23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16 MAYIS 1995 SALI 10 DIHYAZI Terör,göçühlzlandırdıEvrensel yasalara göre en kutsal hak. "Yaşama hak- la"dır... Son 10 yılda Doğu ve Gü- neydoğu'da artan terör olay- lan nedeniyle ellenndeki en kutsal hakkı korumaya çalı- şan insanlar göç hareketıni daha da hızlandırdı. Artık ts- tanbul'a gelenleri ikı gruba ayırmak gerekiyordu: - Yaşamak için gelenler. - Daha iyi yaşamak içın gelenler. Bir gün terörün biteceğinı ve kentlenne döneceğinı dü- şünen bınlerce aile Diyarba- kır, Gaziantep ve Adana'dan başka Izmır, Istanbul ve An- talya'yı tercıh ediyor. Bugün Antalya ve Istanbul'un nü- fusunun yüzde 10'unusade- ce Güneydoğulular oluştu- ruyor. 1992 yıhnda Doğu Ana- dolu'da 500 köyün göç nede- niyle tamamen boşaldığı, 202 ılkokul ile 11 ortaoku- lun öğrencı olmadığı için ka- patıldığı belırtilırken. bu ra- kamın artan terör olaylan nedeniyle gıttikçe büyüdü- ğü ortaya çıkıyordu. umuda yolculuk 1994 Eylül ayında Tunce- li yöresinde yakjlan ve bo- şaltılan köylerde yaşayan 20 aile Hozat'ta düğün salonu- na yerleşmek zorunda kalır- ken 200 aile Elazığ, Istan- bul, lzmir ve Mersin'e göç etmışti. Doğu ve Güneydoğu'daki zorunlu göç bu yıl da dur- madı. CHP Tunceli Millet- vekilı Sinan Yerlikaya,bugu- ne dek Tuncelı'de 250-300 köyün boşaltıldığını vurgu- luyordu Yerlikaya. "Açlıkve sefalet içinde çadırlarda ya- şamaya mahkûm edilen in- sanlara şeker ve domatesin bile taneyle verildigini" an- latıyordu. Bu insanlann birkısmı Is- tanbul 'dakı hemşenlerinin ya da akrabalannın yanına gelmeyı tercih ettiler. Birkaç aile bir araya gelip kiraladık- lan kamyonlarla "umuda •* yolculuk" başlattı. Ancak, ' İstanbul'da da açlık ye sefa- letlen devam etti. Ümranı- ye, Dudullu. Sultançiftliği, Gülsu> r u ve Gazı Mahalle- si'ne gelen zoraki göçmen- ler. bir-iki göz odalı gece- kondularda bir kaç aile kal- maya başladılar Yan aç, ya- n tok sürdürdükleri yaşam. ne kent ne köy yaşamıydı. Belediyeler çaresiz Terörün yarattığı göç, dü- zensiz ve çarpık kentleşme- yi daha da arttırdı. Adana'da Göç göç biî •Terör nedeniyle göç edenler, nüfus kayıtlarını gittikleri illere aldırmadıkları için bu konuda sayısal olarak kesin rakamlar yok. Ancak terörün yarattığı zorunlu göçle Istanbul'la yarışır hale gelen Mersin'e son sekiz yıl içinde yüz binin üzerinde ailenin göç ettiği tahmin ediliyor. 1-Bakırköy: Sıvaslılar, Karshlar, Kastamonulular, Tokatlılar, Karadenızlıler. 2-Bayrampaşa: Balkan ve Yunanıstan goçmenleri, Kırklarelilıler, Edırneliler. 3-Beykoz: Rızelıler, Hopalılar, Kars ve doğudan gelenler. 4-Beyoğlu: Giresunlular ağırlıklı r~JV ~— ve Karadenızlıler, Sıvaslılar. l^sjS Erzıncanlrtar, Erzurumlular, Elazığlılar. 5-Eminönü: Adıyamanlılar, Malatyalılar, Sıvaslılar, Kaysenlıler. Kastamonulular. 6-Gaziosmanpaşa: Balkan göçmenlen, Sıvaslılar, Giresunlular, KastamonuluJar. Erzurumlular. 7-Eyüp: Özellikle Yugoslav olmak uzere Balkan goçmenleri, Giresunlular, Tokatlılar, Ordululular, Sıvaslılar, Erzurumlular. 8-Kağrthane: Sıvaslılar, Karadenızlıler. 9-Fatih: Kastamonulular, Malatyalılar, Trabzonlular, Sıırtliler, Konyalılar, Erzurumlular, Erzincanlılar. 10-Zeytinburnu: Başta Bulganstan, Yunanıstan göçmenlen ile Gıresunlulann ağırlığını oluşturduğu Karadenizliler. Sıvaslılar, ıç Anadolu'dan gelenler. 11-Şişli: Sıvaslılar. Karadenızlıler, Erzincanlılar, Malatyalılar, Doğu Anadolulular. Kimler 12-Ümraniye: Sıvaslılar, Tokatlılar, Tuncelılıler, Erzurumlular, Trabzonlular, Giresunlular. Gumuşhanelıler. 13-Suttanbeyli: Rizelıler, Tokatlılar, Sinoplular. 14-Sanyer Sıvaslılar, Tokatlılar, Giresunlular, Ordulular, Tuncelıler 15-Üsküdar Rızelıler, Giresunlular, Trabzonlular. Kastamonulular, Sıvaslılar. 16-Sangazi: Karslılar, Vanlılar, Ağnlılar. 17-Esenyurt Karslılar. 18-Kartal: Erzincanlılar, Erzurumlular, Sıvaslılar, çankınlılar, Karadenız ve Karslılar. 19-Kadıköy: Sıvaslılar, Kastamonulular, Karadenızlıler, Ankaralılar, Karshlar, Bıngöllüler, Çankınlılar, Çorumlular. 20-Adalar Erzincanlılar, Sıvaslılar, Kastamonulular, Tokatlılar. Rızelıler, Trabzonlular, Ordulular. Çukurova'daki tanm alanla- n gecekondular yûzünden elden çıkmaya başladı. 2 milyon kent nüfusunun yüzde 60"ının gecekonduda yaşadığı Adana'da artık ça- dırlar kurulmaya başlandı. Çaresiz bir biçimde yeni projeler üretmeye çalışan Belediye Başkanı AytaçDu- rak. devletten yardım istı- yordu: "Terörle mücadeleyeyılda asgari 300 trilyon harcandn ğını kabul edersek, bunun viizde 10'u olan 30 trihon li- ranın Başbakanlık Toplu Konut Idaresi aracılığı ile te- rör nedeniyle iç göçe maruz belediyelere toplu konut \a- pımı için verilinesi halinde, her yıl Güneydoğu Anado- lu'dan büyiik şehirlerimize göç eden 900 bin insanımıza imarİL altyapılı alanlarda ko- nut imkânı sağlanacaktır. Aynca 5-6 milyon insanımı- an da geçimi sağlanacaktır." Göçün kontrol altına alın- masının ve sağlıklı bir şekle dönüştürülmesinin güçlüğü- nü kabul ettığini beîirten is- tanbul Beledıye Başkanı Re- cep Tayyip Erdoğan buna karşın. "Ülkenin bir bölge- sinde insanlar üst iiste ve ye- tersiz şartlarda yaşamaya uğraşırken. diğer bölgelerin de adeta insanlardan soyut- lanıruş veterk edilnıiş bir gö- Kimseırin dönmeye niyeti yok •"Neden geldim lstanbul'a" sorgulu. "Hadi gelin köyümüze gen dönelirn" çağnlı şarkılar dillerde dolaşsa da îstanbuPa göçenler her şeye karşın dönrnek ıstemiyorlar. Tarlalannı, evlerini satıp buraya yerleşmeye karar verenlerin yakınmalan daha çok kentsel hizmetlerle ilgili. EMİNE ALGAN Iş için, aş için, yaşamak ya da daha iyi yaşamak için bu şehr-ı Istanbul'a gelenler, gıderek dayanılmaz hale gelen bu kentte nasıl yaşıyor, kendilerinden dinleyelım ıs- tedik. "Neden gektim İstanbul'a" sorgulu. "Hadi gelin köyümüze geri dönelim"çağn- lı şarkılar dıllerde dolaşmaya başlamışken Istanbul'un varoşlannda gezındık. Bek- lentimız, hoşnutsuzluktu. Kentte, ama kentlilikten uzak biçimde bir yaşam sür- dürmekten yakınacaklar sandık. ancak ya- nıidığımızı gördük. Tarlalarını, evlerini satıp buraya yerleşmeye karar verenienn yakınmalan daha çok kentsel hizmetlerle ılgilı. Asfalt yollar, çocuklara oynayabilecek alanlar ıstiyor "Köyümüze geri döne- lim"diyen bu insanlar. Geri dönme çağnsı da şarkının sözleri olmaktan öte gıtmiyor. Kars'ın bir köyûnden altı yıl önce İstan- bul'a gelen Sebahattin Baydeniz. babadan kalma tarlalannı satıp burada "bir-iki" ev yaptırdığını anlatıyor, 2-3 milyara mal olan evlerini şimdi satarsa zarar edeceğin- den yakınıyor. Bu saatten sonra köyüne geri dönse de yapacak bir şeyi kalmadığı- nı söylüyor. Kucağındaki torununu oyala- maya çalışırken "Bugün biz dönmeye kalksak bu yavrular bırakmaz. Bunlar şe- hirli çocuklar, köyde yapama/lar" dıyor. "Tansu Hanım"dan şikâyetçı daha çok. Bir bakkal dükkânı açmak içın yaptıklan masraftan daha fazla vergi ödemek zorun- k «*.# ^ Kars'ın Sclim Uçesi Bozkuş köyünde imamlık yapan Ayhan Keskin (sol başta), İstanbul'da -şimdilik" misafir. "Orada insanlann karru doy sa, okulu, hastanesi, sosyal yaşanüsı olsa kalkıp buraya getir mi?" diyor. İmamın söylediklerine Kastamonulu Ali Osman Kara (soldan ikinci) da katılarak ekliyor: "Bu sorun ancak köylerin kalkınmasıyla çözülür". 30 yıllık İstanbullu İbrahim Gelirge- zer (sağdan ikinci) ise göçten en çok yaraıiananlann kadınlar olduğu inancında. da kaldıklannı anlatırken "Bu devlet zen- diyor. İstanbul'da yaşamanın zorluklann- diyerek kı-. dan söz ederken çözûm önerisıni ekliyor:ginin babasL fakirin düşmanı zıyor. Sarıgazi'nin Kemal Türkler Mahalle- si'nde yaşamını sürdüren Kastamonulu Ali Osman Kara'mn derdi enflasyon. Ka- ra, Tekel ışçisi, iyi para kazandığını söylü- yor, ama bu enflasyonla ne kadar kazansa yetmeyeceğirun farkında. Kira sorunu yok da çocuklann okul masrafı belını bükme- ye yetıyor. Yine de bir işi olduğu içın İs- tanbul'da bulunmaktan hoşnut. Kara. ış için gelenlerden. "Kastamo- nu'da yapacak iş olsa gelmezdim elbette" ''Köylerin kalkınmasıyla her şey düzelir." "Neden geldiniz İstanbul'a'*dıye sorar- ken en ilginç yanıt, daha biz dünyaya gel- meden buraya yerleşmiş olan 72 yaşındaki İbrahim Gelirgezer'den geliyor. "Rus hu- dudu''ndan buralara geldikten sonra 30 yıl demiryolunda çalışıp emekli olan İbra- him Gelirgezer, yerini yurdunu özlemiş. Kentte yaşamanın bütün yükünü erkekle- rin taşıdıgını söylerken "Neden olsun, ka- dınlar yûzünden geldik" diye yanıtlıyor sorumuzu ve açıklıyor: "Kadın burada rahat. Çamaşır derdi yok, tariaya girmi>or, çocuk okuida. Bütün gün evde otunıp bir kap yemek pişiriyor. Bir de televizyon keyfi... Toplamp dediko- du yapıyorlar. Geziyor da. Erkek çalışsın, para kazansm, onlar da yesin... Git desen gider mi şimdi bu kadın?" Kendisı farkında mı bilmiyoruz ama 72'lik tbrahim Gelirgezer'in çıkarımı, bılimsel çalışmalara koşut. Istatistıklere göre köyden kente göçü en çok isteyen kadınlar. Ve kente yerleştıkten sonra kadınları hiçbir güç köyüne geri gön- deremıyor. Son 10 yılda Doğu ve Güneydoğu'da artan terör olaylan nedeniyle canlannı kurtarmak amacıyla yollara düşen insanlar göç hareketini daha da hızlandırdı. Artık 'daha iyi yaşamak için' İstanbul'a gelenlere birde •yaşayabilmek için' gelenler eklendi. Bu insanlann çoğu başlarını sokabildikleri derme çatma konutlarda birkaç aile bir arada yaştyorlar. Yan aç, yan tok yaşam kavgası verenbu insanlar artık ne köylü, ne de kentli... (Fotoğraflar: EMİNE ALGAN) rüntü içine düşmesinin anla- şdır ve sa\ unulabüir bir yanı olmadtğuu" söylüyordu. Köylerde fnsan kalmadı Atatürk Üniversitesi Kâ- zım Karabekir Eğitim Fakül- tesi Sosyal Bilımler Anabi- lim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hayati Doğanay da terör ve güvenlık sorunu nedeniyle hızlanan iç göç nedeniyle bölgedeki köylerin yüzde 80'inde ortalama nüflıs sa- yısının 200-250'ye düştüğü- nü belirtti. Nüfusu hızla azalan yer- leşmelerin belli merkezler- de toplanması ve hizmetle- rin o merkezlere kanalıze edilmesinın daha doğru ola- cağını ıfade eden Doğanay, böylece altyapı, sağhk, eği- tim ve güvenlik hizmetleri- nın buralara daha kolay ve daha ucuz mahyetle götürü- lebileceğıni kaydetti. Terör nedenıyle göç eden- ler. nüfiıs kayıtlannı da göç ettikJeri illere aldırmadıkla- n için bu konuda kesinlik ka- zanmış resmi rakamlar yok. Bu nedenle yüz binlerce in- san kayıp nüfus olarak de- ğerlendiriliyor. Ancak. terörün yarattığı zorunlu göçle Istanbul'la ya- nşır hale gelen Mersin'e son sekiz yıl içinde yüz binin üzerinde ailenin göç ettiği tahmin ediliyor. Devlet baskısı, koruculu- ğa zorlama. asker ve korucu baskısına dayanamayan in- sanlar bir gece çulunu ve ya- tağını alıp çoluk çocuk yol- lara düşüyor. Cizre, Nusaybin, Batman, Mardın, Eruh, Pervari ve Hakkâri'den göç edenler Türkiye'nın yaşadığı insan- lık utancını da gözler önüne seriyor. Yarın: Cecekondu sorunu Nüfus cüzdanımı kaybettım. Hükümsüzdür. AYKUTDEREN DOĞRUSOY Ehlıyetimı kaybettım. Hükümsüzdür. CELAL KIŞLAK İLAN ÖDEMİŞ 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN Dosya No: 1995/505 Alacaklı Aclan Taşkıran vekillen Av. Çetın Gacar ve Av. Nuran Bezcı Artagan tarafından borçlu Necdet Bakırcıoğlu aleyhinemüdürlüğûmüzdeaçılan 106.250.000 liralık ılamsız alacağa ilışkin takıpte borçlu adına teblıgat yapılamadıği gibi adresi de tespıt edılemedigınden adma ilanen ödeme emri tebliğine karar verilmiş olmakla; Yu kanda yazılı borcu ve takip masraflarını yedı gün ıçerisinde ödemeniz, borcun tamamma veya bir kısmma ıtırazınız varsa yıne bu yedı gün ıçensınde aynca ve açıkça bıldırmeniz. tlK'nin 74. madde- sı gereğınce aynı süre içerısinde mal beyanında bulunmanız, bulunmaz veya hakıkate aykın beyanda bulunursanız hakkınızda cezaı takibat yapılabıleceğı, borç ödenmez veya ıtıraz edil- mezse cebri ıcraya devam olunacaği. itırazla bırlıkte tebliğ gıderlerini ödemeniz. aksi takdırde itiraz etmemiş sayılacağınız, aynca işbu ılanın yayımı tarihınden itıbaren 15 gün sonra ta- rafinıza tebliğ edılmış sayılacağı ılanen tebliğ olunur Basın: 21520 ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Ataç'lı Yıllar... Bu "Ankara Notlan "na başlarken çok önemli saydığım bir uyanda, bir duyuruda bulunmak isti- yorum. Suudi Arabistan'a hacca gidenler, dönme- ye başladılar. Orada karşılaştıklan olaylan, "Ankara Notlan"na yazsınlar. Yazsınlar ki bundan sonra ge- lecek yıllarda gideceklerin başlanna bunlar gelme- sin. Suudi Arabistan'a giden gazetecilerin -hemen hiçbirinin- görevlerini tam yaptıklan kanısı yok ben- de. Yok efendim, şurası şöyle yıkanmış da Kâ- be'nin örtüsü degiştirilmiş de... Peki, insanlar ne oluyor? Hacdaki yurttaşlara şu öğüdü veriyorlarmış ilgililer: - Burada gördüklerinızi, olup bitenleri Türkiye'de anlatmayın. Kimseye bir şey söylemeyin! Nedenmiş o? Efendim, kutsal topraklar için iyi olmazmış! Bizim için kutsal olan. Suudi Arabis- tan'ın döviz gelirlerı değıl, ınsandır, Ruhi Su'nun sesiyle, emektir, emekçi insanlardır! Hacda 26 kişinin öldüğü açıklandı. Adları uzgö- reçlere verildi mi? Duymadım. Trafık kazalarında ölenlerin adları, sürücülerine değın verıliyor da kut- sal çölde ölenler neden verılmiyor? Şimdi anlatacağım olay, üç hac önce olmuş, ka- n-koca taksiye bınmışler. Adam: - Bir dakika sigaramı almamışım, markete değin gidip alayım, demış. Dönüşte bakmış ki ne eşi var, ne araba! Eşı, ÜÇ gün sonra ortaya çıkmış. Kocasına başın- dan geçenlen anlatmış. kocası: - Senın bir kabahatin yok, ûzülme demişse de kadın dınlememiş, kocasının olmadığı bir sırada, boy aptestinı alıp, otelın altıncı katından kendini aşağıya atıp canına kıymış. O zamanki Milliyet, bu cana kıyma olayını yazmış, ama "nedeni bilinmi- yor" demış. Kaç yıl önce, "Kutsal Çölde Cinayet" başlıklı yazılarda, hacda sıkışmalardan dolayı ölen Türk hacıların durumlarına değinmiştım. Hac sıra- sında, kadın-erkek iç çamaşın bile giymiyor. O sıkı- şıklıkta, çok kışi, kansının derdine düşüyor. Bir Ka- radenizli: - Uyyy, benim kari neredediye çırpınıyor. Arka- dan gelen bınlerce, on bınlerce irı kıyım zenci... Or- talık can pazarı. Anlattığım olaylann benzerleri iranlı kadınların da başından geçmiş. Bir bayan hacı yur- da döner dönmez, yakınlanna şöyle demiş: - Mekke'ye iner inmez, geldiğime geleceğirne pişman oldum! Pislıkten miydı nedendi bilmiyoruz ki. Gazeteciler gazeteci değil ki! Hacca gıdıp dönen okuriardan, izlenimlerini yaz- malannı beklıyorum. Adlannı, adreslerinı yazabilir- ler, bunlar açıklanmayacak. • • • Süleyman Bey, artık ne diyeceğini olduöu gibı ne yapacağını da şaşırmış durumda mı ne? fkı kan- lı Varsak Belediye Başkanıyla al takke ver külah! Ikide birde. Atatürk'ün yerinde oturduğunu söyler durur. Bir daha söylemesin bari, komik oluyor gibi geliyor Cami avlusunda takke giydiğinden beri de- ğişmedı. Süleyman Bey değişti mi dıye sorarlar. In- san kolay degişir mı hıç? Dün neyse, bugün de o işte! • • • Haldun Derin'ın, "Çankaya Özel Kalemini Anım- sarken" adlı yapıtından, önceki gün "Ankara Notla- n"nda söz etmiştım. Tanh Vakfı Yayınları arasında çıkan bu yapıttan daha da söz edecegim. Yarın 17 Mayıs, Nurullah Ataç'ın ölümünün 38. yılı. Ataç'ı; bende çok etkisı olan bu dil ustasını anmadan ge- çebilir miyım hiç? Haldun Derın, Ataç içın bir yerde şöyle diyor: "Ataç'ın bir alışkanlığı, kendisine okunmak üzene ödünç verilen kitaplan geri getirmeyi unutmasıydı. Onda kalan üç beş kitabımdan Armstrong'un 'Gray Wolf, An Intimate Of A DictatorV ben unuta- mıyorum. Berberde tıraş olurken sırtını aynaya veriyordu. Yeni bir göreve atanan yakın, uzak, hatırlı tanıdıkla- rını hiç gecıktirmeden makamlarında kutluyordu. Ahrete göçenler olursa onları da son kez uğurla- mak ödevini kesinkes yerine getiriyordu. Ataç'ın \Val, tef il, tefe'ul, müfaale gibi Arap kalıplarına Türkçe sözcükler dökmek; Böylece 'rakı içmek' anlamına 'terakki etmek', ya da 'sürahi ile rakı içmek' karşılığı 'sarahaten terakki etmek", "hıyar turşusuyla rakı içmek' yerine 'mu- hayyer terakki etme' gibi buluşlan öğle soframızda çerez yerıne geçıyordu. O, bunları Cumhunyet muhabirı Mekki Sait Esen'/e değerlendirırmiş. Yeni atandığı görev (cumhurbaşkanlığı çevirmen- liği) dolayısıyla, Ataç'a kımi ahbapları bir yemek adı da yakıştırmışlardı: 'Hünkâr Beyendi." • • • Rauf Mutluay öldü; çok üzgünüm. Onu bana Orhan Ural anlatırdı. Rauf Mutluay yerı dol- durulamayacak bir eleştirmendi. Cenazesı bugün Levent Camisi'nden kaldınlıp Yeniköy gömütlüğün- de toprağa verilecek. Eşi Aysel Hanım'a, yakın- lanna başsağlığı diliyorum. Orhan Ural da çok üz- gündü. Bana şu ıletiyi yazdırdı: "Aziz dostum Rauf Mutluay! Sen öldün, bu kadar üzüldüm! Cenazene gelemedim. Seni her zaman, o güzel dostluk yıllannın sevgileriyle anıyorum." BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6SOLDAN SAĞA: 1/ Sığırcık kuşuna venlen bir başka ad. 2/ Pantolonun apış arasına gelen yeri... Bir nota... Tavuğun ıstenılen yere yumurtlama- sını sağlamak içın kullanılan beyaz taş. 3/ Uzun tüylü bır süs köpeği . Kıbrıs'taki Rum çeteörgütü. 4/Ge- zegen .. Matema- tikte kullanılan sa- bıtbirsayı 5/ FCilit dili. 6/Haşlandıktan sonra ya da dogrudan dogruya kızartı- larak pışırilen et... İCestanesi, gözlüğü ve sıneği vardır. 11 Tanntanımaz Derinliği faz- la olmayan. 8/ Yapma, etme... Steven Spielberg'ın bilimkur- gu türündekı ünlu fılmi. 9/ Ankara'nın 5 km kuzeymde Yontmataş dönemı buluntu yeri. YUKARIDAN AŞAĞIYA: XI Ikişer ikışer avuç ıçıne alı- nıp bırbınne vurularak çalınan, kastanyet benzeri çalgı. 2/ Bey denen bır dişi arı> la kovandan çıkan an topluluğu.. Ku- lak iltıhabı. 3/ Çanakkale'nin bır ılçesı 4/ Pis koku.. Bır za- man binmı. 5/Radyumun sımgesi... Yunan mitolojısınde aşk tannsı 6/ Anadolu'da kurulmuş eski uygarlık... Insan türü- nün alt bölümü II Kımliğı belırlenemeyen uzay cısimlenne venlen ad... Büyük bez ya da den torba. 8/Uçaklarda pılot kabını... Hayat arkadaşı. 9/ Din ışlennı devlet ışlenne kanş- tırmavan.. Iskambılde koz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear