Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Çumhuriyetİmtiyaz sahibi: Berin Nadi
Genel Ya\ın Koordinatörü: Hikmet Çerinkaya
• Gcnel Yayın Danışmanı: Orhan Erinç
• Yazıişleri Müdürleri: İbrahim Yıldız,
DinçTayanç(Sorumlu), •HaberMerkezi Mü-
dürü: Hakan Kara
Dış Haberler: Ergun Balcı • Ekonomi: Bülent
Kızanlık • İstihbarat: Yalçın Çakır • Yurt
Haberleri: Mehmet Saraç • Makaleler: Sami
Karaören • Spor: Abdüikadir V'üceiman
• Düzeltme: Abdıillah Yazıcı
Ankara Temsılcısi Mustafa Balbay • Haber Müdurü: Doğan Akuı AtatürkBuI-
\anNo:125. Kat: 4. Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020(7 Hat). Telev 42344, Fax.
(4)4195027 •İzmir Temsilcisi: Scrdar Kızık, H Zıva Blv 1352 S 2 3 Tel:4411220
Telex: 52359, Fax: 44191! 7 »Adana Temsılcısi. Çetin Viğenoğlu İnönu Cd 119
S No: 1 Kat: 1. Tel: 3522550-3522601-3522492, Telex: 62155. Fax: 3522570
Muessese Müdürü: Erol Erkut #Koordina-
tör Ahmet Konıisan •Muhasebe Bülent Ye-
ner •Idare Hüseyin Gürer •Işletme: önder
Çeük »Bılgı-lşlem Nail Inal • Bilgisayar Sis-
tem: MüriiveC Çiler • Reklarrr Reha Işıtman
Yaynnla^anıeBasan: ^enı Gun Haber Ajansı. Basın\e Yj\ıncılık A Ş
TûrkociğıCad. 39 41 Cdğaloğlu 34334 tst PK 246 IsUnbulTcl (0 JI2)512O5O5l2Ohjl)Tclcx 2::46. F.ıx ıP 212)5138595
5TEMMUZ1994 İmsak: 3.32 Güneş:5.31 Öğle: 13.13 Ikindi: 17.13 Akşam: 20.46 Yatsı. 22.35
ÇGCdengazete
okutmaatağı
• ADANA (Çumhuriyet Gûney
llfcri Bürosu) - Çukurova
Gazeteciler Cemiyeti, "bol tirajlı
günler" dileğiyle toplumda gazete
okuma ahşkanlığını
yaygınlaşürma amaçb bir
kampanya başlatü. Okumayı,
özelükle de gazete okumayı
özendirici içerik taşıyan spotlar,
gazeteierle radyo ve
televizyonlarda yayımlanmak
üzere dağıtıldı. Çukurova
Gazetecıler Cemiyeti Başkanı
Çetin Yiğenoğlu, yapuğı
açıklamada toplumda okuma
alışkanbğının geliştirilmesi ve
buna koşut gazete tirajiannın
artünlması amacının
güdüldüğünü belirtti.
Tabiatı Koruma
Derneği'nden
Burdur'a şube
•I BURDUR (Çumhuriyet) -
Türkiye Tabiaünı Koruma
Derneği Burdur Şubesi kuruldu.
Hüseyin öktem, H. Hüseyin Yıldı
ve Gülçin İlci'nin girişimci
kurulunu oluşturduğu demek,
Türkiye ekolojisinde önemli bir
yeri olan Göller Yöresi'nin
doğasıru korumayı amaçhyor.
Birinci sırufbir sulak alan olan
Burdur Gölü'ne yönelen organize
sanayi bölgesi ve havaalanı
tehditlerinin çeşitli meslek odalan
temsilcileri ve doğaseverleri bir
araya gelirdiğjni belirten yönetim
kurulu üyesi Hüseyin Öktem,
"Burdur Gölü'nü konımaya
kararbyız" dedi.
PTTpostacı
buiaımyor
• ANKARA (ANKA)-
Özelleştirme öncesi personel
kaybına uğrayan PTT, posta
dağıtıcısı sıkıntısı çekerken,
durumu telafı etmek için posta
kutusu sayısıru arttırmayı ve
kullarumını teşvik etmeyi
planlıyor. PTT Genel Müdürlüğü,
mektuplaşmada aksamaya
meydan verilmemesi için, en başta
büyük kentlerde işyerlerinin
yoğun olduğu PTT
merkezlerindeki posta kutulannın
sayısını arttıracak.
Manyas için
eylem
• İstanbul Haber Servisi-
İstanbulYeşiller Platformu,
Manyas Kuş Cenneti'ni terk eden "
kuşlann yerine kartondan kuşlar
yaparak yerlerine koyacak.
:
Manyas Kuşsuz Kalmasın" adı
altında bir eylem gerçekleştirecek
olan yeşiller. 17 temmuzda
evlerinde yaptıklan tahta ve
karton kuşlan, Manyas Kuş
Cenneti'ne bırakacaklar.
Konuyla ilgilenenlerin 10
temmuzakadar233 1091 nolu
telefondan bilgi alabilecekJeri
bildirildi.
Tarihi eser
kaçakçılığı
• ANKARA (ANKA) - Kültür
Bakanbğı'nın yurtdışına kaçınlan
tarihi eserlerin Türkiye'ye iadesi
konusunda gösterdiği kararhhk ve
yurtiçinde de koruma bilincinin
geliştirilmesine yönelik yaptığı
çahşmalar olumlu sonuçlar
vermeye başladı. Ömer Kurhan
adh vatandaş, Ağn-Erzurum
arasında bir mağarada bulduğu ve
aralannda bronz lahit ve 19 parça
çeşitli gümüş kaplan, Anıtlar ve
Müzeler Genel Müdürlü£ü'ne
teslim etti. Ozgen, eserlerin,
Kültür Bakanhğı'nca seçilecek
uzmanlarca oluştumlacak bir
komisyon tarafından incelenerek
değer tespiti yapılacağını ve değer
tespitinden sonra da Omer
Kurhan'a, tarihi eserleri müzelere
kazandırması nedeniyle ikramiye
verileceğini belirtti.
Çorlu,büyüdükçetükeniyorOKTAY EKÎNCİ
ÇORLU - Çevre Haftası içerisin-
de düzenlenen "Kentleşme ve Yerel
Yönetimler" konulu panel için Çor-
lu'ya geldiğimizde. Trakya'nın bu
tarihsel beldesinin "ilkel bir sana-
yüeşme" sürecinde nasıl hızla "kim-
lik değiştirdiğini" de gözlemek ola-
nağını bulduk. "Traklar" dönemin-
den bu yana, yaklaşık 4000 yıldır çe-
şitli uygarhklara bir "tanın ve hay-
vancdik cenneti" olarak kucak açan
Çorlu, bu köklü geleneğinin zengin
doğal kaynaklannı da neredeyse tü-
müyle yitirmek üzere. Verimb' tanm
arazileri, özellikle E5 Karayolu gü-
zergahında parça parça sanayi ima-
nna açılıyor. Yine binlerce yıldır
Çorlu ve çevresine yaşam veren an-
tik Çorlu Deresi ise eski tabakhane-
lerin yaru sıra yeni ve "modern"(!)
deri fabrikalannın bir açık atık ka-
nalına dönüşmüş durumda...
Kentsel yabancüık
Çorlu'daki mimar dostlar, kentin
"göriilecek yerleri" arasında İstan-
bul çıkışındaki Emlak Bankası yer-
leşmesine özel bir önem ven>orlar.
"Çoriu Evleri" adıyla kurulan bu
yeni yerleşme projesi, aralannda 19
kata kadar tırmanan yüksek apart-
man blokJanndan oluşuyor. Her
biri değişik pastel renklerle bezenen
bu bloklann yarattığı kentsel gö-
rüntü, aslında Çorlu'nun eski ma-
hallelerindeki "insancıl boyutlarla"
hiç bağdaşmıyor.
Eski mahalleler
Oysa Çorlu'nun kent merkezin-
deki eski mahallelere girdiğimizde,
bölgedeki yeni yerleşmelerde de "uy-
garca bir esin kaynağı" olabilecek
yöresel kimliği hemen görebili-
yoruz. Gerçi tarihe olan yaygın
saygısızlığın bir sonucu olarak Çor-
lu'da da geleneksel mimarlık ürün-
Bir zamanlar kentin mesire alanı olan Çorlu Deresi, kıyılarına sıralanan
tabakhane ve deri fabrikalarmın kimyasal atıklarıvla bir zehir kanalına
dönüşmüş durumda.
Çorlu'da birkaç tane kalabilen tarihi evler, yakın yülara kadar bu yöre-
nin ne denli zengin bir küJtüre sahip olduğunun hüziinJü tanıklan gibiler...
• Zengin yeraltı su kaynaklan nedeniyle
Çorlu'yu hızla kuşatan sanayi tesisleri, plansız
ve ruhsatsız yatınmlanyla kentin kültür ve
yaşam kaynaklannı yok ediyorlar.
Verimli tanm arazileri, özellikle E5 Karayolu
güzergahında parça parça sanayi
imanna açılıyor.
leri büyük oranda yok edilip yerleri-
ni "rant kültürünün" kimliksiz yapı-
lanna bırakmışlar; ama yine de hiç
değilse "meraklısı" için hala kimi
güzellikleri bulmak mümkün.
Nitekim. o az kalan güzellerden
birine. kentin "eski Yahudi mahalle-
si" olarak tanınan Silahtar Mahal-
lesi'nin bir köşebaşında rastlıyoruz.
Oldukça bozulmuş bir kentsel çev-
renin ortasında "geçmiş uygaruğın
yüceliğini" tüm görkemiyle sergile-
yen iki katlı ahşap konak, salt kendi
onurunu değil. sanki Çorlu'nun da
onurunu konımaya çalışıyor.
Aynı mahallede geçmişi yannlara
taşıyan bir başka onurlu yapı ise,
üzerinde "Yeni Cami" yazan, ancak
Çorlu halkının "Havra Camii" ola-
rak andığı eski bir Yahudi ibadetha-
nesi. 1970'te eklenen minareyle ca-
miye dönüştürülen bu taş yapılı
havra binası, bölgedeki eski kent
dokusuyla birlikte Çorlu'nun ilginç
kültür mozaiğini tamambyor. Hele
gerçekten şen ve mutlu insanlann
yaşadığı "Şen Mahalfc", Trakya'nın
cana yakın esmer halkının banndığı
"Kore Mahallesi", bu zengin mozai-
ğın kente kazandırdığı "renkü ya-
şam kültürünün" korunması gere-
ken diğer değerleri...
Çorlu'ya, Bizans döneminde pey-
niriyle nam saldığı için "peynir kasa-
bası" anlamına gelen "Tribiton" de-
nirmiş. Çorlu adının ise Romahlar
döneminde buraya yerleşen "Co-
hors" adlı askeri birliklerden geldiği
söylenıyor. Nitekim "Çor" deyimi-
nin de eski Türk boylannda yüksek
bir rütbe olarak kullanıldığı bilini-
yor.
Bugünkü kent merkezi ile Çorlu
Deresi ve tabakhanelerin bulundu-
ğu "Sağlık Mahallesi" arasında bir
"yeşil kuşak" oluşturan "askeri böl-
ge" de olmasa. kentin yakın yıllara
dek sahip olduğu doğal güzellikler
hakkında hiçbir fikir edınilemeye-
cek. Romadevrinden bıle önceki za-
manlara takumlenen Çorlu Kalesi,
artık sadece birkaç duvar kabntısı
halinde. 1894EdırneSalnamesi'nde
kayıtlı 23 adet çeşmenin çoğunun
yerinde yeller esiyor. 1453'te ahşap
ve kiremit damlı olarak inşa edilen
ünlü Fatüı Camii'nin 1960'lardaki
onanmdan sonraki varlığı da olma-
sa. kentin o dönemlere ait anılan tü-
müyle sılinmiş olacak. Kanuni dö-
neminde yapılan Süleymaniye Ca-
mii ise Çorlu'daki en büyük tarihsel
yapı olarak neyse ki yerinde duru-
yor.
Ruhsatsız fabrikalar
Çorlu'da tarihle birlikte doğanın
da tüketilmesinde en büyük etken,
hiç kuşku yok ki bu bölgedeki "su
potansiyeline" göz diken tabakha-
neler ve özellikle de deri fabrikalan.
Plansız ve ruhsatsız sanayileşme,
bir yandan kentin nüfusunu olağa-
nüstü bir hızla arttınrken, öbür yan-
dan yine kentin "yaşam kaynaklan-
nı" da aynı hızla tüketiyor.
1989'da nüfus sadece 74 bin iken,
bugün 140 bine dayandığını vurgu-
layan Çorlu Belediye Başkanı Ünal
Baysan, sadece 1989 yıbnda 13 bin
Buİgaristan göçmeninin kente yer-
leştığini belirtiyor. Baysan, Çorlu'-
yu bu hale getiren ve çevreyi kırleten
fabrikalann ise yüzde 85'inin "ruh-
satsız" olmasından yakınıyor.
Bir zamanlar İstanbul'un Kağıt-
hanesi gibi bir "mesire yeri" nitebği-
ni taşıyan ve Çorlululann babk tu-
tup kenannda piknik yaptıklan
Çorlu Deresi ise bugün artık bir
"atık su kanalı" görünümünde.
Kazlıçeşme'den aynbp Tuzla'nın
yaru sıra Çorlu'ya da gelen deri fab-
rikalan, kentin bu bölgesindeki bol
yeraltı suyunun üzerine konmuşlar.
Çevre tümüyle bir çarpık ve ilkel gö-
rüntü sergilerken derenin suyu ise
kirli beyaz ve sanmsı renkli kımya-
sal köpükler habnde akıyor. Daha
doğrusu akmaya çabşıyor...
Çorlu'dan aynhrken. olanı biteni
şöyle değerlendiriyoruz. Bu çevre ve
uygarbk düşmanı sözde sanayileş-
me saldınsına karşı kentin mutlaka
korunması gerek. "Süfdürülebüir
kalkınma" için çevre antlanna ımza
atıp "yemin eden" büyüklerimizin,
"yeminli yetkililer" olarak Çorlu'yu
ziyaret etmelerinde yarar var.
Büyük
yalnızlığın
ardından
Çeviri Servisi- Güney
Afrikalı sanatçdar, ırk
ayrımı nedeniyie ydlarca
süren büyük
yalnızlıklarının sona
ermesiyle, dünya
sahnesinde seslerini
duyumıay a başladılar.
Ülkenin önde gelen bale
gruplanndan Cape
Ballet, dünya rumesinin
ilk gösterisini tngiltere'de
gerçekleştirdi. 48
sanatçıdan oluşan Cape
Ballet bu ilk gösterisinde,
İngihz seyircisine
koregrafisini Veronica
Paeper'in yaptığı Hamkt
adlı dramatik baleyi
sundu.
Çittev: Bavısagidenyoly çevredengeçev
• Çevre Bakanlığı
tarafından
düzenlenen "Orta
Asya ve Balkan
Cumhuriyetleri
Birinci Çevre
Bakanlan
Konferansı"
İstanbul'da başladı.
İstanbul Haber Servisi - Arjantin'-
in Riokentinde, 1992'degerçekleşti-
rilen, Birleşmiş Milletler Çevre ve
Kalkınma Konferansı'nda alınan
kararlar göz önünde bulundurula-
rak, Çevre Bakanhğı'nca düzenle-
nen, "Orta Asya ve Balkan Cumhu-
riyetleri Çevre Bakanlan Konferan-
sı" dün, İstanbul'da başladı.
Yeşilyurt'taki Polat Renaissance
Oteli'nde düzenlenen konferansın
açılışında konuşan Başbakan Tansu
Çiller, teröre karşı mücadelede, çev-
re sorunlannı ele alanlann öncülük
etmesinde çok büyük yarar bulun-
duğunu söyledi. Günümüzde artık
dünya savaşlannın yaşanmamasına
karşıhk, çevreyi tahrip eden yeni bir
kavramın ortaya çıktığını vurgula-
yan Çiller sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu kavTam terördür. Terör de tıp-
kı savaşlar gibi çevreyi büyük ölcüde
tahrip ediyor. Ancak tüm dünva, te-
röriin önlenmesi konusunda işbirliği-
negidiyor.
Teröre karşı mücadelede, bence
çevre sonınlarını ele alanlann öncü-
lük etmesinde çok büyük yarar var.
Çünkü savaşta olduğu gibi terör de,
sadece etrafındaki masum ve güzel
insanları tahrip etmiyor. Onların ev-
latlarının huzur içinde yaşayacağı
doğasını ve sürdürülebilir bir kalkm-
mayı ortaya koyacak doğal dengeleri
tümünden bozuyor."
Konuşmasının sonunda. dünya-
nın tüm ülkelerinin çevreye büyük
önem verdiğini ve çevre söz konusu
olunca işbirliğine girildiğinı anımsa-
tan Çiller, "Çevrenin önemli boyutla-
rından bir tanesi, banşa giden yol ol-
masıdu-" dedi.
Bu arada. Azerbaycan Devlet
Ekoloji ve Doğayı Koruma Komı-
tesi Başkanı Arif Enveroğlu Mansu-
rov. ülkesinden getirdiği bir kilim
hediye ederek, Çiller'e. yanında ge-
tirdiği bir resmini imzalattı. Çiller
daha sonra, Ankara'ya hareket et-
mek üzere konferanstan aynldı.
Çevre Bakanı Rıza Akçalı ise ko-
nuşmasında, çevre konıması ve iyi-
leştirilmesinin, ülkelerin sosyo-eko-
nomik kalkınmalannda hayati bir
rol oynadığına dikkat çekerek, "Bu
gerçeğin bilinciyle, 1992 yıunda Rio'-
da düzenlenen "Yeryüzü Zirvesi'nde
bir araya gelen iilke temsilcileri, çev-
renin küresel düzeydeki öneminden
hareketle, gelecek asrın kalkınma ve
çevre hedeflerinin birleştirildiği bir
asır olacağını vurgulayan 'Gündem
21' adlı bir belgeyi kabul etnüşti. As-
ya ve Avnıpa kıtâları arasında ve Ka-
radeniz'i Akdeniz'e bağlayan doğal
bir köprü konumundaki Türkiye, bu
konumu nedeniyle, çok değişik coğ-
rafı özelliklere ve doğal zenginliklere
sahip olup, ekolojik yapısıyla, Asya,
Avnıpa ve Afrika kıtalannın özelUk-
lerini kendi ölceğinde sergilemekte-
dir"dedi.
Akçalı. "Bütün çevrecileri, Boğaz-
lar'dan daha fazta tehükeli madde
taşıyan tankerin geçmesine yol aça-
cak yeni girişimlere karşı, bizimle
aynı duyarlıltğı göstermeye ve bu
dünya mirasının korunması çaba-
larunızı desteklemeye davet ediyo-
rum" şeklinde konuştu.
Stephen'a karadğer, böbrek, mide, pankreas, onikiparmak bağırsağı ve ince bağırsak nakledildi
Çalışmayan 6 organıyenisiyle değiştirildi
Çeviri Servisi - İngiltere'de bir has-
tanın altı organı nakil yoluyla aynı
anda değiştirildi. Nakil amebyatından
üç ay sonra Azrail'i yendiğine inanan
Stephen Hyett sağlığına kavuşmasını
şampanya ile kutladı.
32 yaşındaki Stephen'ın çabşmayan
karaciğeri, böbreği, midesi, pankreası,
onikiparmak ve ince bağırsağı çıkartı-
larak adı açıklanmayan bir kaza kur-
banının organlanyla değiştirildi. Evin-
de normal yaşantısına döneceği günleri
iple çeken Stephen, en çok istediği şeyin
nar gibi kızarmış piliç olduğunu söylü-
yor. Stephen 4 yıldır hastaydı ve ameli-
yata alındığı sırada öbnek üzereydi.
Tüm organlannı istila eden tümörler, iç
organlannın çabşmasına engel oluyor-
du.
14 martta 12 saatlik bir nakil ameü-
yatı geçiren Stephen, doktorlann iyileş-
tiğine karar vermesi üzenne hasta-
neden taburcu oldu. Doktorlar Step-
hen'ın sağlığına tümüyle kavuştuğunu
kaydediyorlar.
75 bin sterbne (yaklaşık 4 milyarTL)
mal olan ameliyat, geçen sene beş yaşı-
Nakredilen altı
organ
• Stephen'a nakil olan
6 organ, tek bir
vericiden alındı. Aynı
veridnin kalbi,
ikinci böbreği ve iki
korneası dört ayn
hastaya daha takıldı.
Nakil sırasında
Stephen'ın 6 organı blok
halinde çıkartıldı, blok
halinde yeni organlar
nakledildi.
ndaki Laura Davies'e yapılan nakil
ameliyatı ile büyük benzerlik taşıyor.
Ancak Laura bir dizi nakil ameliyatı-
ndan sonra ölünce. çocuğun kobay
olarak kullanıldığı iddiası ile tüm İngil-
tere ayağa kalkrnıştı.
Evli ve iki kız çocuğu babası olan
Stephen'ın ameliyatını üç doktor ger-
çekleştirdi. Ameliyat, Cambridge Üni-
versitesi Cerrahi Bölüm Şefı Profesör
Sir Roy Calne'ın gözetiminde yapıldı.
Sir Roy bu karan almasına yol açan
gerekçeleri şöyle savunuyor: "Stephen
eğer ameliyat edilmeseydi ölecekti. Bu
durumda tüm olanaklanmızı seferber
ederek hastayı kurtarmaya çalışmaktan
başka bir seçeneğûniz olduğunu sanmı-
yorum."
Sir Roy. Laura Davies'in başına ge-
lenlerle Stephen'ın durumu arasında
büyük fark olduğunu belirterek şöyle
konuşuyor: "Laura'nın durumu daha
kritikri, çünkü viicut, daha ilk nakilde
organı reddetmişri. Üstelik kızın bünye-
si Stephen'dan daha zayıftı."
Geçirdiği ameliyatın yorgunluğu-
nu henüz üzerinden atamayan Step-
hen hemen işine geri dönemeyecek.
Şimdilik her gün hastaneye uğramak
zorunda. "Beni yaşama döndüren
hastane görevUlerine nasıl teşekkür
edeceğimi bUmiyorum" diyen Step-
hen, gelecek yıl uzun bir tatile
çıkmayı planbyor.
Sir Roy, Stephen'ın çok hızb bir şe-
kilde iyileştiğini belirterek, "Gdster-
geler şimdilik çok olumlu. Gelecekte
bu tür nakiller sıradan ameh'yatlar sı-
nıfına girecek. Geleceğin insanlan bo-
zuk organlann sıkıntısını çekmeye-
cek" diye konuşuyor.
Stephen'a nakil olan 6 organ, tek
bir vericiden ahnıyor. Aynı vericinin
kalbi, ikinci böbreği ve iki korneası
dört ayn hastaya daha takılıyor. Na-
kil sırasında Stephen'in 6 organı blok
habnde çıkartılıyor, blok halinde
yeni organlar naklediliyor. Japon-
lann harika ilaa FK5O6 ile vücudun
organlan reddetmesi engelleniyor.