Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 14MAYIS1995PAZAR
8 PAZAR YAZILARI
Uygar
dünyanın
kanlı zevkleri
MOSKOVA
HAKAN
AKSAY
Kanlı televızyonlardan
bıktım. Gün boyunca o ka-
dar çok kan doluyor ki ek-
ranlara. sabaha kadar nasıl
pıhtılaşmıyorlar, hayret!
Rusya kanallanna bakıyo-
rum: Çeçen savaşmdan in-
san parçalan, Moskova'da
mafya hesaplaşmalan, trafık
kazalan. sonra zamanın en
popüler fılmlerinde katiller
ve vampirler... Türk kanal-
lannı çeviriyorum: Çeçenler
yerine Kûrtler, kanlı aile fa-
cialan, aynı trafık kazalan,
aynı filmler... Bütün bunlar
yetmiyor; birde kurban bay-
ramı etkinikleri giriyorgün-
deme. Başbakanımız tam 16
kurban kesmiş! Yaşşa! Her-
kes toplanmış, zavallı koyun
yerde bağlı, gırtlağına bir bı-
çak, fişkıran kan, alkışlar...
Sonra başka yerlerde başka
kanlı sevinç gösterileri... Ve
hepsini televizyon ekranla-
nndan aynntılanyla iletmek
"gazetecilik borcu!"Kendini
böyle "borçlu"hisseden bır
televizyoncu şöyle diyor:
- Başbakan, kendini kan
tutmamasının avantajını iyi
kullanıyor! Kanlı görüntüle-
re böyle bir cümleyle eflık
etmek ıçin ınsanın ne kadar
akıl küpü olması gerekir!
- Tabii keseriz! Koyun ye-
rine insan mı kesseydik?
Aman sakin olun, kesici
beyler! Sizden her şey bek-
lenir. Bileyin bıçaklannızı!
Kanınızbol olsun! Hem ne-
den yalnız alnuuza süriiyor-
sunuz kanı? Bence bütün
yüzünüze gözünüze sürün!
Ve mutlaka televizyon ek-
ranlanndan kanlı kanlı bir
görünün! Görünün ki ızle-
yenler rahat uyuyabilsin.
Sevinç ve coşku ile geçen
kanlı karnavallara bir bakın.
Her yıl birçok insan ölür.
Ama bir yıl sonraki karnaval
daha büyük bir heyecanla
beklenir. Ya Kâbe yollannda
çıkan izdihamlarda birbirini
ezen, ezilen insanlar? Bu da
mı kutsal? Bu da mı olağan?
Kanallan çevirmeye de-
vam: O da ne? Iki insan bir-
birini dövüyor. Kafaya, mi-
deye yumruklar. Moraran
gözler, patlayan kaşlar. dö-
külen dışler... Kan, kan,
kan... Ve alkışlar
- Vur oğlum, acıma ındir
onu! Gebert!
Şimdi spor yazarlanmız
çıksın da bana boks ve ben-
zeri spor dallannan yararla-
nnı anlatsın! Spor insanın
potansiyel gücünü realize
edermiş, onu geliştırirmiş,
falan filan!.. Onlardan tek
bir ncam van Her yıl bu "ya-
rarn
r>
sporlar sonucu ölenle-
re ve sakat kalanlara ilişkin
istatistik verilerini çıkarsın-
lar! Zevklerimizin kanlı be-
delini görelim!
Bır önerim var: "2000 yı-
hnadoğru", gülerek akıttığı-
mız kanlan biriktirip yeryü-
zü gazetesine büyük punto-
larla kıpkırmızı bir başlık
atalım: "Uygar dünya!"
Isveç bir masal
ülkesi değil...
STOCKHOLM
GÜRHAN
UÇKAN
Bir ülkeyi tanımak, tanıt-
mak gerçekten çok zor. Her
değere derhal bır etiket ko-
nulduğu günümüzde; ne
yazsan, ne denlı ılkeli dav-
ransan. mutlaka bır etiket
için olur. Yıllardır sevabıyla
günahıyla bir ülkeyi anlatır-
sın; yıllardır yurtdışından
görüldüğü şekilde kendi ül-
kendeki gelişmeleri yansıtir-
sın, etiket yine hazırdır. Ör-
neğin, Göteborg futbol takı-
mının oyunculannın çoğun-
luğu, ekmeğini top oynaya-
rak kazanmıyor; sıradan iş-
lerle geçimlerini sağlıyorlar.
Şimdı bu gerçeği, havadan
bir kuruş kazanmamış in-
sanlara iletip, akıl almaz pa-
ralarla foıma giyen bizim
oyunculardan biraz daha çok
şey beklenebileceğini ima
edince topa tutulursun. Bir
başka örnek, bizde haber ol-
mayan, ama birçok ülkede
son haftanın en önemli ola-
yı olan buz hokeyinden. Fin-
landiya, Stockholm'deki
sampiyonayı kazanarak tari-
hinde ilk kez dünya şampi-
yonu oldu. Finali, evsahibi
Isveç'le oynadı. Finlileri za-
fere götüren teknik direktör,
bir Isveçli. Kimse bu adamı
vatana ihanetle suçlamadı.
Bir arkadaşım, espri yaptı
yalnızca: 'İyi ki on sekfaânci
yfizydda değiliz' diye. Pekı,
neden lsvıçre ulusal futbol
takımı, tstanbul'da bizle
yaptığı maçta Kubilay'ı sa-
haya çıkarmaktan çekindi?
Eğer Galatasaray'ın sevgili
Kubisi bize bir gol atsa, üç
hilalli bayraklarla Türkiye
Cumhuriyeti'ne sahip çıkan
sıradan faşistlenn havaya
değil, üzerine yönelttiği ta-
bancalara mı hedef olacaktı?
Gazetemizdekı pazar ya-
zılan, dünyanın, renkli bir
film şeridi gibi okurlannın
önünden geçmesi gibi bir
şey. Bulunduklan ülkeyi
Cumhuriyet'e özgü dürüst-
lükle anlatan arkadaşlar, be-
nim görüşüme göre çok
önemli bir işlevde bulunu-
yorlar. Bu satıriann yazan,
örneğin bir Moskova'yı,
Londra'yı Isveç basırundan
izliyor, ama Hakan'ın ve
Edip'in gözünden izlemek-
ten ayn bir zevk alıyor.
İsrail'dekiküçük TürkiyeIsrail'de yaşayan Müslüman Türklerin
sayısı neredeyse üç bini buldu. lsrail'i
tanıyanlar iyi bilir, Türklerin genelde
en yoğun bulunduğu yer Tel Aviv 'in
Bat-Yam sahil kesimidır. Bat-Yam, 'laz
çocuğu' ve 'deniz'kelimelennin yan
yana gelmesıyle oluşmuş bir addır.
Deniz kızı diye de Türkçe'ye tercüme
edilebılir. tsrail'de kadınlar ve kız
çocuklan el üstünde tutulur. Bu
memlekette kadın olmak bir
üstünlüktür. Örneğin kansına el
kaldıran erkekler ıçin özel polis tımlen
bile vardır. Deniz ise bir zamanlar her
yeri çöl olan bu topraklann asli yaşam
kaynağıdır. Bu jiizden olsa gerek
Akdeniz'in bazen çılgınca
kumsallarını dövdügü, bazen usulca
kıyılannı okşadığı sahil boyunca,
Izmir'in Kordonboyu'nu andınr tarzda
binalann yan yana dizildıği bu şirin
kente kadının ve denizin gücünü
mitleştiren Bat-Yam, yani denizin kızı
adı yakıştınlmış. Türkiye'den îsraü'e
para kazanmak için gelen pek çok
Türk Bat-Yam'a yerleşmiştir. Bat-
TEL AVİV
NEŞE
ÖNEN
Yam'a Israil'in küçük Türkiyesi de
diyebilirsiniz. Öyle ki eğer Bat-Yam'da
oturuyorsanız acaba Türkiye'nin
turistik bir yöresinde mi yaşıyorum
duygusuna sıkça kapılabılirsınız.
Adımınızı attığınız her yerde bir
Türkle karşılaşmanız pek şaşırtıcı
değildir. Türk olduğunuz fark edilmeye
görsün, hemen ensenizde binsi size
Türkçe cevap vermeye hazır ve
nazırdır. Bat-Yam'da tbraniceyi
bilmeyen Türkler hemen hıçbir konuda
sıkıntıya düşmezler, çünkü esnafından
sokaktakı insanına kadar bırinın
mutlaka yakınlarda bir yerde Türk
tanıdığı vardır. Ne zaman yardıma
41995Hn en güzeDeri Dünya GûzeDik Yanşnıası Mrindliğira kazanan ABD'li Chelsi Smith (ortada). ikinciBği
kazananHindistangüzeliManpreatBrartsolundaJvıeKanada'lıüçüncüdümagüzeliLanaBuchbergerae
göriilüyor. Dünya Güzelük Vanşması 13 Mayıs'ta Namibia'ın VVlndhoek kentinde yapddı. (Fotograf:AP)
Elektro-manyetik başbakanEwel zaman içinde bir adacık
varmış. Avnıpa'nın kenannda
kendi halınde dururmuş.
Küçümencik bır adaymış, ama
yükte hafif pahada agırmış. Bu
adacığın tarihinde kadın
hükümdarlan olmuş. Ama bır
kadın başbakanı olmamış. Gel
zaman git zaman "Benim
ömriim boyunca bu ülkede bir
kadın başbakan olmaz
herhalde"dıyen bır kadın
milletvekili ülkenin ilk kadın
başbakanı olmaz mı!
Kadın başbakan almış ülkeyi
eline, bir güzel çitilemiş, evırmiş
çevirmiş, yuğurmuş. Tam kulak
memesi kıvamına getirince de
halkına dönüp "Ey benim
halkım. benden memnun
musunuz? Memnun musunuz*'
diye sormuş. Halk, bır ağızdan
"Memnunuz" demiş. "Eh ben de
sizden memnunum"dıyen kadın
başbakan oylan cebine indınp
jTiğurmaya devam etmiş.
Ünsüz bir manavın kızı olan
kadın başbakan çok ünlenmiş.
Çünkü devlet, onun döneminde
elıni ekonomiden iyice çekmış.
Kamu ışletmeleri un ufak edilip
hisseleri halka serpilmiş. Özel
sektör lokomotıf olmuş. O kadar
ki Manş Tüneli gibi dev bir proje
için dahı devlet elini cebine
atmamış. Özel sektör bulmuş
parayı. Pıyasa, bır numarah
pusula olmuş. Sendikacılığın
dibine kibrit suyu ekılmiş.
Sendikacılara da sepet havası
çalınmış. Finans özgür, kambiyo
özgür, borsa özgür olmuş. Bu
LONDRA
EDİPEMtL
ÖYMEN
kadar çok özgürlüğü bir arada
görmeye alışkın olmayan halk,
kadın başbakan karşısında
büyülenip kalmış.
Kadın başbakan bir bakmış ki
meğerse neymiş! Hakkında
efsaneler üretilmeye başlanmış.
Bunlardan en ilginci, kadın
başbakamn, enerjisini, dinçliğini,
hatta yaşına göre güzelliğini,
elektromanyerik alanlara borçlu
olduğuymuş. 63 yaşındaki
başbakan çünkü hiç de 63
yaşında gibi durmuyormuş. 10
yıldır başbakanlık yaptığı halde.
yaşı sanki artmıyor, azalıyormuş.
Evet, dişlerinı yaptırmış.
Bacaklanndakı varisleri
aldırmış. Bunlar doğruymuş.
Ama her gece 5 saat uykuyla
bakanlar kuruluna gelıp mahmûr
bakanlanna zırt fırt fırça
çekmesine ne demelı?
Bu enerjinin "sım"nı Amenkan
"Vanity Fair"dergisi açıklamış:
Sayın Başbakan küveti doldurup
ıçine giriyor, suyuna bazı kokulu
yağlar katıyor ve bunun ıçinden
tamı tamamma 0.3 amperlik
elektrik akımı geçirtıyormuş! Ne
işe yanyormuş bu elektrik
akımı? Sinir sısteminin boşalan
pillerini doldurmaya, düdüklü
tencere içinde kabak kalye gibi
sıkışıp kalan enerjisini açığa
çıkartmaya.
Başbakamn elektromanyetikJiği
bövlece saptandıktan sonra hepsi
erkek bakanlar kunılunu almış
birtelaş.
"Ya elimiri sıkarken etektrik
çarparsa"dıyenler. "Ya bize bir
parmak sallayarak coz diye yakıp
kül ederse" dıyenler,
başbakandan kurtulmanın
yollannı aramışlar. Ve bulmuşlar
da. Elektriğini kesmişler. Yerine
hıyız bırini bulup getirmişler.
Sabık başbakan "Ah kadrimi
büemediler"diyerek anılannı
yazmak ıçin bilgisayannm
başına geçmiş, milyonlar
kazanmış.
ihtiyacınız olduğunu hissetseler, sizi
ellerinizden tutar, en yakın köşedeki
bir Türkün güvenilirliğine teslim
ederler. Böylece Bat-Yam'a yerleşen
acemi Türkler, yabancı bir ülkenin yeni
yaşam koşullanna ve insan ilişkilerine
adapte olmakta hiç güçlük çekmezler.
Her apartmanda en az bir, her semtte
istemediğinız kadar Türk ailesi
bulundugundan Türkiye'deki teklifsiz
komşu zıyaretleri burada da devam
eder. Ev hanımları alışverişlere, lsrail'e
daha önce gelmiş komşulanyla birlikte
çıkarlar. Çarşı pazan
eskilenn tecrübeleri
sayesinde zoıianmaya
gerek dahı kalmadan bir
çırpıda öğrenirler. Erkekler
ise iş ararken etraftaki Türk
ahbaplanna haber bırakır,
paraya sıkışmca bir Türkün
kapısını çalarlar, hafta
sonlannı da Bat-Yam
sahilinde mesken rutulan
bır Türk kıraathanesinde
geçırme alışkanlığını
sürdürürler. tddialı tavla ve
kâğıt oyunlannı
seyrederken Türkiye'nin
bir köy kahvesinde
olduğunuzdan adeta emin
olabilirsiniz. Kısacası Bat-
Yam'da bir Türk o'.arak
yaşamanın hoşluklan
azımsanacak gibi değildir.
Aslında lsrail'in genelde
her yerinde Türkler sevilir.
Belki de Israil, Türklerin
dünyada birinci sınıf
vatandaş muamelesi
gördüğü tek azınlık
ülkesidir. Söze Bat-
Yam'dan devam edecek
olursak bu kentte bir Türk
olarak yaşamanın önemli
zorluklan da vardır
Diyelim kı, Ibraniceyi
Israil'de öğrenmek yerine,
Antalya'ya gıdıp öğrenmek
düşüncesi süreklı aklınızı
kurcalar. Nasılsa Bat-
Yam'da Türkçe
konuşmaktan fbranice
konuşmak gibi bir şansınız
olmayacaktır.
Antalya'da ise yaz sezonu
turistik tesisler tsraılli
kaynıyordur. Antalya'da
Israilli turistlerle pratik
yaparak Ibranice öğrenmek
akla daha yatkındır. Aynca
Bat-Yam'da birine
sinirlendiğinızde rasgele
agzınıza geldiği gibi
bağınp rahatlama
ımkânınız da yoktur.
Allah muhafaza,
karşınızda yabancı
sandığınız kişinin Türk
olma olasılığı epey
fazladır. Buna benzer
şekilde nasılsa, kimse
konuştuğum dili anlamaz
deyip ulu orta bir yerde de
konuşamazsınız. Öyle ya,
siz bırilerini çekiştirirken
kafasını uzatan bir Türk
"Sahi kimdi o" deyip pat
diye mevzuya dahil
olabilir. Yine de herkes
bilır ki Bat-Yam'da bir
Türk olarak yaşamak
ayncalıktır.
Burada yaşayan
Türklenn bu kente dair
hissettikleri yaşadıklan
yere aıt olma duygusu,
Frankfurt'ta yaşayan
Türklerin gurbetlik
duygusuna hiç
benzemiyor.
Arada o kadar büyük bir
uçurum var ki Bat-Yam adı
"mutlu Türk diyan"
olarak anılıyor.
Frankfurt için aynı şeyi
söylemek mümkün mü?
Fransızlar bu sabah
pazar keyfi yapabilecek
nSlmothercare
"EN RAHAT HAMİLEÜK"
PARIS
Oooh, gel keyfim gel!
Fransızlar bu sabah "ra-
hat" kalkabılecek. Ailenin
bireyleri. hiç acele etme-
den, pazar kahvaltısının
keyfini de çıkarabilecek.
Peki, geçmiş günlerde
mümkün değil miydi böy-
lesine bır durum? Doğru-
sunu söylemek gerekirse, ^ " ^ ^ ^ ^ " ^ ~ "
cumhurbaşkanı seçiminın yol açtığı olduk-
ça gergin bir havada ve de aday tercihinin
bunaltıcı hesaplan elbette ki geleneksel pa-
zar keyfini yok etmekten geri kalmadı. Şim-
di ise her şey az çok yerini buldu. Türk dos-
tu olarak bilinen Jacques Cnirac da birkaç
gün sonra, devlet başkanı olarak Elysee Sa-
rayı'na yerleşeceğine göre "Yaşasm cum-
huriyet" diye haykırmaya başlayanlar gali-
ba "deşarj" noktasına gelmiş olsalar gerek.
Her şeyin bittiğini, seçim defterinin ka-
pandığını sananlar varsa şayet aranızda, ya-
nıhyorlar. Seçim var, seçim var... Geçen 23
nisanda başlayıp 7 mayıs gecesi tamamlan-
mış olanı cumhurbaşkanını saptadı. Lâkin
"pazar ke>
T
fî"ni bozacak bir başka seçim ge-
liyor ardından. O da, belediye seçimleri. Ya-
ni; sadece 28 gün "rahattanuş" olacak Fran-
sız vatandaşı. Birinci turu 11,2. turu da 18
haziran tarihlerinde düzenleneceği için bu
seçim, Fransızlar, şu iki oylama arasındaki
"ara"dan azami ölçüde yararlanmak zorun-
da. Biz burada, pazar kahvaltısı, pazar key-
fi gibi mütevazı konulan işlerken başkentin
siyasilerle dolup taşan ün yapmış çeşitli lo-
kantalan da tempolu çahşmayı sürdürüyor.
VÜŞEL
PERLMAN
Fransız mutfağının ünü,
Fransızlann yemek merakı
malum. Yemek sanarına
saygılı insanlarbunlar. Ge-
nelde durum böyle. Ancak
sözünü ettiğimiz lokanta-
larda üç türlü müşteri var.
Birilen "görünmek" için
geliyorsa buralara, asıl mü-
^ ^ ™ ^ ~ ^ ^ ^ davimlerisiyasilerde"lez-
zetli bir yemeğin tadını çıkarmak"vc de ki-
mi zaman siyasal sorunlann tartışmasını bu-
ralarda sürdürmek üzere yerleşiyor masala-
nn etrafına.
Müşterilerin bir de 3. kategorisi var ki, o
da "gönnek" meraklısı. Hani, bazı gala ge-
celerinin düzenlendıği görkemlı salonlar,
adını Mısır'daki sağır sultana bile duyurabil-
miş ünlülerin tantanasıyla çalkalanırken dı-
şanda itişip kakışıp bekleyenler gibi biraz.
Ama yanlış anlaşılmasın sakın! Durumun
bu aşamasında "görmek" ateşiyle yananlar,
kaldınmlarda tepinerek değil, lokantanın
içinde konforlu iskemlesine yerleşerek
"görmek" istiyor ünlü siyasileri. Genelde,
yerini önceden ayırmak şart, kuşkusuz. Son
ve kesin karar ise metrdotelın. Adamın kes-
tiği kestik, astığı astık...
Bakanlann, siyaset adamlannın, entelle-
rin bir numarah uğrak yeri; herkesın, yani
sokaktaki adamın bile bildıği Lıpp Lokan-
tası. "Normal" müşteriyle "ağır toplar"ın
birbirlerine "kanstmlmadıgı'' bu lokantada-
kı yemeğin belirlı bir inceliği olsa bari...
Ama ne var ki Fransa tarihinde yerini kaptı
bı\e şu Lipp!
Çatlak
Kremleri
4S0.000 Tl
Göğüs
Kremleri
450.000 TL
Göğüs
Pedleri
600.000 TL
(100 W«t|
Sütyenler
900.000 TL
1.500.000 TL
Mayolar
2.500.000 TL
ve
ihtiyacınız
olan
tüm ürünler
Arjantin halkı bugün sandık başına gidiyor.
Seçimin favorisi Menem
Dış Haberler Senisi - Ar-
jantin'de bugün düzenlenecek
cumhurbaşkanlığı seçiminde
Cumhurbaşkanı Carios Me-
nem'in rahat bir zafer kazana-
rak ikinci kez göreve gelmesi
bekleniyor.
Adalet Partisi'nden aday
olan Carios Menem, bugün
aralannda en zorlu rakibi mer-
kez sol koalisyon adayı Jose
Octavio Bordon'un da bulun-
duğu 13 adayla yanşacak. Si-
yasi gözlemciler, 1989 yılın-
dan bu yana cumhurbaşkanlı-
ğı görevıni sürdüren 64 yaşın-
daki Carios Menem'in ülkede
gerçekleştirdiği başanlı eko-
nomik reformlar sayesinde
"kolay bir zafer"elde edeceği
tahminindebulunuyorlar. An-
cak seçimden dört gün önce
gerçekleştirilen bir kamuoyu
yoklaması seçmenlerin yüzde
45'inin El Turco lakaplı Me-
nem'e oy vermeyi planladığı-
nı, yüzde 30 oranında oy ala-
cağt tahmin edilen Jose Octa-
vio Bordon'un cumhurbaşka-
nını ikinci birtura zorlayabile-
ceğini gösterdi. Arjantin seçim
yasalanna göre Menem'in ilk
turda cumhurbaşkanlığım ka-
zanabilmesi için oylann \oizde
45'inden fazlasını kazanması
ya da en az yüzde 40 oy alma-
sı halinde en yakın rakibiyle
arasındaki oy farkmın yüzde
10'un üzerinde olması gereki-
yor. Menem hükümetini yol-
suziuklara kanşmakla suçla-
yan Bordon, yolsuzluklar ve
skandallarla dolu bir geçmişe
sahip olan Arjantin siyaset in-
de dürüstlüğüyle tanımyor.
Ekonomik başan
Gözlemciler, bugünkü se-
çimde her şeyden önce ülkede-
ki yüksek enflasyonu kısa sü-
rede yüzde 1 'in altına indirme-
yi başaran ve sağladığı istik-
rarlı büyüme sayesinde dış
yatınmcılan ülkeye çeken
Carios Menem'in ekonomik
reformlannın oylanacağını
ifade ediyorlar. Ancak bu re-
form programının büyük bir
toplumsal soruna yol açtığı da
göz ardı edilemiyor.
PARAGUAY
VaiAonağı Cad. No: 43 Nşantası lSTAf*BUL Tel: ,0212ı 232S4-M
3aâial Cad ND: 301 Caddebostan fSTANBUL Tei- ıO216> 385 06 7f
KİMLİK KARTI / ARJANTÎN
Nüfiıs: 33 milyon 913 bın
Yüzölçümü: 2.778.889 kilometrekare
Resmi dil: Ispanyolca
Kişi başına düşen ulusal gelır: 3 bin 400 dolar
Atias
Okyanusu
Horn burnu