23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 3 NİSAN 1995 PAZAFtTESl HABERLERIN DEVAMI Peşmergeler işbirliğine lıazır DİYARBAKIR/DOHUK/AN- KARA (Cumhuriyet) - Türk Si- lahh Kuvvetleri'nin Kuzey Irak'taki harekâtı sürerken Irak'taki Kürt gnıplan, sınırda • güvenliği sağlamak amacıyla Tûrk güvenlik güçleriyle işbirli- ği yapmaya hazırolduİdannı bil- dirdiler. Celal Talabani'nin liderliğin- deki Kürdistan Yurtseverler Bir- liği'nin (KYB) sözcüsü Şazad Saib, AFP'ye telefonla yaptığı açıklamada, örgütünün Türk- Irak sınınnın Talabani. Barzani ve Türk gûvenlik güçleri tarafin- dan birlikte korunmasına ilişkin Ankara'nın planını kabul ettiği- ni söyledi. Şazad Saib "Bizim za- ten baştan beri görüşümüz bu doğrult udaydı. Taraflar bu pianı gerçekleştinnek için çaba harca- malıdır. Sınırlanmızda güvenliği sağlamak görevimizdir" dedi. Kürt liderierie görüşme Tûrkiye'nin, Kuzey Irak'ta or- tak gûvenlik önlemleri alınması için olumlu mesaj veren Kürt li- derlerin Ankara'daki temsilcile- riyle bugün ya da yann bir araya gelmesi bekleniyor. Ankara. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK). Kuzey Irak'ta PKK kamplanna karşı sürdürdüğü ha- rekâtin ardmdan Türkiye, Birieş- miş Milletler'in (BM) temel po- litikalannı esas alan kararlarçer- çevesinde bir çözümde anlaşıl- masını istiyor. Genelkurmay Başkanhğı, dün Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Kuzey Irak'ta gerçekleş- tirdiği harekâtta etkisiz duruma getirilen terörist sayısının 308'i bulduğunu, birçok yaralı teröris- tin de dağlarda saklandığını açık- ladı. Dışişleri Bakanı Erdal tnö- nü. harekit nedeniyle Batı'da be- lıren şüpheleri gidermek ve böl- gede kurulması planlanan gû- venlik sistemine zemin hazırla- mak için dün Almanya'ya hare- ket etti. Olağanüstü Hal Bölge Valiliği, Bitlis ve Siirt'te yapılan operasyonlarda 34 teröristin öl- dürûldügünü, 15 teröristin de "Kod adunız banşûr" diyerek teslim olduğunu açıkJadı. Olağa- nüstü Hal Bölgesi Valisi Ünal Erkan. bölgede PKK ve Hizbul- lah örgütlerine karşı "güzel ope- rasyonlar" yapıldığını belirterek tsrail'in, Hizbullah örgütünün iki lidenne karşı gerçekleştirdiği su- ikast benzeri operasyonlan ya- pİbileceklerini savundu. Genelkurmay Başkanlığı Di- yarbakır Basın Bilgi Merke- zi'nden yapılan yazılı açıklama- da, Kuzey Irak'ta Türk birlikle- rinin teröristlerle sağlanan te- maslarda 24 teröristi daha silah- lanile birlikte ele geçirdiği, 1 te- röristin de teslim olduğu bildiril- di. Bölgede çok sayıda teröristin yaralı olarak gizlendiği vurgula- nan açıklamada, Jıarekâtın baş- langıcından itibaren öldürülen terörist sayısının 295'e ulaştıgi ve 13 teröristin de teslim olduğu belirtildi. Ele geçirilen silah ve malzemedeki artışın teröristlerin bölgedeki varlıklannı uzun süre devam ettiremeyeceklerini gös- terdiği kaydedilen açıklamada şöyle deniîdi: "Teröristlerin meskûn mahal- lere sızma ve halkın arasına ka- nşma gayretleri devam etmekte- dir. Muhtemel kaçış istikametle- rinde tıkama ve pusu faaliyetleri kra cdilirken. bölgenin tamamın- da arama ve tarama faaliyetleri etkin bir şekikle sürdürülmekte- dir." Olağanüstü Hal Bölge Valili- ği'nden yapılan açıklamada da gûvenlik kuvvetlerince terör ör- gütü elemanlannın yakalanması amacıyla gerçekleştirilen ope- rasyonlar sırasında, Bitlis'in gü- neyinde yer alan Sehi Ormanla- n ile Sürt'in Şirvan ilçesi kırsal kesiminde 34 teröristin öldürül- düğü bildirildi. Çatışma sırasında 14 terörist de teslim oldu. Bölücü terörist- lerce 1994 yılında kaçınlarak re- hin tutulan 2 vatandaş da aynı operasyonda gûvenlik kuvvetle- rince kurtanldı. Bölgede 6 gün- dûr devam eden operasyonlarda, 58'iölü, 15'üdesağ olmak üze- re toplam 73 terörist ele geçiril- di. Kızılay, 50 kamyondan oluşan konvoyla dün Kuzey Irak'a gıda malzemesi getirdi. Kızılay Ge- nel Müdür Yardımcısı EnderTa- mer, un, şeker, mercimek, pirinç ve benzeri gıda maddelerinden oluşan yardım malzemelerinin bugünden itibaren Zaho ve Do- huk kentlerinde halka dağıtılma- ya başlanacağını söyledi. Bu arada, askeri yetkililer, dağlardaki mağaralarda sakla- nan 2-3 kişilik az sayıdaki terö- rist gruplann gündüzleri hiçbir şekilde hareket etmediklerini. ancak gece karanlığında yer de- ğiştirmeye çalıştıklannı belirtti- ler. Bu teröristlere "Teslim ol" çağnsmda bulunan TSK, heli- kopterlerle dağlarda, bir teröris- tin itiraflannın yer aldığı bildiri- leri attı. Teröristin, "Ben teslim olduktan sonra, örgütte iddia edildiği gibi, gûvenlik güçleri ta- rafından hiçbir kötü muamele ile karşılaşmadım. Hatta yakm ilgi gördüm'" ifadelerinin yer aldığı bildiride, teröristlere Pişmanlık Yasası anımsatılarak "Devletgü- cü olarak söz veriyoruz. Teslim olana kötü muamele yapdmaya- cak. Hayatın garanti âlüna aJına- caktor" biçıminde seslenilıyor. Erkan, MOSSAD'a özendi _ Olağanüstü Hal Bölge Valisi Ünal Erkan, sınır ötesi harekât nedeniyle dün Diyarbakır'da bu- lunan gazetecilerle bir sohbet toplantısı dûzenledi. Erkan. PKK ile Hizbullah'a karşı "güzel ope- rasyonlar" gerçekleştirildiğini ve bunlann sonuçlannın alınma- sı aşamasına gelindiğini belirtti. Erkan, Israil'in. Hizbullah örgû- tünün iki üst düzey liderine kar- şı gerçekleştirdiği operasyon anımsatılarak yöneltilen bir soru üzerine, "Biz de bu tür operas- yonlar vapabiliriz" dedi. Erka'n, TSK'nin 1992 yılında gerçekleştirilen sınır ötesi hare- kâtında elde edilen sonuçlara ek olarak 1993 yılında yaklaşık 3 bin, 1994 yılında yaklaşık 5 bin teröristin etkisiz hale getirildiği- ni ve halen cezaevlerinde 8 bin dolayında teröristin bulunduğu- nu söyledi. Bölücü terör örgütünün eski günlere dönmesinin mümkün ol- madığını vurgulayan Erkan. şun- lan söyledi: "Çok dardadırlar. Gelinen nokta yine de kâfi görülmeyerek operasyonlar sürdürülmektedir. Arta kalanlar da eritilecektir. Bu anlamda, bugünkü Çelik Hare- kâtı'nın mutlaka yapılması gere- idrdL" Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi (TTB). Sağlık Bakanı Doğan Baran'a bir mektup gön- dererek, Ankara'da görev yapan 80 sağlık personelinin, Kızı- lay'ın emrinde Güneydoğu'ya gönderilmeleriyle ilgili eksiklik- lerin giderilmesini istedi. Mektupta, Ankara'da görev yapan 80 kadar sağlık personeli- nin 17 martta Güneydoğu'ya gönderildiği anımsatılarak Gö- revlendirme Yönetmeliği gere- ğince görevlendirilen sağlık per- sonelinin muvafakatının alınma- sı gerektiği bildirildi. ARADA BİR • Baştarafi 2. Sayfada Tarih, 1. Cumhuriyet'i tam yansrtmaz. Onun, işte böyle kirti ve gizli yanlan da vardır." Bu genç adamın unuttuğu şey, 1920'lerde bu topraklar- da bir holdingin değil, bir devletih kurulması savaşının veril- diğidir. Kalpaklılar, o devletin tarihte ilk kez "ulusal" ve uzun yüzyıllar sonra "ilk kez bağımsız'' olması için, ortaya canla- nnı koymuş idealistlerdi. Sade Batı'ya karşı değil, Kuzeye karşı da, tam bağımsız. Kuzeydeki yeni güç, kendi ideali uğruna, ülkesini kan denizine çevirmişti. Güneydeki kal- paklı savaşçılara da yardımı, politikasına uygun gördüğü için, bilerek yapmaktaydı. Anadolu'nun kalpaklılan, tertemiz ideallerinin gerektirdiği her ameliyatı, isteyerek-istemeyerek yapmış doktoriar du- rumundaydı. Bunlan öğretmek için, gençlerin önüne tezgâhtan çıkmış filmler değil, bilimsel etüdler ve kitaplar koymak gerek. Günümüzün sorumsuz ve tam hazıra konmuş liberalleri- nin, söylemedikleri ve sütunlanna geçirmedikleri dertleri, kutuplan değişen bir dünyada, yeni kıblelere namaza dura- rak, "keyifli ve tatlı" bir yaşam sünmek. En garibi, bu yola düşenlerin çoğunun, dünkü sosyalist- ler oluşu. Yeni dünyalan için, dünkü cumhuriyeti her şeyi ile kemirmeleri gerekiyor. Yaptıklan, bu. En büyük demagoji, 1920'ler başının kahramanlannı, 1940'lar partisinin kodamanlan ile aynı kefeye koymaktır. Tarihte bu iki cins insan, iki bambaşka malzemedir. Benim, yanında büyüdüğüm adam, hem Hıristiyan bir Araptı, hem de Osmanh'da sefirliğe kadar yükselmiş bir ve- zirin oğlu idi. Günümüzün dolce-yita meraklılan gibi bay- ram tatillerinde Avrupa'ya-Amerika'ya kaçamak yapmış değildi: Gençliğinin tümünü, Paris'te su gibi altın harcaya- rak geçirmişti. Ama ilik sömüren lövantenleri, sırmalan için- deki Saray paşalannı ve kibar fahişeleri yakından tanıdıktan sonra, hayatını, içten bir vasiyetle kapattı: "Tabutumun ıçinde, tam göğsüme, Gazi'nin bayrağını şerin!" Benim vasiyetim, ona benzer bir şey: Öbür tarafa, kafa- ma bir kalpak geçirerek, uzanıp gitmek istiyorum! G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada ya dışında sesini fazla yükselten yok. Fransa, Ingiltere ve diğer AB üyesi ülkeler bölgedeki sivillerin durumun- dan kaygı duyduklannı, operasyonun da bir an önce bitmesi gerektiğini söylüyorlar. Ancak Almanya'nın daha farklı bir tutum içinde olduğu dikkat çekiyor. Almanya'da uzun yılların birikimi olarak ciddi bir "Kürt lobisi" yaratıl- dı. Parlamentoda milletvekilleri hafta- nın en az bırkaç günü, posta kutula- nnda PKK'nin bir yayınını ya da bildi- risini buluyortar. Kurulan dernekler ve diğer kuruluşlar, Almanya örgütleriy- le ilişki içinde. Bu ülkedeki Kürtlerin eylemlerinin pek çoğunu Almanlar da destekliyor. Gazete ve televizyonlar daTürkiye'ye ilişkin haberleri çoğun- lukla PKK'nin etkisi altında kalarak yayımlıyorlar. Almanya'nın resmi politikasında bunlar tabii ki etken. Ne var ki, açıyı biraz daha genişletip Almanya'nın Ortadoğu ve Orta Asya politikasına baktığımızda, bu ülkenin ABD ile cid- di bir "çıkar çatışması" içinde oldu- ğunu görüyoruz. Ortadoğu'da ABD damgalı politikalann çoğuna Alman- ya karşı çıkıyor. ABD'nin "koşulsuz müttefiki" Israil'i Almanya sevmiyor. Körfez Savaşı sırasında ABD'nin Ba- tı'dan aradığı desteğe en son yanıt veren ülke Almanya oldu. Kısacası, bölgede ABD'nin çıkan- na olan ya da ABD'nin desteklediği bir gelişme genel olarak Almanya ta- rafından onaylanmıyor. En azından, ABD ve Almanya... olaya soğuk bakılıyor. Sovyetler'in çöktüğü ve iki Alman- ya'nın birleştiği 1990 sonrasında Al- manya, dış politikada ciddi bir tavır değişikliğinegitti. 1990'ların başında Almanya'nın şu üç istemi dikkat çe- kıciydi: - Avrupa Birliği'nde çalışma dili olarak Almanca'nın kullanılmasını is- tedi. - Bu ve benzer tavırlarla Avrupa Biriiği'nin liderliğine soyundu. - Birieşmiş Milletler Gûvenlik Kon- seyi'nde kendisine yer istedi ve diğer "büyük" devletler gibi "veto hakkı" is- teminde bulundu. Bu istemler ABD'nin yanı sıra baş- ta Ingiltere ve Fransa olmak üzere Avrupa ülkelerinin de tepkisini çekti. Böyle bir durumda doğal olarak akla ilk gelen "Hitler Almanyası" oluyor. Altının çizilmesi gereken bir diğer nokta da Almanya'nın Yugoslav- ya'nın parçalanmasındaki rolü. Hır- vatistan ve Slovenya daha bağımsız- lıklarını ilan etmeden, Almanya bu iki ülkeyi tanıdığını açıkladı. Bu yetme- di, AB ülkelerini de tanımalan için zor- ladı. Eskiden Avusturya-Macaristan Imparatorluğu'nun sınırları içindeki bu topraklarda Almanya'nın etkinliği yeniden artmış oldu. Bir bakıma Al- manya "sıcak denizlere" indi. Eski sosyalıst ülkelerden birinin An- kara büyükelçisı geçen günlerde şu değerlendirmeyi yaptı: "Açıkçası biz Rusya'dan korkuyo- ruz. Bu nedenle de Avrupa'nın ve NATO'nun gûvenlik şemsiyesinde olmak istiyoruz. Ancak, başta Fran- sa olmak üzere diğer Avnjpa ülkele- ri de Almanya 'dan korkuyor..." Norveç'in AB'ye tam üyeliğe "ha- yır" demesinde "Almanya korku- su "nun olduğu da bir gerçek. Almanya'nın 1990 sonrası politika- sının Türkçesi şu: "Arkadaş, ben artık Ikinci Dünya Savaşı'nın kaybedeni Almanya de- ğilim. Avnjpa'nm en güçlü ekonomi- sine sahip, dünya çapında söz söy- leyebilecek güçte bir Almanya'yım. Ayağınızı buna göre denk alın..." Almanya, Ortadoğu ve Orta As- ya'da ise "Islama" oynuyor. Soğuk savaşın şiddetlendiği dönemde ABD, Sovyetler Biriiği'nin çevresinde "ye- şil kuşak" politikası izlemişti: Komü- nizme karşı Islam... Ancak Sovyetler'in çökmesiyle bu politika ikinci plana itildi. Almanya ise ABD'nin bu politikasından bağımsız, gerek yönetim biçimi olarak şeriatı seçmiş Islam ülkeleriyle gerekse Is- lamcı kuruluşlaria sıcak bir ilişki için- de. Bu politikanın temelleri geçen yüz- yıla kadar uzanıyor. Ingiltere'nin Hin- distan'ın tartışmasız sahibi olduğu günlerde Almanya, "Mezopotamya da bizim Hindistanımız olacak" poli- tikası izledi. Osmanlı Imparatorlu- ğu'nun iyiden iyiye "hasta" olduğu dönemde, 1898'de istanbul'u ziyaret eden Alman Imparatoru Ikinci Wil- helm'in şu sözü ilginçtir: "Kendimi, 300 milyon Müslüma- nın konıyucusu ilan ediyorum." Alman Imparatoru'nun bu aşkı ta- bii ki Müslümanlan çoksevmesinden değil, o dönemdeki dünya düzeni içinde Islam âlemini gözüne kestirmiş olmasındandı. Aradan geçen yüz yıl- da tabii ki farklı dönemler yaşandı, ama Almanya'nın "Islam aşkı" de- vam ediyor. Bunun en somut örneklerinden bi- ri de Iran'la ilişkileri. Iran, dünyadaki yalnızlığını büyük ölçüde Almanya ile aşıyor. Humeyni rejiminin başladığı günlerde Batı, Iran'la ilişkilerini en aza indirmişti. Almanya ise değiştirmedi, aksine arttırdı. Iran, bugün ihracatının yüzde 25'ini Almanya'ya yapıyor. It- halatının da yüzde 24.5'i bu ülkeden. Iran'ın borç erteleme anlaşması yap- tığı ülkelerin başında yine Almanya geliyor. Iran'ın istihbaratörgütü Sava- ma elemanlannın Almanya'da kurs gördüğünü de anımsatalım. Bu gelişmelerin ışığında yanıtı net verilmemiş soru şu: "Almanya'nın Kürt politikası ne- dir?" Almanya'nın topraklan Tûrkiye'nin yansı kadar. Acaba bizim coğrafya Avrupa'ya biraz büyük mü geliyor? Busoruyu, "Bizi bölmek istiyoriar" fobisiyle değil, Almanya'nın Yugos- lavya politikasının ışığında soru yoruz... Protokole uyulmazsa hükümetten çeldliriz CHPGenel Başkanı Hikmet Çetin, Cumhuriyet'i ziyareti sırasında Genel Yayuı Yönetmeni Orhan Erinç.Genel Yayın Koordinatörü HikmetÇetinkaya, Yazı İşleri Müdürii DinçTayanç ve yazarumz Ilhan Selçuk'la"görüştü. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER) • Baştarafi I. Sayfada ni gûvenlik güçleri diizeyinde bi- lincli bir kadrolaşma vapıldu Ha- len dedevam ediyor. Yani öyle va- lideğiştirmeklebirşe> sağlayamı- yorsunuz. tstanbul'daki son olay- İarda da görüldü bu. Kendisi din- lense kim bilir vali neler söyleye- cek. Elindeki malzeme belli. O malzeme> le bir şe>ler yapılabilir. İtiraflan var ikisinin de,' Verilen emri dinlemedı' divorlar. Öyle bir şey ki, 18 yaşında askeriiğini •• apmamış insanı getirip polis ya- tıi\orsunuz.Dışanda,sıradanin- sanlar gelmiyor. Bu bir eğitim meselesi. Örneğin İngiltere'de böyle değil. Belirli bir eğitimden sonra, altı >ıl eğitim almanız ge- rekiyor polis olmak için. Tıp dok- toru kadar eğitim görüyor adam." Bu konulan koalisyon kuru- lurken Başbakan Tansu Çiller'e uzun uzun anlattığını ve "DYP- CHP koalisyonunun bu olayiann üzerine gjtmesi gerektiğini^söy- lediğinı ifade eden Çetin, "Bû- tün bunlann ü/erine gidilemeye- ceğini gördüğümüz anda biz de koalisvona gidemeviz. Ben deonu söylemeye çauşöm" dedi. PM üyelerinin birkısmınm koalisyo- na girilmesine karşı çıktığını anımsatan Çetin, bu görüşün ha- len geçerli olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Birkısunarkadaşımızda'Bır yere getirdik, bir bakalım belki bir şey yapabilinz' dedi. Eğer bunlann birinin yapılamadığını ve>a o yönde iyi adım atalamadı- ğını gördüğümüz anda buna rağ- men de\am edemeyiz. Türk ka- muo>unun bizden bö> le bir bek- lentisi var. Bu beklenti boşa ÇH karsa biz de tabanımızı tutama- \TZ." Terörle Mücadele Yasa Tasan- sı ile ilgili gerginliğin abartıldı- ğmı savunan Çetin, "Yasa, hak- sız biçimde ideolojik bir noktaya getirildi. Ben uzlaşmadan yana- yun. Yasa, hükümetten tasan ola- rak geçti. Yani geniş bir uzlaşma sağlandığuu düşünüyorum. Sa- nıyorum soj ut bir u>'gulama ol- duğu için yankş anlamalara yol açtı. Anayasanın 2. maddesiyle bağtanbda olduğu gibi yanbş iz- lenimler dogdu" dedi. Çetin, SSK'deki emekliliği zorlaştıran yasayla ilgili soruyu cevaplarken de "Biz onu iş gü- venliği, işsizlik sigortası ile ilgili bir paket olarak çıkarma>i plaıt- hyonız" dedi. SHP-CHP bırleş- mesinden sonra yapılan anket- lerde yükselme grafîği gösteren tek partinin CHP olduğunu söy- leyen Çetin, önümûzdeki hafta tamamlanacak olan ilçe yöne- timlerinin belirlenmesinden son- ra partinin dışa açılarak seçim çalışmalanna başlayacağmı be- lirtti. Hikmet Çetin, Kuzey Irak'ta yaşanan sorunlann so- rumlusunun Türkiye olmadığını söyledi. Türkiye'nin Körfez Sa- vaşı'ndan sonra Kuzey Irak'taki sivil halka yiyecek ve ilaç yardı- mında bulunduğuna dikkat çe- ken Çetin, "O bölgeye bu kadar vardım eden bir ülkenin, halkına zarar vermek istemesi büyük bir çelişki ohır" dedi. Almanya Dı- şişleri Bakanı Klaus Kinkel'e Kuzey Irak'a yapılan harekâtın haklı bir gerekçesi olduğunu an- lattığını belirten Hikmet Çetin, Türk-Alman ilişkilerinin bu du- rumdan etkilenmeyeceğini söy- ledi. Çetin ve beraberindekiler, TGRT, Zaman ve Akşam gaze- telerini de ziyaret ederek yöneti- cileriyle görûştü. Ydmaz'dan hükümete eleştiri İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- Anava- tan Partisi Genel Başkanı Mesut Yılmaz, Türki- ye'nin 1996'ya kadar bugünkü hükûmetle gitme- sinin mümkün olmadığını belirterek, "Önümüz- de kısa bir süre kalnuşür. Bunlann 19%'ya ka- dar ghmeleri mümkün degildir. Ya 1995 sonba- hannda erken seçime gideceklerdir ya da 19% y> lına kadar. Türkiye bugünkü Meclis yapısıyla gi- decekse, mutlakaAnavatan Partisi o yapınuı için- de olacakOr" dedi. Yılmaz, Izmir gezisinin ikinci gününde, ANAP 4. Bölge Belediyeler toplantısına katıldı. Belediye seçimlerinde istediği sonucu alamayan hükümetin, öfkesini belediyelerden, dolayısıyla halktan çıkardığmı savunan Yılmaz, şunlan söy- ledi: "Hükümet yerel yönetimlerin gelirlerini azaltarak, halkı hizmetten mahrum bırakmış- tır. Maliye Bakanlığı bütçesinden ihtiyaç sa- hibi belediyelere dağıtılmak üzere aynlan yar- dım ödeneğinden de, DYP'li, CHP'li ve ara se- çimlerde destek rüşveti olarak MHP'li beledi- yeler y ararlandırılmıştır." Son bir yıl içinde görevden alınan ANAP'lı belediye başkanlannın, idari yargı kararlanyla yeniden görevierine iade edildiklerine de değinen Yılmaz. "Böylece, hükümetin parrizanlığı, yargı karanyla da onay lanmıştır. Ama bu hü- kümet, kendi belediyelerinin tüm usülsüzlük- lerine göz yumnıaktadır. ANAP'lı belediye başkanlarını asılsız gerekçelerle görevden uzaklaştıran İçişleri Bakanım'nı istifaya dav- et ediyonım" dedi. Partililerin, daha sert muhalefet istediklerini bildiğini söyleyen Yılmaz, sözlerini şöyle sürdür- dü: "Bağınp çağırmaya, milleti heyecanlan- dırmaya ihtiyaç var. Ama yanlış yapmamaya da ihtiyaç var. Bugünkü iktidarın 8 yıllık mu- halefette yaptıklannı biliyoruz. Onlann düş- tüğü bu durumla karşılaşmamak için serin- kanlı olmalıyız." Yılmaz, daha sonra Istanbul'a hareket etti. 6 Çelik Harekâtı'ııa anlayış gösterin' ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - İçişleri Bakanı Nahit Menteşe. Türkiye'nin, tüm ülke- lerin toprak bütünlüğüne saygı- lı olduğunu belirterek Türk Si- lahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Ku- zey Irak'ta gerçekleştirdiği ha- rekât için de diğer ülkelerin an- layış göstermesini istedi. Yurt genelinde yapılan ope- rasyonlann paralelinde Kuzey Irak'ta başlatılan Çelik Harekâ- tı'nın başanlı şekilde yürütüldü- ğünü söyleyen Menteşe, Türki- ye'nin Irak'ın toprak bütünlüğü- nün bozulmasına nza gösterme- sinin asla söz konusu olamaya- cağını belirtti. Menteşe. "Birleş- miş MiDetier yasasuıda ve genel- de uluslararası hukukta,her dev- letin ülkesinin bütünlüğüne yö- netik terörist saldınlara karşı' kendisini koruma hakkı vardır vebu meşnı müdafaa hakkı, vaz- geçilmez bir hak olarak yer al- mıştır'' dedi. Menteşe, PKK'nin "arükgruplanna" dönük olarak Tunceli, Diyarbakır, Bingöl, Hakkari, Şırnak başta olmak üzere Doğu ve Güneydogu Ana- dolu bölgelerindeki illerde yapı- lan operasyonlarda da çok sayı- da teröristin etkisiz hale getiril- diğini söyledi. Menteşe, 1-31 mart tarihleri arasında gûvenlik kuvvetlerince düzenlenen operasyonlarda 126'sı ölü, 3'ü yaralı obnak üze- re toplam 566 teröristin ele ge- çirildiğini açıkladı. Ankara9 da Rabıta adıyla yoLsıızlıık OLAYLAREV ARDINDAKf GERÇEK • Baştarafi 1. Sayfada ye'nin olaya bakışına insani bir boyut ekleniyor. Irak'a uygulanan ambargo- dan en çok zarar gören Tür- kiye, bunlann üstüne, komşu ülke kuzeyinin Türkiye'ye sal- dın rampasına dönüşmesine müdahale zorunda kaldı. Kuzey Irak harekâtının za- manlaması bakımından bir ol- du bittiyle karşılaşan koalis- yon ortağı CHP'nin, Inönü, Dı- şişleri Bakanı olduktan son- ra, girişimin diplomatik boyu- tuna da ciddiyet getireceği umudu doğmuştur. Başbakan'ın, butürgirişim- leri iç politika yatırımı olarak kullanmaktan başka bir dü- şüncesi olmadığı kısa sürede ortaya çıkmıştır. Dar bir kapıdan geçen ülke- miz ağır sorunlaria yüklüdür, Kuzey Irak'ta 90 bin kilomet- re karelik bir alanın taranması ve PKK'den ayıklanması ko- lay iş değildir. Bu arada Tür- kiye çarpıcı bir yoksullaşma içindedir. 1994 yılında ekono- mide gerileme ve yoksullaş- ma yüzde 5'i aştı. Bir zaman- lar "Büyük Türidye" sloganını ağzından düşürmeyen par- tinin mirasçısı Başbakan Tan- su Çiller'in en büyük başansı Türkiye'yi küçültmekte vur- gulanıyor. • • • Ünal Erkan: Kaçınlma olayı - tesadüfe benziyor • Cizre - Nusaybin karayolunu kesen PKK'liler tarafından kaçınlan AFP muhabiri Kadri Gürsel ve Reuter'dan Fatih Sanbaş'la ilgili bir gelişme yok. Olağanüstü Hal Bölge Valisi Ünal Erkan, "Kaçınlma olayı, olayın geliş şekline göre bir î tesadüfe benziyor" dedi. * Haber Merkezi - Başbakan Yardımcısı ve CHP Genel Baş- kanı Hikmet Çetin, önceki gün PKK militanîannca kaçınlan AFP muhabiri Kadri Gursel'le Reuter foto muhabin Fatih San- baş'tan "dün de bir haber ahna- madığuıı" söylerken Olağanüstü Hal Bölge Valisi Ünal Erkan " Kaçınlma olayı, olayın geliş şek- line göre bir tesadüfe benzryor" dedi. Çetin, önceki gün Cizre-Nu- saybin karayolunun Turgutlu Ka- rakolu'na 5 kilometre uzaklıkta bölücü örgüt PKK militanîann- ca kesilmesi ve AFP muhabiri Kadri Gursel'le Reuter foto mu- habiri Fatih Sanbaş'm kaçınlma- sı ile ilgili gazetecilerin sorulan- nı yanıtladı. Çetin. kaçınlan gazetecilerle ilgili soruyu "Bugün (dün) bir gelişme yok. Dün de o konuyla il- gili bilgi ahnaya çahştun. ancak haber ahnamadı. Arkadaşlar iz- liyorlar. takip ediyorlar. Yeni bir haber almadım" diye yanıtladı. Öte yandan 'Çelik Operasyo- nu'yla ilgili olarak Diyarbakır'da bulunan gazetecilerle bir sohbet toplantısı yapan Olağanüstü Hal Bölge Valisi Ünal Erkan, kaçın- lan gazetecilerle ilgili sorulan yanıtladı. Erkan, toplantıda ga- zetecilerin kaçınlmasından mu- habirlerin içinde bulunduğu tak- si şoförünün gûvenlik kuvvetle- rine bildirmesiyle haberdar ol- duklannı belirterek bu konudaki soruya şu yanıtı verdi: "Kaçml- ma olayı, olayın geliş şekline göre bir tesadüfe benziyor. Olayın da- ntşıklı dövüş olduğunu söy lemek yanlış olur. Kaçırma olayının mey dana geldiği yerden nerelere gidilebilir. bu tahminler üzerinde de durularak ne yapıunası gere- kiyorsa yapılıyor, endişeniz ol- masm." _ ANICARA (ANKA) - jslam Âlemi Rabıtası (Rabıtat-ül Âlem- ül Islam) Örgütü'nün Ankara'da milyarlık bır dolandıncılık olayına kanştı. Rabıta desteğiyle "dini bü- tün vatandaslan"Ankara'nın Sin- can ılçesınde konut sahibi yapaca- ğı vaadiyle 174 kışıden para top- layan Ömer Fanık Küçük, verdiği sözü yerine getırmeyince hakkm- da 5 yıla kadar hapis cezası iste- miyle dava açıldı. .Ankara 19. As- liye Ceza Mahkemesi, Küçük hak- kmda gıyabi tutuklama karan ver- di, ilgili bakanlıklardan da Rabı- ta'nın olayla ilışkisi bulunup bu- lunmadığını araştırmasını istedi. Ömer Faruk Küçük"ün Rabıta'nın desteğiyle işyen konut yapacağım sözüyle 174 kışıden topladığı pa- TEŞEKKUR Florence Nightingale Hastanesi doktorianndan Sn. Doç. Dr. BİNGÜR SÖNMEZ Göğüs, Kalp, Damar Cerrahi ve ekibine başanlı ameliyatından dolayı teşekkür ederim. HASAN TAMER ra. faizi dışında bugünkü değeny- le 4 milyar lirayı geçiyor. Islam Âlemi Rabıtasınınadının dolandıncılık olayına kanşması Suudi Arabistan Krallığı ile Türki- ye'yi karşı karşıya getirdi. Suudi Arabistan'ın Ankara Büyükelçili- ği, Türk Dışişleri Bakanlığfna gönderdiği notada sanık Kü- çük'ün adına Rabıta merkezinden gönderildiği belirtilen belgenin sahte olduğu öne sürülerek, "ko- nuya bir an önce son verilmesi" ve sanık hakkında soruşturma açıl- ması ıstendi. Rabıta desteğiyle Ankara Sin- can ilçesi Mülk Köyü sınırlan için- de sağlanan arsa üzennde Küçük- köy Sitesı adıyla ucuz konut üreti- leceji duyurulan ve ilanlan üzeri- ne Omer Faruk Küçük'e 174 kişi- nin ödeme yaptığı öğrenildı. An- cak, Rabıta istnıne ragmen. araştır- maya gırışen bazı vatandaşlann. bahsedilen arsanın satın almmadı- ğını öğrenmeleri üzerine konu sav- cıhğa iletıldı, kapsamlı soruştur- ma başlatıldı. Ankara Cumhunyet Başsavcılı- ğı 1993 yılı başında gelen şikâyet- ler üzerine başlattığı inceleme so- nunda hazırladığı iddianamede sa- nığın site hisse satış sözleşmesı ımzalattığı yurttaşlardan değişik miktarlarda toplam olarak 822 milyon lira topladığı, ancak orta- da ne bir kooperatif ne de arsa bu- lunduğu belirtildi. Dolandıncılık olayına Rabıta is- minin kanşması Suudi Arabis- tan'ın Ankara Büyükelçiliği'nin Türk Dışişleri Bakanlığı 'na nota vermesiyle gerginlığe neden oldn. Geçtiğımiz ocak ayının ikinci haf- tasında Dışişleri Bakanlığı'na, oradan da davanın görüldüğü asli- ye ceza mahkemesine ıletilen Su- udi notasında, dolandınlan vatan- daşlann kendilerine de başvuruda bulunduklan kaydedildi. Arabis- tan'dan sanık Küçük'e göndenlen ve Arapça yazılmış Rabıta damga- lı yazının sahte olduğuna yer veri- len notada şöyle denildı. "Büyükelçilik. bakanlığuı nota- sında yer alan ve söz konusu şahsın Küçükköy projesi için 174 üyeden para topladığına itira/etmemekte- dir. Ancak Islam Âlemi Rabıta- sı'nuı adım yalan ve sahte belgeler- le karaladığuıa dikkat çekmekte- dû-." Notada daha sonra Ömer Fa- ruk Küçük'ün büyükelçilik müste- şan Mohammed Al VaB ve sekre- ter Abdülkerem Hetal ile görüştü- ğü kabul edildı. Ancak bu görüş- menin kendilerine yazınm doğnı olmadığını bildirmek için gerçek- leştiği savunması yapıldı. Suudi notasının son bölümünde şöyle de- nildı: "Büyükelçilik bahse konu belgenin sahte olduğunu ve Rabı- ta'nın ileride gerçekleşebUecek herhangi bir özd projeden sonım- lu olmadığını \ urgulanıaktadır. Bu konuda avukat Ulkü Küçükler ta- rafından haztnanan raporun iBşjk- te gönderilen büyükelçilik ile Türk makamlanndan iki ülkenin çıkar- lannı koruyacak \c aralanndaki kardeşük ilişkilerini genişletecek şekilde konuya son verilmesini ve Omer Faruk Küçük hakkmda ge- reken kanuni işlemlerin yapılması- nı ve sonuç hakkında bilgi verilme- sini rica etmektedû-." Yazanmız Uğur Mumcu'nun ölümünden bir süre önce gazete ilanlanna ve haberlere konu olan Rabıta'nın Ankara Sincan'da site kurma hazırlıklanyla ilgili bir ya- zı yazdığı, bu yazıyla sanık Omer Faruk Küçük'ün gazetelerde Ra- bıta adına hareket ettiğıni gösteren yazı fotokopilerinin mahkeme dosyasında yer aldığı bildirildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear