14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 9 MAYIS 1995 SALI' OLAYLAR VE GORUŞLER Öclün^effiârek yaşatılamaz...Unutulmamalıdır kı hıçbır rejım, kendısını ortadan kaldırmaya yönelık gınşımlere ızın vermez Laık Cumhunyete, ulusal de\ lete, ulusun ülkesıyle bütünlüğüne kasteden gınşımler ve kurumlar, özgurluk adına yaşama geçınlemez BAHİR M. ERÜRETEN Hukukçu A taturk devnmlennın en belırgın nıtelığı, duşunce- ye ve bılıme dayalı bırtop- lum yaratma amacında so- mutlaşan ve hıçbır devn- mın ozunde bulunmayan süreklı yenılenmeyı ıçermesidır Turk ulusal devnm sürecı, 195O'lı yıl- lann başlanna kadar az çok aksatılmadan surdurülmuş çok partılı rejıme geçışı- mızden bu yana ucuz v e kola> sıyasal ba- şan ugruna halkımızın dınsel duygulan somurulerek yozlaştınlmaya çalışılmış- tır Kabul etmek gerekır kı buamacabu- yuk olçude ulaşılmıştır Çağdaş devletın temelını oluşturan laiklik ükesi ndenbu- yuk odunler venlmış, çeşıtlı ınanç ve mezhep farklıhklannın var olduğu ulke- mızde tek yanlı ve zorunlu dınsel eğıtım- le, ulusal bırlığın özu zedelenırken kor- pe beyınler devnm karşıtı gorüşlerle bı- çımlendınlmıştır Buna karşın, sozde devnmlere bağlı Ataturkçu kesım akıl almaz suskunlugu- nu devam ettırmış hatta son zamanlarda bır tur savunmaya çekılmıştır Işın daha acı yonü, hıçbır şekılde yadsınma olası- lığı bulunmayan devnm ılkelennın, san- kı, dıne aykın bır yönü gerçekten var- mışçasma, bazı akademık toplantı ve pa- nellerde bıle bu \on tartışılmaya ve ka- bul gormeye başlamıştır Bu goruşlenn sahıplen çağdaşlaşmanın ulkemızde, yuz ellı yıl evvelınden başladıgını, 1923 devnm sûrecının aynı nıtelıkh bu surecın devamı olduğunu, laıklık ılkesının de esasen varolup Tanzımat fermanı ıle ya- salaştınldığını, o tanhlerden sonra yu- rurluğe konulan ceza v e tıcaret yaşamı ıle ılgılı yasalann Batılılaşma gınşımlenne omek olduğunu, şımdı gelınen bu aşama- da dın ışlennın cemaatlere bırakılması- nı, dın eğıtımının genelleştınlmesı ve özelleştınlmesını, tûmüyle tankat evle- nnınaçılmasınıvs rahatlıklasoyleyebıl- mektedırler Kanımızca bu görüşlenn sahıplen ve >andaşlan -\taturkçu laıklık ılkesının tüm oğelennı kavTayamadıklan bır yana- boylesine sentezcı tavırlan ıle de bır 'aj- mazlık ıçindedırler Oncelıkle, duraksa- madan açıklamak gerekır kı, Osmanlı'da 1923 devnmınden önce gınşılen ıyı nı- yetlı çağdaşlaşma eylemîennın başanlı olduğunu ılen surmek olası değıldır Bu başansızlığın gerçek nedenı, getınlen Batılılaşma evlemlennın ve ortaya ko- nulan yenı kurumlann, aynı zamanda. es- kı çağdışı yasa ve kurumlarla beraberce yaşama geçınlmesıdır Oysaeskıyasave kurumlar tamamen ortadan kaldınlma- dıkça yenılık hareketlennın başanya ulaşmasına olanak yoktur Nıtekım öyle olmuştur Örneğın Batı tıpı okullar ve yuksek öğretım kurumJan yaşama geçı- nlırken ote yandan ortaçağ kurumu nıte- lıklı mahalle mekteplen ve medreselenn bırlıkte devam ettınîmelen bıryanda'ni- zamiye mahkemeteri' devreye konulur- ken aynı zamanda 'şeriye mahkemele- ri'nın gorev lennı surdunnesı. Ceza, Tı- caret ve Toprak yasalan gıbı görece laık sayılacak mevzuat yaşama geçınlırken şenat yasalannın da yururiukte bırakıl- ması, hatta gostermelık bır anayasa ku- rumuna karşın devlet yonetımının fetva- larla yonlendınlmesı gıbı yanlışlıklar, ye- nı fikır, yasa ve kurumlann, daha başlan- gıcında yozlaşması sonucunukaçınılmaz kılmıştır Cumhunyet dönemı bu yanlışlıklara firsat vermedığı ıçın başanlı olmuştur Atatûrk devnmlen çağdaş, akılcı ve bı- lımsel oğelen ıçerdığı ıçın, yenı yasa ve kurumlar yaşama geçınlırken, bu dev- nmlen kostekleyıcı nıtehkte bulunan ya- sa ve kurumlara devam olanağı tanınma- mıştır Devnmlenn en önernlı ozellığı de sanınz kı budur Çunkü devnmlenn ba- şanya ulaşması, o devnmın temelınde ve ozunde bulunan ılkelerden odun verme- mekle sağlanabılır Aksı halde genye do- nûş kaçınılmazdır Bugun kımılennce ortaya atılan, çağ- dışılığın çağdaşlıklabırlıkte yan yana ya- şayabıleceğı duşüncesı bu nedenle ge- çersızdır 1980 sonrası anayasa v e başka bazı yasalarda yapılan değışıklıkler de bu olumsuzluklann somut kanıtlandır Orneğın ana>asada dın derslen zorunlu- luğunun getınlmesı, mezhepsel farklılık- lan gıderek çatışmaya donuşturecek ve ulusal ulku birüğj kavrammı yok edecek olumsuzluklan ortaya çıkarmıştır Tûrk Ceza Yasası'ndan 163 maddenın kaldı- nlması yenı Turk devletının temelıne ve onun kurucu ondenne akıl almaz saldı- nlarla devnmlenn yozlaştınlmasına yo- nelmıştır Dığer yandan, dınsel eğıtım ge- nelleştınlıp yaygınlaştınlırken, devnmı- rruzın eğıtım bırlığı ılkesı buyuk olçude zedelenmıştır Bu gıbı ulusal ülkuden sapmaya yonelık her tur gen akım, top- lumu hızla ummetçılığe goturen sakınca- lı gınşımler olarak en büyuk duyarlılık- la değerlendınlmehdır Ote yandan, Ataturk devnmlennın ye- nlmesı ıçın jlle de dın öğesını ortaya atanlar, laıklığı kasten ve onyargılı bı- çımde saptırarak halkı yanıltanlar, vatan- daşlanmızı, ınananlar ve ınanmayanlar dıye aynma kalkışanlar asla samımı de- ğıldırler Bu davranış bıçımı, ulusumuza yapılacak en buyuk kotuluktur Şu husu- su kesınlıke bılmek gerekır kı, Ataturk devnmlen asla dıne ve tslama karşı de- ğıldır Tam aksıne, dın ve ıbadet ozgur- luğunün garantısıdır Devnmlenn karşıt olduğu şey dın degıl, dıncı bağnazlıktır, dın adı altında halkın dın duv gulannın kı- şısel çıkarlar ıçın somurusüdur Yıne unutulmamalıdır kı, hıçbırrejım, kendısını ortadan kaldırmaya yönelık gı- nşımlere ızın vermez Laık Cumhunye- te, ulusal devlete, ulusun ülkesıy le bütün- luğune kasteden gınşımler ve kurumlar, ozgurlük adına yaşama geçınlemez Ata- turk devnmlen, onun özunden ve temel ılkelennden odun venlerek yaşatılamaz ARADABIR MEHMET AKİF TULUMLU Hukukçu Nesneleşen Şiddet Toplumsal bılıncımızde ne kadar karşı olursak ola- lım, şiddet, bır gudu ve eylenen olarak yaşamımı- zın 'leıtmotıvı' olmaya devam edıyor, çunku yapısal paradokslarımızdan bın o Superego tarafından yadsınan saldırı durtusu, bılınçaltımızın loş korıdor- lannda bır ılkçağ yaratığı gıbı gızlenmekte, şer sa- atı geldığınde yaşadığımız hayata trajık damgasını vurmaktadır Postmodern toplumda şiddet sadece ınsanal ze- delenışın ve yıkımın somut bır gondergesı olmakla kalmıyor, aynı zamanda, bınbır bıçımıyle oynanan oyunlann tematık bır oğesı olarak da karşımıza çı- kıyor, çıkarılıyor Televızyon, sınemanın bu konudakı 'başarısını' sollamış durumda Kurgulanmış olduğu ıçın etkıle- yıcılığını bır olçude yıtıren şiddet fılmlenyle yetınmı- yor, televızyoncu bu kez sırtladığı kamerası ve maç- anlatır ses tonuyla şımdı, şu anda yaşanan yıkımın ta ıçıne gondenyor bızı Ama ne gam' Doğrudan dogruya kendımıze yonelmeyen şiddet tekduze, cansıkıcı anlanmıza bıraz şaşkınlık bıraz heyecan katıyor, ama asıl katkısı tabıı kı kanalın tecımsel ya- nına Boylece şiddet kıtle ıletışımının en yaygın araçla- nyla bır nesne olarak pazara sunulurken bıreylerde ve toplumda ıçselleşıyor, urkutucu ve dramatık ya- nını yıtırerek sıradan, doğal bır olay halıne gelıyor, gulmek ve hapşırmak gıbı Kımı televızyon kanalla- rı şımdılerde daha da tehlıkeh bır donemece gırmış durumdalar Yıkıp yok etme olaylannı anlatmada ve canlandır- mada eylemcının bızzat kendısını başrolde oynat- maktadırlar Burada şıddete oznel gerekçeler ve haklılık pay- lan da eklenmektedır Şu halde ınsanal yıkım, psı- ko-patolojık durtulerie gerçekleştırılmış olsa bıle oz- nesı tarafından yapıştırılmış sahte adalet pullarıyla dış dunyaya gonderılen bır mektup duzeyıne ulaş- maktadır Her gece bu tur mektuplan okuyup duru- yoruz, ınansak da ınanmasak da Şıddetın nesneleşmesı elbette sadece medya ku- ruluşlarına bağlanabılecek bır olgu degıl insanın kazanmak/kaybetmek ıkılemı dışında varolabılme olanaklannın daraltıldığı, ıçınde hıçbır etık değerın bannmadığı bır yaşama modelının sonucudur bu Yine de şiddet fenomenının yaşanan hayatın bızzat kendısıyletemellendınlmesı medyayı busbutun ak- lamamıza da yetmıyor, zıra başanyı ve para kazan- mayı oynanan ve yaşanan şıddetın uzerıne bındır- dığınızde kaba kuvvet felsefesının populıst bır ey- lem kıpıne donuşebıleceğını hesap etmenız gere- kır En azından kuçuk çocuklara, genç çocuklara kar- şı sorumlu mevkıde bulunduğunu unutmamalıdır medya Kımı bılımcıler ve yazarlar yaşadığımız çağı bılgı çağı dıye nıteleyıp duruyorlar, ama bana kalırsa bak- mak ve gorunmek çağında yaşıyoruz Bakıyoruz Bırçok olumsuz şey gıbı yıkımlara da Friedrich Dürrenmatt gormenın ve duşunmenın bugun bır- bırınden ozgul bıçımde ayrıldığını soylerken hıç de haksız değıl, gerçekten baktığımız şeyı aynı anda duşunmemekten, sorgulamamaktan dolayı seyırcı olmaktan oteye gıdemıyoruz Butun şiddet bıçımlennı hayatta ve sınemada de- vamlı ve dtngın bırer seyırcı gıbı seyredıp duruyo- ruz Hep merak edıyorum. Bu fılmlen ne zaman de- ğıştıre(bıle)ceğız? İşçiye Meclis yasak SEMİH ÖZEN BANKSİS Genel Boşkam A nayasal sakıncasmdan olsa gerek, 2821 sayılı Sendıkalar Yasası'nda yapılan son değışıklıkte sendıka- lar uzenndekı sıyaset yasağı kal- dırılmaz Sendıkalann tıcaret yapmalanna ışverenkımlığıtaşı- malanna ızın venlır Fakat parlamentonun kapıla- n sendıkacılara sıkı sıkıya kapalı tutulur Hal boyle olunca da ne kadar değışıklık ya da ıyıleştırme yapılırsa yapılsın sendıkal hak ve oz- gürluklenmız uzenndekı antıdemokratık guçlenn ıpoteğı, geleceğımızı karanlıkta bırakır Çağdaş ve ozgur sendıkacılık hakkımıza golge duşurur Ulkemızde son on yılda uygulanagelen ücret pazarlığına dayalı sendıkacılık hareketı pek çok olumlu sonuçlann elde edılmesını sağlamasına karşın gunumuzde pek çok sorunumuzun takılıp kalmasına da en buyuk neden olur Turk sendıkal hareketının sık sık knze gırmesınde 'kurtuluş' yo- lunu açmada sıkıntıya duşmesınde siyasette bır ağırhğı olmamasının önemlı rolu vardır Sendıkalar ve de ışçıler uzenndekı sıyaset ya- sağı, bu kesımın sıyası partılere katılımına engel olduğundan, emekten yana polıtıkalar ureten, en azından bu ıddıada bulunan sosyal demokrat çız- gıdekı sıyası partılenn gelışmesı ve en buyuk ık- tıdar adayı olması da hayal noktasında demır atar Bugune kadar sıyası partılenmızın yandaşlan bazı sendıka lıderlennı seçım lıstelenne alarak bunlara parlamentonun kapılannı açması, ışçıle- nn ve de sendıkalann haklannı genışletmekten çok ışçılen aldatmaya vonelık bır gelışmeyı ser- gıler Meclıs'e çeşıtlı partılenn lıstesınden gıren bü ış- çı lıderlen bırer okse kuşu gorunumunu venr Ço- ğu da zaten mılletvekılı seçıldıkten sonra, "grup karanna u>ma mecbunyetmı' one surerek, ışçı- lenn değıl partı vonetıcılennın hızmetınde olur 1980 yılına kadar sendıkal hak ve ozgurlukle- nn kısmen de olsa sağladığı etkılı mücadele sılah- lan ve guçlu sendıkacılık olgusu, ışçılen ve de sendıkalan parlamento dışı kalsalar da ulkeyı yo- netenler uzennde etkılı kıldığından, ışçı kesımın- de sıyasetle uğraşma ıkıncı planda kalmıştır Ancak 1980 \e 1990 sonrası gelışmeler serbest pıyasa ekonomı somurusu, sendıkal haklar uzenn- dekı kısıtlamalar ve yasaklar sendıkalann gele- neksel etkınlığını buyuk olçude zaafa uğratır Son on beş yıhn uygulamalanna bakıldığında parlamentoya hakım kesımlenn hak ve ozgurluk- lerde aslan payını aldıklan gorulur Çıkar grupla- n alenen hukumet kurma başbakan tayın etmede ve pek çok yasalarda çıkarlannı kollama gıbı ey- lemlerde onemlı roller ustlenmeye başlarlar Genel olarak vergı yasalannda gorulduğu gıbı parlamentoda "reform" etıketı altında goruşulen son "Vergı Vasas" da etkılı gruplann mudahalesı ıle reform nıtelığınden sıynlır Sıradan bır değı- şıklık halıne dönüşur Hepımız tecrübelenmızle bırtakım değışrneyen şartlan tespıt edenz Bu tespıtlenmızle de bırta- kım sağlam hukumlenn sahıbı oluruz Işte bov lesıne tespıtlerden bınsi "en mçözümıi, sıkınbvı vaşavan insanın bulabılecegı" gerçeğıdır Bu tespıtten hareketle, sendıkacı olarak şovle bır hukme varmamız kabıldır "tşçının halınden sen- dikacı anlar Sendıkal hak ve ozgüriuklerde en iyi tesprtı sendıkacılar >apar." Bu gerçeğe rağmen parlamentoda ışçılen tanı- mayan sıkıntılannı bılmeyen hangı sıyası eğılım- de olursa olsun, farklı katmanlardan gelen Meclis uyelennden çalışanlann dertlenne de% a olmalan beklenıldığınden ışçılenn ezılmelen, horlanmala- n buyuyerek gunumuze kadar devam eder Yaşayan bılır sozu boşuna değıldır Sıkıntılann çozümmerkezı 'parlamento'dur Parlamentoda ış- çıler ve de sendıkacılar hak ettıklen ağırhğı elde etmedığı surece de, sosyal devlet yapısı kurula- maz Sağlıklı ışleyemez En onemlısı, demokrası en ıyı savunuculanndan mahrum kalır Işçılere sendıkacılara 'parlamento'nun kapılan açılmalı- dır Sendıkalann sıyaset yasağı mutlaka kaldınl- malıdır Daha sonra da ışçılenn ve sendıkacılann parlamentoya kendı sıyası örgutlen kanalı ıle mı gıreceğı, yoksa yonetımlerde ağırlıklan oranında mı temsıl edıleceklen sosyal demokrat veya kıt- le partılen yolu ıle mı gıreceklen konusundakı ter- cıh gundeme gelecektır Boyle bır tabloda ışçılenn ve de sendıkacılann en ıyı seçımı yapacaklan bılınmelıdır Maç gecesi eve dönerken T urkıye-Isvıçre maçının yapıldığı gece bırkaç arkadaşla beraber eve donüyoruz Anıden sağ tarafımızda patlayan sılah seslenyle yerlenmızden sıçnyoruz Dört-beş kışı bır araya gelmışler, kaldınmın ortasında havaya ateş edıyorlar, karanlıkta kıvılcımlan görûyoruz Bırden çevredekı evlerden de ateş edıldığını farkedıyoruz Ve o anda, maç gecesi olduğunu anlıyoruz Bırkaç yıl once bır kıyı kasabasında gördüğürn tunstler gebvor aklıma Gecenm sessızlığınde ansızın ınsanların avaz avaz bağırarak sokaklara fırladıklannı görunce dehşete düşen tunstler Onlara, yalnızca gol atıldığını anlatmamızı, yıne de suren şaşkmlıklarını ve ne kadar guldüğümü anımsıyorum Bırkaç yıl sonra bır gece kendı ulkemde, kendı kentımde kendı ınsanlanmın arasında aynı korkuyu yaşayacağımı nereden bılebılırdım 9 O maç gecesi sılah seslen saatlerce sürdü, perdelen kapalı odamda saatlerce oturdum ve düşündum Bedensel enerjımızı harcamak ıçın, hareket ettıgımızı duşundum Düşunsel enerjımızı harcamak ıçın duşunmemız gerektığıru duşundum Okumalı, bılgı bırıkımımızı arttırmalı, çözümler uretmelı, gerektığınde karşı çıkmalı yaşamı kendı ellenmızle bıçımlendırmelıyız Her çocuğa ayn ayn ozen gostermelı, onlarla konuşmalı, güzellıklen oğretmeh. onlan sevmelı, tanımalı ve ateş etmemeyı öğretmelıyız Insan olduklan ıçın sevınç dolmalı ıçlenne, coşkulan sılah patlamalanna donüşmemelı Insanlar, benım ulkemın ınsanlan kocaman bır aıleye. ınsanlık aılesıne aıt , Feminizm ve demokrasi S ayınDoç Dr Ercan Kmlav. 18 Nısan 1995 günu yayımlanan kadmlık durumu ustune pek çok doğruyu dıle getıren 'Ucretsiz Aile Gücu' başlıklı yazınızdakı bırçok görüşe katılmakla beraber, bır yanlışı ıznınızle düzeltmek gereğını duyuyorum Kadınhaklan mucadelesınde "içinde erkekduşmanlığı' tohumlannın kola>ca yeşerebikceğı femınıst' yaklaşımlara karşı çıkılmasr gerektığını one suren görüşünuz, kanımca önemlı ve cıddı bır duşünce akımı olan femınızmı yetennce ıncelemeden vanlmış, bıraz basmakalıp bır yargıdır' Feminizm 'kadın"ın aklı, ozgur ıradesı yurttaş sorumluluğu, duygulan ve cınsellığıyle buturduk ıçınde tum bir msan'olma mucadelesıdır1 Fransız Devnmı vle başlamıştır ve hâlâ surmektedır Evrensel kultüre onemlı katkılarda bulunmuş femınıst yazarlar, duşünurler araştırmacılar sanatçılar (Örneğın Mrginia VVoolf, Simone de Beauvoire vs) kadının olduğu kadar erkeğın gelenekselleşmış rollennı de sorgulamışlardır' Femınızmın ıç çeşıtlılıklen arasında ıktısadı sömüruye erkek baskısı kadar onem veren 'sosvalist femınizm'olduğu gıbı erkek egemenlığının ıktısadı somuruye yol açtığını savlayan 'radikal feminizm" de vardır Feminizm erkek duşmanlığının tohumlannı banndırabılır mı9 Böyle bır gereklılık yok' (Erkek egemenlığının tek kurbanı kadınlar olmadığına gore1 ) Banndırmay abılır, banndırabılır de Tıpkı sosyalızmın fanatık burjuva duşmanlığının tohumlannı ulusçuluğun ırkçılık ve olduğunu düşunmelı Sıra arkadaşına kınlenıp, annesının soğan bıçağını okula getırmemelı gençler Ders arasında arkadaşımn yanına sınsıce vaklaşmamalı, bıçağı çıkarmamalı, arkadaşına seslenıp, kendıne doğru donduğünde karnına saplamamalı bıçağı akan kanlara bakıp kalmamalı Yapmay ın çocuklar, kıymayın bırbınnıze' Duşünun, okuyun, konuşun, sorgulayın, tartışın, anlayın Yanlışlan surduımeyın Duşüncelennız bır yerde tıkanıyorsa yanlış olduklanndandır Duşunce zıncınnızı doğru kurun Çünık temeller üzennde faşızm tohumlannı gızleyebıleceğı lıberal kapıtalızmın hastalığı vaşlılığı yoksulluğu hor gorme tohumlannı besleyebıleceğı gıbı Istersenız olasılıklan bırakıp olan'a bakalım' E>1atian olduğumuz halkın bılincinin buyuk bolumu ve bilinçaltının tumu kadın nefretL kadın korkusu. kadın duşmanhgıv la tıka basa dolu! Bu gerçeğı kavrayabılmek ıçın guzel dılımızm çırkın obur yuzune kufür ve argo 'hazinemize'(') göz atmak yeter Feminizm, demokratıkleşme oluşrurmayın kışılığınızı Büyüklenn her şeyı doğru yaptığını kım söyledı sıze 9 ınsan oldürmenm kolay taşınabılır bır yuk olduğunu kım soyledı 9 lsveç'te sakın odasında maçı ızleyen ınsanlan dûşunun Onlar bır spor karşılaşmasını ızledıler belkı bıraz duş kınklığına uğradılar Sızler sokaklara dokuldunuz, Avrupa nın, ayak seslenmzı duymasını ısteyerek sılahlara sanldınız, belkı sabahlara kadar uvumadınız Ve benı kendı ulkemde bıryabancıya donuşturdunûz Mehveş Omaj surecınde, amaca gıden yolu kısaltacak toplumsal hareketlılıklerden bındır Demokrası mucadelesı verenlenn femınızmı dışlaması değıl, ona destek olmması gerekır' 'Kadın'ın ozgul durumunu ıncelerken ulkemızın ozgul koşullannı (Omeğın, Kemalıst devnmlenn değen, şımdılerde yukselen ırtıca tehlıkesı) unutan femınıst arkadaşlar v arsa, onlan elbette eleştınnz ama bu ayn bır konudur Saygılanmla Prof. Dr. Erendiz Atasü PENCERE 2'nci Diinya Savaşı Nasıl Bir Savaştı?.. 'Dunya Savaşı' deyışıne çocukluğumda bır turlu akıl erdıremezdım Okulun duvanna asılı duran dunya hantasında, Av- rupa bır avuçluk yer tutuyordu, savaşın dışında ka- lan yeryuzu coğrafyası uçsuz bucaksızdı Kendı kendıme soruyordum - Neden dunya savaşı? Buyuduğum zaman, adına dunya savaşları denen olgunun, somurgelen paylaşım savaşlan olduğunu oğrenecektım Ikıncı Dunya Savaşı'nın Avrupa'da sona ermesı, şımdı buyuk torenlerle kutlanıyor Ancak ınsanlık bu kanlı seruvenın anlamını yeriı yenne koyabılıyor mu? 'Insanlık' derken, bu sozcuğun yalnız Batı'yı vur- gulamadığını anımsatmak gerekır mı? • 'Saft'nın dışında kalan coğrafyada kımı sorulann yetennce ırdelenmedığını duşunuyorum, hazırlopfi- kırlerı ıthal etmek alışkanlığına sahıbız, medyamızda ve unıversrtelenmızde genel-geçer yaklaşım, yaratı- cılık ya da ozgun yorum değıl, Batı'nın soyledıklen- nı yınelemek uzennedır Batı'nın masal gıbı anlattıklanna bakılırsa "Ikıncı Dünya Savaşı demokrası cephesıyle faşıst ve Nazı- ler arasında bır hesaplaşma" ımış . Doğru mu? Eh, Sovyetler'dekı Stalın rejımını demokrası sayar- sak, bu savda bır gerçeklık aranabılır Yine de dunyanın paylaşımı uzenne Avrupa'da pat- layan bır savaşı, "demokrasıyle faşızm arasında he- saplaşma" sayabılmek çok guç1 Ikıncı Dunya Sa- vaşı, 'bınncı 'den artakalan mıras kavgasıdır Sovyet- ler, HHIer'e karşı dırenışte başrolu oynadı Stalın Rus- yası'nı "kanlı bır dıktatohuk" dıye nıteleyen Batılı, Ikıncı Dunya Savaşı'nı "demokrasılehe faşızm ara- sında hesaplaşma" dıye nıteleyebılır mı? Demokra- sı olduğu soylenen Ingıltere 1930 larda bır somurge ımparatorluğuydu, ozgurlük rejımı el kadar bır ada- cık olan metropolde geçerlıydı Fransa'nın buyru- ğundakı Cezayır Hındıçınıvb somurgelerdekıaydın- lar ne duşunuyorlardı? Somurgelerde yaşayan aydın, hangı tarafı tutma- lıydı? Metropolu mu? Hıtler'ı mı? Stalın'ın Sovyetler'ı olmasaydı Ikıncı Dunya Sava- şı'ndan sonra sıyasal somurgecılığın tasfiyesıne baş- lanabılır mıydı? Yoksa devran olduğu gıbı yurur muydu? . • ABD nın Japonya uzerıne atom bombasını atma- sı da yeterınce ırdelenmış değıldır Insanlığın en buyuk cınayetlerınden bın ışlendı Hı- roşıma ve Nagazakı kentlerınde çoluk çocuk kadın erkek, dede nıne sıvıl halkın ustune atom bombası- nı atma emrını kım verdı? Amerıka Cumhurbaşkanı Truman değıl mı? "Savaş suçu" kavramı Ikıncı Dunya Savaşı'ndan sonra belırgınleştı Nurnberg mahkemelerınde sa- vaş suçlusu Nazıler soykınm suçuyla yargılandılar Pekı Amenkan Cumhurbaşkanı Truman neden savaş suçlusu olarak yargılanmadı? Sıvıl halkın uzenne atı- lan atom bombalan kuşaklar boyu surecek bır cına- yetın ağır ve unutulmaz suçunu oluşturmuyor muy- du? 1 • 2'ncı Dunya Savaşı'nın Avrupa'da sona ermesının 50'ncı yıldonumu her yanda kutlanıyor Ancak bu kutlamalar, Batı'nın kendıne ozgu man- tığı ıçınde gerçekleşecektır 40 mılyon ınsanı yok eden bır canavarlığın kaynağı Batı'da odaklanıyor ama Batı bu konuyu hıçbır zaman yetennce ırdele- mıyor Bugun de dunyadakı butun savaşlara sılah pazar- laması yapan Batı değıl mı? Batı uygarlığının temelı "eleştırel akıl" ustunde yuk- selır Batı da yalnız emperyalızmın odakları ve sılah fabnkatorlen yok, ınsan haklarını ve sosyalızmı savunanlar da var Bız ıkıncılerden yanayız TEKMAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN E \ o 1994 16 Koy tşlen Kooperatıf Bakanlığı na ızafeten Hazı- neAvukatıAv ŞahıkaArsov undavalı "VusufYılmaz aleyhıne mahkememızde açmış olduğu kooperatıfin feshı davasının vapılan açık yargılaması sırasmda, Dava konusu edılen Tekman ılçesıne bağlı Korsu koyunde Kov Kalkınma Kooperatıfı kurulmuştur Soz konu>>u kooperatıfin kurullan oluşturulmadığı gıbı, herhangı bır faalıyet de gostermedığı tespıt edıl- dığınden, amacına uygun bır şekılde organıze edılme- yen ış bu kooperatıfin feshı ıstemıne ılışkın dava mah- kememızde açılmış olup dava dılekçesının bugüne kadardavalıYusufYılmaz ateblığedılmedğıanlaşıl- mıştırDavah Yusuf Yılmaz ın bunca aramalara rağ- men bulunamadığı ve teblıgata varar açık adresmın de belırlenemedığı anlaşümakla, yukanda belırtılen dava dılekçesının ozetının davalıya ılanen teblığıne karar v enlmış olmakla duruşma gunu olan 30 5 1995 günu duruşmada bızzat hazır bulunması veya kendı- sını bır vekılle temsıl ettırrnesı, aksı takdırde tahkıkat \e yargılamanın davalının yokluğunda devam edıp huküm v enleceğı teblıgat yenne kaım olmak uzere ıla- nen teblığ olunur 28 3 1995 Basın 20566 SIK SIK ARÇELİK... Yenilik! Arçelik'te çok şık var. Biri de değiştirme! Markası ne olursa olsun, eski çamaşır makinenizi 5 milyonluk peşinata sayıyoruz. Düşlediğiniz FulİAutomatic çamaşır makinesini alıp gidiyorsunuz. 1600 Arçelik Yetkili Satıcısı'nda Şık Şık Arçelik'ler sizi bekliyor! •**« omaşır maktne&ı rermosifon
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear