23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
AYFA CUMHURİYET 28 HAZİRAN 1995 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER Devletçilik Atatürkçü devletçilik, büyümenin 'bedeli' üzerinde durur. Adaletli dağılımı, sosyal adaleti, fırsat eşıtliğini benimser. Böylesine bir anlayış, bu doğrultudaki uygulamalar ülkede banş, huzur ve gönenç yaratır. Prof. Dr. SUNA KİLİ Boğaziçi Üniversitesi A tatürkilkeleri birbütün- dür. Bu ilkeler bırbirini tamamlamakta. her biri öbürlerıyle anlam ka- zanmakta. güçlenmekte. bürünleşmektedır. Dev- letçılıği ya da bir başka ilkeyi geçicı gör- mek. yoîc saymak tümüyle Atatürk ılke- lennı yadsımaktır. Öte yandan devletçi- lık ilkesının Atatürk dönemindekı uygu- lanışı yalnızca büyümeyı değıl. adil da- ğılım konusunu da ıçerdığinden çağdaş dün>ada da geçerlıliği olan bir ilkedir. Devletçilik ekonomık büyümeye. eme- ğe, dağılıma. insan öğesinebirbakış. bir anlayış bıçimidir. De\ letçilik ulusal eko- nomivı kurmak ve bu ekonomi>ı halk yaranna. ulus yaranna. ulusal de\ let v a- ranna yönlendirme gınşımidir. Cem Ero- ğul'un belirttığı gıbr "Nesnel olarak uluslararası serma\enin saldınsına kar- şı kmabilecek giiç ulusal de\lettir. Geç- mişte Bağlantısızlar hareketinden çok korkulmuştu. Şimdi bö>le bir durumu önlemek için uluslararası sermave ulusal devleti kuşatmak için her yöntemi kulla- nıyon... Kemalizmin anti-i'nıpervalist. ulus-devtetçi \e ussalltğı öne çıkancı özel- likkrinin hâlâ toplumsal geçeriiliği vardır. Canbdtr. Ama artık >eni toplumsal güç- ler tarafından omuzlanması lazımdır. Bu güçteri; işçi sınıfı. emekçüer, butıda çıka- n olan diğer katınanlar olarak görüyo- rum." (1 > Aslında Atatürkçülük, Kema- lizmin hedefi halkı gönence ka\uştur- mak ve de\ leti de bu doğrultuda gerekli koşullan yaratmayla görevlendirmektir. Bu bir sosyal devlet anlayışıdır. Dev letçi- lik ıse bu sosyal devletin ekonomi poli- tikas\dır. Uzun bir kapitülasyon döneminden. bu dönemın ülkeyi her şeyi ile sömüren, tüm varlığıni. yeraltı. yerüstü kaynakla- rını dışa akıtan uygulamasından sonra yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti için ulusal bir ekonomiye yönelmek kaçınıl- maz, onurlu yaşamanın ön koşulu sayıl- mıştır. Devletçilik. ulusal bir ekonomıyi kurmanın ve bu ekonomiyi güçlendir- menin ılkesidir. Devletçilik, Atatürkçü- lüğün devlet. ülke olanaklannın kullanı- mında, işletilrriesinde. kalkınmada. çağ- daşlaşmada devletin ekonomik ışlevıne yön veren ilkedir. Ulusun. devletin ola- naklannı. ülkenin varlıklarını ulus yara- nna. halk yaranna kullanmak, kalkınma- yı gerçekleştirmek. ulıısu tüm bireyle- rıylemutlukılnıak. ülkeyi bayındırlaştir- mak. gönendirmek devîetin birincil gö- revidir. Ülke içınde olduğu gibi ülke dı- şında da başka dev letlere karşı ulusu ba- ğımsız. güçlü, çağdaş kılmak: ezilmek- ten. sömürülmekten, bağımlılıktan kur- tarrnak devletin birinci yükümlülüğüdür. Özel girişime 1923-1930-yıllannda atılım yapması için olanaklar tanınmış- tır. Ancak özel girişım kalkınmada güç- lü \e yeterli bir etken olabilecek durum- da değildı. Özel anamal kıtlıgı. teknık bilgı noksanlığı ve deneyimli Türk ışa- damlannın bulunmaması gibi nedenler- le özel gırişım. o yıllarda bir güç oluştu- ramamıştır. Devletin ekonomide etkinligi cumhu- riyetın başından beri var olan bir gerçek- ti, fakat dev letçilik resmi bir siyasa ola- rak I93rdebenim»enmiştir. Devletçilik. salt anamalcı \e salt Marksist model dı- şında bir ekonomik kalkınma yöntemi aramanın ve bunun gereğıne ınanmanın ürünüdür. 1929 yılından başla>arak bir yandan anamalcı dünyanın en derin bu- nalımlarından bırini yaşamast. öte yan- dan Sovyet modelinin ulusallığı yadsı- ması, aşın yeğınlik yöntemine başvur- ması. Türkiye'yi. bu dönemde devletçi- lik ilkesi yoluyla kendı ulusal ekonomik kalkınma modelini oluşturma çabasına itmiştır. Çağdaş Türk sanayiinin kurul- ması bu dönemde başlamıştır. Atatürkçü- lük kuram olarak ve uvgulamada •"sosval devlet" kavramını içeren ulusal ekono- mik kalkınma modelı oluşturmaya ve bu- nu dev letçı bir siyasa ile uygulamaya ça- lışmıştır Planlı ekonomi Planlı ekonomi. ülkenin kendi kaynak- lannı işletmeyegeçırmede. ulusal ekono- mıyi kurmada başlıca etken olacağı ne- deniyle benımsenmiştır. Atatürk ve onun ilerici kadrosu ekonomik kalkınmanın hızlanması için planlı çalışmavı benım- semiş; böylece daha gönençli bir Türki- ye yaratılarak herkesin daha vüksek bir vaşam düzeyine kavuşması \e ulusal ge- İirden adaletli ölçiilerde emeğinin karşı- lığını alması konularıyla ilgilenmiştir. Ancak Atatürk devrim modelinde top- lumsal-ekonomık yapının bir vumrukla değıştirilmesi yöntemi de uygulanma- mıştır. Köklü ekonomik değişmeleri sağ- lama konusunda ise daha aşamah bir yöntem kullanılmıştır. Devletçilik ilkesi böyle aşamalı bir değişimin ilkesi olmuş- tur Ilk beş yıllık ızlence de bu doğrultu- da bir uygulamadır. Çok geniş kapsam- lı. olaganüstü çabuk \e köklü sosyal. ekonomik deği^melertotaliter bir yönte- me özgü olan yıldın ve yeğinliği gerek- tirir. Atatürk ve kadrosu böyle bir yönte- mi yeğlememişler. kalkınmanın bedeli üzerinde de durmuşlardır. I929"daki dünya ekonomik bunalımı- nın türkiye'yi etkilemesi sonucu I932'de devletin ekonomik alana. kal- kınma çabasına kesin olarak katılma zo- runluluğu duyulmuş ve hazırlanan beş yıllık plan 1933 yılındauvgulamayako- nulmuştur. Türkiye"nin ılk büyük sana- yı yatırımlan bu ilk beş yıllık plan döne- minde yapılmış, bunlardan verimlı so- nuçlar alınmıştır. Atatürk Devrimi'nin halkçı. toplumcu. devrimci ıçeriği dev- letçı bırekonominin gelıştirilmesıne uy- gun düşmüs.tür Devletçtlık ilkesi özel gı- rişimciliği reddetmez. lyelık hakkına saygıhdır, fakat iyelik hakkının toplu- mun. ulusun yararlanna aykın bıçimde kullanılmasına da izin \ermez. Atatürk Devrimi'nin ekonomik kal- kınmayı gerçekleştıremediğı savı olduk- ça sık rastlanan bir eleştiridir. Kuşkusuz bu eleştinde gerçeklik payi vardır. Ancak Atatürk döneminde ekonomik kalkınma konusunu değerlendinrken bazı önemlı konuların göz ardı edılmemesi gerekir. Atatürk devrim modelinde toplumsal- Doğaya, insana, bilime, yaşamâ saygıyla!.. Dünyanın enerji kaynakları hızla tükeniyor! İyi ısınma ihtiyacımızı karşılamak için her yıl yüzlerce ton fuel oil, doğalgaz, kömür, odun yakıyoruz. Havayı kirletirken dünyamızın enerji kaynaklarını da bilinçsizce tüketiyoruz. PVC esaslı pencere sistemi Pimapen her yapıda %45'e varan yakıt tasarrufu sağlayarak dünyanın ve ülkemizin enerji kaynaklarını korur. Ayrıca enerji yaratımı dışa bağımlı ülkemize de her yıl milyonlarca dolar kazandırır, yaşam standardını yükseltir. Pimapen'le yeryüzü yeşil kalır! Takılan her Pimapen korunan bir ağaçtır. Çünkü, PVC esaslı Pimapen, erezyonu durduran, bereket yağdıran, havayı temizleyen ağaçların kesilmesini önler. Sağladığı ısı tasarrufuyla da dünyamızın akciğerierinin yakacak olarc engeller. geleceğe Pimapen, Dünyada PVC pencere sisteminin ulaştığı en ileri teknoloji ile üretilir. Pimapen, toplam kalitesiyle rükeficisinin tüm beklentilerine yanıt veren üstün bir markadır. Bütün profil ve aksesuarlarının uluslararası standartlara uygunluğu belgelenmiştir. PVC PENCERE SİSTEMİ PimapenMe paranız cebinizde kalır! Pimapen fakılır takılmaz tasarruf başlar. Çünkü, Pimapen'in yalıtım değerleri dünya standartlarındadır, sağladığı ısı tasarrufu ile yakıt tüketimini yarı yarıya azaltarak birikimlerinizi geleceğe taşır. Pimapen boya bakım istemez, sonsuz ömrüyle de geleceğe yatırımdır. Pimapen'le gökyüzü mavi kalır! Pimapen daha çok ısınma, daha az yakıt kullanımı demektir. Böylece yanma sırasında ortaya çıkan zehirli gazların, partiküllü maddelerin ve asit yağmurlannın oluşmasını azaltır. Pimapen'li evler havayı kirlermez, gökyüzünün mavisini geleceğe bırakır. Pimapen geleceği korur! Biliyorsunuz, yaşanacak bir başka n 33 yıllık ekonomik yapıyı olaganüstü çabuk ve şiddet kullanarak değıştirme yöntemi be- nımsenmemış. kalkınmanın bedeli üze- rinde durulmuştur. Yenı Türk Cumhuri- yeti'nin Osmanlı devletınden aldığı mi- ras. bir yan sömürge ekonomısidır. O dö- nemde özel sektör güçsüzdür. Öte yan- dan dünya konjonktürü o vıllarda olum- suz bir durumdadır. Ve unutmamak ge- rekir ki Batı ülkeleri de ekonomik kalkın- malannı uzun bir süreç sonunda sağlaya- bılmişlerdir. Tüm bu sıraladığ\mız ko- şullara karşın. Atatürk Türkiyesi. özde kendi çabasına dayanarak sağlıklı. olum- lu bir sanayileşme siyasası gütmüştür. Genel olarak çok geri bir ekonomik yapıya sahip ve iç anamal birikiminın çok zayıf olduğu bir ülkede. üstelik dün- ya ekonomik bunalımı nedeniyle dünya ekonomısının de en olumsuz geliştiğı bir ortamda, Atatürk Türkiyesi, hiçbir an- lamlı dış yardım ve iç borçlanmayabaş- vurmadan. sağlıklı bir sanayileşme siya- sası güdebilmiştir. Sanayileşme siyasası- nın sağlıklı olarak nıtelendirilebilmesi- nin başlıca nedeni. gerek ağır gerekse tü- ketim maddeleri sanayileri yatınmlan- na. üstelik o zamana göre. çağdaş tekno- loji ile başlanabilmesidir. Öte yandan. söz konusu sanayileşmede. gerek enerji kaynaklan gerekse öbür ham maddeler açısından öz kaynaklara dayanılması. ba- ğımsız ekonomik gelişmeyi pekiştirici nitelikte olmuştur. Eğer söz konusu sa- nayileşme stratejisı daha sonraki yıllar- da da sürdürülebılse>di durumun bugün- künden çok farklı olacağı rahatlıkla söy- lenebilir. Atatürkçü de\ letçilik ilkesi çağdışı de- ğildir. Nasıl ki katı bir devletçilik anla> ışı ile bir yere varamazsak, gözü kara, aşın bir özel girişim anlayışı ile de bir verc \arama>ız. sağlıklı bir toplum olamayız. Aşın bire>selciliği ilke edinmiş. sosyal adalet anla> ışından \oksun. teknolojivi vakala- mış. gelişmiş ama v urttaşla- rının bir kesiminin karton kutular içinde vaşamastna duvarsız, bu duruma çö/üm üretemeyen, üretmek iste- meven, ""güçlü"nün her şe- ye hakkı oldtığuna inanan özel girişim anlauşı da çağ- dışıdır, insancıl degildir. tşletmelerin zarar etmesı onlann devlet ya da özel gi- rişim elinde bulunmasından doğmaz? Bunun ekonomik. siyasal, yönetimsel neden- leri vardır. KtT'lerin zarar etmesi öncelikle onlann devletin elinde olmasından değil. devleti yönetenlerm KtTieri siyasal amaçlanna araç haline dönüştürmele- rinden kaynaklanmıştır. Si- na Akşin'in belirttigi gibi: *Devletçilik valnızca devle- tin sanav Ltannı. enerji. ulaş- brrna gibi alanlarda işletme- ler kurması degildir. Ata- türk döneminde devletin kurduğu fabrikalarda işçi- lere lojman. okul. hastane, sosyal tesis gibi hizmetler su- nuluyor, emeklilik hakkı ta- nınıvordu. Demek ki de> let- çilik, hem dev let yatınmcıh- ğı hem de sosj al devlet anla- mını içeri\ordu— Dünyanın en ileri ülkelerinde birçok iş- letme devletindir. Gayet ve- rimli bir biçimde çalışıriar. Japonya ve Güne> Kore'de devlet iktisadi hayatta önemli roller üstienir. Ama kalkıp da 1000 işçi çalışacak bir fabrikaya 5000 işçi dol- durursanız, yöneticilerini ehliyetlerine göre değil de partizanlıklanna göre atar- sanız, başka dev letişletmele- ri bu fabrikalara borçlannı ödemezlcrse. ürünlerinin fi- yatlarını malivetin altında tutarsanız zarar kaçınılmaz olur. Hükümetler isterse devlet işletmeleri verimli ça- lışır. ama bunu gerçekten is- temeleri şarttır. De>letçilik içten ve akıllı olmaktır." (2) Atatürkçü dev letçilik, bü- yümenin "bedeir üzerinde durur. Adaletli dağılımı, sos- yal adaleti fırsat eşıtliğini be- nimser. Böylesine bir anla- yış, bu doğrultudaki u\gu- İamalar ülkede banş, huzur ve gönenç yaratır. Atatürkçü ulusçuluk; top- lumsal. siyasal. kültürel içe- riği yanında ekonomik içe- riği de olan bir ilkedir. Bu ekonomik içerik devletçilik ilkesiyletanımlanır. Deviet- çilik anlayışı kalkınmada, sanayinin kurulup geliştiril- mesinde karma ekonomiyi destekler v e sosyal adaletin gerçekleşmesinde. sosyal güvenliğin sağlanmasında karma ekonominin başanlı olacağına inanır. Atatürkçü \ dev letçilik sosval dev let an- ! layışını, halk yaranna işle- 1 yen bir ekonomik sistemi benimsediğinden yannlarda da geçerliliğini koruyacak- tır. Yeter ki bu ilkeyı koru- ınak. geliştirmek ve uygu- lamakla yükümlü kuruluş- lar, üzerlerine düşenı yap- sınlar. < 11 Cem Erogııl' İnsan Hukla- n Ului-Devletı Zavtflatmuk tçm Kullanılıvor" Cumhuıiyet, 25 Şubat 1995.S 12 (2) Sina Akşin ' 'Atarürkçülük. Kühürcüliik, De\ letçilik Cıım- humet, IV Temmıız 1994 s. 2. PENCERE Hüsnü Mübarek Müslüman Değil mi?.. Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek ölümden kılpayı kurtuldu. Afrika Biriiği Örgütü'nün toplantısı için Addis Ababa'ya gitmişti. Arabasının yolu kesil- dı; ama. saldırganlar başarıya ulaşamadılar; silahlı çatışmada ölenler oldu. Mübarek, olaydan sonra Sudan'ı suçladı. Ne varSudan'da?.. İslamcı teröristler Sudan'da kolayca yuvalanıyor- lar; Mısır'ayöneliksaldırılarını düzenliyorlar. En baş- ta "Müslüman Kardeşler" olmak üzere çeşit çeşit şe- riatçı terör örgütü var; bunlar ümmet-i Muhammet coğrafyasında fink atıyorlar. • Cumhuriyet'in 26 Haziran 1995 günlü sayısında bi- rinci haberin başlığı "Devlet, Dini Inceliyor" ıdi. Ar- kadaşımız Kemal Yurteri'nin bildirdiğine göre Cum- hurbaşkanı Demirel, bilım adamlarına şu soruyu yöneltmışti: "LaıklikIslamla bağdaşırmı?.. Laiklikdi- nin gelişimini etkiler mi?.. Laiklik herzaman inanç ve ibadetin koruyucusu mudur?.." Sayın Demirel bu yolda "Devlet Denetleme Kuru- /u"na çalışmalar yapılması için "talimat" vermişti. İslamcı esaslara dayalı ceza hukuku "ukubât" ile yi- ne şeriata dayalı "ticaret, borçlar ve medeni huku- ka" ilişkin "muamelat" konusunda bılim adamların- dan görüş ve açıklama isteniyordu. Cumhurbaşkanlığı'nın bu yolda ne düşündüğünü kavrayabilmış değilim; ama, Türkiye Cumhuriyeti'nin çoktan aşmış olması gereken alanlarda yeniden tar- tışmalara girılmesi üzücüdür. Çünkü Osmanlı imparatoriuğu'nun son dönemle- rınde bu konulara aydınlık ve sorulara yanıt getiril- mişti. Cumhuriyeti nice kanlı savaşlardan sonra ku- ran son Osmanlı kuşağı, din ve dıyanetı hepımizden iyi bihrdi. Şeriat hukukunun hiçbir zaman çağdaş bir toplumda uygulanamayacağını Osmanlı ikı yüzyıl önce görmüştür. Biz 20'nci yüzyıla 5 kala 3'üncü Selim, 2'nci Mahmut, Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerinin tar- tışmalarına dönerek eskilerin dedikleri gibi "abesle iştigal" ediyoruz. • . Yeryüzünde hiçbir devlet tam anlamında şeriat hukukunu uygulayamaz; 1839 Tanzimat Fermanı in- san haklanna kapı açtığı için şeriattan kopuş içeri- ğini taşıyordu; Osmanlı'nın ticaret hukuku da ister istemez Islam hukukuna ters düşen hükümlerle do- luydu... Şeriatın "ukubât"\ çağdaşlaşan insanhkta nasıl uygulanabilir?.. 1400 yıl öncesinin ceza hukuku bu- gün geçeriı olabilir mi?.. Zına yapan kadın taşlana- rak öldürülecek mı?.. Hırsızın elı mi kesilecek?.. Ça- ğımız dünyasında "küreselleşme" sürecinden söz açılıyor, "muamelat" nasıl yürütülecek?.. Faız, Ku- ran hukukunda yasaktır; ama. Türkiye faize gırtlağı- na dek gömülmüş durumdadır. Devletin bütçesi na- sıl yapılacak?.. Yanıtları çoktan verilmiş basit sorular bunlar... Peki "basit" olmayan ne?.. • Bir kez siyasete din girdi mi başı sonu olmayan bir serüven başlıyor. Ünlü deterjan reklamındaki "Be- yazın da beyazı var" tümcesindeki gibi "Şeriatçının da şeriatçısı var". Bu yoldaki kavga ıslam coğrafya- sında bitmedi... Bitmeyecek... Hüsnü Mübarek'e saldıranları da "Islamda reviz- yonizm"\e suçlayanlar yok mudur?.. Osmanlı'da şeyhülislamın devlet çatısında yeri vardı; halifelik düzenınde yaşayan toplumda gerici ayaklanmalar hiç durmamıştır. Okul kitaplannın yaz- dığı bu gerçekleri herkesin bilmesi gerekir... Ne var ki 21 'inci yüzyıla 5 kala Türkiye'de şeriat- çı kavga öyle bir doruğa tırmandı ki, çoğu "aklı ev- vel" kişi "ıltmlı Islam "a fıt... "llımlı Islam" iktidara geçerse şeriat kavgası du- racak mı sanıyorsunuz?.. Çok safsınız... TATÎLDE OGZALA TUB TARIHLER] TUR ADLAR 17 EYLÜL 95 e KadarDüzenli HMBHATEA 16TEM. 23TEM 22 • 3O TEM 28 TEM O6 AÖ 0 6 - 1 3 AÛUS. 12 • 2O AOUS. 19-27 AĞUS 26 AÛ - 03 EY 15 23TBM17 AIÎHEARMAK 06 13AÖCST0S V B R Ç B N Î K *££% Kampb turhramalzemesı 3 0 H A Z ile katüana S 20 ıskonlc L ± BERAR SOKAR 16'4 BEYOĞLU OĞ7QİC|"(0.2İ2J293"9Î95 h £ i a i a (Q212)252 30 39 Se% gili dostumuz, Alevi Temsilciler Meclisi Genel Sekreteri Selahattin ÖzeFin babası. değerli can ALÎ ÖZEL 24.6.1995 tarihinde Hakk'a yürüdü. Merhuma rahmet, ailesine başsağlığı dileriz. ARtF SAĞ MİYASE tLKNTR FtKRET KAFL4H.\N TARİŞ MUHTELİF ÖRTÜLÜK MALZEME SATIN ALINACAKTIR 1- Tariş Pamuk Tarım Satış Kooperatiflerimizin ihtiyacıı olan; - HOadetBRANDA, - 20.000 kg. ÖRTÜLUK NAYLON, - 4.100 kg. PRESELİK INCE NAYLON. kapalı zarf teklıf almak suretıyle satın alınacaktır. 2- Bu ışe ait ihale 4.7.1995 günü saat 14.00'te olup, şart- namesı Tarış Genel Müdürlüğü Alsancak-IZMİR adresınden temin edilebilir. (Tel: 421 00 56 Faks: 421 00 66) - Birliğimız 2886 sayılı kanuna tabı degildir. Ihaleyı yapıp yap- mamakta. kısmen yapmakta veya kısmen dıledığıne vermek- te serbesttir. Postadaki gecıkmeler kabul edılmez. DUYURULUR.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear