Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 17ŞUBAT1995CUMA
12 DİZİYAZI
Her şeyekarşın PTTkârda1994 yılına kadar PTT'nin hiç
zarar etmemiş olması, çızelge-
den ilk çıkanlması gereken so-
nuçtur. Özelleştirme gündemı-
nin ilk sıralannı işgal eden
"KİT'ler zarar ediyor o halde
özeUeştirelim'' gerekçesi, PTT
için tartışmaya başlamadan ge-
çersiz olmaktadır.
Ancak özelleştirme tartışma-
lanndaki iddialara yanıt verecek
ilgi çekici bulgularla karşılaşıla-
cağı için, PTT'nin kâr'zarar du-
rumunu degerlendirmeye devam
edeceğiz.
Çizelgede görüleceği gibi
PTT, bugüne kadar zarar etme-
miş, fakat kâr oranlan her yıl bir
öncekı yıla göre reel olarak düş-
müştür. PTT'de olduğu gibi diğer
KfT'lerin kâr ve zarar değerlen-
dirmesini yapan özelleştirme sa-
vunuculan, KlT'lerin sadece bi-
lançolanna bakıp yargıya ulaş-
maktadırlar. Oysa KÎT'lenn kâr
ve zarar tartışmasında göz ardı
edilen, yargılan doğrudan etkile-
dır.
Bir işletmenin kârlılık değer-
lendirmesi yapılırken işletmeye
yapılan yatmmlaröncelikle göz-
den geçirilmeli, önemli birpara-
metre olarak değerlendirmeye
alınmalıdır. PTT'de 1980'lerden
itıbaren özellikle telekomünıkas-
yon sektörünün hizmet alanını
genişletmeye yönelikyatınmlar,
diğer KlT'lerde yapılan yatınm-
lardan çok daha önemli oranlara
ulaşmıştır.
1993 yılında sağlık alanına
yüzde 3.71, eğitime yüzde 8.56,
madenciliğe yüzde 2.75 oranın-
da yatınm yapılırken PTT yatı-
nmlan yüzde 12.03 oranına ulaş-
mıştır PTT yatınmlannın artış
hızı, telefon abone sayısındakı
değişim üzerinden gözlenebilir.
1983 yılında 1.673.000 olan te-
lefon abone sayısı 1986'da
2.780.000. yüzde 46.6 artarak
1987'de 3.702.000 olmuş; 1994
Eylül ayı itibanyla ise
11.842.203 aboneye ulaşmıştır
1993 yılı PTT istatistiklerinde
cari ve 1993 yılı sabit fiyatlan
ile PTT yatınmlannın mukaye-
sesi çizelgesinden yararlanarak
yıllara göre PTT yatınm artış
hızlannı 1993 sabit fiyatlan ile
belirledik. PTT yatınmlannda
1984'te yüzde 26.92. 1985'te
yüzde 33.64, 1986'da yüzde
28.20,1987'de yüzde 10.59.
1988?fe yüzde -30.15, 1989'da
yüzde -41.10. 1990'da 61.51.
1991'de yüzde 5.15, 1992'de
4.77 ve 1993 yılında ise yüzde
34.17 oranında artış hızı gerçek-
leştirilmiştir.
PTT'nin gerçekleştirdiği kâr-
zarar tartışmasına girmeden ön-
ce kuruluşta 1980'lerden
1990"lara kadar yapılan yukan-
da görülen boyutlardaki yatınm-
lann fınansal kaynaklannın göz
önüne alınması zorunluluktur.
Telekomünikasyon sektöründe
özellikle sayısal haberleşmenin
yaygınlaşmasının. köylere kadar
ulaşan otomatik telefon santral-
lannın tesisınin maliyetleri ol-
dukça yüksektir. Bu maliyetleri
karşılamış olan finansman kay-
naklan, kâr-zarar tartışmasında
anahtar işlevini yerine getirecek-
tir.
Faiz + döviz batağı
1993 yılı PTT istatistiklerinde
telefon giderleri çizelgesi venle-
rini kullanarak önemli bulgular
elde edebiliriz.
Çizelgede 1984 ile 1993 yılla-
n arasındaki personel. yolluk, fa-
iz-komisyon. ulaştırma, etüt-propagan-
da-eğitım, vergı-harç-mahkeme mas-
raflan, onanm-bakım, büro, amortis-
man ve diğerleri adı altında 10 ayn ko-
londa telefon giderleri incelenmiştir.
Çizelgenin faiz ve komisyon gider-
leri bölümü. oldukça dikkat çeken ra-
kamlan içermektedir. Faiz ve komis-
yon giderleri 1984-1988 arasında top-
lam giderlerin ortalama yüzde 15'inı
oluştururken, 1990-1992 arasında yüz-
de 6 civanna düşmüş ve sonra artan bir
oranla 1993 yılında toplam gıdenn
yüzde 11 'ini oluşturmuştur.
Bu sonuçlar sadece telefon giderle-
rinde yer alan faiz ve komisyon gider-
leridir. Bu sonuc. telefon yatınmlannın
önemli oranda borçlanarak yapıldığı-
nın ve PTT'nin yıllarca bu borçlann
faizlerinin altında ezildiğinin bir gös-
tergesidir.
Sonuç olarak PTT'nin kârlılığının
yıllara göre düşüş eğrisi çizmesinin ne-
denlerinden birisi, her yıl katlanarak
•PTT, son on yıl içinde devletin
finansman desteğini kesmesine ve
içine sokulduğu borç faizi yüküne
karşın hem yatırımlarını sürdürmüş,
hem de 1994 yılına kadar hiç zarar
etmemiştir.
•Özelleştirmenin en önemli gerekçesi
olan "KİT'ler zarar ediyor, o halde
özeUeştirelim" savı, PTT için
geçersizdir. PTT'nin büyük yükler
üstlenerek, ücretsiz verdiği hizmetlerin
yanı sıra, TÜRKSAT gibi uzun vadeli
yatırımları vardır.
•PTT'nin kaynak sıkıntısı içine
girmesinin bir diğer nedeni de devletin
PTT'ye olan borçlarının sürekli
artmasıdır. Üstelik 1993 yılında 353
milyar liraya ulaşan bu borçlar, KlT'lere
değil, bakanlıklara aittir.
PTT'NİN HİZMET ALANLARINA GÖRE KÂR-ZARAR DURUMU
Yıllar
1984
1985
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
Posta
4779570
4209861
2742900
7891051
39617288
-56910901
-100141670
-285172590
-522721476
-801893895
Telgraf
ve Teleks
1446985
7798914
6056900
-10020097
5723145
-36508143
-118603129
-327199752
-470130014
-660888547
Telefon
83254302
151391699
167310600
185267181
140280570
497059198
1081470299
1201183163
2028264340
3155690315
Verici müd.
_
-
-
-
-
-81193611
-191317425
-370133932
-599184131
-994678475
Toplam
89480857
163400474
176110400
183138134
185621003
322446543
671408075
218676889
436228719
698229398
(-) Zaran göstermektedir. Tüm değerterx 1000 TL.
PTT YATIRIMLARINDA KULLANILAN FİNANSMAN KAYNAKLARI
Yıllar
1984
1985
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
Özkaynak
74820
185838
320027
558574
661063
781908
2047446
3564796
6171118
12420141
Devlet
bütçesi
17631
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Devlet
Yatınm
Bankası
5000
1000
20481
5082
23900
7737
1535
-
-
-
Dış proje
kredisi
27054
51254
112526
186214
233071
71021
44477
64104
335975
1296483
Toplam
124505
238092
453034
749970
918034
860666
2093458
3628900
6507093
13716624
Tüm değerlerx 1.000.000 TL.
PTT'nin zarar eden alanlanndan birisi posta hizmetieridir. Ancak bu alana son yıllarda hemen hemen yok dene-
cek kadar az yatırım yapıldığı görülmektedir. Böyle olunca da posta hizmetlerinde hizmet kalitesi düşmüştür.
artan dövize endeksli borç ve faiz öde-
meleridir.
PTT'nin en yoğun yatınmlannı
gerçekleştirdiği bir dönemde, devletten
finansal desteğin önemli oranda kesıl-
mesi. PTT'nin siyası iktidarlartarafın-
dan bilınçli olarak borç-faız batağına
sürüklendiği savını göz önüne alma-
mız ıçın kayda değer bir nedendır. Bu-
rada dikkat çeken olgu, KtT'lerin za-
rar ettiği için özelleştirilmesi gerekti-
ğini her fırsatta vurgulayan hükümet-
ler döneminde. bu hükümetlerin poli-
tikalan sonucu PTT'nin yüksek faizle
borçlandınlmasıdır.
PTT'nin kâr oranlannın düşmesinde
bir diğer neden de TV-radyo verici ve
aktancılannın giderleridir.
1989 yılında TRT sorumluluğundan
alınarak PTT'ye devredilen verici ve
aktancı istasyonlannın bakım. tesis ve
yenı yatınmlan PTT tarafından ger-
çekleştirilmektedir. TV verici ve akta-
ncı sayısı, 1988 yılında toplam 849
ıken 1989 yılında PTT'ye devredildik-
ten sonra 1113 sayısına ve daha sonra
da yapılan yoğun yatınmlar sonucu
4092 sayısına ulaşmıştır. 1994 yılında
yatınm yapılması programlanan TV
aktancı ve verici sayısı 1054'tür.
Hizmet türlerine göre kâr/zarar du-
rumunu gösteren çizelgede görüldüğü
üzere zarar (negatiO olarak, Vericiler
Müdürlüğü hanesinde büyük bir mik-
tar sürekli artmaktadır.
Vericilerin yükü
1993 yılında Vericiler Müdürlü-
gü'nün zaran 994.678.475.000 TL ya-
nı yaklaşık 1 trilyon liradır. 1993 yılın-
da PTT'nin yaptığı kânn 698 milyar
olduğu göz önüne alındığında. TV rad-
yo aktancı verici istasyonlannın gider-
lerinin boyutlan hesaplanabilir.
TV ve radyo verici-aktancı istasyon-
lannın 1989 yılında TRT'den PTT'ye
aktanlmasmı sağlayan özelleştirmeci
ANAP hükümetidir. Amaç, oldukça
yüklü bir malıyeti olan söz konusu is-
tasyonlann giderlerini kâr yapan bir
KlT'e yükleyerek TRT'yi mali olarak
rahatlatmaktı. PTT'nin kâr ve zaran
tartışması yapılırken TV-radyo verici-
leri gözden kaçınlmamalıdır kanısın-
dayız.
PTT'nin hizmet türlerine göre
kâr/zarar durumunu gösteren çizelge-
de, posta hizmetinin de son yıllarda za-
rar ettiği, negatıf değerle büyük bir top-
lam oluşturduğu görülür.
1993 istatıstikleri cari fiyatlarla ya-
tınm harcamalan çizelgesinden posta
yatmmlanna ilışkin aşağıdaki karşılaş-
tırmalan yaptık:
1990 yıltnda posta yatınmlan. tele-
fon yatınmlannın yüzde 4'ü; 1991 yı-
lında yüzde 2'si, 1992 yılında yüzde
0.3'ü (binde). 1993 yılında ise yine
yüzde 0.3'ü (binde) oranındadır.
îşletmeden az çok anlayan herkesin
tespit edebileceği gibi yatınm yapıl-
mayan işletmeler zarar etmeye
mahkûmdur.
Belçika'nın 9.840.000 nüfu-
suna karşılık posta hızmetinde
çalışan personel sayısı 46.000:
Türkiye'nin 57.326.000 nüfusu-
na karşılık posta hizmetinde ça-
lışan personeli 34.000 kişidir.
Aynca Belçika, Ingiltere ve
Fransa, 1990 yılında posta hiz-
metlerinden kâr etmişlerdir. (1)
1993 PTT istatistiklerinde gö-
rüleceği gibi posta hizmetleri,
1989 yılına kadar kâr etmiş, bu
yıldan itibaren zarar etmeye baş-
lamıştır. Posta hizmetlerinin kâr
yapabilme olanaklannın telefon
hizmetlerinden daha az olması-
na rağmen, kâriı işletilen Ingil-
tere ve Belçika örneklerinden
yola çıkarak şu noktanın altını
çizmek zorundayız: Gerekli ya-
tınm ve reorganizasyon politi-
kalan sonucunda posta hizmet-
leri kârlı bir hizmet alanı haline
getirilebilir.
Devletin PTT'ye borcu
353 milyar lira
PTT, yatınmlannı gerçekleş-
tirmek ve hizmet sürekliliğini
sağlamak için gereksinim duy-
duğu finansmanı. dövize en-
deksli yüksek faizli borçlardan
karşılamakta ve ödeme gecik-
melerinde aynca faiz ödemekte-
dir PTT'nin giderler hanesinde
büyük rakamlara neden olan
böyle bir gerçeğe karşılık, Ocak
1993 sonunda tespit edilen ra-
kamlara göre. PTT'nin gelme-
yen gelirlerinin 353 milyarTL'si
devletin PTT'ye borcu olarak
görülmektedir.
Resmi kurumlann PTT'ye
olan borçlan; bugüne kadar bor-
cunuhiçödemeyenTRT'nin 100
milyar; Emniyet Genel Müdürlü-
ğü'nün 84 milyar, Devlet Istatistik Ens-
titüsü'nün 33 milyar; Içişleri Bakanlı-
ğYnın 20 milyar; Jandarma Genel K.o-
mutanlığı'nın 12 milyar; Başbakan-
lığıın 11 milyar; Milli Eğitim ve Sağ-
lık bakanlıklannın 9 milyar; Maliye
Bakanlığı'nın 8 milyar liradır. (2)
Borçlannı ödemeyenlerin KlT'ler
olmadığı; bakanlıklar ve güvenlik ku-
nıluşlan gibi devlet kuruluşlan oldugu-
nu yukandaki rakamlardan görmekte-
yiz.
Devletin, borçlannı ödemediğinden
dolayı, devletten para tahsil ermek
üzere, hükümetin T'yi yabancı ser-
mayeye devretmesi için daha inandıncı
gerekçelere ihtiyaç duymaktayız.
(1) PTTdergisi, Ağustos 1994
(2) agy, Haziran 1993
Yarın: PTT'de istihdam
sorunu
ÇALIŞANLARIN SORULARI / SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL
Fiili hizmet zamım ve sigorta
başlangıcı
Soru: 1972 yılında devlet memuru olarak Emekli Sandığı'na
tabi çalışmaya başladım. On yılı aşkın bir siire çalıştıktan
sonra beni sigortak yaptılar.
Emekli Sandığı'ha tabi olarak çalışırken her yıl için
90 gün "fiili hizmet zamım" almaktavdım. 10 yıl kar-
şılığı iki buçuk yıllık bir fiili hizmet zammım var. 1995
yılında 2 yıl 6 aylık fiili hizmet zammımla beraber, 25
yılım dolmakta ve bu 25 yıl içinde ben Emekli Sandı-
ğı'ndaki hizmetlerimle beraber 5.000 günii doldur-
muş oluyorum.
Ancak danıştığım konuyla ilgili kişiler, fiili hizmet
zammının sigortalılık süresini etkilemeyeceğini ve be-
nim sigortalılık başlangıcımın 1972 yılı olacağını ve en
erken 1997 yılında emekli olabileceğimi söylediler.
Emekli Sandığı'na tabi 10 yıllık çalışman karşılığı
hak ettiğim, 2 yıl 6 aylık fiili hizmet zammı, benim
1995'te emekli olmanıı sağlar mı?
(M.Ö.)
\AMT: Gerek Sosyal Sigortalar Yasası kapsamında sigortalı, ge-
rekse TC Emekli Sandığı Yasası kapsamında iştirakçi olarak ağır
ve yıpratıcı görevlerde çalışan sigortalı ya da iştirakçilere aynca-
lık tanınmıştır.
Bu ayncalık. sigortalı ya da iştirakçilerin her tam yıl çalışmala-
nna karşılık 90 gün (genel olarak) ek süre olarak tanınmıştır Bu
uygulama. TC. Emekli Sandığı'nda hem iştirakçilik süresine ek-
lenmekte hem de kesenek ödeme gün sayısı olarak kabul edilmek-
tedir. Sigortalılar için bu süre. yanlızca sigortalılık başlangıcını ge-
riye götürmekte. fakat prim ödeme gün sayılanna eklenmemekte-
dir.
"TC Emekli Sandığı'nda fiili hizmet zamlan sigortalılık başlan-
gıcını geriyegötürür mü " sorusunun yanıtı, Yargıtay 10. Hukuk Da-
ıresı'nin 3.12.1987 gü.. 1987/6877 esas ve 1987/6742 karannda
verilmıştir.
(*) "(...) Gerek 228 sayıh yasanuı 8. maddesinde. gerekse 2829 sa-
yılı yasanuı 6. maddesinde, sigortaühk süresinin başlangıcı, ilgili
Sosyal Güvenlik Kurumu'nda ilk defa çalışmava başlandığı tarih
olarak belirlenmiştir. Bu durumda, davacmnı sigortalıhk süresinin
başlangıcının ilk defa Emekli Sandığı Kanununa tabi olarak çalış-
mava başladığı 9.10.1972 tarihi olduğu ortadadır. Fiili ve itibari hiz-
met sürelerinin sigortalıhk başlangıcuıa eklenmek suretiyle sigor-
talılık başlangıcının geriye götürülmesine yasal ve hukuksal olanak
bulunmamaktadır. Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 108. maddesin-
de de aynı ilkeler benimsenmiştir. Özellikle. hizmetlerin birleştiril-
mesine dair yasada başlangıcın fiili hizmet süresi kadar geriye gö-
türüleceği yolunda bir hüküm bulunmadıkça yorum suretiyle sigor-
talıhk süresi uzatılamaz.(...)
Karşı Oy Yazısı.
(...) Fiili hizmet zammı sadece prim ödeme gün sayısına değil,
sigortalılık süresine de etkilidir. Fiili hizmet zammınm da katılma-
sıyla oluşan fiili hizmet müddetinin; 50 sayıh kanunun 60. mad-
desindeki sigortalılık süresinde hesaba katılmayacağına ilişkin bir
yasal kural olmayıp aksine emeklilik muamelelerinde hesaba ka-
tılacağı yasa buyrufudur(...)"
Yargınm oy çokluğu ile alınan karan, "fiili hizmetzammı"nın si-
gorta başlangıcını genye götürmeyeceği yönündedir.
(*) Kaynak: Yasa Hukuk Dergisi, Temmuz 1988.sayfa: 10467641
ANKARA/ANKA
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
AnkaKuşu
Kurultay önceşi ilginç olaylar yaşanıyor. Yorum yapmak
kolay olmuyor. Ömeğin Erdal Inönü'nün davranışı deği-
şik tepkilere yol açıyor. Günaydın, diyenler var. Görünen
köy belli değil miydi, diye soranlar. Süleyman Demirel'in
başbakanlığı bırakıp Çankaya'ya kaçmasına seyirci kalı-
şını eleştirenler var. Ama bu sözler ve tepkiler neye yarar!
SHP-CHP birleşmesinde ne üreyecek, neler yeşerecek,
neler solacak sorusu ağırlık taşıyor bugün. Olumlu bek-
lentiler yok doğrusu.
Şu öykiiyü duydunuz mu?
Adamın biri mahkemeye başvuruyor.
- Adımı değiştirmek istiyorum.
Yargıç anlam veremiyor. Genç değil, hatta yaşlı biri. O
güne dek kullandığı bir adı neden değişterecek acaba?
- Adınız nedir?
- Ahmet Hryar...
Yargıç duraklıyor. Adam haksız değil, hıyarlığa son ver-
mek istiyor anlaşılan.
- Peki, değişince ne olacak?
- Mehmet Hıyar!
Birieşme CHP'de mi, SHP'de mi tartışmalannın özü bu-
rada galiba. Çatı nerede olursa olsun yeni bir yapı, içerik,
öz önemli değil mi? Ondan söz edilmiyor hiç. Kanal D'de
Leyla Tekül'ün programını izlediniz mi? CHP'li Alr Topuz
da SHP'li Mustafa Timisi de çok iyimser ve gülümser de-
ğil mi? Neden acaba.. onca olaya karşın nasıl böylesine
iyimser ve gülümser olabiliyorlar!.. Olaylann içinde mi, dı-
şında mı yaşıyorlar, ya da nerede.. karar veremiyor in-
san...
Kimi dostlarım da soruyor, ben hâlâ iyimser miyim aca-
ba..
Evet iyimserim, kötümserliği insanın doğasına yakıştı-
ramam çünkü. Karanlığın ışık, mutsuzluğun umut ürete-
ceğine inanınm. Koşullar güç, ama umutsuz değil. Aslın-
da o koşulları da biz yaratmadık mı? Suskunluğumuz, du-
rağanlığımızla; aldırmaz, umursamaz davranışlanmızla ya
da küskünlüğümüzle oluşmadı mı o koşullar; nerden ne-
reye, nasıl geldik biliyoruz değil mi? Bir gecede ulaşma-
dık bu karanlığa, özeleştiriyle ışığı bulabiliriz, öz gücü-
müzle yeni sabahlara uyanabiliriz. Ülkemizin gündemini
çarpıtanlan uyarabiliriz, yapaylığı aşabiliriz, dahası düşle-
rin gerçeğini yaşayabiliriz.
Anka kuşunu çok severim ben. Eski Mısır'da bir masal
kuşu, mitolojinin en güzel öyküsünü yaşıyor. Yok olurken
yeniden doğuyor, eski tüylerini yakıyoröz ateşiyle, kanat-
lan yeniden güçleniyor, yeniden uçuyor. Herodot'a göre
milattan önce 5'inci yüzyıla dayanıyor. Anka'nın öyküsü,
ölümsüzlüğü simgeliyor; küllenirken yanmayı, öz ateşiy-
le pariamayı kanıthyor.
Türkçesi yayınlandı mı bilmem ama, Türkiye'yte ilgili ki-
tabında Benoit Mechin de söz ediyor Anka kuşundan,
ülkemizi de bu ölümsüz kuşa benzetiyor. Osmanlı Impa-
ratorluğu sona eriyor; yangınlar, küller arasında bir Ana-
dolu doğuyor, dünyanın gündeminde Sevr var, Türkiye
Cumhuriyeti ölmezliğimizi kanıtlıyordünyaya. Özateşimiz-
le yanıyor, ama kül olmuyoruz. Oz gücümüzle yeniden di-
kiliyoruz.
Rahmetli Hasan Esat Işık'ı anımsıyorum. Şimdi Tokyo
Büyükelçimiz olan Necati Utkan Paris'te müsteşardı
onun büyükelçiliği döneminde. Paris'e gittiğim zaman bu
kitaptan çok söz ettiler bana. Yıllar geçti, Necati Utkan
Tokyo Büyükelçimiz şimdi, Japonlar'a da Anka kuşunu an-
latıyor mu acaba?
Mitolojik bir kuş ama tarihimiz de, coğrafyamız da ger-
çeğini kanıthyor. Bugünkü yangınlar da sönecek elbet,
küllerini savuracağız, yeni bir döneme başlayacağız, ye-
ni bir solukla uçacağız, yok olmayacağımızı tüm özlem-
lerimizle yeniden kanıtlayacağız dünyaya. Elbet yanmak-
tan kaçınamayız, bir faturayı da ödemek zorundayız. Ne
güzel söylemiş ozanımız:
Ben yanmasam, sen yanmasan,
Ben yanmasam, sen yanmasan,
Biz yanmasak,
Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa.
Karanlığı delerek aydınlığa çıktığımız günleri anımsaya-
lım biraz. Büyük çöküntüler var, Anadolu'muzun her ya-
nında yabancılar, yangınlar, gündemde Sevr ama Kurtu-
luş Savaşı'nı başarıyor halkımız, Seyr'i yırtıyor, Lozan'ı ya-
şıyor. Kuşkusuz yine yaşayacağız. Ölümsüzlüğünü kanrt-
layan Anka gibi biz de insanlığımızı kanıtlayacağız yeni-
den, karanlığı aşarak aydınlığa giden yolu arayacağız. Adı-
mızı, çatımızı değil, yolumuzu, yöntemimizi bulacağız. Ye-
ni bir soluğa kavuşacağız, dünyayı o solukla kucaklaya-
cağız.
• • •
14 Şubat Sevgililer Günü'nde telefonla, çiçeklerie ses-
lenen okurtarım çok mutlandırdı beni. Sevginin güzelliği-
ni hissettim, yaşamak sevincim yeniden yeşerdi içten ses-
lenişlerle.
Sevgiden güzel ne var dünyamızda? Tüm güzellikleri
sevgi üretiyor, severek yaşıyor, severek mutlanıyor, seve-
rek boyutlanıyoruz değil mi? Ama dünyayı, insanlan, çi-
çekleri, kuşları, dağlan, denizleri yeteri kadar sevebiliyor
muyuz acaba? Bence sevmiyoruz. Sevseydik savaş de-
ğil banş üretirdik, kan ve gözyaşı değil umut ve mutluluk...
Oz ateşimizle daha güzel tutuşur, daha güzel uçardı An-
ka kuşu.
BULMACA
1 2 3 4 5 6 7 8
SOLDAN SAĞA:
1/ Kışide engellenen
isteklerin verdiği tedir-
ginliği, onların yerine
başka şeyler koyarak
giderme. 2/ Deride si-
nirler boyunca birta-
kım ağrılı fiskelerin
dökülmesiyle beliren
hastahk... Mürekkep
hokkalanna konulan
ham ipek. 3/ Bir dere-
beyinin himayesine gi-
rip kendini onun hiz-
metine adayan kimse.
4/Aynı ahır adına ko-
şan yarış atlarına verilen ad...
Kriptonun sımgesi. 5/ Havuçla
yapılan lokuma benzer bir tatlı. /6
Kahn bükülmüş sicim... Gelişme
ve ilerleme göstermeyen. II Bir
resmi sulandınlmış renklerle bo-
yama ya da gölgeleme biçimi...
Uzaklık işareti. 8/ Kazıldeniz ve
Basra Körfezi'nde kullanılan bir
çeşit kayık. 9/ Giysi kolu... Elçilik
uzmanı.
YUKARTOAN AŞAĞIYA:
1/ Bencil sözcüğünün karşıtı. 2/ Bir nota... Utanmaz, rezil. 3/
Dilbilgisinde sessiz harflere verilen ad... Atlann taşınması için
yapılmış kapalı taşıma aracı. 4/ Sodyumun simgesi... Güzel sa-
natlann bir kolu. 5/ Dinsel bir sözü sürekli yineleme... Baryu-
mun simgesi. 6/ Bir göz rengi... Koyu kırmızı renkte değerli
bir süs taşı. 7/ Ankara yöresine özgü bir halk oyunu... Akım
şiddeti birimi kiloamperin simgesi. 8/Borsada kesin vadeli de-
ğerlerin kuru ile primli değerlerin kuru arasındaki fark... Kö-
pek. 9/ Hile... Sarp geçıt.