Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
AYFA CUMHURİYET 28 HAZİRAN 1995 ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Devletçilik
Atatürkçü devletçilik, büyümenin 'bedeli' üzerinde durur.
Adaletli dağılımı, sosyal adaleti, fırsat eşıtliğini benimser.
Böylesine bir anlayış, bu doğrultudaki uygulamalar ülkede banş,
huzur ve gönenç yaratır.
Prof. Dr. SUNA KİLİ Boğaziçi Üniversitesi
A
tatürkilkeleri birbütün-
dür. Bu ilkeler bırbirini
tamamlamakta. her biri
öbürlerıyle anlam ka-
zanmakta. güçlenmekte.
bürünleşmektedır. Dev-
letçılıği ya da bir başka ilkeyi geçicı gör-
mek. yoîc saymak tümüyle Atatürk ılke-
lennı yadsımaktır. Öte yandan devletçi-
lık ilkesının Atatürk dönemindekı uygu-
lanışı yalnızca büyümeyı değıl. adil da-
ğılım konusunu da ıçerdığinden çağdaş
dün>ada da geçerlıliği olan bir ilkedir.
Devletçilik ekonomık büyümeye. eme-
ğe, dağılıma. insan öğesinebirbakış. bir
anlayış bıçimidir. De\ letçilik ulusal eko-
nomivı kurmak ve bu ekonomi>ı halk
yaranna. ulus yaranna. ulusal de\ let v a-
ranna yönlendirme gınşımidir. Cem Ero-
ğul'un belirttığı gıbr "Nesnel olarak
uluslararası serma\enin saldınsına kar-
şı kmabilecek giiç ulusal de\lettir. Geç-
mişte Bağlantısızlar hareketinden çok
korkulmuştu. Şimdi bö>le bir durumu
önlemek için uluslararası sermave ulusal
devleti kuşatmak için her yöntemi kulla-
nıyon... Kemalizmin anti-i'nıpervalist.
ulus-devtetçi \e ussalltğı öne çıkancı özel-
likkrinin hâlâ toplumsal geçeriiliği vardır.
Canbdtr. Ama artık >eni toplumsal güç-
ler tarafından omuzlanması lazımdır. Bu
güçteri; işçi sınıfı. emekçüer, butıda çıka-
n olan diğer katınanlar olarak görüyo-
rum." (1 > Aslında Atatürkçülük, Kema-
lizmin hedefi halkı gönence ka\uştur-
mak ve de\ leti de bu doğrultuda gerekli
koşullan yaratmayla görevlendirmektir.
Bu bir sosyal devlet anlayışıdır. Dev letçi-
lik ıse bu sosyal devletin ekonomi poli-
tikas\dır.
Uzun bir kapitülasyon döneminden.
bu dönemın ülkeyi her şeyi ile sömüren,
tüm varlığıni. yeraltı. yerüstü kaynakla-
rını dışa akıtan uygulamasından sonra
yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti için
ulusal bir ekonomiye yönelmek kaçınıl-
maz, onurlu yaşamanın ön koşulu sayıl-
mıştır. Devletçilik. ulusal bir ekonomıyi
kurmanın ve bu ekonomiyi güçlendir-
menin ılkesidir. Devletçilik, Atatürkçü-
lüğün devlet. ülke olanaklannın kullanı-
mında, işletilrriesinde. kalkınmada. çağ-
daşlaşmada devletin ekonomik ışlevıne
yön veren ilkedir. Ulusun. devletin ola-
naklannı. ülkenin varlıklarını ulus yara-
nna. halk yaranna kullanmak, kalkınma-
yı gerçekleştirmek. ulıısu tüm bireyle-
rıylemutlukılnıak. ülkeyi bayındırlaştir-
mak. gönendirmek devîetin birincil gö-
revidir. Ülke içınde olduğu gibi ülke dı-
şında da başka dev letlere karşı ulusu ba-
ğımsız. güçlü, çağdaş kılmak: ezilmek-
ten. sömürülmekten, bağımlılıktan kur-
tarrnak devletin birinci yükümlülüğüdür.
Özel girişime 1923-1930-yıllannda
atılım yapması için olanaklar tanınmış-
tır. Ancak özel girişım kalkınmada güç-
lü \e yeterli bir etken olabilecek durum-
da değildı. Özel anamal kıtlıgı. teknık
bilgı noksanlığı ve deneyimli Türk ışa-
damlannın bulunmaması gibi nedenler-
le özel gırişım. o yıllarda bir güç oluştu-
ramamıştır.
Devletin ekonomide etkinligi cumhu-
riyetın başından beri var olan bir gerçek-
ti, fakat dev letçilik resmi bir siyasa ola-
rak I93rdebenim»enmiştir. Devletçilik.
salt anamalcı \e salt Marksist model dı-
şında bir ekonomik kalkınma yöntemi
aramanın ve bunun gereğıne ınanmanın
ürünüdür. 1929 yılından başla>arak bir
yandan anamalcı dünyanın en derin bu-
nalımlarından bırini yaşamast. öte yan-
dan Sovyet modelinin ulusallığı yadsı-
ması, aşın yeğınlik yöntemine başvur-
ması. Türkiye'yi. bu dönemde devletçi-
lik ilkesi yoluyla kendı ulusal ekonomik
kalkınma modelini oluşturma çabasına
itmiştır. Çağdaş Türk sanayiinin kurul-
ması bu dönemde başlamıştır. Atatürkçü-
lük kuram olarak ve uvgulamada •"sosval
devlet" kavramını içeren ulusal ekono-
mik kalkınma modelı oluşturmaya ve bu-
nu dev letçı bir siyasa ile uygulamaya ça-
lışmıştır
Planlı ekonomi
Planlı ekonomi. ülkenin kendi kaynak-
lannı işletmeyegeçırmede. ulusal ekono-
mıyi kurmada başlıca etken olacağı ne-
deniyle benımsenmiştır. Atatürk ve onun
ilerici kadrosu ekonomik kalkınmanın
hızlanması için planlı çalışmavı benım-
semiş; böylece daha gönençli bir Türki-
ye yaratılarak herkesin daha vüksek bir
vaşam düzeyine kavuşması \e ulusal ge-
İirden adaletli ölçiilerde emeğinin karşı-
lığını alması konularıyla ilgilenmiştir.
Ancak Atatürk devrim modelinde top-
lumsal-ekonomık yapının bir vumrukla
değıştirilmesi yöntemi de uygulanma-
mıştır. Köklü ekonomik değişmeleri sağ-
lama konusunda ise daha aşamah bir
yöntem kullanılmıştır. Devletçilik ilkesi
böyle aşamalı bir değişimin ilkesi olmuş-
tur Ilk beş yıllık ızlence de bu doğrultu-
da bir uygulamadır. Çok geniş kapsam-
lı. olaganüstü çabuk \e köklü sosyal.
ekonomik deği^melertotaliter bir yönte-
me özgü olan yıldın ve yeğinliği gerek-
tirir. Atatürk ve kadrosu böyle bir yönte-
mi yeğlememişler. kalkınmanın bedeli
üzerinde de durmuşlardır.
I929"daki dünya ekonomik bunalımı-
nın türkiye'yi etkilemesi sonucu
I932'de devletin ekonomik alana. kal-
kınma çabasına kesin olarak katılma zo-
runluluğu duyulmuş ve hazırlanan beş
yıllık plan 1933 yılındauvgulamayako-
nulmuştur. Türkiye"nin ılk büyük sana-
yı yatırımlan bu ilk beş yıllık plan döne-
minde yapılmış, bunlardan verimlı so-
nuçlar alınmıştır. Atatürk Devrimi'nin
halkçı. toplumcu. devrimci ıçeriği dev-
letçı bırekonominin gelıştirilmesıne uy-
gun düşmüs.tür Devletçtlık ilkesi özel gı-
rişimciliği reddetmez. lyelık hakkına
saygıhdır, fakat iyelik hakkının toplu-
mun. ulusun yararlanna aykın bıçimde
kullanılmasına da izin \ermez.
Atatürk Devrimi'nin ekonomik kal-
kınmayı gerçekleştıremediğı savı olduk-
ça sık rastlanan bir eleştiridir. Kuşkusuz
bu eleştinde gerçeklik payi vardır. Ancak
Atatürk döneminde ekonomik kalkınma
konusunu değerlendinrken bazı önemlı
konuların göz ardı edılmemesi gerekir.
Atatürk devrim modelinde toplumsal-
Doğaya, insana, bilime, yaşamâ saygıyla!..
Dünyanın enerji
kaynakları hızla
tükeniyor!
İyi ısınma ihtiyacımızı karşılamak
için her yıl yüzlerce ton fuel oil,
doğalgaz, kömür, odun
yakıyoruz. Havayı kirletirken
dünyamızın enerji kaynaklarını
da bilinçsizce tüketiyoruz. PVC
esaslı pencere sistemi Pimapen
her yapıda %45'e varan yakıt
tasarrufu sağlayarak dünyanın
ve ülkemizin enerji kaynaklarını
korur. Ayrıca enerji yaratımı dışa
bağımlı ülkemize de her yıl
milyonlarca dolar kazandırır,
yaşam standardını yükseltir.
Pimapen'le yeryüzü
yeşil kalır!
Takılan her Pimapen korunan bir
ağaçtır. Çünkü, PVC esaslı
Pimapen, erezyonu durduran,
bereket yağdıran, havayı
temizleyen ağaçların kesilmesini
önler. Sağladığı ısı tasarrufuyla
da dünyamızın akciğerierinin
yakacak olarc
engeller.
geleceğe
Pimapen, Dünyada PVC pencere sisteminin ulaştığı en ileri
teknoloji ile üretilir. Pimapen, toplam kalitesiyle rükeficisinin tüm
beklentilerine yanıt veren üstün bir markadır. Bütün profil ve
aksesuarlarının uluslararası standartlara uygunluğu belgelenmiştir.
PVC PENCERE SİSTEMİ
PimapenMe paranız
cebinizde kalır!
Pimapen fakılır takılmaz tasarruf
başlar. Çünkü, Pimapen'in yalıtım
değerleri dünya standartlarındadır,
sağladığı ısı tasarrufu ile yakıt
tüketimini yarı yarıya azaltarak
birikimlerinizi geleceğe taşır.
Pimapen boya bakım istemez,
sonsuz ömrüyle de geleceğe
yatırımdır.
Pimapen'le gökyüzü
mavi kalır!
Pimapen daha çok ısınma, daha
az yakıt kullanımı demektir.
Böylece yanma sırasında ortaya
çıkan zehirli gazların, partiküllü
maddelerin ve asit yağmurlannın
oluşmasını azaltır. Pimapen'li
evler havayı kirlermez, gökyüzünün
mavisini geleceğe bırakır.
Pimapen geleceği
korur!
Biliyorsunuz, yaşanacak bir başka
n 33 yıllık
ekonomik yapıyı olaganüstü çabuk ve
şiddet kullanarak değıştirme yöntemi be-
nımsenmemış. kalkınmanın bedeli üze-
rinde durulmuştur. Yenı Türk Cumhuri-
yeti'nin Osmanlı devletınden aldığı mi-
ras. bir yan sömürge ekonomısidır. O dö-
nemde özel sektör güçsüzdür. Öte yan-
dan dünya konjonktürü o vıllarda olum-
suz bir durumdadır. Ve unutmamak ge-
rekir ki Batı ülkeleri de ekonomik kalkın-
malannı uzun bir süreç sonunda sağlaya-
bılmişlerdir. Tüm bu sıraladığ\mız ko-
şullara karşın. Atatürk Türkiyesi. özde
kendi çabasına dayanarak sağlıklı. olum-
lu bir sanayileşme siyasası gütmüştür.
Genel olarak çok geri bir ekonomik
yapıya sahip ve iç anamal birikiminın
çok zayıf olduğu bir ülkede. üstelik dün-
ya ekonomik bunalımı nedeniyle dünya
ekonomısının de en olumsuz geliştiğı bir
ortamda, Atatürk Türkiyesi, hiçbir an-
lamlı dış yardım ve iç borçlanmayabaş-
vurmadan. sağlıklı bir sanayileşme siya-
sası güdebilmiştir. Sanayileşme siyasası-
nın sağlıklı olarak nıtelendirilebilmesi-
nin başlıca nedeni. gerek ağır gerekse tü-
ketim maddeleri sanayileri yatınmlan-
na. üstelik o zamana göre. çağdaş tekno-
loji ile başlanabilmesidir. Öte yandan.
söz konusu sanayileşmede. gerek enerji
kaynaklan gerekse öbür ham maddeler
açısından öz kaynaklara dayanılması. ba-
ğımsız ekonomik gelişmeyi pekiştirici
nitelikte olmuştur. Eğer söz konusu sa-
nayileşme stratejisı daha sonraki yıllar-
da da sürdürülebılse>di durumun bugün-
künden çok farklı olacağı rahatlıkla söy-
lenebilir.
Atatürkçü de\ letçilik ilkesi çağdışı de-
ğildir. Nasıl ki katı bir devletçilik anla> ışı
ile bir yere varamazsak, gözü kara, aşın
bir özel girişim anlayışı ile de
bir verc \arama>ız. sağlıklı
bir toplum olamayız. Aşın
bire>selciliği ilke edinmiş.
sosyal adalet anla> ışından
\oksun. teknolojivi vakala-
mış. gelişmiş ama v urttaşla-
rının bir kesiminin karton
kutular içinde vaşamastna
duvarsız, bu duruma çö/üm
üretemeyen, üretmek iste-
meven, ""güçlü"nün her şe-
ye hakkı oldtığuna inanan
özel girişim anlauşı da çağ-
dışıdır, insancıl degildir.
tşletmelerin zarar etmesı
onlann devlet ya da özel gi-
rişim elinde bulunmasından
doğmaz? Bunun ekonomik.
siyasal, yönetimsel neden-
leri vardır. KtT'lerin zarar
etmesi öncelikle onlann
devletin elinde olmasından
değil. devleti yönetenlerm
KtTieri siyasal amaçlanna
araç haline dönüştürmele-
rinden kaynaklanmıştır. Si-
na Akşin'in belirttigi gibi:
*Devletçilik valnızca devle-
tin sanav Ltannı. enerji. ulaş-
brrna gibi alanlarda işletme-
ler kurması degildir. Ata-
türk döneminde devletin
kurduğu fabrikalarda işçi-
lere lojman. okul. hastane,
sosyal tesis gibi hizmetler su-
nuluyor, emeklilik hakkı ta-
nınıvordu. Demek ki de> let-
çilik, hem dev let yatınmcıh-
ğı hem de sosj al devlet anla-
mını içeri\ordu— Dünyanın
en ileri ülkelerinde birçok iş-
letme devletindir. Gayet ve-
rimli bir biçimde çalışıriar.
Japonya ve Güne> Kore'de
devlet iktisadi hayatta
önemli roller üstienir. Ama
kalkıp da 1000 işçi çalışacak
bir fabrikaya 5000 işçi dol-
durursanız, yöneticilerini
ehliyetlerine göre değil de
partizanlıklanna göre atar-
sanız, başka dev letişletmele-
ri bu fabrikalara borçlannı
ödemezlcrse. ürünlerinin fi-
yatlarını malivetin altında
tutarsanız zarar kaçınılmaz
olur. Hükümetler isterse
devlet işletmeleri verimli ça-
lışır. ama bunu gerçekten is-
temeleri şarttır. De>letçilik
içten ve akıllı olmaktır." (2)
Atatürkçü dev letçilik, bü-
yümenin "bedeir üzerinde
durur. Adaletli dağılımı, sos-
yal adaleti fırsat eşıtliğini be-
nimser. Böylesine bir anla-
yış, bu doğrultudaki u\gu-
İamalar ülkede banş, huzur
ve gönenç yaratır.
Atatürkçü ulusçuluk; top-
lumsal. siyasal. kültürel içe-
riği yanında ekonomik içe-
riği de olan bir ilkedir. Bu
ekonomik içerik devletçilik
ilkesiyletanımlanır. Deviet-
çilik anlayışı kalkınmada,
sanayinin kurulup geliştiril-
mesinde karma ekonomiyi
destekler v e sosyal adaletin
gerçekleşmesinde. sosyal
güvenliğin sağlanmasında
karma ekonominin başanlı
olacağına inanır. Atatürkçü
\ dev letçilik sosval dev let an-
! layışını, halk yaranna işle-
1
yen bir ekonomik sistemi
benimsediğinden yannlarda
da geçerliliğini koruyacak-
tır.
Yeter ki bu ilkeyı koru-
ınak. geliştirmek ve uygu-
lamakla yükümlü kuruluş-
lar, üzerlerine düşenı yap-
sınlar.
< 11 Cem Erogııl' İnsan Hukla-
n Ului-Devletı Zavtflatmuk tçm
Kullanılıvor" Cumhuıiyet, 25
Şubat 1995.S 12
(2) Sina Akşin ' 'Atarürkçülük.
Kühürcüliik, De\ letçilik Cıım-
humet, IV Temmıız 1994 s. 2.
PENCERE
Hüsnü Mübarek
Müslüman Değil mi?..
Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek ölümden
kılpayı kurtuldu. Afrika Biriiği Örgütü'nün toplantısı
için Addis Ababa'ya gitmişti. Arabasının yolu kesil-
dı; ama. saldırganlar başarıya ulaşamadılar; silahlı
çatışmada ölenler oldu. Mübarek, olaydan sonra
Sudan'ı suçladı.
Ne varSudan'da?..
İslamcı teröristler Sudan'da kolayca yuvalanıyor-
lar; Mısır'ayöneliksaldırılarını düzenliyorlar. En baş-
ta "Müslüman Kardeşler" olmak üzere çeşit çeşit şe-
riatçı terör örgütü var; bunlar ümmet-i Muhammet
coğrafyasında fink atıyorlar.
•
Cumhuriyet'in 26 Haziran 1995 günlü sayısında bi-
rinci haberin başlığı "Devlet, Dini Inceliyor" ıdi. Ar-
kadaşımız Kemal Yurteri'nin bildirdiğine göre Cum-
hurbaşkanı Demirel, bilım adamlarına şu soruyu
yöneltmışti: "LaıklikIslamla bağdaşırmı?.. Laiklikdi-
nin gelişimini etkiler mi?.. Laiklik herzaman inanç
ve ibadetin koruyucusu mudur?.."
Sayın Demirel bu yolda "Devlet Denetleme Kuru-
/u"na çalışmalar yapılması için "talimat" vermişti.
İslamcı esaslara dayalı ceza hukuku "ukubât" ile yi-
ne şeriata dayalı "ticaret, borçlar ve medeni huku-
ka" ilişkin "muamelat" konusunda bılim adamların-
dan görüş ve açıklama isteniyordu.
Cumhurbaşkanlığı'nın bu yolda ne düşündüğünü
kavrayabilmış değilim; ama, Türkiye Cumhuriyeti'nin
çoktan aşmış olması gereken alanlarda yeniden tar-
tışmalara girılmesi üzücüdür.
Çünkü Osmanlı imparatoriuğu'nun son dönemle-
rınde bu konulara aydınlık ve sorulara yanıt getiril-
mişti. Cumhuriyeti nice kanlı savaşlardan sonra ku-
ran son Osmanlı kuşağı, din ve dıyanetı hepımizden
iyi bihrdi. Şeriat hukukunun hiçbir zaman çağdaş bir
toplumda uygulanamayacağını Osmanlı ikı yüzyıl
önce görmüştür.
Biz 20'nci yüzyıla 5 kala 3'üncü Selim, 2'nci
Mahmut, Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerinin tar-
tışmalarına dönerek eskilerin dedikleri gibi "abesle
iştigal" ediyoruz.
• .
Yeryüzünde hiçbir devlet tam anlamında şeriat
hukukunu uygulayamaz; 1839 Tanzimat Fermanı in-
san haklanna kapı açtığı için şeriattan kopuş içeri-
ğini taşıyordu; Osmanlı'nın ticaret hukuku da ister
istemez Islam hukukuna ters düşen hükümlerle do-
luydu...
Şeriatın "ukubât"\ çağdaşlaşan insanhkta nasıl
uygulanabilir?.. 1400 yıl öncesinin ceza hukuku bu-
gün geçeriı olabilir mi?.. Zına yapan kadın taşlana-
rak öldürülecek mı?.. Hırsızın elı mi kesilecek?.. Ça-
ğımız dünyasında "küreselleşme" sürecinden söz
açılıyor, "muamelat" nasıl yürütülecek?.. Faız, Ku-
ran hukukunda yasaktır; ama. Türkiye faize gırtlağı-
na dek gömülmüş durumdadır. Devletin bütçesi na-
sıl yapılacak?..
Yanıtları çoktan verilmiş basit sorular bunlar...
Peki "basit" olmayan ne?..
•
Bir kez siyasete din girdi mi başı sonu olmayan bir
serüven başlıyor. Ünlü deterjan reklamındaki "Be-
yazın da beyazı var" tümcesindeki gibi "Şeriatçının
da şeriatçısı var". Bu yoldaki kavga ıslam coğrafya-
sında bitmedi...
Bitmeyecek...
Hüsnü Mübarek'e saldıranları da "Islamda reviz-
yonizm"\e suçlayanlar yok mudur?..
Osmanlı'da şeyhülislamın devlet çatısında yeri
vardı; halifelik düzenınde yaşayan toplumda gerici
ayaklanmalar hiç durmamıştır. Okul kitaplannın yaz-
dığı bu gerçekleri herkesin bilmesi gerekir...
Ne var ki 21 'inci yüzyıla 5 kala Türkiye'de şeriat-
çı kavga öyle bir doruğa tırmandı ki, çoğu "aklı ev-
vel" kişi "ıltmlı Islam "a fıt...
"llımlı Islam" iktidara geçerse şeriat kavgası du-
racak mı sanıyorsunuz?..
Çok safsınız...
TATÎLDE OGZALA
TUB TARIHLER] TUR ADLAR
17 EYLÜL 95 e
KadarDüzenli
HMBHATEA
16TEM.
23TEM
22 • 3O TEM
28 TEM O6 AÖ
0 6 - 1 3 AÛUS.
12 • 2O AOUS.
19-27 AĞUS
26 AÛ - 03 EY
15 23TBM17 AIÎHEARMAK
06 13AÖCST0S V B R Ç B N Î K *££%
Kampb turhramalzemesı 3 0 H A Z
ile katüana S 20 ıskonlc L
±
BERAR SOKAR
16'4 BEYOĞLU OĞ7QİC|"(0.2İ2J293"9Î95
h
£ i a i a
(Q212)252 30 39
Se% gili dostumuz,
Alevi Temsilciler Meclisi Genel Sekreteri
Selahattin ÖzeFin babası. değerli can
ALÎ ÖZEL
24.6.1995 tarihinde Hakk'a yürüdü.
Merhuma rahmet, ailesine başsağlığı
dileriz.
ARtF SAĞ
MİYASE tLKNTR
FtKRET KAFL4H.\N
TARİŞ
MUHTELİF ÖRTÜLÜK MALZEME
SATIN ALINACAKTIR
1- Tariş Pamuk Tarım Satış Kooperatiflerimizin ihtiyacıı olan;
- HOadetBRANDA,
- 20.000 kg. ÖRTÜLUK NAYLON,
- 4.100 kg. PRESELİK INCE NAYLON.
kapalı zarf teklıf almak suretıyle satın alınacaktır.
2- Bu ışe ait ihale 4.7.1995 günü saat 14.00'te olup, şart-
namesı Tarış Genel Müdürlüğü Alsancak-IZMİR adresınden
temin edilebilir.
(Tel: 421 00 56 Faks: 421 00 66)
- Birliğimız 2886 sayılı kanuna tabı degildir. Ihaleyı yapıp yap-
mamakta. kısmen yapmakta veya kısmen dıledığıne vermek-
te serbesttir. Postadaki gecıkmeler kabul edılmez.
DUYURULUR.