23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 NSAN 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER İninü Zaferlerrnin 74. yıUönümü • ANKARA (Cumhuriyet Bünsu) - Llusal Kurtuluş SaMşı'nın kazanılmasının en tüyük etkenlerinden tnöıü Zaferleri'nin 74. yılcönümü dün kutlandı. Gerelkurmay Başkanı Orgjnaral tsmail Hakkı Kandayı, Eskişehir Valisi Ali Fuat Güven ve Bikcik Valisi Refik Öztirk'e gönderdiğı mesajda. mehmetçiğin, derrokratik ve laik currhuriyetin sonsuza kadır yaşaması için. 74 yıl önce olduğu gibi bugün de aynı inanç ve azimle görevini sürdürdüğünü beiittı. Rize Belediyesi gelirine haciz • RİZE(AA)-SSKve Mahye Bakanlığı, Rize Belediyesi'nin büfûn gelirlenne borçlan nedeniyle haciz koydurdu. Alınan bilgiye göre SSK ve Maliye Bakanlığı tarafından, yaklaşık 50 mil>ar liralık bölümünü faizlerin oluşturduğu 130 miljar liralık borcun ödenmemesi üzerine, mahkeme karanyla Rize Belediyesi'nin gelirlenne haciz konuldu. Mecaıp'un cezasına onay istendi • ANKARA (ANKA) - Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı. geçen 10 Kasım'da Anıtkabir'deki eylemiyle Atatürk'ün manevi hatırasına açıkça hakaret etmek suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezasına mahkûm edilen Mahmut Kaçar'la ilgili Ankara 19'uncu Asliye Ceza Mahkemesi karannın onaylanmasını istedi. Tebîiğname. ilgili ceza dairesine iletildikten sonra dava dosyası tetkik hâkimlerince incelemeye alındı. Dairenin, başsavcılık teblignamesi, gerekçeli mahkûmiyet karan ve avukatlann jemyiz dilekçeleriyle dosyadaki kanıtlan incelemesini tamamlamasmın ardından davanın, nisan ayı sonunda karara bağlanabileceği kaydedildı. Bir ppotestocu daha öldü • İstanbul Haber Servisi - Gazi Mahallesi olaylannı protesto etmek amacıyla 14 Mart 1995 günü Ümraniye'de yapılan yürüyüş sırasında ateş açılması sonucu yaralanan 22 yaşındaki Hakan Çabuk un yaşam mücadelesi 16 gün sûrdü. Başından kurşunlanan Çabuk. önceki gün tedavi gördügü Haydarpaşa Numune Hastanesi 'nde yaşama veda etti. Cezaevi'ndeki açhk grevi bitti • KONYA(Cumhuriyet)- Konya E Tıpi Kapalı Cezaevi'nde 42 gün süren açhk grevi, siyasi tutuklulann bazı isteklerinin kabul edilmesi sonucu sona erdirildi. Kumarhanelep zararda • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Maliye Bakanı lsmet Attila, Türkiye'de ilk kez meslek gruplanna ilişkin ortalama vergi miktarlannı açıklarken, kumar ve oyun salonu da işlcten birçok otelin ışletmelerini zararda gösterdiklerini bildirdi. "Turgırt" Aykutu ağlatü ta ANKARA (AA) - AN AP tstanbul Miiletvekili Imren Âykut, lsviçre'de "Turgut'" adh gizli bir hesap açtırdığı iddialannın ardından ihalelere aracıhk etriğinin de öne sürülmesi üzerine ANAP MKYK toplantısında kendini savunurken ağladı. Toplantıda ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, konuyla ilgili olarak "Hakkmda bir takım îddialar ve spekülasyonlar yapılan arkadaşlar, bu konuda kendi meselelerini kendileri halletmelidirler" sözleri partisinden destek bekleyen Aykut'u gözyaşlan içinde bıraktı. Karayalçm, 18 aylık genel başkanlık dönemini Cumhuriyet'e değerlendirdi: SHP'yi pırıl pırd alıııadıtn Abarttim Ben belki abarttım, pınl pınl bir parti devraldığımı söylemiştim. Genel başkanlığa seçildiğimde ve gerçekten belki abartılı sözlerdi; ben bunu enkaz geleneğine tepki olarak ifade ettim. Oylarımız azalmıştı 1987 ile 89 arasmda belediyeler yoktu. SHP belediyelerde, iktidarda değildi. Ama o 2 yılda 1.5 milyon oyumuz azaldı, seçmen sayısındaki artışa karşı. Birincisi buydu. Yani parti 1987'den itibaren bir gerileme sürecine girmişti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardım- cısı Murat Karayalçın, 18 ay önce lıderli- ğine geldiği SHP için yaptıgı "pınl pınl parti" değerlendirmesınin "abarnlı" oldu- ğunu söyledi. 1993 yılı eylül ayında. SHP'nin 6 yılhk gerileme sürecinin içinde bulunduğunu; CHP ve DEP olmak üzere iki partiyi bünvesinden çıkardığını; Sıvasolay- İan ile ISKI skandalından sorumlu tutuldu- ğunu vurgulayan Karayalçın. buna karşın parti yönetimı, TBMM grubu ve hükümet kanadından gerekli desteğı göremediğini söyledi. Karayalçın. "Siyasete girilir, çıkıl- msu" anlayışıyla "iddiaİarını yenileyeeeği- ni" kaydederek. " loplumsal Dönüşüm Pro- jesi" adı altında topladığı programını yeni- den yazacagını bildirdi. Karavalçın, genel başkan seçildiği kurultayın ardından ger- çekleştirilen görev dağılımında kendisinı destekJeyenlerle karşı olanlar arasında ay- nm yapmamasının en temel yanlışlanndan biri olduğunu belirtti. Murat Karayalçm. geçmış döneme iliş- kin değerlendirmeleriyle. geleceğe ilişkin planlannı Cumhuriyet'e anlattı. Karayal- çın'ın sorulara verdiğı yanıtlar şöyle: -Önümüzdekidönem için ne düşünüvor- sunuz? - Ben hiçbir biçımde siyaseti bir gücü ele geçirmek için ya da koltuk için, bellı ma- kamlann elde edilmesi için düşünmedım. yapmadım. Zaten almış olduğumuz karar da bunu bence çok açık biçimde kanıthyor. Eğer siyaseti bir mevki yeri, koltuk yen. makam yeri olarak görseydım, bütün sıfat- lanmı bıraknıazdım. Siyaseti öyle görmü- yorum. Siyaseti ıddıalann yaşama geçirile- ceğı bir alan olarak görüyorum ve benım id- dıalanm var. Bu ıddıalanmı yaşama geçi- MİT izliyor Hatipoğiu Sudan'a gıttı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Başkan- vekıllennden RP Çorum Mılletvekılı YasûıHatipoğ- hı, şeriatçı görûşleri ve ey- lemlenyle bilinen kuruluş- lann katıldığı "İslama Kar- şı SaMınlar" konulu top- lantıya katılmak üzere Su- dan'a gıttı. Millı Istihbarat Teşkılatı"nın (MİT) da Su- dan'dakı toplantıyı ızlemek üzere ekip gönderdiğı bıl- dirildı. CHP Amasya Milletve- kıli Cemalertin Gürbüz. Hatipoğlu'nun gezısiyle il- gili olarak Cumhuriyet'e şunlan söyledi: "Mecfis'i temsilen mi gitnüş? TBMVI öyle bir toplantıy a nasıl mü- letvekili gönderebilir? Ken- di adına gitmiştir. Oraya kablan kendi siyasal egili- mini. demokrauk anlayışı- nı ortaya koyar." ANÂP Grup Başkanve- kılı Eyüp Aşıkıse Hatipoğ- lu'nun gezısiyle ılgılı ola- rak, "Elestirmem. Partisi- nin karandır. Ama eğer iit- keye zarariı bir girişimse, bunu anamuhalefet olarak bi/ değiL iktidar partikri değeriendirmelidir. Konu- nun nmhatabı onlardır"de- dı. ÇİZMEDEN YUKARI /MUSA KART YO/VC/ OÜNVADA 1 v /^iviue^J Mesut Yılmaz, İstanbul'da polisin gereksiz silah kullandığını söyledi: Alevisorunu uzun süre tabu sayıldı DÜRDANE KOCAOĞLU ANKARA-ANAP Genel Başkanı Mesut Yıl- maz. Türkiye'de Alevilik konusunun, etnik so- runlar gibi çok uzun bir süre "tabu" olarak gö- rülmesi nedeniyle tartışılmadığını vurgulayarak, "Şimdi, bu gecikmenin bedelini ödüvoruz" de- di. Alevilığe yaklaşım konusunda köklü tavır değişiklığine gereksinim bulunduğunu v urgula- yan Yılmaz, tstanbul'dakı olaylar sırasında, "po- İisüı, donanım cksikJiği nedeniyle gereksizyere si- lah kullandığını" söyledi. ANAP lideri Yılmaz, İstanbul Gaziosmanpa- şa ve Ümraniye'de meydana gelen olaylar, Ale- vi yurttaşlann istekleri ve düşüncenin açıklan- ması özgürlügü konulanndaki görüşlerini Cum- huriyet'e anlattı. ANAP lideri, Alevilik konusu- nun. etnık sorunlara benzerşekılde "gereksizye- re" çok uzun bir süre tabu sayılması, bilgi yeter- sizliği ve tartışma eksikliği gibi nedenlerle kar- maşık hale geldiğini söyledi. Soruna, çok kısa sürede köklü çözümler geti- rebilmenin mümkün olmadığını anlatan Yılmaz, öncelikle bu konulan tabu olmaktan çıkar- mak,tartışmak ve bilgi eksikliğinın giderilmesi gerektiğini söyledi. Alevilerin, çözüm konusun- da kendi aralannda da anlaşamadıgını kaydeden • ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, Aleviliğin tabu olarak görülmesi nedeniyle şımdiye kadar tartışılmadığını, bugün ise gecikmenin bedelinin ödendiğini söyledi. Yılmaz, "Gecikmenin bedelini ödüyoruzgibime gefiyor" dedı. Yılmaz. şöyle devam etti. "Bu meselede köklü bir tavır değişikliğine ih- tiyaç görüyorum. Ama. bu somut birtakım ted- birterin hemen uygulanabiliriiği anlamma fjcl- miyor. Meseleleri çok daha hoşgörülü, çok daha banşçı. demokratik bir şekilde tartışabileceğ]- miz ortamı yaratmamız gerekiyor. Bu ortam ol- madan kalıcı bir çözüm yaratmanın mümkün oiacağmı sanmryorum. Hen üzçok uzağız bu nok- tadan." İstanbul olaylannı araştırmak üzere Meclıs'te kurulan komisyondaki arkadaşjannın en önem- li bulgulanndan birisinın polisin teçhizat bakı- rrundan yetersizliği olduğunu bildiren Yılmaz. "Polislerin kullandıklan kasklar, kalkanlar taşı geçiriyormuş. Tahta coplan vanruş, \urunca kı- nlıyormuş. Bu durumda polisin başvuracağı tek şey tabanca oluyormuş. Bu nedenk polisler ge- reksiz yere tabanca kullanmak dunımunda kal- mış" dedi. Polisin bu tür olaylara yaklaşımda gerekli eğitıme sahip olmadığının göriildüğünü belirten \ılmaz. "Bu olaylar, aynı zamanda ka- bul edilemez bir istihbarat eksikliğini ortaya ko- yuyor. Eğer böyle binlerce kişi birkaç dakikada mobilize olup gösteri yapabiiiy orsa, burada mut- laka daha örgütlü bir provokasyon söz konusu- dur. Zaten emniyet yetkililerinin bütün beyanla- n da bunu ortaya koyuyor" dıye konuştu. Düşüncelenni açıklamaktan dolayı cezaevın- de bulunanlara af konusundaki görüşlenni de dile getiren Yılmaz, konuya "bölücöpropagan- da suç sayılsın mu sayümasın nu" sorusundan yola çıkarak yaklaştıklannı söyledi. "Biz,bölü- cü propagandanın suç say ılması gerektiğini sav u- nuyoruz" diyen Yılmaz, şöyle devam etti. "Dağ başındaki genlla' diye methhe düzüyor teröriste. Terörû methetmek,teröre methiye düz- mek. düşünce özgürlügü kapsamında değerlen- dirilemez. Bunlann cezalandınlması da düşün- ce özgürlögunün suuriandmlınası diye düşünü- lemez. Pekâlâ bilimsei tartışma sınırlan içinde ka- bul edilebilecek olan bazı durumlan ayıran bir terminolojik çahşmaya ANAP olarak katlada bu- lunabiliriz. Ama, "Türkıye'de kayıtsız şartsız her türlü düşünce serbest olsun. bölücü düşünce suç sayılnıasın" diye bir anlayışı şu anda kabul et- me>iz." Hasan Ersizer, evlilik hazırlıkları yapıyordu, Gazi Mahallesi'nde vuruldu Oldiiğünü annesine söylemediler MİYASEİLKNUR Hasan Ersizer de Okmeydanf ndan Gazi Mahallesi'ne gidip de dönmeyenlerden. 1969 Sıvas- Hafik doğumlu. Naylon poşet üreten bir imalathanede çalışıyor. Annesi ve babası Hafik'teki köylerinde yaşıyor. Ağabeylerinin yanında kalan Hasan Ersizer, nışanlanalı henilz dört ay olmuş. Evlilik hazırlıkJan yaparken vuruluyor Gazı'de. Okmeydaru, özelliide Sıvasın Hafık, Zara ve Divriği ılçesi ile Tokat ve Erzincan'dan gelenlenn yerleştiği bir semt. Beyoğlu'na bağh olan bubölge sol partilerin oy deposu. Son seçimlerde de RP'nin yenilgiye uğradığı yerlerin başında geliyor. Okrneydanı'na bağlı mahaJlelerde oturan insanlann ortak özelliği büyük bir kısmının Alevi kökenli olması. Alevi derneklerinin büyük bir kısmının Okmeydanı'nda şubeleri var. O nedenle istanbul'un herhangi bir bölgesınde Alevılen ilgilendıren bir olay olduğunda bu olay anında Okmeydanf na yansıyor. Karacaahmet Cemevi'nın Babası Sıvas'ta olan Ersizer için başsaglıgı dilekkrini halası ve eniştesi kabuJ edivor. yıkımından Interstar'ı protestoya, Mahallesi'ne girmeyi başardı. en son da Gazi Mahallesi Okmeydanf ndan gelıp Gazi olayında Okmeydanı halkı hemen Mahallesi'ne gırenlerden biri de harekete geçmiştı. 12 Mart gecesi Gazi Mahallesi olaylannı televizyonlardan seyreden Okmeydanı sakinleri, ertesi gün kendiliğinden toplanarak Gazi Mahallesi'ne doğru yürüyüşe geçtı. Polis barikatına ve tüm engellemclere karşın Okmeydanı halkı Gazi 26 yaşmdaki Hasan Ersizer'di. Gazi Mahallesi'ne gırdi, ama bir daha çıkamadı. Vuruldu. O gece eve gelmeyınce ağabeyleri Hasan'ı aramaya çıktılar. Tabii ki nnorgda buldular. Hafik'teki babasına haber salındı. Baba. gelirken anasına oğlunun öldüğünü söylemedi. "Çocuklan özledim. Bir gidip geieceğim" dedi. Hasan Ersizer, Gazi Mahallesi Mezarlığı'nagömüldü Baba oğlunu topraga verdikten sonra Hafik'e doğru yola çıkarken eşine ne yalan söyleyeceğini düşünüp durdu. Eniştesi Zeki Köksal ve halası, Hasan Ersizer için ağlarken "İyi ki evlenmedi. O zaman daha büyük acı verirdi" diyerek teselli buluyorlar. receğim. - Parti içindeki desteği nasıl değeriendiri- yorsunuz? - Üç çerçevede bunun bir degerlendir- mesini yapmak gerekir. Birtanesi partidir, bırtanesi gruptur. bir tanesi de hükümettir. Yani üçlü bir değerlendirmeye ihtiyaç var. Ancak ondan önce şunu söyleyeyim. bazı- lan şımdiye kadar yapılanlann yetersız ol- duğunu söyleyebiliyorlar. Bazılan "Türki- ye'yi uçurumun kenannda yakaladık" de- ğerlendırmesı yapabilıyorlar, bunlan hem üzüntüyle, hem de hayretle karşılıyorum. Bizim siyasetirruzde, sıyasetçılerimizde bir enkaz edebiyatı geleneği var. Bunu son de- rece yanlış buluyorum, bunu yapmadım Ben belki abarttım, pınl pınl bir parti dev- raldığımı söylemiştim, genel başkanlığa se- çildiğimde ve gerçekten belki abartılı söz- lerdi, ben bunu enkaz geleneğine tepki ola- rak ifade ettım. 1993 Eylü- lü'nde parti hangi koşullar- la karşı karşıyaydı, onlan bir ifade etmek istenm. Bir de- fa SHP ben 1993 Eylülü'nde genel başkanlığa seçildi- ğimde. 6 yıldır bir genieme sürecinin içinde bulunmak- taydı. SHP doruk noktasına 1987 seçimlerinde çıkmıştı. Çoğu, 1989 yerel yönetim seçimlerinin partimizin en yüksek oy aldığı seçim ol- duğunu düşünür. 1989 se- çimlerinde en yüksek oy oranına çıktığımız doğru, ama 1989 seçimlerinde oy u- muz mutlak olarak 1987'ye göre azalmıştı. 1987yılmda milletvekili seçimlerinde al- dığımız oydan 1989 yerel yönetim seçimlerinde 1.5 milyon daha az oy almıştık. 2 yılda oylanmızda 1.5 mıl- yonluk bir azalma olmuştu. I989seçimleriyle91 seçım- leri arasında da 7 puanlık bir azalma. gerileme vardı. "Belediyelerdeki başan- sızlık bizi 1991'deki sonuca taşıdı" şeklinde değerlendir- meleryapıhr. Oysa 1987 ile 89 arasında belediyeler yok- tu. SHP belediyelerde ikti- darda değildi. Ama o 2 yıl- da 1.5 milyon oyumuz azal- dı, seçmen sayısındaki artı- şa karşı. Birincisi buydu. Ya- ni parti 1987'den itibaren bir gerileme sürecine girmişti. Ikincisi, 1991 yılından sonra SHP'den ıkı parti çık- mıştı. Binsı CHP, öteki de DEP Bir başka partide ıki tane büyük partinin çıkması olayı yaşanmadı. ama bizde yaşanmıştı. Bu da ikinci önemlı olay. Üçüncü önem- lı olay. Sıvas olaylanydı. As- lında SHP o tarihte özellik- le CHP'lilerin, DSP'lilerin çok yoğun eleştirilerine mu- hatap olmuştu. SHP'yı eleş- tircn DSP'hler de. CHP'li- ler de benzer olaylann 78- 79 yıllannda hem de çok da- ha ağır biçımde yaşanmış ol- duğunu gözardı ederek bıze eleştıri yöneltıyorlardı. - Devletin ihmah mi? - Kamunun ihmali vardı. Yani 7 saatlik bir süre için- de sonunda yangın çıkma- yacağını bilseniz bile tahrik edilmış bir kitlenin 7 saat sü- reyle bir otelin önünde gös- teri yapmasını devlet mutla- ka önleyebilmeliydi. Belki bır gün arayla hükümetin değişmiş olmasının getirdi- ğı sıkıntılar vardı. Ama par- tim Sıvas olaylan nedeniyle çok ağır biçimde yıpratıl- maktaydı. Dördüncü konu da ben göreve geldiğimde İSKİ olaylan partimizi çok yıpratmaktaydı ve parti ken- disini tSKl olayı nedeniyle ortaya atılan iddialara karşı savunamıyordu. Ben bu or- tamda geldim. - Pınl pınl değildi yani. - C>rgütümün kötü olma- dığını söylemek durumun- dayım. Yönetime gelen kişi "Enkaz devraldık" diye- mez. Çünkü hangi koşullar- da geldiğini bıliyor zaten. Bunu hükümet sorumJuluğu için de parti sorumluluğu için de söylüyorum, eğer en- kaz diye niteliyorsan niye alıyorsun? Eğer kötü bir şe- yi devralmak söz konusuysa niye aday oluyorsun? Eğer aday olup seçildiysen niye kötü bir şey devraldım ede- biyatını yapıyorsun? Bu be- nim için çok yabancı bir de- ğerlendirmedır. Fakat bunun Türkiye siyasetinde birgele- nek olduğunu görüyorum. Hâlâ da bu ifadeier kullanı- labilmekte. Parti yapılanma- sı için ben bir hizip ya da bir kadro görüntüsü vermekten titizlilde uzak kalmaya ça- Iıştım ve 12 Eylül günü ba- na destek verenlerle bana karşı olanlar arasında aynm yapmadan, Sayın Gürkan'la da konuşarak PM listesini hazırladım. Bana yakın olan çoğu arkadaşım benimle il- gili en temel yanlışlığın o ol- duğunu söylüyorlar. Muha- lefetı de içine alan bir PM oluşturulmamalıydı. PM tü- müyle kendi arkadaşlanııız- dan oluşmalıydı, değerlen- dirmesini yapıyorlar. SÜRECEK POLİTİKA GUNLUGU HtKMET ÇETİNKAYA Sendikal Örgütlenme... Önceki gün Anadolu Ajansı teleksleri yavaşla- dı... Teleks Servisimizden Zülkani Sîrmen tdaşlıy- dı... Yanıma gelip "Abi" dedi, "Ben Anadolu Ajan- sı'na haberleri almaya gidiyorum." Zülkani'ye "Neden" diye sordum. Yanıtı şu oldu: "Galiba eylem varmış..." Durumu az sonra öğrendik. Anadolu Ajansı Yö- netim Kurulu 50 kişinin işine son vermişti. Anadolu Ajansı, devletin Hazinesi'nden parasal destek alan bir anonim şirkettir. Son yıllarda çağ- daş bir gazetecilik örnegi sergilemektedir. Ancak her yayın kuruluşu gibi kadrosu şişkindir. Kadro şişkin olunca ne yapılır? Hemen 'adam' atılır... Hele devlet desteğinde olursa bu iş daha kolay yapılır... Ama Anadolu Ajansı'nda tıpkı Cumhuriyet'te ol- duğu gibi 'Türkiye Gazeteciler Sendikası' örgüt- lüdür. Önceki gün Anadolu Ajansı çalışanlan 'işten çı- kanlmalan' protesto etmek için eylem yaptı. Bu- nun üzerine Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu üye- leri, 'işten çıkarmayı' durdurdu. Şimdilik sorun çözüldü... Bugün 'ikitelli basını 'nda sendikal örgütlenme yok. Onun için patronlar çok rahat. Maaşlarını do- lar üzerinden alanlann da keyfi yerinde... Bir pramit modeli uygulanıyor 'İkitelli bası- n/'nda... Tepedekiler 5-10 bin dolar arasında, ortadaki- ler geçinecek kadar ücret alıyor; tabandaki büyük çoğunluk ise yaşam zorluğu içinde. • • • 15 yıllık bir gazeteci arkadaşım anlatıyordu bir süre önce... Şöyle bir yorum yaptı: "75 yıldırgazeteciyım ve 15 milyon lira maaş alı- yorum. Bizim grubun çıkardığı gazeteye bir baş- ka kunıluştan 21-22 yaşında bir stajyer transfer edildi. Bu genç arkadaşa ayda kaç para ödeniyor bıliyor musunuz?" Sordum: "Ne kadar ödeniyor." "45 milyon lira..." Şaşırdım. Ö devam etti: "Bu genç arkadaşın iki özelliği var. Bihnci özel- liği Ingilizce bilip, Türkçeyazamaması, ikinciözel- liği ise gazeteyöneticisineyakın olması..." 'İkitellibasını' 40 milyon maaş ödediği ingilizce bilen, ama Türkçe yazamayan bu genç muhabi- rin bordrosunu kaç liradan gösteriyor dersiniz? Asçjari ücretten... Ozel televizyonlarda da durum aynı. Asgari üc- retten (muhabirter için) bordro, ama eline geçen 40-50 milyon lira. 1995 Türkiyesi'nde basının durumu bu... Gazetecinin kendisi sendikal örgütlenmeden korkarken işçi-memur ne yapsın? Sendikal örgütlenme, salt toplupazarlık yapma amacını gütmemeli. Burada asıl amaç demokraf sinin yaşama geçmesidir. Bugün sendikalar, salt 'toplupazarlık' gibi bir yöntemi benimsediklerinden kimi işkollanndan gi- derek dışlanmış; TGS ise sadece Cumhuriyet, Anadolu Ajansı ve ANKA'da kalmıştır. Cumhuriyet gazetesinin gerçek patronu çalı- şanlardır. Çalışanlar 8 Nisan 1992 'den sonra Cum- huriyet'i çok zor koşullarda devralmışlardır. Bugün Cumhuriyet ayaktaysa bu 'mucize'y\, muhabirin- den makine işçisine, dizgicisinden montaj usta- sına, pikajöründen düzeltmenine dek uzayan çiz- gide bir 'öz/eryyama^/'gerçekleştirmiştir. • • • 12 Eylül 1980'in 'baskıcı yasalan' Türkiye'de sendikal örgütlenmeyi yok etti. Sendikal örgüt- lenme olmayınca da demokrasi bir kenara itildi. Güncel deyişle 'medya 'ya egemen olan 'adamı- na göre ücret' politikası da gazetecilik mesleğini yozlaştırdı. Bugün başındaki asıl sancı işte budur... 1995 Türkiyesi'nde sendikacı "Ben toplusözleş- meyapanm" dememeli. Sendikacı demokrasinin tüm kurum ve kurallanyla ülkede bir yaşam biçi- mine dönüşmesine katkıda bulunmalıdır. Biz Cumhuriyet gazetesinde 'sancılı bir dö- nem'den geçerken bile sendikal örgütlenmeyi de- mokrasinin temel öğesi olarak gördük veyolumu- za öyle devam etmeyi yeğledik. Acı ama gerçek: Bugün Cumhuriyet dışında hiçbir gazetede sendikal örgütlenme yok... Siz gazetecinin gerçek ücretini bordrosuna yan- sıtıp geleceğini yani kıdem tazminatını garantiye alıyorsunuz, öteki ise ücretini az gösterip çok pa- ra ödeyerek (hepsine değil) devletten vergi kaçı- rıyor. Devlet de kendini soyanlara seyirci kalıyor... Yani devlet diyor ki: "Sen ne yap yap, sendikal örgütlenmeye izin verme; ama, beni nasıl soyarsan soy!.." Samandağ Eski HADEP flçe başkanı öldürüldü SAMANDAĞ (Cumhu- riyet) - HADEP'm eski Sa- mandağ İlçe Başkanı ve ba- bası öldürüldü. Sutaşı köyünde önceki gece meydana gelen olay- da. fedailik yaptıklan belir- tılen Şevket Behçet ve Meh- met Karaağaçlı kardeşler, Mehmet Latifeci'nin evine geldiler ve kapının önüne çıkan babası Yah>-a ile an- nesi Daviye Latifeci'ye ateş ettiler. Yahya Latifeci (59) olay yerınde yaşamını yiti- rirken. o sırada köye gelen Mehmet Latifeci(36) mini- büsten incr inmez açılan ateş sonucu öldü. Sanıkla- rın olay yerinden kaçarken çevreye gelişigüzel ateş et- melen sonucu ağır yarala- nan Daviye Latifeci, Yusuf Hüzmeli (63), Kamil Hüz- meli(45), ArifHüzmeli(60) ve Ali Latifeci (38) Antak- ya Devlet Hastanesf nde te- davi altına alındılar. Sanıklardan Behçet Ka- raağaçu,bir süre önce Müf- tü Kadir Kıunç'ın otomo- bilinin yakılması olayına Mehmet Latifeci 'nin de ka- nştığı yolunda ihbarda bu- lunmuş. ancak daha sonra ihbann asılsız olduğu anla- şılmıştı. Bu arada. Mehmet Lati- feci ile HADEP'in şimdiki İlçe Başkanı İshakOruç,iki •gün önce Antakya Emniyet Müdürlüğü'nce gözaltına alınmış. Latifeci salıveril- mişti. Gözaltılar Samandağ'da büyük tepkiye yol açmıştı. Latifeci ve Oruç'un, 1992'de meydana gelen bir olaydan dolayı Antalya Emniyet Müdürlüğü'nce aranmakta olduğu bildinl- mişti. Halen gözaltında bulu- nan lshak Oruç'un yakınla- n, Antakya CHP'de açhk grevi yürütüyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear