Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 9 MAYIS 1995 SALI'
OLAYLAR VE GORUŞLER
Öclün^effiârek yaşatılamaz...Unutulmamalıdır kı hıçbır rejım, kendısını ortadan kaldırmaya
yönelık gınşımlere ızın vermez Laık Cumhunyete, ulusal
de\ lete, ulusun ülkesıyle bütünlüğüne kasteden gınşımler ve
kurumlar, özgurluk adına yaşama geçınlemez
BAHİR M. ERÜRETEN Hukukçu
A
taturk devnmlennın en
belırgın nıtelığı, duşunce-
ye ve bılıme dayalı bırtop-
lum yaratma amacında so-
mutlaşan ve hıçbır devn-
mın ozunde bulunmayan
süreklı yenılenmeyı ıçermesidır
Turk ulusal devnm sürecı, 195O'lı yıl-
lann başlanna kadar az çok aksatılmadan
surdurülmuş çok partılı rejıme geçışı-
mızden bu yana ucuz v e kola> sıyasal ba-
şan ugruna halkımızın dınsel duygulan
somurulerek yozlaştınlmaya çalışılmış-
tır Kabul etmek gerekır kı buamacabu-
yuk olçude ulaşılmıştır Çağdaş devletın
temelını oluşturan laiklik ükesi ndenbu-
yuk odunler venlmış, çeşıtlı ınanç ve
mezhep farklıhklannın var olduğu ulke-
mızde tek yanlı ve zorunlu dınsel eğıtım-
le, ulusal bırlığın özu zedelenırken kor-
pe beyınler devnm karşıtı gorüşlerle bı-
çımlendınlmıştır
Buna karşın, sozde devnmlere bağlı
Ataturkçu kesım akıl almaz suskunlugu-
nu devam ettırmış hatta son zamanlarda
bır tur savunmaya çekılmıştır Işın daha
acı yonü, hıçbır şekılde yadsınma olası-
lığı bulunmayan devnm ılkelennın, san-
kı, dıne aykın bır yönü gerçekten var-
mışçasma, bazı akademık toplantı ve pa-
nellerde bıle bu \on tartışılmaya ve ka-
bul gormeye başlamıştır Bu goruşlenn
sahıplen çağdaşlaşmanın ulkemızde,
yuz ellı yıl evvelınden başladıgını, 1923
devnm sûrecının aynı nıtelıkh bu surecın
devamı olduğunu, laıklık ılkesının de
esasen varolup Tanzımat fermanı ıle ya-
salaştınldığını, o tanhlerden sonra yu-
rurluğe konulan ceza v e tıcaret yaşamı ıle
ılgılı yasalann Batılılaşma gınşımlenne
omek olduğunu, şımdı gelınen bu aşama-
da dın ışlennın cemaatlere bırakılması-
nı, dın eğıtımının genelleştınlmesı ve
özelleştınlmesını, tûmüyle tankat evle-
nnınaçılmasınıvs rahatlıklasoyleyebıl-
mektedırler
Kanımızca bu görüşlenn sahıplen ve
>andaşlan -\taturkçu laıklık ılkesının
tüm oğelennı kavTayamadıklan bır yana-
boylesine sentezcı tavırlan ıle de bır 'aj-
mazlık ıçindedırler Oncelıkle, duraksa-
madan açıklamak gerekır kı, Osmanlı'da
1923 devnmınden önce gınşılen ıyı nı-
yetlı çağdaşlaşma eylemîennın başanlı
olduğunu ılen surmek olası değıldır Bu
başansızlığın gerçek nedenı, getınlen
Batılılaşma evlemlennın ve ortaya ko-
nulan yenı kurumlann, aynı zamanda. es-
kı çağdışı yasa ve kurumlarla beraberce
yaşama geçınlmesıdır Oysaeskıyasave
kurumlar tamamen ortadan kaldınlma-
dıkça yenılık hareketlennın başanya
ulaşmasına olanak yoktur Nıtekım öyle
olmuştur Örneğın Batı tıpı okullar ve
yuksek öğretım kurumJan yaşama geçı-
nlırken ote yandan ortaçağ kurumu nıte-
lıklı mahalle mekteplen ve medreselenn
bırlıkte devam ettınîmelen bıryanda'ni-
zamiye mahkemeteri' devreye konulur-
ken aynı zamanda 'şeriye mahkemele-
ri'nın gorev lennı surdunnesı. Ceza, Tı-
caret ve Toprak yasalan gıbı görece laık
sayılacak mevzuat yaşama geçınlırken
şenat yasalannın da yururiukte bırakıl-
ması, hatta gostermelık bır anayasa ku-
rumuna karşın devlet yonetımının fetva-
larla yonlendınlmesı gıbı yanlışlıklar, ye-
nı fikır, yasa ve kurumlann, daha başlan-
gıcında yozlaşması sonucunukaçınılmaz
kılmıştır
Cumhunyet dönemı bu yanlışlıklara
firsat vermedığı ıçın başanlı olmuştur
Atatûrk devnmlen çağdaş, akılcı ve bı-
lımsel oğelen ıçerdığı ıçın, yenı yasa ve
kurumlar yaşama geçınlırken, bu dev-
nmlen kostekleyıcı nıtehkte bulunan ya-
sa ve kurumlara devam olanağı tanınma-
mıştır Devnmlenn en önernlı ozellığı de
sanınz kı budur Çunkü devnmlenn ba-
şanya ulaşması, o devnmın temelınde ve
ozunde bulunan ılkelerden odun verme-
mekle sağlanabılır Aksı halde genye do-
nûş kaçınılmazdır
Bugun kımılennce ortaya atılan, çağ-
dışılığın çağdaşlıklabırlıkte yan yana ya-
şayabıleceğı duşüncesı bu nedenle ge-
çersızdır 1980 sonrası anayasa v e başka
bazı yasalarda yapılan değışıklıkler de
bu olumsuzluklann somut kanıtlandır
Orneğın ana>asada dın derslen zorunlu-
luğunun getınlmesı, mezhepsel farklılık-
lan gıderek çatışmaya donuşturecek ve
ulusal ulku birüğj kavrammı yok edecek
olumsuzluklan ortaya çıkarmıştır Tûrk
Ceza Yasası'ndan 163 maddenın kaldı-
nlması yenı Turk devletının temelıne ve
onun kurucu ondenne akıl almaz saldı-
nlarla devnmlenn yozlaştınlmasına yo-
nelmıştır Dığer yandan, dınsel eğıtım ge-
nelleştınlıp yaygınlaştınlırken, devnmı-
rruzın eğıtım bırlığı ılkesı buyuk olçude
zedelenmıştır Bu gıbı ulusal ülkuden
sapmaya yonelık her tur gen akım, top-
lumu hızla ummetçılığe goturen sakınca-
lı gınşımler olarak en büyuk duyarlılık-
la değerlendınlmehdır
Ote yandan, Ataturk devnmlennın ye-
nlmesı ıçın jlle de dın öğesını ortaya
atanlar, laıklığı kasten ve onyargılı bı-
çımde saptırarak halkı yanıltanlar, vatan-
daşlanmızı, ınananlar ve ınanmayanlar
dıye aynma kalkışanlar asla samımı de-
ğıldırler Bu davranış bıçımı, ulusumuza
yapılacak en buyuk kotuluktur Şu husu-
su kesınlıke bılmek gerekır kı, Ataturk
devnmlen asla dıne ve tslama karşı de-
ğıldır Tam aksıne, dın ve ıbadet ozgur-
luğunün garantısıdır Devnmlenn karşıt
olduğu şey dın degıl, dıncı bağnazlıktır,
dın adı altında halkın dın duv gulannın kı-
şısel çıkarlar ıçın somurusüdur
Yıne unutulmamalıdır kı, hıçbırrejım,
kendısını ortadan kaldırmaya yönelık gı-
nşımlere ızın vermez Laık Cumhunye-
te, ulusal devlete, ulusun ülkesıy le bütün-
luğune kasteden gınşımler ve kurumlar,
ozgurlük adına yaşama geçınlemez Ata-
turk devnmlen, onun özunden ve temel
ılkelennden odun venlerek yaşatılamaz
ARADABIR
MEHMET AKİF TULUMLU
Hukukçu
Nesneleşen Şiddet
Toplumsal bılıncımızde ne kadar karşı olursak ola-
lım, şiddet, bır gudu ve eylenen olarak yaşamımı-
zın 'leıtmotıvı' olmaya devam edıyor, çunku yapısal
paradokslarımızdan bın o Superego tarafından
yadsınan saldırı durtusu, bılınçaltımızın loş korıdor-
lannda bır ılkçağ yaratığı gıbı gızlenmekte, şer sa-
atı geldığınde yaşadığımız hayata trajık damgasını
vurmaktadır
Postmodern toplumda şiddet sadece ınsanal ze-
delenışın ve yıkımın somut bır gondergesı olmakla
kalmıyor, aynı zamanda, bınbır bıçımıyle oynanan
oyunlann tematık bır oğesı olarak da karşımıza çı-
kıyor, çıkarılıyor
Televızyon, sınemanın bu konudakı 'başarısını'
sollamış durumda Kurgulanmış olduğu ıçın etkıle-
yıcılığını bır olçude yıtıren şiddet fılmlenyle yetınmı-
yor, televızyoncu bu kez sırtladığı kamerası ve maç-
anlatır ses tonuyla şımdı, şu anda yaşanan yıkımın
ta ıçıne gondenyor bızı Ama ne gam' Doğrudan
dogruya kendımıze yonelmeyen şiddet tekduze,
cansıkıcı anlanmıza bıraz şaşkınlık bıraz heyecan
katıyor, ama asıl katkısı tabıı kı kanalın tecımsel ya-
nına
Boylece şiddet kıtle ıletışımının en yaygın araçla-
nyla bır nesne olarak pazara sunulurken bıreylerde
ve toplumda ıçselleşıyor, urkutucu ve dramatık ya-
nını yıtırerek sıradan, doğal bır olay halıne gelıyor,
gulmek ve hapşırmak gıbı Kımı televızyon kanalla-
rı şımdılerde daha da tehlıkeh bır donemece gırmış
durumdalar
Yıkıp yok etme olaylannı anlatmada ve canlandır-
mada eylemcının bızzat kendısını başrolde oynat-
maktadırlar
Burada şıddete oznel gerekçeler ve haklılık pay-
lan da eklenmektedır Şu halde ınsanal yıkım, psı-
ko-patolojık durtulerie gerçekleştırılmış olsa bıle oz-
nesı tarafından yapıştırılmış sahte adalet pullarıyla
dış dunyaya gonderılen bır mektup duzeyıne ulaş-
maktadır Her gece bu tur mektuplan okuyup duru-
yoruz, ınansak da ınanmasak da
Şıddetın nesneleşmesı elbette sadece medya ku-
ruluşlarına bağlanabılecek bır olgu degıl insanın
kazanmak/kaybetmek ıkılemı dışında varolabılme
olanaklannın daraltıldığı, ıçınde hıçbır etık değerın
bannmadığı bır yaşama modelının sonucudur bu
Yine de şiddet fenomenının yaşanan hayatın bızzat
kendısıyletemellendınlmesı medyayı busbutun ak-
lamamıza da yetmıyor, zıra başanyı ve para kazan-
mayı oynanan ve yaşanan şıddetın uzerıne bındır-
dığınızde kaba kuvvet felsefesının populıst bır ey-
lem kıpıne donuşebıleceğını hesap etmenız gere-
kır
En azından kuçuk çocuklara, genç çocuklara kar-
şı sorumlu mevkıde bulunduğunu unutmamalıdır
medya
Kımı bılımcıler ve yazarlar yaşadığımız çağı bılgı
çağı dıye nıteleyıp duruyorlar, ama bana kalırsa bak-
mak ve gorunmek çağında yaşıyoruz Bakıyoruz
Bırçok olumsuz şey gıbı yıkımlara da Friedrich
Dürrenmatt gormenın ve duşunmenın bugun bır-
bırınden ozgul bıçımde ayrıldığını soylerken hıç de
haksız değıl, gerçekten baktığımız şeyı aynı anda
duşunmemekten, sorgulamamaktan dolayı seyırcı
olmaktan oteye gıdemıyoruz
Butun şiddet bıçımlennı hayatta ve sınemada de-
vamlı ve dtngın bırer seyırcı gıbı seyredıp duruyo-
ruz
Hep merak edıyorum. Bu fılmlen ne zaman de-
ğıştıre(bıle)ceğız?
İşçiye Meclis yasak
SEMİH ÖZEN BANKSİS Genel Boşkam
A
nayasal sakıncasmdan olsa gerek,
2821 sayılı Sendıkalar Yasası'nda
yapılan son değışıklıkte sendıka-
lar uzenndekı sıyaset yasağı kal-
dırılmaz Sendıkalann tıcaret
yapmalanna ışverenkımlığıtaşı-
malanna ızın venlır Fakat parlamentonun kapıla-
n sendıkacılara sıkı sıkıya kapalı tutulur
Hal boyle olunca da ne kadar değışıklık ya da
ıyıleştırme yapılırsa yapılsın sendıkal hak ve oz-
gürluklenmız uzenndekı antıdemokratık guçlenn
ıpoteğı, geleceğımızı karanlıkta bırakır Çağdaş
ve ozgur sendıkacılık hakkımıza golge duşurur
Ulkemızde son on yılda uygulanagelen ücret
pazarlığına dayalı sendıkacılık hareketı pek çok
olumlu sonuçlann elde edılmesını sağlamasına
karşın gunumuzde pek çok sorunumuzun takılıp
kalmasına da en buyuk neden olur Turk sendıkal
hareketının sık sık knze gırmesınde 'kurtuluş' yo-
lunu açmada sıkıntıya duşmesınde siyasette bır
ağırhğı olmamasının önemlı rolu vardır
Sendıkalar ve de ışçıler uzenndekı sıyaset ya-
sağı, bu kesımın sıyası partılere katılımına engel
olduğundan, emekten yana polıtıkalar ureten, en
azından bu ıddıada bulunan sosyal demokrat çız-
gıdekı sıyası partılenn gelışmesı ve en buyuk ık-
tıdar adayı olması da hayal noktasında demır atar
Bugune kadar sıyası partılenmızın yandaşlan
bazı sendıka lıderlennı seçım lıstelenne alarak
bunlara parlamentonun kapılannı açması, ışçıle-
nn ve de sendıkalann haklannı genışletmekten
çok ışçılen aldatmaya vonelık bır gelışmeyı ser-
gıler
Meclıs'e çeşıtlı partılenn lıstesınden gıren bü ış-
çı lıderlen bırer okse kuşu gorunumunu venr Ço-
ğu da zaten mılletvekılı seçıldıkten sonra, "grup
karanna u>ma mecbunyetmı' one surerek, ışçı-
lenn değıl partı vonetıcılennın hızmetınde olur
1980 yılına kadar sendıkal hak ve ozgurlukle-
nn kısmen de olsa sağladığı etkılı mücadele sılah-
lan ve guçlu sendıkacılık olgusu, ışçılen ve de
sendıkalan parlamento dışı kalsalar da ulkeyı yo-
netenler uzennde etkılı kıldığından, ışçı kesımın-
de sıyasetle uğraşma ıkıncı planda kalmıştır
Ancak 1980 \e 1990 sonrası gelışmeler serbest
pıyasa ekonomı somurusu, sendıkal haklar uzenn-
dekı kısıtlamalar ve yasaklar sendıkalann gele-
neksel etkınlığını buyuk olçude zaafa uğratır
Son on beş yıhn uygulamalanna bakıldığında
parlamentoya hakım kesımlenn hak ve ozgurluk-
lerde aslan payını aldıklan gorulur Çıkar grupla-
n alenen hukumet kurma başbakan tayın etmede
ve pek çok yasalarda çıkarlannı kollama gıbı ey-
lemlerde onemlı roller ustlenmeye başlarlar
Genel olarak vergı yasalannda gorulduğu gıbı
parlamentoda "reform" etıketı altında goruşulen
son "Vergı Vasas" da etkılı gruplann mudahalesı
ıle reform nıtelığınden sıynlır Sıradan bır değı-
şıklık halıne dönüşur
Hepımız tecrübelenmızle bırtakım değışrneyen
şartlan tespıt edenz Bu tespıtlenmızle de bırta-
kım sağlam hukumlenn sahıbı oluruz
Işte bov lesıne tespıtlerden bınsi "en mçözümıi,
sıkınbvı vaşavan insanın bulabılecegı" gerçeğıdır
Bu tespıtten hareketle, sendıkacı olarak şovle bır
hukme varmamız kabıldır "tşçının halınden sen-
dikacı anlar Sendıkal hak ve ozgüriuklerde en iyi
tesprtı sendıkacılar >apar."
Bu gerçeğe rağmen parlamentoda ışçılen tanı-
mayan sıkıntılannı bılmeyen hangı sıyası eğılım-
de olursa olsun, farklı katmanlardan gelen Meclis
uyelennden çalışanlann dertlenne de% a olmalan
beklenıldığınden ışçılenn ezılmelen, horlanmala-
n buyuyerek gunumuze kadar devam eder
Yaşayan bılır sozu boşuna değıldır Sıkıntılann
çozümmerkezı 'parlamento'dur Parlamentoda ış-
çıler ve de sendıkacılar hak ettıklen ağırhğı elde
etmedığı surece de, sosyal devlet yapısı kurula-
maz Sağlıklı ışleyemez En onemlısı, demokrası
en ıyı savunuculanndan mahrum kalır Işçılere
sendıkacılara 'parlamento'nun kapılan açılmalı-
dır Sendıkalann sıyaset yasağı mutlaka kaldınl-
malıdır Daha sonra da ışçılenn ve sendıkacılann
parlamentoya kendı sıyası örgutlen kanalı ıle mı
gıreceğı, yoksa yonetımlerde ağırlıklan oranında
mı temsıl edıleceklen sosyal demokrat veya kıt-
le partılen yolu ıle mı gıreceklen konusundakı ter-
cıh gundeme gelecektır Boyle bır tabloda ışçılenn
ve de sendıkacılann en ıyı seçımı yapacaklan
bılınmelıdır
Maç gecesi eve dönerken
T
urkıye-Isvıçre
maçının
yapıldığı
gece bırkaç
arkadaşla
beraber eve
donüyoruz Anıden sağ
tarafımızda patlayan sılah
seslenyle yerlenmızden
sıçnyoruz Dört-beş kışı bır
araya gelmışler, kaldınmın
ortasında havaya ateş
edıyorlar, karanlıkta
kıvılcımlan görûyoruz
Bırden çevredekı evlerden
de ateş edıldığını
farkedıyoruz Ve o anda,
maç gecesi olduğunu
anlıyoruz
Bırkaç yıl once bır kıyı
kasabasında gördüğürn
tunstler gebvor aklıma
Gecenm sessızlığınde
ansızın ınsanların avaz avaz
bağırarak sokaklara
fırladıklannı görunce
dehşete düşen tunstler
Onlara, yalnızca gol
atıldığını anlatmamızı, yıne
de suren şaşkmlıklarını ve
ne kadar guldüğümü
anımsıyorum Bırkaç yıl
sonra bır gece kendı
ulkemde, kendı kentımde
kendı ınsanlanmın arasında
aynı korkuyu yaşayacağımı
nereden bılebılırdım
9
O maç gecesi sılah seslen
saatlerce sürdü, perdelen
kapalı odamda saatlerce
oturdum ve düşündum
Bedensel enerjımızı
harcamak ıçın, hareket
ettıgımızı duşundum
Düşunsel enerjımızı
harcamak ıçın duşunmemız
gerektığıru duşundum
Okumalı, bılgı bırıkımımızı
arttırmalı, çözümler
uretmelı, gerektığınde karşı
çıkmalı yaşamı kendı
ellenmızle
bıçımlendırmelıyız Her
çocuğa ayn ayn ozen
gostermelı, onlarla
konuşmalı, güzellıklen
oğretmeh. onlan sevmelı,
tanımalı ve ateş etmemeyı
öğretmelıyız Insan
olduklan ıçın sevınç dolmalı
ıçlenne, coşkulan sılah
patlamalanna donüşmemelı
Insanlar, benım ulkemın
ınsanlan kocaman bır aıleye.
ınsanlık aılesıne aıt ,
Feminizm ve demokrasi
S
ayınDoç Dr
Ercan Kmlav. 18
Nısan 1995 günu
yayımlanan
kadmlık durumu
ustune pek çok doğruyu dıle
getıren 'Ucretsiz Aile Gücu'
başlıklı yazınızdakı bırçok
görüşe katılmakla beraber,
bır yanlışı ıznınızle
düzeltmek gereğını
duyuyorum Kadınhaklan
mucadelesınde "içinde
erkekduşmanlığı'
tohumlannın kola>ca
yeşerebikceğı femınıst'
yaklaşımlara karşı
çıkılmasr gerektığını one
suren görüşünuz, kanımca
önemlı ve cıddı bır duşünce
akımı olan femınızmı
yetennce ıncelemeden
vanlmış, bıraz basmakalıp
bır yargıdır'
Feminizm 'kadın"ın aklı,
ozgur ıradesı yurttaş
sorumluluğu, duygulan ve
cınsellığıyle buturduk ıçınde
tum bir msan'olma
mucadelesıdır1
Fransız
Devnmı vle başlamıştır ve
hâlâ surmektedır Evrensel
kultüre onemlı katkılarda
bulunmuş femınıst yazarlar,
duşünurler araştırmacılar
sanatçılar (Örneğın Mrginia
VVoolf, Simone de Beauvoire
vs) kadının olduğu kadar
erkeğın gelenekselleşmış
rollennı de sorgulamışlardır'
Femınızmın ıç çeşıtlılıklen
arasında ıktısadı sömüruye
erkek baskısı kadar onem
veren 'sosvalist
femınizm'olduğu gıbı erkek
egemenlığının ıktısadı
somuruye yol açtığını
savlayan 'radikal feminizm"
de vardır
Feminizm erkek
duşmanlığının tohumlannı
banndırabılır mı9
Böyle bır
gereklılık yok' (Erkek
egemenlığının tek kurbanı
kadınlar olmadığına gore1
)
Banndırmay abılır,
banndırabılır de Tıpkı
sosyalızmın fanatık burjuva
duşmanlığının tohumlannı
ulusçuluğun ırkçılık ve
olduğunu düşunmelı Sıra
arkadaşına kınlenıp,
annesının soğan bıçağını
okula getırmemelı gençler
Ders arasında arkadaşımn
yanına sınsıce
vaklaşmamalı, bıçağı
çıkarmamalı, arkadaşına
seslenıp, kendıne doğru
donduğünde karnına
saplamamalı bıçağı akan
kanlara bakıp kalmamalı
Yapmay ın çocuklar,
kıymayın bırbınnıze'
Duşünun, okuyun, konuşun,
sorgulayın, tartışın, anlayın
Yanlışlan surduımeyın
Duşüncelennız bır yerde
tıkanıyorsa yanlış
olduklanndandır Duşunce
zıncınnızı doğru kurun
Çünık temeller üzennde
faşızm tohumlannı
gızleyebıleceğı lıberal
kapıtalızmın hastalığı
vaşlılığı yoksulluğu hor
gorme tohumlannı
besleyebıleceğı gıbı
Istersenız olasılıklan bırakıp
olan'a bakalım' E>1atian
olduğumuz halkın bılincinin
buyuk bolumu ve
bilinçaltının tumu kadın
nefretL kadın korkusu. kadın
duşmanhgıv la tıka basa
dolu! Bu gerçeğı
kavrayabılmek ıçın guzel
dılımızm çırkın obur
yuzune kufür ve argo
'hazinemize'(') göz atmak
yeter
Feminizm, demokratıkleşme
oluşrurmayın kışılığınızı
Büyüklenn her şeyı doğru
yaptığını kım söyledı sıze
9
ınsan oldürmenm kolay
taşınabılır bır yuk olduğunu
kım soyledı
9
lsveç'te sakın odasında maçı
ızleyen ınsanlan dûşunun
Onlar bır spor
karşılaşmasını ızledıler
belkı bıraz duş kınklığına
uğradılar Sızler sokaklara
dokuldunuz, Avrupa nın,
ayak seslenmzı duymasını
ısteyerek sılahlara sanldınız,
belkı sabahlara kadar
uvumadınız
Ve benı kendı ulkemde
bıryabancıya
donuşturdunûz
Mehveş Omaj
surecınde, amaca gıden yolu
kısaltacak toplumsal
hareketlılıklerden bındır
Demokrası mucadelesı
verenlenn femınızmı
dışlaması değıl, ona destek
olmması gerekır'
'Kadın'ın ozgul durumunu
ıncelerken ulkemızın ozgul
koşullannı (Omeğın,
Kemalıst devnmlenn
değen, şımdılerde yukselen
ırtıca tehlıkesı) unutan
femınıst arkadaşlar
v arsa, onlan elbette
eleştınnz ama bu ayn bır
konudur Saygılanmla
Prof. Dr. Erendiz
Atasü
PENCERE
2'nci Diinya Savaşı
Nasıl Bir Savaştı?..
'Dunya Savaşı' deyışıne çocukluğumda bır turlu
akıl erdıremezdım
Okulun duvanna asılı duran dunya hantasında, Av-
rupa bır avuçluk yer tutuyordu, savaşın dışında ka-
lan yeryuzu coğrafyası uçsuz bucaksızdı
Kendı kendıme soruyordum
- Neden dunya savaşı?
Buyuduğum zaman, adına dunya savaşları denen
olgunun, somurgelen paylaşım savaşlan olduğunu
oğrenecektım
Ikıncı Dunya Savaşı'nın Avrupa'da sona ermesı,
şımdı buyuk torenlerle kutlanıyor Ancak ınsanlık bu
kanlı seruvenın anlamını yeriı yenne koyabılıyor mu?
'Insanlık' derken, bu sozcuğun yalnız Batı'yı vur-
gulamadığını anımsatmak gerekır mı?
•
'Saft'nın dışında kalan coğrafyada kımı sorulann
yetennce ırdelenmedığını duşunuyorum, hazırlopfi-
kırlerı ıthal etmek alışkanlığına sahıbız, medyamızda
ve unıversrtelenmızde genel-geçer yaklaşım, yaratı-
cılık ya da ozgun yorum değıl, Batı'nın soyledıklen-
nı yınelemek uzennedır
Batı'nın masal gıbı anlattıklanna bakılırsa "Ikıncı
Dünya Savaşı demokrası cephesıyle faşıst ve Nazı-
ler arasında bır hesaplaşma" ımış .
Doğru mu?
Eh, Sovyetler'dekı Stalın rejımını demokrası sayar-
sak, bu savda bır gerçeklık aranabılır
Yine de dunyanın paylaşımı uzenne Avrupa'da pat-
layan bır savaşı, "demokrasıyle faşızm arasında he-
saplaşma" sayabılmek çok guç1
Ikıncı Dunya Sa-
vaşı, 'bınncı 'den artakalan mıras kavgasıdır Sovyet-
ler, HHIer'e karşı dırenışte başrolu oynadı Stalın Rus-
yası'nı "kanlı bır dıktatohuk" dıye nıteleyen Batılı,
Ikıncı Dunya Savaşı'nı "demokrasılehe faşızm ara-
sında hesaplaşma" dıye nıteleyebılır mı? Demokra-
sı olduğu soylenen Ingıltere 1930 larda bır somurge
ımparatorluğuydu, ozgurlük rejımı el kadar bır ada-
cık olan metropolde geçerlıydı Fransa'nın buyru-
ğundakı Cezayır Hındıçınıvb somurgelerdekıaydın-
lar ne duşunuyorlardı?
Somurgelerde yaşayan aydın, hangı tarafı tutma-
lıydı?
Metropolu mu?
Hıtler'ı mı?
Stalın'ın Sovyetler'ı olmasaydı Ikıncı Dunya Sava-
şı'ndan sonra sıyasal somurgecılığın tasfiyesıne baş-
lanabılır mıydı? Yoksa devran olduğu gıbı yurur
muydu? .
•
ABD nın Japonya uzerıne atom bombasını atma-
sı da yeterınce ırdelenmış değıldır
Insanlığın en buyuk cınayetlerınden bın ışlendı Hı-
roşıma ve Nagazakı kentlerınde çoluk çocuk kadın
erkek, dede nıne sıvıl halkın ustune atom bombası-
nı atma emrını kım verdı?
Amerıka Cumhurbaşkanı Truman değıl mı?
"Savaş suçu" kavramı Ikıncı Dunya Savaşı'ndan
sonra belırgınleştı Nurnberg mahkemelerınde sa-
vaş suçlusu Nazıler soykınm suçuyla yargılandılar
Pekı Amenkan Cumhurbaşkanı Truman neden savaş
suçlusu olarak yargılanmadı? Sıvıl halkın uzenne atı-
lan atom bombalan kuşaklar boyu surecek bır cına-
yetın ağır ve unutulmaz suçunu oluşturmuyor muy-
du? 1
•
2'ncı Dunya Savaşı'nın Avrupa'da sona ermesının
50'ncı yıldonumu her yanda kutlanıyor
Ancak bu kutlamalar, Batı'nın kendıne ozgu man-
tığı ıçınde gerçekleşecektır 40 mılyon ınsanı yok
eden bır canavarlığın kaynağı Batı'da odaklanıyor
ama Batı bu konuyu hıçbır zaman yetennce ırdele-
mıyor
Bugun de dunyadakı butun savaşlara sılah pazar-
laması yapan Batı değıl mı?
Batı uygarlığının temelı "eleştırel akıl" ustunde yuk-
selır Batı da yalnız emperyalızmın odakları ve sılah
fabnkatorlen yok, ınsan haklarını ve sosyalızmı
savunanlar da var
Bız ıkıncılerden yanayız
TEKMAN ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
E \ o 1994 16
Koy tşlen Kooperatıf Bakanlığı na ızafeten Hazı-
neAvukatıAv ŞahıkaArsov undavalı "VusufYılmaz
aleyhıne mahkememızde açmış olduğu kooperatıfin
feshı davasının vapılan açık yargılaması sırasmda,
Dava konusu edılen Tekman ılçesıne bağlı Korsu
koyunde Kov Kalkınma Kooperatıfı kurulmuştur
Soz konu>>u kooperatıfin kurullan oluşturulmadığı
gıbı, herhangı bır faalıyet de gostermedığı tespıt edıl-
dığınden, amacına uygun bır şekılde organıze edılme-
yen ış bu kooperatıfin feshı ıstemıne ılışkın dava mah-
kememızde açılmış olup dava dılekçesının bugüne
kadardavalıYusufYılmaz ateblığedılmedğıanlaşıl-
mıştırDavah Yusuf Yılmaz ın bunca aramalara rağ-
men bulunamadığı ve teblıgata varar açık adresmın
de belırlenemedığı anlaşümakla, yukanda belırtılen
dava dılekçesının ozetının davalıya ılanen teblığıne
karar v enlmış olmakla duruşma gunu olan 30 5 1995
günu duruşmada bızzat hazır bulunması veya kendı-
sını bır vekılle temsıl ettırrnesı, aksı takdırde tahkıkat
\e yargılamanın davalının yokluğunda devam edıp
huküm v enleceğı teblıgat yenne kaım olmak uzere ıla-
nen teblığ olunur 28 3 1995 Basın 20566
SIK SIK ARÇELİK... Yenilik!
Arçelik'te çok şık var. Biri de değiştirme! Markası ne olursa olsun, eski çamaşır makinenizi
5 milyonluk peşinata sayıyoruz. Düşlediğiniz FulİAutomatic çamaşır makinesini alıp gidiyorsunuz.
1600 Arçelik Yetkili Satıcısı'nda Şık Şık Arçelik'ler sizi bekliyor!
•**«
omaşır maktne&ı
rermosifon