Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 13 OCAK 1995 CUMA
12 DIZIYAZI
Şeker Şirketi, Gümüş Motor'un kanşık hesaplı pay senetlerini komisyon vererek devralıyor
Hisseli Erbakan kumpanyası
N
akşibendi Şeyhı
Kotku'nun des-
teğı ıle Gümüş
Motor'un hısse
eker Şirketi güç durumdaki şirketi
senetlerini Eıta- devraldıktan sonra Erbakan a şu onenyı
kısa sürede götürüyor: "Arkadaşlarınızın hisse
tı. Bundan sonrasını zamanın Şe-
ker Şirketi Genel Müdürü'nden
dınleyelinv
pazarlamıştı. Fakat yasa tanı- ., . • , , , , . . , ornj i
ve 'kaşkariko'iar iieride senetlennı toplayın. Yuzde 80 den alınz,
t başma işier açacak- s iz dağıtırken yüzde 75 'ten ödeme
yaparsınız." Erbakan bunu gönülsüzce
İcabul etmek zorunda kalıyor ve hisseleri
getiriyor. Ancak bir ricada bulunuyor: "Bir
numaralı hisse senedi bende kalsın."
mışlar. O>sa bu. yüriiıiükteki ka-
nunlara avkırıdır. Çünkü ano-
nim şirketJerde sermaye, nakit
para İle ödenmiş sermavedir. 250
bin liralık hisse senedi verip borç-
lu kıtmak mümkün değt'ku'r. Eğer
bunu hemen adalete intikal ettir-
miş olsaydık, şirketin sakıt' ol-
ması mümkündü.
Bir başka ilginç nokta da Er-
bakan'm bu borcunu ödeme şek-
li> di. Erbakan tek kuruş faiz ver-
meyecek, borcunu da alacağı te-
mettülerden mahsup edilerek
ödeyecekti.
Şöyle bir hesap vapalım. Gü-
müş Vfotor'da Erbakan'm 250
bin liralık hissesi ile kendisine
bağlı 200 kişinin biner liralık his-
se senedi bir arav a getirildiğinde,
450-500 bin liralık bir söz sahibi
olduğu anlasılır. Bunun genel ser-
mavedeki pavı yüzde 10 oldugu-
na göre, murakıplar zoriadığın-
da. Erbakan. genel kurulu istedi-
ği an toplantıya çağırabilirdi. Bu
da Şeker Şirketi'ni rahatsız edi-
yordu™
Şeker ŞirketTnin önerisi
Bu karmaşık durum karşısuı-
da. çözüm bulabilmemiz için Er-
bakan ilegörüşmemiz gerekiyor-
du. Görüştük v e aramızda şu ko-
nuşma geçti:
- Necmettın Bev, bız ölçtük
biçtik. Şeker Şirketi olarak mü-
esseseyi devraldığımıza pışma-
nız Şirketi bu şanlar altında de-
vam ettırmemız mümkün değil
6 mılyon lıra sermayesıne karşı-
lık. 9 mılyon lıra borcu var. Iflas
talep edeceğiz. Iflas talep eder-
sek tek borçlu sız varsmız, 9 mıl-
yon lıra alacak pek çok kışı var.
Iflas ıstersek. sızın hısse senetle-
riniz sıfıra düşup borcunuz müs-
tacelıyet kazanacak.
Ve Gümüş Motor'un alacaklı-
lan sizin üzerinize gelerek sırtı-
nızdaki ceketı bile alacaklar. Ge-
lin siz. hısse senetlerini bize ve-
rin Borcunuzu alacağınıza mah-
sup edelim.
Yüzde 5 komisyon
Fakat ben, yıllarımı verdim.
Gece giindüz demedim çaiıştım.
- Haklısınız Necmettın Bey
Fakat vapılabılecek bır şey yok.
biz sıze yardımcı olmaya çalışı-
yoruz. Eğer yardımcı olursanız.
belkı bırşeylervapabılıriz. Arka-
daşlannızın hısse senetlennı top-
layın. > üzde 80'den alınz. 450
bin liralık hısse senedı getınn.
Onlara, siz dağıtırken yüzde
75'ten ödeme yaparsınız
Bu konuşmâdan sonra Erba-
kan kırgın ve iizgün ayrıldı. Bir-
kaç gün sonra hisse senetleri ile
geldi. Senetleri \erip anlaştığimız gibi
parayı aldı.' Yalnız" dedi, "sızden bır n-
camvar Bırnumaralı hisse senedi ben-
de kalsın Iutfen' "
Necmettın Erbakan'm üzennde camı
resmi bulunan Gûmü^ Motor'un bırnu-
maralı hisse senedını ne yaptığı. Şeker
Şırketf nden aldığı parayı, hisse senet-
lerini ellennden aldığı muntlerine da-
ğıtıp dağıtmadığı. dağıttı ıse yüzde kac-
tan dağıttığı bılinmıyor.
Necmettin Erbakan hakkındaki en ıl-
ginç ve doğru teşhislerden bınnı. 1974
yılında Istanbul Gazeteciler Cemiyeti
Başkanı rahmetlı Burhan Felek koy-
muştur. 90 yıllıkdeneyım ve bunca ga-
zetecılik bınkımine dayanarak Erba-
kan'm yüzune söyledıklennı yıne Erba-
kan'ın ağzından aktarmak bır bakıma
şanssızlıktır. Fakat elde başka kaynak
bulunmadığından bu konuşmayı Erba-
kanın ağzından aktanyoruz
"Orada (Istanbul Gazeteciler Cemi-
yeti'nde) bir büyük heyet halinde otur-
duk. Dedi ki 'Sayın Erbakan. bakın ben
Burhan Felek. Erbakan'ı 'kerpeten'e benzetiyor. Erbakan, aklına koyduğunu uzun uzun düşü-
nür, çok ince hesaplar vapıp her tiirlü olasılığı dikkate aJır ve bununla ilgili kadroju kafasında
oluşturup uvgulamaya koyar. Erbakan'a elini veren. kolunu kurtarma derdine düşer. Erbakan.
güçlünün karşısında ılımlı ve riayetkâr, güçsüzün karşısında acımasızdır.
• Erbakan'm
üzerinde cami resmi
bulunan Gümüş
Motor'un bir numaralı
hisse senedini ne
yaptığı, Şeker
Şirketi'nden aldığı
parayı, hisse
senetlerini ellennden
aldığı müritlerine
dağıtıp dağıtmadığı,
dağıttı ise yüzde
kaçtan dağıttığı
bilinmiyor.
• Erbakan'm
günümüzdeki mal
varlığı, Milli Gazete
yazan Eygi'yi bile
rahatsız ediyor olmalı
ki şöyle yazıyor:
"Ortaya dine hizmet
edeceğiz diye
çıkıimakta, sonra bu
hizmet. istihdama ve
istismara
dönüştürülerek
muazzam servetler
edinilmekte, Karun'lar
gibi lüks hayatlar
sürülmektedir."
• Ancak Eygi
yazısının sonunda
kendini dizginliyor.
Erbakan'ı en iyi
tanıyanlardan biri
olarak Mehmet Şevki
Eygi, korkup kalemini
dizginlemekte
haklıdır. Çünkü 148
kilo altın, en azından
50 milyar liralık nakit
para, 30 trilyon liraya
kadar ulaşan
gayrimenkul sahibi
Erbakan onu bile
ürkütüyor.
yoruz.
Erbakan hakkında pek kıtap
yazılmıyor, ama konuşma ve ya-
zılararalıksızdevam ediyor Son
günlerde Erbakan üzerine yazı-
lanlar ıçınde en çarpıcı ve dikka-
ti çekeni. Mehmet Şevki Ey-
gi'nin 'Milli Gazete'de yayımla-
nan yazısıdır. Söz konusu yazı-
da önce Mehmet Şevki Eygı'yı
tanımak ve hakkında bilgi sahi-
bi olmahpta yarar vardır:
1970'li yıllarda yayımladığı
'Bugün'gazetesi ile Islamı kesi-
mın kalemşorluğuna soyunan
Mehmet Şevki Eygi, yazılanyla
Türkıye'de ilk kez toplu namaz-
lardüzenleyerekünlenmiştır. 12
Eylül'de yurtdışına kaçan Ey-
gi "nın boşta kalan gazetesı 'Bu-
gün'. daha sonra Atatürkçü, la-
ık ve cumhunyetçı gazeteciler
tarafından satın alınıp Ankara'da
yayınını sürdürmüş, yakın yıl-
larda da el değiştirip magazın
gazetesine dönüşmuştür.
Refah Partisi'ni destekleyen
'Milli Gazete'de yazmayı sürdü-
ren Mehmet Şevki Eygi. yıllar-
dır ınandığı çızgıde taviz verme-
me ve kendi doğrulannı söyleme
özellığıne sahıptır Necmettın
Erbakan'ı ve Refah Partısı'nı
Türkiye'de en iyi tanıyan bırkaç
kışı arasında yer alan Mehmet
Şevki Eygi, Erbakan'm açıkladı-
ğı kaynağı aydınlık olmayan şa-
şırtıcı malvarlığı karşısında ıs-
yan edıp şunlan yazmıştır:
"Türkiye değişim fırtınasının
vegirdabınınortasındadır. İstik-
bal büyük hadiselere gebedir.
Bö>le zamanlarda asıl hüvük ve
manevi ticarete önenı vermek,
maddi ticaretten elde edilen kâr-
lan. hatta sermayeyi bile tahsis
etmek gerekir."
"Servet maksat, din
vasıta oldu"
Eygi böylece radikal Islamın
olması gereken stratejısını açık-
ladıktan sonra, doğrudan Erba-
kan'a seslenerek yazısına şöyle
devam etmektedır:
"Ancak bizdeki bazı kuruluş
ve şahıslann dürrya ticareti uğ-
runda Jslamı ve Müslümanlan
alet ve istismar ettiklerini görii-
yoruz. Onlar için maddi ticaret
ve sahsi servet sanki paye ve mak-
sat. Din ve ümmet ise vasıta ve
alet olmuştur.
Orta\-a dine hizmet edeceğiz
diye çıkıimakta, sonra bu hizmet,
istihdama ve istismara dönüştü-
rülerek muazzam servetler edi-
nilmekte, Karun'lar gibi lüks ha-
yatlar sürülmektedir."
Mehmet Şevkı Eygi. kalemı-
nın ucunu biraz daha sıvnltıp
"Anlayanlara" dıyerek Erbakan
\e takımının maskelerini indin-
yor:
Korkutucu servet
sıze bırşev söyleyeceğım. Ben sızın fi-
kırlerinızi kendim ıçın şayanı kabul
görmüşorum' dedi"Fakat' dedi, '90 ya-
şında bır ınsan olarak. uzun yıllann bü-
tün gelmış ve geçmışlenni tanıyorum
Sız çok enteresan bır tıpsiniz.
Gelıp geçmış polıtıkacılar ıçinde. en
çoktakdirettığımınsansınız. Sızın bır-
çok rutumlannıza ben hayranım' dedi.
'Bılhassa ınandığı yolda önüne gelen
her manıayı kopartan bır kerpeten ola-
rak görüyorum sızı' diye bir söz sövle-
dL"
Burhan Feiek'in kerpeten
benzetmesi
Burhan Feiek'in belırttıği gibi. Erba-
kan bır kerpeten gibıdır. Aklına koydu-
ğunu uzun uzun düşünür. çok ınce he-
saplar >apıp her turlü olasılığı dikkate
alır ve bununla ilgili kadroyu kafasın-
da oluşturup uygulamaya koyar. Dış
görünüş olarak karşısındakilere yumu-
şak ve ikna edılebılir bır tıp izlenımı
verir. Oysa aksıne inatçı. parmaklann
arasından kayıp gıden kum gibıdır. Er-
bakan'a elinı veren, kolunu kurtarma
derdine düşer Erbakan. güclünün kar-
şısında ılımlı ve riayetkâr, güçsüzün
karşısında acımasızdır.
En belirgin özellıklerinden bin de
konuşmalannda öz yenne aynntılan
kullanarak karşısındakını bayıltması-
dır.
Konuşmanın başlangıcında kelime-
len seçer. cümleien düzgün kurar, fa-
kat bır süre sonra aklından geçirdikle-
nne konsantre olunca konuşmasındakı
bütünlük kaybolur ve masala dönüşür.
Necmettın Erbakan'la ılgılı bugüne
değın basında bınlerce yazı yazılmış,
radyo ve telev ızyonlarda bır o kadar ko-
nuşma vapılmıştır
Bu da Erbakan ve izlediği politıka-
lann, Türkıye'nın gerçeklen arasında-
kı yerini aldığının. tutarlı ya da tutarsız
konuşma ve eylemlerinin süreklı tepkı
çektığının kanıtıdır Hakkında aralık-
sız konuşulup yazılan Erbakan içın bu-
güne kadar çok az kitap yazılmış olma-
sı ıse ılgi çekici olduğu kadar şaşırtıcı-
dır.
'Gümüş Motor Dosyası'nı hazırlar-
ken elımızeki bılgı ve belgelen zengin-
leştırmek amacıyla Erbakan üzenne ya-
zılmış kitaplar aradık. Gördük kı Nec-
mettın Erbakan ıle ılgılı cıddı ve araş-
tırmaya dayalı kitaplar, bırelm parmak
sayısına dahi ulaşamamış. Bır başka
gerçeğı daha üzülerek gördük: 1974 yı-
lında yayımlanan 'Erbakan Dosyası'
adlı kitap, daha sonra yayımlanan bır-
kaç kıtaba malzeme olmuş
Mehmet Şevki Eygi bile
isyan ediyor
•Kaynak" yenne 'malzeme' kelıme-
sını kullanmamızın nedeni, ] 974yılın-
dan sonra Erbakan ile ılgılı olarak ya-
yımlanan kıtaplann çoğu, 'Erbakan
Dosyası'ndan kaynak gösterilmeksizın.
noktası ve virgülü değiştırilmeden ya-
pılmışaraklamalardanoluşmakta Bun-
dan sonra Erbakan ıle ilgili ciddi vedü-
rüst kitaplar yazı lacağı umudunu koru-
"Bir kjsını kodaman Müslü-
manlann Makyavelist ve opor-
tünist tavra sahip olmalan beni
üzüyor. İslamda yasak alan faize
büe nke kıhflar gndircrek ulas-
ülar. tşlerinegelmeyen, kârlanna
set çeken Islami emir ve yasakla-
n, müsait fetva ve ruhsatlarla
delmişlerdir."
Erbakan ve tayfasını çok iyi
tanıyan Eygi'nın, korkusunu saklaya-
madığı yazısının son paragrafı da şöy-
le:
"Mayınlı bir konuda tenkit yapıyo-
rum. Fazla >azamayacağım. Basiret ve
feraset sahibi okuyuculanm zaten geri-
sini kendileri yazar ve okurtar."
Erbakan'ı en iyi tanıyanlardan bıri
olarak Mehmet Şevkı Eygi, korkup ka-
lemmi dizginlemekte haklıdır Çünkü
148 kilo altın, en azından 50 milyar lı-
ralık nakit para, 30 tnlyon liraya kadar
ulaşan gayrimenkul sahibi Erbakan, yiı-
rürlüktekı yasalan yok sayarak bugüne
kadar devlete tek kuruş vergi ödeme-
mıştır. Yasal zorunluluk olmasına kar-
şın, yıllar sonra o da ancak mecbur ka-
lınca mal beyanında bulunması. Erba-
kan'm eline fırsat geçtiğinde cüretinın
nerelere varabıleceğının en belirgin
göstergesıdir.
Yann: Demirel-Erbakan
mücadelesi
ÇUKOBİRLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
GAYRİMENKUL SATIŞ İLANI
Mülkiyeti Birliğimize ait olan Hatay ili Antakya Merkez ilçesi Beynelharap Ma-
hallesi mıntıka 5'te bulunan 1810, 2127, 2128, 2129, 2130, 2131 parsel nolu
3808,5 m2
imarlı alana sahip fabrikamız. müştemilatı harıç, 117.000.000.000.-TL.
muhammen bedelle, kapalı zarf teklif alma suretiyle satışa çıkarılmıştır.
Ihale ile ilgili şartnameler ve eki teklif dosyası, ihaleye katılmak isteyen iştirakçi-
ler tarafından 16.01.1995-30.01.1995 tarihleri arasında mesai saatleri içerisınde
Birliğimizin Mersin yolu üzerindeki 19 km.'de bulunan Genel Müdürlüğe bağlı
Teknik Müdürlük ünitesinden ücret karşılığı alınabilir.
Ihale 1.2.1995 günü saat 11.00'de Birlik Yönetim Kurulu huzurunda yapılacak-
tır. iştirakçiler, Ihale Şartnamesi, ve eki Teklif Dosyası ile ilandaki hususları yerine
getirmek suretiyle teklif verebilirler.
İHALEYE KATILMA ŞARTLARI:
a) Isteklilerın şirket olması halinde, ihaleye girecek kişinin yetki belgesi ve imza
sirkuleri (1995 yılı Noter tasdikfi)
b) Resmi Hüviyet Cüzdanı veya Noter tasdikli sureti.
c) Muhammen bedeli %3'ü (3.510.000.000.-TL.) nisbetinde Banka Teminat
Mektubu veya Birlik veznesine nakit olarak yatınlacak, vezne alındı belgesi ihale
evraklarına eklenecektir.
d) Kanunı Ikametgâh Belgesi.
Bırliğimiz 2886 sayılı Devlet Ihale Yasası'na tabi olmayıp, ihaleyi yapıp yapma-
makta veya dilediğine yapmakta serbesttir.
BAŞSAĞLIĞI
Mümtaz insan .
ONAT
KUTLAR'ı
30.12.1994 günü yapılan insanlık dışı bir saldın sonucu
11 Ocak 1995 tarihinde maalesef kaybetmiş bulunuyoruz.
Kederli ailesine ve yakınlanna sabır ve başsağhğı dileriz.
Allah rahmet eylesin.
THE MARMARA İSTANBUL
ANKARA... ANKA
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
Yeni Bip Soluk
Telefon çaldı, ANKA'dan Timur Türkan, Onat Kutlar'ı
yitirdiğimizi söyledi. Iki haftalık direniş sona erdi, bir ışık
daha söndü, bir aydın daha ayrıldı dünyamızdan. Karan-
lık bastırıyor! Güneşin nasıl bır sabaha doğacağını, gece-
nin nelere gebe olduğunu bilemiyor insan. Her gün, her
an, her yerde bir olay çıkabilir, bir bomba patlayabilir, kaç
can alabilir, tarifsiz kederlere gömebilir bizi. Hastalık ne-
deniyle ölenlere özenenler var çevremde! Kanser savaşı-
nı başanyor, bombadan korunamıyoruz, diyorlar. Can ve
mal güvenligi yok ülkemizde. Daha acı bir olay düşünüle-
bilir mi, devleti güçsüz hissetmekten daha acı ne olabilir!
Mimar dostum Ragıp Buluç, "Var olmayan haksızdır"
dedi geçen akşam. Önce var olmak gerekiyor! Konuşmak,
eleştirmek yetmıyor, yakındığımız ortamı kim değiştire-
cek, karanlığı kim delecek, aydınlık, barış özlemini kim din-
direcek? Kimden ne bekleyecegimizi öğrenmedik mi ar-
tık? Sıyasal sahnedekı oyunlar eskımedi mi? Başansız, da-
ha saygısız oyuncuları hoşgörüyle ızleyebilır miyız artık?
Onlan sahneye getirenlere, önemlı rollerle onuriandıran-
lara saygı gosterdıler mı? Umudu, güveni somürmedıler
mı? Şimdı yeni senaryolar sahneleniyor. Solda birleşme
şarkısı söyleniyor, söyleyenler ınanıyor mu acaba? Niçin
ayrıldılar, niçın birleşıyorlar, bu birleşme ne getirecek, so-
lan umudu nasıl yeşertecek? Ismet Paşa çok anımsanı-
yor bugünlerde. Belkı sız de hatırlarsınız o olayı. 1970'li
yıllarda cumhurbaşkanı seçımitıkandı Meclıs'te. Yapay bir
çözüm önerisi geldi gündeme. Dönemin Cumhurbaşka-
nı Sunay'ın görev süresını uzatmak için Anayasa'da bir
değişiklik yapılacak. Önerı Senato'da görüşüldüğü gün Is-
met Paşa da çıktı kürsüye, elini dayadı, Senato'ya değil
tarihe konuşur gıbı şöyle dedi:
- Yapmayın bu ışi, bu zat şımdiye kadar ne yaptıysa onu
yapacak!
Kışiligıni kanıtlayan tüm polıtıkacılar için geçerfi bu söz-
ler. Örneğin Deniz Baykal ne yaptı şimdiye kadar,
SHP'den nıçin ayrıldı, şimdi niçin dönüyor, başkan adayı
olacağı söyleniyor, olursa ne olacak, aynı sorunlar yeni-
den yaşanmayacak mı? Erdal Bey'ın sözleri çınlamıyor
mu kulağınızda? Denız Baykal'ın genel başkan seçilme-
mesi içın söylediklenni unuttu mu SHP'lıler? Oysa bir de
onursal başkanın genel başkanlığından söz edilıyor! Bu
sözlere kim inanır, uyduranlardan gayrı. SHP liderliğınden
şarkılar, gözyaşlan, parlak birjübileyle ayrılan Erdal inönü
o göreve yeniden döner mi artık? Dönecekti nıye gitti? So-
kağa kulak versinler biraz, SHP ıçın, CHP ıçın, DSP için
neler söyleniyor! Toplumda başka bır ıstem, başka bir öz-
lem var. Sosyal demokrat bır partide lider değişmesıne
umutla bakmıyor insanlar. Köklü birdegişıklık ıstiyorlar. Si-
yasal yaşamdaki fosılleşmenin sona ermesini dılıyorlar
her şeyden önce. Yeni bır lıder, ama yeni kadroyla, yeni
düşüncelerle yaşamını yeşertecek. Öyle bır oluşum güzel
dönüşümlere de yol açar bence.
• • •
Bilkent Konser Salonu açıldı dün akşam, Adnan Say-
gun'a saygı konserıyle. Üç yapıtı bır arada, orkestrayı Gü-
rer Aykal yönetiyor, pıyano konçertosunu Gülsin Onay
çalıyor. Guzel bır müzık olayı, çağdaş bir Türk bestecisin-
den eşsız bir armağan muzık dünyasına. Konseri ızleyen-
ler onurlanarak döndü evterıne. Bir aralık Rüçhan Işık
geldı yanıma. Birleşmış Mılletler Türkiye Temsilcısı.
- Bu konserbende çağrışımlar yaptı, dedi. SHP-DYP ko-
alisyonunun ilk günlerinde sızın evde bir akşam yemegt-
ni hatırlıyorum. Başta İnönü, SHP'li bakanlar, Gürer Aykal
ve başka sanatçılar vardı. CSO'ya yeni bır konser salonu
yapılması konuşuldu uzun uzun. Ama o konuşmalar ger-
çekleşmedi.
Ikimiz de acıyla gulümsedık. O geceyi Gürer Aykal ıle
de anımsanz her zaman. Ama gerçekleşmeyen yalnız kon-
ser salonu mu?
Bilkent tepesinden başkentın ışıklarına baktım, güzel
konserin gerçeğine döndüm yeniden. Adnan Saygun'u yı-
tirdik ama müzık dünyasında yaşıyor. Cumhunyetımızın ilk
kuşak bestecılerinden Saygun. yapıtlarını daha kaç kuşak
izleyecek kimbılir. Çağdaşlık güzel bır olay. Gülsin Onay
da çağdaş bir sanatçımız, durmadan konserler veriyor
yabancı ülkelerde, sanatçılanmıza gümrük duvan yok! Gü-
rer Aykal da ABD'ye uçtu hocasının yapıtlarını çaldırdık-
tan sonra. Sonra Avrupa konserlerı var. Kuşkusuz çağdaş
düzeyiyle yönetiyor yabancı orkestraları. Yalnız müzık da-
lında değil, resımde. heykelde, mimarlıkta da var çağdaş
sanatçılarımız. Bilım adamlarımız var, ozanlarımız var, ya-
zarlarımız var, Aziz Nesin'lerımiz, Onat Kutlar'larımız var.
Benim umudum, lyimserlığim de bundan kaynaklanıyor.
Onlar varsa başkalan da var, her dalda güzel ürünler olu-
şabilir diye düşünüyordum. Çağdaş kışiler, çağdaş politi-
kalarla siyasal yaşamda da bir bahar kutlayabilınz.
Toplumda bir bahar beklentisı var. Tohumun çiçeğe dur-
ması tûrü yeni bir soluk bekliyor.
BULMACA
1
2
3
2 3 4 5
I U
N
6
_
7 8 9
SOLDAN SAGA:
1/ Yukarıdan aşağıva
doğru büyüyen oymalı
yalaklardan oluşan \e
bahçeleri süslemek içın
yapılan çeşme. II Hara-
ret... Asya'da bır ülke 3/
Bir cins çıralı tahta. 4/
Güzellık. alım. . Bır
renk... Habeş soylusu. 5/
"Saçlanma ak düştu sa-
na — bulamadım" (Şar-
kı)... Ödül olarak bir
kimse ya da takıma ve-
rilen kalkan biçiminde
levha. 6/"Meyhane mukassi görii-
nür taşradan amma Bır başka fe- [G_
rah başka — var ıçınde" (Nedım).
II Sıcaklığı çok yüksek ya da çok
düşük olmayan yer. Bır nota. 8/
Gelın olacak kıza erkeğın verdığı
para ya da armağan.. Metal sapla-
ma. 9/Japonlar'ın ulusal giysisi
YUKARIDAN AŞAĞIVA:
1/ Yeni doğmuş bebeğe. kırkı çık-
tıktan sonra gotürüldüğü evlerden
verilen yumurta, mendil. şeker gi-
bi küçük armağaıjlar 2/ Ilham... Mezopotamya'da kurulmuş es-
ki bir krallık 3/ Alüvyon... Etkisiz, işe yaramaz. 4/ Av ı çekmek
için dökülen yem. 5/ Yanağın alt kısmı. Insan gözünün algıla-
dığı ışık şiddeti 6/ Kuşun yavrusuna taşıdığı yem .. Sevinçli 7/
Kokusu hardala benzeyen zehırli bir savaş gazı... Italya'nın en
uzun ırmağı. 8/ Bır nota... Hile... Fızıkte kullanılan bir güç biri-
mi. 9/ Ticaret gemılennde tayfalann başı.
Vakfımızın yönetim kurulu üyesi. dostumuz,
dayanışma arkadaşımız. ınsan haklan mücadelesının
bilge savaşçısı
ONAT KUTLAR'ı
kaybettık. Demokrası, laıklik, sanat ve çağdaş toplum
adına yasımız büyüktür.
Anısı aydınlıklara ulaşmakta yol gösterici olacaktır...
YIL^IAZ GİJNEY
KÜLTÜR VE SANAT VAKFI