23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23 KASIM 1996 CUMARTESİ HABERLERIN DEVAMI Istanbtt Ed'rne Çanakıale Kocael Izmır Manısa Aydın Denızlı Zonguldak Qw HD Y B PB A A A A A 1a 20 21 19 20 21 23 22 18 Sınop A 22 Adana Samsun PB 24 Mersin A 21 Trabzon PB 19 Dıyarbakır A 13 Giresun PB 19 Şanlıurfa A 16 Ankara A 17 Mardın Konya A 17 Sıırt A 15 E s k ı ş e h ı r A 18 Hakkârı A 12 Sıvas A 14 Van A 12 Antalya A 20 Kars A 15 Yurdun kuzeybati ke- sımlerı parçalı çok bu- lutlu.Trakya yer yer yağ- murfu. dığer yerler par- çalı ve 3z bulutlu geçe- cek Yurdun ıç \,e dogu kesımlennde safcah sa- atlerınde yer yer sıs go- rulecek Hava sıcaklığı bıraz azalacak. Ruzgâr guney ve batı yonlerden hafıf arasıra orta. yur- dun kuzeybati kesımle- rınde zaman zaman kuvvetlı olarak esecek Londra Parıs Roma Berlin Amsterdam Madnd Sofya Brükse! Budapeşte B Y Y B Y Y Y Y B Jfc 6 6 18 5 6 15 14 5 7 Yagmursu Atina PB 20 Miiano Oslo Helsınkı Stockholm Belgrad Vıyana Bonn Münıh PB K Y Y Y PB Y Y 13 -1 7 6 10 6 6 4 j tr Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Baku Bışkek Tiflis Kahıre Y PB PB PB PB PB Y PB 14 10 7 11 17 8 18 24' Kahı-e Şam PB Parçalı buluılu : S'S'ı Bulutlu •t Çok buJot u ı GOK guruftulu G U N C E L Cİ NEYTARCAYİ REK • BayMrafı 1. Sayfada Erzurjm'dakı b'elediye başkanımıza tam böyle sesfenneyehazırlanırken. birbaşka konuşma, in- sanı, açlasa mı gülse mi ayırdında bırakıyor. KoskDcaman Başbakan Hoca, ulusuna seslenı- yor: "Hiç korkmayın" diyor: "Elımizde dünya kadar önemli mkânlar var. Bunlan kullanarak endişeleri geçersız kılacak durumdayız. Dolar sene sonu 104 bin lıra olacak." Hoca nın ölçüyü kaçırdığı saatlerde döviz işlemi yapan küçük bir dükkânın vitrinindeki tabelada do- lar tam '00 bin lıraydı. Ötekinde ıse ipi göğüslemek üzere; 100 binin beş lıra altında. Türkı>e'de yönetimı elinde tutan baştan sona "kafa" bu. Küçük kudret sahıbı biri çıkıyor, 65 milyon namaz kılsa enflasyon sıfır diyor. Büyük kudret sahıbı ıse piyasadan habersız, üstelik yıl sonunda doların 120 bin lıra clması beklenirken endazesız atıyor. Bu kafalarla Susurluk'takı son skandal dahıl ne- denı bilınmeyen. gızli kalacağa benzer dev sorun- larımızı çözeceğız. öyle mi? Sıkça Kullanılan bır özdeyişı anımsayalım: "Ka- rakolda doğru soyler, mahkemede şaşar." Çağ atlaya atlaya -aslında ıp atlıyoruz ya- o ha- le geldik ki: artık karakolda da. mahkemede de doğrular söylenmıyor. Çünkü yalan. namlunun ucunda. Silah. yalana zorluyor. Doğruyu kurşunlu- yor. Onemli nokta Susurluk tanığı DYP milletvekili, aşiret reısı Se- dat Bucak'ı saatler boyu TV'de izlerken; bir »nsa- na neler söylemesi gerektiği ıstenildiği kadar ezber- letilsin, bır noktaya gelıyor, ezbere ters düşen ifa- deler veriyor. Ya da ağzından kaçırıyor. Örneğın; Bucak, Susurluk yolunda. Arkasında aşiretinden koruyucuları, onun arkasında da resmı "muhafızlan" geliyor. Bucak diyor ki: "Kazadan sonra arabanın baga- jında ortaya çıkan silahların hiçbiri bana ait değıl- dir." Yani? Binlerı getirdi (MİT mi?) koydu oraya. Söyledıği bu. Bucak'ı çok yakından izleyerek arkasından ge- len "cin gıbi goriller" kazaya koşuyorlar. Ancak, ne hikmetse. ola ki Allah gözlerinı bağlıyor. Bucak'ın bagajına silahları yerleştirenlerı. cin gi- bi gorilleri gör-mü-yor-lar! Mucize değilse nedir bu? Bucak'a göre "komp- lo!" Bir başka örnek: Kaçak yaşayan Çatlı ya hayran. Tepkilerden çekinmese ikinci Atatürk deyip çıka- cak. Üç yıldır tanışık olduğu Çatlı. bir gün "Ben ki- mim, biliyor musun?" demiş Bucak'a ve "geçmı- şini anlatmtş". Bu, Çatlı gibi bir adamın derın dostlukla '•sırrını açıklaması" diye nitelenebilir mi? Üstelik Bucak, Hüseyin Kocadağ ve Çatlı gibi zıt karakterlerle birlıkteliğini "makul ve anlaşılır biçimde" anlatmı- yor. Önemsenecek asıl önemli iki vurgulama var Bu- cak 'ın açıklamalarında: (1)- Mesut Yılmaz, elinde- ki belgeleri açıklasın! (2)- Yıldınm Akbulut'un lıder- likten devrıldiği ANAP kongresinden önce -Haluk Kırcı'nın isimler vererek anlattığına göre- eski bir ülkücü olan Çatlı, Mesut Yılmaz'ı kazandırmaya çalışan ekip tarafından çağnlıyor; "yardım ıstenili- yor". Anlatılanlara göre. Çatlı da "kırmıyor" istekleri! Bu olay, Çatlı'nın siyaset ve kimi siyasetçilerle iç içe olduğunu, hatta en azından Yılmaz'a çok yakın ekiple tanışıklığını kanıtlıyor. Susurluk. başka dallara da mı atlıyor? Yenı bir aşamaya mı giriyor? Evet, yeni aşamalara gidiyor ve Deniz Baykal, tam bu sırada "Ahtapotun kafasını bulacağız" di- yor. Kim bulacak? Herhalde partısel araştırmalara gi- rışmeden, gazete haberlerinı yorumlayarak uzun mu uzun konuşmalar yapan Baykal değıl. Pekâlâ Baykal. "ahtapota" ulaşılırsa ne yapacak? O gün- kü konuşmalarına şu cümleyle başlayacak: "Kafayı nastl bulduk?" DGM'den Meclis'e ifade başvurusu Haber Merkezi - Ankara DGM Başsavcılığı. Susurluk kazası ıle ılgıli soruşturmay ı yürüten Istanbul DGM'nin is- temı üzenne DYP Şanlıurfa Mıllet\ekili Sedat Edip Bu- cak"ın ıfadeverıpvermeyeee- ğını belırlemek ıçın TBMM Başkanlığf nayazı yazdı. Susurluk'ta meydana gelen trafik kazası ile ıJgilı oîarak Istanbul DGM'de başlatılan soruşturma sürüyor. Istanbul DGM. kazadan yaralı olarak kurtulan \e "Gerekirsesavcı- ya ifade verebilirim" dıyen Bucak'ın ifade \ermek ıste- yıp ıstemedığınin sorulması ıçın Ankara DGM'ye talımat gönderdı. Talimatta. Bucak'ın kazay- la ilgili olarak ifade vermek istemesi durumunda. bunun Ankara DGM Sa\cılığı tara- fından talımatla alınması ıs- tendı. Ankara DGM Başsa\cibi Ce\ det Volkan > apiığı açıkla- mada. Istanbul DGM'nın Bu- cak'ın ifade \erıp \eremeve- ceğinın tespıt edilmesı ıçın kendılenne ılertığj _\ azının ge- reğini yaptıklarını bıldırdi. Ba:>sa\c! Volkan. "Millefıeki- li Bucak'ı ara\ıp ifade \erip »erme\eceğiniöğrendiniz mi" sorusuna. Bucak'ı bızzat ara- madıklannı. mıllenekıii ol- ması nedeni> le me\ zuat ıı\ a- rınca TBMM Ba^kanlığı'na yazı >azdıkları karijilıSıni \er- dı. TBMM Başkanlıgı'ndan olumluvanıt alınması halınde Ankara DGM Başsa\cılığı. Bucak'ın kaza_\ la ilgili ifade- sıne baş\uracak. Partililer HBB televizyonunun önüne siyah çelenk bıraktı Kırcı suçladı, ANAP'Iılar reddetti ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - Türkıve Itfi Partisi (TİP) ü>esi 7 kı^ınin öldüriildüğü "Bahçelie\ler kat1iamı"da\asında ûlkücü Abdul- lah Çatlı'vla birlıkte >argılanan \e ıdam cezasına çarptırılan Haluk Kırcı'nın. Mesut Vılmaz'ın ANAP Genel Ba>kanlığı"na secıldığı kong- redeki desteği nedeni_\le Çatlı'şa göçmcn koiuıtları ihalesinin \erıl- dıgı ıddıası ANAP'ın tcpkİMiıe nc- denoldu. Ankara Miilenekili Meh- met Çe\ik iddinvı \j|jnla\arak "Çatir>ı 12 E>liil öncesindc tanır- dım. Ancak. 12 E\ lül'den sonra ken- disi\ lc hi(; karşılaşmadım. konuşma- dun, bana da bö\ le bir taieple gelme- di"dedi. ANAP Genel Ba.>kan Yar- dırncısı Mehmet Keçecilerde iddi- aların "afakj" olduğunu sövlerken birgrupANAP'lı HBBtele\ızvonu- nun Lstanbul merkez bınası ile An- kara temsilciiigine, programsiraMiı- da kendilerınc söz lıakkı venlmedi- ğı icın M\ah çelenk bıraktı. Bucak'ın önceki «ece HBB'de açıklamalarda bulunduğu programa canlı telefon bag- lantısıvla katılan Haluk Kır- cı. Çdüı'nın ılişkilerinın a- ra^tırılmanıasinı isteyerek ~Bu \apılır$a de\ let^arargö- rür" dedı. De\letin Çath'vı tanımamasının doğal oldu- ğunu sa\unan Kırcı. şunları .sövledi: "Çatlı. İRiıinı 1975'ten be- ri arkadaşım. 1994'e kadar bcrabordik. "Ciöre\ ınıiz Teh- lıke'fllmini se\rettiniz mi? Orada Bu ka^et 5 sanıye ıçinde kendinı imha edecek. \ akalanır>anız ya da öldürii- iür>enız de\let sizi tanıma- \ acak' denir. Çatlıda öyledir. Bu >ü/den de\letin Çath*>ı tanımaması doğal. Bucak'ın sö> ledigi gibi Türki>e'>e ge- tirilmiştir. De>letin Çatlı'ya bir \efa borcu \ardı. Hiçbir kurunı. şahıs, kimse ona sa- hipçıkamaz." Kırcı. N9I yılında sahip olduğu tıbbı cihazlar şırken- nin aldığı bır ilıale nedeniy- le ANAPyöneticisi birarka- daşıyla Bursa'va gittiğini \e orada bazı ANAP'lılarla dö- nemin ba^bakanı \e partinın gcncl ba^kanı Yıldınm Ak- bulut'un \akın çe\ resi\ le bir ara>a gcldıklerirıi anlattı. ANAP'lıların. parti içindeki MHP kdkenlilerin organize | edılmesi içın kendılerınden |_ vardım istediğini kaydeden Kırcı. daha sonra o dönemde aranan Çat- lı'nın ya.sal durumunun çözülmesı karşılığında ANAP kongresinde ça- lı^nıalar yapıldığını anlattı. Kırcı. $ö>le de\am etti: "Çatlı. 1991 scnesindc ANAP kongresinden önce, değişik ANAP millervekillern le görüştü. Bir arka- daşımızın \a/ıhanesinde. bir otelin lobisinde Â.N.AP millet\ekilleriyle göriiştii. ANAP kongresini karşı ta- rafa organize eden kiıtıdi bilhor mu- sunuz? Şinıdi Allah'ın rahmetine ka\uştu. Lmıt Ölnıez'di. ANAP kongresini \ ılmaz adına organize e- den insandır. O insanlar ölmedi. Na- sıl organize ettiklerini tek tek anlatı- nmben.Ogünmilleru'killerininba- zıları ağabe> dhorlardı Çatlı'ya. On- lar sana birtakım söz \ermiş olabi- lirdediler. Alparslan Pehlı\aıılı Ada- let Bakanı olursa biz dc onun \ardı- mı\ la sana gerekeni \ aparı/ dediler. Göçmen konutları ihalesi, Çatlı'\a ANAP tarafından verilen ihale. Bir bakan \erdi ama kimin im/ası \ar- dır. Bu. dev lctte konuşulmuştur. Be- ni acık aı,ık konu.şturmasınlar." Göçmen konıularından sorumlu dönenıin ANAP'lı De\let Bakanı Mehmet Çevik ise Çatlı'va ıhale \erilniesinin söz konusu olmadığı- nı bıldirdi.Çe\ik, 12 Eylül öncesin- de tanıdığı Abdullah Çath'v la daha sonra hiçbir sekılde kar^ıla^madığı- nı \e görü>medığini belırtirken "Benden önceki bakan Ercüment Konuknıan /amanında da Çatlı'ya ihale \erildiğini zannetmiyorum. Çünkü eğer Çatlı'nın böyle birtale- bi olsa>dı beni arar \ e sö\lerdi. Ama böyle bir şey olmadı. yok" dedı. Iddialann kendı ıçıııde çcli^kıler ta^ıdığını savunan Çevik. ^unları >övledı: "Deniliyorki. VlparslanPehlivan- lı.Bıırlun Kara vediğerleriylebirlik- te l.ongrede Mesut Vılmaz'ı destek- ledi. karşılığında da göcmen konut- larını aldı. Oysa. Pehlivanlı ve arka- daşları Vıldırım Akbulut'u destek- B u c a k H B B p a s l a ş m a s ı Hasog^u ailesi Çifler^e yakınlığı ile tannnyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Su- surluk kazasının tek canlı tanıeı D^'P Şan- lıurfa Milletvekili Sedat Bucak'ın. kamu- oyuna açıklama yapmak için DYP Genel Başkanı. Dı^işleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'e yakınlığıyla bi- linen "Hasoğlu ailesrne ait H BB telev iz- yonunu seçmesi dikkat çekti. HBB'nin sahibi Bilge Hasoğlu'nun. koalisyonun DYP kanadı yönetimindeki Halk Banka- sı ile Emlak Bankasf na 1 trilyon liraya yakın kredi borcu bulunuyor. HBB'nin. DYP ElazıgMilletvekifi Ci- han Paçacı'nın genel müdür olduğu dö- nemde Halk Bankasf 'ndan ve Aydın Ayay- dın dönemindeEmlak Bankast'ndan aldı- fı toplam I trilyon Irraya yakfn kredi bor- cu bugune dek ödenmedi. Bu nedenle Emlak Bankası 'yla mahkemeiik olan Ha- soğlu ailesinin, Halk Bankasf na olan kre- di borçları ise "geriodenmeyen banka he- sabı"na aktanlmış dunımda. Eski Başbakanlık Teftiş Kurulu Başka- nı Kutlu Savaş tarafından hazırlanan ha- yali ihracat soruşturmasına ilişkin rapor- da, müfettiş raporlannı işleme koyma- nıakla suçlanan eski Devlet Planlama Teş- kilatı Müsteşar Yardımcısı BülentÖztürk- men'in HBB Yönetim Kurulu Başkanve- kili olduğuna dıkkat çekildi. Mete Hasoğiu. Tansu Çiller'in eşi Ö- zer L'çuran Çiller'in. genel müdürlüğiinü yaptıktan hemen sonra batan İstanbul Bankasf nda DYP Jiderinin eşi ile birlik- te ağır suçlamaiara da hedef oldu. Mali- ye Bakanlığı. Tansu Çiller'in de danış- manlık yaptığı batınlan İstanbul Banka- sf na ilişkin raporlannda. Özer Çiller ile Mete Hasoğlu'nu, bankanın kaynaklannı "menfaat ilişkileri ile bağfı buiundukfan şirkedere usulsü/ olarakaktarmakJa" suç- ladı. . _ , .- . ,j.,.,... ,_. Raporlarda, Özer ÇHIer ile Hasoğ- lu'nun, Istanbvtl Bankası kaynaklaıtndan yararlanan ortak şirketler kurduöunun al- tıçizildi. Raporda, buamaçla kurulan şir- ketlerin başında. Hasoğlu'nun "Ha$"ı ile Çiller ailesine ait Marsan Holding'in %4 Mar"ının birleşîirilmesiyle ".Marhas" adlı yeni bir holding geldiğine işaret edıl- di. Özer Çiller. Istanbul Bankasf na iliş- kin davalardan bırinde, tasfiye ile görev- lendirilen Ziraat Bankasf nca "sahtekâr- lık"la suçlandı. Siyah çelenk ANAPÇankaya İlçe Ba.ş- kanı Ekivm Aşkın başkanlı- ğında bir grup partilı kendı- lerine söz lıakkı venlmedigı ıçindün HBB Ankara teniMİ- cılığı önüne siyah çelenk bı- raktı Istanbul'dada Mehmet Şişman başkanfıgındakı bır grup. HBB'nin Levent'teki merkez binası önüne sivah çelenk bırakarak. programın ba.sın ahlak kurallanna aykı- n olarak tek \ an11 sunuİdu- ğunu ıleri sürdü. Grup, Su- surluk kazaMvla ortaya çıkan gcrceklerin koııu .saptmiarak ü.stünün örtülnıek ıstenıldiğı- ni de önii sürdü. Av rupa Forumu toplantı>ı- ııa katılmak üzere Aiman- ya'nın Berlin kentinde btıltı- nan ANAP lıderı Mesut Yıl- maz. Bucak'ın kendısiniaçık oturuma davet ettiği yönün- deki sorular üzerine "Bucak şov vapacağına savcıva ifade versin"dedi. Temiz toplıuna sahip çılana çağrısı I Buitarufı 1. Sayfada e>lem çağrısı yaptı. "Devleti son kez hurda bir Mercedesin içinde gördük" diyen hukukçular, nanıu.slu heryurttaşı korku ve duyarsızlığını bı- rakarak se.sini yükseltmeye çağırdı. Olaylarla il- gılı olarak TBMM'de kurulan araştırma konıis- yonu ıçin partileradaylannı behrledi. Ç'ağda^ \aşamı De.stekleme Derneği'nın yanı >ıra aralannda Kadın Araştırmalan Derııeğı. Türk HukukçuKadınlarDerneğfnin bulunduğu 4! kadın kuruluşuncayapılan ortak açıklamada. duyarlı tüm yurtta'jlar cumhurişetin temel değer ve ılkelerine. demokrasiye sahip çıkmaya çağnl- dı. 41 kadın kuruluşu adına koordinatör Prof. Dr. Necla Arat imzasiyla yapılan açıklamada şövle denildi: "Demokrarik hak ve özgürlükleri çeşitli vön- temlerle yok etme girişimlerini. basınımızı sus- turmak için hazırlanan sansürvasasını. iktidarın ' türban' olavını yeniden gündeme getirmek ve ka- nıusal yaşamda yaygınlaşmak isteınesini, faili meçhul cinayetlerin bir riirlü aydınlahlamaması ve hertürden terörün durdurulamaması. laiklik ve demokrasi düşmanlarına onca hoşgörii göste- rilirken üniversite öğrencilerine utanç veriei şid- deti, sivil dikta özlemcilerinin dinsel söylemleri- nin arkasına sığınarak karanlık hedeflere doğru adım adım vaklaşmalarını protesto edivoruz. Cumhurivetinbirerdem rejımf olması gerekti- ğini bir kez daha v urgulavarak toplumdaki \e si- >asetteki etik değerler yozlaşmasının önüne geçil- nıesini. Susurluk skandalı ile ortaya çıkan 'siya- set-maf\a-emnıyet' ilişkisinin açıklığa kavuştu- rubnasını talep ediycruz. Bu ülkenin gerçek sa- hibi olan tüm vnrttaşlarımızı ve siyasi partileri- mizde var olduklarına inandığımız erdemli poli- tikacıları, demokratik düzeni savunmada ve de- mokrasiye sahip çıkmada daha duyaıiı olmaya. gerektiği zaman kesin tavır kmmaya davet edivo- ruz." Aralannda Ergin Çinmen. KemalAnadol, Hüs- nüÖndül \e KenanCoşar'ın da bulunduğu 342 a\ ukat. dün gazetelere \ erdıklerı "Bi/avukatız. 1 " ba^lıklı ılanlarda. suç çetelennın çıldınıcı bırper- vasızlıkla tüm değerlen zehırleyip katılı ve kırli elleriyletoplumunsoluğunııkestığini vurguladı- lar. Kanlı \e kırlı oyunların hukuk. seçım. de- mokrasi ve parlamento gibi değcrlerin ardına ^ı- ğınarak yapıldığını beürten avukatlar. kirli ı^le- re kan^an çete üvesı milletvekili. bakan ve yö- netıcilerin adlannın köy kahvelerınde bıle konu- sulduğuna dikkat çektiler. "Biz daha ne kadar sü- revle gündelik hayatımızın kabuğuna sığınarak onurlu bir yaşanı sürdürebileceğimizi sanıyo- ruz?" diven hukukçular. "*korku ve duyarsızlı- ğın" insanlık onuruna bıçak gıbı .saplandığını ifa- de ettiler. "Biz bu kirliliğin sessiz tanıkları olmaya daha fazla katlanama\ız~ dıyen avukatlar. temiz top- lum ve demokratik hukuk devleti ıçın namu.skı her yıırttaşı sesıni yükseltmeye çağırdılar. Hu- kukçular. çağnlarında .>u göriişleri dıle getirdiler "Siyasi göriişü ne olursa olsun bu kan ve kir ce- henneminde boğulmak istemeyen tüm y urttaşlar, neredeyiz? Temiz topluma giden volda sesinizi duymak istivoruz: Neredesiniz? Bu toplumun geleneğinde. belki de ta başından yanlış birsoru vardı: Haksızlıkiar karsısında he- sap sorarcasına sesinıizi v ükseltip sorardık." De\ - îet nerede?' Bu soru bitti artık. Devlet olmaması gereken yerde, ama orada: Son kez hurda bir Mercedesin içinde gördük onu. Şimdi biz. kendi- nıi/e soruvoruz doğru soruy u: Toplum nerede?" Türk-!ş'e bağlı 9 scndikamn sube ba^kanların- ca konfederasyona yapılan çağrıda da "Türk- İş'in öncülüğiinde" ev lem ıçın kampany a başja- tılması istenildi. Yapılan çağrıda. devlet içinde- ki demokrasi karşıtı güçlerin veni mevzıler ka- zandığı. ıllegal bazı "çetelerin" devlet politika- lannı belirlediği vurgulandı. Adaylar belirlendi TBMM de kazadan sonra mey dana gelen o!a> - larla ilgili olarak kurulan araştırma komısvonu ıçın parrıler adav larını belırledı. TBMM de ge- lecek hafta adayların ovlanmasından sonra ko- misyon çalışmaİarına baslavacak. Partilerın 9 ki- ^ilik komisyon için TBMM Başkanlığfna bildir- dıklerı üyeîerin adları >övle: RP: Bedri İncetahtacı (Gaziantepl. Mehmet Elkatmış (Nev^ehir). Hayrettin Dilekcan ı Kara- bük). D\P: MahmutYılbaşıYanl. Nihan İlgün (Te- kirdağ) ANAP: Yaşar Topçu (Sinop). Metin Öney (Iz- mır). DSP: Sema Pişkünsiit (Aydın I CHP.FikriSağlar(lçel)." DSP'nın Sema Pişkinsüt'ü adav göstermesi. parti içinde rahatsızlık yarattı. DSP'de çok sav ı- da hukukçu bulunduğuna dikkat çeken bazı nıil- letvekılleri. asi! mesîeği doktorluk olan Pişkin- süt'ün adav gö.sterilmesine. "Komisyon ciddiye alınmıyor"di>etepkigöî.terdiler. DSP Grup Ba^- kanvekili Hüsamettınt)zkanbuelestirilere "Hu- kukçu üvelerimi/in başka komisvonlarda görevi var. Hanım arkadaşımız sonuna kadar olayların üstüne gidecektir" diye yanıt verdi. İçtüzükte. araştırma komisyonununçalışmalarını üçay ıçın- de tamamlaması. bu sürede çahşmalann tamam- lanamaması durumunda. biravlık kesın birsüre daha verilmesi öngorülüyor. Komisyon bu süre sonunda da çalışmasıııı tamamlavamazsa. 15 gün içinde araştırmanın tamamlanmaması nedenleri veya o ana kadar varılan sonuçlar üzerınde ge- nel kurulda görüşme açılacak. İçtüzükte devlet sırları ıle rıcari sırlann Meclis araştırması kap- samı dışında kalması öngorülüyor. Çatlı için mevlit Susurluk'takı kazada yaşamını yitiren Abdul- lah Çatlı için dün cuma namazı öncesi mevlit okundu. Laiapaşa Camii'nde adının açıklan- masinı istemeyen bir kişi tarafından okutulan mevlide eski Erzurunı MHP İl Başkanı Çezmi Polatda katıldı. Cuınhurbaşkanı Deıııirel: Hiç kiıııseııin endişesi olmasın, hiçbir şey gizli kalıııaz İZMİR(CumhurivetEgeBürosu)-Cum- hurbaşkanı Süleyman Demirel. Susurluk kazasıyla ılgıli olarak ne Susurluk savcısı ne Adalet Bakanlığı Müste^arı ne DGM hâkimı ne de İçışlerı Bakanlığı müfettışi olmadığını belırterek. "Ben Cumhurbaş- kanı olarak bu kummlann tümünü elimin torsiv It in'p. ne hakla onlan görev yapamaz hale getireceğim" dedı. Olayların örtbas edilmesı kuşku^u taşıyanlann ayağa kalk- ması gerektıöıni söyleyen Demirel. "Eğer iş örtbas ediîmeye gidivorsa mevdan var. \çık sövleyeyim. mevdanlara çıkarsınız. h;ılka sövlersiniz. Hiç kimsenin endişesi ol- masın, hiçbir şey gizli kalmaz" diye konuş- tu Demirel kendinden sonra görev e gele- cek cumhurbaşkanlarına da NÎeclıs'i seçi- me götürme yetkisının verılmesini ıstedi. İzmır'de önceki gün bazı açıiış törenle- nne katılan Demirel. çesıtlı toplantılarda kendisineyoneltılen soruları yanıtladı. LI- kenın geleceğıne ılı^kın umutlu bır tablo çızen Demirel. Susurluk kazasıyla ılgıli kendısinin gerekenleri yaptığını sövledı. Dev let Denetleme Kurulu'nu devreye sok- masıyla ılgıh yaklaşımlar konusunda da Demirel şunları söyledı. "Konu. Devlet Denetleme Kurulu'nun görev ine girmivor. 14 > ıldır Denetleme Ku- rulu cinavet ve böv le olav lara bakmamıştır. Cumhurbaşkanı olarak ne vapacakhnı aca- ba? Ben Susurluk sav cısının. Adalet Bakan- lığı Müsteşan'nın. DGM hâkiminin, Içişle- ri Bakanlığı müfettişlerinin vapması gere- ken şeyi mi vapav ım? O zaman dev let Çan- kaya'da toplanmış olur. Cumhurbaşka- nı'ndan polisin vapması gereken işleriyap- masını isterseniz o zaman sistem işlemez. Bu ülkede devlet var. devletin kurumları var. Ben Cumhurbaşkanı olarakbu kurum- ların tümünü elimin tersiyle itip. ne hakla onları görev vapamaz hale getireceğim? Bunlann görev ini üstlenip ben yapacağım. öylemi?" Mesut \'ılmaz'ınkendisineba>\urduğu- nu anımsatan Demirel. kendısinin koordi- natör olduğunu. bu y üzden henıen tahkıka- ta bajlayamayacağını belırterek, "İ'lkenin sorumlu hükümeti var. Onadiveceğim.söy- le şikâv et veduv um intikal etti. Altına da di- yeceğim ki. tetkiki. tahkiki ve gereğinin ifa- sı... Eğer iş örtbas edilmeyegidilhorsa mej- dan var. Açık sövleyeyim: mevdanlara çı- karsınız. halka söylersiniz. örtbas edilivor dive. Hiç kimsenin endişesi olmasın, Türki- >e'de kanunlara avkın bir şey olursa. van- lış hesap Bağdat'tan döner. Hiçbir şev gizli kalmaz" diye konujtu. Parlamentonun tıkandığı yaklaşımlarıy- la ılgıli olarak da C'umhurbaskanı şu görüş- len dıle getırdr "Parlamentov u fesih jetkisi anavasamız- da Cumhurbaşkanı'na verilmemiştir. Hü- künıet kurulacak. 45 gün güvenov u alama- masının üzerinden veni bir hükümet kııru- lamavacak. o zaman götürebilir seçime. Fransız Anayasası değil benim elimdeki anavasa. FransızAnavasası'nın 16. madde- si benim elimdevok. Bu maddevegörecum- hurbaşkanı eğer ülkenin yönetimini çok ka- nşık bulursa. yönetilemez hale geldiğini gö- rürse meclisi fesh edip. seçimegötürebilivor. Benim elimdeki bu değil. Anavasa denen bir kav/am v ar. Bırakın herkes verinde dur- sun, anayasadaki görevi nevse. onu yapsın. Eğer bunuaşma) a kalkarsako zaman ülke v ine idare edilmez hale gelir. Kurallar işler- se güzeldir. Onun içindir ki anavasa cum- hurbaşkanına bu yetkivi veriyor da. cum- hurbaşkanı buyetkiyikullanmıvor diye bir şey yok. Türkiye'de rejimin işlemesi bakı- mındancumhurbaşkanınaseçimiyenileme yetkisi verilmelidir. Cumhurbaşkanı lü/unı gördüğü takdirde. ülke şartlan gerektirdi- ği takdirde yetkisini kullanır." lemişri. Ben Mesuf Yılmaz'ı destek- ledim ve birinci derecede çahştını. Kongreden sonra da ben bakan ol- dum. Abdullah Çath'v 112 Ey lül ön- cesinden tanırdım. Ama kesinlikle 1980'den sonra Çatlı'vla görüşme- dim. konuşmadım. böyle bir taieple de bana gelmedi. Kongrede de kar- şılaşmadım." ANAP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keçeciler de Kırcı'nın id- dıalarının göçmen konutları ilıale.si- nin aranan bır kişı tarafından alın- masının söz konusu olamayacağını söy ledi. HBB söz hakkı tanımadı' ANAP Grup Başkanvekıli Cum- hur Ersümer ise önceki ak^am HBB'deyay ınlanan programa katıl- malarınm 'telefonların kilitlendiği' gerekçe gösterilerek engellendiğinı söy ledi. HBB've gıderek programa bızzat katılmaya çahştıklarını. an- cak bunun da engellendığini belir- ten Ersümer. "ANAP'lılar bu iddi- 1 alara karşı programımızı aramıyor şeklindeki sözlerle partimiz yaralanmak isten- miştir" dedı Ersümer. prog- ramın yayıncılık adına utanç verici olduğunu vurguladı ve taraflı yapılan bu yayınla il- gili Radyo Televizyon Cst Kurulu "na başvuracaklanm bıldirdi. C 3 SU'Ü nar _^___e^2^f _- G Ü N D E M m-STAFA B.4LR4Y • Bıiftarafı 1. Suyfada kılitlenip, üzerine bir de kepenk indirilip kelepçelen- diği dönemdi. Siyasetle ilgilenmenin teröristlikle eşdeğer sayıl- dığı bu yılların ardından 1990'lar daha farklı gelişti. Ancak, yine de gençliğin istenilen ölçüde özgür bırakıldığını söylemek olanaksız. Gençlık deyınce, onlarca pencere var. Bugün si- yaset kovuğundan bakalım. Merkez sağda ve solda, sıyasetın sorunlarından biri de gençlığı tam anlamıyla kucaklayamamış ol- ması. Bu da beraberınde, hem toplumsal desteği azaltıyor hem de partilere yenı kan gelmesini güç- leştiriyor. Bugünku yapı içinde siyasete soyunanlar dört gruba ayrılabılir: - Maddi çıkar sağlamak için bu yolu seçenler. - Holding ya da kuruluşun siyasetteki ayağı ola- rak "atananlar". - Tek özelliğı genel başkana yakın olanlar. - Demokratik kitle örgütlerinden gelip, siyaseti partılerde sürdürme kararı alanlar. Dördüncü grup ne yazık ki çok az. Bunu arttır- manın yolu gençlerin önünü açmaktan geçiyor. Gençlerın önünü sadece gözaltına alınırken açın- ca da bugünkü Türkiye ortaya çıkıyor. Siyasete 40'ında soyunanlara, "gençpolıtikacı" deniyor. 70'indeki üder, parti yönetımıne 50'lıklen al- maya başlayınca, "parti gençleşıyor" deniyor... Politıkacılarımız da yaptıklarından pek memnun olmamalı kı bırı ötekine kızınca. "Polıtika yapma" diyor... Hangı parti yöneticisine sorsanız. "gençlik göz- bebeğımız"der. Amauygulamada. "ç?öz"ü gözden çıkanr. "gençlıkbebeğimiz" olur, Vakit erken. büyü bebeğim büyü... Siyaset fark- lı bırbüyü... Gençlığı ülke soruniarına ortak etmezsek, gele- ceğın yönetıcılerı. bilım adamları nasıl yetişebilir? Çağına damgasını vuran kışılerin yaşamöyküle- rine baktığımızda görürüz kı yoğun bır gençlik ya- şamışlardır. Atatürk, 20'sinden önce ülke soruniarına kafa yormuş. Harbiye'de arkadaşlarıyla birlıkte gazete çıkarmıştı. Nâzım Hikmet, kendinı kabul ettiren şairler ara- sına gırdığınde 18'ındeydi. Dostoyevski ılk romanını 22'sinde yazdı... Örnekler uzatılabilır... Haydi ikinci övünce... CHP'nin 10. Gençlik Kurultayı bende bunları çağ- rıştırdı. 1978'den sonra ilk kurultay... Adnan Keşkja'c^en Hasan Belovacıklı ya, Alev Coşkun'dan Süleyman Genç'e. Sabri Ergül'den Ahmet Güryüz Ketenci'ye kadar CHP'nin ve ül- ke yönetimınin değişik katlarında görev alan pek çok kışı. partinin Gençlık Kolları'nda yetişti, Son yıllarda her parti gençlikle ilgili bir şey yapı- yor. Örneğın gençlik şölenı düzenliyor... Genel başkan gelıp. gençlerın ruhunu okşayıp, "alkışa devam" konuşması yapıyor. Ardından. 15 gün sonra ünü bitecek bır "fast-food" sanatçı şar- kılar söylüyor... Şölen bitiyor... CHP'ninki farklı görünüyor. Türkıye'nin dört bır yanındanseçılen800delege, partinin 12 Eylül son- rasındakı ilk gençlık temsılcısinı belırleyecek. Se- lim Sım Tarcan Spor Salonu'nda Erhan Baydar, Suat Özçağdaş ve Metin Ağırman yarışacak. Dileğımiz o ki, Türkiye Cumhurıyeti'ni kurmakla övünen CHP'nin. Türkiye Cumhurıyeti'ni. çağdaş demokratik hukuk devleti halıne getirmekle övüne- cek bır kadro yetiştirmesı... Bunun yolu da, dalları parlatmaktan değil, top- rağı sürmekten, verımlileştirmekîen geçiyor. Yazıyı gençliğe ılişkın ıkı sözle noktalayalım. Biri Franklin'in. "Gençligi anlamadığımız gun dünyadaki işimiz bitmiş demektır." Öteki Euripides'ın: "Gençlik, hiçbir toplumu acıda bırakmaz..." Ben ikinci sözü daha çok seviyorum... Ve inanıyorum... Açıklamaları tatnıiıı etıııedi I Baştarafı 1. Sayfada HBB televızyonunda yaptığı açıklamalarçelişkılı bulundu ve yenı soru ı^aretlenne yol açtı. Telefonla programa katı- larak Bucak'a bazı sorular yönelten CHP Grup Başkan- vekıli Önder Sav. açıklamala- nn tatmin edıcı olmadığını söy ledi. Sav. Bucak'ın kendı- smi bazı bılgılerı vermek için davet ettiği anımsatılarak yö- neltilen "Bu davete gidecek misiniz" sorusuna da "Dave- tinşeklinebağlf'yanıtmı ver- di. CHP'lı eskı Adalet Baka- nı Sevfi Oktay da "Bucak bir şey söylemedi. 'Belge olma- yan konular var" diyor. İnan- dıncıolmayan. memleketsev - gisiduy gusuv la bağlantılı söz- lerden başka bir şey yoktu. İI- keyi sanki sadece bu zihniyet- teki adamlar seviyor" dedı. DSP Grup Başkanvekıli Hüsamettın Ozkan. Bucak'ın teievizyondakı açıklamaları- nı dinlemedığıni söy ledi. Öz- kan. "Ancak basında oku- dum. Kocadağ'ın Çatlı'vı ta- nımadığını ifade etti. Niye ta- nıştırmadı. o kadar yakındı madem niyegizledi" d'ıye >or- du. DSP'nın dığerGrup Bjs- kanvekih Hikmet lluğbay da açıklamaları "hamasi kimlik altında gizleme" diye yorum- ladı. D'ı'P Grup Başkanvekı- li Ali Rıza Gönül. Sedat Bu- eak'ın. "büyük bir vatanse- ver" olduğunu ılerı >iirerek "Sedat Bucak'a vatanseverlik konusundd kimse bir şey söy- leyemez"dedi. Bucak'ın açık- lamaları ıle ılgıli kendisının yorum yapamayacağını söy- İeyen Gönül. "Bucak. sadece bi/im millehekilimi/. Olayla ilgili soru işaretlerini biz ay- dınlatamayız. Bu ülkenin sav- cılan var. savcılar aydınlata- cak. Meclis komisyonu aydın- latacak"*dıyekonuştu. Susur- luk kazasıy la ilgili soru ışaret- lerınin aydınlanmasını önce- likle kendılerinin istediğini vurgulay an Gönül. "Bunu ge- nel başkanımız istiyor. grubu- muz istiyor" dedı. DYP Ge- nel Başkanı \e Başbakan \'ar- dımcısı Tansu Çiller'ın. has- tanezıyaretı dışında Bucak'la görü^medığını ılerı süren Gö- nül. "Geleneklerimizden ge- len ziyaret konusu bile sorıın oluyor. Ama bizim kimseden korkumuzyok" dedı. Gönül. dığerGrup Başkanvekilı Saf- fef Ankan Bedükle birlıkte Bucak'ı ziyaret edeceklerıni bıldırdi. DYP'nin Susurluk Araştır- ma Komisyonu için adaygös- terdiğı Tekırdağ Milletvekili Nıhan İlgün ıse "Benceaçık- lamaları güzeldi. Sıkıntıları olan bir insan. Bazı şev leri te- lev izyon ekranlannda açıkla- yamazdı. İleridesavcılara. biz- İere söyleyeceği daha çok şey olduğunu düşünüyorum" de- dı. Adana Büromuzun habe- rıne göre DlSK Genel Sekre- ten Kemal Daysal da Bu- cak'ın açıklama'arını "tekke- IİDJC ile hikâye" olarak değer- lendırdı. Day.vil. "Milletveki- linin söylediklerinden utanç duydunı. Bucak'ın anlatnk- lan çelişkili" dedı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear