Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 27 MAYIS 1995 CUMARTESİ
12 DIZIYAZI
Uos. Dr. YILDİZ Bâ~fî7ZL
Başlarken
27 Mayıs olayı genegündemde. Üzerinde en çok durulan
yönleri; idam kararlan, Menderes'in mektubu, Gürsel
Paşa 'nın rolü. Eski Milli Birlik Komitesi üyelerinden Suphi
Karaman, Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan yazı
dizisindeyakınıyor: "Bugünedek, '27MaytsDevrimi'olarak
adlandırdan tarihsei olayın oluşumunıtn ve sonuçlannın
siyasal ve toplumsal değeıiendirilmesiyeterinceyapümamıştır.
Yazdı vegörsel basında hep darağaçlannın önplana
çıkardması dikkaderi özün dışına çekmiştin..." Saym
Karaman 'ın yerden göğe kadar hakkı var. Ancak, bu
satırlan okuyunca aklıma, 1969 yılında yayımlanan
"Türldye'de UeridAkmtlar" başlıklı kitabım geldi. Zira ben
ilkdoktora tezim olan oyapıtta, 27 Mayıs eylemini, Uerid
akımlardan biri olarak ele almış, bir bilimsel
değerlendirmesini yapmaya çalışmıştım. tarihimizin bu çok
önemli sayfasınm, kamuoyuna gerçekten çokyapay ve hatta
yanlış bir şekilde yansıtıldığına bakarak, bu kitaptan bazı
aktarmalar yapmamn faydalı olacağını düşündüm.
Yolsuzhık ve baskdara tepki1950'li yıllann sonuna
doğru. çok partili rejimle be-
raber, liberal ekonomiye ge-
çişin bunalımı yaşanıyordu.
Menderes hükümeti. para
emisyonlanna dayanarak.
büyük arazi sahiplerine ge-
niş krediler açmış, tanmda
makineleşme küçük ve orta
çiftçiyi yıkıma götürmüş.
toprak reformu ise askıda
kaltruştı. Sanayii teşvikama-
cıyla, devlet sektörünün
önemli bölümleri; kömür,
madenler, petrol, denizyolla-
n vs özel teşebbüse açılmış,
yabancı sermayeyi teşvik
ederek. borçlara dayanarak
kalkmma yolu tutulmuştu.
Bütün bunlar Kemalizm'ın
temel prensiplerine aykıny-
dı. 1954'te çıkanlan bir ka-
nunla. devletin petrol üzerin-
deki tekeli kaldınlmış, Şhell.
Ca!tex. Mobil Oil gibi şirket-
ler, araştırma ruhsatlan al-
mış. fakat petrolü işletme-
mişlerdi. Yabancı Sermayeyi
Teşvik Kanunu'yla, bu ser-
mayeye önemli ödüller veril-
miş. devlet de gene para
emisyonlanna dayanarak.
yerli yabancı karma şirketle-
re ucuz krediler açmıştı. NA-
TO'ya bağlanan Türkiye'nin
askeri masraflan da bütçede
önemli bir delik açmıştı.
Açık. halka yükletilen vergi-
lerle kapatılıyordu. Enflas-
yon hızla yükseliyor, orta ve
az gelirlilerin yaşam düzeyi
düşüyordu.
Muhalefete baskı
Derin sosyal, ekonomık
dertlere çare bulamayan
Menderes hükümeti muhale-
fete karşı şiddet tedbirlerinı
arttırdı. Buönlemlerin başlı-
ca hedefı: Hükümetin zam-
lar, para emisyonlan ve enf-
lasyon gibi önlemlerine kar-
şı bir kampanya açmış olan
CHP'yi susturmaktı. Hükü-
meti tenkit eden gazeteciler
hapse atıldıgı gibi. 4 Mayıs
1959'da parti başkanı 1. İnö-
nü'ye suıkast tertip edildi. 3
Nisan 1960'ta, lnönü'nün
Kayseri'ye gitmesini önle-
mek için polis ve ordu kuv-
vetlen kullanıldı.
Gıtgide kızışan bu iç kav-
ga. 1960Nisanrndapatlama
noktasınagelmişri. DP hükü-
meti. 1961 seçimlerinden
önce muhalefeti yıpratmak
için. TBMM'de bir tahkikat
encümeni (komisyonu) ku-
rulmasına ve bu komisyona
olağanüstü yetkiler verilme-
sine dair bir kanun çıkardı.
Amaç. "Milli güvenliği tehB-
keyekoyuyor",gerekçesiyle.
CHP aleyhine tahkikat açtır-
mak ve muhalefet partisini
ortadan kaldırmaktı.
Henüz yeni kurulmaya
başlamış olan çok partili de-
mokratik rejımin böylece
tehlikeye girmesi, üniversite
çevrelerinde orduda ve ay-
dınlar arasında geniş tepki-
ler yaptı. lstanbul'da on bin-
lerce öğrencinin yaptığı bü-
yük gösterilere. profesörler,
hukukçular, gazeteciler ve
diğer aydınlar da katılmış...
Gitgide büyüyen bu gösten-
leri bastırmaya polis gücü
yetmeyince, nihayet hükü-
met ordunun müdahalesini
istemişti. Ancak. eylemi bas-
tırmakJa görevlendirilen su-
baylar. tutuklanan öğrencile-
ri kışlalannda birer misafır
gibi kabul etmişlerdi.
Ordunun kızgınlığı
Eski Milli Birlik Komitesi
üyelerinden Ahmet Yıldız,
"Tedbirler Kanunu"nun or-
duda yaptığı tepkiyi şöyle
anlatıyor: "Bu sırada birçok
subay rcjimin tehlikeye gjrdi-
ği, korunması istenen birçok
kurumun susturulmak tehli-
kesinde olduğu fıkrindevdi-
ler. Zaten genel olarak ordu
içinde, ordunun alt ve ü$t ka-
demelerinde Menderes ida-
resine karşı derin bir hoşnut-
suzlukvardı."(l)
General Fahri Belen, 27
Mayıs hareketinden sonra
yazdığı bir kitapta, bu hoş-
nutsuzluğu şöyle belirtiyor:
"Ordu, keyfi hareketkrden,
DP'nin koruduğu adamlann
orduya girmesinden mem-
nun değildi. Fakat asıl derin
yara maddhdi. Ordu efradı-
nın eski kışlalardaki havatıv-
la, iktisadi devtet teşekkülle-
rindeki lüks hayat, bir çelişki
oluşturuyordu."(2)
Görüldüğü gibi. ekonomik
bunalım orduyu da etkile-
miş, orta tabakalann önemli
bir bölümünü ohışturan ge-
1960'a geiindiğinde hükümete karşı tepkiler artmıştı. istanbul ve Ankara'da on binlerce öğrencinin yaptığı büyük göste-
rilere, profesörler, hukukçular, gazeteciler ve diğer aydınlar da katılmış, gösteriler günden güne büyümüştü.
niş bir subaylar zümresinın
yaşam düze> inı düşürmüştü.
Ekonomık dertlere çare bula-
mayan, orduya gereksiz yap-
tınmlaryapan Menderes ida-
resinin siyasal özgürlükleri
daha da kısmaya gitmesi, or-
dudaki kjzgınlığı büsbütûn
arttınmıştı. Bundan da öte.
Kemalizm'in temel ilkeleri
çigneniyor, yabancı serma-
yeye yurdun bağımsızlığıyla
bağdaşmayan ödüller verili-
yordu. Bundan ötürü, burada
bir yurtseverlık. mıllı çıkar-
lan korumak, yurdu kurtar-
mak sonınu \ardı.
Milli Birlik Komitesi'nin
yayımlamış oldugu. Türk
Kültür Derneği Tüzüğü"nde,
(3) eylemin ilke ve hedefleri
şöyle belirtiliyordu:
1- Kemalist devletçiliği
yeni koşullara göre uygula-
mak. Yani devletin egemen
olduğu bir karma ekonomı
politikası gütmek.
2- Planlı ve dengeli bir
devletçilik sistemi kurmak.
Merkezi bir planla, bütün
kaynaklan, milli ekonominin
gelişmesini sağlayacak bi-
çimde seferber etmek.
3- Kanunlar, sosyal re-
fomnlar ve özellikle vergı re-
formu ile sosyal adaleti sağ-
lamak. Orta tabakalan ve iş-
çi ile köylüyü korumak.
4- Topraksız köylüyü top-
raklandıracak radikal bir top-
rak reformu yapmak.
5- Çıkarlan milli çıkarlar-
la bağdâşmayan büyük bur-
juvazinin gücünü kırmak.
Onlann, yurdu sosyal-eko-
nomik yıkıma götüren sıya-
setlerine yeni bir yön ver-
mek.
6- Demokratik hak ve öz-
gürlükleri sağlamak.
7- Dış siyasette, Mustafa
KemaKin 'Yurtta banş, ci-
handa banş' şiannı kabul et-
mek._(4) 27 Mayıs eylemi.
orta tabakalann. kendilerini
ezen liberal ekonomiye ve
demokratik hak ve hürriyet-
lerin kısıtlanmasına karşı
tepkılerini ıfade ediyordu.
Yayımladıklan Türk Kültür
Derneği Tüzüğü'nde şöyle
deniyordu: "Gayrimeşru ka-
zançlara \ol açacak ekono-
mik koşullar hiçbir şekilde
yaratılmamalıdır. Her türlü
imkânlardan bütün vatan-
daşlann adil koşullar altında
yararlanmaları sağlanmalı
ve sömürme kazançlanna
engel olunmahdır."
27 Mayısçılann, Kemalist
yoldan çıkılmasına, gayri-
meşru yollarla büyük servet-
ler edinen bir zümrenin, az
gelirlileri ve orta tabakalan
ezmesine, milli ekonomiyi
batırmasına isyan ettikleri
açıktır. Onlarca, iktidan eli-
ne geçirmiş olan bu zümre
ihanet içindedir. Bu nedenle,
eski idarenin sorumlulan,
Bayar. Menderes ve dığerle-
ri muhakeme edılip, idama
mahkûm edildikleri gibi, bü-
tün yüksek gelirliler mal be-
• 27 Mayıs eylemi,
orta tabakaların,
kendilerini ezen
liberal ekonomiye
ve demokratik hak
ve hürriyetlerin
kısıtlanmasına
karşı tepkilerini
ifade ediyordu.
• DP iktidarının
yarattığı ekonomik
bunalım orduyu da
etkilemiş, orta
tabakalann önemli
bir böiümünü
oluşturan geniş bir
subaylar
zümresinin yaşam
düzeyini
düşürmüştü.
• Ekonomik
dertlere çare
bulamayan, orduya
gereksiz
yaptırımlar yapan
iktidarın siyasal
özgürlükleri daha
da kısmaya
gitmesi, ordudaki
kızgınlığı büsbütûn
arttırmıştı.
yanına tabi tutulmuştur. Bu-
nu da: Vergi Reformu Kanu-
nu. Toprak Reformu Kanunu
gibi düzenlemeler izlemiştir.
Kavnaklar:
1- TBMM Tahkikat Encûme-
ninın Vazife ve Salahiyetleri Hak-
kında Kanun. Sabahat Erdemir.
"Milli Birliğe Dogru". İstanbul
1962 2- Tahkikat Encümenı Bil-
dirilen, lt»d. 3- Buyük Kurtuluş.
"27 Mayıs Devrimrnin Açıkla-
ması", İstanbul 1960 4- Fahri Be-
len, "•Demokrasiden Diktatör-
lüğe" istanbul, 1960
Yarın: Reform
projeleri
Dıtilalden iktidarın haberi vardı
Demokrat Parti iktidan-
nın ihtilalden haberi vardı.
Bu görüşün en önemli ta-
nıklanndan birisi 1960 ıh-
tijali döneminde MİT
Başkanı olan Celal Tevfık
Karasapan'dı İhtilalden
sonra yapılan ilk seçimler-
de Afyon'dan milletvekili
seçilen eski büyükelçileri-
mizden Celal Tevfik Ka-
rasapan.
CHP Genel Başkanı Is-
met İnönü başkanlığında
kurulan koalisyon hükü-
metınin Millet Partisi ka-
nadından basın yayın ba-
kanı olmuştu. Ben de ken-
disinin özel kalem müdü-
rü idim.
Karasapan. o dönemde
bakanlık müşaviri olarak
çalışan Altemur Kılıç ile
bana, ihtilalin nasıl yapıl-
dığını en ınce aynntılanna
kadar anlatmıştı. Bu açık-
lamayı doğrulayan diğer
bir anı da zamantn Genel-
kurmay Başkanı Orgeneral
Rüştii Erdelhun'un. Prof
Rrfkı Salim Burçak'a Kay-
seri Cezaevfnde anlattık-
lanydı. Her iki açıklama
da Demokrat Parti iktida-
rının 27 Mayıs ihtilalinin
sorumlusu olduğunu. bü-
tün uyanlara karşın ihtilali
önleyici tedbirlere başvur-
maması sonucu ülkenin
başını büyük bir badireye
soktuğunu ortaya koyuyor-
du.
Karasapan
uyarıyor
Eski Büyükelçi Celal Tevfik Karasapan
şöyle diyordu:
"İhtilalden önce Milli Emniyet Teşkila-
tı'nın başında idim. Gerek İstanbul gerek
Ankara'da üniversite öğrencilerinin her
gün sokağa dökülme nedenlerinin gerçek
yüzünü araşhnyorduk. İhtilale takaddüm
eden günlerde bildiğiniz gibi harp okulu
ögrencileri 21mavısta Kızıla\"da bir >ürü-
viiş yaptılar. Üniversite öğrencilerini kimin
tahrik ettigini bilivorduk. Zamanla bu ate-
şin külleneceğine inanıyorduk. Bir gün ge-
lecek mutlaka sağduyu sahibi olanlar, tah-
rikin nereden geldiğini öğreneceklerdi.
Ancak harp okulu öğrencilerinin hükümet
aleyhine vürüyüşe gecmelerinin bir anlamı
vardı. Çiinkü bilebildiğimiz kadanyla as-
kerler bir emir almadıkça bir komuta zin-
ciri içinde hareket etmeleri olanaksızdı.
SUNUŞ:
27 Mayıs 1960 ihtilali
konusunda şimdiye kadar
çeşitli yayınlar vapıldı.
genellikle asker kökenli
ve Milli Birlik
Komitesi nin çevresinden
uzak durumda bulunan
vazarlar, General Cemal
Madanoğlu gibi çok az
sayıda komite üyelerinin,
ihtilali kendi görüşleri
doğrultusunda değerlendirmelerine tamk oldum.
Milli Birlik Komitesi 'nin son toplantıda, komite
çahşmaları ve idam kararlarıyla ilgili tutanakların 50
vıl açıklanmaması konusunda verdikleri sözden
dönmemeleri sonucu, 23 kişilik Milli Birlik
Komitesi nden hiç kimse herhangi bir vayında
bulunmadı.
Ben 1945 yılında gazeteciliğe başlamıştım.
Demokrasive geçiş döneminde Türkive nin en etkin
gazetelerinden biri olan ve tstanbuldayayımlanan
Vatan gazetesi ile Associated Press Ajansı 'nın Ankara
tttCtttttfttttttt temsikiliği ve 1959
yılında da Washington
Büyükelçiliğimizin Basın
Ataşe Yardımcısı
görevinde bulunduktan
sonra 1960 yılının Ekim
ayı sonlanndan itibaren
komitenm sözcülüğüne
getırildiğimden. ister
istemez birçok olaya
tamk oldum. O günün
koşullarında ve bana
duyulan giivenin
sonucunda edindiğim bilgileri aradan belirli bir süre
geçmeden yayımlamayı dürüst bir davranış saymadım.
Şimdi aradan 35 yıl süre geçti. Hemen belirtmekte
yarar gördüğiim bir husus var: İyisi ve kötüsüvle 1960
ihtilalinden sonra Milli Birlik Komitesi ndekilerin
demokratik rejime geçip yönetimi sivillere teslim
etmekte gösterdikleri olağanüstü çabayı burada
anmadan geçemeyeceğim. Çok zor koşullar altında
mükemmel bir anayasa ile dürüst bir seçımi
gerçekleştirmek için verdikleri mücadeleyi, dünyanın
hiçbir ülkesinde görmek mümkün değil.
verdim. Adnan Mende-
res'in nasıl tedbirler alın-
ması lazım geldtgi yolunda
sorduğu soruya da 'Önce
tahkikat komisyonunu kal-
dırdığınızı ilan edin. Hiç
kimsenin tutuklanmadığını
açıklayın. Seçim tarihini
ilan edin. Başbakanlık'tan'
ıstifa ettiğinizi söyleyın.
Gerisini bize bırakın' de-
dim.
Başbakan Menderes hiç
ses çıkarmadan odanın için-
de gezinhordu. Bir ara dur-
du ve özel kakm müdürüne
Milli Savunma Bakanı Et-
hem Menderes'in derhal
Başbakanuğa gelmesini em-
retti. Biraz sonra Ethem
Menderes, Başbakan'ın
odasındaidi.
Ethem Menderes'in
tepkisi
C. Tevfik Karasapan. Celal Bayar.
Hele hükümet aleyhine Kızılay'ın ortasın-
da gösteride bulunmalan aklın alacağı şey
değiidi.
Harp okulunun Kızılay'da protesto gös-
teri yürüy üşüne kimlerin izin verdiğini öğ-
renmek bizim için zor olmadı. Genelkur-
ma\ Başkanı Orgeneral Rüştü Erdelhun
yürü\üşten habersizdi. Emir, harp okulu
komutanından da gelmemişti. Kısa bir
araştırmadan sonra durum anlaşılmıştı.
Ortada bir ihtilal hazıriıgı vardı. Hem de
lasa bir süre sonra ihtilal gerçekleştirilme-
ye çalışılacaktı. İhtilalin tarihi de 26-27
mayıs gecesi olarak seçilmişti.
Başbakan Adnan Menderes'ten çok
önemli ve son derece acil' gerekçesiyle bir
randevu aldım. Menderes hemen geİmemi
emir vermiş. Başbakanhğa geldiğimde Ad-
nan Menderes'in beni büyük bir merak ve
endişe>le beklediğine tanık oldum. Men-
deres, "Celal Bey bu kadar önemli olan
neymiş?...' diye endişeli bir sesle bana bir
Adnan Menderes. Ethem Menderes.
soru yöneltti. Ben de 'Başbakanım ihtilal döndü ve
hazırlığı var. 26-27 mayıs gecesi harekete
geçilecek' diye kesin bir şekilde konuşun-
ca Adnan Menderes'in \üzü sapsan oldu.
Ayağa kalktı \c odada dolaşmava başladı.
İhtilali kim yapacakmış?' dive ikinci bir
soru yöneltti. Kelimeler ağzından sanki
zorla çıkıyordu. 'Harp okulu' yanıtını ver-
dim. Menderes şaşırmıştı. 'Nasıl olur Ce-
lal Bey, onlar henüz öğrenci. Bir dısıplin
altında. Genelkurmay Başkanf nın ihane-
tinden mi bahsediyorsunuz°'şeklinde bir
çıkış >aptı. Hani ihtilalin gerçekleşmemesi
için bahane anyor gibiydi. Arkasmdan ila-
veetti:
'Siz ne öneriyorsunuz?' dedL 'Efendim
eğer izin verirseniz alınması gereken ted-
birleri sıralayayım. Daha doğrusu isteni-
lenleri size arz edeyim. Eğer bunlan ya-
parsanız ihtilal yüzde seksen önlenir.
Diğer yüzde 20'sini de kendi yöntemle-
rimizle yok etmeye çalışırız" karşılığını
Menderes bana doğru
döndü, 'Dunımu bir kere
de Ethem Bey'e anlatın'
dedi. AJdığım bilgileri ikinci
kez Ethem Menderes'e
naklettim. Ethem Mende-
res gülmeye başladı. Şaşır-
nııştım. Örtada bu kadar
ciddi bir durum varken
Milli Savunma Bakanı gü-
lüyordu. Başbakan da ba-
kanın bu durumuna benim
kadar hayret etmişti. Biz
bir ihtilalden bahsediyoruz,
buna karşın Ethem Mende-
res gülüyordu.
Milli Savunma Bakanı
Menderes, Başbakana
Bu kadar telaş etmeye gerek
yok. Harp Okulu Komutanı Sıtkı Ulay Pa-
şa, Rifat Kadızade'nin yeğeni. Biz onu su
başında bulunsun diye harp okulu komu-
tanlığına getirdik.
Kendisine son derece itimadımız var.
Eğer Celal Tevfik Bey'ın dediği gibi bir
şey varsa, harp okulunda bir şeyler dönü-
yorsa mutlaka bizi haberdar ederdı. Celal
Tevfik Bey. siz ünıversiteli gençlerin yü-
rüyüşlerini de abartılmış şekilde bize ra-
por ediyorsunuz.
Sızin istihbaratınızda bir hata olsa ge-
rek'diyerek beni Başbakan'ın huzunında
küçük düşürmüştü. Başbakan Adnan
Menderes, 'Buna ne dersin' gibisinden yii-
züme baktı. Daha önceki endişe kaybol-
muş, yüzünde bir ferahlama olmuş gibiy-
di Oysa aldığıınız habeıier hiç de Ethem
Menderes'in anlattığı gibi değiidi.
SÜRECEK
POLİTİKA VE OTESt
MEHMED KEMAL
Kaçak Rakının Tarihi...
Bizim Tekel içkilerinin içinde zehir varmış; çıkarı
olanlar, içkilerimizi zehirliyorlarmış. Dedikoduyu or-
taya bir saldılar, şimdi kendileri bile toparlayamı-
yorlar.
Tekel, büyük bir parti mal satmış, kimilerinin çı-
karı bozulmuş, bu zehir dalgası böylece ortaya
çıkmış. Dedikoduyu çıkaranlar için Tekel, yüklü bir
tazminat davası açacakmış, bakalım altından nasıl
kalkacaklar. Tazminat davalan da hayli yüklü olu-
yor. İçinde milyarlık, trilyonluk olanları bile var. Pa-
ra, değerini yitirdikçe tazminatı da böyle büyüyor.
Gazetelerin zehir işini yazdığı gün Paşabahçe
SSK Hastanesi'nde Başhekim Dr. Ergün Kaya
Dizdaroğlu'nun yanındaydım. Ben tıkır tıkır işle-
yen bu güzel hastaneye "Sağlık Fabrikası" derim.
Göz ameliyatından sonra kendimize toptan bir
baktıralım dedik. Yağ, şeker, asit ürik, öteki salgı-
lar... Vücut, toptan bir kalafata çekildi. Şimdilik
"idare" eder. Üzeyir güldü,"Eder mi?" dedi.
Paşabahçe'ye gelmişken, bizim Doğan Katırcı-
oğlu'nun dostudur. fabrika müdürü Esen Ataay'a
da uğradık. Geçip gitmek olmaz. Söz içkilerin ze-
hirinden açıldı.
"Çıkan bozulanlar çıkanyor. Bakan demeç verdi
'terbiyesizler' diye kestirip atmadı mı? Tanırsınız
değil mi bakanı?"
Tanınm Nafîz Kurt'u, nasıl tanımam. Tanışhğımız
Park Otelı günlerinden başlar. Park Oteli'nin bann-
da az mı safalanmız vardır. Sonra politika günleri
gelir.
Hüseyin Alp'le Nafiz Kurt'la bir Karadeniz yol-
culuğumuz olmuştur. Bende didon sakal. Seçim
bölgesınde geziyoruz. Benim sakalı gören seçme-
ne, "Ne diyeceksiniz?" diye soruyorum.
"Kolayı var."
"Ne diyecekseniz, gerçekten, merak ediyonım."
"Kıbns Müftüsü Dânâ Efendi, beyefendiyi (De-
mirel'i) karşılamak için bir delege gönderdi diye-
ceğiz."
Gerçekten de tuttu.
Gezdiğimiz, dolaştığımız yerde beni Dânâ Efen-
di'nin delegesi diye yutturdular.
Rakıdan açıldı, bir de kaçak rakı çekme öyküsü
vardır. Eskiler bilirler, solcuların gittiği meyhaneler-
de bir Zühtü Baba vardı. Kuvayı Milliye dönemin-
de, Güney cephesinde Kılıç Ali'nın yanında dö-
ğüşmüş, Fransızlara karşı savaşmış... Gün gelince
bunlar unutulmuş. Zühtü Baba ortada kalmış. Bir
iş tutacak, ne yapsın? İçki sevıyor, içkiden anlıyor.
Günün bırinde Zühtü Baba kaçak rakı çekmeye
başlıyor. Kuruyor bir ımbik, başlıyor rakı çekme-
ye... Epeyce bu işi yapıyor. Sonunda yakalanıyor.
Dava başlıyor.
Getiriyorlar rakıları, imbikleri..
"Benim rakılar Tekel'den daha iyidir" diye tuttu-
ruyor. Konuyu bilirkişiye göndenyorlar. inceliyorlar.
"Baba'nın rakısı Tekel'den üstün, içimi iyi, sağlı-
ğa bir zaran yok."
Baba rakı çekmekten aklanıyor, kaçak rakıdan
suçlanıyor.
Kuvayı Milliye döneminde rakı yasağında, rakıyı
polis müdürü çekermış, el altından satarmış.
"Nîm sun peymaneyi sâki"
"Neden nîm (yarı)?" '.
"Tadı gelsin!" ',
Tadı, sulandırılmış ak rakıdadır... '•
Gerisine boş ver!
Bugün 27 Mayıs; hiç 12 Mart'a, 12 EyKil'e ben-
ziyor mu? Yitirdiğimizi anyor, yenisini bulamıyoruz.
1
2
3
4
5
6
7
8
9
1 2 3 4 5 6
•tfrthU m• nn uM•
• n
• I I hr
7
•
8 9
f
-
'-
-
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SAĞA:
1/Mektupyazdır-
makta kullanılan
bır tür ses alma
aygıtı. 11 Dere-
beylık Japonya-
sı'nda en aşağı sı-
nıfı oluşturan
halk... Bal konu-
lan ufak tekne. 3/
Boks yapılan
alan... Okyanusya
halklannın erkek-
lıkveberekettan-
nsı. 4/ Dandan
yapılan şarabın
İomıza kanştınlmasıyla elde
edilen eski bir Türk içkisi. 5/
Kazak başkanlanna venlen
ad... Boru sesi. 6/ Izmir'ın
bir ilçesi... Hayat arkadaşı.
7/Köpek... Şaka. 8/Arnavut-
luk'un başkenti... Yurdu-
muzda bırgöl. 9/Budızm'in,
Buda ile tek vücut olmayı
amaçlayan kolu... Bir şiirin,
belli sayıda dızelerden olu-
şan bölümlerinden her biri.
YUKARIDAN AŞAĞIVA:
1' Deride görülen her çeşit iltihaplı hastalık. 2/ Uluslarara-
sı Tıyatro Enstıtüsü'nün sımgesı... Çok dikkatli ve özenli
davranan. 3/ Kırk dört okkalık eski bir ağırlık binmı... Bir
nota. 4/ Endonezya'ya özgü bır tür orkestra. 5/ Yemek...
Radyum elementinın sımgesı... En kısazaman süresi. 6/Zi-
hın açıklığı. II tşyen... Bır dılin, bölgelere ve sınıflara gö-
re değışen söyleyış özellığı. 8/Paralar. nakitler... Hava ve
gaz akımlan oluşturmakta kullanılan aygıt. 9/ llaçlı yağ ya
da merhem
Aydınlık• ^ HAFTALIK HABER YORUM DERGİSİ
#Kutmangil-Çiller ilişkisi
Yeni Gunaydın'ın öldürülen patronu Özer
Çiller'in "arazi danışmanrydı...
Eşi: "Kocamı büyük güçler öldürdü"...
Kutmangil-MİT ilişkisi... Ölümünden hemen
önce Çiller'den randevu alınmasını istemişti.
• ABD İstihbaratı'nm Türkiye
sorumlusu Harris'le görüşme
"Türk solu, diğerlerinden daha ulusalcı"
• Almanya 'İslam Zirvesi' düzenledi
Türkiye'den RP davetli
Zirveye Türkiye'den iki "laik" aydın ile
RP'den iki kişi çağrıldı
• Aydınlık, Tolstoy'u çöpten çıkardı
Eczacıbaşı afişinde "Savaş ve Banş"
bir ilaca kurban gitmişti
BUGÜN VE HER CUMARTESİ BAYILERDE