23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CumhuriyeC Imtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç • Genel Yayın Koordınatörü. Hikmet Çetinkaya 9 Yazıijleri Müdurlerı. fbrahim Yıldız, Dinç Tavanç (Sorumlu) # Habcr Merkezı Müduru Hakan Kara # Görsel Yönetmen- Fikret Eser Dış Habcricr: Ergun Balcı # Istıhbarat Ceneiz Yıldırım # Ekonomı Biilent Kızanıık 0 Kultür: Handan Şenköken 0 Ş.Por: Abdülkadir Yücelmao • Makaleler: Sami Karaören • Düzeltme Abdullah Yazıcı • Fotoğraf Erdorğan KöseoğJu •Bilgı-Belge- Edibe Bıığra • \ UJI Haberlen Mehmet Faraç Yayın Kunılu İftum Sdçok(Ba$kanX Oriun Erinç, Oktav Kurtböke, Hikmet Çetinkaya. Şâkran Sontr, Ergnıı Baia, Dfaç TIMUIÇ, İbrsMm Yıldız, Orhan Burcalı. Mustafa Battay, Hakan Kara. Ankara Tems/lcısı. Mııstafe Balbat # Haber Müdıirû: Doğau Akın Aıatürk Bulvan No. 125, Kat 4, Bakanhklar- Ankara Tel 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 • lzmır Temsılcısr Scrdar Ktak, H Zıya Blv 1352 S. 2/3 Tel- 4411220,Faks-4419117»AdanaTemalcısı ÇeünYigenoğhı, Inönü Cd. 119 S. No: 1 Kat. 1, Tel: 3522550, Faks 3522570 Müessese Müduru Eroltrkut» MEDYA C: • Yoneöm MEDYA G : • Koonlınatör Ahme< Koruban O Kunılu Başkanı-Genel Yönetım Kuruiu Muhasebe BütentYeoerOldare Mûdür Gübin Erdaran Ba$kanı - Genel HûseyinGörer^lşletmeÖnder • Koordınatör Reha Müdür Üttîn Çeük* Bılgı-lşlem Naillnal9 Iptman • Genel Müdûr Akmed »Murahhas Bılgısayar Sıstem Mûrüvet ÇUer Yantancıs MaıeAlulağ üye BoraGamif YayımlayM vc Baun: Yenı Gün Haber Ajansı. Basın ve Yay ıncılık A $ Türlıva£ı CdJ 19 4 ICtiloglu 34334 lst PK 246 Istanbul Td- (0/212) 512 05 05 (20 hal) faks (0 212) 513 K5 <)5 27 OCAK 1996 Imsak: 5.45 Güneş:7.13 Öğle: 12.24 Ikindi: 14.56 Akşam 17.20 Yatsı: 18.43 MEDYA C Tel 514 07 53-513 95 80-513 84 60-61, Faks. 5118466 Vadiler turizme açıhnab' • NEVŞEHİR (Cumhuriyet) - Göreme'de bulunan 30 kadar doğal görünümlü vadinin turizme açılması istendi. Göreme Belediye Başkanvekili Harun Çardak, özellikle Uçhisar- Göreme arasmdaki Uzundere ile Göreme- Çavuşlu arasındakı Bağlıdere vadilerinin turizme açılmasıyla bölgede önemli turistik kaynak yaratılacağını söyledi. Çardak, Turizm Bakanlığı'nın konuya ilgi göstermesini istedi. • KONYA (Cumhuriyet) - Konya SSK Hastanesi'nin yüzde 90'lık bölümünün yurttaşlann bağışlanyla yenilendiği bildirildi. Hastane Başhekimi Dr. Hüsnü Bozkurt. kentte geniş bır kitleye hizmet veren hastanenin büyük bölümünün son 3.5 yılda 15 milyar harcanarak yenilendiğini, giderlerin 6 milyannın yurttaşlann bağışlanndan karşılandığını söyledi. Kredi alacaklar befrrlendi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu'nun 1995-96 ögretim yılında vereceği öğrenim kredisine hak kazananiar belirlendi. Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu'dan yapılan açıklamaya göre, öğrenim kredisı almaya hak kazanan öğrencilerin, belgelerini 26 Şubat 1996 günü mesai bitimine kadar Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu'na teslim etmeleri gerekiyor. Kredi kazanan üniversite öğrencileri ve öğrencilerden istenecek belgeleri gösteren listeler ise29Ocak 1996tarihinde yükseköğretim kurumlannda ilan edilecek. Dinar'da Itiunpsnys • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Afyon Valiliği, Dinar deprcmınin ardından çadırlarda yaşamaya başlayan vatandaşlara prefabrik evler inşa edilmesi amacıyla ülke çapında bir kampanya başlattı. "Dinar'daÇadırlı Yaşama Son Verme Kampanyası" için yardımda bulunacak vatandaşlar, T.C. Ziraat Bankası Afyon Şube Müdürlüğü 32235 No'lu ve Vakıflar Bankası Afyon Şube Müdürlüğü 2010280 No'lu hesap numaralanna bağişta bulunabilecek. Türtuye'nm (nsburg'u • ERZVRUM (Cumhuriyet Bürosu) - Kars'ın Sankamış İlçesi Sançam bölgesinin 1991'de Turizm Bakanlığı'nca "turizm merkezi" ilan edilmesiyle biriikte ülkenin önde gelen kayak merkezlerinden biri halıne geldiği bildirildi. Sankamış Kaymakamı Ömer Karaman, kış sporlan için en uygun olan "kristal kann" kayak pıstinde 7 ay gibi uzun süreyle yerde kaldığinı söyledi. Karaman, 3 bin 800 metrelik pistin 2 bin metrelik birinci etabının faaliyete geçirildiğini bildirdi. Mutsuz beraberlikler, kişileri psikolojik ve fiziksel ciddi rahatsızlıklarla karşı karşıya bırakıyor Aşk yetmez... Uyumhı olıııak gerekÇeviri Servisi - Sevmek ve sevilmek, aşk, tutkular... Kaç yaşında olursak olalım vaz- geçemeyiz bu duygulardan. Çekildiğimizi hissederiz karşı cinsedoğru. Beraber olmak isteriz. Acılar, özlemler, korkularyaşanz. Sev- gimiz uğruna mücadcle eder, tüm enerjimi- zi birliktelığimizeyönlendiririz. Veeğerba- şanr beraber olabilirsek tüm sıkıntılann, tüm dertlerin bittiğine inanınz. Oysa o nok- ta başlangıç noktasıdır. tki insanın bir ara- da yaşaması ya da yaşayabilmesindedirasıl sıkıntı. Ne aşk ne de tutkular bizim uyum- lu bir birliktelik yaşamamız iv'in yeter şart- tır. Sevgi yetmez bazen yaşamın duvarlan- nı kırmaya. Psikoloji bilim dalı, insanın bu en temel içgüdüsünü, askı, çok farklı yönleriyle ele almaya başladı. Birlikteliklerde yarattığı et- kiyi araştırdı. Ve bu araştınnalann sonu- cunda aşkjn da, eğer içinde yaşandığı bera- berlik uyumludeğilse, insanlan ciddi rahat- sızlıklarla karşı karşıya bıraktığı belirlendi. • Eşlerden birinin diğeri üzerinde çok yoğun manevi baskı uygulaması karşı tarafta aşağılık duygulan, içine kapanma, hatta dış dünya ile tüm ilişkileri kesme sonucunu getiriyor. Bu rahatsızlıklann başında psikolojik bo- zukluklar geliyor. Hayal kınklıklan insan- larda depresyonlara yol açıp intihann eşiği- ne getirebiliyor. Eşlerden birinin diğeri üze- rinde çok yoğun manevi baskı uyguiaması karşı tarafta aşağılık duygulan, içine kapan- ma hatta dış dünya ile tüm ilişkileri kesme sonucunu getiriyor. Şiddet, yaşama karşı genel bir korku ve kişilik kaybına neden olurken, güvensizlik duygusu, insanlara kar- şı nefret ve paranoyalara yol açıyor. Çoğu insan bu durumda sigara, alkol kullanımı- na baslıyor. Az da olsa, özellikle çok genç çiftler arasında uyuşturucu bağımlısı hali- ne gelenler var. Bir tarafin diğeri üzerinde kurduğu aşın baskının sonuçlanndan biri de astım. Yanlış seçimlerin yarattıklan rahatsızlık- lar sadece psikolojik düzeyde kalmıyor. Psi- kolojisi bozulan insan fiziksel birtakım has- tahklar da yaşıyor. Özellikle cinsel prob- lemleri olan çiftlerde gastrit ve ülsergibi mi- de rahatsızlıldan çok sık görülüyor. Eşinin sadakatinden şüphe eden tarafta ilk etkj ken- dini uyku bozukluğu olarak gösteriyor. Uy- kuya dalmada zorlanma ve gece ani sıçra- malarla uyanma bu tedirginliğin yarattığı sonuçlar. Yine aynı korkuyu yaşayan insan- larda sürekli biryorgunluk hissi ve bütün gun yatma isteği beliriyor. Aynı sendromlar bir tarafın diğerini heralandaçok zorladığı du- rumlarda da gözlemlenjyor. Bu hareketsiz- Iiğin sonucunda ise sırt ve bel ağnlan baş- gösteriyor. Boyunda ve omuzlarda kireçlen- meler görülüyor. Birçok romatızma hasta- sının kötü bir evlilik dışında başka sorunu olmadığı ortaya konmuş durumda. Yanlış eş seçiminin bir olumsuz sonucu da migren. İlgi görmeyen, ciddiye alınma- dığını düşünen ve eşinin yaşamının hiçbir alanında var olmadığını düşünen taraf hafif baş ağnlan sonrasında migren olabiliyor. Tedirginliği konsantrasyon bozukluklan ya- ratıyor, ellerde sürekli bir titreme meydana geliyor. Giderek yoğunlaşan bu rahatsızhk- lar sonucunda da tansiyon ve kalp rahatsız- lıklan oluşuyor. Bu streslerin böbreklerde tı- kanmalara yol açarak böbrek rahatsızlıkla- n oluşrurduğu da biliniyor. Uzrnanlann bu konuda önen\en ise şöy- le: "Âşık ohnak önüne geçikmez bir duygu olabilir, ancak beraber yaşamava va da ev- ienmeye karar vermeden önce çiftk-rin ka- rakter olarak uvum gösterip gösteremeyecek- lerinin saptanması çok önemlidir. Bazen aş- kın cok yoğun olmadığı ama uyumuo, anla- yışın ve ortak yaşam Ugiierinin var oiduğu iüşkiler daha uzun süreüdir." Kalp hastalıklanndan uzak durmak elinizde GÜNDÜZtMŞtR Sanayileşmiş ülkelenn en ciddi halk sağlığı problemi olan "Koroner Kalp Hasta- hklarTndan korunmanın en güvenilırçözüm yolu sağlık- If yaşam şekline uyum sağla- maktan geçiyor. Dünyada yapılan tüm araş- tırmalann ortaya çıkardığı or- tak sonucagöre sıgaradan vaz- geçmek, yüksek tansıyonun kontrol altında tutulması. k o lesterol düzeylennm düşürül- mesi, ıdeal miktarda kalori alınması, uygun düzeylerde egzersız ve şeker hastalığının kontrolü, koroner kalp hasta- lıklanndan korunmada bınn- cil koruma yöntemlen olarak sıralanıyor. İstanbul Tıp Fakültesı Kalp ve Damar Hastalıklan Araş- tırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ferruh Kor- kut, risk faktörlennin azaltıl- masıyla halk saglıgı sorunla- nnın başında gelen koroner kalp hastalıklannın önlene- bıleceğini, geciktirilebıleceği- ni ya da hafifletılebileceğini belırtiyor. Bınncil koruma- nın koroner kalp hastalıgını meydana getıren risk faktör- lennin değiştirilmesı ve azal- tılmasını ıçerdıginı belirten Prof. Dr. Korkut, ikıncil ko- runmanın ise oluşmuş koro- ner kalp hastalığının seyrini geciktırmek için yapılan gın- şımler olduğunu vurguluyor. Uzmanlar, koroner kalp hastalıklanna yol açan risk unsurlannı şöyle sıralıyor: "Serum kolesterol düzeyi ile koroner kalp hastalıklan arasında sıkı bağlar bulunu- yor. Yüksek plazma koleste- rol düzeyının yıne koroner kalp hastalığı ile çok yakın ilışkisi bılındiğınden büyük risk faktörüdür. Buna göre plazma kolesterol düzeyinin !80mg/dl'nın altında tutul- malı. Doymuş yağ ve bol koles- terolle beslenme alışkanlığı olan toplumlarda koronerkalp hastalıklanna daha sık rast- lanıyor. Budeğen yüksek olaniann alkol ve şekerlı besinleri azalt- ması gerekiyor. Hipertansiyon da koroner kalp hastalığına neden olma- da önemli bir risk faktörüdür. Bu nedenle mutlaka doktor kontrolü altındatakıp edılme- lıdır Şişmanlığm da önemli bır risk faktörü oiduğu biliniyor. Aynca şişmanlık yüksek tan- siyonun yanı sıra glikoz me- labolızmasının bozulmasına ve kan yağlannın yükselme- sine neden olmaktadır. Şiş- manlık özellikle kadın ve er- keklerde ileri yaşlarda daha tehlikeli bir hale dönüşmek- tedir. Şeker hastalığı da bir dığer risk faktörüdür. Dıyabetik kimselerde şekerin diyet. ilaç veya her ikisi ile biriikte kont- rolünün yanı sıra ideal vücut ağırlığına inilmesi ya da yük- sek tansiyon ve kan yağlan- nın kontrol altında tutufması gerekmektedir. Sıgaradan mutlaka uzaklaşmalı vegün- iük aktıvıtelenn arttınlması önem kazanmaktadır." 1994- 1995Dûnya Şarnpiyonu Rus çift Oksana Gritschuck ve Evgeny Platov. Sofya'da düzenlenen Avrupa Buz Pateni Şampiyonasf nda çiftler programında müthiş bir gösteri yaptı. Çiftlerde ilk sırada yer alan Rus çiftin altın madalyayı yakalayacağına kesin gözüyle bakjlıyor. (Fotoğraf: REUTER) 5 milyar kiloıııetrelik yolculuk tamanılandı Çeviri Servisi - 6 yıl süren 3.2 milyar millik (yaklaşık 5 milyar km) Jüpiter yolculuğunu başanyla tamamlayan Ga- IDe, uzay biiimlerinde yeni bir çağın baş- ladığını müjdeliyordu. NASA tarafından açıklanan Jüpiter gezegenine ilişkin bilgiler. bilim adam- lannın güneş sisteminin oluşumunu açık- layan kuramlanna büyük katkılarda bu- lundu. Artık uzay bilimcileri, dünyaya ba- ğımlı gezegen ve yıldız araştırmacılan olmaktan kurtuluyor. Uzay uçuşlan tek- nolojisi ile bilim adamlan evrene ulaşıp sırlannı çözebilecek. Jüpiter, Satürn ve Uranüs gibi "gaz devi'' gezegenler, bilim adamlan için bü- yük önem taşıyordu. Bu gezegenler gü- neş sisteminden çok uzak olduklan için atmosferlerindeki gazlar ka>Tiamıyor ve böylelikle bileşimleri güneş sistemini oluşturan ilkel maddeleri bünyesinde ba- nndınyor. Güçlü yerçekimleri bugazla- n sıkıca tutuyor, Dünya ve Merih gibi içi kaya gezegenlerden çok farklılar. Şaşırtıcı bulgular Ama Galile'nın araştırma uydusunun gönderdiği bilgiler bilim adamlannı çok şaşırtmıştı. Bulgular, Jüpiter'in bilim adamlannın düşündüğünden çok daha gelişmiş olduğunu ve güneş sisteminin oluşumunun anlaşılması için çok iyi bir kılavuz oluşturamayacağını gösteriyor- du. Hidrojen ve helyum evrende büyük miktarlarda bulunan elementler, ama bi- lim adamlan güneş sistemini oluştur- muş olan toz ve gaz bulutlanmn karbon, sülfûr ve diğer ağır elementleri de içer- digini düşünüyoriardı. Ne var ki Galile'nin bulgulan Jüpiter'in bilim adamlannın varsaydığindan çok daha kuru olduğu- nu ve umuian helyum miktannın ancak yansını içerdiğini ortaya koydu. Ama neon, sül für ve karbon miktarlan belcle- nenin üzerine çıktı. Bulgular Jüpiter'de, subuhan olma- masmdan dolayı, Dünya'da oiduğu ka- dar sık yıldınmlı firtınalar olmadığını gösterdi. Ama araştırma uydusu atmos- fere girerken saattc 300 milden daha şid- detli rüzgârlarla karşı laştı. NASA'da büyük yankılar uyandıran Galile'nin bulgulan Avrupa'da o kadar da büyük ilgi uyandırmadı. Avrupalı uzay bilimcileri Galile, bulgulannın yeni bir çağ açmadığını, NASA'nm, bütçesinin kı- sıtlamnaması için olaylan abarttığmı ile- ri sürüyor. 1978 yılında, Vbyager uzay aracınm Mars gezegine yapmış oiduğu yolculu- ğun bir benzerinin Jüpiter gezegenine de yapılması planlandı. Galile'nin Aralık 1981 'de firiatılması düşünülüyordu, ama bütçe kısıntılan buna izin vermedi. Yolculuk başhyor 18 Ekim 1989 yılında Galile uzay yol- culuğuna başladı. Şubat 1989 - Aralık 1990 arasında yerçekimi kaynaklı hız kazanmak için Dünya ve Venüs çevre- sinde daireler çizdı. 1991 yılında Gali- le'nin ana anteni bozuldu. Bilim adam- lan bundan sonra umutlannı aracın ikın- cil antenınebağladı Aralık 1992'deGa- lile, Dünya çevresindeki yörüngesinden aynlıp Jüpiter'e doğru yola çıktı. Temmuz 1995'te koni biçimli ısı kal- kanlı atmosferik araştırma uydusu Ga- lile'denaynldı. Kasım 1995'teanagemi- nin teybi bozuldu ve uydudan gelecek ve- rilerin kaydedilememe olasılığı bilim adamlannı çok korkuttu. 7 Aralık 1995 günü uydu saatte 106 bin milhızla Jüpi- ter atmosferine girdi ve 4 dakjka sonra hızı 250 mile düştü. Uydu. ana uzay ara- cının ikincil antenine radyo dalgalan ara- cılığıyla 57 dakika boyunca atmosfer- den topladığı verileri iletti ve sonra yan- dı. Bu arada Galile, Jüpiteryöriingesine girmişti, aracın teybi de çalıştı ve sinyal- ler Dünya'ya iletildi. 22 Ocak 1996 gü- nü NASA veri çözümlemelerini dünya kamuoyuna açıkladı. Sulak alanlardaki kuşlar sayılıyor İstanbul Haber Servisi - Doğal Hayatı Koruma Demeği'nce(DHKD) yürütülen bir çalışma ile Türkiye'nin sulak alanlannda kışı geçiren kuşlan belirlemek amacıyla sayım yapılıyor. 16 ocakta başlayan ve 25 kuş uzmanınca gerçekleştirilen sayım çerçevesinde Türkiye'nin 60 sulak alanındaki nesli tükenmekte olan kuşlann sayılan da belirlenecek. DHKDyetkilıleri,31 ocağa kadar sürecek calışmanın, merkezi Ingiltere'de bulunan Uluslararası Su Kuşlan ve Sulak Alanlar Araştırma Bürosu'nun (1WRB) koordınasyonunda gerçekleştiğini belirterek kuş göçünün yoğun olarak yaşandığı ocak ayında yapılmasının önemli olduğuna dikkat çektiler. 1967'den bu yana, gerek sulak alanlar, gerekse su kuşlan açısından büyük bir zenginliğe sahip Türkiye'deki sayımlann yabancı uzmanlar tarafından yapıldığmı söyleyen DHKD yetkilileri. "Derneğrmiz, son birkaçyıldır sayımlan üstienmis, bu arada nitelikü kuş gö/lemcisi sayısını arttırma>ı da başarmıştır" dedi. Sulak alanlann 1950'li yıllardan bu yana DSİ tarafından yürütülen kurutma ve sulama projeleriyle tahrip edıldiğini kaydeden DHKD yetkilileri, şu görüşlere yer verdiler "Bu durum, çok büyük bir ekoiojik zenginliğe sahip sulak alanlann bozulmasına yol açarken çevTesinde de iklim değişikligine ve kuraklıga yol açnustır. Aynca bu bölgelerdeki aşın avlanma da canb türlerinin yok olmasına neden olmustur." Avrupa, Kuzey ve Güney Amerika, Afrika ve Asya'nın sulak alanlannda da yapılan benzeri çalışmalar, IWRB'nin Ingiltere'deki merkezi nde değerlendirilecek. onunda masallann elması da politikaya kanştı. Havva'nın Adembabamızayediripdehe- pimizi dünyaya attırdığı "etaıa"yı na- sıl unuturuz? Pamuk Prenses'e de tt zehirli 6^113^1 yaşlı cadı vermemiş miydi? O yüzden de "eüna", oldum bittim netameli bir meyve sayılmış- tır. Ama Tansu Çüler, "Elmanın ya- nsı senio,yansı benim oisun" derken IVfesut Bey'e özel bir ikramda bulu- nuyor gibi yapmış. fakat Mesut Bey de parmağını başına dayayarak "ak- lımda" işareri çakmıştır. Böylece, or- tadan ikiye bölünen elma dâ yenme- yerek meyve salatası olmak üzere ta- bağa atılmıştır. MESELA DEDİK ERDAL ATABEK Politik meyve salatası... 'Hurma'yı kim koydu?.. M eyve salatası yapılan tabağa güzel bir "hurma"run kon- duğu da dikkatlerden kaç- mamıştır. Kimin koyduğu bilinme- mekle beraber, köşede oturmuş bek- leyen Necmettin Hoca'nm kıs kıs gül- mesinden onun koyduğu kanaatine vanlmıştır. Hoca, masanın çevresin- de dolananlann eninde sonunda "hur- ma"yı yiyeceklerinden emin görün- mektedir. - "Siz hele hurmayı yeyin, kurma- yıdabanabırakurdiyen Hoca, "Bun- tor anlaşamazlar,göreceksüıiz, sonun- da benim dedigime gelecekler" deyu mütalaa beyan etmektedir. Armut neden mönüye girmedl?.. E lma nasıl bir günahkâr meyve sayılıyorsa armut da o denli politik nezakete aykın bulun- maktadır. Dilimize nasılsa gırrruş olan ".Armudun iyisini a>üar yer" atasözü nedeniyle o canım armut böyle bir sırada hak ettiği yeri alamamaktadır. Oysa bu atasözündeki "ayı", hak et- mediği halde güzel şeylere nail olan münasebetsizi temsil etmektedir ki, politik hayatımızda asla böyle bir şey olmamaktadır. Ama ne hikmetse bu meyve salatasına "armırt" konma- mıştır. O nedenle de politik kulis uz- manlanna densiz bir yakıştırma fir- satı kalmamıştır. Şu sıralar kimse kimseye "armudun iyisi''ni vermi- yor, tamam mı? Dedikoduya mahal yok. Mesut Bey. Biilent Bey'e neden Uzttm verdi?.. M esut Bey'in iyice yıkanmış güzel bir salkım üzümü Bü- lent Bey'e vermesinin yo- rumlan hâlâ sürüyor. Bülent Bey de her zamanki nezaketiyle hafifçe doğ- rularak "zahmet ettiniz" derken iki üzüm tanesini ağzına attığı görülmüş- tü. Böylece, Mesut Bey, "tşte sana üzüm, sendedir gözüm" demış ol- makta. Bülent Bey de "Aldım üzümü, ayırmam gözümü" diyerek manili bir karşılık vermekteydi. Politikyorum- cular *etaıa"nın pek başanlı olmama- sına karşın *üzüm"ün pekiştirici et- kisinin görüldüğünü belirtmekte, an- cak sonucun pek belli olmadığını, "fizöm" sıkıldığı zaman ortaya "şı- ra*nın mı yoksa "sirke"nin mi çıka- cagının şimdiden belli olmayacağını söylemekteler. O yüzden de "üzüm" politikasının nasıl bir sonuç verece- ği merakla beldenmektedir. Mu$mula rağbete bindi... ~W~ fenüz tabağa konmamakla be- / / raber, masada gösterişli bir JL J. yendeduran"musmula", şim- diden dikkatleri üzerinde toplamayı başardı. Buna neden olarak son Ame- rikan dergilerinde u muşmula"nın pek şifalı bir meyve oiduğu, anrioksıdan- lar üzerindeki etkisiyle kanseri ön- lerken içindeki birmaddenin yaşlı er- keklerdeki iktidar sorununa derman olduğunu yazmalan gösterilmekte- dir. İşte bu "iktidarsıznğa karşı şifalı mesmula" tezi, iktidar arayışı için- deki politik çevrelerin ilgisini birden- bire bu meyveye yöneltmelerine yol açmış görünüyor. O bakımdan, "muş- mula"nın salata tabağına konup çar- çuredilmeyerekayn bir yerde itina ile saklanmasının daha yerinde olacaği düşünülüyor. Ayva gene vatandaşın... ugelişmelere her zamanki gi- bi umutla bakan vatandaş top- luluğunun "Yahu, bunlar ge- ne her şeyi paylaşıyoıiar, bize bir şey kalmadı mı?" diye sızlanmalan üze- rine bir basın toplantısı yapan basın sözcüleri: - "Öyle şey olur mu sevgtti vatan- daşlar? Size meyvelerin en iyisi olan 'ekmek ayvası 'ndan verilecek. Hem kamuuzıdoyuracak, hem agzmta tat- landıracak 'ekmek ayvası' aynı za- manda komposto ve tath yapmava da müsanHr. 'Ekmek ayvası'nı seçme- nin nedeni, sizi ekmek kuyruklânn- dan kurtarmakür. 'Ayva çorbası'yla yemegimizc başlar,kompostosuyia bi- tirsiniz? Her şey sizin içindir,burada- küer kendüeriiçin birşey isterierse btt- mem ki ne olsunlar?" Sözcülerin bu sözleri vatandaşlar arasında büyük bir memnunıyet ya- ratmış olup memleketin geleceğine duyduklan güven bir kat daha art- mıştır. Siz buna inanmıyor musunuz?..
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear