23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
TEMMUZ1994 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Uman oyuncu Jobst Langhans ile Mihail Aleksandroviç Çehov üzerine Farkhbiroyunculukyöntemi »EVGtSANLI Birgit ile Jobst Langhans. her yıl yaz taüllerini jeçirmek için Bodrum'un Güraüşlük Köyü"ne ge- ırler. Geçen yaza kadar benim için çocuklanmın Berlin"den tanıdıklan hoş. genç bir Alman çiftiydi- ler. Ama Jobst'la Çehov üstüne konuşmaya baş- ladıktan sonra dunım değişti. Bir çeşit yakınlık, ayru klandan olma duygusu geüşmeye başladı aramızda. Söz konusu olan yazar Anton Pavloviç Çehov değil. onun yeğeni Mihail Aleksandroviç Çe- hov. Jobst Almanya'da, Rusya'da yapılan Çehov seminerlerinden söz edince önce birincisini kastedi- yor sanmışUm. tkincisi, -en anndan binm çevreler- de- pek tanınmıyordu. Gümüşlük tepelerinde dolaşırken ya da koylan- nda tekneyle yol alırken Jobst. önce kendî tiyatro çahşmalannı, sonra Mihail Çehov'u tanıyah bu çalışmalann nasıl yeni bir anlâm. yeni bir canlıhk kazandıöm anlatu. MihailÇehov ile açüanyeni ufuklar Jobst Langhans. 1955'te Stuttgart'ta doğmuş. tlk eğitimi mûzik. özellikle kilise müziği üstüne. Daha sonra felsefe okumuş. Tiyatroya geçişi Ber- lin'de aldığı özel oyunculuk derşleriyle başhyor. Efee Bongers, Jurgen Von Alten ilk öğretmerueri. Hannover'de bir tiyatro okulunu biürdikıen sonra Stuttgart'ta. Tri-Bühne'de sahneye çıkıyor. Bu ara Japon oyunculuk tekniğj ilgısini çekıyor. Sonra Lee Strasberg yoluyla Stanâslavski yönte- mıne eğılme. Bu yönıemın ıç gözlem (ıntrospect) yoluvla ulaşuğı deritüikleri ınceleme... Rudolf Stei- ner felsefesiyle tanışma. Rudolf Steiner'ın sesbilim ve öriımi deneylerinin tiyatro bilgjsini zenginleştir- mesi ve 1983'te Mihail Çehov'un, önünde yeni ufuklar açması... - Jobst, betıim gibi Antonla MihaiTi kanştıranla- ra, ikintisi üstüne biraz bilgi verir misin? Şaka mı edıyorsun'1 Sana Mıhaıl'ın ıkı kitabını, yüzlerce sayfa ders ve ahşurma notunu yolladım. Ölüm yerine yenioyunculuk yöntemi - Tabü. Hepsini okumam, bitirmem bir hayli za- man aidı. Ama şu anda öyle yoğun bir Mihail Çehov küründen çıktım ki özetlemem zor. Sen uzun ydiar boyunca özümsemişsindir adatnı. Kısa bir özgeçmişiyle söze başlayalım: Mihail Çehov 1891'de St. Petersburg'da doğdu. 1910'da Maly Tiyatrosu'na gjrdi. Daha önce St. Peters- burg'da tiyatro çabşmalan yaprruşu. 1912"de Sta- nislavski onu Moskova Sanat Tiyatrosu'nun birin- ci stüdyosuna çağırdı. Vakhtangov ve Vera Sotovi- evle birçok önemli oyunda başroller oynadı. Jobst Langhans, yazar AntonPavloviçÇehov'un yeğeniMihailAleksandroviçÇehov'u keşfettikten sonra oyunculuk çalışmalarmm nasılyenibir anlam vecanlıhkkazandığını anlatıyor. 1917'de devnm sırasında Shakespeare'in Onikinci Gecesi'nde, Malvolio rolünde birsinir krizi geçirdi. 1919'da Stanıslavski'nin oyunculuk yöntemi üstü- ne eleştirel vaalar yayımladı. Onun natüralizmini doganın üç aşağı beş yukan bir koypası olmak ve sanatçıyı sınırlamakla eleşurdi. 1924'te Vakhtan- gov'un ölümü üstüne birinci stüdvonun başına geçti. Artık Stanislavski ekolünden iyice kopmuş- tu. Kendini öldürmeyi düşündü bir ara, ama bu- nun yerine yeni bir oyunculuk yöntemi gelişurme- ye karar verdi. - Bu dünyayı acele tarafından terk etmemesi çok iyî olmuş şüphesiz. Ama ulkesirri acele tarafından terk etmiş değil mi? 1925'te Moskova Sovyeü'ne seçümiş ve kendisi- ne halk sanatçısı unvanı verilmişli. Ama 1927'de Komûnist Partisi eleştirmenleri. düşüncelerine ağır saldınlarda bulunmaya başladılar. Rusya'dan aynlıp Avusturya'ya gitti. Max Reinhardt'ın "Ar- tistter" oyununda rol aldı. Duygusal Alman kome- dileri ve fılmlerinde başroller oynamaya başladı. 193O'da Steiner okullannı izledi. 1934-35'te Paris ve Prag'da "Moskova SanatOyuncularf topluluk- lanru kurdu. 1936'da İngilıere'de, Devon. Darting- ton Hall'da Çehov Tiyatro Sıüdyosu'nu kurdu. Stüdyo 1939'da Amerika'ya taşındı, Connecti- cut'a - Amerika'da birçok tanınmış oyuncu Çehov'dan feyz almtş anlaşılan. Stüdyonun güney ve doğuya yapüğı tumelerde "Kral Lear" büyük başan kazanmış. Y«i Brynner başrolü oynuyonnuş. - Kral Lear en çok ûstünde durduğu oyunlardan biri besbeUi. "Temsilin Kompozısvonu' adlı dersle- rinin 39. ahştırması, Kral Lear'deİd kişilerin, iyitik- kötülük, vefa-vefasızlık, benciUik, sevecenlik vere ve göğe uzanış kavramLannt çok ince dengekrle getiş- tirmekfini betimliyor. Shakespeare ,ençok sevdiği yazariardan Shakespeare, Mihail Çehov'un en çok sevdiği yazarlann başmda geüyor. Ama Shakespeare oyunlan için bile kanısı şu: "Yazar ve yapıö henüz tiyatro değödir. Dramaturgi bağunsız bir sanat. Ti- yatro, yöoetmen ileoyuncu, yazüı metni etterine aldı- klan zamanbaşlar. Tiyatroyu tiyatroyapan, onların yaratKi kişileridir. Aktör oyunu derinliğine araştı- rmakla işe başlar. Şüphesiz bu kadan yeterti değil. Kendi keodini de araştırmaİKİır. Oyundaki bütûn sözier, bûtün dunımlar oyımcuya hiçbir şey söyle- mez, kendini tümnnüo ardında buluncaya kadar. Oyuncudan bekleneo, artistik ze>ki olan iyi bir okur olmak değikiir. Aktörûn sorumluluğu, vazarın dilini oyuncunun diline çevinnektir. Yazüı sözcük konuşu- lan söze 'tercume' edilmeti." - Aktörü, yazarın çevirmeni olarak yonımlaması îlginç. Konuşma eğitimi kadar vûcut eğitimine de önem veriyordu değil mi? Kitaplanndan bırinde Marcus Aurelius'den bir alınü var: "Bir oyuncunun bedeni ya en iyi dosru ya da en kötü düşnıanı olabilir." Yönteminde salt fızik alıştırmalar yok. Bütün beden hareketleri, psikolo- jik ütreşimler eşliğinde, bıçimle içerik arasında bir denge kurrhaya çalışüarak gerçekleşüriliyor. Hollywood'da oyunculuk dersleri verdi - Mihail Çehov'un bir de Hoilyvrood dönemi var değUmi? Birçok filmlerde karakter rolleri oynamış. Bu arada oyunculuk dersleri vermiş. Öğreneileri arası- nda Arrthony Quinn ile Marilyn Monroe da var. ölünceye kadar sürüyor bu çahşmalar. 1953'te "Oyuncuya" adlı kitabı Harper Yayınlan'ndan çıkü. 1%2'de "Yönetmene ve Oyun Yazanna". 1985"te "Profesyonel Bir Aktör tçin Dersler" kitap- lan yayımlandı. - Sen, Beıiin Kreuzberg'deki tiyatro okulun ve ti- yatronda Mihail Çehov >öntemlerinden yararlam- yorsun hic şüphesiz. Hem de büyük ölçüde. Son yıllarda Amerika, Almanya ve Rusya'da Çehov üstüne seminerler düzenlenmesı, Bearrice Straight gibi eski arkadaş- lanrun başını çeküği Çehov araştırmalanrun hız kazanması beni sevindiriyor. İkinci Dünya Savaşı sonrasmda Paris'te 'ironik karşıtlıklarla' dolu bir yaşam i Cantüna 'Özgürliikten Sonra Paris 9 Kultür Servisi - Anthony Bee- vor ve Artemis Cooper, "Paris After the Liberation - özgürluk- ten Sonra Paris" adlı kiıapta, İkinci Dünya Savaşı sonrasımn Paris'indeki yaşamı zengin ve çok kaimanh bir biçimde sunu- yoriar. Kıtap, savaş sonrası Fransada yaşamı, diplomasi. strateji. polıtika (Churchuirin, Petain'in ve De Gaulle'ün bakış açısından), uluslararası alanda dönen dolaplar ve tunst istilası- na kadar her yönüyle yansıü- yor. Resmi belgelerden, özel ar- şivlerden, anılardan ve larihten yararlanılarak oluşturulan, gerçeklerle örülmüş kitapta, en karmaşık olaylara bile berrak- lık kazandınlmış. Hala işgal altındaki kent "özgürhlkten Sonra Paris", ucuz apartmanlan, genelevleri, fabrikalan, salonlan, stüdyola- n ve fosiUeşmiş şatolanyla eski Fransa'yı keşfediyor. İngiliere'- nin o zamanki Fransa Büyükel- çisi Duff Cooper'ın, kitabın ya- zarlanndan Artemis Cooper'ın büyükbabası olmasma karşm, kıtapla gerçekler gızlenmıyor. Duff Cooper'ın cazibesi, met- resleri ve diplomaük nezakeü, Fransa tarihinde çekilen sancı- lara ironik bir karşıihk oluştu- ruyor. Kitapia, diplomatlann dedi- kodulanna da yer veriüyor. Bu dedikodular, İkinci Dünya Sa- vaşı sonrası, Fransa'run yazgı- sının pek de Fransızlann elinde olmadığını gösteriyor. özel toplantılarda ve çeşitli konfe- ranslarda, Ruslar, tngilizler ve Amerikahlar, savaş sonrası güç elde etme çabasındadır. Pek çok Parisü için, Abnan silahla- nnın yerini Coca-Cola savaşla- nnm aldığı kent, hala işgal al- undadır. Gündelik yaşama dönme Fransa, iki ayn paranoya ile sarsılmakıadır: Solcular Ame- rika'dan, sağalar ise KızılOrdu tanklanndan korkmaktadır. De Gaulle, kasvetli bir havayla yeniden güçlenen Almanya'- dan söz etmektedir. De Gaulle taraftarlanyla Komünistier ça- tışmakta, iç savaştan korkul- maktadır. "özgûrlûkten Sonra Paris'- te, Fransızlann binlerce Ya- hudi'nin ölüme gönderitişinde- ki rolü kabul edildiği gjbi, Viet- nam ve Cezayir'de yaşanan tra- jedilere de gönderme yapıbyor. Kitapta, yok olduktan sonra kendi küllerinden yeniden üre- yen 'Anka kuşa' gibi, Paris'te "gündelik yaşamın" özgürluk sonrası normale dönmek için direnişi vurgulanıyor. Ancak bu, Dior giysileri içinde bir 'Anka kuşu'dur. Karabor- sacılık, Dior marka giysiler, St. Germain des Pres'ten alınan entelektüel haz, bu bağlamda bir paradoks oluşturuyor. Buicuıa ABDyolcusu Kültür Servisi - Cumhurbaş- kanlığı Senfoni Orkestrası"nın Devlet Çoksesli Korosu ve Ço- cuk Korosu ile 14 Haziran''da Antalya Aspendos'da seslen- dırdığı Carmina Burana yoru- mu büyük ilgj uyandırdı. Or- kestra, konserdeki başansırun sonucu olarak ABD'ye davet edildi. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Okestrası Müdürü H. Hüseyin Akbulut, konseri izlemek için ABD'den Türkiye'ye gelen Mantovan Proction Associates Inc.'den Tony D. Amato ve di- ğer yetkihlerin Cumhurbaşkan- lığı Senfoni Orkestrası'run 1996 yılı Eylül ayı orlalannda başla- yacak ve 4 hafta sürecek ABD lurnesine çıkması önerisiyle Kültür Bakanlığı'na başvur- duklannı belirtü. Akbulut. Cumhurbaşkanhğı Senfoni Orkestrası yetkilileriyle de ilkelerde anlaşmaya vanlan ABD turnesı için orkestra 20 ya da 22 konser verecek. Colum- bia-Artist Management'ın "Community Concerts" dizisin- de gerçekleşecek bu konserler. New York, Washington ve Boston'u içine alacak. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Kasım 1994de Ja- ponya'da gerçekleşıireceği 5 konser için hazırlıklannı sürdü- rûyor. H. Hüseyin Akbulut.or- kestranın bütün Avrupa'yı, Rusya'yı, İran, Irak. Kıbns ve son olarak Güney Kore'yi kap- sayan konser turneleriyle ülke- mizin çok sesli müzikte ulaştığı düzeyi, ulusal müziğimızin ka- zandığı evrensel boyutu üstün bir başanyla sergileyerek ülke- mizin tanıtımına önemli katkı sağladığını kaydetti. Çanakkale'nin tarihselmekankmnda dans ve müzjk Kültür Servisi - Uluslararası Troya Festivali, 1-14 ağustos tarihlerinde Çanakkale'de gerçekleşecek Bu yıl beşincisi düzenlenen festival, tüm ekonomik olanaksızhklara karşın Körber Vakfı, Aşağı Sak- sonya Hükümeti, Almanya Konsolosluğu (lstanbul), MercedevBenz, M.A.N, Karstadt A.G, Çanakkak Dardanel, Hoechst ve Hotel trfe'in katkılanyla ger- çekleşiyor. Festivalin organizasyonu, iki farkh sa- natçı grubunun ortak çalışmalanyla gerçekleşıyor. Bunlardan biri, tstanbul'dan Çetin Ipekkaya'nın önderliğinde Haluk Şevket Ataseven, Şehir Tîyat- rolan'na bağlı TAL ve Yeşil Cıümler Dans Ti- yatrosu öteki ise Alman müzisyen ve tiyatro sanatçılanndan oluşan Musik im Kontext (Han- nover) Sanat Vakfı. Festivalin amacı, kültürlerarası- günümüzün Batı kültürü ile Baü kültürünün başlangıa olarak görülen topraklardaki bugün kültürü arasında- bir ileüşım kurmak. Bunun için en geçerlı malzeme, sanat ve özellikle de antik çağlardan günümüze in- san malzernesinin öncelikle kullanıldığı sahne sa- natlan yani müzik, tiyaıro vedans olarak düşünül- mü§. Yine bu anlayış içinde bazı müzik gruplan ve oda orkesıraları, değişik ülkelerden gelen sanatçı- lann verdikleri kararla karma olarak oluştunil- muş. Festival, bu yıl Dalyan Köyü yakınlanndaki Alexandria Troas, As&os'taki Atena Sunağı, Boz- caada Kalesi, Çanakkale Çimenlik Kalesi ve Antik Truva'da gerçekleşecek. 1 ağustos akşamı saat 20. 00'de açılacak olan festivale Kültür Bakanı Fikri Sağlar ve Alman Çevre Bakanı Prof. Klaus Töp- fer'in katılması bekleniyor. Troya Festivali kapsammda; piyanoda Stephan Möller, kemanda Brigitte Gerünghaus-Rocholl ve Ken Mine. viyolada Bethy Osteroth. viyolonselde Helmut RochoU'dan oluşan "Ensemble Divers" Ça- nakkale (1 ve 4 ağustos), Bozcaada 2 ağustos) ve Alexandna Troya'da (3 ağustos) konserler vere- 4 . Yeşi Üzümler Dans Tiyatrosu, 'Kassandra' adlı gösterinin prömtyerini Troya Festivali'nde gerçekleştirecek. (Fotoğraf: DEVRİM BARAN) cek. Kemanda Derya KarakeUe ve Özlem Hazne- daroğlu. viyolada Bediz Koçak. viyolonselde Ayşe- gûl Duran'dan kurulu "Kamer Quartet"; Çanak- kale (1 ağuslos), Assos (12 ağustos), Bozcaada (13 ağustos) ve Alexandria Troas (14 ağustosta kon- serler verecek. "Kassandra" adlı gösterilerinin prö- mıyerini Troya Festivali'nde yapacak olan Yeşil Üzümler Dans Tiyatrosu, bu gösteriyi hazırlarken tarihı mekanlan da göz önünde bulundurarak farkh bir reji yapmışlar. "Kassandra"; Çanakkale (2 ağustos), Assos (3 ağuslos), Bozcaada (4 ağustos) vc Alexandria Toas (5 ağustos)da ızknebilir. Amerikan. Türk ve Al- man müzisycnlerden kurulu olan Amerikan Türk- Ahnan Oda Müziği Topiuluğu da Troya (6 ağus- tos), Çanakkale (7 ağustos), Assos (8 ağustos), Bozcaada (9 ağuslos), Alexandria Troas'ta (10 ağustos) konser verecekler. Ankara Konservatuvan ve "Junges Philharmonisches Orchester Nieder- sachsen" üyelcrınden oluşan Türk- Alman Festival Orkcstrası, şef Thomas Dorsch yönctiminde Mo- zart, Prokofıeff, Bartok ve Schumann'ın eserlenni scslcndircccklcr. Viyolada Bethy Osteroth ve viyo- lonselde Helmut Rocholl'un solisl olarak katılacağı konserler Çanakkale (10,13 ağustos), Bozcaada (1 ağustos) ve Alexandria Troas'da (12 ağustos) ger- çckleştirilecck. Tüm gösteriler saat 20.00'de başla- yacak ve ücretsiz olarak izlenebilecek. ODAKNOKTASI AHMET CEMAL Kafka'yı Yadsımamn BedeH... Başta Ellas CanetM otmak üzere, yüzyılımızın pek çok büyük yazarı, Kalka'nın yapıtları arasında en çok Dönü- şüm adlı anlatısından etkilendiklerini belirtiıier. Bu etki- lenme, anlatım tekniği açısından olduğu kadar, hiç kuş- kusuz konu açısından da söz konusudur. Çünkü Dönü- şüm, gerçekte içinde yaşadığı toplumu artık insanı insan kılan değerlerden hiçbiriyle ölçemeyen, bu değerlerin hemen tümünün yitimine tanık olan birtoplumteki'nin, bireyliğini koruyabilmek için son çıkış yolunu "Insandan başka bir şeye dönüşmekte" aramasınm öyküsüdür. Anlatının başkişisi Gregor Samsa, bu bağlamda iğrenç bir böceğe dönüşmeyi seçer. Bunca itici bir görünüşü seçme, bundan böyle insanları kendinden uzak tutma girişimiyle eşanlamlıdır. öngörülen hedef, dışlanan, salt görünüşte insan olan, gerçekte ise tüm insanca de- ğerlerin yitirilmiş olması nedeniyle, artık yalnızca insan kılığında var olmayı sürdüren bir canlı türünün hiç ol- mazsa tiksinme nedeniyle kendi düzmece değerlerini başka canlılara zorla benimsetmemesini sağlamaktır. "Gustav Janouch'la Konuşmalar'm bir yerinde Kaf- ka, yüzyılımızın yaşam biçimi içerisinde insanoğlunun insanlığından çıkışını bir tür hayvan sürüsüne dönüşme diye nitelendirirken şöyle der: "Hayvana geri dönülü- yor. Böylesi, insanca yaşarmktan çok daha kolay. Her- kes sürüye katıldığından ötürü güvenlik içerisinde, kent- lerin yollanndan geçip işe, yemtikterin başına ve eğlen- ceye gidiyor. Tıpkı büroda olduğu gibi sımrları iyice çi- zilmiş bir yaşam. Böylesi bir yaşamda mucizeler değil, yalnızSs kullanma talimatlan, doldurulacak başvuru formlan ve kurallar var. Özgürlükten ve sorumluluktan korkuluyor. O nedenle insanlar, kendi yaptıkları par- maklıklann ardında boğulmayı yeğliyorlar." Kafka, sü- rüye katılmanın, sanıldığmın tersine, güvenliğin temeli- nt oluşturamayacağını Dava adlı romanında bütün açık- lığıyla ortaya koyacaktır. Bilindiği gibi bu son romanın başkişisi Josef K., sürüden biri olmanın tüm özelliklerini taşımasına karşın "yargılanmakian", üstelik salt var ol- duğu için yargılanmaktan kurtulamayacaktır. Kafka'nın yukarıda adı geçen eserlerine Şato ve Ame- rika adlı romanlarını da ekleyerek şu soruyu sorabiliriz: Bütün bir yaratı bağlamında, bu yazarı insana değgin olarak bunca umarsız çizimlere acaba hangi etkenler götürmüştür? Bu sorunun yanıtı için Kafka'nın 'karamsar' bir yazar olduğunu söylemenin yeterli olamayacağı artık çoktan- dır bilinmektedir. Kimi zaman tam olarak bilinmeyen ya da bilinmesine karşın çabuk unutulan ise Kafka'nın ya- ratısında dile gelen tüyler ürpertici uyarıdır. Franz Ka(- ka, insanı insan kılan temel değerlerden hiçbir toplum- sallaşma ve kitleleşme uğruna özveride bulunamaya- cak ölçüde bilinçli bireyleri, insanlann birliKte insanca yaşayabilmelerinin temel koşulu saymamanın yol aça- bileceği sonuçları hemen bütünüyle önceden görebil- miş ender yazarlardandı Bunu da zamanının ötesinde ya da ileristnde değil, ama her bakımdan o zamanın, kendi zamanının içinde yaşayabitdiği için başardı. Ellas Canetb, dünya edebiyatının bir başka büyüğünün, Her- mann Broch'un ellinci yaş günü için 1936 Kasımı'nda Viyana'da verdiği söylevde, gerçekyazarlarınzamanla- rının ötesinde oldukları savını şöyle yanıtlamıştır: "Oysa bizim anladığımız yazar, çağının tiryakisidir... Her şe- yiyle o çağın malıdır... Kopması olanaksız bir zincirle bağhdır o çağa, düşünülebilecek en geniş anlamda çağı tarafından tutuklanmıştır; gerçek yazarın bu anlamdaki tutsaklığı, onun kendi çağından başka bir zamanda kök salmasını olanaksız kılacak denli mutlak olmalıdır..." Bu alıntıda sözü edilen çağının tiryakisi olma konumu, çağını çok iyi tanıyabilmekten, onun tanıklığını eksiksiz yapabilmekten başka bir şey değildir. Avusturya-Maca- ristan imparatorluğu'nun sınırlart içerisindeki Prag'da dünyaya gelen ve yaşayan Kafka da geleceğe ilişkin olarak atılan bütün tohumlan saptayabilecek ölçüde ça- ğının tiryakisiydi. Görünüşteki sınırları daracık bir me- mur yaşamı içerisinde, bir sigorta şirketinin kasvetli or- tamtnda ve buyurgan bir babanın egemenliğindeki aile ocağında, ezilen ve ezilecek toplum teklerini yansıtan sonrasız bir dünya kurabilmiş olması, eserlerinde in- sanca yaşamı insanca olmaktan çıkaran tüm kurumlaş- maların dökümünü vermesi, ancak sözü edilen tiryaki- likle açıklanabilecek bir durumdur. Franz Kafka, içinde bulunduğumuz 1994 yılında ölü- münün yetmişinci yılı nedeniyle anılıyor. 1924 Haziranı"- nda, Viyana yakınlanndaki Kierling Sanatoryumu'nda son günlerini yaşarken birinin telefonla sağlık durumu- nu sorması üzerine sanatoryumun başhekimi: "Bay Kafka mı? Ha, şu... numarada yatan hasta mı"diye sor- muştu. Günümüzde o hastanın adını artık bilmeyen yok. Ama onun bıraktığı insanlık mirasına yeterince özenle sahip çıkılamamasınm, dahası kimi zaman bu mirasın yadsınmış, önemsenmemiş olmasının bedeli, şimdi in- sanlığa insanlık kimliğlnin nasıl yeniden kazandınlabi- leceği üzerinde -çoğu kez sonuçsuz kalan- kafa patlat- malarla, uygar dünyanın ortalık yerindeki en korkunç kıyımlar karşısında çaresiz kalmalarla ödeniyor. •KültürServisi - Dünya smemalannda "Top Secret-Çok Gizli" fılminden sonra tüm zamanlann en iyi komedi filmlerinden biri sayılan ve gösterildiği sinemalarda 12 milyar hra hasılatelde eden "Çıplak Silah-NakedGun" fılminin dördüncüsüçekiüyor. 10 hazirandan bu yana Türkiye sinemalannda da gösterilen ve yaklaşık 800bin Türk seyircisi tarafından izlenen fılmin yönetmeni Davıd Zucker. "Çıplak Silah"m dördüncüsünün de ilk üçü kadar ilgi görmesinin beklendiğini söyledi. Zucker, fılmin ilk üç bölümünde başrollerden birini üstlenen ve eski kansıyla onun aşığını öldürmekten yargjlanan ünlü Amerikahfutbolcu O.J. Simpson'ında masumiyetini bütün dünyanm gözleri önünde kanıtlaması halinde dizide rol alabileceğini tfadeetti. Bunu gözönünde bıtfunduran yapımcılar film için "Simpson'lı" ve "Simpson'sız" iki ayn seçenekli scnaryolar yazdırdılar. Filmin ünlü vönetmeni David Zucker. dördüncü "ÇıplakSilah" filminin çalışmalan öncesinde, kredi desteği aldıklan özel bankalann isteğj üzerine, dünyanın önde gelen sağlık merkezlerine. ekibin en yaşlı oyuncusu olan Leslie Nielsen'la ilgili aynntılı sağlık raporu haarlattıklannı sözlerine ekledi. TSE'den karikatûp yamşması • KültürServisi - Türk Standartlan Enstitüsü (TSE). bu yıl 6'ncısını düzenlediği karikatüryanşmasının konusunu "'TSE ' veTükeüci" olarak belirledi. TSE'nin kuruluşunun 40"ınct yıldönümüdolayısıyla düzenlenen yanşmada toplam 135 milyon lira ödül dağıtılacak. TSE'nin standardizasyon faaliyetkrine tüketicilerin etkisinikonu alan yanşmanın seçici kurulu. tbrahim Çıngay, Hüseyin Özdamar, Metin Peker, Emre Becer ve Ali Fuat Süer'den oluşacak. Büyük odülü 20 milyon lira olan yanşmada aynca, ikiadet 15, üç adet 10, dört adel 7.5 milyon liranın yanı sıra 5'er milyon liradan oluşan 5 de mansiyon dağıtılacak. Tüm sanatçılara açık olarak gerçekleştirilen yanşmaya karikatüristler, en çok 4eserle katılabilecekler. Son katılma tarihi 23 Eylül 1994 olarak belirlenen yanşma icin başvuru, TSE Halkla İlişkiler Müdürlüğü'ne yapılacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear