25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET OLAYLAR VE GÖRÜŞLER^ 28 ARALIK 1995 PERŞEMBE Yüz Yıl Önce Bugün... Sinema olgusunun bulucusu Batılı uluslar, ülkeler ve bu ülkelerin devletleri, müthiş bır buluş olan sinema olgusunu hemen algılamışlar ve sinemanın; sanatsal, kültürel, siyasal, toplumsal. ekonomik, teknolojik açılardan eşsiz ve olağanüstü gücünden büyük bir çabuklukla yararlanmaya başlamışlardır. METIN ERKSAN 2 $ Aralık ] 895 günü, sanatm ve bilimin kanşımı olan sinema ol- gusu \ar oldu. Yüz>'il önce bu- gün. Fransızbulucu(mucıt) Lo- uisLumierel 1864-1948) \e Au- guste Lumiere ( 1862-1954) kar- deşler. 28 Aralık I895'te Pans'te Boule- \ard Capucınes. Grand Cafe'nin. Hint Sa- lonunda l frank gınş ücretlı bir sınema- film göstensı yaptılar. Lumiere kardeşler. bu gösterıvi kendı buluşları olan ve kendı yaptıklan film çekıcı. fılm göstenci ve film basımı gibı üç av rı işlevi yapabılen cınema- tographe adını \erdiklen bir makine ıle yapmışlardı. Sınemabilım. bu günü ve bu tarihı sinemanın var oluşu ve başlangıcı olarak kabul etmıştir. Sınerna sözcügünün kökeni. Grekçe de- \ınım (hareket) anlamını ıçeren kınema sözcüğüdür. Sınemabilim. kınema sözcü- ğünü yıne Grekçe bır sözcük olan yazmak ya da yazarak anlatmak anlamını içeren graphıon sözcüğü ıle bırhkte kuHanır. Ha- reketvazmak ya da harekeri yazarak anlat- mak anlamını ıçeren kinemagrophıon söz- cügü sinema olgusunun evnmi içinde "ha- reketi fotografla \azmak. hareketi fbtoğraf- la anlatmak' anlamını ıçeren cınematog- raphe(sınematograf) sözcüğü bıçiminedö- nüşmüştür. Cınematographe sözcüğünün yaratıcılan ya da babalan Lumiere kardeş- ler ve oğullarını bu buluşa yönelten baba- lan Antoine Lumiere'dır. Lumıere'leryap- tıklan bulusa cmematograph adını vererek •görüntüsd bir düşünme. görüntüseJ bir uy- gulama,görüntuselbirYazma' olan sinema olgusunu. sinema sanatını. sinema yapma- yı. eskı bır de> ımle 'ismi ite müsemnıa' ıs- mıyleıçeriklı. ısmiyleözdeş. ısmıyleeşde- ğerlıyetkınbırtanımlamaylaaçıklamışlar- dır. Sinema düşüncesinın ve sinema olgusu- nun varoluş yolu uzun bir yoldur. Bu uzun yolda çeşitli uluslara ılişkın birçok düşünür vebulucu. sinema düşüncesi ve sinema ol- gusu kapsamında birçok kuram oluştur- muşlarve teknolojik buluş gerçekleştırmiş- lerdir. L'nlü ressam ve bılgın ltalyan Le- onardo da Mnci'nin (1452-1519) kuramı- nı tanımladığı: doğa. kımya, ışık \e optik bılimcı ltalyan Giovanni Batttsta Della Por- ta'nın (1540-16I5) uygulamasını yaptıgı 'Caroera Obscura-Karanlık Kutu'. arke- olog. matematıkçı ve doğabılimci Alman Arhanasius Kircher'ın <I60M680) ger- çekleştırdıgı % MagiaCystera-Sihirli Fener'. lngilizfizikçivematematıkçısılsaac\ew- ton'un (1642-1727) yaptıgı güneşın yedı rengıni ıçeren ve hızİa döndürülünce tüm renklerin beyaz oldugu 'newton çarkı'. 18. yüzyılda zengınlerin portre resımlenni yap- tırma modasını karşılamak ıçin sıradan res- samlann kullandığı 'Camera Lucida-Say- dam Kamera'. Fransız fızık bilgıni Jean Antoine VoUet'in (1700-1770) yaptıgı; nes- nelerin kaybolup imgelerin görüntüsünü sürdüren ilk elektroscope. yazar. doktor ve fizikbilimci Ingiliz P. M. Roget'ın (1770- 1869) oluşturdugu 'The Persistence of Vı- sion with Regard to Mcning Objecst-Hare- kedi Nesnetere İlişkin Görûntünün Sürek- BKği' kuramı. Ingiliz tıp bilginı J. Ayrton (1785-1856) ve"lngilız fizık bılgı'nı J. HerscheTin (1792- 1871) ortaklaşa yaptı- gı, ıkı görûntüyü bır görüntü gibı yansıtan Thaumatrope. yıne J. Herscel'ın bulduğu 'gümüş tozlarının hypo içinde erimesi" (1819), Fransız bulucu L. J. M. Daguer- re'nın (1789-1851) ve ingilız bulucu H. F. Talbot'un(1800- 1877)bırbirlerindenayn olarak yaptıgı 'negatiften- poatife basım' yöntemı (1820) Fransız bulucu J. N. Niep- ce'ın (1765-1833) ürettıgi 'llk Fotoğraf (1822). Belçıkalı Anatomı Bılgını Joseph Plateau'nun( 1801-1883)yapt!ğı;bır hare- ketin birbırinı ızleyen görüntülerini üreten Phenakistoscope, Ingiliz bulucu E. Muyb- ridge'in (1830-1904) yan yana dızılmış •yirmi dörtfotoğraf makinesiy le çekriği yir- mi dört koşan at görüntüsü' ve döner bır çember durumuna getirdıği bu fotoğrafla- rı arkalarından bır ışık vererek hareketlı olarak perdeye yansıtması. Av usturyalı fi- zikçı ve filozof E. Mach'ın (1838-19161 ınsanın çocukluğundan vaşlılığına kadar olan fotoğraflarını bır dızı halıne getınp. bunlan Phenakıstoscope'lagöstermesi. fiz- yolojı bılgını Fransız E.T. Marey'inf 1830- 1904) 'tek bir aygıt ile fılme aldıgı hareket- b görüntüler' ve bu görüntülenn Paris Bı- lımler Akademısı'ndegösterilmesH 1888). Amerıkan dın adamı, bulucu H. Good- win ın (1822- 1900) selüloit fılm şeridi', Amerikan bulucu G. Eastman'ın (1854- 1932) *film makarası' \ e nıha\ et Amerıka- lı büyük bulucu Thomas Alva Edison'un (1847-1931 (öncülüğünde ve denetımınde Fransız, Ingiliz. Iskoç karısımı bulucu W K. L. Dkkson" un (1860-19351 yaptığı: fi Im çekme kamerası Kınetograph (1888). film gösterme makınesı Kınetoscopel 1889) ve bır ses (phonogıraph-gramofon) eklemeli film gösterme makmesi Kınetophonograph (1891) bu uzun yolun dönüm noktalandır. Ayrıca Ingiliz bulucu VV. F. Greene"ın (1855-1921), Fransız bulucu L. A. Prin- ce'in (1842-1890). Alman bulucular Max ve Emil SkladaiHnsky (1863-1939. 1859- 1945) kardeşlerin film çekıcı ve fılm gös- tenci makinelerı Amerikalı bulucu T. Ar- raat'ın (1866-1948»film gösterme makine- sı Phantoscope veya Vitascope (18951 bu uzun yolun önemlı aşamalandır. Sinema olgusunun bulucubu Batılı ulus- lar, ülkeler ve bu ülkelenn devletleri müt- hış bir buluş olan sinema olgusunu hemen algılamışlar ve sinemanın: sanatsal. kültü- rel, siyasal. toplumsal, ekonomik. teknolo- jik açılardan eşsız ve olağanüstü gücünden büyük bır çabuklukla yararlanmaya başla- mışlardır. Yüzyıl içinde sinema Ban'da ve Doğu'da ulusal kültürlerin ve evrensel kül- türün en etkili bölümü olmuştur. Büvük Atatürk'ün kurduğu Türkıye Cumhuriyeti devletimn tarih ıçindeki en vakın uzantısı olan Osmanlı devletinin sı- nırlan içinde sinema olgusu, şimdi elimiz- de bulunan belgelere göre 1896 yılı baha- nnda başlar. 1896 yılı baharında Lumi- ere'lerin film çekıci. fılm göstenci vefilm baskısı yapan sınematograf makınelerinı kullanan film operatörlen. beş kıtaya dağı- lırlar. Bu film operatörlerınden bir bölûmü Istanbul. İzmır. Kudüs. Yafa. Kahire. Is- kenderiye gibı şehırlerde \e başka yerler- de film çekerler. Bu operatörler çektıklerı negatıf fılmlen gezıcı küçük laboratuvar- larındayıkarlar. kuruturlar. negatif filmde- kı görüntüleri. pozitif filme basarlar. pozı- tıf fılmlen halka göstenrler. 11. yüzyıl Bı- zans tarihçılerinın ve 11. yüzyıl sonlann- daki Haçlı seferıne ilışkın kroniklenn kul- landığı bır deyim olan ve Türklerin yerle- şik oldugu yerler anlamını içeren Türkı- ye'de (Turchia) sinema ofgusu başlamıştır. Türk sınema>ının 1. dönemi olan 28 Ara- lık 1895-29 Ekım 1923 yıllan arasını kap- say an dönemde; dev letın \ e özel gınşimle- rin sinema çalışmaları yaptığını bıliyoruz. Budöneme ilişkin Türk sinema tarihiaraş- tırmaları. eksık ve yetersız olmakla birlik- te. yine de bu dönemi az çok açıklayan ta- rihsel bılgıler\ardır. Devletveözelgirişim- ler. Türk sınemasının bu ilk dönemınde çok önemiı çalışmalar ve atılımlar yapmişlar- dır. Bu dönemde devlet-sinema ilişkileri iç içedir ve sürekli savaş koşullanna karşm devletin sinemayaolumlu ılgisi. olağanüs- tü boyutlarda süregıtmektedır. Bu dönemın dışında kalan ve dokuz dö- nemden oluşan -(2. 1923-1932-197 1932 'Sinema Hlmlerinin Sansürüne İlişkin V'ö- netmelik yüriiriiiğe girdi" 3. 1932- 1939- 14<7 1934 tarih ve 2559 sayılı'PolisÖdev ve Vetkileri Yasasının 6. maddesıne uy ula- rakyapılan 19 7 1939 tarih ve 2-11551 sa- yılı 'Filmlerin vc Film Senaryolannın San- süriine İlişkin Yönemıelik'yürürlüğe gırdı. 1 Eyiül 1939 II. Dünya Savaşı başladı. 4. 1939-1945. MAğustos 1945 II. DünyaSa- vaşı bitti. 1 Kasım 1945 Türkıye "de çok partıli dönem başladı. 5.1945-1950 - 14 Mayıs 1950 seçimlen sonucu siyasal yetke değışti. 6. 1950-1960.27 Mayısdevrimi ol- du. 7. 1960-1971. 12 Mart 1971 Türk sılah- Iı eüçlerı devleti ve siyasal yetkiyi uyardı. 8.İ971-1980. 12 Eylül 1980 Türk sılahlı güçleri devleti ve siyasal yetkeyı yönetme- ye başladı. 9. 1980-1986. 7 Şubat 1986 ta- rih ve 3257 sayılı 'Sinema, VideoveMüzik Eserleri YasasT yürürlüğe gırdi. 10. 1986- 1995 süregiden dönem)- ve sinema tarihı bilinen 72 yıllık Türkiye Cumhunyeti Dev - letı dönemınde. dev let ve onun siyasal yet- kesı sürekli olarak sinemanın büyük gü- cünden ve etkinlığınden korkmuş ve Türk sinemasımn doğal gelişmesinı engellemiş- tır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti veonun si- yasal yetkesı Türk smemasına siyasal. top- lumsal. ekonomik, hukuksal. yönetımsel. kültürel. sanatsal. teknolojik yönlerden agır ve tehlikeli baskılar uygulamıştır. Türkıye Cumhuriyeti Devleti ve onun si- yasal yetkesi tüm sanatlann içinde yalnız sinema sanatını 'yûriitmeerki'ne baglaya- rak ve 'yürütmeerki'ile denetleyerek Türk sınemasına onanlmaz zararlar vermış- tir.Yüzyıllık Türk sınemasının bilımsel araştırmalar yapılarak ve bilımsel bılgıler oluşturularak yazılmış. kavramsal ve ku- ramsal düşünceler ıçeren bır 'Türk Sinema Tarihi'yoktur. Yüzyıllık Türk sınemasının yaptıgı binlerce Türk filminin tarihbilim- cı ler tarafındanseyredılecek. bınlerce Türk filmine ilişkin araştırmalaryapılacak. bin- lerce Türk filmi üstündedüşünülecek. bın- lerce Türk filmi için bilimsel bilgiler oluş- turulacak bır 'arşivkurumu'yoktur. Yüz- yıllık Türk sınemasının siyasal. toplumsal. ekonomik. kültürel. sanatsal. sınemasal. teknolojık yapısına ılışkın yazılmış ya da yüzyıllık Türk sıneması içinde var olan bir Türk sınemacısı hakkında yazılmış bilim- sel bilgiler ıçeren hıçbir kitap yoktur. Sinemanın yüzüncü yılında Türkıye'de sinema kapsamında yalnız bır olgu vardır. Sinemanın yüzüncü yılında var olan; Tür- kiye Cumhuriyeti Dev leri'nin ve onun siya- sal yetkesinin ve kendini aydın sananlann tüm engetlerine karsın. Türk ulusunun pa- rası ve Türk sinemasındaki emeğin ortak- laşa var errigi Türk sinemasıdır Halkımız Şeriata Yüz Vermez B üyük Atatürk. 600 yıldır melez padişahların ve devşirmelerin yönettığı Osmanlıların din temeline dayalı devlet anlayışını yıkarak. çagın. akla ve ilme dayalı İaık Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmuş. Türk adını dünya sahnesine çıkarmıştır. Tarihçi Bernard Le*1$'in bu olay içın "Tiirk ulusu Osmanlı bo> unduruğundan kurtulan son nlusrur" ifadesı. tamamen gerçeği yansıtmaktadır Bugün tarikatlara dayanan sag partiler ile Refah. Türk milletini Islam ortaçağının şeriat boyunduruğuna sokmak için işbirliği içindedir. Şerıatçı. Atarürk'ün kurduğu CHP'sini ya da başka bir sosyal demokrat partiyi Meclis'e sokmamayı becerebilirse o zaman Meclis kürsüsünde yalan ve iftiralarla o büyük insana saldırmak olanağım bulacak ve onu savunacak bir parti de olamayacagından Atatürk tarihe gömülecek. ya Iran modeli bir Islam cumhuriyeti kurmak ya da İstanbul'da boy göstermeye başlayan melez padişah torunlanndan birini başa getirip AbdiMhamit'ın sömürü şeriat dfizenini kurmak ihtırası içinde kıvranıyor. 1920lerde iğne yapmasını, kumaş dokumasını dahi bilmeyen bir ulusun. büyük Atatürk'ün önderligınde kendisini Osmanlı boyunduruğundan kurtararak ulus olması \e aİcıl, bilim yolu ile 70 yılda ulaştığı uygarlık düzeyi ve özgürlüğünü demokrasi oyunu ile tekrar şenat boyunduruğuna girerek kaybetmesi düşünülebilir mi? O zaman bu tilki ve karga hikâyesıne benzer Türkiye Cumhuriyeti adıyla kurulan ilk Türk devletını dünya aılesının onurlu biröyesi yapan büyirk Atatürk'e yapılacak -^-, '- saldınlan önlemek istiyorsak onun kurduğu ve ölünceye kadar başkanlığını yaptıgı CHP'yi. ilerici başka partileri. halkımız behemehal desteklemelidir Bu tutum, hem Atatürk'e bir kadırşınaslık borcunu ödeme hem de laik cumhuriyetin korunması olur. Atatürk. "Gerçeklere akıl ve bilim yoluyla gidilir" diyor. Şeriatçılann hocası İmam GazaJi ıse gerçeklere akıl yoluyla degil, şeriat yolula gidilir diyor. Seçim Türk ulusunundur. Av. Komalpttiıı ÇELEN PENCERE Bip Başbakan Aramyop... - Mertıaba!.. - Merhaba.1 .. - Artık birbirimizle uğraşmayalım.. - Uğraşmayalım... - Ülkenin sorunlanyla uğraşalım.. - Uğraşalım... - Kavga etmeyelim... - Etmeyelim... - Hükümeti birlikte kuralım... - Yetmeyiz birini daha katalım... - Üçlü yerine dörtlü de olabilir... - Bu olmazsa siz azınlık hükümeti kurarsanız, biz dıştan destekleriz.. - Olmaz, sen azınlık hükümeti kur. biz destekleye- lim... - Ecevit'i Başbakan yapalım... - O gümrük biriiğine karşı!.. Baykal'ı yapalım; en iyisi ben Başbakan olayım... - Ben neden olmayayımL Senin sandalyen fazla, benim oyum fazla... - Hayır, istersen nöbetleşe Başbakan olalım... - Refah'a yüz vermeyelim.. -Sözmü?.. - Söz!.. * - Baykal ne diyor?.. - 'Hükümet kurulmalı', diyor, 'hem uzadı bu iş, ar- tık enflasyon düşürülmeli', diyor... - Kendisi hükümete girecek mi?.. - Ecevit girsin diyor. - Ecevit ne diyor?.. - Halk bize muhalefet görevi verdi, koalisyona Baykal yakışır, diyor... - Sen ne diyorsun?.. - Ben diyorum ki şu hükümeti bir an önce kura- lım... - Peki, kim Başbakan olacak?.. - Dişimize göre bir Başbakan bulalım... - Bizim dışımızda mı?.. Medya ANAYOL diyor, ama, Başbakan'ı söylemiyor... - İstersen Cumhurbaşkanı'nın girişimlerini bekle- yelim... - Yok, biz Cumhurbaşkanı'nı beklemeyelim; o bı- zi beklesin, daha iyı... - Bu işi Refah'a mı kaptıracağız?.. - Dünü unutalım... - Peki, kim Başbakan olacak?.. • - Baykal olsun!.. Gümrük birliğinde en çok onu be- ğeniyortar... - Ecevit olsun!.. Daha deneyimli... - Yok, gümrük birliğine göre bir Başbakan lazım bi- ze; ters düşmeyelim... - Ya Erbakan getirse?.. - Olur mu!.. Dünya ayağa kalkar, adam gümrük bir- liğinin işine gelmıyor... - Medya ile ış dünyası 'Bu iş uzamasm' diyorlar, bir an önce anlaşalım; solu da makaraya alalım... - Aramızda geçenleri unutalım, artık ülke sorunla- nyla uğraşalım... - Ama Başbakan kim olacak?.. - Sen mi, ben mi?.. HABER TOT de IZLENİR BELGESEL TIRZV de İZLENİR
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear