23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26EKİM1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI ^f ürütmenin durdurulması için kanuni yollara başvuracaklannı söyleyen OSD Başkanı REFAHYOL'a çattı 4 Biz hancıyız oıılar yolcıı'CANANSOYSAL Hiıkümet tarafındar hazirlanan bedel- siz ithalat kararnamesinin Cunıhurbaşka- »nı Sülevman Demirel tarafından onaylan- mıası otomoiiv sanayıcilerini kızdırdı. «Otomotıv Sana>i Derrıeğı (OSD) Yöne- rtım Kurulu Başkanı Aülhsan İlkbahar. Ifeararnamenin yeni degışikhklerle bile ^anayûeşmek isteyen birıilkeye yarar ve- trine zarar getireceğini belirterek. Oniar 3.0İCU biz ise hanavız \t hanımıza sahip Çiknoruz" dedi. /Jkbahar, yıirütmenin tâurdurulması ıçin kanuni yollara başvu- r~-acaklarını da söyledi. OSD Başkanı Alı İhsan İlkbahar, dün cSernek genel merkezinde yapılan olaga- müstü loplantının ardından yaptıgı açık- l.amada. kamuoyu. basın, sıvil toplamör- tztitlen ve sendikalann verdiği büyiik ci-estek sayesinde bedelsiz ithaJat karar- r*amesının 1.5 ay gecikme ve bazı deği- ^ âkliklerle ımzalandığını hatırlatarak. hü- kcumetın ısrarlı olduğu söz konusu ka- rarnamey le birçok Tiirk insanının işıni teh- lıkeye soktuğunu söyledi. Sektöre destek yerine köstek 10 av önce gümrük birliği nedeniyle yüzde 30 mertebesindeki vergilerin ani- den sıfıra mdınldıgi birdonemde, bu sek- tc»re de>tek yerine böv lebırdarbenın vu- ruılmasının açıklanması güç bir da\ ranış olduğunu kaydetti. 50 bın markın bir sene devlet banka- lannayatınlması karşılıgTnda yüzde 12'lik eK. taşıtalım vergisindeyapılacak>üzde 2O indirımin ıç talebi canlandıracağını ıleri süren hükümetin görüşünü paylaş- manın nıiimkiin olama>acagını da vur- guiayan İlkbahar, sözlennı şöyle sürdür- OSD Başkanı İlkbahar, kararnamenin yarar yerine zarar getireceğini belirtti. çıkarmalar Sabancı'dan bedelsize yumuşak tavır Ekonomi Servisi - Bedelsiz ithalat konusu gündeme geldiğinde. karara biiyiik tepkide bulunan Sabancı Holding'e ait TovotaSA'nın Genel Müdürü Hazım Kantarcı, dün Brisa'nın Avrupa Kalite Büyük Ödülü'nü aldığı törende gazetecilerin sorulannı yanıtlarken. kararın Cumhurbaşkanı tarafından onaylandıgını, dolayısıyla yapılacak bir şey kalmadığını söyledi. Kantarcı "Kararı en vüce makam onayladıktan sonra, yapacak bir şey kalmamıştır" dedi. Cumhurbaşkanı "nın uvgulamanın haziran ayında başlatılmasına ilişkin ek karannı da olumlu karşılavan ToyotaSA GeneJ Müdürü Hazım Kantarcı, "Bedelsizin satışlara olumsu/ etkisi sonucunda ihracata mı yöneleceksiniz?" sorusuna "Bizim zaten her zaman amacımız budur" dıye yanıt verdi. Ekonomi Servisi- Bedelsiz ithalat kararnamesinin Cumhurbaşkanı Demirel tarafından onaylanarak yüriirlüğe girmesine işçi ve işveren sendikaları büyük tepki gösterirken. kararnameyi >alnızca Hak-lş savundu. Türk-İş Genel Başkanı Bavram Meral. cidd: bir tedbir alınmaması halinde bedelsiz ithalat u>gulamasından çalışanlann son derece olumsuz etkineleceğini \e işsizliğin artacağını sövledi. DİSK Genel Başkanı Rjdvan Budak. ıstıhdam bıkıntısı çeken Türkıvede bedelsiz ıthalatla birlikte yoksullugun ve işsızüğın daha çok artacağını belirterek, "Bu uvgulamavla kesinlikle işçi tasfivesi olacaktır. Bunlar geçici tedbirierdir. Bu uvgulamanın faturası 1997 vılı sonunda Türkhe'nin karşısına çıkacr aktır'\ekiınde konuştu. TtSK Genel Başkanı Refık Bajdur ise bedelsiz ithalat uygulama.sının Türk otomotiv sanayiine büyük zarar verecegini. 400 bin işçi \e bin 500 işletmenin bu karardan olumsuz etkilenecegini ifade etti. Baydur. bu işletmelerin kapanma tehlikesiyje karşı karşı kalacagını savundu. Öte yandan Hak-iş Sendikası Genel Başkanı Salint (Jslu ise uvgulamanın hem Türkiye'ye finanasal girdi saglayacagını hem de yerli otomotiv sektörünün rekabet gücünü tahrik edecegıni öne sürdü. dü: "Bedekiz ithalaf görüşmeleri vesile- si üe görüşme firsatı buiduğumuz Sa>ın BaşbakanıniLZ, sektöriin veniden canlan- dınlnıası için Snerilerimizi isti'tnişk-rdL Bu önerilerimLci J1 Ekinı 1996tarihindeken- disine sunduk. Bu öncrilerimi/jn dikkate alınmama- sı ve kararnamenin istenilen önerilere rağmen çıknıası bizicri hayal kınkJığına uğratnnştır." İlkbahar, Demirel tarafından kabul edilen kararnamedeeski halinden farklı olarak "mahdut miktarda" tabiri yeral- dıgınadikkatçekerek, bu kavramla nean- latılmak ıstendigj konusunda şüpheleri ol- duğunu. fiili ithalatın I Haziran 1997'de başlatılmasının ise daha önce yaptıkları itirazlann dikkate alınmasıylaortav a çık- tıgını sövledi. OSD S'önetim Kurulu Başkamekili Zi~ ya Özkan ise kararnamenin sakat dogdu- gunu \e hiçbir felsefesi olmadığını be- lirterek. yapılan düzeltmelerin sakatlıgı ortadan kaldırmayacagını ıfadeetti. Ken- dilerının her türlü fedakârlıği yaptığını kaydeden Özkan, "Kalksa\dı çok iyi olacaktu(,-ünkütemeli>anlış"dıve konuş- tu. Bursa bedelsiz ithalat kararnamesiyle çalkalanıyor. Sektöriin merkezi konumundaki ilde tepki büyük Otomotiv sektörünün kalbi sıkısüLEVENTCENCELLİ BURSA - Cumhurbaşkanı Sülevman Demiref ın beklettiği. ancak önceki gün ım- zaladıgı bedelsiz ithalat karanıamesı. oto- motiv sektörünün kalbı Bursa da şok et- kisi yarattı. Dünküyerel gazetelertepkı- leri manşettenduvurdular. Bursa Haberga- zetesi. "Bursa'ncnidamfernıanınaonay" başlıgını kullanırken bağımsız milletve- kilı ve Demirel"e yakınlığıvla bilinen Ca- >it ÇağJar'ın gazetesi Olay. gelişmeleri "Çifte şok- DemireL bedelsiz ithalat karar- nanıesini onayladı. Sanavici \e işçi şaşkın" spotunun yanına. "A>rupa Paıiamento- su. Türkive've yapılacak mali yardımları asknaaldı" başlıgını da kullandı. DYP Bur- sa Milletvekili veCüler'e sakınlıgıs la bı- linen Bursa 2000'in manşeti. "Demirel tartışmayı fazia uzatmak istemedi. Bedel- sueökey" başlıklanyla duyurdu. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başka- nı Celal Sönmez, yaptığı ilk açıklamada. "Sektörü kötfi «kiİevmkOr. ÖzeüikieBur- sa. bu durumdan körü etkilenecektir. Oto- motiv sektörü tam canlanırken. kendisini >enilerken bu kararname ivi dmayacak" dedi. TOFAŞ'ta çalışırken, Ali Rahmi Bo>- raliilebirlikte DSPcien milletvekili seçi- len HayatiKorkmaz'ın tepkısi çok sert ol- du. Sektörü vakından tanıvan Korkmaz. Tofaş üretime yine ara veriyor BL'RSA (Cumhuriyet) - TOFAŞ Otomobil Fabrikası'nda üretime 28 Ekim tarihinden itibaren 5 gün süreyle yeniden ara verilecek. Artan stoklar ve otomobil satışlanndaki durgunluk nedeniyle 28 ekım-1 kasım tarihlen arasında üretim durdurulacak. Bu süre ıçınde ışçiler zorunlu ızne aynlacaklar.TOFAŞ Otomobil Fabrikası'nda 1994 yılında 5 kez üretıme ara verilırken. otomobil sektöründekı kriz gerekçe gösterılerek 3 bın 206 işçi ışten çıkartılmıştı. Fabnkada. artan stoklar ve piyasadakı durgunluk nedeniyle de |995yıh3O Ocak-6 .Mart tarihleri arasında, 1996 > ılında ise 25 Eylül6 Ekim. 14-16 Ekım tanhleri arasında da üretime ara verılmiştı. TOFAŞ Fabnkası'nda vakiaşık 4 bin işçi çalışıvor. Bu arada. Bursa'da kurulu Oyak Renault Otomobil Fabrikası'nda ise üretıme ara verilmesiyle ilgili bırkararın bulunmadığı öğrenıldi. Oyak Renault Genel Müdürlüğü yetkilileri, fabrikada otomobıl üretiminin planlandığı biçımde siirdiirüldüğünü belirterek "Bedelsiz Otomobil İthalat; Kararnamesi henüz veni çıktı. L retimin durumunu talep ve piyasa durumu belirleyecek" dediler. şunları sövledi: "Şu anda Türkiye'de30 nıilvardolarlık otomotiv jatınmıvar. Dev- let,25-3 milvar dolarlık kav nak için bu va- tınmları gözden çıkardı. Cumhurbaşka- nı'nın karamamevi im/alamasını bekle- miyordum. Bu durum, diizenin kokuş- muşluğunun birgöstergesidir. Vinekapa- lı kapılar ardında bir şeyler halledilmişn'r.'" Türk-iş'ın Bursa'dakı en üst yönetici- si 8. BölgeTemsilcısi Mehmet Kanca da, kararnamenin, Türk sanayiine bir hançer gibi saplandıgını. Bursa'nın bundan çok -S«yük zarar görecegini söyledi. '" *" Bedelsiz oto ithaline izin veren karar- namenin imzalanmasına Bursa'dan tek destek MÜSİAD Bursa Şube Başkanı Mehmet Burkay'dan geldi Burkav. oto- motiv sektörünün tatlı kârlara alıştığını savunarak "Karanıamevlehükümeteka- zanç sağlanacaknr. Ancak daha önemlisi otomotiv sektörünün kendisine gelmesini sağlavacaktır" dedi. Ozal'ın bakanlarından Ahmet Kurtce- be Alptemoçin ER-Kun Şirketler Grubu adına yaptığı açıklamada. Türkiye'nin GB sürecindeyaptıgı büyük pazarlıklarsonu- cu elde ettiği kazanımları terk ettiğini sa- vundu. Rekabet Kurulu sonunda devreye giriyorANKARA (AA) - Sanayi ve Ticarei Bakanlıgı. 11 kişiden oluşacak Rekabet Kurulu"nun 9 üveliği için. 18 kişilik aday listesi hazırlayarak. Başbakanlığa sundu. Bakan Yalım Erez ımza»ıyla Başbakanhğa sunulan aday listesinden kimlerin Rekabet Kurulu'nda yer alacağına. Bakanlar Kurulu karar verecek. Serbest rekabet ortamının konınması için 7 Aralık 1994'te yüriirlüğe giren "Rekaberin Korunması Hakkında Kanun'un öngördüğü Rekabet Kurulu'na. aradaıı szeçen yaklaşık 2 vıllık sürede ışlerlık kazandınlanıanıı^tı. Kanungereği V'argıtay. Damştay. DPT, Ünhersitelerarası Kurul. TOBB'dan birer, Sana>i Bakanlıgı"ndan 4 ve Başbakanlık'tan 2 olmak üzere. başkan dahil 11 üyeden oluşacak Rekabet Kurulu ıçın. Başbakanlığı temsil edecek üyeler dışında diger kunımlardan gösterilen 18 ki^ilik aday listesi şöyle: - Vargıtay: Kemal Erol, V. Ünsal Sarıduman. - Danıştay: İsnıet Cantürk. Erçetin ^brgancıoğlu. - Devlet Bakanlıgı (DPT): Dr. Yavuz Ege, Tandoğan Güçbilmez. - Üniversitelerarası Kurul: Sadık Kutlu, Turgut Yurdemi. - TOBB. Necdet Karacehennem, Cemal Erol. - Sana\i ve Ticaret Bakanlıgı: Ersen Yavuz, Prof. Dr. Aydın Ayaydın, Prof. Dr. Tamer Müftüoğlu! Selahattin Koçak, Salih Zeki Bengii. Tuncer Lçarol. Sarpel Kartal. Mustafa Şahin. ÇIFTÇI DOSTU /SADLLL^H USUMI İZMİR - Manisa, Aydın, Izmir, Denizli ve Muğ- la'nın köy ve kasabalannda geçimini topraktan sağ- layan çilekeş insanlarımızla tam 5 gün iç içe ya- şadım. Gördüklenm ve dinlediklerim yürekleracı- sı... Tarım kesimi büyük bir ekonomik bunal/m ge- çiriyor. Işsizlik. parasızlık, açlık, umutsuzluk had safhada. En varlıkh çiftçiler bile gelecek kuşkusu içinde!.. Manzara. Istanbul ve Ankara'da gözüktüğü gi- bi değil... Türkiye'nin en gelişmiş bö/gesı olarak kabul edilen Ege'de artık karamsar bir hava esi- yor. Gözümüze çarpanlar, devlet ve hükümet adamlarımızın çizmeye çalıştığı 'pembe tablo'ya hiç mi hiç benzemiyor!.. Atatürk'ün sevgilısi ve 'miiletimizin efendisi' de- diği kırsal alan insanımız perişan... Bazı bölgele- rimızde Afrika'nın ve Asya'nın en geri kalmış ül- kelerinden farksız bir yaşam var... Hükümetlerin yanlış uygulamaları yüzünden insanlanmız bir yan- dan malını mülkünü, bir yandan da benliğini kay- bedıyor. Bu arada da Türk tarımı elden gidiyor!.. Viılyonlarca pamuk üreticisi bu yıl darbe üstüne darbe yedi. Geçmiş yıllarda verim düşük olursa, r iyat!ar yüksek olurdu. Veya tam tersi... Üretici ya ^aliteden ya verimden ya da fiyattan kendisini çurtarabilirdi. Buyıl ise tutunacağı bir tek dal yok. ^ m verim hem de kalite düşük. Fiyatlar ise tam jir rezalet.-.Daha da kötüsü yağışlar dinmek bil- nıyor. Pamuk daha tarlada verim kaybediyor. Ka- te bozuluyor. Hükümetin destek yerine köstek ol- luğu TARİŞ peşin ödeme yapamadığı için tüccar e sanayici bu fırsattan yararlanarak pamuk fiyat- arını sürekli aşağıya çekiyor. jükümet verdiği sözleri tutmâdT Hukümet tarım kesimine verdiği sözlerin hiçbi- nı yerine getirmedi. Aksine, TARİŞ, ÇUKOBİR- İKveANTBİRLİKgibiüreticiyikoruyantanmsa- ş kooperatifleri birliklerinin tüccar karşısında da- a da güçsüz kalması ve rekabet ortamını yara- ımaması için gereklı her türlü müdahale yapıldı. retıcilerden yana olan yöneticiler değiştirildi. Ma- kaynakları kurutuldu. Sanayiciye ve tüccara sağ- Beyaz Pamukta Kara Gürıler Tarım kesimi şu anda büyük bir ekonomik bunalım geçiriyor. lanan kredilerden yararlandırılmadı. Böyiece pa- muk üreticilerinın tek güvencesi olan kooperatif- ler işlevlerini yapamaz haiegetirildiler... Parasızbı- rakıldılar. Artıkpamuk piyasaları tamamen tüccar ve sanayicinin eline kaldı. Şimdi tüccar ve sana- yici istediği fiyattan, istediği kadar pamuk alıyor... Aslında Erbakan ve Çiller'in de istediğt. piyasa- yı sanayicinin ve tüccarın kontrolüne bırakmaktı. Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez'in de bek- lentısibuidi... Nitekim, istediklerideaynenoldu... Milyonlarca pamuk üreticisi hem hava koşıilan hem de sanayici ve tüccarın insafsız tutumu karşısın- da çaresiz kaldı... Hükümetin de desteğini arkasına alan tüccar ve sanayici şimdı maliyeti 85 bin lirayı geçen bir kilo pamuğu üreticinin elinden 60 ile 65 bin lıra ara- sında satın alıyor... Üretici de TARİŞ'te pamuk fi- yatları 77 bin lira olduğu halde. peşin pa'a öde- yemediği için pamuğunu son derece düşük fiyat- la da olsa tüccara vermek zorunda kalıyor. Zira üretici borçlu. Ekim ayı sonunda bankala- ra olan borçlannın vadesi doluyor. Eğer. ay sonu- na kadar borçlarını kapatamazsa faizler ikiye kat- lanacak. Çiftçi kasten böylesine bir kıskaca sokuluyor. Banka faizinden kurtulmak ısterse tüccar ve sa- nayiciye soyuluyor... Tüccar ve sanayiciye diren- meye kalkarsa bankalara gelirinın büyük bir bö- lümünü vermek zorunda kalıyor!.. İki ucu pîs değnekT. Bütün tuzaklar çiftçiye hazırlanmış. Her yıl he- men hemen aynı oyunlar tezgâhlanıyor. Hep ka- zanan tüccar ve sanayici, kaybeden de üretici oluyor!.. 1996 yılı işlenmiş pamuk üretimi 800 bin tona yakın bekleniyordu. Ama toplanan pamuk- taki verime bakılınca rekoltenin 700 bin tonun al- tında kalacağı anlaşılıyor. Bazı gözlemcilere göre rekolte belki de 650 bin tonda kalacak. Aynca. yağışlar da kaliteyi oldukça düşürdü. Örnegın 3 benekli pamuklar 52 ile 55 bin liraya müşteri bul- maktazorlanıyor... Üretici elinde pamuk numune- leri ile tüccar kapılarını aşındınyor. Ama sonuç de- gişmiyor... Yaşlı ve tecrübeli üreticiler, belki de 30 yıldan beri böylesine bir facianın yaşanmadığını ileri sürüyorlar. Verilen bilgilere göre, bu yıl pamuk üreticileri- nin en azından yüzde 80'i borçlarını ödeyemeye- cek. Yüzde 10'u ise iflas edecek... Yüzde 5'inin ise gelecek yıla kadar dayanma gücü kalabilecek... Bu nedenle hükümetten umudunu kesen üretici- ler daha şimdiden borçlarını kapatabilmek için traktörlerini sahşa çıkardılar... Pamuk üretim böl- gelennde şu anda binlerce satılık traktör var. Önü- müzdekı günlerde binlercesinin daha satışa çıka- rılacağı belirtiliyor... Ancak. binlerce traktör birden satışa sunuldu- ğu için fiyatlar da düştü. Örneğin, yenisi iki ile üç milyar lira civannda olan traktöriere 300 ve 350 mil- yon lira veren bile yok... Üstelik, alıcı da yok... Milyonlarca üretici, bugüne kadar bir tek sözü- nü yerine getirmeyen hükümetten gene de me- det umuyor. Erbakan ve Çiller belki insafa gelir di- ye düşünenler hâlâ var. Ziraat Odaları, çiftçi birlikleri, tanm satış koope- ratiflerinin yöneticileri hükümeti daha 3 ay önce uyardı. Tüccar ve sanayiciye bol bol verilen dü- şük faizli kredilerden üreticinin malı olan TARİŞ, ÇUKOBİRLİK ve ANTBİRLlK'e de sağlanması is- tendi. Pamuğa, 1994 yılında olduğu gibi prim ve- rilmesi önerildi. Eğer, birliklere kredı sağlansaydı, prim de verilseydı milyonlarca üretici böylesine pe- rişan olmayacak hakkı olan parayı kazanacaktı... Aynca, hem ülke ekonomisi, hem de devlet bu işten kârlı çıkacaktı. Zira, prim olarak belki 35 ila 40 trifyon lira üreticiye dağıtacaktı, ama bunun karşılıgında en azından 240 trilyon lira fazladan ver- gi toplayacaktı... Hükümeti tekrar uyanyoruz. Za- rarın neresinden dönülürse kârdır. Pamuk üretici- lerini biraz olsun rahatlatacak önlemler acilen alın- malıdır. Yoksa hem tarım, hem Türk ekonomisi batacaktır. Pamukta da diğer birçok üründe olduğu gibi dışa bağımlı hale geleceğiz.. • IŞÇİMV EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Ayrıntılarda Saklı Ünlü ülkücü lıder, hâlâ katıldığı kanlı suç eylem- lerinin boyutlannın listesi çıkarılamamış Oral Çel/k, Türkiye'ye geleli kaç ay olmuştu? Bayrampaşa Ce- zaevi'ndeki son kanlı isyanın yöneticisi, en azından elebaşılarından olduğu bildiriliyor. Bu kadar kısa za- manda cezaevine nasıl bu kadar kolay egemen ola- bildi? Anlayabılmek için, televizyonlarda gösterildi- ğinden biraz daha yakından cezaevinin işleyişini. iliş- kıleri yansıtabilmek gerek. Dikkat ederseniz. bilmekten değil, yansıtabil- mekten söz ediyorum. Hepimiz bütün kurumlann yansıması. belki de en tipik aynası konumundaki ce- zaevlerındeki çöküşü, resmı görevlilenn suçlularla kirli ortaklıklarını uzaktan da olsa bilıyoruz. Oral Çelik'in cezaevine gelışı olay olmuş, geldi- ği günden itibaren bulunduğu koğuşa her gün ka- salarla yıyecek, içecek. paketlerle giyecek armağan olarak akmaya başlamıştı. Görüş günlerinde kapı- ya müritler, heyetler yığılıyordu. Sanki cezaevinde tutuklu sanık değil. özel bir tekkede koruma altına alınmış bir tarikat iideri havası estiriliyordu. Resmi ışlemde gidip gelen kâğıtlann üzerine pa- raf yerine üç hilali çizen Oral Çelik'ten "büyüğümüz, üstadımız" diye söz eden, hem de askeri gıysili gö- revlilerin bulunduğuna tanık olduğum bircezaevi or- tamında böyle bir sonuç kaçınılmaz değil mi? • • • Dün yapılan biryargılamanın tutanaklara geçmiş sanık ifadelerinden kimi alıntılar... "Ben Başbakan (Qza\) danışmanlığı bileyaptım. Gönüllü olarak devlete hizmet ediyor, teknik danış- manlık yapıyordum. Mali şubenin bundan önceki iki müdürü çok yakın arkadaşlanmdı. Şimdiki yö- netim, 10 müdür birden beni onlar a/eyhine ıfade vermeye zorladı. Kabul etmeyınce bugün burada olmama neden olan komplo düzenlendi. Bana ait olmayan ıfade tutanaklannı düzenleyen iki polis ar- kadaş, benim çalışmalarım sırasında tesadüfen banka hesaplannı, yolsuzluklannı öğrendiğim iki in- san. Kendilerini uyarmıştım. Şimdi bana tuzakkur- dular. Diğer sanıkarkadaşları mali şubede tanıdım. Teknik bilgilehnden devlet hizmeti için yararlan- dım..." "Nişanlıma benim yanımda cınsel tacizde bulu- nuldu. Polis içinde kendiliğinden cinsel tacizde bu- lunan polis hakkında soruşturma açılıp işten el çek- tirildi. Benim de baskı ve işkence altında ifadem alın- dı. Ancak ben devlete, polise saygılı olduğum için, şikâyette bulunmadığımdan, işkence gördüğüme ılişkin bir raporum yok..." Bu ıfadelerin pek çok benzeri, pek çok mahke- me tutanağına geçtiğı, özel bir olay nitelıgini yitirdı- ği için ısimleri ve dava konusunu yazıya aktarmaya gerek görmedım. Aynca sanıklann doğruyu söyle- mediklerini de düşünebiliriz. Ancak bu kez onlann suçladıklan polislerve müdürler değil, uğurlanna kur- ban olduklannı söyiedikferi diğer polisler ve müdür- ler sonuna kadar batağa saplanmışlar anlamına ge- lebilir. Kim bilir belki de, tencere dibin kara seninki da- ha kara anlamına gelen bır tablo da söz konusu ola- bilir. Yargılama sonunda gerçekler ortaya çtkar mı? Çıkarsa ne çıkar? Boyutları nerelere uzanır?.. Tabii ki bilemiyoruz. Ancak hiçbir şey çıkmasa da, polis, ülkücüler. mafya, dolandırıcılık ilişkilerinin kirli ko- kuları, bu kadarı ile bile ortalığa saçılmış bulunuyor. • • • Vehbi Koç'un mezannın kazılıp cesedinin ça- lındığının haberinı duyunca ilk tepkıniz ne oldu? Na- sıl bir senaryo yazdınız? Fazla mantıklı bir arayışa girmiş olmalıyım ki, hastalıklı bır bilımsel merakla, kadavra çalışmaları için hep kımsesizler mezarla- nnda yapıldığı üzere, araştırma amaçlı olabileceği- ni düşündüm. Belki de birileri Vehbi Koç'un aynca- lıklı kişiliğinin, kemik yapısı ile ilişkisini araştırmaya kalkışmışlardı. Terör adına, hele de siyasi terör örgütleri adına ya da aileden para sızdırma gibi amaçları düşüne- medim. İnsani değerlerde yaşamakta olduğumuz çö- küşün, birilerini mezardan ceset çıkartma noktası- na getırmış olabileceğini akıl edemedim. Birkaç gün önce arkadaşım Oral Çalışlar'ın kö- şesinde vurguladığı. cezaevinde kendisi gibi tutuk- lu, geçmişteki kavga arkadaşım en vahşi yöntem- lerle öldürme noktasına varmış, birkaç ay öncesin- de evli olduğu eşi ve aılesinden 10 kişiyi öldürebi- len ortak, toplumsal cınnet halinı bıran ıçin atladım. Kanlı reality şovların reating rekorlarını kırdığı bir ortamda yaşıyoruz. Sıyasal. sosyal çözümsüzlük, umutsuzluk. en tepeden, siyasetın ıktıdarından baş- layan kokuşmuşluk. en aşagılara kadar, yaşamın her alanınayansıyor. Gerçekler ayrıntılarda saklanıyor... Brisa Avrupa Kalite Büvük Ödülü'nü Tiirkive"ve getirdi. (Fotoğraf: AA) Sabancı kalitenin hakkım işçiye verdi Ekonomi Servisi- Bn- sa'nın Edınburgh'da ka- zandığı Avrupa Kalite Bü- yük Ödülünün Türkıye'ye geririlmesi nedeniyle dün Sabancı Center'da düzen- lenen basın toplantısında konuşan Brisa Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp Sa- bancı. ödülü Brisa işçile- rinin almaya hak kazandı- ğını söyledi. Brisa yöneti- cileri ve işçilerinin bir a- raya geldiği sırada Saban- cı'nın işçileri alkışlaması üzerine. işçiler Sabancı\ı havaya kaldırdılar. Brisa Yönetim Kurulu üyesi Hazım Kantarcı ta- rafından getirilen ödülün Sakıp Sabancı"ya verıldi- ği törende bir konuşma ya- pan Sabancı şunlan söyle- di: "Bundan yıllar önce Lassa'vı kurmak üzere yola çıktıgımı/da, L'niro- val Genel Müdürü Ba- umer "Sız bu işlerle hiç uğraşmayın. sız Türkler un fabrika v aparsınız. vağ fab- rikası yaparsınız ama las- tik fabrikası yapmak zor- dur, başanlı olamazsınız" diye bize akıl vermiştir. Bu tavsiyeye uvrnamak- la ne kadar isabet ettiği- mizi bir kez daha görü- vorum. Bugün Avrupa'da en iyinin iyisi bir Türk firması olmuştur. Geç- mişte Türk işçileri. Türk- ler için söylenenleri hatır- lıyorum. Türkler Avru- pa'nın İideri, baş öğret- meni olmuştur. Bu ödül- de alkıslanacak olan işçi- ler ve Türkiye'dir. lş mü- kemmeliğinin adresi Bri- sa değil, Türkiye olmuş- tur. Burnundan kıl aldır- mayan, kendini çok be- ğenmiş Fransızı. Alma- nı, İngilizi sen benim ba- şöğretmenimsin. gel bize kaliteyi öğret demiştir."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear