14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
'21 ARALIK 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 51996 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü'nü alan yazar Orhan Duru 'Yazar, üshıbuyla yazar olahflir' DUVGL DLJRGUN Edebıyatla. ama daha çok da öyküyle. 40 yılı aşkın bır süredir içli dışlı Orhan Duru. 27 Mayıs ile bıdikte Anicara Vete- riner Fakültesfnde asistanlık görevinden aynlmak zorunda kalışından bu yana öy- künün. yazarlık uğraşında apayn bir yeri var. 1996 Sedat Simavi Edebiyat Ödü- lü'nü kazanan yazann toplu öykülerini bi- Taraya getiren 'SarmaT adlı yapıtı Yapı (Credi Yayınlan'ndan yayımlandı. 'Fırn- jıa' adlı yeni öykü kitabı ise yakında okur- lanyla buluşacak. - -Öyküyazarüğında40yüıgeridebırak- nnız. Kısa bir özetini yapabilir misiniz bu 40yılın? DURlf- 40 yıl boyunca epe> enteresan dönemler yaşadım. Geriye gidecek olur- sak; Cumhuriyet Halk Partisi iktidan git- miş yerine Demokrat Parti iktidan gel- mişti. Genç kuşak yazarlar olarak kendi- mizi baskı altında hissediyor; isyancı eği- limler gösteriyorduk. Edebiyatta da yeni arayışlar içindeydik. Öykünün yazılış bi- çimi ve dil açısından değişik türlere git- meyeçalışıyorduk. OzamanlarAnkarada sıyasal gündemde öğrenci oiaylan \ardı. Mavi dergisi çıkıyordu. Cemal Süreya gi- bi şair arkadaşlarla, şiirle iç içeydık. Ger- çi ben daha çok öyküye ağirlık veriyor- dum... -Ama şiiri de denediniz? Şiiri de denedim ama sürdürmedim. Yi- ne de şiirle her zaman ilgim oldu. Cemal Süreya. Tevfık Akdağ, Muzaffer Erdost Sezai Karakoç gibı şairlerle iç içeydık. Ikinci Yeni olayı çıkmıştı... Sonra 27 Ma- yıs'a gelindi. Ben o sırada üniversitede asistandım. Bir gün kendimi kapı dışan buldum. Ortada kaldım cascavlak. O da benim için başka bir dönüm noktası oldu. Başka atılımlar yapma dönemi başladı. Gazetecilik böyle başladı. Oykü, sanat yaşamımda başat - Gazetecilik için edebiy aü öldürür der- ler. Aktif ga/etecilik yaşamının yazarfîğı- nız üzerinde nasıl bir etkisi o4du? Gazetecıük benim öykü çalışmalanmı engellemedi. yalnız arada bir vaptığım ti- yatro çalışmalan daha çok engellemiştir öykü yazmamı. Gazetecilik öyîe bir mes- lek kı hemen heryere ginyorsunuz. Göz- lem yeteneğinizı arttınyorsunuz. Aynı za- manda öykü yazışinıza da olumlu bir et- kısi oluyorgözlemciliğin. - Öykü dışında deneme, tiyatro gibi alanlarda da yazdınız. Ama öykü. sifln için daha vazgeçilmez oldu. Neden? Öykü benim sanat yas.amımda başat. Bundan sonra belki bir roman yazabilirim ama vazmasam da olur. Çünkü önemli olan anlatacağınız konuyu yoğun bir bi- çimdeokura götürebilmektir. Öykü ile bu- nu yapmak çok olanaklı. - Öy küde yolunuzu kimler açtı? Sanıvorum en çok etkilendiğim kiş.i Sa- it Faik'tir. SaitFaik'in başka türlü birağır- lığı var. ben o ağırlığa giremiyorum. Baş- ka türlü bir şey yapıyorum ama temelde- ki çalışma biçimimiz aynı diye diişünüyo- rum. - Toplu öykülerinizi birara>a getirdiği- niz \Sarmal"da öy külerinizin ortak bir ya- nı var. Düzyazıda uyak yaratma çabası ve söylence diline yakın bir dil. Benim en buvük derdim dildir. Çünkü söy lem biçiminin son derece önemli oldu- ğunu zannediyorum. Öykücülüğümün başlangıcında biraraştırma halindeydim. Türkçenin olanaklarını araştınvordum. Bu konuda Nurullah Ataç'ın büy ük etkı- enim eri büyük derdim dildir. Çünkü söylem biçiminin son derece önemli olduğunu zannediyorum. Öykücülüğümün başlangıcında Türkçenin olanaklannı araştırdım. Çağdaş bir şeyler yapmak, kendi üslubumu kurmak istedim. Durağan, sakin, dıngin bir anlatımla hiçbir şeye varmak mümkün değil. Anlatım ile okuru yüreğinden yakalamalı. Bir yazar, ancak üslubuyla yazar olabilir. Anlattığı öyküler belki dünyanın en güzel öyküleridir, ama o öyküyü nasıl yazdığıdır önemli olan. si olmuştur. Aynca eski Türkçe yapıtlar- dan. Kâbusname başta olmak üzere. esin- lenerek çaödaş bır şeyler yapmak ve ken- di üslubumu kurmak istedim. Çünkü du- rağan, sakin. dingin bır anlatımla hiçbir şeye varmak mümkün değil. Anlatım ile okuru yüreğinden yakalamalı. Oykünün temelinde yaşamın dramı vardır - O canlılığı yakalamakta ya/ann ya- şam deneyimlerinin yazıyla buluşması ne derece önemli? O zaten temel unsur. Öykünün temel unsurlarında yaşamın dramlan vardır. Bunlar öykünün dış kalıplandır. Yazarın anlattıklarını nasıl bir biçimde anlattığı çok önemli. Bir yazar. ancak üslubuyla yazar olabilir. Anlattığı öyküler belki dün- yanın en güzel övküleridir. ama o öykü- yü nasıl yazdığıdır önemli olan. Bu son derece zor bir şey midir? Hayır. Herkes kendi seçimini yapar. Zaten genç yazar- lar arasında da kendi usluplannı kuranlar var bugün. - Son dönemlerde gerçeküstücülük ve bilimkurgu daha belirgin öykülerinizde. Bilimkurgu nasıl besüyor sizi? Ben zaten baştan beri bılim kurguyla il- giliydim. Bilimkurgu insana beklenme- dik birstimulasyon veriyor. bu çok önem- li. Bizde işler genellikle belirli standart- larla gidıyor. Belirli şablonlarolacak. So- ru sormak yok. yeni düşüncelerortaya at- makyok... - Bir anlamda, merak duygusundan yoksunluk denilebilir mi? Türkiye nin toplumsal yapısı insanlan meraklı olmay ı. kafasını fazla çalıştırma- yı gerekli görmüyor. Çünkü kafanızı faz- la çalıştırdığımzda nelerolacağı bclli. - Toplumsal olavlar. çalkantılar yazar kimliğinizi nasıl etiuledi? Örneğin 27 Mayıs dönemınin öyküsü- nüancak üçdörtyıl sonrayazabildim ben. Kaygım şu: şimdi herkes oturup yazıyor. Oysa yazmak yargılamak demek. Bu yar- gıyı son derece kolay yapıyorlar. -Tarkovski 'Ayna' filminde yazara şu- nu sövk'tir: 'Her kitap bir tavırdır'. Sizin yazarak kovduğunuz ta>ır nedir? Doğrudur. Ama o tavıra enşmek biraz zor bir iştır. Ben mesela, yaşadığım bır olayı ancak dört beş yıl sonra gerçekten yazabıldiğımi düşünürüm. Şimdi öyküle- rime baktığımda nereden esinlendiğımi biliyorum. Zaten öykülerin insanın kafa- sında olgunlaşması gerek. Öykü, olgun- laştığı zaman haber \erir. - 40 yıllık öykücülük uğraşımzda >az- mak istediğink, y a/ümadığını/ bir öykü ol- du mu? Ernest Hemingway'ııı 'Kilimanja- ro'nun Karian" geliyor aklıma. Elimde bitıremediğim öyküler var: onlarbekleye- cek ben oldu devinceve kadar. Turgul, Şen ve Yücel, 'Eşkıya'nın gördüğü ilgi karşısında tedirgin: 6 Eşkıya 9 neredeyse Susurluk'u geçti • Yönetmen Yavuz Turgul, filmden giderek herkesin keyif duymaya başladığını belirterek "Afria Türkiye koşullannda bunu size ödetirler' dedı. Kültür Servisi- Son günlerin üzerinde en çok konuşulan, hatta bir siyasi parti liderinin, "Bakın Türk sineması kendini kurtardı; siyasct niye kurtara- mıyor?' diye söz ettiği 'Eşkıya' filmininyönetmeni Ya*uzTur- gul, oyuncuları Şener Şen ve Uğur Yücel önceki gün TÜR- SAK'ta bir araya gelip merak- lı sinemaseverlerle söyieştiler. Küçük bir salonu tıiclım tık- lım dolduran, aralannda Mus- tafa Altıoklar ve Müjde Ar'ın da bulunduğu izleyicilere fılm- le ilgili hiçbir soruyu yanıtla- mayacağını söyleyen Yavuz Turgul, 'Eşkıya'nın umulanı- nın çok üzerinde bir ilgiyle kar- şılaştığını ve bu durumun artık kendisine 'ağırgeldiğini' belirt- ti. 'Eşkıya'nın Türk sinemasın- da çok özel koşullarla çekilen bir film olduğunu anlatan Tur- gul, 'ömekfilm* olarak göste- 'Eşkjya'nın varatıcıları Şener Şen.Ysn'iız Turgul ve L'ğur Yücel rilmesinden rahatsızlık du> du- ğunudaekledi. "Sinemadâba- şannui ardından başarısızlık da gelebilir. Başanlı olan tek bir örnek bir anlam taşımaz. Ben öğüt verecek durumda değilim. Sinemanın kurtancısı da deği- lim" dedi. Turgul. "Bizim film neredev- se Susurluk olayını geçti. Basın iki>e bölündü. Eşkı>a'dan yana olanlar \e olmay anİar di> e. Fil- me ilişkin bir ga/etenin ciddi köşe yazarlarından biri oturup şiir ya/dı. Basında yer alan eleş- tirilerde işin içine Tarantino. John Woo falan girmeye başla- dı" diyerek 'Eşkıya'ile ilgili değerlendirmelerin sağlam bir zemine oturmadığına dikkat (Fotoğraf:KADER TUĞLA) çekti. "Eşkıya'nın birmacera filmi olmasını ve izlerken keyif duy- mak istediğini belirten Turgul, "Giderek herkes keyifduyma- ya başladL Ama Türkiye koşul- lannda bunu size ödetirier. Si- zi göklere çıkanp şımartırlar. Ardından filmi se\meyen biri- lcri çıkar. Bir duvardan öteki- ncsavrulursunuz" diye konuş- tu. Filme ilişkin olarak konuş- mak istemediğini ısrarla vur- gulayan Turgul'un. Şener Şen ve Uğur Yücel'e göre yine de en çok sözü alan kişi olması dikkat çekti. Bir dınleyicinin, diyalogla- nn aksayan yanları olup olma- dığına ilişkin sorusunu. 'Ben sadece filmi çektim. Jnsanlar öyle ve>a böyle düşünebilir" di- ye yanıtlayan Turgul. filmin Zaman gazetesinden Cumhu- riyet gazetesine kadar her ke- simden ilgi toplamasını önem- li bulduğunu söyledi. Turgul. filme ilişkin Kanal 6 televızyonunda ycr alan PK.K propangandası ıddialanna yö- nelik bir soruyu da "iddialara yanıt \ermeyi gereksiz buldu- ğunu' belirterek yanıtladı. Şe- ner Şen ve Uğur Yücel ise fil- me yönelen ilginin dozunu yüksek bulduklannı belirttiler. Yücel. övgülerin de yergilerin de kendisini çok fazla etkile- mediğini belirterek Türkiye'de eleştiri kurumunun işlevine inanmadığını söyledi. Şener Şen de 'Eşkıya'nın gösterimde olmadığı bir şehir- de biletlennin şimdiden tüken- miş olduğunu anlatarak filme ilişkin bir kara mızah örneği verdi. 54. Altın Küre adaylan açıklandıKültür Servisi-54. Altın Küre Ödülü a- day listesi belirlendi. Listeye göre adaylar şöyle: Dramadalındaen iyi film: Breaking the Waves, The English Patient The Peop- le vs. Larr> FhTit. Secret and Lies, Shine. Drama dalında En İyi Kadın Oyun- cu:Brenda Blethyn"Secret and Lies". Co- urtney Love "1116 People v s. Larry Flynt. MeryİStreep " Marv in s Room'". Kristin S- cbttThomas "The English Patient". Emi- ly NVatson "Breaking The Waves". Drama dalında En hi Erkek (>v uncu: RalphFıennes "The English Patient". Mel Gibson "Ransom". \Voody Harrelson "The People \s. Larry Flynt". Liam Ne- eson "Michael Collıns', Geottrey Rush "Shme". Müzikal veya Komedi dalında En iyi Fitaı:The Bırdcage. Everyone Says I Love You. Ev ita. Fargo, JerryMaguire. Müzikal >ey a Komedi dalında En İyi Ka- dın Oyuncu:Glenn Oose "101 Daİmati- ons". Madonna "Evita". FrancesMcdor- mand "Fargo", Debbie Reynolds "Mot- her"", Barbara Streisand"The Mirror Ha.s Tvvo Faces". Müzikal vaya Komedi dabnda En İyi Er- kek Oyuncu:Antonio Banderas "Evıta". Kevin Costner "Tin Cup", Tom Cruise "Jerry Maguire". Natfıan Lane "The Bird- cage". Eddie Murphy"The Nutty Profes- sor". En İyi Yabancı Film:The Eighth Daj (Belçika). Kolya (Çek Cumhuriyeti), Lu- ne E.L.Altra (ltalya), Prisoners of the Mo- untains (Rusya). Ridicule (Fransa). En İyi Vardıma Kadın OyııncurJoan Al- len "The Crucible". Lauren Bacall- 'The Mirror Has Tvvo Faces", Juliette Binoche •'The English Patient", Barbara Hershey "The Potrait of a Lady"', Marianne Jean Baptiste "Secret and Lies". Marion Ross "TheEveningStar". En t\i Yardımcı Erkek Ovuncu:Jerr\ Maguire, "Cuba Gooding. Jn". Samuel Jackson "A Tıme To Kill". Edward Nor- ton"Primal Fear". Paul Scofıeld"The Cru- cible". JamesVVoods "Ghosts ofMıssissip- P'" . En İyi Nönermen:Joel Coen"Fargo". Milos Forman"The People vs. Larry Fly- nt". Scott Hicks "Shine'". Anthony \Iing- hella"The English Patient". .Alan Parker "Evita". En İ>i Senaryo:Scott Alexander / Larry KaraszeMski "'The People vs. Larry Fly- nt". EthanCoen/JoelCoen "Fargo", Ant- hony MingheUa"The English Patient", Jan Sardi "Shine". John Sayles "Lone Star" En İyi Özgün Film Müziği:Elliot Gol- denthal "Michael Collins". Manin Ham- feh"The Mirror Has Tvvo Faces". David Hirshtelder"Shine". Alan Menken "The Hunchback of Notredanıe". Gabriel Ya- red "The English Patient" En İy i Ozgün Rlm Şarkısı:Because Vou Loved Me "L'p Close and Personal". For the Rrst Tıme "One Fine Day•". I Have Fi- nally Found Someone "The Miror Has T- \vo Faces", That Thing Vöu Do "That Thing You Do". \bu Must Love Me"Ev i- ta" En İyi Tetevizyon Dizisi (Drama): Chica- 2o Hope, ER. NYPD Blue. Party of Five. the X-Files 'The English Patient' adlı fîlm7dalda aday gösterildi. Anthonv Minghella En İyi Yönetmen, Kristin Scott Thotnas En İyi Kadın. Ralph Fiennes En İyi Erkek, Juliette Binoche da En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dallannda bu filmle Altın Küre adaylan arasında. Drama Dizilerinde En İyi Kadın Oyun- cu: Gillian Anderson "The X-Fifes". Christine Lahti "Chicago Hope", Heather Locklear"Melrose Place". Jane Seymour "Dr Quinn, Medicine \Voman, Sherry Stringfield- "ER" Drama Dizilerinde En İyi Erkek Oyun- cu: George Clooney "ER". David Öuc- hovny "The X-Files". Anthony1 Edvvards "ER". Lance Henriksen "Millenium", Jimrm Smhs "NYPD Blue" En İyi Müzikalya da Komedi Dizisi: 3rd Rock From The Sun, Frasier. Fnends. The Larry Sanders Show, Mad About You. Se- inteld Müzikalyada Komedi Dizilerinde En İyi Kadın O>uncu:Brett Butler "Grace Under Fire". Fran Drescher"The Nanny". Helen Hunt "Mad About You". CybillShepherd "CybiH". Brooke Shields "Suddenly Su- san" Trace L llman "Tracery Takes Ön" Müzikalyada Komedi DizilerindeEn İyi Erkek Oyuncu: Tim .4llen "Home Impro- vement". MichaelJ. Fox"Spin City". Kel- se> Grammer "Erasıer". John Lithgotv "thırd Rock From The Sun". Paul Reiser "Mad About You" Televizyon için Çekilen En İyi Kısa Dizi yada Film: C'rime Of The Century. IfThes "vValls Could Talk. Gotti. Hidden in Ame- rica, Losing Chase. Rasputin Kısa Televizyon Dizisi vada Filminde En İyi Kadın Oyuncu: .•Vshİey Judd "Norma Jean and Marilyn". Helen Mirren "Losing Chase", Demi Moore'Mf These Walls Co- uldTalk". Isabelle Rossdlini "Crime of the Century ". Mira Sorvino " Norma Jean and Marilyn" Kısa Televizyon Dizisi ya da filminde En İyi Erkek Oyuncu: Armand Assante "Got- ti". Beau Bridges "Losing Chase", Step- hen Rea "Crime Of The Century", Alan Rickman "Rasputin". James Woods "Summerof Ben Tyler" Televizyon Dizilerinde En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu:Christine Baranski "Cy- bill". Kathy Bates "The Late Shift", Cher "If These"Walls Could Talk". Kristen Johnston "3rd Rock From The Sun", Gre- taScacchi "Rasputin" Tele\izyon Dizüerinde En İyi Vardıma ErkekOyuncu:!an McKellen "Rasputin". David Paymer "Cnme of The Century", David Hyde Pierce " Frasier", Anthony Qu- inn "Gotti", Noah Wvle"ER". Tahsin Yücel, Y. N. Nayır'ı anlattı. Varhk Yayınlan'nın 50. yılı kutlandı Kültür Servisi - 15 Temmuz 1933'te yayın hayatına başlayan \'arlık Dergisi"yle yazarlann ve şairlerin yapıtlannı yayımlamak üzere 1946 yılında kurulan Yaıiık Yayınlan'nın ellinci yılı önceki gece. Türk yazın dünyasının önemli isimlerinin katıldığı bir kokteylle Pera Palas'ta kutlandı. Varlık Yayınlan'ndan ilk olarak Cahit Sıtkı Tarancı'nın "Otuz Beş Yaş"ını. daha sonra Sait Faik, Ziya Osman. Nurullah Ataç, Oktay Akbal, Necati Cumalu Fazıl Hüsnü Dağlarca, Orhan Hançerlioğlu, Ceyhun Atıf Kansu. Orhan \'elû Cahit Külebi, Mahnıut Makal. Behçet Necatigil gibı ustalann yapıtlannın yanı sıra genç yeteneklerın kıtaplannı da yayımladı. Varlık Yayınlannın yazı işleri yönetmeni Filiz Nayır'ın ev sahipliği yaptığı gecede Tahsin Yücel, ünlü yayınevinin kurucusu Yaşar Nabi Nayir'la ilgili anılannı paylaşmak üzere söz aldı. Yaşar Nabi'nin Varlık'ı kurabilmek için evini sattığını anlatan Yücel. Türkiye kültür yaşamına yön veren bu atılımın büyük zorlukJar içinde gerçekleştiğini söyledi. Yücel aynca: "Varlık Yayınlan"nın döneminin belli politik partileri tarafından beslendiğini söyleyenler olmuştur. Ben bu dönemin tanığı olarak bütün içtenliğimle söyleyebilirim ki Vaşar Nabi baskılara karşı bir kültür savaşımını tek başına sürdürmüştür" dedi.Yaşar Nabi'ye 1954 yılında Halk Partisi ve Demokrat Partiden milletvekilliği önerisi geldiğini. ancak onun bu önerileri kibarca geri çevirdiğini vurgulayan Yücel. "Ben eğer bugün direniyorsam, bunu \aşar Nabi'ye borçluyum" dedi. Gecede söz alan Hilmi Yavuz'sa Varlık Yayınlan'nın diğer yayınlardan farkının, öncü bir edebiyat dergisinin yayını olması olduğunu belirtti. Varlık Dergisi'nin elli vıllık gelişiminin politik süreç açısından anlatıldığı panolar ve Yaşar Nabinin fotoğrafının yeraldığı odada hoş karşılaşmalann yasandığı gecede Vedat GünyoL, Erdal Oz, Aydın llgaz. Pınar Kür, İnci Aral, Atıl Ant, Cahit TanyoL Sait Maden. Özdemir İnce, Alpay Kabacalı, Şükran KurdakuL Hilmi Yavuz, Adnan Ozyalçıner, Demirtaş Ceyhun, Melissa Ğürpınar, Sennur Sezer gibi yazın dünyasının pek çok önemli ismi yer aldı.Daha sonra Varlık Yavınlarf nın yeni dizilerinden Kişisel Gelişim'in tanıtımı yapıldı. DUŞUNCEYE SAYGI MEMET FUAT "Söz Susuyor" Sevgıli Ş, İşte sana seveceğin bır dize: "dil bitti!.. söz susuyor!.. bende bulutlanmalar..." Ama belki de sevmezsın... Bulutlanmanın çağrı- şımlan olumsuz çünkü... Sözsusunca. şiirbaşlama- lı, her şey günlük güneşlik olmalı... Rastlansal anlamın da eninde sonunda gönlümü- ze denk düştüğü bır gerçek!.. Hanı, "Hep senin şe- yinin keyfine göre geliyor bunlar" diye tarıhe geç- mış bir söz vardır... Anlam da öyle, rastlansalı da key- fegöregelir... Hilmi Yavuz'un Ayna Şiirieri adlı kitabında gör- düm yukardaki dizeyi. Birden senı düşündüm. Böy- le şeyleri seversin, sonnet tarzını da seversin, ama bugüne kadar hıç sözünü etmedın o şiirlerin. "ah, kendini kurerken/kaybolan kar günleri!.." Bu da o kitaptan. Bunlar senın beğeneceğıni san- dığım söyleyişler. Şiirlerin yapısı, ölçünun, uyağın, seslerin kullanılışı mutlaka ilgini çekerdi. Ayna Şiirieri... Görmedin mi yoksa! Yeni de değil, dört yıllık ki- tap, ikıncı basımı bile yapıldı. Varlık'ın Aralık sayısında Tuğrul Tanyol'un mek- tubunu okumuşsundur. Çok tatlı... "Ş. Abi' diyor... Bakıyorum, sarmaş dolaşsınız. Yıllarca sana tap- mış, senın şiirlerinle büyümüş. Ama olduğunu sanı- yormuş. Benim seni her mektubumda bıraz daha öl- dürdüğümü görünce anlarnış yaşadığım. Bizi iyice kapıştırmaya çalışıyor. Yaramaz çocuklar vardır, ağa- beylerini birbirine düşürüp kavga ettirir, kendilerı de bir köşeden ızlerler... Ne dersin, fazla mı gerçekçi oynadık bu oyunu!.. Bugüne kadar, söylediklerimle ilgili kimsenın bır şey sorduğu olmadı bana, herkes "Şkım?", onu öğ- renmeye uğraşıyor. "Benim düşüncelerimin karşıtı," diyorum, inanmı- yorlar. ille parmaklarıyla dokunacaklar. Seviyorlar seni. Şu günlerde bir şiir kitabı yayımlayıp üstüne şair adı olarak "$"yi kondursak herhalde iyi satılır. insanoğlu böyle ışte... Meraklı... Yazıyı şıırın so- runlarıyla ilgılendıği için okuyor, ama kafası ''Ş"nin kim olduğuna takılıyor. Neyse... Boş ver... Enis Batur konusunda anlaşmamız olanaksız gö- rünüyor. "Yazdıklanna çok gülmüştür," diyorsun. Hıç san- mıyorum. O çocukluğundan beri alışık ıskalanma- ya. Iskalana ıskalana buyüdü. Kıyısından koşesın- den küçücük bir şey yakalasan, yeter de artar bile. Her dedığıni de anlayacak değiliz ya!.. Bak şu sozler yirmı yıl önce yazdığı bır metinden: "Konuşmak? Anlatmak, biranlatıyapmak? (...) Ki- meanlatmak?Nasılanlatıiacağı bilinse de. karşıda- kinin, karşıdakilerin ıskalayacaklarını bılmek mühur- lemeye yetiyordu sözcüklen." (A///, s. 46) Yazarlığının emekleme donemi hep böyle "ham okur" korkusuyla geçmiş. Bir şey söylemeyen, bır şey anlatmayan adam "ham okur"dan korkar mı? Aynca, senin sözünü rastlantıya bıraktığını sandı- ğın şair bak bugün nerelere kadar açıldı: çoğu kadın evınde, komşunun yardımıyla doğuruyor açlar ordusuna katılacak son üyesini ailesınin, sessızce kesılıyor göbek kordonu ve sessizce sünnet edıhyor yazın ılk ayında kendi yaşıtlarıyla ve ilk sürgününü venyor Allaha emanet ""- bü rmyatınelan ve ait oluyor artık devanası sefalete. Bu devrik tümceli bır düzyazı. Ama Opera 'nın dör- düncü bölümündeki akışın içinde "şiirgibı"yennıalı^ yor. Hiç yadırgamadan okuyup geçıyor insan. Şimdi senin tüylerin diken dıken olmuştur. Ama unutma, bunu yazan da, şiirin türlüsunü tatmış bir şair. Demek ki bu sözlerde de bir şiırsellik buluyor. Anlamaya. tatmaya çalışmak gerekır. Biliyorsun, şaırter başka şaırlerı eleştirirken ge- nellikle kendilerini ortaya vururlar, kendi yapmak is- tediklerinin ardından konuşurlar. Dergı şu anda elımin altında değil, neler dediğını tam olarak aktaramayacağım, ama Gülseli inal'ın Nâzım Hikmet için hazırlanmış bır özel sayıda, bu şaıre yönelik bir eleştirisi vardı. O zaman yanlış yo- rumlamadıysam, ya da bugün yanlış anımsamıyor- sam, Nâzım Hikmet'in dünya işlerıne çok bağlı kal- dığını, oyüzden evrenin gizinı kavrayamadığını, yan- sıtamadığını söylüyordu. Imgelerle oynamayı seven alçakgönüllü bir şair sandığım Gülseli İnal'ın şiirden böylesine gizemli bir görev beklediğini öğrenmek beni çok şaşırtmıştı. Bilim adamı ile şairin çalışma anlay/şlarındaki ben- zerlikten hep söz edilir, ama bunun bır ölçüt olarak kullanıldığını daha önce görmemiştim. Gülseli Inal anlaşılan Nâzım Hikmet'e kendi üst- lendiği görevin arkasından bakıyordu. Sen de hep öyle yaparsın. Çağrışım ondan oldu zaten. Ama ben bunu doğal karşıhyorum. Sanatçı- ları ne yapmak istediklerinı araştırıp ona göre değer- lendirmek eleştirmenlerin işi. Bugünlük de bu kadar. Sevgiler, selamlar. iucia Di Lammermoor' operası İDOB'da Kültür Servisi - Istanbui Devlct Opera vc Bale». G. Donizetti'nın 200. doğum yıldönümü nedeniyle yeniden repertuvanna aldığı. bestecınin ünlü operası "Lucia Di Lammermoor"u2l aralık cumartesı günü saat 15.30'da Atatürk Kültür Merkezı'nde sahnelevecek. İskoç yazarSir V\alter Scott'un "LammermoorGelini-adlı övküsünden yararlanarak. Salvatore Cammarano'nun liberortosunu yazdığı ve Italvan bestecı G. Donizettf nin besteledıği u Lucia Di Lammermoor" operası. ağabev iııın entrikalan sonucunda sevdiği gençle evlenemevince çıldıran I ucıa'nın dramını anlatıyor. Selman Ada'nın yöncniği. Altan Günbay'ın sahneve kovduğu operanın dekorlannı Selçuk lollu. kostümünü Figen Kovunoğlu. koreografisinı Selçuk Borak, ışık düzenini .\hme,t Defne hazırladı Oyunda önemli rolleri Gülgez Atandağ. Pekin Kırgız. Nü/het Öyken, Ahmet Öncül. Necat Pınazoğlu, Leonidas Asteris, Mine Mater, Nükhet \alçın ve Hüseyin Likos pay laşıyorlar. BIGÜN • ELEŞTİRİ KİTABEVİ V E KLLTLR MERKEZİ nde sa at 14.00'te yazar Demirtaş Cevhun okurlanvla sövleşivor. (373 38 24i • JAZZ STOP BEYOĞLl SAHNESİ nde i 5 00 I ".00 saat- len arasında "Türkıye'de Popüler Kültür \e Sıddet' konulu söyleşiye Eneın Ayça. Aydın lluaz, Şule Perinçek katılıyor. (252 93 14) " • AYA MAYA KUMPANYA Halıt Akçatepe. Ercüment Do- ğan. Tülay Doğan gibi oyunculann rol aldığı oy un saat 11 .(JO'Je Beşıktaş. Küitür Merkezi'nde çocuklarla buluşuyor. • GERÇEKLER TÜKENMEZ MlHA muhabırlennin fo- toğraf sergisi saat 15.00'te St. Joseph Sosval Te>islen Capo- ral E\ ı. La Cavc'da açılıyor. Sergı 30 aralıöa dck izlenebilir. • NEŞET RUACANGRUPCAZ KONSERİ >aat 20 30 da( e- mal Reşıt Rev Konser Salonu'nda. • ÖZLRLL ÇOCLKLARA VARDLM KERMESİ kapsa- mında V'amalı Bohça' (patchvvork) sergisı saat 12.00'de Ka- lamış Yelken Spor Kulübü'nde açılacak. • HOMERKITABEVİ'nde saat 16.00-18 OOarası Sev ın Ok- >a>'la 'Serbest Şöyleşi' yeralıyor.(249 59 02) • DOĞL BATI KÜLTÜR K\V ŞAĞINDATl RKTİVATRO- SU Dr. Yüksel Pazarkaya ve Dr. Roberto Cuılh'nin konuşma- cı olarak katılacağı konferansta Kenan Işık. Refik Erduran \e Prof. Dr. Özdemir Nutku dj yer alacak Konfcrarıs saat 13.30'da CRR Konser Salonu'nda.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear