25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni: Orhan Erinç # Gene! Yayın Koordınatörü: Hjkmet Çetinkaya 0 Yazıişlen Müdürlerı: Ibrahim'Yıldız (Sorumlu), Dinç Tavanç 0 Haber Merkezi Müdürü: Hakan fcara # Görsel Yönetmen: Fikret Eser 0 Diş Haberler Ergun Balcı 9 Istıhbarat Yalçın Çakır • Ekonomı Bülent Kızanlık • Radyo-TV Ujgar Eremektar • Kültur Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yücelman • Yurt Haberler Mehmet Saraç • Makaleler Sami Karaören # Çevın Sevfettin Turhan • Duzeltme Abdullah Yazıcı • Yavıtı Kurulu tlhan Selçuk (Başkanl, Orhan Erinç. Oktay Kurtböke. Özgen Acar, Hikmet Çetinka>a, Şükran Soner, Ergun Balcı, Dinç Tavanç, ibrahim Yıldız. Orhan Bursalı, Muslafa Balbav. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay # Haber Müdüru Doğan Akın Atatürk Bulvarı Ncr 125, Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tel- 4195020 (7 hat). Teleks- 42344, Faks 4195027 • lzmır Temsılcısı SerdarKızık.H ZıvaBK. 1352 S 23Tel 4411220Teleks 52359, Faks- 4419117 • Âdana Temsılcısı. Çetin Yiğenoğlu, Inonû Cd. 119 S. No: 1 Kat: 1, Tel- 3522550. Teleks: 62155, Faks. 3522570 • Müessese Müdürü Erol Erkut 9 Koordinatör Ahmet Korulsan 9 Muhasebe Bülent Yener 9 Idare. HİMeyin Giirer 9 Işletme Önder Çelik 9 Biîgi- Işlem. NaiJ lnal 9 Bılgısayar Sıstem Mürüıet Çiler 9 Reklam. Reba Işıtman Vıyımlavtn vt B ı u ı : Yenı Gün Haber Ajansı, Basm ve Yayıncllık A Ş "ûrkocajı cad 39 41 Cagatogiıı 34334 Ist PK 246 lsanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 ha!) Telelcs 22246, Faks (0 212)513 85 95 17EYLÜL1994 İmsak:5 12 Günes: 6 39 Oğle:13 03 Ikmdi: 16 33 Akşam. 19.18 Yatsı: 20.39 Trtanikfacsasının sopumJusu bulundu • LONDRA (AA) - Titanik faciası öncesinde kaybolduğu bildirilen ve >enileri temin edilmeyen dürbünler. belki de 'faciarun sorumlulan' olarak okyanusun dibinde bulundu. İngiltere'deki Ulusal Denizcilik Müzesi yetkilileri, Atlas Okyanusu'nun yatağmdâ yapılan araştırmada bulunan söz konusu dürbünlerin, 1912 yılında bir buzdağma çarparak batan Titanik transatlantiğini 'belki de faciadan kurtarabiJecek olduğunu' düşünüyorlar. Sarsıntısc tren geHyor • ANKARA (AA) - TCDD Genel Müdürlüğü, yolculan sarsıntıdan daha az etkileyen modern ve yeni vagonlardan oluşan Başİcent Ekspresi'ni 23 eylül cuma gününden itibaren sefere koyuyor. Ankara-İstanbul arasında karşılıklı olarak her gün, gündüz sefer yapacak olan Başkent Ekspresi, Türkiye genelinde en modern ve süratli tren olarak nitelendiriliyor. İstanbul, Avnıpa'dagözde • BRÜKSEL(AA)- Brüksel'de önceki gün başlayan Turizm Zirvesi'nde, Avrupa'nın en fazla turist toplayan şehirleri arasında Istanbul ilk on kent arasında yer aldı. Avrupa'nın en turistik kenti sıralamasında Londra ve Paris büyük farkla ilk iki sırayıpaylaştı. Tasarmıfsever mucit • GAZİANTEP(AA)- Gaziantepli mucit Faruk Şahveli tarafından geliştirilen enerji tasarrufu projesi, 'güneş evleri' ile hayata geçiriliyor. Şahveli, 6 yılhk bir çahşma sonucunda, ısınma, yemek pişirme ve sıcak su ihtiyacının güneş enerjisiyle karşılanmasını öngören bir proje geüştirdi. Faruk Şahveli'nin 'Çiğköfte yoğurma makinesi' ve 'güneş enerjisiyle çahşan fınn' gibi buluşlan da bulunuyor. Yüzde65'ikaçakyapıhackm ohişanIstanbuTdaaykm birörnek Burası Esenyurt'un kaçak kentleşen kesimi. İstanbul'un neredeyse yüzde 65'ine >aran yeni ve ruhsatsız görüntüsü, çıplak tuğla yapılan ve minibüsleriyle burava da cgemen (solda). Burası da yine Esenyurt'un "ruhsatlj kentieşen" kesimi. Binlerce konutluk Esenkent ve Boğazköy projeleri tamamlandığında, ruhsatsız İstanbul için belki de aykırı bir kimlik oluşturacak (sağda). Esenyınt'taVuhsath9 kendeşme OKTAY EKİNCt Eğer, son günlerdekı hemen tüm yetkililerin dile aetirdıkleri "kanbul'a yüda 500 bin kişi göç ediyor" şeklindeki açıkla- mayı biraz 'abartdı' buluyorsa- nız, bu rakanu sözgelimi '365 bin' olarak da kabul edebilirsi- niz. Ve yine eğer fstanbul'a yılda 365 bin kişinin göçle geldiğini benimserseniz, bunun 'günde 1000 kişT demek olduğunu da bilgi dağarcığınıza yazabilirsi- nız. Ya da diyelim kı bu yaayı okumaya ayırdığmız 20 daki- kalık süre içinde ortalama 20 kişi... Günaşın bir belediye Yasalanmıza göre bir köy yerleşmesinin 'belde' olabilme- si, yani muhtarlık yerine artık 'belediye' ile yönetilebümesi için nüfusunun 2000 kişiyi aşması yeıiyor. Bu hukuksal bilgiyi de göz- lemJerimize kattığımızda, İs- tanbul'a her ıki günde 'bir bele- diye kuracak' kadar ınsan geldi- ği anlaşıhyor. Yani kentin artan nüfusu, 'günaşın' bir belediye başkanının ya da yine günaşın bir belediye meclisinin 'yasal olarak' seçilmesine olanak sağ- layacak bir düzeye tırmanmış durumda. Neyse ki bu yasal gerçekliğin 'siyasi emellere' alet edilmesi tehlikesi henüz kendini göster- miş değil. Yoksa. örneğin Sul- tanbeyli'deki gibi 'tamamı ka- çak' olan yasadışı bir yerleşme- nin önce ilçe' ve ardından da 'belediye' yapılmasına ö'nayak olan çevreler, pekala İstanbul'u bu kez '500 ya da 1000 belediye- ye' parçalamak da isteyebilir- ler. Bunu yaparken de nüfusu 2000'leri çoktan aşan 'kaçak köyleri' ilgilj vasa kapsamında sıraya dizebilirler.. İstanbul'un merkez ve 'otur- muş' semtlerinde yaşayanlar. kenti böylesine tehlikelerle kar- şı karşıya bırakan günde 1000 kişilik göçün nasıl ve 'hangi gö- rüntülerle' gerçekleştiğini elbet- te kı fark edemiyorlar. Yine aynı semtlerde oturan 'aydınla- runız' da belki de bu nedenle ra- kamlara pek fazla güvenmeyip. İstanbul'un artık güvertesine kadar sularla dolan bir gemi gibi 'batmak iizere' olduğunu göremiyor, çok fazla aldırmı- yorlar. Oysa göç eden kitleler, İstan- bul'un yine merkez semtlerine • 1989 yılında yalnızca bir muhtarlık iken, 4 yılda nüfusu 10 kat artarak bugün 200 bin nüfuslu bir kent haline gelen Esenyurt'ta, İstanbul'un en büyük yeni yerleşim projeleri gerçekleştiriliyor. 7400 konutluk Esenkent projesi ince inşaat aşamasına ulaşırken, 6000 konutluk Esenkent-Boğazköy projesinin temeli geçtiğimiz günlerde atıldı. değil, kentin çevresinde gelişen ve elbette 'kaçak inşaat cenneti- ne' dönüşen bölgelenne gelip yerleşiyorlar. Bunun için de doğrusu eşi bulunmaz bir ola- nağı. kentin içine gırmeden 'göç kamyonlanm' yeni iskan alan- lanna ulaştırabilen 'TEM Oto- yolu' sağlıyor. Hele, yeni oto- "büs terminalinin de ister iste- mez yine TEM güzergahında olması, sözgelimi Esenyurt'u se- çen bir 'Doğulu göç kafilesT için istanbul'un kendilerine sundu- ğu ilk büyük 'kolaylık' olsa ge- rek. 'Kentsel tedavf Sözgelimi dedim, ama aslın- da sözü de Esenyurt'a getirmek istiyorum. Son yıllarda İstan- bul'un en fazla göç alan 'yeni beledivelerinden' birisi olan ve özellikle yine son yıllardaki toplu yeni yerleşme projeleri yle' ilgi çeken Esenyurt'a... I989'a kadar Büyükçek- mece'ye bağlı bir 'muhtarlık" olarak İstanbul'un 'çevre köyle- ri' arasında ver alan Esenyurt. belediye olduktan sonra nüfusu dört yıl ıçınde yaklaşık '10 misli' artan bir büyük yerleşme haline geldi. Yine 1980'lenn sonlann- daki 20.000 kişiye karşılık. bu- gün 200.000 nüfusun yaşadığı tahmin ediliyor Son nüfus sa- yımındaki 7İ.525 kişilik rakam ise belediyeye verilen resmi kay- nak yardımının 'miktarını' be- lirlemekten başka hiçbir kentsel çalışmaya artık ışık tutmuyor. Esenyıart'ta ikinci kez Beledi- ye Başkanlığı'na seçilen Gürbüz Çapan. daha önce Büyükçek- mece Sağlık Ocağı'nda görev yapan ve asıl memleketi Kars'a olan 'bağlüığı' ile de tanınan bir tıp doktoru. Gürbüz Çapan'ın Esenyurt için uygulamaya baş- ladığı en etkili 'teda>i' ise binler- ce konutluk bir 'yeni kentsel ge- lişmeyi' hedefleyen Esenkent \ e Boğazköy projeleri. 1992'de temeli atılan 7400 konutiuk Esenkent projesinde. bınalann tümüne yakın bir ke- siminın artık İnce inşaat' aşa- masına gelınmiş. Sosyal. kültü- rel ve tıcari tesısleriyle birlikte geniş yeşıl alan düzenlemelerine yer verilen projede. Esenkent'i oluşturan konut kooperatifleri- ne ü\e olanlann katılımı\la 4500 kişilik bir de 'açıkhava ri- yatrosu'inşa ediliyor. Boğazköy ve çağdaşlık 3 Eylül 1994 günü görkemli bir törenle temeli aülan Esen- kent-Boğazköy projesi ise yine Gürbüz Çapan'ın deyişiyle "Esenyurt'a yerleşenlere çağdaş kent külrüriinü de verecek" bir planlama anlayışıyla ele alın- mış. 6000 aileye, yani yaklaşık 25.000 kişiye kaçak inşaat yolu- nu seçmeden yerleşme olanağı sağlaması hedeflenen Boğaz- köy projesinde, apartman blok- lannın yani sıra 'sokak düzeni oluşturan' alçak katlı evlere ve bınalara da yer venliyor. Emlak Bankası'nın yine TEM Otoyolu kenanndakı ünlü 'Bahçeşehir' verleşmesine 'komşu' konumda kurulma>a başlanan Boğaz- kö>'ün >ine sosyal ve teknik altvapı tesislerinın yani sıra kreşlen. okullan. camisi, ticaret merkezlen \e 'bisiklet yollanyla ulaşdan' bü\ük park alanlan ıçınde bir de 'göleti' planlan- mış... Kaçakiar ve ruhsatlılar Son tahminlere göre yüzde 50'sı gecekondu ve kaçak yapı- laşmadan oluşan Esenyurt. bu büyük >erleşim projelen henüz inşa aşamasındayken bile gele- cekteki 'çifte kimlikli' karakte- nni şımdiden yaşamaya başla- mış görünüyor. Caddelere ve yollara egemen olan 'kamyonlarm' bir bölümü çoğunlukla Doğu ve Güneydo- ğu illerimızın plakalannı taşı- yorlar. Üzerlenndeki yükler ise Esenyurt'u seçen göçmenlerin ev eşyalan. kışbk viyeceklen. 18 yaşmdan küçük bayan tenisçilerin profesyonel turnuvalara katılmalan yasaklandı 'HarikaÇocuklar'ıkorumagirişimi CUMHUR CANBAZOĞLU Bayan tenisinde aybaşındâ açı- klanan bir karar spor dünyası- nda büyük yankı uyandırdı. Bun- dan böyle, 18 yaşmdan küçük ba- yan tenisçilerin yüksek düzeydeki profesyonel tumuvalara katılma- lan yasaklandı. Sporcular sendikasının baş- vurusu üzerine Dünya Tenis Bir- liği. tenisi iş olarak kabul eden "harika çocuklar"ı yaş kategori- lerine geri yolladı. 1995 başında uygulamadan kalkacak bugünkü kurallara göre eline raket ahp profesyonel korta çıkmak için 14 yaşına bas- mak yetiyor. Bu kurala göre İsviçreli Hingts en şansh raket. Gelecek ay 14 yaşına basacak Hingis profesyonel olabilirken 13.5 yaşındaki Rus Kournikova para kazanmak için 4.5 yıl daha bekleyecek. Dünya Tenis Birliğf- ni böyle bir karar almaya iten bi- rincil neden, küçücük oyuncu- lann yeni yıldızlar arayan orga- nizatörlerle sponsorlann elinde oyuncak olmalanru, modern te- nisin zor koşullan altında kay- bolmalannı önlemek. Son olarak bu düzene Jennifer Capriati gibi büyük bir yeteneğin kurban gitmesi. bardağı taşıran son damla oldu. 14'ünden önce profesyonel tenise geçen Capriati stres, şöhretm ağırbğı ve zor ant- renmanlar sonucu uyuşturucuya başlarruştı. Sıkı bir tedaviye alındı ama. sonucun ne olacağı daha baştan belliydi... Kule atlama uyguluyor Tenısteki kararla birlikte ar- tistik cimnastikte de 16 yaşaltı sporculara uygulanan büyük turnuva yasağı gündeme geldi. Tam gelişme çağmdakı çocuk- lan genetik metotlarla. insanüs- tü zorlamayla karakuru bırak- tıran cımnastıkteki bu reform. diğer spor dallanna da örnek olabilır. Cımnastik camiası, Ro- manya'daki sıyasal rejımin de- ğişmesınden sonra Batı bası- nında yayımlanan Nadia Co- maneci'nın anılan üzerine küçük şampiyonlar hakkında yapıcı kararlar almanın gerektiğini acı- klamıştı. Diğer sporlann üst dü- zey yöneticileri de a,vru doğrul- tuda demeçler verdiler. Ancak bu tarihe kadar tek uygulama kule atlama branşından geldi. 1991'de Peth'te Dünya Şampi- yonu olan 12 vaşındaki Çinli sporcu 1992 Barcelona Yaz Olimpıyatlan'na alınmadı. Batılı spor çevreleri günden güne büyük paralann döndüğü sporda etkili önlemler almadan, minik yıldızlann korunamaya- cağı görüşünde. Özellikle 3. Dünya ülkelennden Batı'ya ge- tirilen yetenekli çocuklann ucu- za mal olduğu göz önüne alındığında bu düzenin kolay yıkılamayacağı ortada. Yeni karann alınmasında Capriati'nin dunımu büyük rol oynadı. 14'ünden önce profesyonel tenise geçen Capriati stres. şöhretin ağırlığı ve zor antrenmanlar sonucu uyuşturucuya başlamıştı. hatta 'kendileri.' Kamyonlarm tozu dumana katarak dolaşanlan ise inşaat- lara malzeme taşıyan ve bu kez plakalan '34' olan damperli türleri. Bu ikinci gruptakiler '36' ya da '24' plakalı olanlara göre daha 'karaıiı' ve hızlılar. Çünkü. hem gidecekleri adresi biliyorlar hem de para kazanı- yorlar. Sağlıksız kent manzaraları Esenv urt'un caddelerindeki bu kamyon görüntüleri hıç kuş- kusuz daha uzun yıllar 'kentsel görüntünün' de yine çifte kim- likli sürmesıne yol açacaklar. Doğu ve Güneydoğu bölgeleri- mız "tarihsel uygarlıklarına' yakışır bir çağdaş kalkınma ve yaşam düzeyıne ulaştınlmadığı sürece, İstanbul'a gelen 'günde 1000 kişilik' göç kafılelen Esen- yurt'u da ışgal etmeye devam edecekler. Bu işgalin yarattığı 'çıplak tuğla binalar' ise Esen- kent ve Boğazköv yerleşmele- rinde yükselen sağhklı konut- larda oturanlar için. pencerele- rinden baktıklannda görecek- len 'sağlıksız kent manzaralan- nı' oluşturacak. Bununla birlikte. Esenyurt'- taki 'kentsel tedavi' çabalarmı ve Iıerkese Bahçeşehir' sloga- nıyla gırişilen yeni yerleşim pro- jelerini dikkatle izlemek gereki- yor. Çünkü İstanbul'daki TEM çevre yolunun Anadolu yakası; özellikle Sultanbeyli'deki kaçak kentleşme sonucunda. artık ki- lometrelerce uzanan ve orman- larla birlikte su havzalanru da tahrip eden bir çarpık yapılaş- ma kuşatması altında. Denebi- lir ki Türkiye'nin bu 'en gelişkin otoyolu', sağlı sollu yasadışı bi- nalann arasından sanki Sultan- beyli'nin bir 'ana caddesi' gibi geçiv or. Buna karşılık Bahçeşehir'le birlikte Esenkent yerleşmesi ise aynı otoyolun bu kez Avrupa Yakası'ndaki 'nıhsatlı yapılaş- ma kuşağını'oluşturuyor. Uste- lik hem ormanı yok etmeden hem de su havzalanna göz koy- madan. Bu nedenle Sultanbeyli ile aynı dönemde kurulan Esen- yurt Beledıyesi'nin toplu konut girişımleri. salt kendi yörelerin- deki konut üretiminin planh ve sağlıklı gerçekleşmesi hedefleri açısından değil. İstanbul'un çevresindeki kenti sarmalayan yapılaşmanın 'yasal ve nıhsatlr gelişmesi için de anlamlı bir ör- nek oluşturuyor... MESELA DEDİK... X>ylülde korku bitmiyor canım. "Okul korkusu', İssiz kalma korkusu' falan dedik ya. başka korkular da var. 'Poh'tik korkular' da başka bir korku çeşidi oluşturuyor. Bakalım onlar da ne tür bir korku filmi oluyor? Banş korkusu: '. ayrettir, bizim buralarda savaştan değil de banştan çok kor- kuluyor. Örneğin bir grup toplansa da ellerinde bayraklar, 'savaş istiyo- ruz' diye haykıra haykıra dolaşsalar, ne yalan söylemeli. vatandaşın göğ- sü kabanr, gözlen dolar da 'Biz de! Biz de!' diye bağırarak topluluğa katılır. Hiçbir yetkilinin aklına da 'gösteri vürüyüşü' yasalan falan gel- mez. Neden mi? Savaşçı milletiz de ondan. 'Kimlerle savaşınz' diye so- ran olur mu bilmem ama ne çok yanıt bulunur. Önce şu Yunarun üs- tüne yürüyüp işini bitiririz, gitmiş- ken Bulgara da dersini veririz. Hazır elimiz değmişken Sırplan da halle- dip Bosna'yı kurtanveririz. Ordan döndük mü Ermenilerin üstüne se- fer edip Azerileri rahatlatınz. Ora- dan Rusya'ya da uzanıvermek var ya, şimdilik kalsın. İran'ı biraz hov- şalayıp güneye döneriz ki Allah'ını seven bizi tutmasın. Suriye'nin altını üstüne getiririz. Irak amana gelir ki o kadar olur. Onlann işini bitirdik mi şöyle bir durup nefesleni- riz. Avrupa tirtir titreyip 'Aman Türkler ûstüme geBr nuT diye yalvar yakar olur, heyetler gönderir, aman diler. Artık büyüklüğümüz tutarsa Kıbns'ı falan alır, Avrupa Toplulu- Eylülkorkularıdemiştik ya... arkadaşım. Siz o tatavayı gıdip başka yerde yapın. burda kimseler dinlemez. Onun için de biz savaştan değil, banştan korkanz. Bu 'barış' lafı bizi gevşetir, savaş azmimızi kırar. düşmanlanmızın icadıdır. İnşallah bu yazımızı Müjdat Gezen kardeşimiz, Atıf Yılmaz bilade- rimiz okurlar da bir daha öyle fılm- ler çevirmeye kalkmazlar. 12 EylüTü unutmadımz değil mi? demokrasi daha iyi değil mi? Şöyle sessiz sedasız. partisiz demeksiz de- mokrasi daha iyidir ya. sız kıymetıni biimivorsunuz. Zaten siz iyinin ne olduğunu nerden bileceksiniz? Bu memlekette neyin iyi olduğunu bi- lenler var ama bilmeyenlere anla- tamıyor? Memleketi düşünen kim? Neopolitik durumu bilen var mı? Neopolitik değil de jeopolitik mi? Ne olmuş vani, siz şimdi yanlış mı çıkanyorsunuz? Sizin ka'fanız da kınlacak kafa va. Bu memleket bo- şuna adam besliyor boşuna! Siz 12 EylüTü unutmayın. Aym 15'ini geçtik mi? yle sergilere göz atıp geçiyoruz. İşte o paket vardı ya, artık kimin paketiyse bizim elimizde kaldı. Hani ücret zammından geçtik. elimizdeki üç kuruşu kaybetmeyelim diye sesi soluğu kestik. Demek ayın 15'ini geçtik. Yeniden borç seferine çıkmak lazım. Artık aldık aldık, alamadık mı değişen bir şey olmaz. Şu bizim borç isteyen yetkililerin ha- line de üzülüyorum ha. Borç iste- mek zor iş yahu. Hele de kefereler- den istemek ne zordur. Sahi, ne ola- cak bu memleketin hali be karde- şim?.. Eylül mehtabını bilir misiniz... ğu'na gireriz. Asya'daki Türkı cum- huriyetlerle birleşip 'büyük Türk asn'nı başlatınz. Şimdi bu zaferlerle dolup taşarken banş manş gibi el pençe divan laflar etmenin lüzumatı var mı? Onun için de öyle '1 Eylül Dün- ya Banş Günü'ymüş, yok 'Sen de banş için bir şey yap'mış. bize gelmez u.nutmaym ya! Bilıyorsunuz. ne huzurlu günlerdi. Ses vok. soluk yok. Sendika yok, dernek yok, bil- mem ne birliği yok. Arkadan parti marti işi de kesildi. Lider takımı da korumaya alındı. Memleket huzura kavuştu canım. Aydını maydını. ya- zan çizeri, kimi hapiste kimisi mah- kemede. Bunlan boş bıraktın mı ya- zar çizer, memleketi düşündürür, konuşturur değil mi? Tahrik bile eder. Şimdi iyi mi yani? Her kafadan bir ses çıkıyor da iyi mi oluyor? Ney- miş. demokrasi varmış. Alın de- mokrasiyi de haynnı görün. Şey. yanhş mı oldu? Yani bu işler hep de- mokrasi için yapıldı da. Ama sessiz apma yahu. ayın yansını geç- tik ha?! Daha bu ayın borçlannı ödeyemedik. Ayın ilk günleri ne ça- buk geçıyor da ondan sonrası yürü- müyor be kardeşim. Eti-balığı hani- dir kestik. ekmeği kuyrukta bekliyo- ruz. Ele güne ayıp olmasın diye pa- zann sonunda ahşverişe çıkıyoruz. Giyim-kuşam hak getire. Çoluk- çocuğun yüzüne bakacak halimiz kalmadı. Gazete mazete neyimize, Bilirsiniz de mehtap seyredecek halinız yok değil mi? Ücretsiz olmasına ücretsizdir de, şimdi bir yerlere gitmek lazım, oraya gidince de insan duygularur, bi tuhaf olur. Kim bilir aklına neler gelir de bir şarkjcık tuttumr. Bilmem ki şöyle bir mehtaba çıkmak içinizden gelir mi?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear