14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 ARALIK 1996 SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Yeni filmi 'Yastık Kitabı' 46 ülkeye satılan İngiliz yönetmen Peter Greenaway: ^Sinemaıım geleceği Internette' CÖNÜL DÖNMEZ-COUN LÎLLE/FRANSA - Selanık Film Festıvali'nde son filmi Pillovv Şîook'la (Yastık Kitabı) büyük be- ğenî kazanan. festival sünyesinde I 5 yıüık resimlerini kapsavan bir de sergı açan İngiliz yönetrren Pe- ter Greenavvav "le yeni çalışnası ve sînema üzenne konuştuk : - *Yastık Kitabı' gibi yine izieyi- ciye tümüv k görsel bir şölen veren bir fiimle çıktınız karşıtnıza. Ken- dinizi bir v onetnıen oiarak nıı gö- rüyorsunuz. voksa ressanı oiarak mı? - - Yönetmen unvanı pek yakış- rnıyor bana. İğreti oturuyor omuz- lanmda. Kariyerime ressam olarak başladım. Bugün bile resim sana- «ının yeni görüşlerin gelişmesine sinemaya oranla daha \ atkır. oldu- ğuna inamyorum. Eleştirmenler. filmJenmin resim değerini tartrşır- lar. amaonlann. filmlerimin resim değeri ılegerçekten ılgilenmediği- ni. özgün. güzel görünüşlü bir si- riema yaptığımı söylemek istedik- rerini sanıyorum ki bu bambaşka bır şey. benim hem kuram ve hem de deneyim acısından bir ressam oiarak yetişmem. 20. yüzyılda re- sim sanatını görsel birfelsefebiçi- mine sokma görüşjeri çerçeiesin- dedir. ı Resim sanatının sınemamn ba- şaramadığı bırçok ilginç işi başar- dığına inamyorum. 'Reaüzme aklım ermiyor' . - "Yastık Kitabı'nın Tiirkhe'de gösterime girecegi haberi bin se- vindirdi. Yabancı ülkelerde bile si- nematekJerin, özel sinemalann dı- şında bir Peter Greenavvav filnıine rastlamak çok güç~ - Filmlerim büyük sinemalarda çok ender oiarak gösterime girmiş- tir. Gerçi 'Yastık Kitabı1 tam kırk altı ülkeye satıldı. Eğer 'Yastık kitabf adlı bir fil- me yüz tane düşünce getirmıYsem. bunun altmışının size ulaşabdme- si benı murlu kılacaktır. Ama bır Peter Greenavvav. • "İsterbeğenin. ister beğenmeyın. İntemet ve CD- ROM ile öyküye dayanan sinema ortadan kalkacaktır. İnsanlar yeni teknolojiye yaklaştıkça sinemanın eksiklerini görecekler, karanlıklara tutsak olmak, iskemleye yapışıp tek bir perdeyi izlemekle doyum bulmayacaklar, çerçevenin zulmüne baş kaldıracaklardır." başkasına ulaşan altmış düşünce sizinkinin aynı olmayacaktır. Bu- gün çok geniş bir genç izleyici kit- lesi var. filmlerimi en derin aynn- tılarına dek inceliyorlar. ÖzellikJe Amenka'da, dünya internet'lerin- de müthiş tartışmalar oluvor. Gençlen ilgilendıren bır dil bu. çiinkü kendi dilleri. Sinemanın müthiş bir degişim- den geçecegini kabul etmeliyiz. Si- nema doğalı yüz yıl geçti. henüz si- nema görmedik. Bu yalnızca bir başlangıçtı. Bazin'in dediği üç ala- na. tivatroya, yazın ve resim sana- tına öykündü ancak sinema. film- lerin yüzde 99"u önce bir metin ıle başlıyor. Dünyanın en büyük yö- netmenı Eisenstein bir gün \Valt Disney ile karşılaştığında "Gerçek sinema yapan sizsiniz" demişti. Çünkü. polıtıkası. sosyal tutumu üzenne ne düşünürsek düşünelım. Greenavvav, "in veni filmi 'The Pillovv Book1 (Yastık Kitabı) yakında Türkiye'de gösterime girecek. Walt Disney hep sıfırdan başlar. Pi- casso, "Gördüğiimü değil, düşiin- düğiimü oöriintülüyorum" dedı- ğınde, aradaki baglantı açıktır. Bu iki sözü geleceğin sınemasının ye- niden yaratılmasına temel görebi- lirsiniz. İster beğenin, ister beğenmev in. CD-ROM ile öyküye dayanan si- nema ortadan kalkacaktır. insanlar yenı teknolojiye yaklaştıkça sine- manın eksiklerini görecekler. ka- ranlıklara tutsak olmak. iskemleye yapışıp tek bır perdeyi izlemekle doyum bulmayacaklar. çerçevenın zulmüne baş kaldıracaklardır. -"Yastık Kitabı' ile sinemaya ge- tirmeye çalışfiğını/ yeni bir dilden söz etseniz biraz da. - 'Yastık Kitabı' ile üç yenı dil getirmeyi amaçladım: Birincisi perdenın çoğaltılması. Bunu avant- garde sinema da yapmıştı. ama o zamanlarbugününteknolojisı yok- tu. tkincısi olaylann bır zamandi- zın izlememesı. Yenı teknoloji. bu alanda da birçok olanak saglıyor. Üçüncüsü ise oranın de\amiı de- gişmesi. Biraz akademik konuşu- yorum belkı. ama örneğin bir res- sam eğer bir zürafa resmi görüntü- leyecekse. ona göre upuzun. dikey birçerçeveseçer. Egersüzülüpgi- den biry ılanı görüntüleyeceksey a- tay bır çerçe\ede karar kılar. Godard. sinemada şimdıki za- man kavramına bakışımızı baştan sona degiştiren bir sanatçıdır. Tüm yapıtlannda Mnema üzenne bır bi- İınçlılıkvardırkizaman.geçıcıze- min. doğrusallık ıle ilgili tutumia- nmızı yeniden gözden geçirmeye zorlar bizi. 'Yastık Kitabı'nda ye- ni teknolojıden yararlanarak nor- mal yaşama yakın anlatımlar bul- mava çalıştık. Sonra 'Yastık Kita- bı' Batı çerçevesini Doğu'nun çer- çe\esizliği ile çarpıştınyor. Dogu sanatının çerçe\eye gereksinimi yok. Eğer hattatlık sanatını ince- lerscniz. sinırlara gereksinimi ol- madığını görürsünüz. 'Yastık Ki- tabı' işte bu kavramlan ırdelıyor. Belkı birgünevımizinheryanıbe- yazperde ıle kaplı olacak. duvarlar. ta\an. yer... - Diğerçagdaş İngiliz>önetmen- leriyle aranızda aşılmaz dağlar var gibi. - Fılm geleneğı İngıltere'ye İtal- >an neo-realizmınden geldı ve iki yola aynldı: Birisi belgesel denen olayı yarattı. Öbürü tele\izyona y önlendi. İngiliz telev izyon drama- İan İtalyan neo-realızminden kay- naklanır. Benim bu realizme, natü- ralızme pek aklım ennıyor. Birka- meraman tutuyorsunuz. bir şeyler seçiyor. Birlıkte çalıştığınız herkes. AHL ANTME.N f LONDR.A - lstanbul Fılm Festıvali çerçe- vesınde hemen hemen tüm filmleri Türkı- ye"de gösterılen. birbinnden ılgınç filmlerıy- İe sinema dünvasının kendineözgü kışilikle- ' rinden ressam-yönetnıen Peter Greenawav, Londra'da bu a\ gösterime giren yenı filmi "The Pillovv Book" (Yastık Kitabı) ile bir kez daha ızleyıcisıni şaşırfn. Londra Film Festi- ~ vali'nedenkgelen film. piyasada festi\al-dı- şı filmlerle yanştı, salonları doldurdu. "Pek hri bir ressam olnıadıgı için" film y aptıgını söyleyen ünlü yönetmen Peter Greenav\ay, "The Pillo» Book'ile yıne zengin bir edebı- yat. şiır. müzık ve resim sanatlan şöleni su- nuyor: gerçek bır 'yedinci sanat' örneğı orta- ya koyuyor. Bir eleştırmen, fılmı tanf eder- . ken CD-ROMa benzetmiş. Film. gerçekten de kolay kolay sinemanın kalıplanna sığdın- Ressam gözüyle film lamayan. görsel teknolojinin en son olanak- lamla kotarılmış ama şiirselliğini korumuş. geçmışle günümüzü buluşturan. Greena- v\a> 'ın de değindiği gıbı "estetik, sosyaL ah- lakivepolitikpekçokdüşDnceyeT 'degınen. bir değil belkı birkaç kez izlenmeyı hak eden filnı-ötesi bır,vt'i: "The PiDow Book". 10. yüzyılda Japon ya- zarSeiShonagon'unkalemindençıkmış. ya- zarının fantezileri. sevdigi ve tavsiye ettığı şey ler (cinsel pozisyonlar. çeşitli afrodizyak- lar\s.), çeşitli kıtaplardan yapılmışalıntılar- la dolu birbaşucu kitabı. Hayatta iki şeyin çok önemli oiduguna inanmış Sei Shonagon. Bı- rı edebivatm. ıkıncisı tenın insana verdiâi ze\ k. Greeanavvay'm filmi de ışte bu düşün- cedenyolaçıkıyor: Insan.edebiyatınvetenın zevklerinden kendini mahrum etmemelı. Ta- bıı sonuçlanna katlanmayı göze alabiliyor- sa... Kyoto'da. geleneklere uygun oiarak. her yıl. dogumgününde. iyi niyet dilekierini ka- lıgrafiyle kızının yüzüne yazan sanatçı bir babayla kızının öyküsü oiarak başlıyor film. Müzik eşliginde bu tören gerçekleşirken. kü- çük kızın teyzesi deona Sei Shonagon'un ki- tabından kesitlerokuyor. Küçük kız. bu tören- si geleneklerle büyüyor ve büyüdüğünde ka- ligrafı gıderek bir fetiş halıni alıyor yaşamın- da. Tanıştıgı bütün erkeklerde. babasının hü- nennı anvor: Yücudunu en ustasından. değıl kaligrafi. dogru dürüst yazı yazmasını bıl- meyen adamlara teslim edıyor. Lmutsuzca çocukluğunu anyor. Derken bır gün. ılişkiler tersıne dönüvor. Vücudunu kaligrafi) le donatacak bir erkek ararken karşılaştıgı bıseksüel bır İngiliz çe- virmen ("Trainspotting" fılmındeki rolün- den sonra yıldızı parlayan Ewan McGregor) kendi vücudunu sunuyorona. Japon dili. müzigi. Japonya'nın insanlan. geleneklerı üzerine bir tiir medıtasyon sayı- labilecek "The Pillo» Book". Peter Greena- vvay 'ın devamını (ancak daha da karamsan- nı) çekmekten son anda vazgeçtigı "Macon Bebeği" filmınden sonra yapımcılarının da desteğivle gırıştigı. yönetmenın belki de en kolay izlenen filmi. Kımse kımseyi yemiyor bir kere. Ten oluyor kıtap sa> fası. o kadar. kendi görüş açısını getiriyor. Sonuç oiarak, tüm bu kavramlarnesnelli- ğe degil. öznelliğe baglı. Ou yıl belgesel alanda çalıştığım için de- neyimlerime dayanarak konuşuyo- rum, belgesel geleneğinin ahlaki vesiyasiyönüoldukçaşüpheli. Sol politikasma baglı Ingilizdeneyim- leri hep böyle olmuştur. Ben de herkes kadar iyı bir sosyalist ve Marksistım, ama sinemanın politi- ka yapmak için ıyi bir ortam oldu- gunu sanmıyorum. 'Gerçekle TV uğraşsın' Gerçekle ugraşmayı telev izyo- na bırakalım. Fotoğrafın ortaya çı- kışı resim sanatını nasıl rahatlat- tıysa televizyon da bu gibi ışleri üstlensin. sinemayı rahat bıraksın. Amerikahlar \Sinema düş makine- sidir' diyorlar. Gerçekten çok düş üretmeye yatkın çünkü. Gerçek. şimdi ve burada. Ben şimdi yaşa- mak istiyorum. Benim Loach'a yö- nelttiğim eleştin de bu. Eger kom- şu kızı tanımak istersem gider gö- rürüm. Onu görebilmek için sine- maya gereksinim yok. Sinema. korkunç zengin. garip. inanılmaz bir ortam, kafanızın içinde kıta at- latabilir size. Ama yalnızca öykü anlatmaksa amacınız. yazarolma- lısınız. -Özclyasamınızın da fUmleriniz gibi sıradtşı olup olmadığı merak edilir çoğunlukla. - Sıradan bir İngiliz burjuvaytm. Bu konuda Ispanyol ressam Da- li'den çok, Belçikalı ressam Mag- ritte'in yolunu yegliyorum. Dali, yaşamına harcadıgı çabayı harca- madı sanatında. Magritte ise bir gölge gıbiydi. ama Avrupa'da sür- realizmin en üstün yapıtlannı ger- çekleştirdi. Benim için birburjuva yaşamı yaşayıp kişinin durumunun karanlık köşelerini irdelemek ol- dukça yasal. Çevremde olup bitenlerle yakın- dan ilgiliyim. Politik biryönetmen değilim, ama eğer "Aşcı, Hırsız~"a bakarsanız, Mrs. Thatcherve sim- gelediği evrenı hedef aldığını gö- rürsünüz. Her şeyin ederini bilip de hiçbir şeyin değerini bilmeyen bırtoplumu. Beni en çok ilgilendiren estetık- tir. Son kırk yıldır Fransız filozof- larestetiğin etik ile ve etiğın de po- litika ile sıkı bir baglantısı olduğu- nu söylüyorlar bize. Politik bir de- meç vermeden üç sözcüğü bir ara- ya getıremem. Bu kaçınılmazdır. Gıysileriniz. saç modeliniz. bunlar hep birer po- litik demeçtir. Ama politik konula- n sınırlı tarih ve coğrafya zaman- lanna bağlamaktansa daha geniş anlamda düşünmek daha yararlı- dır. Kalküta'dakı fakirleri doyur- mak istediğımiz gibi seçkin bir si- nema yapmayı da istemeliyiz. Yal- nızca ekmekle yaşayamaz insan, ruhunu da doyurmak gerek. 17 İslam ülkesinden 55 eser Atlanta'dan sonra Chicago, Boston ve Nevv York'ta sergilenecek 'Yazmak Hakkı' ABD'yî dolaşıyor ZEYTsEB UŞAKLJGİL 1996 Atlanta Olimpiyat Ov un- lârı sırasında Agnes Scott Ko- lej'inde ilginç bır sergi yeraldı. ll- g\ ile karşılanan bu sergide 1n ts- lam ülkesinden 55 eser teşhir edildi. Kaligrafi, yani yazı üzeri- ne tasarlanmış bu eserler Ürdün Milli Sanat Galerisi tarafından Amerika'ya gönderilmiş. Arala- nnda iki Türk ressamın yapıtlan da yer alıyor: Erol Akyavaş ve Burhan Doğançav Sergi Atlan- ta'dan sonra Chicago, Boston \e Nevv York'ta gösterilecek. Sergi "Yazmak Hakkı" adını taşıyor ve çeşitli hat fonmlannı kapsıyor. Bunlar dört kategoriye ayrılmış: "Saf Kaligrafr oiarak bilinen yazı türü yalnız harfler- den oluşuyor: bunlar kompozis- yonun esası yanı sıra. fonu ve ön planı da oluşturuyor. Çeşitli yazı türlerini kullanarak sanatçılar. ba- kana esrarlı. ilahi veya sembolik bırmesaj verebiîiyor. Erol Akya- vaş ın yapıtı bu kategorinin içine giriyor. "Hem Batuı"-ezoterizm diye adlandırdığı tablosunda. Ak- yavaş Nasta'liq denilen dönemeç- îi y azıyı şekil ve işaretierle birleş- ririyor. Akyavaş İstanbul'da Gü- zel Sanatlar Akademısi'nde ve Floransa'da Accademia di Belle Arte'deki eğitiminden sonra Chi- cago"da mimarlıkokudu. Paris'te Fernand Leger ve Andre Lho- te'un atölyelerinde çalışan Akya- vaş 1960'dan beri hem lstanbul hem Nevv York'ta yaşıyor. Doğançav'dan isimsiz yapıt Eserleri Nevv York. lstanbul, Amman. Ankara, Bremen ve Stuttgart müzelerinın koleksi- yonlannda bulunuvor. Erken dö- nemlerinde daha çok jeometrik ve sürrealist stillerde çalışan Ak- yavaş. harflerle İslam minyatürle- rindekı figürleri \e Çin mühürle- rini birleştirerek güçlü bir ifade ile anlamlı, mistik resimler yara- tıyor. İkinci kategori soyut kaligrafi oiarak tanımlanıyor. Bu türde sa- natçılar harflerden anlam ve bi- çim çıkanyor. Arap alfabesinden azmak Hakkı adlı sergide yer alan, yazı üstüne tasarlanmış eserler Ürdün Milli Sanat Galerisi tarafından Amerika'ya gönderilmiş. Eserlerin arasında Erol Akyavaş ve Burhan Doğançay'ın resimleri de yer alıyor. 1980 yılında Ürdün Sanat Galerisi'ni kııran Prenses Wijdan Ali, sergi sırasında Atlanta'da seminer verdi. esinlenip herhangi bir ekole veya kurala uymayan bir çalışma ger- çekleştiriyorlar. Bu kategoride Burhan Doğançay'ın isimsiz bir yapıtı sergilenmiş. Doğançay kompozisyonlarına gölgeler ka- tarak ustahkla üçüncü bir boyut kazandınyor. Ünlü Türk ressamı- Adil Doğançay'ın oğlu olan Bur- han Doğançay. Paris Cniversite- si'nde hukuk ve ekonomi oku- duktan sonra, heykel. resim, fo- toğraf ve grafik üzerine çalışma- ya başlamış. 1978'den beri Nevv York'ta yaşayan Doğançay "ın eserleri Avrupa. Asya. Güney ve Kuzey Amerika'da koleksıyon- larda bulunuvor. Serginin üçüncü kategorisi simgesel kaligrafiden yapılmış resimleri kapsıyor. Bu sanat türü daha çok İran ve Türkiye'de gö- rülen. sırf hatlardan oluşan zo- omorfik veya insan figürlerinden oluşuyor. Harflerile çeşitli unsur- ları bütünleyen dördüncü resim grubu ise somut veya soyut Arap harfierini çeşitli sembol ve motif- lerle birleştiriyor ve karma kalig- rafi diye anılıyor. Bu stildeki ça- hşmalar özellikle sosyal ve poli- tik temalar taşıyor. Filistinlilerin ümıtsizliğini sergilemeyi amaç- layan resimler bunlann bir örne- |T Prensesin beş kitabı var Prenses \Vijdan AJi Ürdün Mil- li Sanat Galerisi'ni 1980 yılında Amman'dakurmuş. Galerinin te- mel amacı. çeşitli kültürler v e sa- nat disiplinlerini tanıtmak. Gale- rinin kuruluşundan bu yana 78 sercide Malezsa, Brunei. Sene- gal. Tunus, Fransa. İngiltere. Is- panya. ABD ve Kanada gibi ül- kelerden yapıtlar sergilemiş. Böylece Ürdün halkı. özellikle gençler \e okul çocuklan. yeni kültürel ufuklarla tanışmak fırsa- tını kazanmış. Atlanta'daki sergi amacı Ame- rika'da çağdaş İslam kültürüne karşı yeni bir anlayış uyandır- mak. Sergi sırasında Prenses Wıj- dan Ali tarafından düzenlenen se- miner ise üniversiteöğrencilerine bilgi vermenin yanı sıra. bir diya- log ve tartışma ortamı çerçeve- sinde basmakalıp klişeleri yık- mak, kalıplaşmış düşünceleri gi- dermek ve iki değişik kıta ve uy- garlığın ortak alanlarını saptamak amacıyla gerçekleştirilmiş. Prenses VV'ijdan'ın büyükanne- si İsmet Hanım adında bir Türk. eşi is.e Ürdün Kraliyet aüesine mensup Prens Ali Bin Na>ef, bü- yükannesi ise Sultan V. Meh- met'ın kızı Mihrimah Sultan. Kendisi de ressam olan Prenses Wijdan'ın Türkiye'ye karşı ayn bir sevgi ve bağlılığı var. Ürdün Milli Sanat Galensi'ni kurarken özellikle Türkiye'yi temsil ede- cek ressamları seçmiş: Fikret Mualla. Bedri Rahmi Eyuboğlu, Abidin Dino gibi isimler koleksi- yonda yer alıyor. İleride başka türk sanatçılann yapıtlan da ko- leksiyona dahil edilmek isteniyor. Prenses VVijdan'ın yaşam öy- küsü ilginç: Evlenmeden önce Ürdün Dışişleri Bakanlığfnda görev alan ilk kadın diplomat oia- rak Ürdün'ü Birleşmiş Milletler toplantılannda, örneöin Cenev- re'de ECOSOC ve Nevv York'ta Genel Kurul'da, temsil etmiş. Prens Bin Nayef'le evlenip ço- cuklannı büyüttükten sonra gü- zel sanatlar eğitimi görerek Londra Üniversitesi'nin School of Oriental and African Studi- es'den doktorasını tamamlamış. Tablolan Berlin, Londra. Madrid. Louisville ve Washington. Kara- çi ve Muscat'ta sergilenmiş, ayn- ca da. aralannda lstanbul olmak üzere çeşitli karma sergilere ka- tılmış. Ürdün ve İslam sanatı hakkın- da beş kitabı ve birçok yazılan var Prenses ^Aijdan'ın. Prenses \Vijdan özellikle her ülkede kendi branşında öncü olan sanatçılan saptamaya çalışıyor müzesi için. Kişisel hiçbir tercih göstermiyor. kalıcı sanatın kendi- ni kanıtlayacağına inanıyor. Çağ- daş sanat için birölçüsü (criteria) yok. Özellikle genç sanatçılarla ilgilenip onlan teşv ik ediyor. Gateri için proje yanşması Prenses Wijdan'ın üç kızı de- ğişik sahalarda kendisi kadar fa- al. En büyüğü Tufts Üniversite- si'nde tanm okumuş. İkincisı an- nesınin izinde sanat üzerine eği- tim görmüş ve Amman Kültür Merkezi'nde genç sanatçılan destekliyor... En genci ise ülke- sınde çevre sorunlan ile yakın- dan ilgileniyor ve Akabe'de mer- can resiflerini korumak için bir kampanyaya girişmiş. Prenses Wijdan'ın en büyük amacı Ürdün Milli Sanat Galeri- si'ne uygun yeni bir bina yaptır- mak. Galeri halen ufak bir yerde bannıyor. daha uygun bir mekâ- na geçebilmesi için Amman Be- lediyesi bir arsa armağan etmiş. Üçgen şeklinde olan arsaya çağ- daş bir bina inşa edilmesi öngö- rülüyor. Bunu gerçekleştirebilmek için para toplamak amacıyla bir kam- panya açılıp genç mimarlann ka- tılabileceği bir yanşma düzenle- necek, Bu proje yakın birzaman- da gerçekleşirse Prenses Wij- dan'ın ülkesinin sanat dünyasına katkısı layıkıyladeğerlendirilmiş olacak. Andre Malraux anılıyop Kültür Servisi- Ölümünün 20. yıldönümü nedeniyle Fransız Hükümeti'nin küllerini Pantheon'a taşıdığı ünlü düşünür. yazar Andre Malraux. lstanbul Fransız Kültür Merkezi'nde düzenlenecek etkinliklerle de anılıyor. 11 aralık çarşamba günü saat 19.00'da ARTE için 1996'da yapılan ve Danıel Rondeau'nun yönettiğı "Andre Malrau\ veya Büyük Yaşamı' adlı film gösterilecek. 13 aralık cuma uünü ise Jean Mana Drot tarafından hazırlanan Malrau\ ıle ilgili söyleşi ve filmden bazı kesitler sunulacak. Afife Jale'ye Saygı Töreni Kültür Servisi- Türk tiyatrosu tarihınde ılk kez sahneye çıkma cesaretı gösteren kadın ovuncu Afife Jale'nin Kadıköy'de sahneye çıktığı Apollon Tiyatrosu önüne (bugünkü Reks sineması) kovulan büstü pazartesi günü saat 10.30'da törenle açılacak. Kadıköy Belediye Başkanı Selamı Öztürk ün açış konuşmasını yapacağı törene Enis Fosforoğlu, Prof. Dr Necla Pur. Mücap Ofluoğlu konuşmacı oiarak katılacak. Aynca. "Selahattin Pınar'ın Eserlerinde Afife Jale" başlıklı bir ?,öyleşi de düzenlenecek Gürsel, 'Yazılmamış Kitaplar Mezarlığı' ile Londra'da Kültür'Servisi- Şaır. yazar Nedım Gürsel. lnde\ on Censorship'in düzenlediğı "Antoloji'nın tanıtımı dolayısıyla bu akşam Londra Royal Festıval Hall Harvvard Gallery 'deki etkinliğe katılacak. Antolojiye - adını da veren 'Sazılmamı> Kitaplar Mezarlığf. Gürsel'in 'Sorguda' adlı kıtabında yer alan bir hikâyesi. Kitaplan birçok defa toplatılan ve sansürlenen Nedinı Gürsel. bu özelliğiyle "Antoloji'deki yerini alıyor. İranlı \azarGazi Rabi Havi ve Çinli yazar Liv Hongbıne'nın de katılacağı geceye Salman Rüşdi'nin de katılması bekleniyor. Gecede aynca Harold Pinter ve Dons Lessıng Antoloji'den pasajlar okuyacaklar. La Baronne' Armada Ûtel'de KüJtürSenisi- Muzıkse^erlerle ilk kez ıkı yıl önce Armada Otel'de verdiği konserlerle buluşan Fransız "La Baronne' ikilisi, bu yıl 3 aralık- 1 ocak tarihleri arasında yine Armada Otel Radio Bar'da sahneye çıkarak Fransız şansonlarından örnekler sunacak. Bateri vearmonika da çalan solist SyKie Cobo ile klavyede Emanuel de Bonnevilleden oluşan ikili Armada Otel'in yılbaşı balosunda da yer alacak. Rezervasyon için tel: 0 212 638 13 70. Suzy Hug Levy, Modern Sanat Müzesi'nde Kültür Servisi - Suzy Hug Levy. 9-11 kasım tarihlen arasında San Fracisco Museum of Modern Art'ta düzenlenen "Designed Landscape Forum Conference'a çağnldı. Sanatçı. HABITAT II kapsamında "Öteki" sergisinde gerçekleştirdıği 'Kökler im ız' çalışmasının video bandı ve dialanyla bu etkinlikte yer aldı 1996 Truva Kültür Sanat Ödülleri Kültür Servisi - Truva Folklor Araştırmaları Dernegi'nın çağdaş kültürümüzün oluşumuna katkıda bulunan bilim adamı ve sanatçılara verdiği ödüller sahiplerrni buldu. Atatürkçülük ödülü Atatürkçü Düşünce Derneği'ne. Çağdaş Halk Müziğı Ödülü Edip Akbayram'a. Edebiyat Ödülü Nezihe Araz'a. Fotograf Ödülü Alberto Modiano'ya. Halkbilimi Ödülü Yusuf Çoruksöken'e. Halk Oyunlan Ödülü \lustafa Göğebakan'a. Plastik Sanatlar Ödülü Nasip İvem'e. Sinema Ödülü Kenan Pars'a. Şiır Ödülü Ataol Behramoğlu'na. Tiyatro Ödülü Jeyan Tözüm'e. Jüri Özel Ödülü Gülsen Tuncer'e verildı. Ödül töreni 11 aralık günü saat 20.15'te Yunus Emre Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek. Histeri' yeniden Anadolu turnesinde Kültür Senisi - Tiyatro Stüdyosu. 5-22 aralık tarihleri arasında yeniden Ânadolu turnesine çıkıyor. Bursa'da başlayacak olan turne. Manisa, Izmir ve Bodrum'dan sonra Ankara"da noktalanacak. Son yılların gözde yazarı Terry Johnson'ın "En Iyi Oyun" ödüllü yapıtı Histeri. Sigmund Freud'un yaşamının son dönemlerini sahneye getiriyor. Oyunu Ahmed Levendoölu çev irdi, Işıl Kasapoğluyönetiyor. Tasanm Duygu Sagıroğlu'na aıt. Zuhal Olcay. Haluk Bilginer. Selim Naşit Özcan ve Celal Perk oyunda rol alıyorlar. Lions 118-T'den Karikatür Ödülleri Kültür Servisi-Lions 118-Työnetim çevresi 'Göz Nurunu Koruma Komitesi" 3 Aralık Sakatlar Günü nedeniyle gençlerin görmezlere bakı^ açısını ve yaklaşımını sağlamayı amaçlayan bir yanşma düzenlediler. llköğretim okullarında başlatılan "Önce Göz Kuru" konulu karikatür yanşmasında dereceye giren Ebru Gedik. Nil Saygın. Özlem Tekin. Deniz Köksal. Özlem Fırat. Şimay Yalçın. Murat Güvenç, Hülya Güngörödüllendirdiler. Ödüller. Lions 118-T genel yönetmenı Oya Sebük. komite başkanı Mukaddes Yamaş ve Lions Klüp üyeleri tarafından şair Behçet Kemal Çağlar İlköğretim Ökulu'na venldi. Jüride bulunan karikatüristler Erdoğan Başol. Orhan Doğu, Raşit Yakalı ve Kamil Masaracı, düzenlenen taplantıda gençlerle söyleşi yaptılar. Dereceye gireıı karikatürcüler. Karikatürcüler Derneği'nde kurs görmeye hak kazandılar. Kelepîr Kitapçı Eskişehir'de Kültür Servisi- "L'cuz değil çok ucuz kitap" sloganıyla haziran ayı başında ilki Beyoğlu'nda açılan Kelepir Kitapçı, Eskişehir'de altıncı kitapçısını açtı. Y'ayınev lerinin ortak kuruluşu olan DADA'nın depolarda kaimış. çoktandır kitapçı raflarında bulunamayan kitapları son satış fiyatlarının çok altında okura ulaştırmayı amaçlayan Kelepir Kitapçı. Eskişehir'de Cengiz Topel Mahallesi Tûtal Sokak'ta etkınlik gösterecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear