Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
KAStM 1996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
ALLECRO EVİN İLYASOĞLL
Filozof bir piyanist: Ertüngealp«Çalışmalannı yurtdışında sürdüren ve
viurtiçindeçokenderrastladığımızgenç-
îerimızden bazılannı şu sıralarda dinle-
me fırsatını buluyoruz. Nice ünlü hocay-
la *;alışsa da nıce yanşmada derece alsa,
kendini alkışlatsa da Tiırkiye'de kabul
götrmesı bir ha\ li zanan alıvor bir genç
saraatçımn. Hele orkestravla çalabilme
fırsatı bulabilmesi içın neredevse yıllar
geçiyor. Geçen hafta Istanbul'da AJpas-
lan Ertüngealp"in resıtalını dinierken de
Cumhurbaşkanlıg] Senfoni Orkestra-
srnın bu haftakı programında Ozgür Ay-
dım'ın adını görünce. neden bu gençleri-
mizi daha sık dinleyerıivoruz. sorusu bir
kez daha gündeme geldi.
Alpaslan Ertüngealp (1968) bir filozof
piyanist. Nıce vorumcunun vılların biri-
kirni ıle vardığı söylemi şimdiden yaka-
larraavaçalışıyor. Hercümleyi. hercüm-
lecîği övlesine ölçüp biçiyor ki sesin fı-
zikiel >apısından pivanonun tokmakla-
nndakigücünedekincelivor. Pivanoçal-
manın tüm öğelerini Jenetim altına al-
mış.
Piyanistlikten sonra şeflik
Pek çok vorumcu ör.ce kendi coşkusu-
nun akışında gıder. sonra denetim aşa-
masınagirer. Alpaslan'da denetim ö\le-
sine güçlü ki gençliğin verdiği coşkuyu
bile. kalbinden kopupgelen uçanlığı bi-
'; denetım altına alraış. Kendi ölçülü
dünyasını çalgısı ıle denn düşüncesi ara-
sında kurmuş. 0>sa dınleyici onunla bi-
raz daha çok şey pav laşmak ıstîyor. Prog-
ram seçiminde de iyıce akademik dav-
ranmış. Haydn'ın si minörsonatı ve Be-
ethcnen'in 32 Çeşitlemesi. ardından
Braiıms'ınop 76. op. 118. op. 119\eop
79 serisinden pıvano parçalannı çaldı.
İkinci bölümde ise Schumann'ın Do
Majör Fantazisi ver aldı. Aksanat bina-
sının konferans salonunda yer alan bu
resital için biraz dinlev ıciye alımlı gele-
cek birprogram düzenlenebilirdi.
Aipaslan. altı yaşında müzığe başla-
mış. l^tanbul Beledive Konservatuva-
n'nda Özen \eziroğfu ile çalışmış. Al-
man Lisesi'ndeki eğitimini de tamamla-
vınca Macaristan'ın zenaın müzik dün-
vasına gırmiş. Franz Liszt Müzik Aka-
demisi'ndeki eğitiminin yanı sıra arala-
rında Jeno Jando \e Gyorgy Kurtag'ın
da bulunduğu nice ünlü hoca ile çalışmış.
Aynca Anderas Schiff, Tanıas Vasan v e
Peter Franki ile de çalışma fırsatı bul-
muş. Bunca zengin donanımın üstüne
1993"te piyano bölünıünden mezun ol-
duğu Franz Liszt Akademisi'nde halen
orkestra şefliği eğitimini sürdürmekte.
Pi>anosunda bunca filozof olabılme>ı
kanıtladıktan sonra bu kültür birikimini
kuşkusuz orkestra şefi olarak başanyla
vansıtacaktır.
Alpaslan gibi sık dinlevemediğımiz
bir başka piyanıstimiz de Özgür Avdın
(1972). Ankara De\let Konservatuva-
n'ndan sonra İngiltere \e Almanva'da
ünlü hocalarla çalışan Avdın. .son >ıllar-
da yarışma maratonunda. En son Sıdnev
yarışmasında ve Köln varişmasında ya-
n finalist olmuş. CBSO ile Brahms'ın 1.
konçertosunu çalacak.
İDSO'da geçen hafta
Devlet Senfoni orkestralarımızın .sa-
lonlarını doldurmak için her «.efennde
bir gitarcı mı çağırsak? Geçen hafta çift
• Alpaslan Ertüngealp,
nice yorumcunun yıllann
birikimi ile vardığı
söylemi şimdiden
yakalamaya çalışıyor. Her
cümleyi. her cümleciği
öylesine ölçüp biçiyor ki
sesin fiziksel yapısından
piyanonun tokmaklanndaki
gücüne dek inceliyor.
Piyano çalmanın tüm
öğelerini denetim
altına almış.
Pek çok yorumcu önce
kendi coşkusunun akışında
gider. sonra denetim
aşamasına girer. Alpaslan'da
denetim öylesine güçlü ki
gençliğin verdiği coşkuyu
bile. kalbinden kopup gelen
uçarılığı bile denetim altına
almış. Kendi ölçülü
dünyasını çalgısı ile derin
düşüncesi arasmda kurmuş.
solistli birprogramı şefEridı Bergelyö-
netıminde dınledik. L'zun yıliar Doğu
Avrupa orkestralarını vonettikten sonra
Berlin Filarmoni'den Vivana Senfoni'je.
Avrupa'nın kuzeyinden günejine ve İs-
rail'e kadar nice büyük orkestrava şeflik
>apmış Bergel.
1989'da Budapeş,te Filarmoni'nin yö-
netıci ve şefliğini ü,stlenmiş. deneyimli,
.sağlanı bir şef. Ancak Rodrigo'nun ün-
lü gıtar konçertosu "Aranjuez*"i neden-
se hiç çaldınniamış bugüne dek. Küba-
lı solist Aldo Rodriguezde yetennce ol-
gunluk göstenp yapıt üstünde egemen-
lik kuramadığından tempolardaki den-
gesizlik bir yana. orkestradan beklenen
incecik. dantel gıbi bireşlik de ortaya çı-
kamadı. Üstelik gitarın önüne k'onan
mikrofon övlesine vüksek açılmıştı ki
gitar. abartılı bir vurma çalgı izlenimi
sergilerken orkestra gerilerdeki birpîan-
da kaldı. Ne Aranjuez sarayının Rococo
işlemeleri yansıdı ne de saray bahçesin-
deki güzelim ağaçların salınışını duva-
bildik. Beethoven'in Pastoral Senfonı-
si'ndeiseçellovekontrbaslannyetersiz-
lıği nedeniyle fırtına bölümü ancak bir
ilkbahar serpintisi olarak geçi^tı. Konse-
rin en başanlı >apıtı piyanisl BrunoPelt-
re'in çaldığı Liszfin 1. Piyano Konçer-
tosu oldu. Fransada eğitim gören pi\a-
nist. MarioCurciogibi önemli birpeda-
gogla da calışmış. Derin tuşesi. sıcacık
yaklaşımı ile orkestra ve şef arasında iyi
birdiyalog kurabildı.
TRT'nin konser yayınlan
Bu arada TRT'nın bü\ ük bir hızmetı-
ni gözardı etmekteviz. Cumagecesi ken-
di kentinde konser dinleyenler cumarte-
sı sabahlan diğer senfoni orkestralarımı-
zı ekrandan izleyebilmekteler. Dönü-
şümlü olarak yapılan yayında Türki-
ve'nin klasik müzik nabzını duyabilırsı-
niz. Ancak son zamanlarda konserin akı-
şını kesen TRT. araya reklam girme>e
basjadı. Ne vazık kı bu da klasik müzı-
ğin bir başka gelenek olduğunu. kesinti-
sizdinlendiğinibilmevenvöneticilerden
kaynaklanıvor. Dünvanın başka hiçbir
verinde Dvorak'ın senfoni^ivle me^ru-
bat reklamı iç içe vayımlanmaz. K.endi-
ne özgü bir kıtle olan konser dinleyicı-
sinden doğal olarak büvük tepkiler aldı.
Önümüzdeki hafta İDSO'vu vönet-
mesi beklenen ünlü şef Gustav Kuhn ne
yazık ki kalp krizi geçirdiğinden gelemi-
yor. Solist Hüseyin Sermet. Beetho-
ven'in 1. Piyano Konçertosunu çalacak.
İstanbul un sahnelen oldukça zengin bu-
günlerde. Nicedir beklenen "Carmen"
operası yarın akşamki galavla başlıyor.
Ve cunıa akşamı özel bir konserle yine
nicedirdinlemediğimiz Pekineller'i din-
leveceâiz.
İZDSO çeşitli mekanlarda dinletilerini sürdürüyor
Sanatı savunmak
ÖNDER KÜTAH\ALI
İZMİR- Ivi müzik vaparak ınsana gü-
zt\ şeyler telkin etmek. dünva müzikçile-
rinin en önemli vasa maddesidir. Türk mü-
zikçilerı de onun geregim verine getir-
rnektedirlerve getireceklerdir. amabizim-
kilerin birgörev ı de yaptıkları sanatı halk
önünde savunmaktır. •*Sa\ıınnıa'"dediğim
şey. kolay içerikli dinletilerle halka \akla-
şılmasıdır.
Aynca müziği anlamaya çalışırken za-
man zaman bazı güçlüklerle karşılaşan
meraklılannyönelteceği sorularada hazır
olmak gerek. Tanıştığım müzikseverler
arasında. [ZDSO'nın dinletılenni yıllardır
kesintisiz izlevenler \ar ve bunu büyük
bir eururla açıklıvorlar. Eğer sözünü etme-
ve çalıştığım iki \önlü sav unma olgusuna
voğun bir biçımde eğilebilsek. böv lece ev -
rensel müzik sanatını halkımıza geniş kap-
samlı olarak tanıtabilsek. merakhlann sa-
vısı hızla artacaktır. Bir müzikçinin hal-
kından alabileceği en büyük ödül de bu-
dur.
Operanın önemli etkinlikleri
Öte vandan sivasal ve ekonomik vön-
den beiirsiz bir ortam içindeyiz, Bunun
müzik sanatına yansıması kocaman bir
olumsuzluktur. Türk müzikçisi. sanatını.
onu yadsıyanlara karşı
inatla savunmak zorun-
dadır.
Izmir'de. müziğin
halk önünde savunulma-
sına vönelik en önemii
etkinlikleri opera kuru-
mu yapmaktadır. Deni-
lebilir ki sahnesindeki
olanaksızhk onun çalış-
malannı engellerken bir
> andan da bö> le bir v a-
rarlı etkinliğe neden ol-
maktadır.
Önceki yıllarda El-
hamra'da ve çeşitli yer-
lerde halk dinletileri dü-
zenlenivordu. Şimdi
bunlara yenileri eklen-
mektedir. Operamız. 20
kasım çarşamba günü
yapılan Carmina Bura-
na seslendırmesivle et-
kinlikJerini DEÜ Kon-
servaruvarı Sabancı Kültür Sarayı'na da
taşıdı.
Aynca Dev let Ti\atrosu"nun Karşıvaka
Sahnesi'ndeki dinletilen başlattı. Böyle-
ce tıyatro. opera ve ünıversıte gibi seçkin
kurumlarımız. müziğin saviinulması yö-
nünden örnek savılacak bir uygulamayı
orta>a kovmuş oldular.
• îzmir'de, müziğin halk
önünde savunulmasma
yönelik en önemli
etkinlikleri opera kurumu
yapmaktadır.
Denilebilir ki
sahnesindeki olanaksızhk
onun çahşmalannı
engellerken bir yandan da
böyle bir yararlı etkinliğe
neden olmaktadır
Karşıyaka Sahnesi'nde
her ay verilecek olan
dinletilerin ilki. 19
kasında gerçekleşti.
Programın birinci
bölümü oda müziğine,
ikinci bölümü de şana
aynlmıştı
kaew eşliğindekı resitalı vardı. Dılmaç.
önce F. Schuberfın "Heidenröslein",
-Alabalık" (die Forelle). "Suda Şarkı Sö>-
lemek" (aufdem \\asser zu singen) v e "Az-
rail" (Erlkönig) lıderlerini söv ledi. Sanat-
çının her şarkıdan önce ıjiırin çevirisinı
vermesi. parçalann ilgiyle dinlenmesini
sağladı.
Ardından Türk bestecilerine geçen Dil-
maç. N. Akses'in -Dost" ve "Tokat'a Doğ-
ru" başlıklı şarkılanyla Saygun'dan "Sa-
n Boy\ada". "Nazlı Osman" \e S. Ak-
dil'den "Efem" adındaki türkü uygulama-
lannı seslendirdi.
Sanatçı. anılan parçalarda. "Sihirli
Flüt'teki Papageno rolünü söylerken vap-
tığı gibi opera biçemine kaçmadan. olduk-
ça sade bir > aklaşım izler^e ve "Efem" tür-
küsünde tempov u yürük alırsa. ortav a kov -
duğu güzel seslendirme çok daha etkili
olacaktır. •'Efem". yeteneklı besteci S.
Akdil'in Kaptanzade .\li Rıza Bey'in hi-
caz türküsünden yaptığı başanlı bir çalış-
masıdır.
Parçanın coşkuyla alkışlanması üzerine
Dilmaç. MuammerSuıTun "SeniSevdim
Di>e" başlıklı şarkısıvla dinle\enlere te-
şekkür etti. Pivanist A.Mekaewde aralar-
da Schubert'in sol bemol majör İmpromp-
tusü ile Savgun'un pivano için beş parça-
sından "Temacon \ariazioni*"vi çaldı. Şu
var ki tiv atronun piyano-
su niteliksiz olduğundan.
hem bu sololarda hem de
eşlikte, sanatçının mü-
zikçi kimliği ortaya çık-
madı.
Genç miizikçiler
Bir avuç mtlzikseveri
coşturan bu güzel dinle-
Altuğ Dilmaç'ın resitali
Karşıv aka Sahnesi"nde hera> verilecek
olan dinletilerin ilkı. 19 kasında gerçek-
leşti. Programın birinci bölümü oda mü-
ziğine. ikinci bölümü de şana aynlmıştı.
~Once bir üfleme çalgılar beşlisini din-
ledik. Opera orkestrasmın üvelerinden
Fürkan A\"\azoğlu (flüt). Ahmet Suat İde
lobua). Ferda Atay (klarnet). Cüneyt De-
niz (korno) ve \1lrna2 Giirkan (fagot). F.
Danzi'nin re mınör beşlisiyle İ. Baran'ın
"demefinı çaldılar.
Güzel tınlayan v e tekniği de yeterli olan
topluluk. çahşmalannı kesintisiz sürdür-
melidir. Böylece geçmişte üfleme çalgılar
alanında gördüğümüz başarılı sanat uy-
gulamalanna bir yenisi eklenmiş olacak-
tır.
Dinletinin ikinci bölümünde, bariton
Altuğ Dilmaçın. piyanist AJexandre Ma-
tıden bir gün önce DEU
Dev let Konservatuvarı
Orhan Barlas Salo-
nu'nda. bu kez daha ka-
labalık bir dinleyici top-
luluğunu heyecanlandı-
ran başka bir müzik ola-
vına tanık olduk: ".M-
manya Genç Miizikçiler
Yarışması Birincilerinin
Kanna Konseri."
Dinletide. gençlerden
oluşan üfleme çalgılar
beşlisi. F. Taflfanel'in ve
J. FrançaLVnin yapıtlanv la F. Poulene'in
üfleme çalgılar ve piyano için aitılısını
seslendirdi. Şuvarki dinletinin odaknok-
tasını kemancı Peter Schulmeister ile pi-
yanist Kristjan Randalu oluşturdu.
Henüz 18 yaşlannda bulunan gençler.
çalgı lanna ne zaman başladıklannı anım-
sayamıvorlar.
Randalu. müzik okulunda bile okumu-
yor; ama Prokofivefin 7. sonatıyla
Liszfin "Vahşi Av"ında herkesi şaşırttı.
Avnı şaşkınhğı Schulmeister'in çaldığı
\Vienia>\ski'nin Legende'ını. Paganini'nin
24. Caprice'ini ve RaveJ'in Çigan'ını din-
lerken de yaşadık. Sanatçılann müzik vap-
ma bakımından henüzdenevimsizolduk-
ları kesin; ama çalgılanna erken başlama-
ları onlara çok şe> kazandırmış. Yorum-
culuğa ağırlık veren yoğun bir eğitim. ken-
dilerini kısa zamanda solist vapmaya ve-
tecektir.
Geçen hafta IZDSO'nun dinletisi yok-
tu. Bu hafta >ine ilk kez dinleveceğimiz
bir yapıt var. Prokofivefin viyolonsel ve
orkestra için mi minör Senfoni Konçer-
tant'ını. Attila Pasztor seslendirecek. Şef
Ola Rudner de Çaykovski'nin felsefeye
epe> yaklaşan. u>an dolu fa minör 4. sen-
fonisini yorumlayacak.
CSO fle 'Çıplak Dağda
Bir Gece'nin ürpertisi
Senfoni-
•\H\1ETSA\
ANKARA- Orkestra şe-
finin tanımında "otorite"
(vetke) öğesinin başia gel-
d'iğını belirtmiştım birva-
zımda. Buradakı "otorite'
kavramı doğal olarak mü-
zik planındadır; şefin or-
kestrayaegemenolabilme-
si. getireceği vorumu u>-
gulatabilmesi için toplulu-
ğun üzerinde psıkolojık et-
ki yaratması anlamındadır.
Yüzyılımızın en büviik şef-
lerinden Arturo Toscanini
bu özelliğiyle sımge ol-
muştur
FaşistdıktatörMussolini
bile çekınırmış ondan. Az
v e öz neler söv lüv orsa. ba-
kışlanvla nasıl etkılivorsa.
Mussolıni. "Bu adanıı ba-
na birdaha getirmeyin" de-
miştir. Geçen hafta Cum-
hurbaşkanlıgı Senfoni "de
işte böyle bir şef izledik:
konstantin Krimetz. son
yıllarda Ankara'da gördü-
ğümüz en etkili şefti. Mu-
sorgski'nin "Çıplak Dağda
BirGece' senfonik şıirinde
orkesrradan övle renkler
elde ettı ki. zaman zaman
ürperdık. Şostakoviç'ın 1
si'nde de kasırga gibıvdi Krimetz: tem-
povij çok vüksek turmasına karşın. her
bir çalgının tınısını •kristallerin dökü-
lüşü' gıbi belırginleştırdi Flütçümüz
Aycan Sancar ve klarnetçimiz Aykut
Doğanso>, solo partilerde "dünyanın en
i>ileri" arasma girebilecek bir veritn
sundu. Knmetz'in vönetimındeorkest-
ramız. bir CD kavdında en ivi orkest-
ralarla yarışacak düzevdeydi.
Gelelım Rahmaninof'un 2. Piyano
Konçertosu'ndakı solisti Cristina Or-
tiz'e... Bu pivanistin kâğıt üzerındeki
kariverine bakarsanız. parmak ısırırsı-
nız. Nice ünlü orkestralarla. şeflerle bir-
likte müzik yapmıştı. Ov>a bir müzık-
çi. kâğıt üzerinde değil. •podvumdaki
gerçek' ile kendıni ortaya kovuvor. Or-
tiz. ortalamanın altında bir piyanist. İs-
tediği kadar 'sho«' yapsın. "gol atmış
fiıtbolcu' gibi gösterilere gırişsin. eşof-
man benzeri givsisini bavuluna tıkıştı-
rıp avnldı Ankara dan. Güzelim Rah-
maninof konçertoda (özellikle ikinci
bölümde) klavyenin üzerinde gezinen
kedi gıbiydi. Biz bu konçertovu kendi
pıyanistlerirnızın yorumundan hiç dın-
lemedik mi? Sanca, Biret. Erman, Ser-
met gibi pıyanistlerimızi düşününce
içimiz cız ettı. Ortiz gıbi sıradan bir pi-
vanisti Ankara'v a getırenlenn vüreğı
cız etmıyor mu°
Orkestralann yapüanması
Gazetemizde müzik vazılan vazma
onurunu taşıdığım yaklaşık bir yıldan
ben çoksavıda faksaldım. vüzlercete-
lefon geldi. Olumlu veolumsuzeleşti-
rileri bir yana koyarsak okurlar genel
olarak bazı konularda bilgilenmek istı-
vorlar. Son yazım dolayısıyla gelen te-
lefonlardan birkaçı (telefon numaram
0312.437 99 05. sabahlan 10.30'a ka-
dar). orkestralarımızın yönetsel yapı-
lanması üzerineydi: Orkestra miidürü-
nün. orkestra vönetim kurulunun işle-
C unıhuı başkanlığı Senfoni Orkestrası'nın geçen haftaki konseri çok başanlıydı.
\ i nedir? Sorumluluk veyetkilen neler-
dir'.' Onları bu göreve kim getirir? Bu
sorulan yamrlamak ıstivorum. çünkü
Türkiye'deki dört devlet senfoni orkest-
rası avnı yönetmelığe göre yönetilir:
müzikseverlenn bu konuda biîgilenme-
si yararlı olacaktır: Divebilirim ki Tür-
kive'nın en demokratik devlet kuruluş-
lan orkestralanmızdır. "V'önetirni kendi
ellerındedir.
Orkestra heryıl seçinı vaparak ken-
di içinden beş kışilik bir 'yönetim ku-
rulu'seçer. Vönetim kurulu başkanına
•orkestra müdürü'denır. CSO'nunmü-
dürü Mehmet Erten, iDSO'nun Türk-
duymuyorum. çünük onlar saymakla
bitmez.
Sonuçta orkestra vönetim kurulunun
başarı derecesini nesnel olarak belirle-
yen konser sezonudur v e bunun en v a-
kın tanığı orkestra üyeleridir. Onlar. yö-
netimin hangi ölçüde başanlı olduğu-
nu vaşavarak görürler. Hatta bu sınav-
da alınan not kendilerıni bağlar; dinle-
yiciyi. müzik eleştirmenini. telev ızyon
başında konser izleyen müzikseverleri
değil. Çünkü yönetimi seçen kendıleri-
dir. Kısaca söylejelim. ektıklerıni bi-
çerler. Nasıl demeli'1
"Her topluluk,
seçtiği yönetiche layıktır."
• Konstantin Krimetz, son yıllarda Ankara"da gördüğümüz
en etkili şefti. Musorgski'nin 'Çıplak Dağda Bir Gece"
senfonik şiirinde orkestradan öyle renkler elde etti ki, zaman
zaman ürperdik. Şostakoviç'in 1. Senfonisi'nde de kasırga
gibiydi. Knmetz'in yönetiminde orkestramız. bir CD
kavdında en iyi orkestralarla yanşacak düzeydeydi.
men Güner, IZDSO'nun Numan Pek-
demir, Çukurova Senfoni'nin EnıinGü-
\en Yaşüçam'dır. Müdür ve vönetim
kurulu üveleri. orkestranın sanatsal ve
yönetsel işlerini yürütmekle yükümlü-
dür.
Ancak sanatsal kararlarda >ol göste-
rici olan 'teknikkurul'dur. Konzertme-
ıster ve grup şeflerinden oluşan. baş-
kanlığını genel sanat yönetmeni ve or-
kestra şefinin yaptığı teknik kurul. yıl-
da birkaç kez toplanarak temel sanat
yaklaşımına vön verir: Yönetim kuru-
İu da bu doğrultuda uygulama yapar:
Yıllık konser programının belirlenerek
yaşama geçirilmesi. konuk şef ve solist-
İerin saptanması. orkestranın eğitsel gö-
revlennın yerine getırilmesi müdür ve
vönetim kurulunun başlıca aörevleri-
dir.
Yönetsel işleri açıklamaya gerek
Türkıye'ninbeşinci vedeğerlı bıror-
kestrası olan Bilkent Senfoni'nin kon-
serleri üzerine düzenli değer endirme-
ler vapmadığımı belirten okurlarımız
haklıdır. Bilkent konserlerini vazamı-
yorum, çünkü salı akşamları gerçekle-
şiyor; gazetemizde çarşamba günü va-
>ımlanan 'klasik müzik sa>fası" için
vazdığımız vazılara Bilkent Senfo-
ni'nin etkinüklerıni yetişîirmek olası
değil. Çaresini bulacağım; bu konser-
leri ya 'genel prova'da izlemek duru-
mundayım va da on gün gecikmeli ola-
rak sunacağım. Konserleri ızleyebil-
mem için değerli Bilkent yöneticıleri-
nm konser tarihini birkaç gün önceye
almasını herhalde dilevemem. Biliyo-
rum, aslında onlar benim konserlere
gelmemi ve eleştiri yazmamı candan
isterler. Ben de aynı duygular içın-
devim.
DÜŞÜNCEYE SAYGI
MEMET FLAT
Cengiz Bektaş
Bir süre önce bu köşede yazdığım bir yazıda eski
yapılardan söz ederken 1940'lardan ben görmedi-
ğim Kuzguncuk'a değinerek şöyle demiştim:
"Burayı kim, nasıl korumuş kalfalardan? Şaşılacak
şey... Tamdabitişikdüzen betebeyüzlüapartman-
ların sıralanabileceğı sokakları var..."
Kuzguncuk'ta oturan birkaç tanıdığımı anarak ek-
lemiştim:
"Bir de, yanılmıyorsam, mimar Cengiz Bektaş
Kuzguncuk'ta. Yoksa 0 mu biryaşam biçimini yapı-
lar aracılığıyla korumaya çalışan?.."
Geçen çarşamba "Adam Sanaf'a gittiğimde. bak-
tım, masamın üstünde Yapı Kredi Yayınları'ndan
gönderilmiş büyük boy bir kitap duruyor. Nerdeyse
tüm fotoğrafları renkli basılmış bir mimarlık albümü.
Adı: Türk Evi. Tarihçe, açıklamalar, çizimler. Yazan,
çizen fotoğrafları çeken: Cengız Bektaş.
Bilinçli bir mimarın yıliar süren çalışmalar, araştır-
malar. yolculuklar sonucunda ortaya koyabileceği
güzel bir kıtap.
Akşam eve geldim. Bu kez komşum bir paket uzat-
tı:
"Bugün bunu size getirdiler, yoktunuz, ben al-
dım. "
Bu paket de Cengiz Bektaş'tan, ama boyutların-
dan belli aynı albüm olmadığı. Merakla açtım. on bir
kitap çıktı içinden. Hepsi Cengiz Bektaş'ın mimar-
lıkla ilgili kitapları.
Biri Yapı Endustri Merkezi'nce 1992 yılında yayım-
lanmış: Koruma Onarım.
"Eski yapılan korumakla ilgili akla gelecek her tür-
lü bilgtnin, olaylan yaşamış bir mimarın kaleminden
veri//ş/"diyetanıtılabilecek bu kitabın sonlarınadoğ-
ru "Kuzguncuk Onarımları" diye bir bölüm var. Kuz-
guncuk'ta neler olduğu o bölüm okununca anlaşıh-
yor.
Amadurun...
Öbür on kitap Tasarım Yayın Grubu'nın yayımla-
dığı bir dizi. ilk beşi Cengiz Bektaş'ın daha önce de
basılmış kitaplarının yeni basımlan. son beşi ise ilk
olarak basılmış.
Tasarım Yayın Grubu bu on kitaplık dizinin ilk dört
kitabını Kasım 1995'te, sonraki altı kitabını Şubat
1996'dayayımlamış.
1. Mimarlıkta Eleştiri
2. Benim Oğlum Bina Okur
3. Duvarların Dışı da Senin
4. Yuva mı Mal mı
5. Kımın Bu Sokaklar. Alanlar. Kentler
6. Kent
7. Kültür Kirlenmesı
8. Hoşgörünün Öteki Adı: Kuzguncuk
9. Ev Alma Komşu Al
10. Yaşama Kültürü
Bunlar mımarlar için yazrlmış meslek kitapları de-
ğil, mımarlar da aralarında olmak üzere herkes için
yazılmış kültür kitapları.
Dünyaya bir mimarın açısından bakabilmekten da-
ha güzel bir şey olamaz. Bütün insanlann bunu öğ-
renmeleri gerektiğine ınanıyorum.
Düşlerimdekı okulumda şiirin, tiyatronun, voleybo-
lun yanı sıra, mutlaka mimarlık kültürüyle ilgili bir
ders de bulunacak...
Yukardaki listeyı görünce, Koruma Onarım adlı
yapıttaki "Kuzguncuk Onarımları" bölümünden söz
ederken, "Ama durun... "dememin nedenini anla-
mışsınızdır. Kitapların sekizincisi: Hoşgörünün Öte-
ki Adı: Kuzguncuk...
Cengiz Bektaş bu kitapta söylenceleri, tarihi. coğ-
rafyası, tapınakları, hamamları. çeşmeleri, mezarlık-
ları. evleri, insanlarıyla, Kuzguncuk'u anlatıyor. Sön-
meye yüz tutmuş bir ateşi canlandırmaya çalışıyor:
"Yüzyıllardır, dört ayrı inanıştaki kişiler(Müslüman-
lar. Yahudiler, Ermeniler, Rumlar) bir arada yaşamış-
lar burada... Hoşgörü ortamında bir arada yaşana-
bileceğini kanıtlayabılmişler... Ta ki dıştan gelenler,
bir şeyleri kınp dökünceye dek... 6-7 Eylül olaylan,
bağnazlık, gözlerinikorkutuncaya dek... Bugün de,
sayılan, oranları çok değişık olsa da bu dört inanı-
şın insanlan bir arada yaşıyorlarKuzguncuk 'ta... On-
ları, bir şeyleri anımsatarak, hep birlıkte yaşamaya
yeniden yüreklendirebilmek için 12 yıldır uğraşıyo-
rum. Sanıyorum bir şeyler becerildi. Bugün 31 Ma-
yıs Pazar 1992... Az önce bütün Kuzguncukluların
hep birlikte oldukları, akordeona, gitara uyarak şar-
kıları söyledikleri, halay çektikleri, yiyip içtikleri pik-
nikten geldim. Oturdum bu satıları yazıyorum." (s.
94).
Ev Alma Komşu Al adlı kitapta ise son yıllarda
Kuzguncuk'ta gerçekleştirilen çeşitli etkinlikleranla-
tılmış.
Siyasa-mafya-kollukgüçleribataklığındayitirdiği-
niz yaşama sevincinizi yeniden kazanmak istiyorsa-
nız Cengiz Bektaş'ın bu kitaplannı mutlaka okuma-
lısınız.
Sakın kitapçılarda yok diye vazgeçmeyin!..
Biliyorsunuz, bizim kitapçılarda birkaç ay önce ya-
yımlanmış kitaplar bile bulunmaz. En son ne çıkmış-
sa üç beş tane alıp satar, arkasını bırakırlar.
işte size bir adres, bir telefon. bir de fax numara-
sı:
Tasarım Yayın Grubu, Hüsrev Gerede Cad. 77/1,
Teşvikiye. İstanbul
Tel: (0 212) 261 71 74
Fax: (0 212) 261 58 37
Direnerek arayın, bulun. okuyun, dostlannıza da
okutun Kuzguncuklu Cengiz Bektaş'ın kitaplannı.
Merkez Bankası Resim Koleksiyonu
I KüJtürSenisi- T.C. Merkez Bankası'nin resım
koleksıvonu. 11 aralık tarihine kadar. "Türk Ressamları
Karma Resim Sergisi" başlığında İstanbul Resım Heykel
Müzesı Şeker Ahmet Paşa Salonu'nda sergılenecek. türk
resminin değişik dönem \eakimlarimn temsil edildiği
sergıde Halil Paşa. Ibrahim Çallı. Hikmet Onat. Fıkret
Mualla. Abidın Dino. Selım Turan. Bedn Rahmi
Eyüboğlu. Zeki Faik Izer. Nuri İvem ve \eşe Erdok gıbi
birçok sanatçının eseri bulunuvor. Sergide. bazılan
bugüne kadar hiç sergilenmemış çok sayıda vapıt
bulunuvor. Sergilenen eserler arasmda çok değerli tabloîar
da >er alıyor. Halil Paşa'nın "Sığırlar" adlı tablosuna 25
milyarTL. İbrahim Çallfnın "Çınaraln" tablosuna 15
milvar TL. "Atatürk portresi'"ne 10 milvar TL. Hikmet
Onat'm "Balıkçı Motorlan" tablosuna ise 13 milvar TL
pahabiçilıvor.
BUGÜN
CRR Mıstik Müzik Festivali kapsamında saat 19.30'da
Taşkın Savaş Musiki TopluluSunun "Nefes \e Semah"'
konseri dinlenebilir.(232 98 30)
İSTANBUL DEVTET OPER\ \T. BALESİ saat 20.00"de
G. \erdi'nın "Aida" operasını sahnelivor. AKSANAT'ta
saat 12.30 ve 17.30'da lazer-disc'ten M. Apted'in
yönettiği. "Gorillas in the Misf" adlı film izlenebilir.
(252 35"00)
EYTÜL >rtZİK KLÜBÜ'nde saat 22.30 da Emin
Fındıklıoğlu Grubu'nun konseri dinlenebihr.(257 ] 1 09)