22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19AFALIK1995SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Türkiye Araştırmalar MerkeziiOyaşmda • Ekonomi Servisi- Merkezi Almanya"nın Essen kentinde bulunan Türkiye Araştırmalar Merkezi'nin 10'uncuyılı. dün Essen"de düzenlenen bır törenle kutlandı. 1985 yılında Dr. Faruk Şen tarafından bir model proje olarak kurulan merkezin 10'uncuyıl kutlama töreninde, Merkez Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Enno Vocke, Türkiye'nin Almanya Büyükelçisı Volkan Vural. Kuze> Ren Vestfalya Eyaletı Başbakanı Dr. Johannes Rau ve Merkez Direktörü Prof. Dr. Faruk Şen bir konu^ma yaptılar. Zonguldak nasıl kurtıriur? • Ekonomi Servisi- Seçımlere altı gün kala "Zonguldak \e Ereğli'yi Kurtarma Projesi'ni açıklayan Anavatan Partisi. ışsizliğe doniik çözüm önerisini kısa vadede "kırsal gırişimciliği destekleyerek. köylüyü köyünde iş sahibi yapmak". orta vadede ise yerü ve yabancı yatınmcryı teşvik ederek sanayide ıstihdam yaratmak olarak ortaya koydu. tstanbul'da Ereğli Sanayi ve Ticaret Odası Başkanvekili Fethı Sesli"nin de bulunduğu basin toplantısında projeyi anlatan Zonguldak milletvekili adayı Mustafa Ank. ilın politik çekişmelerin kurbanı olduğunu \e orgamze sanayi bölgesinin engellendiğıni savundu. Seçim sonrası İngiltere'nin 1970'lerde yaptığı gibi bir "yeniden değerlendirme" tartışıhyor Gümrük birliğine 4 revizyon' istemi •I ANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) - Gelecek yılın ta$ıt alım ve motorlu taşıt vergileri el \akacak. 19%"da. 1-6 > aş arasmda 950 kilonun altındaki araçlar ıçin 4 ınılyon 449 bın lıra. 950-1200'kiloolanlariçın de 6 milyon 603 bın lira \ergi ödenecek. Yeni taşıt aiacaklar 950 kilonun alîındakiler içın 39 milyon 580 bin. 950-1200 kilo'luk araçlar ıçın de 66 milyon 94 bın lira vergı verecekİer. AHMET ÇELİK Başta Kıbns konusu olmak iizere hüküme- tm gümrük birliğine girebılmek içın verdiği ödünler kamuoyunu rahatsız etmeye başla- yınca. bazı sıyası partiler Avrupa Birliği (AB)ileyap;lananlaş.manm yeniden gözden geçıriimesi tartışmasını gündeme getırdiler. ÂByetkilıleri,gümrük bırliğı konusunun ye- niden tartışmaya açılamayaeagını ileri sürer- ken. Türkiye'de 6 mart metninın hükümle- rinden rahatsız olan kesımler. lngiltere'nin 1970"li yıllann onasında AB ile ılişkılerini yeniden gözden geçiren yaklaşımını örnek gösterivorlar. Konunun yeniden ele alınması gerektiği- ni savunan ANAP. DSP \e RP bunun güm- rük birliğinden vazgeçmek değil, sadece ko- şullan yeniden belirlemek olduğunu vurgu- luyorlar.. Bilindiği gibi tngiltere. Edward Head'ın Başbakanhğı dönemine rastlayan 1973 yılın- da AB'ye tam üye oldu. Bu dönemde iktıda- ra geldiİclerinde AB üyeliğini yeniden sorgu- layacaklarını belirten İşçi Panisi 1974 yılın- da Harold VVilson başkanlığında iktıdarol- dukran sonra AB ile ilişkileri ele alarak 1975 yılında lngiltere'nin AB'ye tam üyeliğı ko- nusunda referanduma gitmışti. ANAP gümrük birliği anlaşmasınm yeni- den gözden geçirılmesi gerektiğine dikkat eekerken. DYP ise buna kesınlikle karşı çı- kıyor. Gümrük bırliğı aniaşmasında AB ile Türkiye'nin üstlendiğı yükümlülüklenn den- geli olmadığına dikkat çeken ANAP'a kar- $ılık yapılabılecek her ^eyın yapıldığını ile- ri süren DYP. 6 martta alınan ortaklık kon- seyi kararlannın hiçbır eksiğınin bulunma- dığına ınanıvor. ANAP tam üyelık başvuru- sunun kendi partılerı tarafından yapıldığını ancak gümrük bırliğı anlaşnıasında tam üye- likleılgilibirmaddeninyeraimamasınıeleş- tinrken DYP ise gümrük bırliğınin tam üye- liğın önünü açtığını ileri sürüvor. ANAP'ın işgücünün serbest dolaşımı konusundaki eleştirıleri de yine DYP tarafından. "Ser- best dolaşım İ986"da gündeme geldiğin- de ANAP iktidarı tarafından Avrupa'ya Dısisleri Bakanlığı Miıstesarı öymen: Küçük işletmeleri AB'de evlendireceğiz ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Dışişlen Bakanlığı Müs- teşan Büyükeleı OnurOymen. Avrupa'daki Türk şirketİerinin cıddı bir güç olduğunu belirte- rek."Küçük ve orta bo> işlet- meleri (KOBİ) bu şirketlerle evlendireceğiz. Ortaya büyük bir güç doğacak" dedi. Oymen. Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) ile gümrük birliği (GB) anlaş,ması yapmasının Orta Asya cumhuriyet- leri bakımından da büyük önem taşı- dığını vurguladı. Çillerın Vlad- ridgezisi sırasında Cumhurivet'm sorulannı yanıtla- yan Öymen. GB anlaşmasının ke- sinlikle küçümsen- memesi gerektiğı- ni belirterek. "*Bu- fükSi^ttBüyüke.çiOnurOvmen. telikten büyük bir güç doğa- cak. Almanya"daki gözlemleri- me dayanarak söylüyorum ki, Türkiye'deki KOBİ'lerin pek çoğu Avrupa ile rekabet edebi- lecek güçtedir. Şu anda Avru- pa'daki Türk sayısı 3 mil- yondur. Onların çoğu Türkiye ile işbirliği vaparak GB ola- naklanndan yararlanmayı dü- şünecektir." Türkiyenın GBileAvrupa'nın vönetımine girdi- ği iddiasının da doğru olmadıgını söyleyen Öymen. "Â\rupa Birliği \dalet Diva- m'nın (ABAD) alacağı kararla- ra uyacağız. Bu tamam, ama biz de ABAD'ı kul- lanabiliriz. Ter- düşünmeli- G iBen GB için vası yaşanıyor. Bizim hedefimiz bu savaşta Avrupa pazarına rahatça girebilmektir" dedı. Sadece Almanyada 30 bıni aşkın Türk şırketı bulunduğunu. Avrupa bankalanndakı Türk yurttaşlanna ait mevduatın 50 mılyar marka ulaştığını söyleyen Öymen. şu deöerlendirmevı yap- tı: "Türkiye r deki KOBPferle Avrupa şirketİerinin işbirliği yapmasınısağlayacağız. Birba- kınıa evlendireceğiz. Bu birlik- renlere birşey demiyorum. Ta- bii ki eleştiri olacak. Aksi da- ha kötü. Ama haksızlık etmeye- linı. Kendi kalemize gol atma- yalım" dıve konuştu. Öymen. Türkiye'nin AB'ye tam üye olması durumunda nü- fusa göre hesaplama yapıldığı ıçin Avrupa Parlamentosu'na (AP) 80 üye vereceğinı. başta ^'u- nanistan olmak üzere pek çok ül- kenın bu güçten çekındıgini sö>- ledı. Çiller, AT^Koordinasyon Kurulu'nu topladı KOBIleri kurtanna \Aıun ANKARA (Cumhuriset Bürosu) -Avrupa Birliği (AB) ile gümrük bir- liğine. sıyasi ve ekonomik alanda ve- rilen ödünler karşılığında girilmesını kabul eden Başbakan Tansu Çiller. pazarlık görüşmelerinde aynca ele alınmayan küçük ve orta bo\ işletme- leri (KOBtt ağır bir bunalımdan kur- tarmak ıçin destek arayışına girdı. Madrid'deneli bosdönen Çiller. Baş- bakanlık Konutundatopladığı AT ko- ordinasyon Kuruluna. Avrupa ülke- lerı ve uluslararası kuruluşlardan KO- Bllerekredi sağlannıası için proje ha- zırlanması talımatı verdi. Başbakan Çiller. dün tüm müsteşar- lar ile çok sayıda nıeslek kııruluşunun tembilcilerınden oluşan AT Genı>letıl- nıış Koordinasvon Kurulu'nu topladı. Gümrük birliği çerçevesınde. 5 vılda 2 mılyardolarkredi kredıyleyetinmek zotunda bırakılan Ankara. bu süıeçte en çok zarar görecek kesım olarak gö- rülen KOBt'ler içın de.stek arayışına gırdı. Çiller. AT Koordinasyon kuru- lunda. Fransa.Almanvaveltalva'ııın. KOBİ'lere proje karşılığı destek vere- ğı öğreıııldı bileceklennı belirterek. özel sektör ile kaınu kııruluşlannın bu amaçla ortak pro|elerhazırlama.sını ıstedi. Toplantı- ya katılan üst düzev bir bürokrat. üre- time \üzde 37 katkı sağlayan KOBİ'le- rin, Türkive'deki >anayı kuruluşlannın yüzde 48'ıni oluşturduğuna dikkat çe- kerek. GB nedenıyle bazı işletmele- nn kapanacağı uyansında bulundu. "KOBİ'ler hem Avrupa'da. hem de Türkive'de ekonnmik dinamizmi oluşturu>or" diyen aynı bürokrat. bu i^letmelenn yenı koşullara uyum sağ- layabılmelerı ıçin ülke içinde program hazırlanırken. uluslararası kuruluşla- ra dd pıoıe sunulması gerektiğıni söy- ledi. Aynı yetkili. gümrük birliği mev- zuatının taınamlanmaması nedeniyle de ocak av ı içinde gümniklerde Mkı- >ıklık vaşanacağını kaydetti. 24 aralıktaerken seçim yapılmasına karşın.toplantıda.ocakayı içinde Ital- ya'ya gıtmeyı planladığını açıklayan Çıllcr'm. "Ben büfün bunlardan so- rıımlu> um. > ürü\tn ve yürümeyen konuları bana getireceksiniz" dedı- baskı yapılmadı. Bizim sorumluluğumuz- da değildir" şeklinde yanıtlanıyor. Konuy la ilgili görüşlenne başvurduğumuz Prof. Dr. Erol Manisalı. yeni iktıdann güm- rük birliği anlaşmasını reddedebıleeeğini soyledı. Bunun bir ortaklık konseyi karan ol- duğunu kaydeden Manisalı. "Bunun için hiçbir engel yok. "Esas taahhütlerimize sa- dığız, gümrükleri ındirdik. ona dokunmuyo- ruz. Ama ortaklık konseyi kararlannın bazı maddelenni yeniden gözden geçıreceğız" şeklinde bir yakiaşımı benimseyebilirler" dedı. AB'nin bu tür bir yakiaşımı olumlu karşılamayacağını belinen Manisalı, "Tep- ki göstereceklerdir. Çünkü \ar olan an- laşmayla Türkiye'nin elini kolunu bağla- mış durumdalar"dedı. Konu hakkında yapılan açıkJamalan hayretle kar- şıladığını belirten eski İKV Başkanı DYP milletvekili adayı Sedat Aloğlu."'Bun- lar ya bilgisizlik sonucu yapılan açıklamalardır. \a da özellikle saptırma- dır. 6 martta yapılan bun- dan sonra yapılacak or- taklık konseylerine baz teşkil eden kararlardan biridir. Eğer eksik görü- len bir taraf varsa bir da- haki toplantıya getirilir ve makul bir şeyse dûzel- tilir. Ama biz 6 martta hiçbir eksiklik görme- dik" dıye konuştu. Özellikle mali yardımlar konusunda dengesizlikler olduğuna dikkat çeken Tür- kıye'nın Avrupa Konseyi eski Koordinatörü ve ANAP milletvekili adayı Ali Tigrel. "Mali yardım- lar yetersiz. tam üyelik konusunun ne zaman gündeme getirileceği bile belli değil. Devletin sü- rekliliği esastır. Gümrük birliği anlaşmasını red- detmiyoru/, ama dengey i tesis edebilmek için hu- kuk kuralları içinde her türiü girişimi yapacağiz" dedi. Bu arada \\ rupa Komıs- yonu Başkanı Jacques Santer, gümrük birliğinın yeniden müzakere edile- meyeceğinı >öy ledi. De- mokratık ülkelerın ulusla- raası ilişkılerde devletler arası devamlılığaönem ver- dıklenne değinen Santer. 32. Gün progranıma yaptı- ğı açıklamada. anlaşmanın yenilenmesinın imkânsız olduğunu ileri sürdü. ÇffTÇI DOSTU SADLTİAH USLM AB'ye girmemize en büyük engel Çiller. G ümrük birliği ile ilgili tartışmalar yoğunlaştı. Destekleyenler kadar, karşı çıkanlar da var. Çiller hükümeti, zamanında ye- terlı bılgi vermekten kaçındığı için, halkımızın büyük çoğunluğu hâlâ kesin bir karara varabilmiş değil!.. 25-30 yıl önce gümrük birliği kimsenın aklından bile geçmediği için. herkesin kafa- sında Avrupa Birliği vardı. He- saplar hep ona göre yapılıyor- du... Ancak, 1995 yılına doğru Avrupa Birliğı'ne girmemiz gün- deme gelince, birden bıre güm- rük birliği lafı ortaya atıldı. Once hiç kimse bu lafları cıddıye al- mak istemedi. Zira, şimdıye ka- dar hiçbir ülke Avrupa Bırîiği'ne girmeden önce gümrük birliği gi- bi bırsınava tabi tutulmamıştı. Böyle bir yöntem ılk defa Tür- kiye içın uygulanacaktı. Türk hü- kümeti de bu öneriye karşı çıka- cak bırtavır koyamadı ve sonuç- ta pazarlıklar başladı... Çiller'in sabırsızlığı ve işgüzarlığı yüzün- den gümrük birliği bile lütuf ola- rak sunuldu... işin en acı yanı, Başbakan Çil- ler uzun süre Avrupa ve gümrük birliği arasındakı farkı kamu- oyundan gizlemeyeçalıştı. Basın ve televizyonlar da Çiller'in bu tutumuna yardımcı oldu. Öylesi- ne bır kamuoyu oluşturuldu ki, gümrük birliğine karşı çıkmak, hatta bazı yönlerıni eleştirmek vatana ıhanet gıbı gösterildı... Türk halkı hâlâ "Avrupa Bırli- ğı 'ne girseydik ne olacaktı" veya "Gümrük birliği ne getirecek. ne götürecek" sorusunun yanıtını verecek bir bilgiye sahıp aegil. Ama, biz gümrük birliğine girdik bile!.. Çiller yanlış bilgi veriyor ÖrneğİP, Avrupa Bırlığı çiftçi ıçin tam bır cennet... Ama, güm- rük birliği tam bır facıa... Buna rağmen Çiller. gümrük birliğinın Türk tanmını gelıştireceğinı söy- lemekte ısrar ediyor... Bir başbakanın gümrük birliği ile Avrupa Birliği arasındakı farkı bılmemesi düşünülemez. Ama, Başbakan, gümrük birtiğıni anla- tırken, Portekiz ve Yunanıs- tan'dakı ekonomik gelişmeyi ör- nek göstermeye çalışıyor. ıki ay öncekı Tanm Bakanı Refaeddin Şahin de şöyle diyordu: "Gümrük birliği çiftçımizı zen- gın edecek. Yunanıstan 'ın bugü- ne kadar aldığı destek 9 milyar dolar (500 trilyon lira)... Şu anda Yunanistan'a gidin bakın, çiftçı- ler şehirtılerden daha zengin ha- le gelmış..." Bu açıklamalarda önemli bir aldatmaca var. Zira, o ülkelerde- ki ekonomik gelişmelerin nede- ni gümrük birliği değil, Avrupa Birliği... Her ıki ülke de gümrük birliği faciasını yaşamadan Av- rupa Birliği'ne ortak oldular. Bir sabah kalktılar ve Avrupa Birii- ğı'nın nimetlerinden yararlanma- ya başladılar. Kısa süre içinde de zengin oldular. Eğer, AB'ye doğrudan gırebil- mış olsaydık biz de bu tatlı ha- yallere katılırdık. Hatta, daha da ileri giderek "1980yılından son- ra deviet ve özel sektörişbirliği ile sömürülen ve ezılen Türk çiftçisi kurtuluyor" diyebilirdik... Gerçekten de Avrupa Birli- ği'ne bağlı ülkelerde deviet, çift- çisini el üstündetutuyor... Akıl al- maz destekler yapıyor. Öylesine bır sistem kurulmuş ki. deviet de, özel sektör de çiftçınin hakkı olan bir tek kuruşa bile el uzata- mıyor. Çiftçi örgütlenmiş... Ülke- sinın en güçlü kooperatiflerını kurmuş... Alacaklarını kolaylıkla tahsıl edebılmeleri için özel yasa- lar çıkarılmış... Cennetı deylet yaratmış!.. Ancak. Türkiye bu cennet pa- zara alınmadı. Girdiği yer güm- rük bırliğı.... Eğer bu tehlikelı sı- navdan olmez de sağ çıkarsak, belki günun birinde cennete ula- şabilirız. O da 5 sene sonra mı. 10 sene sonra mı olur bellı değil. Belki de hiç alınmayabiliriz... Avrupa Birliği pazarlarında ciddi bır rekabet var. Rekabet ise güçlü olan ülkelere şans tanır. Özellikle tanm kesimi senelerden beri aldığı desteklerle öylesine güçlendi kı... Borç-harç içinde kıvranan, ıcra kapılannda sürü- nen, örgütlenmesı engellenen, horlanan, sömürülen Türk çıftçı- sinın onlarla rekabet etmesi mümkün değil!.. Türk tarımı çöktü... Hayvancı- lık bıttı... Dünya ülkeleri, tarımı ve hayvancılığı desteklemek içın oluk gibi paralarakıtırken. Tansu Çiller. hâlâ köstek olmakta de- vam ediyor. Üstelik, tarıma bır tek kuruş destek vermemekle övünüyor!.. Gümrük birliğine tam gireceğımız sırada. hayvan- cılığa en büyük desteği veren SEK ve Et-Bahk Kurumu gibi iki güçlü kuruluş satıldı. Tarımsal KİTIerın bır tek kuruş özkayna- ğı yok. Tanm satış kooperatifteri iflasın eşiğınde... Buğday, çay. fındık, pamuk, ayçiçeği. mısır, et ve süt üretıcıleri perişan... Böylesıne bıtik bir tarım kad- rosu, Avrupa ülkelerınin zengin çıftçıleri ile rekabet edemeyecek ve en kısa zamanda yok olup gi- decek... Avrupa Birliği'ninTürki- ye'yi ıçıne almayışının ıki önem- ii nedenı var. Birincısi yasaları- mızdakı fikri suç sayan antide- mokratik hükümier ve insan hak- larına ters düşen uygulamalar... Ikıncisi ise tanm kesimindeki sefaletimiz... Hem 1963 hem de 1973 aniaşmalarında Türkiye'nin AB'ye alınabılmesi içın "ortak ta- rım poiitikalarına uyum sağian- ması" koşulu var. Buna rağmen 1980 yılından sonra Türk tarımının gelişmesı için bir tek olumlu adım atılma- dı. Aksıne. Avrupa ülkeleri verim ve kalitede harikalar yaratırken Türkiye, gerileme dönemine gir- di. Nüfusunun yarısından çoğu- nun geçimi hâlâ toprak ve hay- vancılığa bağlı... Hükümetler, devletin ve özel sektörün sömü- rüsünü engelleyeceğıne teşvik ediyor... Avrupa Birlıği bu kadar bozuk düzenın düzeleceğine inanmı- yor... Böylesıne bır yıkıntıyı kal- kındırmak için gerekecek para yardımını da göze alamıyor... Al- sa bile Tansu Çıller'e güvenmı- yor... Çünku. tanm kesimıne ya- pılacak yardımların gene başka kesimlere aktarılmasından kor- kuluyor... Avrupalıların niyeti doğru veya yanlış... Bunu zaman gösterecek... Ama, kesin olarak bilinen bir şey var ki. Türk tarımı kalkınma surecine girmeden Av- rupa Birliği'ne tam üye olmamız mümkün değil!.. Demek ki Avrupa Birliği'ne gir- memize en büyük engel Tansu Çiller... Zira, Çiller ış başında kal- dıkça tarıma destek olmayacak ve cennetin kapıları Türk çiftçisi- neaçılmayacak!.. Işte.. Avrupalı dostlarımızın da hesabı bu... gümrük birliği ile oyalayarak Türkiye'yi ömür bo- yu sömürmek!.. • İgÇIMN EVREMTNDEN ŞUKRAN SONER Sabancı Olmak Varmış Sayın Sabancı nın ne servetine ne de şöhreti- ne göz dikmediğime yemin edebılirim. Ama ağ- zından çıkan her sözün "kehanet" sayılmasını kıs- kanmamak elde değil. Sayın Sabancı "Doğu insanı ya dağa çıkmak ya da başka yerlere göç.mek alternatifiyle karşı karşı- ya kalmıştır" saptamasını yapınca, bu gerçeği de- ğiştirmek üzere harekete geçilmese bile, herkes işin ciddi olduğunu düşünmeye başlıyor. "Türkiye'nin Düzeni" gibi büyük bir araştırma- nın üstesinden gelen Doğan Avcıoğlu nun ke- mikleri sızlıyor mudur? Ya da "Doğu Anadolu 'nun Düzeni" gibi bir başka büyük araştırmayı bu top- luma sunmuş, ömrünü cezaevlerinde geçiren İs- mail Beşikçi "Ben ne demiştım ki?" türünden bir şeylerı aklından geçiriyor mudür? Doğu-Güneydoğu Anadolu ekonomik. sosyal, siyasal politikaları üzerine, kimi zaman patlak ve- ren büyük olayların ardından yapılmış, öylesine çok araştırma, rapor. gazetecılerin, sivil toplum ör- gütlerinin gözlemlerini içeren yazı dizileri, belge, saptamalar var ki... Bunların birçoğu günün siya- sal ortamında. "dostlar alışverişte görsün" üslu- bunda olsa da önemli pek çok sorunu gözler önü- ne seriyor. Doğu insanı "ya dağa çıkmak. ya başka yerlere göçmek" açmazına ilk kez düşmüyor. 12 Eylül sonrası bu çifte baskt boyutlanmış. katlanmış bu- lunuyor. Kendi adıma Sayın Sabancı'nın sözünü ettiği te- röre dayalı ekonomınin gelışme tehlikesini 1980'li yıllarda Elazığ, Bingöl, Diyarbakır. Gaziantep ge- zilerinde dehşetle gözlemiş, halkın PKK cephesi- ne adeta zorla itildiğini. hayvancılığın yok edilip kamu ve özel yatırımlarının tüketildiğıni. tek tek ve dizi yazılarda oralara gıdip gördüklerini yazmaya çalışan herkes gibi ben de aktarmaya çalışmıştım. 1980'li yıllann ikinci yarısında bölgede yaşayan insanlarımız için seçeneksizlik boyutlanmış, saf- lara ayrılma surecine girılmişti. Diyarbakır Üniver- sitesınde tıp bayramı kutlamasında PKK'ye bağ- lılık andı, Kürtçe olarak polıs kordonu altında ya- pılabiliyor ve gazetede de yayımlanıyordu. Boşaltılan köylerden indirilmiş aileler. aşiretleri- nin hayvanları satılarak açılan ahırlarda yaşıyor, Kürt kadınları korku duvarını aşmış olarak. komu- tanların yanında, kendilerine yapılan maddi ma- nevi baskıyı anlatabiliyorlardı. "PKK'ye askeri, lo- jistik desteği engellemek gibi bır gerekçeye de dayalı olsa, devletin halka yaşayacak, barınacaky- ersağlamadan, hayvancılığa alternatifgeçim kay- nağı yaratmadan, köyleri boşaltma hakkının olma- dığı" uyarılarına kulak asan olmadı. Son yıllann zorunlu hızlı göçü, Adana'da, iz- mir'de, istanbul'da. en son örneği Gazi Mahalle- si türü kanlı olaylara mekân olunca ancak, ciddi sorun olarak gündeme geldi. Şimdi kimileri gürültü koparsa da Odalar Birli- ği, TÜSİAD, TlSK'in raporlarına da Kürt sorunu, Doğu-Güneydoğu Anadolu. sıcak göç sorunları girince, Sabancı gibi isimler ağızlarına almaya başlayınca, herkes insan haklarından, barışçı çö- zümden yana oldu. Hele de seçimlere gün sayarken, oy avına çık- mış siyasilerimiz, ağızlarına bal çalmışçasına, ba- rışçı, siyasi çözüm önerilerinde öylesine sıkı bir ya- nştalar ki. Sahi Meclıs'ten DEP'lıleri cezaevine gönderen kararın sahip ve sorumluları siyasi par- tiler, liderler neredeler? Sayın Sabancı. madem ki o söyleyınce "keha- net" oluyor, bir on yıl önce Diyarbakır'a gitse, eko- nomik-sosyal kalkınma politikaları üzerine rapor- lar hazırlatsaydı fena mı olurdu? Bugün HADEP'i parlamentoya kabul etmeye hazır olduklarını söylemekte yarışan parti büyük- lerimiz, 2 yıl önce DEP'e aynı hoşgörüyü göste- rebilselerdi, en azından pisı pisine dünyaya hesap vermekten kurtulmuş olurduk. Ve Sayın Sabancı. işadamlarımız, bir on yıl ön- ce Kürt sorunuha, Doğu-Güneydoğu Anado- lu'nun ekonomik, sosyal soruniarına bugünkü il- giyi göstermiş olsalardı, en azından boyutları kat- lanmış sorunlara ilişkin rakamlar çok daha küçük haneli raporlara girmiş olurdu. Seçim sonrası için umut verici birtablo mu bu? Erenlerin sağı-solu belli olsa. Havalardeğişme- se, rüzgâryön değiştirmese... Söylenenler iş yap- ma, olumlu adım atma anlamına gelmese bile, in- sana dönük yaklaşımlar, insancıl, barışçı. gerçek- çi yaklaşımlar, güzel sözler insanın içini ısıtıyor. Güzel, doğru sözlerin insanlara ulaşması ıçin bile günümüzde galiba zengin olmak, parti büyü- ğü olmak gerekiyor. Doğrusu Sayın Sabancı'nın servetini değil, ama ağzından çıkan her sözün "kehanet" sayılmasını kıskanmamak elde değil. Bu dünyada Sabancı olmak varmış... Mersin'de CHP ve DSP'lilerden Çağıı "Önce Türkiye" diyen, "Önce bağımsızlık" diyen. "Laıklik. emek \e kardeşlik" diyen, biz aşağıda imzası bulunan CHP il delegeleri ve üyeleri olarak "Oylarımız İşçi Partisi'ne" diyoruz. Mehmet Suday CHP il delegesi, Ali Taş CHP il delegesi, Yusuf Teraiz CHP il delegesi. Celal Atügan CHP il delegesi. Adem Toksoy CHP il delegesi-eski il yöneticisi. Kamil Temiz CHP üyesi. Kemal Karakuş CHP il delegesi. Selahattin llkyaz CHP il delegesi, Feyzullah Duran CHP üyesi, Mustafa Kovan CHP üyesi-ilçe yönetim kurulu üyesi, Abidin Doğan CHP üyesi, Mühübet Beyaz CHP üyesi. Adem Ünsal CHP üyesi, Ahmet Eren CHP üyesi. Rıza Güneş CHP* üyesi. Döndü Kaya CHP üyesi. Hatice Vükselir CHP üyesi. Latif \ ükselir CHP üyesi. Alhas Yümaz CHP üyesi. Yusuf Buldu CHP SilifkeBelediye Başk. aday adayı.' Ahmet Meral CHP üyesi, Mustafa Ayaz CHP üyesi, Mehmet Ekinci CHP üyesi. Hüseyin Soylu CHP üyesi. Gülden Aydemir CHP üyesi, Ali Aygün CHP üyesi, Filiz Çiİek CHP üyesi, Necmi L'luçay CHP üyesi. Hasan Avcı CHP üyesi. Fahri Örs CHP üyesi. Özlem Örs CHP üyesi. Ekrem Halaç CHP üyesi. Süleyman Yurt DSP eski il başkanı. Hüseyin Delibaş DSP eski merkez ilçe başkanı. Karani Sözen DSP İçel belediye başkan adayı (eski), Lmit Aksu DSP yönetim kurulu üyesi. ILAN T.C. AKSARAY 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Esas No: 1995 269 Davacı Mustafa Öztürk v ekili Av. llhan Ercetin aleyhine açılan icra takibinin dur- durulması davasmda verilen ara karan gereğince: Davalı İlhan Erçetin'in İstanbul Tahtakale Tomruk Sok. Eryaman, Kat: 5 adresi- ne çıkanlan davetiyenin bila tebliğ iade edildiği. başkaca da tebligata sarih adresi bulunmadığından. davalı aleyhine açılan icra takibinin durdurulması davasının du- nışması 28.2.1996'da saat 09.30'da olup belli edilen gün ve saatte davalının duruş.- mada hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, olmadığı takdir- de yargılamanin HUMIC'nin 213. ve 377. maddeleri gereğince yoklugunda devam edilip karar verileceği ilanen tebliğ olunur. Basın: 62081 Av. Halit Çelenk ve Arkadaşları "Seçimlere katılma olanağını yasal olarak sağlayan tek sosyalist partinin İşçi Partisi olması nedeniyle bizler Oylarımız İŞÇİ PARTİSİ'ne çağrısını benimsiyoruz." . Av. Şekibe Çelenk, Av. Halit Çelenk, Hamdi Konur (eğitimci), Dr. Yavuz Erkoçak, Metin Demirtaş (şair), Vahap Erdoğdu (yayıncı-yazar), Neslihan Karanfil (felsefeci), Hamit Aygün (matematikçi), Serpil Güvenç (mühendis-öğretmen), Mete Akalın (miihendis), Kaya Güvenç (TMOB Eski Gn. Sk.) Niçin İŞÇİ PARTİSİ IMF recetesine kar^ı bır dırenme hattı kurmak ve ABD güdümlü dış maceralara dur demek ıçin oyıımuz İŞÇİ PARTİSİ'ne . Hamiyet Kızıler Halkevleri eski Genel "»"önetını Kurulu Üvesı Kurtulu^ Sa\a^ı ve Cumhuriyet Devnmı'yle elde ettığımiz kazanımlar. Dun>a SermayeMnın salılınsı altında Bu idldırının önünü kesnıek ıçın bıitiin vıımajlarmıızı İŞÇİ PARTİSİ'ne ov \eimeve çjgın>onim. Prof. Dr.CAHİTCAN ATTILAILHAN: Çünkü "Bu Mustafa KemaPin Tercihi" İŞÇİ r 3rtlSI nin önce Türkiye diyebilmesi son derece önemli. Çünkü pek çoğu söyler gibi yapsalar da akıllanyla önce Amerika diyebiliyorlar. Türkiye'nin asıl çelişkisinin emperyalizmle ilgili olduğunu anlayanlar bu tercihi yapmak zorundadır. Çünkü bu, Mustafa Kemal'in tercihi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear