25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 15 ARALIK 1996 PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER Insansız Kalan Topraklar TALİP APAYDIN B ir komşumuzun yaşli baba- sı. hele saynlanıp yatağa düştüğü günler durmadan köyünü sayıkhyor. tt Ah kö- yiim. evim.. bağım bah- çem... \ assıhöy ük önündeki taıiam... Beni oraya götürün. Orada ölmek istiyorum..."Kaçyılolmuşkentegöçelı. Iyi kötü hir iş tutmuşlar. Köyde ana da öliin- ce. yaşlı adam tek başına kalmış. Ne yapı- lır. çaresizonudagetirmişler. Amaadamın aklı fikn köyde. üğlu gelını. torunlan çev- resinde dört dönüyorlar ama >etmiyor, o köyünü özlüyor. Omrü orada geçmiş. Ba- ğını bahçesini yeşertmiş. tarlasmı ekip biç- miş. Oraya göre biçımlenmiş. Tütn dünya- sı köyü. Bilen bilır. unutamıyor... Hava ıyiyse apartmanın duvarı dibine oturup güneşleniyor. Bakmıyor gelip ge- çenlere Suskun Sankı dünyaya küs. Ba- zan yanaşıp konuşmak ıstıyorum. Açılmı- yor. kolay değil Kcnti de kent insanını da kcndisine çok uzak buluyor. Her şey yap- macık. her şey oyun Köy ünün kırlan. top- rak yolları. bir önıür boyu emeğını verdı- gı üç beş dönümlük bağ'ı bahçesı, gözün- de tütüyor. "Ah oğuP dıyor. " bırakıp gel- dik. Kurudu hepsi. Bakıİmayınca ne olur? Ot bürümiiş her yanı. Ba/en rüy alanma 0- riyor. Elimle dikip bü> üttüğütn kayısılar. erikler boyunlannı biikmiiş ağlıyorlar". Kendisi de ağlamaklı oluyor. Yüzündekı çizgiler derinleşıyer. "Ama Osman ağa" dıvorum, "ekmek nerde iseyurt orasuderter. O bağın bahçen sizi dayurmaz ki... Yetiştirdikterin para et- miyorki"... "Öyle" diyor, u para etmiyor. Onun için hcp yoksul yaşadık. Biz katlandık ama ço- cuklar katlanmadı. Herkes kentlere göç- meye başladı. Tutabilirsen tut Bizimkiler de bırakıp gekliler. Ama bir terslik var bu işte. Taa baştan söyledim, yanlış oMıT. "Negibi?" -Bunca insan yerinden yurdundan ko- par gelirse. köyler bosalırsa o topraklar ne olacak. kim ekip biçecek? Ne yiyip içecek bu insanlar? Herkes işin kolayına kaçtı. Bi- zim köy hep kentlere göçtü. îstanbul'a, İz- mir'e. Ankara'va... İnsansız kaldı köyler. Bağlar bahçeler bo/uldu. tarlalar kurudu. Ne olacak bunun sonu? Çiftçi olmayanlar s»nlayamaz ama benim içim götürmüyor. Gö/iimde tütüyor o kazdığım. beUediğim topraklar. Dikip biiyüttüğüm ağaçlar. Şim- di öksü/ gibi kaldılar orada. Gelenler an- latıyor, yaban otlan bürümiiş her yeri. Gö- letin suyu kurmuş. arklar dolmuş. Her yü elden geçirmeden, temizlemeden olmaz ki. Bakmazsan dağ olur, demişter. Bo/uldu her şey. Vazık değil mi? Yalnız bizün köy olsa neyse, Doğu'da. Güneydoğa'da pekçok köy boşalmış. Insansız kalmıştopraklar. Ne ola- cak bunun sonu. hiç düşünen vok mu? Na- sıl insansız bırakılır o topraklar?" Komşumuzun yaşlı babası kendi diliyle yana yakıla bunlan söylüyor. Terk edilmiş bağları bahçeleri. artıİc ekilmeyen tarlala- rı dert edinmiş kendine. "Verilecek bir kanş toprağımız yok. bır çakıl taşımızı bile vermeyiz" nutuklan çe- kılırken.yıllardırsürüp gelen içgöç,djşgöç bu ülkeye neye mal oldu, gerçekten düşü- nen yok. Yönetenler gibi aydınlan da ilgi- lendirmiyor bu konu. Kendilerince başka önemli konular buluyorlar. birbirleriyle di- dişip duruyorlar. Ama şöyle ülkemız harı- tasınabırbakınca. Doğusu, Güneydoğusu. ortası nerdeyse boşalmış, ıssızlaşmış du- rumda. İnsansız kalan topraklara yurdu- muz deme olanağı var mı, düşünmek ge- rekmez mi? Konu yalnizca kentlerin bo- zulduğu, yaşanmaz duruma geldiği açısm- dan ele alınıyor. Ya o terk edilen toprakla- rın durumu? Neden bırakıp geldi bu insan- lar ve ne oldu o topraklar? Cumhuriyetin ilk yıllannda çok söyle- nen. amaç edinilen ulusal bir ülkümüz \ar- dı: Vatanıvatanlaştırmak! HeT kanş topra- ğımızı modern bilgilerle işlemek, yeniden kurmak. Bayındırhale getirmek. Halkımız o zaman mutlu bir yaşama ka\ uşur. Vatan mutlu yaşanan yerdir. Ekip biçen halkımız yeterli toprağı olursa. onu donanımlı bil- giyle ekip biçerse. ürettikleri de adam gi- bi değerlendirilirse. neden bırakıp gelsin o sevgili topraklan? Bir ömür boyu cmeğini kattığı, terini akıttığı. yeşerttıği ve karnını doyurduğu toprak nedir, ne değildir. bunu kim analatabilir? Kolay mı sanılır oralar- dan kopmak? Ama insanlar dağda belde aç kaimışlarsa. hiçbir devlet eli uzanmamış- sa, güçlünün sönıürgenın elınde ezilmişse. bırakıp kaçmaktan başka yol mu var? Dev- letin halka dönük polıtikası değiştiğı için, ona hiçbir yardım eli uzatılmadığı için, göz göre göre yıllardır göçe zorlandı köylü. Yeterli toprağı yoksa, iş bulamıyorsa, aç kalmışsa, yolu suyu okulu hastanesi yok- sa, hiçbir devlet eli uzanmıyorsa ne yapsın bu insanlar? Her şeyi göze alıp tek tek kor- kunçbirserüveneatıldılar. Hemşerihısım, birbirinin elinden tutarak kentlere doluştu- lar. Oralarda da yardım eden olmadı. Ken- di güçleriyle ış aradılar, kondulannı yap- tılar. Devletin duyarsı/lığı. il0sizliği şura- dan bellu kentin geleceğini düşünerek plan yap, yer göster bu adamlara. "E\ ını şura- ya şu ölçüde yapabılırsin" de. Yolu cadde- yi, okul yerini çiz, ayir. Kent bö> üyecek, bel- İL Birplana uyarak büy üsün. Bunu bile dü- şünemedi devlet İşi oluruna bırakti. Kırk yıldır ülkev i yönetenlerin bu beceriksizliği. nemegerekçiligi köylerimizj de kentlerûni- zi de yaşanmaz halo getirdL Bundan sonra nasıl düzelir, nasıl altından kalkılır? Bu gö- /ü kapalı. frensiz gidişin sonu ne olur. dü- şünmek bile sıkıntılar veriyor insana. Komşumuzun y aşlı babası köylü Osman ağa tehlıkeyi görüyor. herkes kentlere ge- lirse. topraklan k\m ekip biçecek? Bunca insan ne y ıyip içecek'7 Sanayi yeterince ge- lişmedığine göre bu insanlar nerede iş bu- lacak? Çoğu alış\ eriş yapıp günlük ekmek parası kazanmaya soyunacak. Görülüyor zaten, sokaklar, meydanlar ayak satıcıîan ile işportacılarla dolu. Adım atacak yer yok. Uretici değil. küçüklü büyüklü tüke- tici yığınlar... Başkasının emeğini elden ele geçirerek ekmek parası çıkaranlar. Üre- tecek yaşta, enerjıde ama üretime hiçbir katkılan olmayan milyonlarca asalak in- san... Bunlann yaşam biçimleri, ahlak durum- lan ayn bir konu. Toplumun en kolay bo- zulan kesimi. Çünkü işleri zaten alıp sat- mak. başkasını kandırmak üstüne. Ne köy- lü, ne kentli. Arada kalmış, bir yere otura- mamış, her tarafaçekilebilensallantıda in- sanlar. Büyüklü küçüklü her suça itilebi- lirler. Mafya tetikçilerı. gözükarahırsızlar en çok bunlardan çıkar. Toplumun başına bela kesilirler. Oysa bu insanlar ne güzel üretici. emekçi olabilirlerdi. Toprağı ekip biçebilırlerdi, fabrikalardaçalışırlardı. Fır- sat venlseydi bazılan ne güzel okuyabilir- di. Meslek okullarmı, üniversiteleri bıtı- rirlerdi. Topluma yararlı ki.'jiler olabilirlerdi. De\ letın, toplumun alt katlannda kalan bu y oksul kesıtne kay ıtsız dav ranması, olum- suzlukların baş nedenidir. Çünkü bunlar köyde de, kentte de sahipsiz kalmışlardır. Eğitim haklannı. i^ bulup çalışma hakla- nnı kullanamamışlardır. Elbet hepsi değil ama içlerinden bazılan ister istemez yan- lış yollara ıtilmişlerdir. Salt ınsanımız harcanmadı, toprağımız dayozlaşmayabırakıldı. Yüzlercekm. sü- ren bozkırlar. güzelim dağlar. dereler. ko- yaklar.. insansız kaldı. Eken biçen yok. Meyve bahçeleri kurudu.Ormanlar yakıl- dı. Haşvanlar yok pahasma elden çıkanl- dı. Ağıllarboş kaldı. Harabeyedöndü köy- ler. Kimi evlerde tek tük yaşlı insanlar otu- ruyor. kimilerinde hiç insan yok. Kümes- lerde horozlar ötmüyor. sokaklarda tav uk- lar gezinmiyor. Sanki görünmez bir el sü- pürüp götürdü her şeyi. Yaşamı söndürdü. Duyar gibi oluyorum, kimilen diyecek ki, iyi oldu bitmesi. Köyde yaşam matah bir şey mi sanki? Neyi savunuyorsun? Eskilerden sürüp gelen köydeki ilkel ya- şamı savunan yok. Aklı başında hiç kimse bunu isteyemez. Yapılması gerekli olan. onu değiştirmekti. yenilemekti. Çağdaş bir dünya görüşünü. yaşam biçimini oralara götürmekti. Köyü içten canlandırmaktı. Onu ağanın. aşiret rcisinin, şeriatçının zul- münden kurtarmaktı. İş sahibi. yeterli top- rak sahibi yapmaktı. Emeğinın karşılığını kendisine bırakmaktı. Onun ıçın de geçer- li bireğitimden yararlanmasını sağlamak- tı. Bu yapılabildi mi? Son elli yıldır hep tersine bir gidişi ya- şadık. Devlet. köylümüze. halkımıza bi- çimsel birtakım gösterılerden öte. ciddi hiçbir hızmet veremedı. Öze inılemedı. Yüzeyde kaldı her şey. Onun için ınsanı- mız da. toprağımız da el değmemiş ilkel- liğinden kurtulamadı. Bakıyoruz da yukarılarda denıokrasi adına ne anlamsız ka\galar \eriliyor. Yıl- lar. yıllar geçip gidiyor. Halkımız ve top- rağımız da orada. uzaklarda perperişan bekliyor. Onlara bir türlü sıra gelmiyor. Genel Sekreter Aranıyor R A H M Î K U M A Ş Birlesmiş Milletler Tiirk Dernegi Gcnel Sekreteri B irlcşmiş Milletler (BM) Orgütü Ge- nusunda Genel Kurul'ayıllık görüşler (raporlar) ncl Kurulu ilk kez Londra'da West- sunar. Uluslararası barış vegüvenliğinkorunma- minster'intörensalonunda lOOcak sını tehlikeye düşürebileceğini düşündüğü her- N46 günü toplandı. Bu toplantıda hangi bir konuyu Güvenlik Konseyi'nin ilgisine Türkivc"yi temsil eden kurulunbaş- sunar(m. 100)Böyleceanlaşmazlığı,'*banşısağ- kanı Hasan Saka'vdı. Genel Ku- lamaklagörevli'"Güvenlik Konseyi'ningündemi- I ncl Kurulu ilk kez Londra'da West- minster'intörensalonunda lOOcak günü toplandı. Bu toplantıda rürkiye"yi temsil eden kurulun baş- kanı Hasan Saka'vdı. Genel Ku- rul'da temsil edilen ülke sayısı 51 idi. 14 şubata dek süren toplantılar sonucunda örgütün tüm bi- rimleri oluşturuldu. Ardından örgüt New York'a taşındı. Genel Kurul (Asamble)başkanlığı için iki aday yanştı. Belçika Dışişleri Bakanı Spaak28oyalır- ken. öteki aday N'orvcç Dışişlen Bakanı Trygve Lie 23 oyda kaldı. Genel Kurul Başkanı olama- yan Lie, 2 Şubat 1946'da örgütün genel sekrete- ri oldu. Görev süresi de 5 yıl olarak saptandı. O gün genel sekreter olarak görev e başlama- dan önce Lie Genel Kurul önünde şu andı içti: "Birteşmiş lluslar ()rgiirü'nün Cend Sekreteri olarak bana yöneltilcn göre\leri tam bir bağlılık ve gizlilikle ve vicdanımın sesine uyarak yapaca- ğıma, bu görevleri özellikle örgütün çıkariannı gö/ önünde tutarak ve hiçbir hiikümetin ve örgüt dışında hiçbir otoritenin yönergesini istemeden ve kabııl etmeden yapacağıma ve tutumumu bu ilke- ler içinde düzenleyeceğime açıkça ant içiyorum." Etkinlikleri: Genel sekreter BM'nin kurulma- sını sağlayan anayasanın (*) 97 ve sonraki mad- delerinde düzenlenmiştir. Buna göre, genel sekreter. en yüksek görevli- dir. 8 yardımcısı vardır. Banşın korunması göre- vi verilen Güvenlik Konseyi'nin, Ekonomik ve Sosyal Konsey'inbütün toplantılanna katılır (m. 96).' Yine bu maddeye göre, örgütün çalışması ko- ne aldırır. Bu çok önemli bir yetkidir. Örgütün tüm görevlilerini "hakçabircoğrafyadağılımınr göz önünde tutarak atar. Örgüt üyeleri, genel sek- retere etki yapmayacaklanna ilişkin yüklenim al- tına girmişlerdır. Kimler seçildiler? 5 yıllık bir süre için seçilen Lie döneminde Israil ve Kore sorunlan çok etki- li oldu. Öyle ki veto yetkisine sahip 5 devletin is- teğiyle bu göreve gelen Lie'yi Kore bunalımı ne- deniyle Sovyetler görevden atmaya kalktılar. So- nunda görev süresi 1 Şubat 1954'tebitecekolma- sına karşın 10 Kasım 1952'de görevinden ayrıl- mak zorunda kaldı. Bunun üzerine yeni bir genel sekreter aranma- ya başlandı. Genel sekreter adayı olmak için ilk başta 5 sürekli üyenin olurunu almak gerekir. Kı- sacası genel sekreterlik vetoyabağlı bir işlemdir. Kanada Dışişleri Bakanı Lester Pearson, Filipin- ler' in Washington Büyükelçisi Carios Romulos. Polonya Dışişleri Bakanı Staislavv Skrzserevs- ki'nin adaylığı yanında başka adlar da geçerken beklenmedik biçimde Isveçli iktisat profesörü Dag Hammarskjöld üzerinde anlaşma sağlandı. Başbakan Tage Erlander bile bu seçime şaşarak "Bu yönde hiç çalışnıamı/olmadr demek zorun- da kaldı. Bu olayda Stalin''in ölümü üzerine Sovyetler'in Batılılarla anlaşma polıtikası etkili oldu demek doğru olur. Dag Hammarskjöld'ün 8.4.1953'te ikınci ge- nel sekreter olarak başlayan görev i 18 Eylül î 961 'de Kuzey Rodezya(Zambiya"nın 1964ön- cesi adı) üzerinde uçağının düşüp ölmesine dek sürmüştür. Dönemi çok olaylı geçen Dag'ın ye- ri, ancak 3 Kasım 1961'de doldurulabilmiştir. 2 aya yakm boş kalan genel sekreterliğe, ilk kez Av- rupalı ve Hıristiyan olmayan bir kimse gctirilmiş- tir. Üçüncü genel sekreter olan U Thant Buda di- ninden olup işi de tarih öğretmenliğiydi. Döne- minde olan önemli olaylardan Macaristan soru- nunda Sovyetler'i, Cezayir sorununda Fransa'yı, Küba sorununda da ABD'yi eleştirerek yansızlı- ğını gösteımiştir. Ancak 1971 sonunda görev i sona ererken ye- niden seçilmesi (üçüncü kez) için kendisinden di- lekte bulunulan genel sekreter olma sanını koru- maktadır. 1971 Aralık ayı sonunda Avusturya'nın eski dışişleri bakanlarından Kurt VV'aldheim ge- nel sekreterliğe getirilmiştir. Görev süresini 10 yıl olarak bitiren VValdheim'ın yerine 1981 Aralık ayında. Perulu diplomat Perez DeCuellargetiril- di. 1986'da bu göreve ikinci kez getirilen Cuel- lar. görevini 1992 başında Mısırlı ButrosGali'ye teslim etti. Gerçekte Kurt VValdheim. üçüncü kez genel sekreter olmak için aday oldu. Ama onu Çin ve- to etti. Tanzanya Dışişleri Bakanı SalinVi de ABD veto edince Cuellar üzerinde anlaşma sağlandı. Cuellar, BM'nin Latin Amerikah ilk genel sekre- teri oldu. Cuellar 1991 Körfez Savaşı'nda etkisiz kaldı. Ancak 1980-1988 Iran-lrak savaşını sona erdirmede, Namibya'nın bağımsızlığına kavuş- masında başanlı oldu. Eşi Yahudi, kendisi Mısırlı Arap Hıristiyan olan Gah\ u Doğu-Ban''bileşimi olarak seçilen ilk Af- rikalı genel sekreter oldu. Şimdi ise kendisi ye- niden seçilmek istiyor ama ABD onu tutmuyor. Gerçekte onu biz de tutmuyoruz. Görüldü ki ilk genel sekreterden sonra seçilen genel sekreterler iki dönem görev yaptılar. İlk kez Butros Gali ikinci kez göreve gctirilmeycn genel sekreter olarak anılacaktır. Şimdi de ABD zor durumda. Çünkü ABD bir çelişki içindedir: 1950'de Kore yüzünden Sovyetler'in tepkisini çe- ken Lie'yi Sovyeder Güvenlik Konseyi'nde veto ettiler. Ama ABD somnu Genel Kurul'a getirdi, oradan 5 karsu8çekimstrova karşılık45o\la "ge- nel sekreterin görev süresini 3 yıl daha uzatma" karan çıkarttı. Rusya karşı çıktı; Lie'yi genel sekreter olarak tanımayacağını açıkladı. Çekiş- meler oldu; sonunda Lie dayanamadı ve 1954 Şubatı'nda görev sü- resi dolacakken görevinden ayrıldı. Kendisinden BM Örgütü Genel Sekreterliği'nin "Dünyanın eldeedilmesienzorişi''nitelemesi anı olarak kal- dı. Çünkü genel sekreterlik sorunu büyük devlet- ler arası çatışmalara yol açmıştır. Genel Sekreter olarak ölen ilk kişi olan Dag döneminde ise BM canlı, etkin ve neredeyse "bir imparatorluk" du- rumuna gelmişti (10 Aralık 1966, A.Ş. Esmer- Ulus). Şimdi tek kutuplu dünyadayız. ABD'ye karşın 1950'dekendisininkullandığıyöntemkul- lanılabilir mi? Hiç sanmıyorum. Çünkü o zaman ABD bu örgütten kopar ki ortada örgüt kalmaz. Gali'nin seçilmemesi Türkiye'nin adını bile doğ- ru söyleyemeyen bir genel sekreterden kurtulma sevinci verirbize. * Bu metin Fransızca aslında "charte " adını almtştır. Ancak Türkçede 'nasıl adlandırılsın' diye Cemil Bilsel Cumhuriyet 'le 11. 23 ve 2X Ocak 1946'da üçyazıyazmıştır. PENCERE Ne Kadar Benzemezmişim BanaBen... Biz iki sözcüğü çok sevdik. Birincisi şok.. ikincisi şov... Nereye baksan şov ile şok. Dün bir gazete yine 'şofc'lu manşet atmıştı: "Şok parmak izi" Ne demek bu?.. Şavulladınız sanınm. gazetemiz "günün kahrama- nı, vatan kurtaran aslan, ülkücü mafya kralı, PKK'yi çökerten komutan, devlet adına ona buna kurşun sıkan" Abdullah Çatlı'dan söz açıyor. "Kumarhane- ler Kralı" Ömer Lütfü Topal'ı öldüren silahın şarjö- ründe Çath'nın parmak izi varmış. Eh. bu durumda1 paımak izi neolur?.. "Şok parmak izi" Türkçemiz de şok oldu; nereye baksak şok ile şov' ikizlerini görüyoruz, birbirlerine benziyorlar. ikisi de üç harfli, ikisi de Ş'li.. • 'Ş' dilimizin ilginç harflerinden biri, daha çok yan- sımalı sözcüklerde kullanılıyor: Şakırşakır.. Şıpırşıpır.. Şıkırşıkır... Şişşiş.. Şıpşıp.. Şap şap.. Şa şa.. Belki de yansımalı sözcükler bize Ş'yi sevdirdi;' Ş'yi seven şok ya da şov sözcüklerini de sevmez mi!.. Şimdi bu ikısini her şey ıçın kullanıyoruz; yanlış doğ- ru, medyamız tepe tepe şok sözcüğünden başlık çı- kanyor. Şok demeç. şok açıklama, şok haber, şok boşanma, şok kaza, şok kadın, şok dava, şok par- mak izi, şok gol!... Ne demek şok haber?.. Sanırım "insanı şoke eden haber" anlamına geliyor; bizi sar- san, silkeleyen, şaşırtan, altüst eden bir haber duy- duk mu ne diyoruz: - Şokoldum!.. "•' ' '. Türkçe'de 'şok oldum' artık 'Eşekten düşmöş kar- puza döndum' demekle eşanlamlı!.. 'Susurlukkaza- s/'ndan bu yana hepimiz eşekten düşmüş karpuza döndük. Ülkemizde ne de çok eşek varmış ki hepi- miz üstünden duşebiliyoruz. • ' ••••'• Nasrettin Hoca büyük adam, saf görünür, ama eşi emsali bulunmaz bir kumazdır. Bir gun sormuşlar: .- • -, .• -Hoca, burnun ne yanda? Hoca ensesini göstermiş. - Aman Hoca, tam tersini gösteriyorsun!.. Nasrettin Hoca ıstıfinı bozmamış: - Bir şeyin tersini bılmezsen, demtş, doğrusunu öğrenip anlayamazsın... Gerçekten öğrenmenin çeşitli yöntemlerinden bi- ri de budur ya.. bız şimdi öğreniyoruz: Kahraman mı dedin?.. İşte mafya lideri!.. . • Devlet?.. işte mafya devlet!.. Koalisyon mu?.. Yolsuzlukları örtme ortaklığı!.. Milletvekili miistedin?.. .' • Al sana aşiret reisı!.. Polıs müdürünü mü soruyorsun?.. Buyur çetebaşınıL . • -c Peki, buiş ne zaman oldu?.. ' • ; • ' : ' "Yükselen değerler" ne zaman toplumda ağır bas- maya başladı?.. "Köşe dönmecılik" ne zaman ge- çerii yaşam biçimine dönüştü?.. Anımsayın baka- lım; cumhurbaşkanı ailesıyle birlikte ne zaman maf- ya ile içli dışlı oldu?.. 1980'li yıllarda başlayan süre- cin sonunda bir sabah suratımıza gerçeğin aynası dayanınca şairin dediği ortaya çıktı: "Ne kadar benzemezmişim bana ben!.." Ancak bu ış bir günde, bir ayda, bir yılda olmaz; buna şok olmak denemez; şok sözcüğünün başın- daki Ş'yi Türk alfabesinin ikinci harfiyle değiştirirse- niz. toplum otarak ne hale düştüğümüzün resmi or- taya çıkar. Beymen bir öncü, Academia bir ilk I AVANT-GARDE KADIN GİYİM • AVANT-GARDE ERKEK GİYİM • GENÇ GİYİM - AYAKKABI. ÇANTA VE AKSESUAR • EV AKSESUARI • MOBİLYA Kcşfcdilmcyi bckleyon tasarımcılar. başvuru formlarına ve yarışma hakkında detaylı bilgilere tüm Beymen. Beymen Club vc Beymen Home mağazalarından ulaşabilirler. Başvuru dosyaları için son teslim tarihi 15 Ocak 1997 V »*
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear