Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
17OCAK1995SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Tiiccapdan dürüst
ticaret
kampanyası
•tZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu)- Izmir Ticaret Odası
'•Dürüst tkaret, onurlu
tüccar" kampanyası başlattı.
Kampanyanın. toplumda
yaşanan kirlenme karşısında
tüccan koruma ve temiz
toplum yaratma amacıyla
hazırlandığı bildirildi.
Kampanya çerçevesinde 35
bin İZTO üyesinden, tûccann
ana ilkelerine uyması
istenecek. Taahütnameyi
imzalayacak olan şirketler:
kişisel dürüstlük. iş ilişkisi,
müşterilenne karşı
sorumluluk, devletle olan
ilişkiier, çaiışanlara karşı
sorumluluk, çevreyle olan
ilişkîler başlıklı ilkelere göre
çalişmalannı sürdürecek.
Motorlu Taşıtlar
Vergisi
• ANKARA (AA) - Motorlu
Taşıtlar Vergisi'nin birinci
taksidinin bu ay sonuna kadar
ödenmesi gerekiyor. Maliye
Bakanlığf ndan yapılan
açıklamada. motorlu kara
taşıtlanna ait vergilerin Ziraat
Bankası şubelerinden taşıt
pulu alınmak suretiyle
ödenmesinin gerektiği
bildirildi. Bakanlık
açıklamasında, mükelleflerin
gereksız yığılmalara yol
açmamalan ve gecikme
zammına muhatap olmamalan
bakımından, Ziraat Bankası
şubelerinden taşıt pullannı bir
an önce almalannın yararlı
olacağı kaydedildi.
Gökçek topu
BOTAŞ'a attı
ANKARA (ANKA) - Ankara
Büyükşehır Belediye Başkanı
Melih Gökçek, doğalgaz fiyatı
konusunda hükümetin ve
BOTAŞ'ın politikasına bağlı
oldukîannı bildirerek "Dolar
bazında fiyat aldıkları içın biz
de bunu uygulamaktayız"
dedi. Gökçek düzenlediği
basın toplantısında, doğalgaz
konusunda BOTAŞ'ın fiyatı
Türk Lirası üzennden
belirlemesi halinde
kendilerinin de Türk Lirası
ûzerinden fiyat alacaklannı
söyledi. Gökçek. metreküp
başına BOTAŞ'm verdiği fiyat
ile geçmiş dönemden kalan dış
borçlariçin lOsentaldıklannı
kaydetti.
Kazakistan'da
dövizle ticaret
yasak
• ALMATI(AA)-
Kazakistan'da ticaret ve
hizmetler sektöründe döviz
kullanımı dünden itibaren
yasaklandı. Bu kararla
Kazakistan, Bağımsız
Devletler Topluluğu (BDT)
ülkeleri arasında Rusya,
Özbekistan ve Ukrayna'dan
sonra dövizle ticareti
yasaklayan dördüncü ülke
oldu.
Devlet Başkanı Nursultan
Nazarbayev tarafından alınan
karar uyannca, Merkez
Bankası da daha önce dövizle
ticaret ve dövizin hizmet
sektöründe kullanılması
yönünde verdiği lısanslann
tümünü iptal efti.
ŞİRKETLERDEN
HABERLER
•COMMERCIAL UNION
Sigorta-1994 sonu itibanyla
üretimini yüzde 146 oranında
artırarak. 802 milyar liraya
çıkarttı.
•GÜNEŞ HAYAT Sigorta,
proje mühendisi şirketi Foster
VVheeler'in Türkiye temsilcisi
olan Bımaş"ın çalışanlannı
sağlık sigortası ile güvence
altına aldı.
•VVORLD GOLD
COUNCIL Singapur'da
"Asya Altın 94" sergisini
gerçekleştirdi. 1994'ünson
aylannda gerçekleştirilen
"Asya Altın 94"iki gün
boyunca toplam 3400
ziyaretçi tarafından gezildi.
•TÜR MENKUL
DEĞERLER ve Finansman
AŞ'nın Ankara şubesine
Sermaye Piyasası Kurulu
tarafından faaliyet izni
verildi.
•ÇIRAĞAN PALACE
HOTEL Kempinski Istanbul,
Conde Nast dergisinin
okurlan tarafından 500 en iyi
otel arasından, 1995 yılının
Altın Listesi'ne seçildi.
Satışta danışmanlık yapacak firma için yasa koşuluyla 4 milyon dolar kredi açacak
T için Diinya Bankası devrede
ESRAYENER
ANKARA - Ulaştırma Baka-
nı Mehmet Köstepen, PTT'nin
T'si olarak adlandınlan teleko-
münikasyon hizmetlerinin özel-
leştirilmesine ilişkin yasa tasan-
sının, Anayasa Mahkemesi'nin
gerekçeli karannm yayımlanma-
sının hemen ardından hazırlana-
cağını bildirdi. Dünya Banka-
sı'nın, 'T'nin satişında danış-
manlık hizmeti verecek firma
için 4 milyon dolar kredi açaca-
ğını belirten Köstepen, "Dünya
Bankası, krediyi ancak yasa çt-
kınca verecek" dedi.
Hükümet. özelleştırme gelirlerinde en
büyük kaynağı beklediği T'nin satış star-
tını vermek için Anayasa Mahkeme-
si'nin, T'nin özelleştirilmesini düzenle-
yen yasanın iptalini açıklayacak gerekçe-
li karannı yayımlamasını bekliyor.
Köstepen, konuyla ılgilı olarak yaptığı
değerlendirmede. gerekçeli karann ya-
yımlanmasının ardından. karara göre he-
men yeni bir yasa tasansı hazırlanacağı-
nı söyledi. Tasannın 1 hafta içinde yasa-
laşması için çalışılacağını belirten Köste-
pen, şu açıklamayı yaptı:
•'Yeni tasanda, hisselerin kaçtajcaçının
halka arz edileceğini. kaçta kaçının çaiı-
şanlara dağıtüacağını beUi oranlarda be-
Köstepen: MüHdyet devlette.
NELER YAPILACAK?
•Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli karannın ardından, yeni
yasa tasansı hazırlanacak
•Tasanda, hisselerin kaçta kaçının halka arz edileceği. kaçta
kaçının çahşanlara dağıtılacağı belirlenecek
•Danışman firmanm, özelleştirme yönteminin ve yaklaşık
fıyarın belirlenmesi için 9 aylık bir çalışma yapılacak.
•Özelleştirme için danışman firma bulunacak.
•Ihale aşamasında yardım edecek olan Dünya Bankası,
seçilecek firma için 4 milyon dolar kredi verecek
•Ana şebeke hizmetini PTT verirken dağıtım, yatınm ve
teknoloji hizmetlerini lisansı alacak şirket yapacak.
•T hizmetlerinin lisanslan satılırken mülkiyet devlette
kalacak
olağanüstü kurultayından belir-
lenen 'öncelikli hedefleri'nde,
PTT, TEK ve TMO'nun özelleş-
tirilmesine karşı olunduğu vur-
gulanmıştı.
SHP'den geri adım
lirteceğiz. Bunun dışında,özelleştinnenin
modeli ve denetun yetkileri detasanda yer
alacak. Sanıvorum. denefim yetkisini
Ulaştırma Bakanhğı'na vereceğiz. Anaya-
sa Mahkemesi, bu \etkinin bakanda o\-
masına karşı çıkmıştı.''
lletişim hizmetlerinin mülkiyetınin
devlette kalacağını, lisans haklannın
özelleştirileceğini vurgulayan Köstepen,
•'Ana şebeke hizmetini biz vereceğiz. Da-
ğıtım, yatınm, teknoloji hizmetlerini li-
sansı aİacak şirket yapacak" dedi.
Köstepen, lisans hakkı yerilecek fir-
manın fiyat, yatınm ve teknoloji açısın-
dan denetleneceğini. bu konuda uzman
bir kurul oluşturulacağını açıkladı.
Telekomünikasyon hizmetlerinin özel-
leştirilmesi için bir danışman firmayla
anlaşılacağını belirten Köstepen. danış-
man firmaya yapılacak ödemenin karşı-
lanması için Dünya Bankasf nın 4 milyon
dolar kredi vereceğinı açıkladı. Dünya
Bankası 'yla geçen yıl imzalanan anlaşma
çerçevesinde, tasan yasalaşır yasalaşmaz.
uluslararası bir danışman firmanın seçı-
mi için ihale açılacağını anlatan Köste-
pen. "Dünya Bankası, ihale aşamasında
yardımcı olacak. Daha sonra seçilecek fir-
ma için 4 milyon dolar kredi verecek. An-
cak kredinin verilmesi için yasanın çık-
mast şart koşuluyor" dedi.
SHP'nin, 3-4" Nisan 1993'te yapılan
SHP tarafından kurultav son-
rasında bastınlan "Öncelikli He-
deflerimiz'* kitapçığında. kamu
iktisadi teşekküllerinin özelleştı*
rilmesine ilişkin şu açıklama yer
aldı:
"SHP. ideolojik olarak KİT'le-
re karşı > a da onlardan y ana pe-
şin ve katı bir tavır içinde değü-
dir. KİT'lcrin >eniden yapılandı-
nlmalan konusuna. toplumsal yarar ve
işletmecilik ilkeleri açılanndan akılcı ola-
rak >aklaşır. Temel kamu hizmeti üreten,
doğal tekel nitcligi taşıyan ya da stratejik
açıdanönemliolan KIT'lerin işleyişlerinüı
siyasi sorumluluk kapsamı içinde olduğu-
nu düşünüyoruz. Bu hizmet alanlannda
özerkleştirmeye gitmek, siyasi sorumlulu-
ğun bürokratİara teknokratlara ya da iş-
letme yönetkilerine de\ redilmesi; özelleş-
rimıeve gitmek ise bu alanlann y abancıy a
da yerli sermayeye piyasada üstünlük sağ-
laması anlamına geİmektedir. Bu kuru-
luşlann mevcut statülerinde.verimli ve et-
kinlik esasına dayalı iyileştirme y apılması
yeterii olacaktır."
Toprağı paylaşmayla sorunlann çözülmeyeceğini belirten ANAP Milletvekili İnan:
GAP'ta toprak reformu gereksiz
HÜLYA KARABAĞLI
ANKARA - ANAP iktidan
dönemmde GAP'tan sorumlu
devlet bakanı olarak görev ya-
nan Bitlis Milletvekili Kâmran
İnan, projenin tümünü "buzdo-
labına" kaldırmakla suçladığı
hükümeti eleştıri yağmuruna tut-
tu. Bölgede toprak reformu ya-
pılmasının gereksiz olduğunu
savunan tnan. bu konudaki tar-
tışmalan kısır v e gereksiz olarak
nitelendirdi.
İnan, çağdaş üretim sistemle-
ri olmadıkça, toprak paylaştınl-
sa da sorunlann çözülmeyeceği-
ni söyledi. Devletin arazisi ola-
mayacağını savunan İnan. '"Hü-
kümetin Hazine arazilerini bir an
önce elinden çıkarması gerekir.
Devletin görevi, eğitim düzeyini
yüksehmektir" dedi.
Değerlendirmesinde, köy sa-
nipliği ve ağalık sorununa dade-
ğinen İnan. görüşlenni şöyle
açıkladı: "Aşiret ve köy ağalığı
diyorlar. Ben de köy sahibiyim.
Bir önerim var. Boğaz'da verile-
cek bir daire karşılıgı, yüzlerce
tapu dağıtmaya haanm. Sanınm
bu sorunun en iyi çözümü."
Kâmran inan, ANAP ve ko-
alisyon hükümetleri döneminde-
ki harcama ve yatınm oranlannı
karşılaştırarak şu bilgileri verdı:
"Hükümet, geçen yıl projeye,
genel bütçeden 13.5 trilyon ön-
gördü, l l ü trilyon harvadı. Biz,
1990 yılında günde 7 milyar,
1991 'de günde 9 milyar lira har-
cıyorduk. Bugünkü rakamlarla
yıİda 200 trilyon eder. Hüküme-
tin en az 3640 trilyon harcaması
gerekirdi. Muhteşem yapının
içinde kalkıp da yabuzca tünelle-
ri koyarsanız proje ne olacak?
Dört bakan degişti, 'by-pass'la
bir tünel açıkİL"
GAP'ın sorunlan
Fırat ve Dicle nehirleri üzerin-
de sulama ve hidrolik santrallar-
dan meydana gelen 13 ana pro-
jeden oluşan GAP kapsamında.
toplam 21 baraj ve 17 hidroelekt-
rik santralın yapılması planlanır-
ken 1.6 milyon hektar arazinin
sulanması ve 21 milyar kvvh
elektrik enerjisinin üretilmesi
hedefleniyor.
Gelişme stratejisinde. bölge-
nin tanm ve tanma dayalı sana-
yi potansiyeliyle gelir dağılımı-
nı yükseltmek, kırsal alanın et-
kinlığini ortaya çıkarmak, dışa-
ndan göç alan bir bölge konu-
muna getirmek, ihracat. sosyal
denge ve kaynaklann kullanımı-
na olanak tanımak amaçlanıyor.
GAP'ta saptanan bazı sorunlar
şöyle sıralanıyor:
- Bilinçsiz bir sulama duru-
munda. aşın buharlaşma, suyun
kloru ile toprağuı sody umunun
tuzlanmasına yol açarak verimi
düşürebilir.
- Yıne aşın sulama. zaman içe-
risindetanmtoprağının sürükle-
nerek kaybolmasına neden olabi-
lecek.
- Bölgede üç fir-
ma, toplam 163 bin
hektarda, parçalı
arazileri birieştir-
mek ve topraksız
çiftçiye toprak dağıt-
mak üzere toplulaş-
tırma projesi vapı-
yor. DSİ de tersiyer
ve quaterner kanal-
lannı bu projelere
göre döşediği için taria içi sulama
yapılabilmesi amacıyla tapulann
öncelikle dagıülması gerekiyor.
- Topraksız çiftçiye tapu dağı-
tılması için 5 yıl ikamet, ilkokul
diploması ve 60 yaşından küçük
olma koşullan getiriliyor.
- Bölgede birçok okulun terör-
^ien kapalı oiması, meslek lisesin-
den nıezun gençlerin işsizlik so-
runu ve Irak ambargosunun sınır
ticaretini etkilemesi zorluk
çıkanyor.
İŞÇİNİN EVRENÎNDEN
GAP'ta hedef 21 milyar kvvh elekririk enerjisi ürerimi.
Yusuf Özal'ın teknik danışmanı komisyonda yer aldı
Hayali incelemesinde
bilirkişi skandalı
ANKARA (ANKA) - Hayali
ihracata göz yumarak devleti 30
trilyon lira zarara uğrattıklan
gerekçesiyle haklannda Meclis
araştırması yapılan ANAP'lı eski
dört bakan için kurulan araştırma
komisyonunda bilirkişi tartışması
yeni boyutlara ulaştı. Konuyu ceza
hukuku açısından incelemesi için
bilirkişi olarak atanan Zeki
Hafizoğullan'nın arajtınlan
bakanlardan Vusuf Bozkurt Ozal'ın
bir dönem teknik danışmanlıgını
yaptığı ortaya çıktı.Türk
hukukunda "hayaK ihracat" diye bir suç biçimi
bulunmadığını raporunda belirten ve bakanlann
suçsuz olduğu yönünde görüş bildiren Zeki
Hafizoğullan'nın. ilk toplantıda ANAP'lı
komisyon başkanvekili Cengiz Bulut tarafından
desteklendiği iddia edildi. Hayali ihracat
Araştırma Komisyonu Başkanı DYP
Ankara Milletvekili Yalçın Öğütcan.
"Ben orada yoktum,
başkanvekilkrinin işi. Komisyon
cidiü olarak çalışıyor" dedi. TBM.M
Hayali İhracat Araştırma
Komisyonu sözcüsü SHP Kars
Milletvekili Zeld Naci Tarhan ise
komisyon çalışmalannın
"sulandınkügını" belinerek şunlan
söyledi: "Hayali İhracat Araşürma
komisyonu'nda idare hukuku
açısından bilirkişi tayin edilen Metin
Günday dinlenmeden, haklannda
araştırma yapılan Kaya Erdem ve
Ekn.ni Pakdenürli'nin dinlenmeleri bu işin
sulandınlmasıdır. Cezai bilirkişi Zeki
Hafızoğullan. kendisinin \usuf Özal'a teknik
danışmanlık yaptığını söylemişti. Buna rağmen
bilirkişiliğe getirildi. Mevzuatta hayali ihracat diye
bir suçun bulunmadığını raporunda söyledi.
Komisyon sağhklı sonuca ulaşacak mı, göreceğiz."
Vergi ve yatınm teşvik
paketinde son rötuş
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhurbaşkanı Sü-
leyman Demirel'in, yatınm in-
dirim oranlannın düşük olduğu
yolundakı uyarısından sonra
harekete geçen hükümet, ku-
rumlara yeni vergi ıstısnalan
sağlayacak düzenlemeler için
hazırlıklannı hızlandırdı. Yet-
kililer. yeni düzenlemeleri içe-
ren vergi yasa tasansının şubat
ayı içinde BakanlarKurulu'nda
imzaya açılacağını bildirdıler.
Maliye Bakanhğı'ndan edi-
nilen bilgıye göre; hazırlanan
vergi yasa tasansıyla. gelişmiş
bölgelerde yüzde 20, kalkmma-
da öncelikli bölgelerde yüzde
70 olan yatınm indirim oranla-
nnda tavan sının yüzde lOO'e
çıkanlırken, Kurumlar Vergisi
Yasası'nda yapılacak değişik-
likle. şirketlenn gayrimenkul ve
iştiraklerinin satışından elde
edecekleri gelirler, hiçbir koşul
aranmaksızın. vergiden muaf
tutulacak.
Yetkililer. yapılacak diğerde-
ğişiklıkle de. yabancı sermaye
yatınmlannın yüzde 38'i tuta-
rında yatınmın başlangıcında
alınan verginin kaldınlacağını
bildirdıler.
Demirel. geçen hafta onayla-
dığı 95 Yatınm Teşvik Karar-
namesi'nın ardından bir açıkla-
ma yaparak. kararnamenin ya-
tınmlann desteklenmesinde ye-
terli olamayacağına dikkat çe-
kerek, yatınm indirim oranlan-
nın yükseltilmesini istemişti.
Demirel'in uyansının ardın-
dan bir açıklama yapan Devlet
Bakanı Aykon Doğan, 1994 yı-
lı aralık ayında yasada yapılan
bir değişiklikle yüzde 100 ora-
nından yüzde 70 oranına düşü-
rülen yatınm indirim tavan
oranlannın tekrar yüzde 100'e
çıkanlacağını bıldirmişti.
Konuk
Yazar Kapitalizm mi piyasa ekonomisi mi?
Prof. Dr. ^ROL MANİSALI
Avnıpa ve Ortadoğu Araştırma Merkezi
Başkanı
Piyasa ekonomisi çoğu kez kapitalizm
ile eşanlamlı kullanılagelmiştir. Teoride,
piyasa ekonomisinin. ancak kapitalist bir
sıstem içinde varolabileceği. yaşayabile-
ceği esas alınır. Özel mülkiyet, girişim
özgüriüğü ve rekabet, kapitalist sistemin
esasını oluşturan öğelerdir ve aynı zaman-
da piyasa ekonomisinin işlemesi için ge-
rekli altyapıyı oluşturan özellikJerdir.
Ancak genelde doğru olan bu ifade, ba-
zı temel yanlışlan ve eksiklikleri de be-
raberinde getirmektedir. Çünkü "Ulusal
boyuttaki sonuçlar ile uluslararası boyut-
taki sonuçlar tutarblık göstermezler.'' Ör-
neğin ABD kendı sınırlan içinde piyasa
ekonomisinin toplum yaranna işlemesi
için mülkiyet. girişim özgüriüğü ve reka-
bet sisteminin. oyunun kurallanna uygun
olarak çahşması için hertürlü çabayı gös-
terir. Anti-tröst kanunlan acımasızca uy-
gular, vergi kaçıranlara en büyük cezala-
n verir.
Ancak ABD fırmalannın ABD dışın-
daki faaliyetlennde yönetimin polıtıkası
farklıdır. Dışarda, piyasa ekonomisinin
işlemesi değil, "ABD firmalannm ABD
ekonomisi çıkarlan doğruhusunda faali-
yet göstermeleri" önem taşır. Artık, reka-
betin yerini tekelcilik ve siyasi baskılar,
girişim özgürlüğünün yerini. pazarlan ve
doğal kaynaklan denetim altına alabil-
mek için müdahale ön plana çıkar.
Ulusal düzeyde, iç ekonomide rekabe-
ti, ginşim özgürlüğünü sağlayarak fiyat
mekanizmasının ve piyasa ekonomisinin,
sosya-ekonomik amaçlara yönelik olarak
uygun çalışmasını sağlayan ülkeler, oyu-
nun kurallannı da aynntılı bir biçimde or-
taya koymuşFardır. Çünkü, piyasa ekono-
misinin düzgün çalışması ve istenen mak-
ro sonuçlann elde edilebilmesi için bu
gerekir. Kuraliar konmaz ve kurallara
uyulması sağlanamazsa, kapitalizm yine
vardır. ama piyasa ekonomisi sağhklı bir
şekilde işleyemez. Hadise, konuyu bil-
meyen bazılannın zannertıği gibi sonsuz
bir ekonomik özgürlük ve denetimsizlik
değildir. Böyle olursa, ne piyasa kuralı
vardır. ne de piyasa arzulanan işlevleri
yerine getirebilir. Piyasa ekonomisi, yo-
ğun bir disiplin ve kuralcılık gerektirir.
özgürlükler, konan kurallann sınırları
içinde geçerlidir. Kamu, kurallara uyu-
lup uyulmadığını. ödün vermeden izler
ve gereken neyse onu yapar.
Dünyada, hakim ekonomiler, merkez
ülkeleri veya Batı ekonomileri dediğimiz
ülkeler iç yapılannda, bu düzeni görece-
li olarak iyi yürütebildikleri için 'üsrünve
yönlendirici ülkeler' konumuna gelebil-
mışlerdir. Iç yapılannda bu kurallan uy-
gulayan hakim ekonomiler, dış iüşkilerin-
de ve üçüncü ülkelerdeki faalıyetlerinde
'standart değiştirirler' ve tekelci ve mü-
dahalecı bir görünüm sergilerler. Çünkü,
'ulusal çıkar' esastır. Piyasa ekonomisi-
nin iyi işlemesi için yapılanlar. içerde ge-
çerlidir. Dışarda ise kapitalizm yine var-
dır, ancak piyasa ekonomisinin kurallan
değişmiştir; iç ekonomideki kuraliar gibi
çalıştınlmaz.
Batı ekonomilennde, hem kapitalizm.
hem piyasa ekonomisi vardır: ancak esas
olan, piyasa ekonomisinin kurallan için-
de işletilmesidir. Batı ekonomilerinin fir-
malan (veya çokuluslu firmalar), dışarda,
yalnızca kapitalızmi esas alırlar. Asya
petrolleri için çekişen firmalar açısından,
piyasa ekonomisinin kurallan değil, siya-
sal baskı, müdahale. tekelcilik gibi öğe-
ler ön plandadır. Burada. vahşi kapitaliz-
min kurallan geçerlidir. Bu durumda şu
sonuç çıkıyor; kapitalizm piyasa ekono-
misinin iyi işlediği yerde de vardır, kötü
işlediği (veya hiç işletilmediği) yerde de
vardır. O halde, kapitalizm bir amaç de-
ğildir. amaç, piyasa mekanizmasının iyi
işletilmesidir. Çok defa bu gerçek unutul-
makta, kapitalizm ile piyasa ekonomisi
eşanlamlı olarak kullanılmaktadır.
Hâkim ekonomilerde, bir taraftan, iç
ekonominin, piyasa kurallan iyi işletile-
rek ulusal hedeflere ulaşılması sağlanır-
ken, diğer taraftan da. dış ekonomilerden
içenye, 'net gelir-kâr' akışının elde edil-
mesine çalışılır. Ulusal çıkar veya AB ör-
neğinde olduğu gibi. grup çıkan esastır.
Bu nedenle, dışanya yönelik faaliyetler-
de. piyasa ekonomisi değil, politikayı da
arkasına alan vahşi kapitalizm öne çıkar.
AB otomotiv sanayii, Japon rekabetinden
zarar görüyorsa, bir kalemde. otomobil
ithalatına miktar kısıtlaması koyarak 'pi-
yasa kurallannı çığneyebilir. ABD. Av-
rupa ayakkabısından gocunuyorsa. kısıt-,
lamalargetirebilir; AB. Türk tekstilinden
çekindiği için kota koyar. tçerde piyasa
ekonomisi. dışarda kapitalizm anlayışı,
ulusal çıkarlann gerektirdiği bir sonuç
olur. Bugün, bütün dünya sınırlannı, 'ye-
ni dünya düzeni' ile açma çabası içinde
olan hakim ekonomiler, piyasa ekonomi-
sini iyi işletmek için değil, kapitalizmi
•globalleştirip' dünya pazarlannı ve do-
ğal kaynaklan tamamen denetimlen altı-
na almak için bunlan yapmaktadırlar. Bu
arada ABD, AB ve Japonya arasında,
dünya pazarlan için rekabet, kuşkusuz
devam edecektir.
"Dünya bütünleşiyor, gkıballeşiyor, b-
beralleşiyr
or" haykınşlannın kımin için
arzulandığını iyi görmek ve algılamak
gerekir. Hâkim ekonomiler dışında olan-
lar için yannlar dünden iyi olmayacaktır.
ŞUKRAN SONER
Lider Aranıyor
SHP-CHP bütünleşme kurultayı öncesi, lider arayışı öne
çıktı. Karayalçın ya da Baykal'ın liderliğinde birleşmenin
bir işe yaramayacağını, küçülmenin önlenemeyeceğini
düşünenler Soysal rüzgân estiriyor. Arkasından da DSP
ile birleşmeye hazırlanılıyor.
Aydınlar arasında sosyal demokratlann lider arayışı ile
bağlantılı i(ginç bir tartışma da başladı: Sosyal demokrat-
lann toparianmasında yeni bir lidere umut bağlayanlar ile
lidere umut bağlanmasına kızanlar karşı karşıya...
"ille de birinibulup peşine sürüklenmekten, lidere umut
bağlayıp düş kırıkhğına uğramaktan bıkılmadı mı" tepki
sorusunu, ciddiye almak gerekiyor. Ancak izlenen politi-
kalann simgesi, bizdeki parti yapılaşmasında çok güçlü
sürükleyici, hatta belirleyici lıderleri de yok saymak oîa-
naksız.
Lider boşluğu ve arayışı sadece sosyal demokratlann
sorunu da değil. Aynı sorun sağ liberal partiler için de ge-
çerli.
işin bıraz daha derinine indigimizde, lider boşluğu ve
arayışı ile solda ve sağda ideolojı boşluğu ve arayışının,
bölünmenin atbaşı gittiğini de gözleyebiliyoruz.
Sosyal demokratlar tabandan tavana, parti liderlerine
kadar ulaşan bir çizgide, liberal partilerin ideolojilerine
kendilerini teslim etmiş, kimliklerini kaybetmiş bir konum-
da.
Liberal partiler ise şeriatçı ve ırkçı ideolojilerin peşinde.
Kimliklerini kaybettikleri ölçüde de bölünüp dağıldılar.
Kamuoyu ilgilenmediği için kimse aynmında değil. Kim-
lik bunalımı, lider boşluğu çok daha ağır olarak sendika-
lizmde yaşanıyor. Sendikal etkinlik azalıp sendikalar ge-
rek üye sayısı gerekse işlev olarak küçüldükçe, lider kad-
rolann moral değerlerı, işçilerle bağlan kopuyor.
Toplum, halkyığınları, işçiler, kendilerini kurtaracak par-
ti ve sendika başkanlan, liderler mi arıyor, hep kurtarıcı mı
bekliyor? Yoksa partilerin, sendikalann başlannda parti,
sendika kimliğine yaraşır liderlerin olmayışı, örgütlerin iş-
levlerinden kopmuş olmasının bir sonucu mu?
Galiba lider arayışını; kimlik, işlev arayışından ayn gör-
mek yanlış olacak. Parti, sendika işlev ve kimliğine uygun
davranan, ondan sapmayan, değerlerini koruyabilen bir
lider, örgüt kimliğinin de güvencesi, doğru yönlenmenin
önemli bir adımı sayılacak. Güven yaratan yeni lider, ör-
gütlere yeniden umut bağlanmasını, toparlanmayı getire-
cektir.
Bu gerçek lidere bağlanan umutlarçok iyi bilindiği için-
dir ki işler çıkmaza girdiğinde, aslında doğrudan sorumlu
lider olmasa da genellıkle liderin kellesi istenir, toparlan-
mak içın yeni liderler aranır.
Ancak yeni lider arayış ve oluşumlan sağda ve solda çok
farklı gelişmektedir:
Sağın iktidannın devamını ve asla yaş tahtaya basma-
mayı isteyen, ulusal ve uluslararası sermayenin örgütlü
güçleri, boşluk yaratmamak üzere çalışmalannı aralıksız
sürdürürler. Başansız ıktidann, liderin, siyasi partinin alter-
natifi yedekte hazırdır. Birisinin ışi bitmeden, diğeri gün-
deme getirilir.
Bütün televizyon kanallarında, medyada, Cem Boyner
ve partisinin kamuoyuna aralıksız pompalanmasını, bir
rastlantı ya da kendi başanlan olarak görebilır miyiz?
Dünyayı elinde tutan süper güçler açısından, bakış açı-
sı çok daha da acımasızdır:
Âslolan çıkarlarını savunacak iktidarlann devamını sağ-
lamak olduğundan, alternatifin sağ liberal parti oiması zo-
runluluğu da yoktur. Çıkar ittifakının güvencesi olacaksa
ırkçı, şeriatçı partilerle de ittifak yapılabilir, alternatif olma-
larına yardım edılebilir. Hatta güvenceli ise rejımlerin de-
ğişmesinde; seçimle gelen partilerin, demokrasinin yeri-
ni, cunta yönetimlerinin almasında hiçbir sakınca yoktur.
Sosyal demokrat partilerle sosyalist partilerin, sendika-
lann kimlik kaybı, lider boşluğu ise doğrudan ezilen halk
yığınlarının, işçilerin sorunudur. Solda partilerin, sendika-
lann kimlik, işlev kaybının, lider boşluğunun acısını, bede-
lini doğrudan yoksul halk yığınları. çalışanlar, işçiler öder.
Sermaye cephesi ise bu işten sadece ve sadece kazanç-
lı çıkar.
Işte bu nedenle de solda, siyasi partilerde. sendikalar-
da lider boşluğu. kimlik arayışları, toparlanma doğrudan
yoksul halk kitlelerinin, çalışanların, işçilerin sorumluluğu-
dur.
Sosyal demokratlann gündemdeki lider, kimlik ve topar-
lanma arayışlarında, sendikalardaki lider ve kimlik eroz-
yonunda, tabanın seyirci kalma lüksü yoktur.
Aydınlann yakılmasına seyirci kalınmasından Uğur
Mumcu'nun, Onat Kutlar'ın faili meçhul cinayetlerin kur-
banı olarak kalmalarına, rekor enflasyonun tek yanlı be-
delini ödemeye, akıl almaz boyutta yoksullaştırmaya, iş-
siz kalmaya, şeriat tehdidine, Güneydoğu'da durmayan
kana vb kadar, kötü giden her şeye karşı durmanın en
önemli adımlanndan bin de solda siyasi partiler ve sen-
dikalarda lider ve kimlik arayışına seyirci kalmamaktır.
Otomotivcfler
KDV'den
başka vergi istemiyor
Ekonomi Servisi- Otomotiv cıler. 1994'ü son derece sıkıntılı ge-
çirdiklerini ve beklenen hedeflenn çok altında kaldıklannı beline-
rek yeni taşıt ahmında KDV dışındaki bütün vergilerin kaldinlma-
sını istediler.
Otomotiv Sanayii Derneği'nın (OSD) dün Swissotel'de gerçek-
leştirilen 21. Genel Kurulu'nda konuşan OSD Yönetim Kurulu
Başkanı AB İhsan İlkbahar. Türkiye'deki otomotiv sanayiinın AT
otomotiv sanayii ile entegre olduğunu belirterek şunlan söyledi:
"AT kendi otomotiv sanayüni l zakdoğu ile rekabet edebilmek için
sürekli korumuştur. Türkiye'nin bugün 3. ülkelere karşı kota getir-
mesi pratikte imkân-
sızdır. Bu nedenle Tür-
kiye'nin, otomotiv
ürünleri için 3. iUkele-
reOGrdendahayük-
sek bir oranda tarife
koy ması gerekir. Kat-
ma protokolün 19/2
sayılı maddesi, bu uy-
gıilamaya müsaade et-
mekte; ancak AT'nin
görüşünün alınması
gerekmektedir."
Otomotıvcilerin
gümriik birliği konu-
sunda da üzerinde du-
rulmasını istedikleri
bir dığer konu ise kul-
lanılmış araç ithalatı.
Ankara Anlaşması ve
katma protokolde dik-
kate alınmâyan bu hu-
susun. AT ile imzala-
nacak karar metnınde
yer almadıgı takdirde,
millı mevzuatla çözü-
lemeyeceği ve yakın
bir gelecekte Türki-
ye'nin AT'nin otomotiv hurdalığına dönebıleceğı ileri sürülüyor.
Otomotivciler 1995 vergi indirimlerinden de şikâyetçi. OSD Baş-
kanı İlkbahar, anlaşmanın detaylan belli olmadan 1995 yılı içinde
tarifelerin, özellikle AT dışındaki ülkeler için çok düşürülmemesi
gerektigini ve 8-9 puan mertebesindeki düşüşlerin fazla olduğunu
vurguladı.
OSD genel kurulunda 1994 yılı içinde başanlı bulduklan 5 an
sanayi firmasına başan ödülleri dağıtıldı.
Neler istiyorlar?
•Yüzde 50'lere varan taşıt alım
vergisinin AT standartlanna uygun
hale getirilmesi. Otomotivciler bu
vefginin yeni araç alan 300 bin
kişiden değii, araç kullanan ve
toplamı 4.5 milyonu bulan geniş
kitleden ve hiç vergi ödemeyenden
alınmasını, kısaca yeni taşıt ahmında
KDV dışındaki tüm vergilerin
kaldınlmasını istiyorlar.
•3. ülkelere karşı sağlanacak geçiş
süresinde ithalatı kontrol altında
tutmak için gerekli önlemlerin
alınması.
•5 otomobil fabrikası ve bir düzine
ithal finnanm sadece 60 bin araçhk
dar bir pazan paylaştıklan ve bu
pastanın giderek ufalmasının
önlenmesi. OSD. son 15 ay içinde
haksız yere verilen yeni fırma
teşviklerinin tekrar gözden
geçirilmesini talep ediyor.