23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 EKİM 1996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Cjümrük birliği ilk etkisini gösterdi: AB'ye ihracat yüzde 5.2, bu ülkelerden ithalat yüzde 55.7 arttı Dış ticaret açığı ürmaınyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İthalat anışı ihracat artışım 3"e katladı. Ocak-şubat aylannda geçen yıhn aynı dönemıne göre ihracat yüzde 9.9 oranında artarken. ithalattaki çıkış yüzde 32.8 düzeyinde gerçekleşti. Aynı dönemler itibanyla dış ticaret açığı yüzde 88.2 oranında artarak 1 milyar 2 79 mılyon dolardan 2 milyar 408 milyon dolara çıktı. Ihracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 70.8'den yüzde 58.6 oranına kadar indi. Türkiye'nin gümrük birliğiyle birlikte yılm ilk 2 ayhk döneminde Avrupa Birliği'ne yaptıgı ihracat yüzde 5.2 oranında artarken, ithalatı yüzde 55.7 oranında yükseldi. Rakamlann ortaya koyduğu tehlike sinyallerini dikkate almayan DYP Genel Başkanı. Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu Çilkr. ABD'de Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu ile yapılan görüşmeleri değerlendirirken. "İhracatta biiyük atılım sağlanmıştır" iddiasını öne sürdü. Devlet lstatistik Enstitüsü tarafından dün yayımlanan dış ticaret verilerine göre, yıîın ilk 2 ayhk döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre ihracat miktan yüzde 9.9 oranında artarak, 3 milvar 100 milyon dolardan 3 milyar 406 milyon dolara çıktı. İthalat miktan da yüzde 32.8 oranında artarak 4 milyar 379 milyon dolardan. 5 milyar 814 milyon dolara yükseldi. Geçen yıl ocak-şubat aylannda 1 milyar 279 mityon dolar olan dış ticaret açığı bu yılın aynı döneminde yüzde 88.2 düzeyinde yükselerek 2 milyar 408 milyon dolara ulaştı. Türkiye'nin ocak- şubat aylannda, geçen yılın aynı ayına göre yaptığı yatınm mallan ifıracatı yüzde 16 oranında yükselerek 558 milyon dolara, tüketim mallan ihracatı yüzde 6.4 oranında artarak 1 milyar 879 milyon dolara. hammadde ihracatı da yüzde 13.7 oranında artarak 968 milyon dolara yükseldi. Aynı dönemler itibanyla, yatınm mallan ithalatı yüzde 59.4 oranında yükselerek 1 milyar 702 milyon dolara. tüketim mallan ithalatı yüzde 34 artarak 742 milyon dolara, hammadde ithalatı da yüzde 22.2 artarak 3 milyar 369 milyon liraya çıktı. Hayvancıhkta yüzde 3268 artış Aynı dönemde ithalatta en büyük artış hayvancılık ürünlerinde yaşandı. Ocak- şubat aylannda geçen yılın aynı dönemine göre, hayvancılık ürünleri ithalatı vüzde 3 bin 263 oranında artarak 62 milyon 429 bin dolara yükseldi. Rakamlann. uygulanan yanlış politikalar nedeniyle, Türkiye'nin hayvancılık alanındaki iddiasını tamamen yitirdiğini ortaya koyduğuna dikkat çekildi. Türkiye'nin; gümrük birliğine girdiği 1 Ocak 1996 tarihinden itibaren geçen ilk 2 aylık sürede, geçen yılın aynı dönemine göre Avrupa. Birliğı'ne yaptığı ihracat miktan yalnızca yüzde 5.2 oranında artarak 2 milyar 83 milyon dolara çıkarken, ithalat miktan yüzde 55.7 oranında artarak 3 milyar 5 milyon dolara yükseldi. Bırlığı ne yaptıgı ihracat yuzde J.Z artarak, j milyar IUU mıiyon aoıaraan j mııyon aoıara. nammaaae ınracaıı aa ımaıau yuzue J oın ^OJ uıamnua auaraı». yuKseıaı. Türkiye "sosyalistpiyasa ekonomisi" uygulanan dev pazarda yer alabiîmek için girişimlerini hızlandırdı İhracatçılar Çin Seddi'ne takıldıESRAYENER ANKARA - Türkiye, 1.2 mılyar nüfusa sahip Çin'e ihracat yapmak ve Avrupa Birligi ile ABD'nin de büyük yer aldıgı bu pazara girebilmek için devlet ve özel sektör nezninde girişimlerini hızlandırdı. Devlet Bakanı AyferYılmaz başkanlığında geçen hafta Çin'de temaslarda bulunan özel sektör ve Dış Ticaret Müsteşarlığı temsilcilerinden oluşan hevet karşılannda. devleti buldular. Çın Halk Cumhunyeti. "sosyalist piyasa ekonomisi" adı altında devlet denetimi ve yönetiminde tüm dünya örgüt \e anlaşmalanndan bağımsız birdış ticaret uyguluyor. Yılmaz ve beraberindeki heyetın geçen hafta Çin'in Başkenti Pekın'e yaptıgı ziyarette. bu ülkeyle kurulabilecek ticari ilişkiler üzerinde görüştü. Türk işadamlan Çın sanavisiyle görüşmeler yaparken. Yılmaz da devlet yönetimindeki ilgili kışilerle temasta bulundu. Görüşmelerin sonucunda. Türkiye ile Çin arasında ticari ilişkilerin kurulabileceği mesajı alınırken. ağırlıklı olarak üçüncü ülkelerle ticari ilişkiler için ortakhga gidilmesi konusunda uzlaşıldıgı ögrenıldi. Çin, 1978 sonrası yavaş yavaş geçtiği piyasa ekonomisinde kendi yöntemini uyguluyor. Dünya Ticaret Örgütü (ÖATT) ve diger uluslararası ticaret anlaşmalanna imza atmayan Çın, 1.2 milyarlık nüfusunun ucuz emek ve tüketim olanaklannı kullanarak. diğer ülkelerle ticaretinde kendi kurallanyla oynuyor. Çin'de 1994 sonu itibariyle 100 milyar dolarlık yabancı sermaye izni verildi. Çin'n özellikle işgücü ve hammadde fıyatlannın Tayvan ve Hong Kong'a göre yüzde 10-15 düzeyinde düşük olması nedeniyle yabancı yatınmı çeken bir ülke olduğuna dikkat çekiliyor. Çın. bu gücünü kullanarak. korumacı. dış ticarette "kesinlikle avantajlT konumda olması durumunda ilişkiye girmeyi kabul ediyor. Çin yönetimi. bu politikaya "•sosyalist piyasa ekonomisi" adını \eriyor. Çin yetkilileri, dış ticareti ikili anlaşmalar yoluyla uyguladıklannı belirtirken. özel sektöriin tüm ilışkilerinin devlet denetimi ve yönetiminde olduğunu da vurguladılar. Türkiye'nin, Çin ile ticari ilişki kurmak için önce devletin onayını almak zorunda oldugu belirtiliyor. Bu çerçevede. Devlet Bakanı Yılmaz, Çin yetkilileriyle özellikle, Türkiye ile Çin arasındaki bankacılık işlemleri, ticaret için gereken aracı firmalann kunılması. mallann ihvacatında gümrüklerde yaşanan sorunlar ve fason üretimin önlenmesi konulannı görüştü. Çin'in ilgili Başbakan Yardımcısı'nın Yılmaz'ı gezinin son gününde kabul etmesi de, devletin Türkiye ile ilişkilerini arttırmak istediginin bir göstergesi olarak kabul edildi. Çin ile Türkiye arasındaki ticari ilişkiler Türkiye aleyhınde bulunuyor. Türkiye'nin Çin'e olan 1994 yılındaki 324 milyon dolarlık ihracatı 1995 yılında 47 milyar dolara düşerken. aynı dönemler itibanyla 183 milyon dolarlık ithalatı 382 milvon dolara vükseldi. Kamu limanlarmda Türk gemilerine uygulanan indirime son verildi Gemi Türk tarife yabancı SEDA OĞUZ Kamuya ait ltman işletmele- ri, armatörleri şok eden kara- rıyla. denizcilik sektöründe "bayrak farkı"nı ortadan kal- dırdı. Türkiye Denizcilik Iştet- meleri (TD1) ve Türkiye Cum- huriyeti Devlet Demiryollan'na (TCDD) ait limanlarda Türk bayraklı gemilere uygulanan in- dirimli hizmet tarifesine dün- den itibaren son verilerek tek fiyat uygulamasına geçildi. De- nizcilik sektörünü şoke eden bu kararla. Türk armatörleri, ken- di ülkesinın limanlannda kamu kuruluşlanndan aldığı hizmet- lere yabancı bayraklı gemilerle aynı fiyatlan ödeyecek. TDÎ ve TCDD, geçen hafta armatörlere faks çekerek. li- manlanndaki Türk bayraklı gemilere uy- gulanan pilotaj (kılavuzluk)ve romörkaj (gemi yanaştırma) hizmetlerindeki indi- rim uygulamasına 1 Ekim 1996 tarihin- den itibaren son verileceğini bildirdi. Karann Türk bayraklı gemilere verilen pilotaj ve romörkaj hizmet fiyatlannda yüzde 150nin üzerinde artış anlamına geldigini belirten denizcilik sektörü yet- kilileri, bu kararla özelleştirme kapsa- mında olan iki kamu kurumunun kâra ge- çerek "özelleştirme kapsamından çık- mayı" amaçladığını ifade ettiler. Deniz Ticaret Odası Genel Sekreter Yardımcı- sı Fikret Altınçubuk. liman hizmetle- rinde yüzde 80 ağırlığa sahip olan kamu işletmelerinin bu karan sonucunda. 4 bin gross tonluk bir gemi için pilotaj hizmet fıyatının 172 dolardan 446 dolara yüksel- diğini; romörkaj hizmeti ücretinin de 166 dolardan 402 dolara çıkarak yaban- cı bayraklı gemilerle aynı düzeye getiril- diğini kaydetti. Altınçubuk, hizmet fiyatlannın gemi- lerin tonajı arttıkça yükseldiğini belirtir- ken; karardan kısa mesafelerde sık sefer yapmalan nedeniyle küçük tonajlı gemi- lerin de önemli ölçüde etkileneceğjni kay- detti ve navlun krizinin yaşandığı bir dö- nemde alınan bu karann hiç olmazsa er- telenmesi gerektiğini söyledi. Deniz Ti- caret Odası Genel Sekreteri Rızanur Ön- cü de, bu uygulamanın, Türk armatörle- rinin uluslararası ihalelerde rekabet gü- cüne büyük sekte vurarak ülkenin döviz kaybına yol açacağına dikkat çekerek, "Her ülke kendi bayraklı gemilerine farklı hizmet tarifesi uyguluyor, ancak uluslararası anlaşmalara göre bunu gizli olarak yapıyor. Türkiye de, bugii- ne kadar sürdürdüğü aynı uygulama- dan vazgcçmenıeli, bir değişiklik > apa- caksa yabancı bavraklı gemilerin li- man hizmet ücretlerini Türk bavraklı gemilerin düzeyine indirmeliydi" dedi. Dünden itibaren yürürlüğe giren kara- nn özelleştirmeyle bir ilgisinin olmadı- ğını ve 96 yılsonunda 10 trilyonun üze- rinde kârlılığa ulaşacaklannı kaydeden Türkiye Denizcilik İşletmeleri (TDI) Ge- nel Müdürlüğü yetkilileri ise. Gümrük Birliği kararlan çerçevesinde Türk bav- raklı gemilere uygulanan yüzde 25'lik indırim tarifesine son verildiğini bildir- di. Uygulamanın mart ayında yürürlüğe girmesi gerekirken, Türk bayraklı gemi- lere kademeli geçiş imkanı sağlandığını kaydeden yetkililer. son olarak Italya'nın indirimin kendi gemilerine de uygulan- masını istemesinden sonja korumacılı- gın kaldınlmasına karar verildiğini belirt- tiler. TDİ yetkilileri, bundan sonra da dü- zenli seferlerde ikili indirim şansının de- vam edeceğini ancak Türk ve yabancı bayraklı gemiler için aynm yapılamaya- cagını kaydettiler. Kalite ödülüne aday 6 şirketîn 5i iki holdinge ai Koç ve Sabancı'nın kalite savaşı Ekonomi Servisi- Türk Sanayıci ve İşadamlan Derneği (TL'SİAD) ile Kalite Derneği'nin (KalDer) düzenlediği Toplam Kalite Yönetimi ödülü finaline; Arçelik, Beko Ticaret, Tofaş. Beksa. Kordsa ve lnterbank kaldı. TÜSlAD-KalDer Kalite Ödülü için başvuru yapan 15 kuruluştan finale kalan 6'sını lnterbank dışında Koç ve Sabancı gruplarına bağlı şirketlenn oluşturması dikkati çekti. Sonucu belirleyecek "saha ziyareri" olarak adlandınlan değerlendirmeyi de vine aynı iki holdingde görev yapan denetçiler gerçekleştirecek. Önceki akşam TÜŞİAD binasında verilen kokteylde TÜSlAD-KalDer Kalite ödülü finalistlerini apklayan ödül komitesi başkanı Tuncay Ozilhan. kazanan kuruluşun 14 Kasım'da lstanbul'da yapılacak kalite kongresinde ilan edileceğini kaydetti.Toplantının açılış konuşmasını ABD Dışişleri eski Bakanı Henry Kissinger yaparken. ltalya Kamu tşleri Bakanı mafyanın peşindeki ünlü savcı Antonio Di Pietro, TÜStAD toplantısına ikinci kez konuşmacı olarak katılacak. Bu yıl dördüncüsü verilecek KalDer Ödül Komitesi Başkanı Tuncay Özilhan. Kalite Ödülü'nde finale kalan 6 şirket arasına Arçelik, Tofaş. Beko Ticaret'le Koç Holding'inüç şirketi girerken; Sabancı HoFding Kordsa ve Beksa'yla temsil edildi. Finale kalan altıncı kuruluş ise, lnterbank oldu. Bu arada, 1993 yılı kalite ödülü sahibi Sabancı Holding şirketi Brisa'nın, bu yıl Avrupa Kalite Ödülü'ne aday olduğu açıklandı. Önceki günkü toplantıda finalistlerin profesyonel yöneticileri yer almasına karşın. Kordsa'yı temsilen Güler Sabancı'nm katılması. Sabancı Holding'in bu ödüle verdiği önemin göstergesi olarakyorumlandı. Önceki akşam TÜSİAD binasında yapılan prezantasyona katılan lnterbank Genel Müdür Yardımcısı Necmettin Kavuşturan, bugüne kadar kalite ödülüne aday olan tek banka olarak kendilerine büyük şans verdiklerini. ancak sanayi şirketi olmamalan nedenivle bazı değerlendirme güçlükleri yaşadıklannı belirtti. Kavuşturan, ödüle hak kazanacak fırmayı belirlemek üzere görev yapan 6 değerlendiriciden 5'inin Koç ve Sabancı gruplanndan temsilciler olmasını başlangıçta yadırgadıklannı belirtirken. objektif karar vereceklerine inandıklannı sövledi. BENCE İZZETTtN ÖNDER Eğitim Hakkı Geçen cumartesi ve pazar günlerinde lstan- bul'da, Heinrich Böll Vakfı, Bilar istanbul, Berlin Hür Üniversitesi Kültürlerarası Eğitim Enstitüsü, Eğitim ve Bilim Sendikası - Berlin, Eğitim-Sen, Öğretim Elemanları Sendikası ve Uluslararası !n- san Haklan Birliği kuruluşlarının katkılan ile "Eği- tim ve insan Haklan" konulu birtoplantı yapıldı. Genel açılış seremonisinden sonra dört ayn grup- ta sürdürülen atölye çalışmalarında, Almanya ve Türkiye'de eğitim ve insan haklan çeşitli boyut- ları ile ele alınıp, tartışıldı. Bugün sizlere, benim de dahil olduğum, "Tür- kiye ve Almanya'da Eğitim Hakkı" konulu atöl- ye çalışmasının sonuçlannı kısaca özetlemeye ça- lışacağım. Tüm tartışmalar sonucunda arkadaş- laria oluşturduğumuz fıkirler şu ana noktalar et- rafında yoğunlaştı. Globalleşen dünyada kamusal kaynaklar sı- kıştıkça bireylerin eğitim haklan sınırlandırılmak- tadır. Eğitime ayrılan kamusal kaynaklar görece azalmakta, bunun sonucunda da eğitim hizmet- lerinin kalitesi gerilediği gibi, bu olanaklardan yararlanmak da giderek güçleşmektedir. Yeni ekonomik politikalar sonucunda Alman- ya ve Türkiye'de farklı derecelerde olmak üze- re, ufak bir azınlık zenginleşirken, nüfusun geri kalan bölümü fakirleşmektedir. Böylece farklı ta- bakalaşmalara itilen toplumda grupların yaşam alanları farklılaşmaktadır. Farklılaşangruplartoplumsalve ekonomik güç ve statü veren eğitim hizmetleri alanında giriş- tikleri mücadeleyi giderek daralan kaynaklar ze- mininde yürütürken, özelleştirme bir çözüm ola- rak topluma dayatılmaktadır. Bu uygulama ba- zen açık (özel okullar, vakıf üniversiteleri gibi), ba- zen de kapalı olarak (katkı payları vb. gibi) ger- çekleştirilmektedir. Eğitim hizmetlerinin özelleştirilmesi, maliyet- lerin bir bölümünün devletin sırtından kalkmasın- dan çok daha farklı ve karmaşık bir anlam ifade etmektedir. Türkiye'de eski yüksekokul furyasını anımsa- tan vakıf üniversiteleri, bu konunun açıklanma- sında yararlanılabilecek güzel bir örnek oluştur- maktadır. Bir defa vakıf üniversiteleri devletten destek almaktadır. İkinci olarak, vakıf üniversi- teleri, dayandıkları büyük ve güçlü kuruluşlardan bağış alırken, vergi indirimi yolu ile yine devlete dayanmaktadır. Üçüncü olarak, vakıf üniversite- leri eleman yetiştirme maliyetini devlete yıkmak- ta, yetişmiş eleman alma yolunu yeğlemektedir. Bu kuruluşlar doktora ve/veya daha sonraki aşa- malarda eleman alma yoluna gitmektedir. Eğitim hizmetlerinin özelleştirilmesinin ikinci bir anlamı da eğitim hizmetlerinin metalaştınlma- sı, ticarileştirilmesidir. Bu süreç sonucunda bu hizmetlerin türü, niteliği ve miktan piyasa güçle- ri tarafından belirlenmektedir. Metalaşan eğitim hizmetleri, bu arada özellikle de üniversiter eği- tim, kendi öz niteliklerinden uzaklaşmaktadır. Almanya ve Türkiye'de eğitim alanındaki ya- zılı yasa metinleri ile fıili uygulamalar arasında top- lum ve bireyler aleyhine çok büyük farklılıklann olduğu gözlenmektedir. Örneğin, Anayasa'nın 130. maddesinde "... üniversiteler devlet tara- fından kanunla kurulur" hükmü yanında, aynı maddenin devamında,"... kazanç amacına yö- nelikolmamakşartı ile vakıflartarafından... yük- seköğretim kurumları kurulabilir" hükmü bulun- duğu halde, vakıflar tarafından kurulan müesse- selere üniversite adı verilmekte ve bu kuruluşlar, gerçek anlamda vakıf üniversitelerinin bulundu- ğu ülkelere oranla, gelirlerinin çok büyük bir bö- lümünü öğrenci harçlanndan sağlamaktadır. Zamanın kısalığı nedenivle hafta sonundaki top- lantıda tartışılmamış olmakla beraber, burada değinilmeden geçilmemesi gereken bir konu da eğitimin tek yanlı olmaması gereğidir. Eğitim, her alanda bireyleri düşünme ve tar- tışmaya itmeli, onlara yeni ufuklar açmalıdır. Ez- bere dayanan, tek yönlü eğitim ya da mutlak otoriteleri kafalara sokmaya çalışan sistem an- cak köle yetiştirir. Eğitim alanında faaliyet gösteren sendikalar, özellikle de Öğretim Elemanları Sendikası, bilim ve bilimsel faaliyetleri yoğun sermaye veya sair totaliter sömürü baskısından bağımsız kılarak, tüm bilimsel faaliyetleri toplum, birey ve insanlığın eko- nomik ve sosyal gelişmesinin emrine sunmayı amaçlamaktadır. TEDAŞ abone zararını karşılamıyor T ürkiye Elektrik Dağıtım AŞ (TEDAŞ) taratından yaklaşık iki yıl önce başlatılmasına karar verilen "işletmenin hatasından kaynaklanan durumlarda abonelerin hasar ve zarannın giderilmesi" uygulaması bir türlü hayata geçirilemiyor. İlgili yönetmeliğin henüz hazır olmadığını belirten TEDAŞ Genel Müdürlüğü yetkilileri. çalışmaların devam ettiğini vurgulayarak bir ay içinde yönetmeliğin tamamlanmış olacağını bildirdiler. TEDAŞ Genel Müdürlüğü Müşteri Hizmetleri Müdürü Behiç Özparlak, abone sözleşmelerinde hâlâ işletmenin herhangi bir hasar ve zarardan mesul olmadığını belirten bir ibare bulunduğunu kabul ederek, yönetmeliğin çıkarılrnası halinde sözleşmelerin değiştirileceğini belirtti. Uygulamanın yalnış anlaşıldığını belirten Özparlak, işletmede çalışan elemanların yapmış olduklan bir hata yüzünden voltajın ani düşüşü veya akımın fazia verilmesi halinde müşterilerin zararının karşılanacağını bildirerek şebeke yetersizliği nedeniyle enerji sıkıntısı olan bölgelerdeki anzaların bu uygulamadan faydalanamayacağını dile getirdi. Şu anda TEDAŞ'ın, abonelerinin zararını karşılamak amacıyla ayırdığı bir bütçesi olmadığına değinen Özparlak, "Dava açma yoluyla bizden tazminat alan birkaç kişi oldu" dedi. Bu zamana kadarKaç kişiye tazminat ödendiğini bilmediğini söyleyen Özparlak, istatistik tutulmadığını açıkladı. • Voltaj düşüklüğü Antalyalı tüketiciyi çileden çıkarıyor A ntalya'da yaşanan enerji sıkıntısı tüketiciyi mağdur ediyor. 30 yıl önce kurulan şebekeyle Antalya'ya enerji dağıtmaya çalışan Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ (TEDAŞ), her geçen gün bölgedeki turistik tesislerin çoğalması nedeniyle elektrik kesintisi ve voltajların düşmesi sorununun önüne geçemiyor. Voltaj düşüklüğü sebebiyle beyaz eşya ve elektronik cihazları bozulan tüketiciler, mağduriyetlerinin giderilmesinde yetkili makam bulamıyorlar. Antalya Elektrik Mühendisleri Odası şehirde büyük boyutlarda enerji sıkıntısı yaşandığını dile getirerek TEDAŞ'ı sorumluluklarını yerine getirmemekle suçluyor. Antalya TEDAŞ ise kentte elektrik sıkıntısı yaşandığını doğrulamasına karşın, tüketicilerin mağduriyetlerinin giderilmesinde kurum olarak yapabilecekleri bir şey olmadığını vurguluyor. Antalya Elektrik Mühendisleri Odası'ndan yapılan açıklamada, TEDAŞ'ı belediye ile koordineli çalışmamakla suçlayan yetkililer, "Zamanında belediyenin îmara açtığı yerlerde işbirliği halinde çalışmış olsalardı, bugün enerji ve şebeke sıkıntısı yaşanmazdı" diye konuştular. TEDAŞ'ın hâlâ 30 yıl öncesinin şebekesiyle elektrik dağıttığını vurgulayan yetkililer, Antalya'nın elektrik dağıtım şebekesinde problemler olduğunu, şehir merkezindeki bazı dağıtım hatlarının yenilenmesi gerektiğini vurguladılar. Elektrik Mühendisleri Odası'nca yapılan açıklamaları doğrulayan Antalya TEDAŞ yetkilileri, şebekenin geliştirilmesi için işletme olarak sık sık ihale düzenlediklerini. genel müdürlük bazında da ihale açıldığını dile getirdiler. Voltajlann düşük olması yüzünden beyaz eşya ve eiektronik cihazları bozulan tüketicilerin zararını gidermekle yükümlü olmadıklarını bildiren yetkililer, Antalya'daki voltaj düşüklüğünün elektrik işletmelerinde çalışan elemanların hatasından kaynaklanmadığını. enerji yetersizliğinden kaynaklandığını, bu nedenle işletmenin tazminat ödemekle yükümlü olmadığını kaydetti. Tüketiciyi Koruma Derneği Antalya il Başkanı Ali Ulvi Büyüknohutçu. voltaj düşüklüğü nedeniyle beyaz eşya ve elektronik cihazı bozulan tüketici sayısının bir hayli yüksek olduğunu dile getirerek, bu konu hakkında Antalya TEDAŞ'la görüşmeye fırsat bulamadıklannı belirtti. Antalya'dan yazan okurumuz Nilüfer Uğur'un şikâyeti, enerji sıkıntısı nedeniyle yaşanılan problemleri bir kez daha tözler önüne seriyor. Nilüfer Uğur'un ubat 1993'te almış olduğu Arçelik marka buzdolabı, ilk anzasını Temmuz 1993'te yapmış. Ve arızalar birbirini takip etmiş. Şikâyetini üretici firmaya ileten okurumuza Arçelik'ten verilen cevap, "Evinizin yakınında yeni açılmış olan 4 yıldızlı otelin enerji sarfiyatının yüksek olması, voltajlann düşmesine neden oluyor" şeklinde olmuş. 1994 yılında kendi evine taşınan okurumuz Nilüfer Uğur, "Artık arızalar bitti" diye sevinirken, yine aynı sorunla karşı karşıya kalmtşlar. En son Haziran 1996'da buzdolabının motoru tekrar arızalanan okurumuz, İl Tüketici Hakem Heyeti'ni arayarak sorunun çözümünde kendisine yardımcı olunmasını istemiş. 3 kez motoru değiştirilen, başta kompresör olmak üzere sürekli arızalar yapan buzdolabı ile ilgili şikâyeti inceleyen hakem heyeti, söz konusu beyaz eşyanın Tüketici Yasası'nın yürürlüğe girmesinden önce satın alındığını dikkate alarak, aynı arızanın bir yıl içinde tekrarlaması halinde motorun ücretsiz olarak değiştirilmesine karar vermiş.Konuyla ilgili olarak görüştüğümüz Arçelik yetkilileri ise sorunun üretim hatasından kaynaklanmadığını tekrarlayarak, benzeri şikâyetlere sıkhkla rastladıklarını vurguladılar. Arçelik yetkilileri. okurumuza yardımcı olmak amacıyla son tamir ışleminin ücretsiz yapıldığına değindiler. • S.S. GÜZELKENT HUKLKÇULAR VE ÎDARECİLER KO^XT YAPI KOOPERATlFt YÖNETtM KURULU'NDAJN OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL TOPL4INTISINA ÇAĞRI Değerlı onağımız; Yönetim Kurulumuzca, kooperatıfimızın malı durumu. parasal ka>nakları. bugünku sevıye- den itibaren sıtemİ2de vapılacak iş ve ımalatların mali portresi hakkında ortaklanmızı bilgi- lendirmek ve bu konularda ortaklanmızın telkin ve tav sıyelerini almak. tamir \ e iyileştırme- nin getireceği maliyetin kaynağım göriişüp karara bağlamak, ortaklararası eşitsizlikler yara- tan bazı uygulamaları düzeltmek amacıylave aşağıda yazılı gündem ile 03.11.1996 pazar gü- nü saat 10.00'da İstanbul Teknik Üniversitesi Maçka Kampusu G Amfısi'nde Olağanüstü Ge- nel Kurul yapılmasına karar verilmiştir. O gün yeterli çoğunluk sağlanamadığı takdirde Ola- ğanüstü Genel Kurul avnı adreste ve aynı saatte 17.11.S996 Pazar günü yapılacaktır. Sorunlanmızı birlikte göriişüp çözüm yolları üretmemiz ve iyi günlere kavuşabilmemiz ba- kımından Olağanüstü Genel Kurula katılmanız çok önem taşımaktadır. Durumu anasözleşmenin 28. maddesi uyannca duyurur, saygılar sunanz. GÜNDEM 1- Açılış ve saygı duruşu, 2- Divan heyetinin seçimi. 3- Divan heyetine toplantı tutanaklannı imzalama yetkisinin genel kurul adma verilmesi. 4- Yönetim Kurulu Başkanının açıklamalan, 5- Edimlerin süresinde ödenmemesi halinde uygulanacak gecikme zammı oranının aylık %5'ten %12'ye çıkarılması teklifınin görüşülüp karara bağlanması. 6- Perde beton bedellennın aylık ödemelenn dışında ödenmesi ve ödenme şeklinın görüşü- lüp karara bağlanması. bu bedellerin ortaklardan bono alınarak tahsil edilmesi. 7- Villalann plastik doğramalarındaki farklılıklar nedeniyle meydana gelen bedel farklannın eşitliği sağlavacak şekilde düzeltilerek, ortaklara vansıtılması konusunda görüşmeler yapıla- rak gerekli kararların alınrnası. 8- Ocak 1997 tarihinden itibaren Olağan Genel Kurul toplantısına kadar 1996 yılı aylık öde- me miktan 25.000.000.- TL'nin edim sayılarak aynen ödenmesinin devam etmesi hususu ile bonoya bağlanmasının görüşülüp karara bağlanması. 9- Anasözleşmenin 4. maddesinin aşagıdaki şekilde değiştirilmesi hususunun görüşülüp ka- rara bağlanması 4'üncü maddenin mevcut hali: "Madde 4) Kooperatifin merkezi İstanbul Kadıköy" 4'üncü rnaddenin önerilen değişik hali: "Madde 4) Kooperatifin merkezi tstanbul il sırurlan içindedir." 10- Kooperatifin eünde mevcut olan villalar ile boş villa yerlerine. yeni farklı statülü ortak- lar alınması hakkında günümüze uygun yeni koşullann belirlenmesi içın gerekli görüşmeler yapılarak kararlar alınması, 11- Kooperatifin kredi temini konusunda Yönetim Kurulu'nca yapılan çahşmalann neticele- rinin görüşülüp bu konuda yeni kararlar alınması. 12- thraç edilen ortaklann itirazlannın görüşülüp karara bağlanması. 13- Görüşler ve dilekler. YÖNETlM KURULU ADINA BAŞKAN II. BAŞKAN M. Ökmen ÇÖLOĞLU Şeref TÜRKSOV
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear