23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 NİSAN 1995 SALJ • • • • CUMHURfYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 PENCERE • Baştarafi 2 Sayfada "terörsuçu" sayılmış... Peki, bu TMY kimin marifeti?.. Turgut Özal'ın!.. • Denebilir ki: - Canım, Turgut Bey'in yaptığı olumlu işler de yok mu? Hep mi kötü şeyler yaptı.. Hayır.. Elbette bir başbakan ya da cumhurbaşkanı hep kötü işler yapmaz; ama, olumlulan ve olumsuzlan terazinin iki kefesine yığdığımız zaman Özal'ın günahlan ağır bası- yor. Turgut Özal 12 Eylül faşizmiyle yükseldi; demokratik direnişle inişe geçti... Ve yaşamını noktaladı. G U N D E M MUSTAFA BALBAY Siyaseti halk yargılar EVİNGÖKTAŞ ANKARA - Anayasa Mahke- mesi yetkilileri, Cuinhurbaşkan- lığı makarru ve Cumhurbaşkanı Süleyman Demirei'in, Yüce Di- van'ın otoyol davasına ilişkin ge- rekçeli karanna konu edileme- yeceğini belirttilcr. Yetkililer, Yüksek Mahke- me'nin, anayasal bir kurum olan Cumhurbaşkanlığı makamı ko- nusunda herhangi bir değerlen- dirme yapma yetkisinin bulun- madığını anımsattılar. ANAP'h eski bakanlar Safa Giray, Cengiz Alünkaya ve Ka- rayollan eskı Genel Müdürü Atalav Coşkunoğhı'n u beraat et- tiren Yüce Divan'ın görüşüne ilişkin gerekçeli kararda, bu tür siyasi değerlendirmelerin kesin- liİdeyeralmayacağını kaydeden yetkıliler, "Anayasa Mahkemesi siyaseti irdeleyip yargılayamaz, Siyaseti ancak halk irdeleyip yargılaj'abilir" dediler. Otoyol davası konusundaki görüşlerini Cumhuriyet'e açıklayan yetkili- ler. "Önümüze gelen konularda. bizsadeceyapdan işlemierin doğ- nı olup olmadığuıa bakar, ona göre hukuki değeriendirmeler yaptıktan sonra karar veririz" diye konuştular. Otoyol davasında doğru bir karara vanldığını savunan Ana- yasa Mahkemesi yetkilileri, şun- lan söylediler: "Biz medyadan esen rüzgâr- lara göre karar vermedik. Ki bu davada medyada müthiş bir fır- üna estirilmişti. Yargıçlar çevre- den esen riizgârlara kapılmama- hdıriar. Kapüırlarsa, savcıuk gö- revinî üstfcnmiş olurlar. Biz kim- senin aieti olmayız. Biz ne kıyma ne de çamaşır makinesiyiz. Ne kimseyi aklar ne de kimseyi doğ- ranz. Burada hak mutlaka yeri- ni bulur. Bundan kimsenin kuş- kusu olmasın." Giray. Altınkaya ve Coşku- noğlu ile ılgili TBMM Soruştur- ma K.omisyonu'nca hazırlanan raporun siyasi nitelikte olduğu- nu, Yargıtay Başsavcilığı'nca ha- zırlanan iddianamede ise birkaç yasa yorumunun dışında kayda değer bir şeyin bulunmadığını öne süren yetkililer, davayla ilgi- li tanıklık yapanlann hiçbirisi- nin sanıklann aleyhine konuş- madıgını. bunun da çok önemli bir aynntı olduğunu anımsattı- lar. Yetkililer, şöyle dediler: "Ba- kıyoruz, dava konusu edilen ka- rarname bugün hâlâ yürürlükte, iisteük de bu hükümet dönemin- de "Bu karamame aynen uygula- nacaktır' diye hükiim konulmuş. Aynca bizegelen uluslararası ra- poriardan. da\a konusu edilen otoyoüann A\Tupa ve Ameri- ka'daki emsailerüıe göre daha ucuz inşa edildtğini anladık. Biz kimsenin aleti olmadık. Son de- rece doğru bir karara \ardık. Ya- pılan işierin doğru olup olmadı- ğına baktık vegördük ki herhan- gi bir olumsuzluk yok. Bizde bu- na göre karannuzı açıkladık." Anayasa Mahkemesi Başkan- lığı'ndan dün, Yüce Divan'da beraat eden Safa Giray, Cengiz Altınkaya ve Atalay Coşkunoğ- lu'na yöneltilen suçlamalann ne- ler olduğu ve bu suçlarla ilgili hangi üyenin beraat ve ret iste- diği konusunda yazılı açıldama yapimııştı:- • Baştarafi 1. Sayfada Irak'ı Kuveyt'ten çıkardı. Ama bugün dünyanın 40 yerinde savaş var, buna dur diyen yok. Hangi savaşa "dur" denirse demokrasinin lehine, hangi- si "devam"ederse aleyhine olacağı- na ABD karar veriyor. Bugün, Avrupa'nın temelinde, par- ke taşlanndan kale burçlanna, saray duvarlanndan sanayi tesislerine ka- dar, Afrika, Latin Amerika ve Asya'da- ki sömürge ülkelerin bulunduğu bir gerçek. Paris'in, Londra'nın, Amster- dam'ın güzelliklerinde, Brezilya'nın gümüş yataklannda 35 yaşında yaşa- ma veda eden Afrıkalı kölelerin, yıllar- ca ingiliz valilerin yönetiminde kalan Asyalıların, Hollanda-lngiltere-ABD rekabeti arasında ezilen okyanus in- sanlannın kanı var. Odamdaki dünya harrtasında, baş- ta Ingiltere ve Fransa'ya ait olmak üzere, hâlâ Avrupa ülkelerinin yöne- timinde, onlarca okyanus adası say- dım. Örneğin, Venezuela açıklarında beş adadan oluşan Hollanda Antille- ri hâlâ Hollanda'dan gönderilen bir vali tarafından yönetilmekte. Uruguayfı gazeteci Gualeno'dan okumuştum; "Brezilya'daki ocaklar- dan Avrupa'ya taşınan gümüşten köprûyapılsaydı, Rio 'dan Paris'e dek uzanırdı" diyor. 15. yüzyılın sonunda Avrupa'nın dünyayı "keşfi" ile başlayan sömür- gecilik, bugün biçim degiştirdi. Artık gelişmiş ülkeler top-tüfekle gelmiyor. "Ideolojiyle", "yatınmla" geliyor. Hollanda-Shell-Güneydoğu. Bilgisayarda, otomotivde, petrol- de, ulusiararası şirketler kıyasıya bir yarış içinde; pazar kap/yorlar. Türki- ye gibi gelişmekte olan ülkelerde, devletler küçülecek, onlar büyüye- cek. Bunun ideolojik kılıfı da hazır- lanmış durumda: - Liberalizm ve küreselleşme... Arjantin küçülecek ITT büyüyecek, Meksika küçülecek General Motors büyüyecek, Türkiye küçülecek Alca- tel büyüyecek... Buna karşı mı çıkıyorsunuz? O za- man siz çağdışısınız... Yukanda sözünü ettiğimiz ulusiara- rası büyük şirketler deyince, ilk akla gelenlerin başında Shell vardır. Shell, Ingilizce "Doğu'dan getirilen hayvan kabuğu" anlamında. Hollan- da-lngiliz ortaklığı olan kuruluş, dün- ya petrol piyasasının yüzde 10'dan fazlasını elinde bulunduruyor. Yüz- den fazla ülkede yatınmı var. Temeli geçen yüzyıla dayanıyor. 1890'da, Krallık Hollanda Hindistanı Petrol Ya- taklannı Işletme Şirketi (Royal Dutch) adıyla kuaıldu. Amerikan şirketlerinin "ilhak" giri- şimine karşı, sermayesinin bir kısmı- nı özel hisseler olarak topladı. 1907'de ingiliz Shell Transport and Trading Co. ile birleşti ve bugünkü adını aldı: Royal Dutch-Shell Group. Yönetime Hollanda hakim. Mer- kez, Hollanda'nın Lahey kenti. Grubun, yüzü aşkın ülkede olduğu gibi, Türkiye'de de çalışması var. Gü- neydoğu Anadolu'da arama ve üre- tim şirketi bulunuyor. Türkiye'deki merkez, uzun yıllar Istanbul'du. Son- ra yeniden değerlendirme yapıldı, Di- yarbakır'a taşındı. Kurumun dış iliş- kilerinden sorumlu Yusuf Güler- yüz'le telefonla konuştum. Vergi da- iresi olarak Istanbul'u değiştirmedik- lerini, ancak arama-üretim şirketinin merkezinin Diyarbakır olduğunu söy- ledi. Shell'in Güneydoğu'da özellikle "arama" çalışmaları yoğunlukta. PKK. Shell tesislerine genel olarak dokunmuyor. Petrol rekabeti Petrol arama, üretim ve pazarlama işlerini bir bütün olarak yürüten Ro- yal Dutch-Shell Grubu, Azerbaycan ve Orta Asya petrolleriyle de ilgileni- yor. Azerbaycan petrolleri için ABD ağırlığını koydu, boru hattının Ana- dolu'dan geçmesi kararlaştınldı, için- de Türkiye'nin de yer aldığı konsor- siyum çalışmalanna başladı. Konsor- siyumun yüzde 80'lik hissesi, Ama- co, BP/Statoil, Unocal, Pennzoil, McDermott, Ramco, Delta, Lukoil ve Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklı- ğı'ndan (TPAO) oluşuyor. Kalan yüz- de 20'lik hisse ise Azerbaycan Pet- rol Şirketi'ne (SOCAR) aitti. Dünyanın dev petrol şirketlerinin ortak olduğu bu "mega" projede Shell yeralmayı başaramadı. Özellik- le, Azerbaycan'ın yüzde 5'lik hisse- sini satışa çıkardığı dönemde Shell bu payı almak için çok çaba harcadı. Kazanan Türkiye oldu. Hollanda firmasının yenilgi aldığı bu dönemde, Royal Dutch-Shell'in merkezinin bulunduğu Lahey'de "Kürdistan Pariamentosu" kurulma- sına izin verildi. Geçen yüzyılın en acımasız sömür- gecilerinden Hollanda, şimdi dünya- nın en demokrat ülkelerinden biri. Ya- salan, yurttaşına kamu düzenini boz- madığı sürece neredeyse sınırsız öz- güriükler tanıyor. Almanya ve Fransa'nın PKK'ye destek veren dernekleri yasakladığı dönemde, Türkiye'ye gelen bir Hol- landa heyeti, Içişleri Bakanlığı yetki- lilerine, Dernek kapatmak nasıl olu- yor? Biz hiç böyte bir şey yapmadık" demişlerdi. Birinci ve Ikinci Dünya Savaşı'nda birbirini yryen, stratejik kentlerde taş üstünde taş bırakmayan Avrupa ül- keleri bugün, aralarındaki sınırlan kal- dırmaya hazırlanıyor. Bu, şüphesiz in- sanlık açısından olumlu bir gelişme. Avrupa ülkeleri demokrasilerini güç- lendirdi, insan haklan kavramını ge- liştirdi. Ancak bu ülkelerin demokratlaş- ması, dünyaya hükmetme duygula- nnı yok etmedi, edemezdi de. Çün- kü, bu gelişimin ardından sınırları içi- ne kapanmalan olanaksızdı. Holianda'ya ve Shell şirketine hiç- bir önyargıyla yaklaşmıyorum. Ben "durumu" ortaya koyuyorum, "yorum" okurun... TaıutDiula Özal yöntemi İstanbul Haber Servisi - The Nevv York Times'da parayla Türkiye tanıtımı yapılacak. 5 yıl aradan sonra The New York Ti- mes'da yer alacak "Türkiye say- falan"nın sponsorluğunu ise iki devlet bankası ile iki holding üstlendi. Başbakan Tansu ÇUIer de 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal gi- bi yabancı basın organlannda "parayla Türkiye tanıtımı" yöntemini seçti. The Nevv York Times'dan yapılan açıklamaya göre Çiller'in Amerika seyaha- tinde ziyaret edeceği Nevv York'ta bulunacağı bugün The New York Times'da çeşitli ma- kaleler yayımlanacak. Çiller makale yazacak "Özgürlük ve Refah İçin Türkiye ve ABD Ortaklığı" başhklı makaleyi Prof. Dr. Tan- su Çiller'in yazacağı bildirildi. ABD Büyükelçisi'nin "ABD - Türkiye tlişkilerinde Yeni- den Yapılanma" konulu, TÜ- StAD Başkanı Halts Komili'nin "Yabancı Yatırımcılar İçin Başlangıç Noktası". Hazine Müsteşarlığı Yabancı Senmaye Genel Müdürlüğü'nün "Ulus- iararası Arenada Neden Türk İnşaat Firmaları Başrolde?", Turizm Ataşesi LeylaOzhan'ın ise "Türk Turizmi" konu- lannda makaleler yazacağı be- lirtildi. İki banka sponsor The Nevv York Times'm 5 yıl aradan sonra "Türkiye sayfala- n " yayımlamasının sponsorlu- ğunu ise iki devlet bankası Zi- raat ve Vakıfbank ile Sabancı ve Ihlas Holding üstlendi. fstanbul 9 da bombalı salclırı İstanbul Haber Servisi - Kadıköy ve Maltepe'de dün akşam iki ayn yerde bomba patladı. Patlamalarda iki ki- şi yaralandı. Içerenköy, AJtay Sokak'ta bulunan Ulkü Ocağı'na, kimliği henüz belirleneme- yen kişilerce bırakılan bom- ba patladı. Patlamada brr ki- şi yaralandı. Bu arada Mal- tepe E-5 üzerindeki Sanatçı- lar Sitesi C/4 Blok 37 nu- mara önüne bırakılan bom- banın patlaması sonucu bir kişi yaralandı. Yaralı, ICartal Devlet Hastanesi'nde teda- vi altına alındı. DGM'de 'fazla mesai' • Baştarafi 1. Sayfada sında DGM Savcısı AytaçTolay, öğle tatili yapmadı. Düşünceye Özgürlük Girişi- mi tarafından yapılan hazırlık- larla yayımlanan ve içinde Gü- nay Aslan, Fikret Başkava. Isma- ii Beşikçi. Vlünir Cevlân. Oral Çalışlar. Haluk Gerger, Yaşar KemaL, Doğu Perinçek, Kemal Yafcnı'ın ve DEP milletvekilleri i]e IHD temsilciliklerinin yargı- lanmalanna yol açan yazılannın yer aldığı 'Düşünceye Özgürlük' kitabının yayıncılan, istanbul DGM'de dün sabah saatlerinde toplandılar. SanatçılarCenkKo- ray, Halii Ergün, Serap Aksoy, Deniz Türkali, Orhan Aydın, Ferhat Tunç, Mahir Günşiray, Orhan Alkaya, Şanar Yurdatâ- pan. yazarlar L'ğur Cankoçak, Ertuğrul Kürkçü, Abdurrah- man Dffipak Reha İsvan, Cezmi Ersöz, öğretim üyeleri Prof. Gencay Gürsoy, Prof. Şahika Yükseİ, Prof. BülentTanör. sen- dikacılar MünirCeylan ve Mun- zur Pekgüleç'in de aralannda bu- lunduğu kitabın yayıncılan, DGM Savcılığı'na ifade vermek istedikierini bildirdiler. DGM Savcısı Aytaç Tolay'ın ifadelerin alınacağını bildirmesi üzerine DGM koridorlannda kuyruk oluşturarak ifade verdi- ler. 65 yaymcı. tek bir metin ola- rak verdikleri ifadelerde kitabın yayıncılan arasında bilerek ve is- teyerek yeraldıklannı belirttiler. tfadesi alınanlar hakkında TCK'nin 162. maddesi uyannca 'suç sayılan yayınlann nakli' id- diasıyla soruşturma başlatıldı. Kitaptaki yazılarla ilgili olarak çeşitli mahkemelerde açılan da- valar sürüyor. OLAYLARIN ARDENDAKİ GERÇEK • Baştarafi 1. Sayfada mik" olduğunu düşünmek, hiç de yanlış değildir. Bu açıdan bakıldığında, ge- rek PKK'nin, gerekse Türki- ye'deki şeriatçı örgütlerin pa- rasal kaynaklannın temelinde uyuşturucu ticaretinin yattığı, akla gelen ilk olgudur. Gerçekten hem PKK'nin si- lahlanması, hem de şeriatçı- lann örgütlenmeleri için gere- ken çok büyük tutardaki pa- ralann ulusiararası uyuşturu- cu piyasalanndan sağlandığı; dahası, uyuşturucunun Türki- ye'de ülkücü ya da şeriatçı mafyalar ve PKK eliyle, genç- lerde bağımlılık yaratmak için bir araç olarak kullanıldığı, yaygın kanıdır. Ulke içinde ortaöğrenim gençliği arasında uyuşturucu kullanımının giderek yaygın- laştığı, özellikle vartıklı aile ço- cuklarının okudukları okulla- nn semtlerinde, hatta çevrele- rinde uyuşturucu maddelerin neredeyse serbestçe alınıp satıldığı da bilinmektedir. Türk tacirierin ulusiararası uyuşturucu piyasalarındaki ağırlığının giderek artması, hem Türkiye'de terör eylem- lerinin yoğunlaşması, hem ya- nnlann umudu olan gençlerin zehirlenmesi, hem de sağlık- sız bir yeni neslin ortaya çık- ması tehlikesini biriikte getir- mektedir. Aynca, "sosyefe" adı veri- len zengin kesimlerde, özel- likle kokain kullanımı da gide- rek yaygınlaşmakta ve düzen- lenen operasyonlar sonucu ele geçirilen kokain miktarla- n da her geçen gün fazlalaş- maktadır. Bu yüzden de hem ülke içinde, hem de ulusiararası alanda uyuşturucu tacirierine karşı etkin bir savaşım veril- mesi, Türkiye'nin geleceği açısından yaşamsal bir önem taşımaktadır. ••• SATILIK 95 Doğan S Tel.:0-212-512-37-11 Kaplanı güvenli kılan, gücüdür! Kaplanm kendine olan güveni sonsuzdur. Onu böylesine güvenli kılan da gûcüdür. Türk bankacıhk sektöründe 9 yıldır hizmet sunan Tekstilbank'ı da guçlû kılan; sermaye yapısı, gerçek profesyonellerden oluşan deneyimli ve dınamik kadrosu, ilke edindiği ve uyguladıgı "akılcı bankacıhk" yöntemleridir. Işte bu nedenle Tekstilbank, geçtigimiz yıl yaşanan kriz döneminden büyüyerek çıktı. Ulusiararası standartlara göre, güçlü sermaye yapısım gösteren sermaye yeterlilik rasyosunun % 8 olması yeterliyken; bu oran Tekstilbank için 31 Aralık 1994'te % 11, 31 Mart 1995'te ise % 15 olarak gerçekleşti. Klasik bankacıhk ûrünlerinden en modern finansman ve yatınm tekniklerine kadar, komple bankacıhk hizmeci veren "gûçlü" bir bankayla çalışmak istiyorsanız Tekstilbank'a gelin. TEKSTILBANK "S i z i b e k 1 i y o r"
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear