23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET DÜNYADA GEÇEN HAFT 27 ŞUBAT1995 PAZARTESİ - 10 Bir imam daha • STRASBOURG (AA) - Fransa'nm Alpler bölgesındeki Grenoble kentinde yaşıyan Cezayirli bır imam. ülkede yasalara karşı geldigi ve halkı kışkırttıgı gerekçesiyle sımrdışı edildi. Daha önce Pans Camisi"nden atılan Cezayırii imamm, Grenobie Camisi'nde yaptıgı konuşmalarda Cezayir'deki Islami Selamet Cephesi'nin (FIS) propagandasını yaptığı bildinldi. Fransa, ülkede köktendinci propaganda yaptıgı ve halkı kışkırttıgı gerekçesiyle son beş ay içerisinde aralannda Faslı ve Türklerin de bulunduğu yaklaşık 10 imamı sımrdışı etmişti. İran: Petrol paymuz saglam • TAHRAN(AA)- Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'in, Azeri petrollerinde "Jran'ın konsorsiyuma üyeliginin güvencede oldugunu" belirttiğı bildirildi. fran basınında çıkan haberlere göre, dün Iran Cumhurbaşkanı AIi Ekber Haşımi Rafsancani'yi telefonla arayan Cumhurbaşkanı Aliyev, "Bazı çevrelerden gelen muhalefete rağmen. Iran'ın anlaşmanın önemli bir tarafi" oldugunu söyledi. Türk acentelerine saldırı • BONN(AA)- Almanya'nm Berlin, Bremen ve Köln kentlerinde, önceki gece Türk seyahat acenteleri kundaklandı. Berlin'de Türk Hava Yollan'nın merkez bürosu, Bremen kentinde 2 ve Köln'de de 1 Türk seyahat acentesi kundaklandı. Olaylar sırasında can kaybı meydana gelmedı, ancak büyük maddi hasar tespit edildi. Tacikistan'da seçim • DUŞANBE (AjansJar) - Orta Asya cumhuriyetlerinden Tacîkistan'da dün pariamento siçimleri yapıldı. Ulkedekı tek yasal muhalefet parrisi olan Halkın Birliği Partisi seçimleri boykot ettiginden seçimlere yalnızca komünist eğilimli Devlet Başkanı Imamali Rahmanov'un partisi katıldı. Seçimlerde 181 koltuklu meclisin üyeleri belirlenecek. Hocalı katfiaım • BAKÜ (AA) - Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, Ermenilerin 1992 yılında Karabag'ın Hocalı kentinde Azerilere karşı giriştikleri katliamın dünyada bir eşinin daha görülmedigıni söyledi. Cumhurbaşkanı Aliyev, Hocalı katliamının 3'üncü yıldönumü dolayısıyla yayımladığı mesajda, "Emperyalist güçlerin desteğiyle gerçekleştirilen bu soykınm, Ermenilerin bagımsız Azerbaycan devletine karşı izledikleri saldırgan politikalannın en acımasız örneğidir" dedi. Aliyev, katliamın tüm insanlığa karşı işlenmiş bir suç oldugunu kaydetti. Sınır sorununa barışçı çözüm • MEKKE (AA) - Yemen ve Suudi Arabistan, aralannda sınır anlaşmazlıgını gidermek amacıyla dün sabah bır prensip anlaşması imzaladılar. Suudi Arabistan'ın Mekke kentinde imzalanan 11 maddelik anlaşmaya göre iki ülke, anlaşmazlıga neden olan kara ve deniz sınır bölgelerinin tanımlanması ve ikili ıliskiJerin düzeltilmesi amacıyla çeşitli ortak komisyonlar kurulmasını karariaştırdılar. Ekvador-Peru anlaşmazJığı • RIO DE JAıNEIRO (AA) - Ekvador ile Peru arasındaki çatışmalarda arabuluculuk yapan ülkeler, tartışmalı sınır bölgesınde ateşkesin ihlal edilmesini kınadılar. ABD, Şili, Arjantin ve Brezilya tarafinda yayımlanan ortak bildiride, "banşın tesisi için çalışan arabulucu ülkelerin, geçen hafta tekrar başlayan çatışmalan lanadıgı" belirtilerek, "düşmanlıklara tamamıyla son verilmesinin zorunlu bir koşul oldugu, böylece arabulucu ülkelerin Rio Protokolü'ne uygun bir şekilde üzerlerine düsen görevi yapabilecekleri" kaydedildi. Murdoch'atazminat davasıEDtPEMİLÖYMEN Davacı: Ana muhalefet îşçi Partisi'nin eski lideri Mıchael Foot. Davalı: Uluslararası basın imparatoru Rupert Mundoch. Dava nedeni: Murdoch'un sahibi oldugu Sunday Times gazetesinin, Foot'un eskiden Sovyet casusu olduguna ilişkin haberi. Tazminat miktan: Henüz bilinmiyor. Ama süper bir tazminat olacagı kesin. Geçen hafta Sunday Times gazetesi, Sovyet gizli istihbarat örgütü KGB'nin, Foot'u, "uygun bir casus olarak gördügünü" yazdı. Foot'un, tşçi Partisi'nin aşın sol kesiminin dergisi Tribune için de Moskova'dan para aldığını yazdı. Başlık da şöyleydi: "KGB: Foot adamımızdı." Bu memlekette haftalık popüler dergi alışkanlıgı yok, Pazar günleri yayınlanan kallavi gazeteler vardır. Ve bunlann dergileri, ekJeri. Ama Türkiye'deki türden alaca bulaca ıvır zıvır dergiler ve ekler gibi değil. Pazar gazetelerinin ayn bir yazı işleri kadrosu, ayn örgûtlenmesi vardır. Ve pazar günleri, durup durup bir haber "patlatmakla" da adeta zorunludurlar. Tıpkı bizdeki parlak dergilerin, bazı gelişme ve haberleri "abartması" gibi. Işte ciddiyeti ile tanınan Sunday Times da bu ökseye yakalandj. INCİLTERE "Haber" öyle bır tepki gördü ki, ertesi günlerde gazetenin genel yaym yönetmeni John Witherow, "Michael Foot'u Sovyet casusluğu ile suçlamak tamamen saçma" demek zorunda kaldı. Ve kıvırttı: "Biz zaten ona casustu demedik ki. KGB öyle sanıyormuş dedik." Ama kısa sürede, "haber"in kaynagı olan KGB emekhsi Mihail Lubimov da kalkıp Independent gazetesine şöyle bir detneç vermez mi? "Foot'un KGB ile şöyle ya da böyle bir ilişki içınde oldugunu söylemek ona hakarettir.*' Hay Allah! Koskoca cıddi Sunday Times iyice açmazda kaldı. Genel yayın yönetmeni Witherow, radyo ve televizyon programlanna çıktı durdu ve gazetenin attıgı çamuru temizlemeye çalıştı. Ama boşuna. Çünkü, "haber"de adı geçen bir başka KGB emeklisi Vıktor Kubeykin, "Onlara anJattıklanmın tamamen tersini yazmışlar. Bu, sözlerimin yüzde yüz çarpıtılmasıdır" demez mi! Ve geçtigimiz Cumartesi günü Michael Foot, "haber"den Sunday Times'ın sahibi Rupert Murdoch'u şahsen sorumlu tuttuğunu ve süper bir tazminat istemiyle kendisini mahkemeye verdigini açıkladı. Sunday Times'ın genel yaym yönetmeni son çare olarak, "Vallahi biz bir şey demedik. Sadece KGB öyle diyormuş dedik" diye yırtıruyor. Ve mahkemede de aynı savunma hattını koruyacagını söylüyor. Tabii o zamana kadar Murdoch, kendisini işten atmazsa. Olay, Murdoch'un tam da Işçi Partisi ile ilişkileri iyileştirmeye çalıştıgı bir döneme rastladı Ne de olsa Işçi Partisi 1996'da iktidar olacak. Ve Michael Foot partınin en yaşlı ve saygın isimJerinden. Murdoch şimdi "çamur at izi kalsın" mantıgı ile çalışan "kraldan çok kralcı" elemanlanna kızmasm da ne yapsın? Skandallar yağmur gibi MİŞELPERLMAN PARİS - Fransızlann şu sıralarda hiç canlan sıkılmıyor. Bakıyorsunuz, kitle iletişim araçlannı âdeta tekeline almış bir skandal, ertesi gün bir başka olaya bırakıvermış yerini. Doğrusu bürün bu kargaşa, çeşitli yolsuzluk faillerinin peşinı bırakmamakta kesinlikle kararlı yeni kuşak sorgu yargıçlannın yaklaşımından kaynaklanıyor. Kimsenin gözünün yaşına baktığı yok genç sorgu yargıçlannın. Naylon fatura yolsuzluklanndan çok söz ettık. Buyrun, başka bir konuya geçelim. O da, Cumhuriyet için Birlik (RPR) partisini kurmuş, eski başbakanlardan Jacques Chirac ile aynı partiye mensup şimdiki başbakan, tzmir doğumiu Edouard Balladur. îkisi de. cumhurbaşkanı görevine aday. Şu anda hangisınin Elysee Sarayı'na yerleşecegini tahmin etmek zor. Fakat hiçbiri, seçim kampanyası konuşmalannda ötekinin adını ağzına almıyor. "30 yıllık iki dosTun böylesi bir yaklaşımdan sonra, cumhurbaşkanı seçimi noktalandığında yenıden şapır şupur öpüşmelerine olanak yok elbette. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, sen gel, müttefık bir devlet olan ABD'nin haberalma örgütü CIA mensubu 5 kişinin ülkeden ayrılmalannın istendiğini sızdır. Hem de, son zamanlardaki çeşitli FRANSA skandallan 'adatma haber' olarak meydana çıkaran Le Moode gazetesine. Bundan böyle. ünlü ve de ciddi gazetenin bınnci sayfadan salt 'adarma'v a yer vermesını bekleyecek müşkülpesent oİcurlan. Amenkalı casuslann neler yaptıklannı geçen günlerde okudunuz belki. Ancak herkesin nefesini kesen nokta, bu olayın, müttefik ülkeler arasındaki geleneksel ve 'paürûsız' bir davTanışa aykın bır şekilde ortaya çıkması oldu. Aynca ABD Paris Büyükelçisi Pamela Harriman'ın. en son. Başbakan Edouard BaJladur, daha önce de, iki kez güçlü Içişleri Bakanı Charies Pasqua tarafindan kabulü de, genelde alışılmışm dışında bir tavır. Kısacası. 'Amerikah casuslar olayı'nda. top âdeta, Başbakan Edouard Balladur'den Içişleri Bakanı Chartes Pasqua'ya, ondan da Dışişleri Bakanı Alain Juppe'ye geçti. Şimdı taraflar, olayı yatıştırmak için gereken çabayı harcarken haberi basına kimin 'sızdırdığuu' aramakta. Aman unutmadan ekleyelim: Şu, telefonlan gızlice dinleme olayı bitmiş değil. Soruşturma sürüyor. AnJayacağınız, arapsaçına dönmüş olayla birlikte gerçek bir gerilim filmi izleniyor buralarda. Selam sana, ey Alfred Hitchcock!.. Hollanda 'da sağ-sol kavgası Hollanda'nın Rotterdam kenti önceki gün sağcı ve solcu gruplann karşılıklı gösterilerine sahne oldu. Aşın sagcı gruplar, Rotterdam belediyesinin gösteri yasagına karşın önceki gün kent merkezinde toplanarak uyuştunıcu ve artan suç oranını protesto etmek için yürüyüşe geçtiler. Kentte faaliyet gösteren aşın solcu gruplann, sılahlı olduklan belirlenen 'CP-86' örgütü üyesi aşın sağcılan durdurmak için harekete geçmeleri üzerine tansiyon birdenbire yülcseldi. Tren gannın önünde karşı karşıya gelen iki grup çatışmaya girmek üzereyken olaya müdahale eden polis, 150'sı solcu gruplardan olmak üzere toplam 170 kışiyi tutukladı. Polis yetkılileri, yüzlerini tamamen örten siyah maskeler takan solculann da bıçak, zincir, muşta ve şişelerle silahlanmış olduklannı açıkladı. Gözaltına alınan göstericileri birkaç saat sonra serbest bırakan polis yetkilileri, kenttekı genlimın bir patlamaya neden olmaması için sıkı önlemler alıyorlar. (Fotograf: REUTER) Arafat'ın azmi, Rabin'injestiNEŞEÖNEN TEL AVİV - Israil Başbakanı Izak Rabin ve Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) lideri Yaser Arafat, geçen hafta Erez sınır noktasında, tsrail'in topraklannı, Filistınlilere kapama karannı görüşmek üzere bir kez daha bir araya geldiler. Hükümetin bir kanadının karşı olmasına ragmen Rabin, Arafat'ın geçen ay güvenlik konusunda atögı ciddi adımlara karşılık kapama sınırlamasını hafifletmeye karar verdi. Anlasmaya göre önümüzdeki hafta otuz yaşın üstünde olan on beş bin FilisrinJi işçi, kapama sının olarak çizilen 'Yeşfl Hatö' geçebilecek. Bu arada işçilerden dokuz yüz kadan geçen pazar Israil toprakianna ilk girişi yaptı. Böylece Rabin-Arafat anlaşmasıyla Beit-Lid katliamından sonra agır bir darbe yiyen 'banş sünd' yeniden onanlma firsatı elde etmiş oluyor. GüvenJik konusunda ciddi önlemler alan Arafat'ın Hamas benzeri terör örgütlerini ve ülkesindeki muhalefeti çileden çıkaran en önemlı çabası güvenlik mahkemeleri uygulamasıyla dikkat çekti. Dava görme usulleri 1962 Mısır asken kanununa göre düzenlenen ve bir tür askeri mahkeme tarzında yetki verilen mahkemeler geçen hafta içinde çalışmaya başladılar. Arafat'ın güvenlik konusunu ihlal eden eylemlerle ilgili gönderdigi davalara bakacak olan mahkemelerin, özellikle ISRAİL tsrail'e karşı saldında bulunan Islami Cihad üyelerinı ve diger radikallen yargılaması bekleniyor. Gerçekte Filistin polisi, Arafat'ın güvenlik sorununu kesın bir sonuca ulaştırma kararlılıgına son bir ay boyunca önemli ölçüde destek sagladı. tsrail'e düzenlenecek birkaç bombalı suıkast girişiminin önlenmesiyle beraber Gazze'de terör hücrelerine yapılan baskın ve tutuklamalar. Israil'i ikna eden olumlu gelişmelerdi Rabin-Arafat görüşmesinin sonunda güvenlik meselesi istenen yola konulmuş görünürken her iki tarafin bakanlan arasında devam eden müzakerelerde bir işbirliği daha gerçekleşti. Israil ekonomisine duyduğu bağımlılıgı koparmak isteyen Filistin hükümeti, Gazze ve dığer Filistin topraklannda endüstri bölgeleri kurulması için mali destek bekliyordu. Sonunda Avrupa Birliği'nin para ve ABD'nin yatınm güvencesini alan Israil'in oluruyla, Filistin ekonomisıni ayaklan üstünde dogrultacak beş endüstri bölgesinin yapımı ortak bir karara bağlandı. Ancak bu kez de taraflar, endüstri bölgeleri Filistin toprakian içinde mi. yoksa Filistin-îsrail sınınna yakın bir yerde mi kurulsun tartışmasma girdiler. Amerikah yatınmcılann Filistin gibi iç dengeleri stabil olmayan bir bölgede yatınm riskini göze almayacaklannı öne süren Israil, kendi topraklannda kurulacak tesislerin yaygın ve güvenilir ticari, ulaşım, teknik servis hizmetlerinden yararlanabilecegini savunuyor. Yer meselesi bir yana, endüstri bölgelerinin inşası konusunda faaliyet gösterecek özel çalışma gruplan hazırlandı bile. Banş sürecınde gözler güvenlik ve ekonomi meseleleri gibi iki kritik aşamada gözlenen umit verici gelişmelerin ardından Filistin seçimlerinde vanlması beklenen anlaşma zeminine çevnldi. Konuyu müzakere etmek üzere bu hafta başında buluşan Israil ve Filistin heyetlenni şimdi bir başka kördügümün çetrefilleri bekliyor. ABD: Suriye, teröristleri banndırdığı sürece listeden çıkanlmayacak Şam yine terör lîstesinde FUATKOZLUKLU WASHINGTON - Clinton yöne- timi, "Suriye, terörist gruplan des- tekJediği ve banndırdığı sürece tero- rizmi destekleyen ülketer listesinde kalacaktır" görüşünü bır kez daha vurguladı. ABD Dışişleri Bakanlığı Terörle Mücadele Dairesi uzmanlanndan PatrickTheros, Suriye'nin, Ortado- ğu banş sürecinin önemli birparça- sı ojmasına karşın, PKK gibi terör örgütlerine destek vermeyi sürdür- dükçe Washington'un 'uluslararası teröre destek veren ülkeler listesin- den çıkanlmayacağmı' söyledi. Johns Hopkins ve George Was- hington üniversitelennin ortaklaşa düzenledikleri 'Demokrasilerin te- rorizmeyanıü; .ABD'nin denevimle- ri' adlı toplantıda Ortadoğu'da ba- nş sürecini baltalayanradikalörgüt- ler ve terör eylemleri ele alındı. Bir Türk gazeteci, PKK'nin Av- rupa ve ABD'de çeşitli dernekler aracılıgıyla faaliyette bulundugunu belirterek, VVashington yönetiminin yaklaşımının ne oldugunu sordu. ABD Dışişleri Bakanlığı Terörle Hafiz Esad- ABO'yi kızdırdı. • ABD Dışişleri Bakanlığı Terörle Mücadele Dairesi uzmanlanndan Patrick Theros, Suriye'nin, Ortadoğu banş sürecinin önemli bir parçası olmasına karşın, PKK gibi terör örgütlerine destek vermeyi sürdürdüğünü söyledi. Mücadele Dairesi uzmanlanndan Patrick Theros, yaptıgı açıklamada. ABD'de terörle mücadele yasası bu- lunmadıgını, Clinton yönetiminin kongreye bu yönde bir yasa önerisi sundugunu hatırlattı. PkK'ninfaâİiyederi Theros, yasa önerisinin kongrede kabul edilmesi durumunda ülkesi- nin teröre karşı ilave tedbirler ala- bılecegini belirterek "Ancak bu da şimdi hiçbirşev yapmadığımızanla- nuna gelmemeü" şekJinde konuştu. Dışişleri Bakanlığı terör dairesi uzmanı, A\Tupalı müttefıklerini PKK'nin faaliyetleri konusunda uyardıklannı ve işbirligi yaptıklan- nı da kaydetti. ABD'nin müttefikleriyle tero- rizmle mücadeledeki işbirliginin değerlendirildigı toplantıda, 'banşa tutkun uluslann terorizmle müca- deleiçin gösterdikferi ortakçabanoı gelistirilmesinin önemi' vurgulandı. ABD Dışışlen Bakanlığı yetkili- leri, Suriye yönetiminin, terör ör- gütlerinden bazılanna verdiği des- tek ve topraklannda sıgınma gibi 'yardımı kısma yönünde adım arö- ğmı' da düşünüyor. Aynı çevreler, Suriye yönetimi- nin ABD'nin müttefiki Türkiye'ye yönelik terör eylemleri gerçekleşti- rilen PKK örgütünü topraklannda banndırmasının 'kabul edilemeye- cegiıü ve Türkiye'ninŞam'ayönelik iziediği politikânın destekieneceği- ni' de dıle getin>orlar. ABD Dışişleri Bakanlığı, 1968 yıhndan bu yana düzenli olarak her yıl 'uluslaranısı terorizm ve terörü destekleyen ülkeler' raporu yayım- lıyor. Iran da listede Terorizmı destekleyen ülkeler olarak Iran, Irak, Suriye, Libya, Ku- zeyKoreveKübagösterilıyor. 1994 yılına ilişkin raporun nisan ayında yayımlanması bekleniyor. Söz konusu 'teröre destek veren ülkeler' listesinde yer alan ülkeler, Amerikan mali yardımı ile Ameri- kan ve uluslararası kuruluşlann kredilerinden yararlanamıyor. Samurlar İsveç'i kanştırdı İSVEC GÜRHANUÇKAN STOCKHOLM - Çok hareketli bir haftayı geride bıraktık. Önceki Başbakan Carl Bildt, şimdiki başbakan sözcügün tam anlamıyla "dütrvanm öbür ucundayken" bır büyük sabah gazetesinde altı sütun üzerinden bir yazı yazarak sosyal demokrat lideri, "kafasını Bildt sendromuna takmakla" suçladı. Bıldt'ın öfkelenmesinin nedeni, susamurlannın casus denizaltıyla kanştınldjğı sırada Rusya Devlet Başkanı'na yazdığı mektubun, Ing*ar Carlsson tarafından "şansızlık vv üzünrö verici olarak" yorumlanmasıydı. Başbakan Carlsson ıse bu yazınm yayımlandığı gün, Güney Afrika Cumhunyeti'ni ziyaret eden ilk Isveç başbakanı durumundaydı. Cape Town'dan derhal bir yanıt gönderen Carlsson. Bıldt'i. "caresizükten ötûrü paniğe kapdmış olarak'' tanımladı. Agız dalaşının pek sık olmadığı Isveç'te aradâ bir ortaya çıkan bu tür olaylan izlemekdoğrusu pek neşeli oluyor. Öte yandan, Isveç Dışişleri Bakanı Lena Hjehn - VViallen, hükümetin dış politikaşını açıkladı Ülkesinin "vanstzlık Ukesini" halen sürdürmekte oldugunu dile getiren bakan, başta Baltık cumhuriyetleri olmak üzere hıçbır ülkenin Isveç'ten askeri müdahale şeklinde yardım beklememesi gerektiğini söyledi. Aynı zamanda. şu parantezi açma gereğini de duydu' "İsveç, Baltık üfkelerinin gÜMenüğine ve özgürlüğüne karşı doğabflecek tehlikeiere kayıtsız kalamaz." öte yandan Başbakan Jngvar Carlsson, salı günü Güney Afrika Cumhuriyeti'nin parlamentosunda bir konuşma yaptı ve ülkesinin, Güney Afrika'ya 1996 yılına dek toplam 470 milyon krönJuk (2.5 rrilyon lira) maddi yardım yapacağını içeren anlaşmasını Devlet Başkanı Nebon Mandela'yla imzaladıgını açıkladı. Güney Afhka'nın kurtuluş savaşınunda en büyük pay sahibi olan ANC'yi de arahksız desteklemiş olan Isveç'in başbakanı, konuşması bıtince uzun süre ayakta alkışlandı. Geçen haftanın diğer gelişmelerinden bazılan kısaca şöyle: Tiraj bakımından en büyük gazete durumundakı Expressen'm genel yayın yönetmeni işten atrldı. Ulkenın en etkili ve nüfuzlu Bonniers yayın grubunun gazetesi, her türiü skandal gazeteciliğini pek iyi becerdiği halde, sürekli olarak tiraj kaybediyordu. Türkıye'de balina olayı yaşanırken burada da Kalmarden hayvanat bahçesınde dünyaya gelen ve Nebon adı takılan gergedan, kamuoyunu bütün hafta ilgilendırdı. Isveç'te doğan ilk gergedan olan Nelson, doğumdan sonra bir türlü toparlanamayınca, iğneyle öldürüldü. Bu durum, gazetelere resimler, mektıçılar gönderen çoğu çocuk onbinlerce kişiyi çok üzdü. Rus gizli belgeleri gün ışığına çıkıyor MOSKOVA (AA) - Rusya, tkinci Dünya Savaşı dönemine ait olan ve bugüne kadar gizli tuttugu bazı belgeleri, SSCB'nin Na- ziler'e karşı zaferinin 50. yıldönumü do- layısıyla, hafta sonunda Moskova'da ser- gilemeye başladı. Sergilenen belgeler. Türkiye'nin savaşa sokulması için alınan kararlan içeren anlaşmalan da kapsıyor. Bugüne kadar, eski ABD başkanlanndan Roosevelt, Ingiltere Başbakanı Chore- hill'ın anılan başta olmak üzere, ilgili top- lantılara katılan çeşitli düzeylerdeki me- murlann açıklamalannda geçen Türki- ye'nin savaşa katılması konusu, ilk kez, orijinal belgelerle sergilenmiş oldu. Savaş sırasında, 28 Kasım-1 Aralık 1943 tarih- leri arasında toplanan Tahran Konferan- sı'nda görüşen Roosevelt, Curchill ve SSCB lideri Joseph StaUn'in 1 aralık ta- rihli "gizJi" damgalı antlaşmanm ikinci maddesinde, Türkiye'nin yıl sonuna ka- dar, yani bir ay içerisinde savaşa ^irmesi öngörülüyor. Antlaşmanm ikinci maddesinde, Türki- ye'ye savaşa girmesinden ötürü Bulgaris- tan (bu dönemde Nazi etkisi altında) üze- rinden gelebılecek bir saldmya müdaha- lenin Sovyetler Birliği tarafından yapıla- cagı belirtiliyor. Birinci maddede, Yugoslavya'daki Nazi karşıtı direnişçılere yapılacak askeri yar-. dunlar üzerinde durulurken, ikinci madde de şöyle: "Türkive'nin, müttefikler safin- da savaşa yıl sonuna kadar girmesinin is- tenmesi benimsenmiştîr. Türkiye'nin sava- şa girmesi ve bunun üzerine Bulgaris- tan'uı Türkiye'ye savaş açması halinde, Sovyetler Birtiğinin Bulgaristana savaş Oan edeceğini biidiren Mareşal Stalin'ûı bu açıklaması hesaba alınarak, Türki- ye'nin savaşa gjrmesi istenmektedir. Bu mesele, gelecek görüşmelerin de konusu olacakür." Tahran'a hazırlık amacıyla 1943 Ekim ayında Moskova'da toplanan ABD, Ingil-, tere ve SSCB dışişleri bakanlan tarafın- dan imzalanan bir belgede de "Türld- ye'ye, bir an önce savaşa girmesi tekliftnin yapıhnasınuı kararlaştu-üdıgı" maddesi yer alıyor. Roosevelt ve ChurchiH'in Tah- ran'dan dönerken ugradıkJan Kahire'de ' tsmet tnönü ile buluşarak Türkiye'nin sa- \ vaşa girmesi önerismi ilettikleri, Kahi- j re'de tam olarak "hayır" yanıtı vermeyen ; Inönü'nün, müttefıklerden silah istedıgı biliniyor. J
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear