Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 21 HAZİRAN 1995 ÇARŞAMBA
HABERLER
Sabnan Kaya'dan
Küba'ya destek
• ANKARA(Cmnhuriyet
Bürosu)-CHP Ankara
Milletvekili Salman
Kaya'nın, ABD Başkanı
Bill Clinton'a gönderilmek
ûzere hazırladığı ve
ABD'nin Küba'ya karşı
olumsuz tavnndan
vazgeçmesi istenen
mektup. imzaya açıldı.
Mektubun altına çok sayıda
CHP milletvekilinin yanı
sıra, Kültür Bakanı Ercan
Karakaş da imza attı.
Mektupta, ABD
Kongresi'nce kabul
edilmesi söz konusu olan
Küba Hûrriyet ve
Demokratik Sözleşmesi
adlı düzenlemenin gerek
Türkiye Cumhuriyeti
parlamenterleri, gerekse
Avnıpa Parlamentosu'nca
"adalet ve hakkaniyet
ölçûsü içinde görülmediği"
vurgulandı.
Güngör'e casus
muamelesi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'in
başdanışmanlanndan
Necati Güngör, izlemek
ûzere gırdığı ANAP grup
toplantısında casus
muamelesi gördü. Güngör.
ANAP Grup Başkanvekili
Eyüp Aşık'ın uyansı
üzerine salonu terk etmek
zorunda kaldı.
NriGürerden
gözatti tepkisi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye
Gazeteciler Cemiyeti
Başkanı Nail Güreli,
tnterstar'da görevli
gazetecilerin bilgilerine
başvurma gerekçesiyle 4
gün gözaltında
tutulmalanmn hukukdışı
olduğuna dikkat çekti.
Güreli, "Haber iletmek ile
yataklık etmenin birbirine
kanştınldığını, gazetecinin
haber kaynağını açıklamak
zorunda olmadığı ılkesınin
ayaklar altına ahndığını
üzüntü ve dehşetle ızledik"
dedi.
Konüsyonda PKK
tartışması
P ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) -MHP Çorum
Milletvekili Muharrem
Şemsek, 7. beş yıllık
kalkınma plan taslağına,
"PKK'nin tezine yer
verdiği" gerekçesiyle karşı
çıktı. Plan taslağındaki,
"Etnik, kültürel ve dile
ilişkin kımlik özelliklennin
özgürce ifadesinde,
korunmasında ve
geliştirilmesinde
karşılaştıklan yasal ve fıili
baskı, engel ve sınırlamalar
ulusal bütünlük içerisinde
giderilecektir" ibaresi,
Şemsek'in tepkisine neden
oldu. Plan tasansının dün
TBMM Plan ve Bütçe
Komisyonu'nda
görüşûlmesi sırasında söz
alan Muharrem Şemsek, bu
ibarenin PKK tezinde yer
aldığım savunarak "PKK
tezinin devletin
belgelerinde ne işi var"
dedi.
Hocalar
ünivepsiteyi
tartiftı
• tSTANBUL(AA)-
Marmara Üniversitesi'nde
düzenlenen açık oturumda,
Öğretim Üyeleri Derneği 2.
Başkanı Prof. Ayhan Alkış,
üniversitelerde bilimsel
üretim olmadığını, bunun
da üniversitenin özerk
olmamasına bağlı olduğunu
vurguladı. Açıkoturumun
diğer katılımcılanndan olan
Prof. Nükhet Yetış ile Prof.
Asım Saçlı, devletin
yükseköğretime ayırdığı
kaynagın yetersız olduğunu
ve bu yetersizliğın özel
sektör tarafından
giderilebileceğim
vurgularlarken Prof. Osman
Altuğ da sermayenin
yüksek eğitime eğilmesinin
üretkenliği getirmediğini
belirtti.
Vural, Bonn
Büyükelçisi
• ANKARA (AA)-
Dışişleri Bakanlığı
Müsteşar Yardımcısı
Büyükelçi Volkan Vural'm
Almanya Federal
Cumhuriyeti Türkiye
Büyükelçiliği'ne
atanmasma ilişkin Bakanlar
Kurulu karan, Resmi
Gazete'nin dünkü sayısında
yayımlandı. Diğer bir
atama karanna göre
Türkiye Halk Bankası AŞ
Genel Müdür ve Yönetim
Kurulu Başkanlığı'na
Genel Müdür Yardımcısı ve
Yönetim Kurulu üyesi
Yenal Ansen getirildi.
TRT'nin bayan kameramam Nalan Golal, ANAP'lı Hasefe'nin girişimi sonucu görevine döndü
'Çfller'i çorapsız görmeclim'AYŞE SAYIN/DÜRDANE KOCAOĞLU
ANKARA - DYP Kahramanmaraş Mil-
letvekili Selahattin Karademir'in, çorapsız
olduğu ve kısa kollu gıyindiği gerekçesiy-
le TBMM Genel Kurulu'ndan attırdığı
TRT kameramanı Nalan Golal, ANAP Is-
tanbul Milletvekili Metike Hasefe'nin giri-
şimleri sonucu Meclis'e geri dönüyor. Go-
lal, bugün TBMM Genel Kurulu'nda bü-
tün gün çalışacak. ANAP'lı Melike Hase-
fe, "Yeter arük; kadmlara hakaret ediyor-
lar, etek boylanmıza, çoraplarunıza kanşı-
yorlar. O kadar uzun boylu değil, herkes
kendine çeld düzen versin"derken, DYP'li
Karademir, çorabı savunarak, "Çorap,
Meclis'e saygının ifadesktir" diye konuştu.
Karademir, kendisini savunurken, Başba-
kan Tansu ÇiBer'i, bugüne kadar hiç çorap-
sız görmediğine dikkat çekti.
Olaydan sonra TRT nezdinde girişimler-
de bulunan ANAP Istanbul Milletvekili
Melike Hasefe, Cumhuriyet'e yaptığı açık-
lamada."Nalan Golal'uı amirleriylegörüş-
• Çorapsız olduğu ve kısa kollu
giyindiği gerekçesiyle bayan
kameraman Nalan Golal'ı TBMM
Genel Kurulu Salonu'ndan çıkarttıran
Selahattin Karademir, Başbakan Tansu
Çiller ve TBMM'deki diğer bayan
milletvekillerini çorapsız görmediğini
söyledi. Karademir amacının Atatürk'ün
Meclisi'ne saygı gösterilmesini
sağlamak olduğunu belirtti.
tüm. Golal.bugün Meclis'e geterekTBMM
Genel Kurulu'nda sabahtan akşama kadar
görev yapacak" dedi.
TRT'nin bayan kameramanı Nalan Go-
lal'ı, Çorapsız olduğu ve kısa kollu giydi-
ği gerekçesiyle salon dışına çıkarttıran
DYP'li Dr. Selahattin Karademir, Başbakan
Çiller ve TBMM'deki diğer kadın milletve-
killerini çorapsız görmediğini söyledi. Ka-
rademir, bu konudaki dikkatini, TBMM
Genel Kurul Salonu'nda ön sıralarda otur-
maya borçlu olduğunu söyledi. Amacının,
"Atatürk'ün Meclisi'ne saygı gösterilmesi-
ni sağlamak'' olduğunu ileri süren Karade-
mir, "Tabü yazın, içtüzüğe göre, hanunlar
çorapsız olabilir, ama ben bunu bilmryo-
rum" savunmasını yaptı. Karademir, gi-
yim nedeniyle Meclıs Genel Kurul Salo-
nu'ndan attırdığı bayan kameramanın kıya-
fetini güzel bulduğunu belirtirken, Golal'ın
çorap giymemesinden yakındı.
Selahattin Karademir, Cumhuriyet'in
sorulannı yanıtlarken bayanlann, yaz ayla-
nnda çorapsız ve kısa kollu bluzla Mec-
lis'e gelip gelemeyeceği konusunda bilgi-
si olmadığını öne sürdü.
Karademir, Golal'ın, uzun eteğine karşın
çorapsız olduğunu nasıl fark ettiği sorusu
üzerine, bu dikkatini, "genellikle, genel ku-
rul salonunun ön sıralannda oturmaya"
borçlu olduğunu söyledi. Giyımı nedeniy-
le genel kurul salonundan attırdığı Golal'ın
üzerinde "güzel bir kryafet olduğunu" be-
lirten Karademir. *Uzun eteğLdirseğine ka-
dar uzanan bluzu vardı; ama çorabı yoktu,
o nedenk uyardım" dedi.
İÜ Üetişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Nükhet Güzde, yaptığı yazılı açıklamada,
TRT kameramanı Nalan Golal'ın Meclis
Genel Kurulu'ndan çıkanlmasının, basın
özgürlüğünü kısıtlayıcı bir davranış oldu-
ğunu ve bunun kadın haklanna değil, insan
haklanna karşı bir saygısızlık olduğunu bil-
dirdi.
BakanGölhan:
PKK
îran'dan
sızıyor
• Milli Savunma Bakanı
Mehmet Gölhan, PKK'nin
Van ve Şemdinli'deki
karakollara yönelik
saldınlannı değerlendirirken
Van'ın Başkale ilçesi
yakınlanndaki Erenler
Karakolu'na tran'dan gelen
teröristlerin saldırdığına ilişkin
bilgilere dikkat çekti.
KEMALYURTERİ
ANKARA - Milli Savunma Bakanı
Mehmet Gölhan, PKK'nin sınır kara-
kollanna saldınlan konusunda değer-
lendirme yaparken tran ve Irak'tan sız-
ma olduğunu belırterek "Irak yeniden
sızma noktası oldu. Orada bir birikme ol-
duğunu görürsek operasyon düzenleriz"
dedi. Olağanüstu Hal Bölge Valisi Ünal
Erkan da " İran'da terör örgütü birildmi
olduğu doğrudur" dedi.
Gölhan, saldınya uğrayan iki karako-
lun da 50 yıl önce. "terörist sakhruargöz
önündebuhındurulmadan" sınır güven-
liği için yapıldığma dikkat çekti.
Van'ın Başkale ilçesinde, 5 erin şehit
edildiğı Erenler Karakolu'na saldıran
PKK'lilerin tran'dan sızıp baskının ar-
dından bu ülkeye geri döndüklerine iliş-
kin bilgıler bulunduğunu bildiren Göl-
han, Şemdinli'deki karakol baskınının
da Irak'tan gelen teröristler tarafından
gerçekleştirildiğını söyledi.
Gölhan, dün Cumhuriyet'in sorulan-
nı yanıtlarken şu bilgileri verdi:
"Pazar günü Sayın Cumhurbaşkanı
ile birlikte o bölge>e gittik. Van'ın Başka-
leilçesinin yakınlanndaki Erenler Kara-
kolu, İran sınınna üç küometre uzakhk-
ta. Oradaki ilgililerin verdiği bilgiye ba-
lahrsa İran'dan gelen teröristlerin bir bö-
lümü saMınnın ardından tekrar bu ül-
keye geçmiş. Şemdinli'ye bağh karakol-
daki baskında teröristlerin tran'dan da-
ha çok. Irak'tan geldikleri anlaşüıyor.
Bölge, Irak içine sarkmış bir burun gflri.
Karakotun bir taran Irak sınınna 13 ki-
lometre, öbür yanı 11 kilometre uzaklık-
ta. Karakolun çevresi dağlaria çevriiL P-
KK, sızdığı bu bölgede kö> leri, mezrala-
n ve karakolu da roket atışına tutmuş.
180-200 kişi olduklan tahmin cdilhor. 15
tanesi çatışma sırasında öldürüldü. Böl-
ge mağaralaria kaph."
Erkan'ın basın toplanüsı
Olağanüstu Hal Bölge Valisi Ünal Er-
kan, 1995 yılımn 5.5 ayında terörle mü-
cadele dönemini değerlendirdiği bir ba-
sın toplantısı yaptı. Bölgede operasyon-
lann kesiatısız sürdürüldüğünü anlatan
Erkan, terör örgütünün Kuzey Irak'ın
yanı sıra Suriye, Bekaa Vadisi ve sınıra
yakın İran topraklannda banndığmın
belirlendiğini vurguladı. Erkan şunlan
söyledi: "Teröristlerin bir böliimü tran
topraklannın sınınmıza yakın bölgete-
rinde bannmaktadır. İran'da terör örgü-
tü birikimi olduğu doğrudur. Bu konu-
da diplomatik görüşmeler sürüyor. Gö-
rüşmekrin olumhı sonuç vereceğine ina-
nıyorum"
Filistin Devlet Başkanı temaslannı tamamlayarak dün yurdumuzdan aynldı
'PKKUeFKÖbirtutulamaz'• Yaser Arafat'ın,
yakın çevresine
"Kendimi, Türkiye'de
evimde gibi
hissediyorum" dediği
öğrenildi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Filistin Devlet
Başkanı Yaser Arafat, P-
KK'nin, Filistin Kurtuluş
Örgütü'ne (FKÖ) benzetil-
mesine karşı çıkarak "FKÖ
ve PKK bir tutubunaz. Bi-
zim ne oldugumuzve onlann
ne dedikleri arasında büyük
fark var" dedi. Arafat, İsra-
il hükümetinin, güvenlik ge-
rekçesiyle izlediğı politıka-
ların "giderek tahrik edici
noktaya vanuğmı" vurgula-
dı.
Türkiye'yı gayri resmi ve
resmi düzeyde sık sık ziya-
ret eden Arafat'ın, yakın
çevresine "Kendimi, Arap
ülkck'rinden daha çok Tür-
kiye'de evimde gibi hissedi-
yorum" dedığı öğrenildi.
Filistin Devlet Başkanı
Yaser Arafat, dün sona eren
Türkiye ziyaretinin ikinci gününde, TBMM
Başkanı Hüsamettin Cindoruk, CHP Genel
Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Hikmet
Çetin, ANAP Genel Başkanı Mesut Yümaz,
DSP lıden Bülent Ecevit ve MHP Genel
Başkanı Alparslan Türkeş ile görüşrü. TB-
MM Başkanı Cındoruk'u dün makamında
ziyaret eden Arafat, Filistin'de banşm zor
koşullar altında sağlandığını anlatırken, ver-
diği mücadeleyi, Hazreti Muhammed'ın
Kureyş Kabilesi'ne karşı gerçekleştirdiğı
mücadeleye benzetti. Arafat, "Banşı sağla-
mak zor oldu, ama Hazreti Vluhamnıed de
Kureyş kabilesiyle çok zor şartlar altuıda
banşı sağJadı" dedi.
Çetın, Filıstin'e daha önce 2 milyon do-
lar nakit para verildiğini, 50 milyon dolar-
Arafat'a Gazi Üniversitesi'nce Uluslararası tliskiler Fahri Doktoriuk unvanı veriMi. (RIZA EZER)
lık Eximbank kredısinın de projelere göre
kullandınlacağını bildirdi.
Gazi Üniversitesi Senatosu karan uya-
nnca Yaser Arafat'a "Uluslararası İlişldler
Fahri Doktorası" unvanı verildi. Gazi Üni-
versitesi Rektörlüğü'nde gerçekleştirilen
törene katılan Arafat, duayla başladığı ko-
nuşmasında, lsrail'ın güvenlik gerekçesiy-
le giderek "tahrik edici" noktaya geldiğini
belirtti. Arafat, "İsrail hızia konutlaşmaya
gidiyor. Bu nedenle de arazflerde süratle ya-
>ılı>or. Filistinli araçlann dolaşımına engel
olunuyor" dedi.
Arafat, PKK'nin, kendisini FKÖ'yeben-
zettiğinin anımsatılması üzerine şu görüş-
leridılegetirdi:
"Bizim ne oMuğumuz ile onlann ne söy-
ledikleri arasındatamamıyla fark var. Bizim
kendi koşullanmız var. tsrail bi/i toprakla-
nmızdan kovdu. Bizden başka hiç kimse bu
durumla karşı karşrya kalmadı. Biz hiçbir
fikri, ne ihraç ne de ithal ediyoruz."
Yaser Arafat, gazetecilerin sorulan üze-
rine, Başbakan Tansu Çiller'in Gazze'yi zi-
yareti sırasında, Filistın'ın iman ve 50 mil-
yon dolarlık Eximbank kredisinin açılaca-
ğı konulannda verdiği sözleri yakında ye-
rine getireceği yolundaki "umudunu" dile
getirdi. Arafat'ın basına yaptığı bu açıkla-
malara karşın Türkiye'nin verdiği sözleri
tutmamasından dolayı kırgın olduğu ve ön-
ceki akşam Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'in, onuruna verdiği akşam ye-
meğinin bu nedenle erken bittiği belirtildi.
Hacaloğlu, sorunun Bakanlar Kurulu'nda çözümleneceğini söyledi
Menzir bunabmında karar lıaftaya
Devlet Bakanı Algan Hacaloğlu - PoKs
müdürü Menzir o korrukta oturamaz.
AYKUT K Ü Ç C K K A Y A
tnsan haklanndan sorum-
lu Devlet Bakanı Algan Ha-
caloğlu. CHP'li bakanlan ad
vermeden eleştiren tstanbul
Emniyet Müdürü Necdet
Menzir'le ılgıli bunalımın
gelecek hafta sonuçlanaca-
ğını açıkladı. Hacaloğlu,
CHP Genel Başkanı Hikmet
Çetin'ın öncekı gün, "Men-
zir o koltukta oturamaz"
şeklinde yaptığı açıklamaya
katıldığmı da belırterek,
"Mehmet Ağar benim mu-
hatabım değfldir. Ve günlük
yorumlara göre konuşmaya
gerek >X)k. Menzir olayı Ba-
kanlar Kurulu'nda ve sorun
haftaya çözülecektir'' dedi.
Haftaya olayın sonucu
belli olana kadar daha fazla
konuşmak istemediğini be-
lirten Hacaloğlu. "Haftaya
olayın gelişimine bakanz.
Gereken tüm açıklamalan
da o zaman yapanz" diye
konuştu.
Hacaloğlu, Ağar'ın Men-
zir'i desteklemesi ile ilgili
olarak ise şunlan söyledi:
"Herkes düşüncesini söy-
lemekte özgür. Tabii kendi
alanı ve yetkisi çerçevesinde.
Herkes, konuv la ilgili olarak
bir açıklama vapıyor. Ben,
günlük yapılan açıklamalara
göre konuşmak ya da bir yo-
rum yapmak istemiyorum.
Emniyet Müdürü Mehmet
Ağar'ın açıklamalan onun
düşüncesidir. Ben Ağar'ı
kendime muhatap ahnryo-
rum. Konu Bakanlar Kuru-
lu'nda karara bağlanacak-
ür."
Hacaloğlu, Başbakan Yar-
dımcısı ve CHP Genel Baş-
kanı Hikmet Çetin'in önce-
ki gün, CHP üst yönetimiy-
le yaptığı toplantıda, "Hü-
kümette hainler var diyen
bir kişi o koltukta oturamaz.
Bunu partisel bir kapristen
öte, devletin saygınhğı için is-
tiyonız" şeklındekı açıkla-
masına katıldığını vurgula-
dı. Hacaloğlu, "Çetin, konu-
yu DYP'ye ilctmiştir. Başba-
kan Yardımcısı ve benim Ge-
nel Başkanım Çetin'le bu o-
lay, Bakanlar Kurulu'nda
bir hafta sonra çözümlene-
cektir" dedi.Öte yandan,
Hacaloğlu tTÜ mezunlan-
nın önceki akşam ITÜ Maç-
ka Sosyal Tesisleri'ndeki ye-
meğine katıldı Devlet Ba-
kanı Hacaloğlu, burada yap-
tığı konuşmada, Olağanüstu
Hal Yasası'nın bölgede bir
çözüm olmadığının görül-
düğünü belırterek şunlan
söyledi:
"Terörle hiçbir şeyin çözü-
mü sağlanamaz. NormaDeş-
menin, demokratikleşmenin
teröre endeksli polirikalann
eseri yapdmaması gereki-
yor."
NOTLAR / ORAL ÇALIŞLAR
Ben de Fethullah Hoca ile görüşmek istiyorum
Ne zamandır Fethullah Hoca ile
görüşmek istiyorum. Bu mübarek
zarın hıkmetinden yararlanmaya
çok ihtiyacım var. Gazetede bazı
arkadaşlara bu fikrimi söyledim.
"Seninle konuşmaz, o devlet bü-
yüklerryle görüşüyor, senin gibi fu-
kara gazeteci>i ne yapsın" dediler.
Onlar ne derse desin, ben Fethul-
lah Hoca ile görüşmek istiyorum.
Sıkıntılanma bulsa bulsa o çare
bulur. Ne yapayım arkadaşlanm
da kızarsa kızsın.
Benim Hikmet Çetin'den, Me-
sut Yıbnaz'dan neyim eksik? Üs-
telik ben de onlar gibi SBF mezu-
nuyum Fethullah Hoca ile neden
mi görüşmek istiyorum? Anlata-
yım:
Fethullah Hoca'nuı bundan yıl-
larca önce Zaman gazetesinde tef-
rika edilen "Benim Dün>p
am" ad-
lı anılanm okumuştum. Bu anıla-
nnda Hoca'nın önemli keramet-
leri olduğunu öğrenmiştim. Örne-
ğin, bir keresinde Kâbe'ye gıtti-
ğinde, herkesi sivrisinekler ısınr-
ken ona yaklaşmıyorlarmış bile.
Yine aynı Kâbe ziyaretinde, Iz-
mir'den bir dostunun ona yolladı-
ğı mektup, adresi ve nerede kaldı-
ğı belli olmadığı halde sabahleyin
Hoca'mn kaldığı evin yatağının
üzerinde ortaya çıkıvermiş.
Artık hangi görünmez güç ara-
ya girdiyse Hoca'nın dostunun
mektubu Kâbe'ye ulaşıvermiş.
Bana hiç böyle bir hikmet şimdi-
ye kadar sadır olmadı. Bana ola-
cak değil ya böyle mucizeler, ol-
sa olsa Hoca gibi muhteremlere
olur.
Hoca'yla Hikmet Çetin'in ne
konuştuğunu bilmiyorum. Ama
beni kabul eder de konuşursa ön-
ce şu Terörle Mücadele Yasası'nı
anlatacagım. Bıliyorum, bu kanu-
nun değıştirilmesi için Tansu Ha-
nım ondan yardım ıstedi, bir de
ben istesem ne olur. Bakarsın DYP
içindeki 'Şahinler'in elini tutacak
bir yol bulur. Madem parlamento
halledemiyor, artık sıra Fethullah
Hoca'ya geldi.
Onu, hem Mesut Bey hem Tan-
su Hanım hem Hikmet Bey hem
Hüsamettin Bey çok sevip sayı-
yorlar. Hoca, bir de DemireFi ik-
na ederse iş tamam olur. Bu arada
şu şeriat devleti önündeki engeli
de kaldırtırsa cümle ehli müminin
kendisine minnettar kalacaktır.
Ben, Fethullah Hoca'run en çok
sivrisinekleri korkutmasından
hoşlandım. Buradan belki yaz ta-
tili boyunca sıkıntı çeken sahilde-
ki yurttaşlanmıza bir çıkış yolu
bulabiliriz. Bir de sosyal demok-
rat lider Hikmet Çetin'e yönelik
teveccühünü beğendim. Çünkü,
bizim sosyal demokratlann biraz
okunup üflenmeye ihtiyaçlan bu-
lunuyor. DYP ne yapsa onlara kâr
etmiyor. Menzir, ağzma geleni
söyledi olmadı, DYP protokolde-
ki hiçbir sözüne uymadı, ne TMY
ne kamu çalışanlanna grevli top-
lu sözleşmeli sendika hakkı dahil
hiçbinni yerine getirmedi.
CHP'lilerden tıs yok. Ben Hikmet
Çetin'le Hoca'nın görüşmesinden
bu anlamda biraz da şüphelendim.
Acaba Hikmet Bey CHP içindeki
bozguncularm dilini bağlamak
için Hoca'dan yardım mı istedi?
Çünkü o garibanlann da sesi bir-
den kesiliverdi.Neyse benim Ho-
ca'yla görüşmeye acil ihtiyacun
var. Ona çok soracaklanm, çok
öğreneceklerim var.
Tam ben bu mektubu yazarken
iki kız arkadaş yanıma geldi, iki
aylık kedileri Mehmet Cemil'in i-
kı gündür kayıp olduğunu söyle-
diler. "Bakarsın Hoca kerame-
tiyle kedinin bulunmasına yar-
dımcı olur " dediler. Benden ak-
tarması.
Fethullah Hoca'dan acil cevap
bekliyorum.
GLOBAL
POLITİKULTUR
ERGİN YILDIZOĞLU
IMFnin 'Yenf Düşmanlan
Tam olarak hatırlamıyorum, ama 1980'lerin ikinci
yansıydı ve radikal ekonomistler "borç krizini" ve
IMF'nin Yapısal Uyum Programları'nı tartışıyoriardı.
O zaman Capital and Class (Sermaye ve Sınıf) isim-
ti radikal bir ekonomi dergisinde "IMF'yi kapatm"
başlıklı bir makale okumuştum. YedilerToplantısı'nın
yapıldığı gün bu sefer Financial Tımes'da "Niye
IMF'yi kapatmanın zamanı geldi?" başlıklı bir ma-
kale görünce şaşırdım. Üstelik yazar IMF'yi antide-
mokratik olmakla suçluyordu. Hemen aklıma bir gün
önce okuduğum bir başka makale geldi. Wall Stre-
et Journal (WSJ) başmakalesinde, IMF'nin gelişmek-
te olan ülkelere "yeşil ışık" yakmak için koşul olarak
ileri sürdüğü kemer sıkma programlannı sert bir dil-
le eleştinyordu. Kendimi bir garip hissettim doğru-
su. Bu tip eleştirileri eskiden biz yapmaz mıydık.
"Postmodern zamanlarda" gerçekten dünya bu ka-
dar degişti de ben mi farkına varmadım?
Amerikan Girişim Enstitüsü' nde ziyaretçi uzman
olarak bulunan Profesör Allen Meizer, Financial 77-
mes 'daki makalesinde, Bretton Woods sabit kursis-
temini denetlemek için kurulan IMFnin ömrünü dol-
durduğunu, şimdi hükümetten hükümete refah da-
ğıtan bir kuruma döndüğünü ve seçilmemiş bürok-
ratlardan oluşan bir kurum olarak antidemokratik bir
hale geldiğini ileri sürüyor ve artık kapatılması gerek-
tiğini savunuyordu. Efendim, IMF, gelişmiş ülkeler-
deki "halkın servetini", halka danışmadan, gelişmek-
feolan ülkelere dağıtıyormuş. Işte bu yüzden anfde-
mokratikmiş. ABD'de muhafazakâr Kongre'nin, dış
yardımlan kesmek için oy verdiğini hatırlayınca pro-
fesörün "demokratik" eğilimlerinin kerametini daha
iyi kavramaya başladım. Gelişmiş ülkelerdeki bütçe
açıkları ve kamu borçlanma gereği sıkıştırdıkça, hü-
kümetler, sosyal harcamalan kısmakla sermaye üze-
rindeki vergileri arttırmak arasında seçim yapmak
zorunda kalıyortar.
İş çevrelerinin sözcüleri doğal olarak sosyal har-
camaların kısılmasını istiyorlar, vergilerin artmasını
değil. Işsizliğin bu kadar yüksek ve ekonomik dur-
gunluk geliştıkçe artmasıntn kaçınılmaz olduğu bir
dönemde, bu cimri politikayı tümü ile savunmak
mümkün olmadığı için de gözler, hemen ikinci sıra-
da yer alan gelişmekte olan ülkelere yapılan yardım-
lar ve IMF gibi uluslararası kurumlara yapılan katkı-
lara dikiliyor. Kapitalist sıstemin merkez ülkeleri bir
taraftan, uzun dönemli çıkarlan göz önüne alarak,
global bir mali kriz anında müdahale edebilmesi için
IMF'yi güçlendirmeye çalışırken, diğer taraftan ulu -
sal çıkarlardan dolayı aynı kurumun kuyusunu kaz-
madan edemiyorlar. Profesör, hükümetlerin geliş-
mekte olan ülkelere para transfer etmesini antide-
mokratik bulurken işte bu çelişkinin bir ifadesi ola-
rak, yukardaki kaygılardan hareket ediyordu.
Wall Street Joumal'daki makale ise bir başka açı-
dan karşı çıkıyor IMF'ye. lVSJ'y
e
9öre IMF, ödeme-
ler dengesi açığı artan ekonomilere, bunu dengele-
mek için devalüasyon ve ekonomik daralma önerir-
ken yanlış davranıyormuş. Ne güzel söylüyor! Deva-
lüasyon kimseye hizmet etmiyor diyor yazar ve Ma-
caristan'la Türkiye'yi örnek gösteriyor. "IMF ile Çil-
ler bir oldular, bir cari açık yarattılar ama ekonomi
yüzde 6 daraldı" diyor. WSJ, IMF'ye akıl vererek
"Sen cari açığa değil ekonomik büyümeye bak" di-
yor. WSJ ne zamandan beri gelişmekte olan ülkele-
rin devalüasyon yaparak iç pazan daraltmasının, hal-
kı yoksullaştırmasından ve işsizliği arttırmasından
rahatsız olmaya başladı dersiniz? Yoksa WSJ birden
Keynesçı mi oldu? VVSJ'de değişen bir şey yok. De-
ğişiklik merkez ülkelerin bir ekonomik durgunluğa
girmeye başlamış olmasından kaynaklanıyor. Bu ko-
şullarda ekonomik gerilemeyi frenlemek ve bir reses-
yona dönüşmesini engellemek için ihracat pazaria-
n önem kazanıyor.
Işte IMF istikrar politikalan hem bu pazarlan daral-
tarak ithalat olanaklannı azaltıyor, (Türkiye'de ithala-
tın nasıl gerilediğini hatırlayınız) hem de devalüasyon,
gelişmekte olan ülkelerin paralarının değerinı düşü-
rerek, uluslararası rekabet güçlerinı, dolayısı ile GATT,
Uruguay Raundu koşullannda gelişmiş ülkelerin iç
pazarianna mallannı sokarak yerli şirketlerle rekabet
etme olanaklannı kısa dönemde biraz olsun arttın-
yor. Bu koşullarda merkez ülkelerde korumacı eği-
limlerin güçlenmesi ve "globalleşmeyi tehdit etme-
si" olasılığı artıyor. öyleyse WSJ mantığına göre ge-
lişmekte olan ülkeler iç pazarlannı büyütmeye devam
etmelidirier, IMF bunlarda bir denge yaratmaya ça-
balamamalıdır, en azından şu körolası ekonomik dur-
gunluk belasını atlatana kadar. Wall Street Joumal'in,
kendi kampının mantığı içinde "oportünist" bir tutum
alarak IMF'yi eleştirmesinin ardında işte bunlar yatı-
yor.
Bunlan fark edince biraz olsun rahatladım. Dünya
yerli yerinde duruyordu. Bildik kurallara göre işlryor-
du. Kurtla kuzu dost olmamıştı? Hâlâ anlaşılabilir ve
böylece de değiştirilebilir bir dünya vardı karşımız-
da.
İHD'nin nisan-mayıs raporu:
2 ayda 20 yargısız
infaz, 26 kayıp
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) -İHD Genel
Başkanı Akın Birdal, Tür-
kiye'de yanlış hukuksal uy-
gulamadan doğan insan
haklan ihlallennin her gün
biraz daha arttığını belirte-
rek nisan ve mayıs aylann-
da toplam 20 kişinin *yar-
gtsız infaz"a uğradığını, 14
kişinin "faili meçhul" cina-
yete kurban gıttığini, 26 ki-
şinin de gözaltında kaybe-
dildigini söyledi.
Birdal, DYP tstanbul il
binası önünde saldınya uğ-
rayan polis memurunun ce-
nazesinde yaptığı konuş-
mada, yargısız infazlan
eleştirenleri uyaran Istan-
bul Emniyet Müdürü Nec-
det Menzir'in görevden
alınmasını istedi.
Birdal, dün düzenlediği
basın toplantısında, nisan-
mayıs aylan insan haklan
raporunu açıkladı. 2 aylık
sürede toplam 20 kişinin
yargısız infaz sonucu, 14
kişinin de faili meçhul cina-
yetle yaşamını yitirdiğini
açıklayan Birdal, nisan-ma-
yıs aylannda 26 kişinin gö-
zaltında kaybedildiğinin
savlandığını, 1439 kişinin
gözaltına alındığmı, toplam
66 yıl 2 ay hapis cezası ve-
rildiğini bildirdi.
Siyasi suçlar için 2 ayda
verilen toplam para cezası-
nın 6 milyar 186 milyon li-
ra, toplatılan yayın sayısı-
nın 50, gözaltına alınan ba-
sın emekçisi sayısının 75
olduğunu açıklayan Birdal,
nisan-mayıs aylannda 20
dernek, sendika ve yayın
organının polis tarafından
basıldığını, 22 yerin bom-
balandığını, 29 köyün yakı-
lıp boşaltıldığını öne sürdü.
Sivillere yönelik eylemler
sonucu 2 ayda 42 kişinin
yaşamını yitirdiğini anlatan
Birdal, halen hapiste bulu-
nan düşünce suçlusu sayısı-
nın 157 olduğunu kaydetti.
IHD Genel Başkanı Akın
Birdal, "Başbakan'ın önce-
ki ay vaülere gönderdiği iş-
kencesiz sorgu genelgesi ge-
çersizkaldı. Başbakan'aso-
ruyorum; gene^e yerine u-
laşmadı mı, ulaşfj da gereği
yerine mi getirilmiyor?" de-
di.