kendisine bil- gi verilmesini talep etmiştir. Bazı kuruluş- lann da kendisine bilgi intikal ettirdiğini bi- livorum. Cunıhurbaşkanı da kendisine ak- tardığım bilgileri Başbakan'a iletmiştir. So- rumluluk Başbakan'dadır. Medvanın \e ka- nıuovunun projektörlerini çevireceği ma- kam Başbakan "dır. Top Başbakan'da." Başbakan Erbakan'ın bir karar vemıek zorunda olduğunu kavdeden Yılmaz. "Baş- bakan ilgili kuruluşlardan gelen bilgiler, Cumhurbaşkam'nın kendisine ilettiği hilgi- ler bir soruşturma açılmasını gerektirecek önemde>se. ciddi\ette\se. sivasi nedenlerle bundan ka(,ama/. Vani bu hiikümeti. bu tt>- pal koalis\onu, bu si> asi işbiriiğini de\ am et- tirnu'k ic,in son derece ciddi olan iddialann üzerine gitmekten kaçınırsa, Başbakan bu- nun tarthi vebalini de üstlenmiş olur" diye konuştu. Bazı muhalefet partilerinin \e basının kendisinden elindeki bilgileri bir an önce açıklaması konıısundaönerilerde bulundu- ğunu dılegetiren Yılmaz. "Benikike/baş- bakanlık > aptım. şimdi de ana muhalefet li- deri) im. hiı; kinıse bu konuda bana belli bir da\ranış empoze etme>e kalkmasın. Ben gcniş kapsamlı «i/li bir de\lot soruşturma- sı >apılnıası gerektigini sövlüvoruııı. Baş- bakan bu göre> ini \erine getirmezse ben çı- kar kamuovu ile bu bilgileri pavlaşınm. A- ma bundan dev let zarar görür" dedi. Mesut Yılmaz. bu meseleyi birsiyasi po- lemik haline getirmenın, ANAP ile çeşitli eamialararasındabirdüşmanlıkkonusuya- ratılmak istenmesinın de dev let ciddiyetiy- le bağdaşmadığını. bunun hiçbir şekilde kabul edemeyecekleri bev hude ga\ ret oldu- ğunu sö\ ledi. Yılmaz. "Kirli işlerin ideolo- jisi olmaz. Kirli işlerin sağeısı, sokrusu olnıa/. i Bu işlerin dokunulmazlığı olmaz. Filan ' adanı millerv ekili di> e, dev lete hizmet etmiş dive bu kirli işlerini örttüremez" dive ko- ; nuştu. Mahkeme başkanınm sanıklara kimlik tespitleri sırasında dinlerini sormasına tepki gösteren \azar Ataol Behramoğlu, bunun bir a\ nmcılık olduğunu belirtti. Herkesin dini inancına sa\«ılı olduğunu söyle\en mahkeme başkanı ise C.MLK'agöre sanıklara bu sorunun sorulması gerektigini ifade etti. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER) Mahkemenin din sonısuna tepki İstanbul Haber Senisi - "Düşüneeye Özgürlük" kıtabının vayıncısı oldukları gerekçesi>leTerörle Mücadele Yasasi'nın 8. maddesı ileTC^ "nin "halkıkinvedüş- manlığa tahrik etmek" fiilinı düzenleven 312. maddelen uvanncavargılanan W sa- nıklı davava devam edildi. tstanbuİ 3 No'lu DGM'de görülendava- v a Şanar ^ urdatapan. Tomris Özden. Or- han Panıuk. Ataol Behramoğlu. Münir Ceylan. Ferhat Tunç'un da aralarında bu- lunduğu çok ;>a\ıda gazeteci. vazar katıl- dı. Durıışmaöncesıııde bir basın açıklama- sı yapan \urdatapan. Türkive'nin "en kı- demlidüşüncesuçlusu" olarak bilınen sos- \olog-vazar İsmail Beşikçi'nin hakkında kesinleşmiş 100 vılavakınhapiscezası ol- duğuna dikkat çektı. Beşikçi'nin vayıncı- sı UnsalÖztürk ün de Beşikçi ile birlikte sürekli ceza aldığını vurgulavan \urdata- pan. vaşamlarının uzun bir dönemini ce- zae\inde geçiren bu iki "düşünce suçlu- su"na destek verilmesi çaûrısında bulun- du. Davanın dün vapılan oturumunda sanık- lardan Ataol Behramoğlu. l'ğur Canko- çak, ^alçın Pekşen, Rıza Şahin, Burçak Ev- ren. Fatma Oran. Nurdaer Erkoca, Ali Er- kan ka>ılı'nm kımlık tespıti ve sorguları yapıldı. Sanıklar. dü^üncenin suç olma- ması gerektigini vurgulavarak bu kitabın bilerek \e isteverek vayıncısı olduklannı belirttiler. Mahkeme başkanının sanıklara kimlik tespitleri Mrasında dinlerini sorma- sına tepki göj.teren yazar Ataol Behramoğ- lu. bunun bir aynmcılık olduğunu belirtti. Herkesin dini inancına say gılı olduğunu söyleven mahkeme başkanı ise CML'K'a göre sanıklara bu sorunun sorulması ge- rektigini ifade etti. Sanıklardan Şanar Yur- datapan. bu dasadan \argılanan Mahir Günşu^y'ın savunmasında Kafka'nın kı- tabından okuduğu pasajı mahkemenin ha- karet kabul ettiğini ve hakkında suç duyu- rusunda bulunduğunu anımsattı. Günşı- rav 'ın bu nedenle hâlâ Beyoğlu Asliye Ce- za Mahkemesi'nde yargılandığını sövle- ven Yurdatapan. "Bu duruşma>a katılan tüm sanıklar Günşıray'ın mahkemeyeoku- duğu pasajın altına imza attılar. Kendileri hakkında da suç duv urusunda bulunulma- sınıistivoriar" dedi. Gün^ıra\'ınsavunmasindamahkeme>e okuduğu sözlere katıldığını söyleven sa- nıklar hakkında suç du> urusunda bulunul- masına gerek görmeyen mahkeme heyeti. duruşmayı erteledi. SIFIR NOKTASII OR.4L ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr Sabiha ve Zekeriya Ser- tel'in sahipliğini ve yönetimini ellerinde bulundurdukları Tan gazetesinin matbaası, 4 Arahk 1945 günü baskına uğramıştı. Şimdiki gençlerin Tan gazetesi- nin adını bile anımsadığinı san- mıyoaım. Tan, saldınya uğrayıp kapanmak zorunda kaldığı 1945 yılında Türkiye'nin "Cum- huriyef'ten sonra en çok satan ikinci gazetesiydi. Ikinci Dünya Savaşı'nın bit- mesiyle Türkiye'de çok partili sisteme geçiş sancıları yaşanı- yordu. Tan gazetesi, Türkiye'nin de- mokratikleşmesi için kararlı bir mücadele yürütüyor. iktidarda- ki CHP yönetiminin tutumunu eleştiriyordu. CHP içinde iki eğilim arasındaki çelişkiler de keskinleşiyordu. Birkesim, çok partili sisteme Türkiye'nin hazır olmadığını söylüyor ve yeni partilerin kurulmasına karşı çı- kıyordu. Bir eğilim ise Batı'nın da zorlamasıyla çok partililiğin zorunlu olduğuna dikkat çeki- yordu. Tan Olaymı Unutmaym Bu tartışmada Tan gazetesi kilit bir rol oynuyordu. Sabiha ve Zekeriya Serteller. tutarlı de- mokrasi ve özgürlük yanlısı çiz- gileriyle etkili bir ağırlık oluştu- ruyorlardı. CHP içinde çok par- tililiği savunanların karargâhı, bir anlamda Tan gazetesiydi. Daha sonra Demokrat Parti'yi kuracak olan Adnan Mende- res ve arkadaşlan da CHP için- deydiler ve yeni partilerin ku- rulmasından yanaydılar. Muha- lefet onlarla sınırlı değildi. ko- münistler, özgürlük yanlısı de- mokratlar da bir cephe halinde CHP'nin tek parti yönetiminin son bulmasından yanaydı. Adnan Menderes'ler daha sonra Amerikan yanlısı bir libe- ral parti kurdular. Tan ise DP'nin ötesinde bir demokrasinin sa- vunucusuydu. CHP içindekı sertlik yanlıları. Tan'ın radikal muhalefetine kızıyor ve Sertel- ler'in susturulmasını istiyordu. Bu amaçla gençlik içinde bir grupsaldırgan hareketegeçirıl- dı. 4 aralık sabahı Babıâli'deki Tan matbaası polisin gözü önünde basıldı. Kâğıt ruloları yokuştan aşağı yuvarlandı. Matbaa parçalandı, yıkıtdı. Po- lis bütün bu olan bıteni seyret- tiği gibi. "vatansever"gençlerin bastığı Tan gazetesinin sahiple- rini yakaladı, sorguladı ve tu- tuklanmalarını sağladı. Karı koca Serteller. gazetele- rinden olmakla kalmadılar 6 ay da hapis yattılar. Sonra da Tür- kiye'de yaşama şansları kaima- dığını görerek yurtdışına gitti- ler. Tan gazetesi bir daha hiç çık- madı. Türkiye'de basın mesle- ğinın gelişip yaygınlaşmasına hizmet eden, birçok gazeteci yetiştıren Serteller bir daha ga- zetelerıni hıç yayımlayamadılar. Yıllarca ülkelerine dönmelerıne de izin verilmedi. Sabiha Sertel, 1968 yılında Bakü'de öldü. Ze- keriya Sertel ise 25 yıl sonra Türkiye'ye geldiğinde çok yaş- lanmıştı. Basın özgürlüğü üze- rine kıyametlerin koptuğu şu günlerde Tan baskınını özellik- le unutmamak gerekiyor. iktı- darlar, her dönemde eleştirici ve özgürlük yanlısı basından ra- hatsız oldular. Dün öyleydi bu- gün de öyle. Muhalif basını ve gazetecileri susturmak için her yola başvururlar. Mahkemeler ve polis yoluyla buna engel ola- mazlarsa baskın düzenlerler, bomba atarlar, gazeteci öldü- rürler. Uğur Mumcu, Abdi ipekçi, Çetin Emeç, Musa Anter işte bu kafanın sonucu yaşamlannı yitirdiler, kurşunlara hedef ol- dular. 0 gün Tan matbaasına baskın düzenleyenler de 'va- fansever'lik maskesine sığını- yorlardı, tıpkı bugünküler gibi. Aradan 50 yıldan fazla zaman geçti. kafalardeğişmedi. Türki- ye. demokrasi için çıktığı yolda hâlâ bir arpa boyu ilerleyebil- miş değil. Tan olayını unutmamalıyız. Sabiha ve Zekeriya Sertel'in kızları Yıldız Sertel, Tan olayı- nı gelecek kuşaklara aktarmak. basınımızın öncülüğünü yapan bu karı kocanın açtığı yolda ye- ni kuşaklara ışık tutabilmek amacıyla Sertel Gazetecilik Vakfı'nı kurdu. Vakıf, bu yıl ilk resmi etkinliğini yapıyor. 4 ara- lık günü Sertel Gazetecilik Ödülleri verilecek. Tan baskını bir kez daha anılmış ve konu- şulmuş olacak. Tan baskını, basın tarihimizin bir dönüm noktası. Iktidar zor- balığının çıplak bir örneği. Bu- gün tehdit altında olan bütün gazeteciler, Serteller'i hatırla- malı ve herkese hatırlatmalı. Hâlâ basın özgüriüğünün arayı- şı içindeyiz. Sabiha ve Zekeri- ya Sertel'in mücadelesinden öğrenecegimiz çok şey oldu- ğunu biliyoruz. Onların yaşamı bir demokrasi dersi gibiydi. Bu dersi tekrar okumakta sayısız yararlar var. Sabiha ve Zekeri- ya Sertel'i saygıyla anıyorum. POLİTİKA GUNLÜGÜ HİKMET ÇETİNKAYA Küçük İbo... 10-11 yaşlarında sevimli bir çocuk... Babası ilkokul öğretmeni. anne ev kadını... Adı ise Küçük ibo... Anlattığına göre 6 kardeşi var... Son on gündür özel televizyon kanallarındaki eğlence programlarının en gözde sanatçısı. Önce- ki gece ise iki özel televizyon kanalında görüldü... Küçük İbo akıllı ve zeki bir çocuk. On gün için- de ünlüler kervanına katıldı. Arabesk türü söylüyor. Sunucu ablalan ve abi- leriyle konuşuyor. onlara 'müzik üzerine' görüşle- rini anlatıyor: " Bu ses Allah vergisi!.." Hülya Avşar ablası onu çok sevdi. Program sı- rasında onu kucağına bile oturttu. ibo, bu işi on günde öğrenmiş olacak ki Hülya ablasının duda- ğına bir öpücük kondurdu. Hülya ablası bir kahka- ha attıktan sonra "Seniyaramazçocuk" dedi ve ek- ledi: "Baksana dudağın ruj oldu..." Ben on gündür Küçük Ibo'yu ızliyorum. Böylece Türkiye'nin 'bol acılı' yaşamından fotoğraflar se- çiyorum... Urfalı bir ilkokul öğretmeninin 6 çocuğundan bi- risi olan Küçük ibo'nun 'dibi çıkmış' kahrolası dü- zende ne denli önemli işleryaptığına inanıyorum... Küçük İbo, Türkiye'nin gündemine 'küt' diye otu- rup yerleşti. Şimdi o maaşı ayda 30 milyon lira olan öğretmen babasıyla geleceğe dönük hesaplar yapıyor. Orta birinci sınıftan ikinci sınıfa geçen Küçük İbo, bu yıl okula gitmeyecek. Gelecek yıl ise ne yapa- cağına karar verecek... Küçük İbo. Hülya ablasına şöyle diyor: "Okulu dondurdum. Gelecek yı! konservatuva- ra gıdeceğim. O işı şımdiden ayarladık..." Küçük ibo, akıllı çocuk. Bu ülkede her işin 'ayar- lamayla' gerçekleştığini öğrenmiş... • • • Küçük ibo, bir televizyon programındagörülmüş önce. Urfa'da çekilen 'Sıra gecesi'nde 'yanık se- s/'yle bir uzun hava söylemiş... Sonra? Babası. Küçük ibo'nun elinden tutup 'Cesur Tu- rizm'leistanbul agetirip Unkapanı'ndaki plakçılar çarşısında dolaştırmış. Sesini dinleyen bir plakçı, "Tam aradığım gibi" deyip Küçük Ibo'yu bağrına basmış... Küçük İbo artık ünlü bir sanatçı! Televizyonlara çıktyor. gazetelerde röportajları yayımlanıyor... İşte Hürriyet'te tam sayfa yayımlanan röporta- jından bir bölüm: "-Televizyon seyrediyor musun? Çızgı film filan? - Yok çizgi film seyretmem. Kemal Sunal'ın film- lenyle acıklı, acılı filmlerı sevırem. -Niye acılı filmleri seviyorsun? Seni duygulandı- rıyor mu? llham kaynağı mı oluyor? - Güzel oluyorlar. Ben çok acıram filmdekilere, hep onlann tarafını tutaram. Mesela o, öbürünü dövir, ben de hadi vur, döv onu diyirem. Kendimi oyuncunun yerine koyurem. - Seni çok arayan oluyor mu? - Ara sıra arayan oluyor. Çok önemli kişiler an- yor. Gazeteciler, sanatçılar, menajerler, annem, ba- bam arıyor. - Hayranların aramaya başladı mı? Mektup filan var mı? - Evet arıyorlar, mektup yazıyorlar. - Neler diyorlar? - İbo nasılsan. iyi misen diyorlar, ben de iyiyem diyorum. Diyorlarkaseti beğendim, diyorum sağol. Ne bileyım bu tür sorular soruyorlar. - Peki kendine başka neler alıyorsun? - Şimdi kamera almak istiyorum. Mesela benim programım olur, canlı yayınım olur, Ümit abim (me- najerinin yardımcısı) gelir çeker. - Araba almayı düşünüyor musun? - Çok yakında olacak bir tane. Opel Vectra ya da Renault 19 Evropa istiyorum. Ümit abim kullana- cak. - Bu yaşta nasıl böyle ayrılık. aşk şarkıları yazı- yorsun? - Onlar öyle olabilir. Onlar ne bileyim, türkü ola- rak, şarkı olarak, hissetmeden yazıyorum. Kafiye var, kafiyeleri uyduruyorum, uyaklı yapıyorum. Bir cümlede saçmalıyem, öbür cümlede saçmalıyem olmaz. Hepsini kafiyeliycem. - Kazandığın parayı ne yapıyorsun? - Istediğım şeyleri alıyorum. aileme para yollu- yorum. Devamlı kazanıyorum zaten. Her gün her gün kazanıyorum. - Oh Allah arttırsın. - Sağolun hepimizin. • • • Küçük ibo. tüm değerlerini yitiren 'acılı bir top- lumun' gerçek yüzüdür Kolaycılığın, köşe dön- meciliğın en kalın çizgisidir... Küçük ibo, sınrf atlamıştır. cep telefonu, otomo- bil sevdası onu tam 10 yaşında yakalamıştır... Bugün istanbul'un varoşlannda yaşayan, çöp bidonlanndan ekmek ve yemek artığı toplayan di- ğer Küçük ibo'lara inat o 'serbest piyasa ekono- m/s/'nin 'yükselen değeher'm bir simgesi olmuş- tur... Urfa'dan çok Küçük Ibo'lar çıkmıştır bizim Meh- met Faraç'ın anlattığına göre. Sizler Küçük Cü- neyt'i, Küçük Halil'i tanır mısınız? Onlar da Urfalıdır. Ama hiçbiri Küçük İbo kadar ünlü değildir. Çünkü onlar barlarda, pavyonlarda, çay bahçelerinde çalışır. Urfa'da her köşe başın- da bir Küçük ibo'yla karşılaşabilirsiniz... Urfa'da Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı bir müzik lisesi olduğunu biliyor musunuz? Yine Urfa'nın Eyyübiye, Süleymaniye, Bağlarba- şı, Sinekli mahallelerinde yoksulluğu alın yazısı olarak gören Küçük ibo'lann. Küçük Cüneyt'lerin. Küçük Halil'lehn analarını, babalannı tanıyor mu- sunuz? Küçük ibo, Urfa'daki müzik eğitimi veren okulu değil, Unkapanı plakçılarını seçti ve ünlü oldu. Al- dığı parayla Etiler'de. Bebek'te değil, Avcılar'da ev aldı. Eh, konservatuvarı da ayarladı... Küçük Ayten'lerin, Küçük Sevda'ların. Küçük Dilahan'ların. 'sinemaya gittiklerı' için boğazları kesilip öldürüldüğü Urfa'da; Küçük Ibo'ların. Küçük Cüneyt'lerin, Küçük Halil'lerin ayrıcalıkları sizleri hiç düşündürmüyor mu? Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya «ı Planet.com. TR
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear