14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 2 TEMMUZ1994 CUMARTESİ DIZIYAZI Insanlan öncekilerden farklı bir binyıl yaratmaya çağıran John Healey Cumhuriyet için yazdı Hedef:InsanHaklan Binyılı POLITIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Öcinci binyılın dehşetini silip yok edecek çö- zümler bulmak kolay değil. Yine de yeni bir bin- yxla başladığımızı düşününce bir an için iyimser- lik ve idealizme kapıhyorum. Yeni bir çağın eşi- ginde olmak, yepyeni bir başlangıç izlenimi uyan- dınyorsa da bu iyimserlik kısa ömûrlü olmalı. Son yûzyılda milyonlarca insan, insan haklanna değer vermeyen devletlerce ırklan, dinsel ve si- yasal inançlan yüzünden öldürüJdü. Şu anda bile binlerce insan, aynı nedenlerle devlet desteğiyle soykıruna uğratılıyor, bunun da ötesinde sürekli baskı altında tutulmanın acılan- nı çekiyor. Kurumlaşmış ırkçılık, yoksulluk, iş- kence gibi devlet desteğindeki bölgesel, endüst- riyel ve çevre çatışmalan da üçûncü binyılda sü- recek. Yapılması gereken şeyleri şöyle sıralaya- biliriz: Güven verici önderlik, eski gelişme kav- ramını yeniden değerlendirmek, daha etkili bir insan haklan hareketi oluşturmak ve değişik sa- vaşımlan tûm insanlann eşitliği için birleştirme- nin önemini kavramak. önûmüzdeki binyılı öncekilerden farklı kılma- hyız; bunu başarmanın koşulu da Evrensel tnsan Haklan Bildirgesi'dir. Tarihimizin zaman zaman şiddete, savaşa ve kişisel çıkarlan uğruna güçle- nenlere fazla yer verdığini biliyoruz. Yine de ken- dimizi, diyalog kurabilmenin erdemlerini bilen, banş şampiyonlugu yapan ve herkesin eşit tutul- ması için çalışarak o bilinmez ve gûç yolu seçen- ler olarak görebiliriz. Önûmüzdeki binyılı, tûm in- sanlann, özellikle ikinci binyılda ihmal edilmiş olanlann bilgeliğine kulak vererek diğer binyıl- lardan farklı kılmalıyız. Irk, cinsiyet, cinsel seçe- nek ya da siyasal görüşleri ne olursa olsun insan- lann eşitliği için girişilen eylemler, insan haklan mücadelesinde çok önemli yer tutar. • 1948 vılında Birlesmiş Milletler'ce imzalanan însan Haklan Evrensel Bildirgesi. o tarihten beri arada bir okundu. nadiren anlasıldı ve ender olarak da uvgulandı. Yeni binvılda olumlu değişimleri gercekleştirebilmemiz icin devlet. toplum ve dinsel önderlerin bu bildirgenin gerçek i anlamı konusunda düsün birliğine varmalan gerekir. Evrensel insan haklan. ancak böylece anlasıldıktan sonra yasal ve pratik anlamda uygulanabilir. Feministler, eşcinsel haklan ve öteki haklar için mücadele edenlerle bırlikte çalışarak kadın- lann dünyada önder rolü yüklenmelerini, yerli halklann hak ettikleri ve gereksinim duyduklan eski gûçlerine kavuşmalannı engelleyen ve in- sanlan, hatta tûm toplumlan yoksulluk ve umut- suzluk çevrintisine sokan toplumsal yapılanma- lar yıkılabilir. 1948 yılında Birlesmiş Milletler'ce imzalanan tnsan Haklan Evrensel Bildirgesi, o tarihten beri arada bir okundu, nadiren anlasıldı ve ender ola- rak da uygulandı. Yeni binyılda olumlu değişim- leri gercekleştirebilmemiz için devlet, toplum ve dinsel önderlerin bu bildirgenin gerçek anlamı konusunda düşün birliğine varmalan gerekir. Ev- rensel insan haklan, ancak böylece anlasıldıktan sonra yasal ve pratik anlamda uygulanabilir. I UBBSHI S9W9HRK IÇH I güvon verfd ömtorifk Değişim yapmak için kime güvenebiliriz? lyi ahlaklı ve bildirgenin maddelerine bağlı önderle- rine gereksinimimiz var. Devlet ve toplumda olumlu önder yaratılmasuıda karşılaştığımız en büyûk gûçlûk, önderlerin gidermek istediğimiz sorunlan temsii etmeleridir. önderier, çoğunluk- la güç kullanarak ya ırkçılık ya da dinsel hoşgö- rüsüzlûk gruplannın desteğiyle iktidara gelirler. Yasal, toplumsal ve dinsel düzlemlerde gûven ve- rici önderlik yaratmak için yeni yollann ve usul- lerin kurumlaştınlması gerektiğini belirten ka- dınlann ve azınlık grubu üyelerinin iktidan ele ge- çirmesi ise ender görûlmektedir. Her devletin, insan haklan standartlannın ulu- sa) uygulamasım gövence altına alacak yasal dü- zenlemeler kesinlikle yapıhnalıdır. Bunun için de insan haklannın tûm dünyada en önemli sorun olduğu konusundauluslararası bir inanç gelişme- lidir. tnsan haklan için toplanan Üçüncü Dünya Konferansı'ndan sonra BM Genel Sekreteri'nin yayımladığı raporda, bunun önemi vurgulanmak- ta ve "Etnik, kkoJojik ve dinsel rekabetten doğan önderüklerin ve çaüşmalann baskı rejimleri ve yoksunuk tarafindan güctendirüdiğL. Bu gSbi du- nımbra uluslararasıplatfonnlarda karşı çıkmak, insan haklan savunuculannın yapacağı ilk işter arasında yer almahdır" denilmektedir. Kamboç- ya, Somali ve Bosna'da Birleşmiş Milletler'in et- kili önlemler alamaması da BM'nin kendi içinde- ki siyasal çıkarlar ve rekabet tarafından engellen- diğini göstermektedir. Bunun için, herhangi bir ulusun siyasal çıkarlanndan uzak ve dünya çapın- da seçilmiş üyelerden oluşan BM destekli bir ulus- lararası kurula gereksinim vardır. Bu, dünya ça- pında düşünleri temsii edip belirli ulusal siyasal çıkarlardan etkilenmeyen yansız bir bakış açısıy- la insan haklannı savunmak için yaraülmış bir kurul olmalı. Olumlu yasalann yaratılması, yeni yasalann pratik anlamda etkili olacağı anlamına gelmez. Evrensel insan haklannı savunan yasalar, bu ya- salan anlayıp uygulamayı kabul eden bir adalet Portre Kilisedeıı iıısaıı haklan savaşınuııa Dünyanın sayılı insan haklan savunuculanndan John Healey, gerçekte (1968) Katolik rahipliğiııi seçen bir din adamıydı. 1974'te «Toplumsal Değişim Merkea" ve *Dk*Greg>ryDüııyaAçlıktaSavaş Dernegi" yöneticiliklerini üç yıl sürdürdû. Kennedy zamanında kurulan "Banş Gdnüiüferi" örgütünûn 1977-82 yıllan arasında müdüriüğünü yaptı. Bu arada 1981 'de Amerika'daki Uluslararası İnsan Haklan Eylem Merkezi Başkanlığı'na getirildi. O tarihte 32 bin olan üye sayısını 375 bine çıkardı. Sağladığı yardımlan da 3 müyon dolardaa 22 miiyon doiara yükselttı. Bu arada kendisine 7 fahri profesörlük verildi. Aynca "Thonns Merton", "ABC Tetevizyonu", "Bffl Graham", *övis Predey", «MTV İnsankk" gibi ödüller aldı. John Healey, pek çok önemli gazete ve dergilerde insan haklan hakkında yazılar yazdı ve bu yayınlara danışmanlık yaptı. Çeşiüi önemli televizyon oturumlanna konuşmacı olarak çağnlmaktadır. Bu alanda yaptıgı filmler ise şunlardır "Conspiracy of Hope", «Şfli Konseri", "Human Rigpts Now" ve "FreetoLaugh." John Healey 1974 yıfanda "Tophımsal Değişim MerkezT ve u Dkk Gregory Dünya Açnkla Savaş Derneğf" yöneticisi olarak başladığı insan haktan savunuculugun0 2Oyıkin-arahksızsürdüriiyor_ John Healey John Healey, dünya insan haklan hareketine vönelik eieştirilerini şöyie sıralnor: Hareket verii halk- lann haklannı savunmamışür; insan haklan için yapılan savaşunı daha geniş çevreseL. ekonomik ve toplumsal sonınlarla biıieştirmekte gecikmiştir ve baa konularda kendi bünyesinde yeniden yorum- lanıp yapdanması gereken uygulaması zor bürokratik engeller yaratmıştır. kurumu ile desteklen- melidir. Kadın haklan konusunda yasalann uygulanmasında yara- tılan çifte standart, di- ğer haklannkinden çok daha belirgindir. Adalet kurumlannın, cinsel ayınmcılığı, on- lann uygulamaya ye- min ettikleri yasalann gerçek amacına karşı kararlar almalanna sık sık yol açar. Yukanda söz konusu edilen BM raporu bu konuda şun- lan belirtiyor: "Bir ko- nuşmaa,basküann ya- salar yapmakla yok edflebikceği gerçek ol- saydı, birçok ülkede kadmlann arançağını yaşaması gerekeceğini söyledL Kadınlara kar- şı uygulanan vahşeti, yasakla>an geniş kapsamh yasalann, kadınlara karşı yayguı inançlardan ötürü nasıl etkisiz kakh- ğuu açıkladı." Cins ve ırk ayınmcılığı ve ötekı ön- yargılardan doğan baskılann yasaklayıcı yasala- ra karşın yaygın olması, karşı gelinmesi zor olan geleneksel ve pratik bir yasaya gereksinim oldu- ğunu gösteriyor. İnsan haklannın durumunda degişiklik yapmak için yasal önlemler tek başına etkisiz kalıyor. Bu da yalnız adaletin uygulanmasında değil, fakat yaşamın her yönünde değişim ve yeniden yapılan- mayı gerçekleştirecek oluinlu toplum lıderliğine »nümüzdeki binyılı. tüm insanlann. özellikle ikinci binyılda ihmal edilmis olanlann bilgeliğine kulak vererek diğer binyıllardan farklı kılmalıyız. Irk. cinsiyet. cinsel secenek ya da siyasal görüşleri ne olursa olsun insanlann eşitliği için girişilen mücadelelerde amaç birliği sağlanarak. insanlan. hatta tüm toplumlan yoksulluk ve umutsuzluk çevrintisine sokan toplumsal yapılanmalar vıkılabilir. ratmıştır. En büyük insan haklan dernekleri, ye- rel herhangi bir desteğin yokluğunda yaratıhiıış ilkelere göre çalışmaktadır. Yığınlann ilgisini in- san haklanna çekebilmek için dünya çapında mektup kampanyalan (inançlanndan dolayı hü- küm giyenler ve işkencenin kaldınlması için) yü- rütülmüştür. Bu usuller, insanlara bütün zaman- lannı bu iş için harcasalar da dünya çapında in- san haklan mücadelesinde etkili olabileceklerini göstermiştir. Bu başan sonucunda en sorunlu böl- gelerde insan haklan gruplan yaratma olanağı doğmuştur. tnsan haklan topluluğu bu önemli ge- lişmeyi gözardı etmiştir. İnsan haklannı korumanın en etkili yolu; güç- lü, eğitim görmüş ve örgütlenmiş bir insan hak- lan grubuna sahip olmaktır. Uluslararası insan haklan gruplan, ne yazık ki bilgi toplama ve ey- lem çeşitleri konusunda merkezi bir yapıyı yay- gınlaştıran bürokratik kuruluşlar oluşturmuştur. Bu kuruluşlar, yerli halklann insan haklan tem- silcilerini, karar verme olanağından uzak tutmuş- lardır. Yerel toplumlann insan haklan hareketin- den kendi özel sorunlan için çözüm aramalan sü- reci oluşturulamamıştır. ve düşen gorev gereksinim olduğunu ortaya çıkanyor. tnsan haklanna karşı çıkan de- ğer yargılannın yeniden yapılanmasında, eğiti- min rolü büyük olacak- tır. Ahlaksal değerlerin yeniden yorumlanma- sında, dinsel önderlerin etkin rol alması gerekir. Din, tarihsel olarak ahlaksal değer yargılan- nın yaratılmasında baş- lıca etken olmuştur ve onlann yeniden yorum- lanmalannda da bu rolü üstlenmelidır. Dinsel önderlerin ve din ku- rumlannın yaydığı hoş- görüsüzlük, ne yazık ki başlı başına bir sorun kaynağıdır. Bunun bir nedeni rekabetse de ce- haletten doğan dinsel hoşgörüsüzlük daha sık rastlanan bir olaydır. Dinsel önderlerin birbiriyle çatışma durumunda olan dinsel gruplar arasında, diyalog ve anlayış çağnsı yapacaklan uluslarara- sı bir din forumuna ivedi olarak gereksinim var- dır. İnsan haklan hareketine benim getirdiğim eleş- tiriler şunlar: Yerli halklann haklannı savunma- mıştır; insan haklan için yapılan savaşımı daha ge- niş çevresel, ekonomık ve toplumsal sorunlarla birleştirmekte gecikmiştir ve bazı konularda ken- di bünyesinde yeniden yorumlanıp yapılanması gereken uygulaması zor bürokratik engeller ya- Inançlanndan dolayı hüküm giyenler, işkence, yansız yargılama ve infaz konulanna fazla önem veren insan haklan hareketi, son zamanlarda bu yüzden çok eleştirildi. En çok seslendirilen eleş- tiri, bu stratejiler sonucunda hükümetlerin hüküm ve işkence yerine, yargısız ınfaz ve "gizemli'' yok olmalara yöneldiğidir. Daha geniş ekonomik ve toplumsal çıkarlan kapsamayan stratejilerin sonu- cu bu olmuştur. Birleşmiş Milletler'in insan hak- lan konusunda yaptığı en son Viyana Konferan- sı'nda bu konuda şunlar söylendi: "Açüktan ko- runma özgüıiüğü, işkenceden korunma özgürlü- ğü kadar önemli değil mktir?" • Çabalanmız. değişim icin etkili vöntemlerde kendilerini göstermelidir. însan Haklan Bildirgesi. tüm uluslar ve insanlarca anlasılıp saygıyla karşılanmalıdır Bunu gerçekleştirmek için her ülkede. uluslararası örgütçe desteklenen bir insan haklan derneği olmalıdır Son olarak da. hepimiz daha fazla kişisel hoşgörü ve esit haklar icin savaşıma. tek basımıza mücadele vermeve devam etmeliyiz. Gelişme adı altında müthiş teknolojik ilerle- melere tanık olduğumuz doğrudur. Fakat bilim- sel ve teknolojik gelişmeler, yaşama bakış açımı- zı tamamen kaplamamalı ve biz bilgelerimizin, fı- lozoflanmızın ve sanatçılanmızm göriişlerine da- ha fazla değer vererek bir denge oluşturmalıyız. Savaş ve işkence yapanlarla işbirliği yapan yal- nız birkaç bilim adamı ve doktorun varlığı bile bi- limin çoğunlukla kendi için var olduğu, sanat ve felsefenin insancıl yaklaşınundan yoksun olduğu gerçeğini güçlendiriyor. Bır zamanlar tek bir di- siplin olduklan halde, bilim, zamanla sanat ve fel- sefeden aynlıp temelinde olan bilinçlilikten uzak bir küstahlığa saptı. Bilimin geçirdiği değişim as- lında, daha genel bir eğilimin sadece bir yansıma- sıdır. Bunun içindir ki yaşadığımız yeri ve kendi- mizi nasıl yok ettiğimizi anlayabilmemiz için, dünya çapında sanat ve felsefede (yalnız bilimi de- ğil, tüm disiplinlen birleştiren) yeni bir altın ça- ğa gereksinimimiz var. IÇeşitfl miicadefeter arasımta amaçbMğisaglanmak Çeşitli mücadelelerimizin arasında birlik duy- gusu olmalıdır. Yoksa onlar olmadıklan halde apayn gözükebilirler. Çevremizi yok etmeyi ya da bir kişiyi aşağı görmeyi sürdürdüğümüz zaman bu, her şeyi zedeler; çünkü savaşımlanmız birbi- rine bağlıdır. Çevreyle ilgili araştırmalar, akarsu- lanmızı temiz tuönayı başardığımız zaman, sal- lanmakta olan yapılanmalan sağlamlaştırdığımı- zı ortaya çıkarmıştı. Sulann temızlenmesı gibi basit bir amaca ulaşıldığı zaman, daha önce ya- kın ilişkisi fark edilmeyen birçok çevre sorunu bundan etkilenecektir. Bir eko yapısınm bir ucu yok edildiği zaman öteki kurumlann da zincirle- me bir hareketle yok olduğu gibi, bir bölümün kurtanlması da aynı gelişmeyi ters yönde hareke- te geçirmektedir. Aynı biçimde insan haklannda, feminizm, eşcinsel haklan gibi herhangi bir alan- da alınan yol, ötekilerine de yardım eder. Böyle- ce amaç birliğiyle, temiz kalplere ve temiz aİcar- sulara sahip olma çabalanmızın aynı olduğu or- taya çıkar. Çabalanmız, değişim için etkili yöntemlerde kendilerini göstermelidir. İnsan Haklan Bildirge- si, tüm uluslar ve insanlarca anlasılıp saygıyla karşılanmalıdır. Bunu gerçekleştirmek için her ülkede, uluslararası örgütçe desteklenen bir insan haklan derneği olmalıdır Her kışiye hizmet edip koruyarak devletin yükümlülüğünü destekleyen önderler bulmalıyız. Son olarak da, hepimiz daha fazla kişisel hoşgörü ve eşit haklar için savaşıma, tek basımıza mücadele vermeye devam etmeliyiz. Yarın: Manfred Wörner Y A Y I N H A K K I C u m h U r İ y e t ' E A İ T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I N L A N A M A Z Hepsi Tarih Içmdedip... Sıvas olayları dendi mi hatırıma Abdülkadir Paksoy'- un "Kadir Bey Tarihi" gelir. Abdülkadir'e göre her şey tarihtir. Ama Abdülkadir'in kendi için yazdıkları "Kadir Bey Tarihi" olur. Sıvas'ın birdeğil, birçok tarihi vardır: Bağlamayı alıp da sarı tele vurarak tıngırdatmaya başladı mı, bilesiniz ki Sıvas ellerinde sazım çalar. Tarih bir sel olur akmaya başlar. Yakın tarih, uzak tarih, resmi tarih, resmi olmayan tarih. Sıvas'ın Madımak Oteli'nin girişinde bir merdiven var- dır. Oteli ateşe verdiklerinde bu merdivenin üstünde üç şair oturur. Bu üç şairin resmini çekmişler; tarihe kalsın, tarih böyle yazsın diye... Bu üç şairin biri ellerini kavuş- turmuş, birinin eli çenesinde, birinin elinde bir süpürge sapı vardır. Şairler merdivende otururlar, otel bir yan- dan yanar. Şairin biri bakalım bu üç şair için ne demiş; aldı sazı eline: Üç şair oturmuş Olüme bakar Ölüm taş Derdin anlatamaz Kaldırıp Atarlar Üç şair oturmuş ölüme bakar ölüm ateş Kuruyu yaşı bilmez Çatıp Yakarlar Üç şair oturmuş Ölüme bakar Ölüm utanır da Yobaz utanmaz Üç şair oturmuş Bana bakarlar Ellerimden tutar Yüzüm yıkarlar Ha öldüm ha öleceğim Şair adam korkmaz Diye beni Avuturlar. Bundan bir yıl önce, 2 Temmuz 1993 günü Sıvas bir büyük kıyım yaşadı. Sözde, sazda, ezgide, dizgide, ses- te birçok aydına kıyıldı. Içlerinde Asım Bezirci, Metin Altaok, Behçet Aysan, Uğur Kaynar, Nesimi Çimen, Hasret Gültekin vardı. Kimi şairdi, kimi sanatçı, kimi devrimciydi. 1923 devriminin katkısını yüklenmiş geli- yorlardı. Kimi öldü, kimi kurtuldu. Ama Sıvas kaynadı. Ölenler için gözyaşlarımız akıyordu, kalanlar için sevini- yorduk. Aziz Nesln ustamız bir yangın merdiveninde kurtuldu. Kurtulanlar kurtuldular, ölenler ak gömleğe sarıldılar. Tarih içinde ölen bütün devrimcıler gibi dıllerde adları söylenecek, yüreklere resimleri çizilecekti. Davaları, açık kapalı celselerde görülüyor. Tarihten akıp gelen Karaburun mağlupları gibi... Tarih yanılgıyı bağışlamaz. Çelişkiler, tarihin ırmaklarında yıkanır. Kölelerin yalvaçları olur Efendilerinse Tanrılan Tarih, kılıçtan terazisiyle iyiyi de, kötüyü de yargılar. Onun için yargı sürüyor. Kapah celselerde olsun, açık celselerde olsun! Ve kuşlar kanatlannda Gul taşıyacak Bir yanı var ömrumüzün Birgüngülecek!.. BULMACA SOLDANSAĞA:- 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Türk kökenli bir halk. 2/ Köydeki işlerin elbirli- ğiyle bitirilmesi.. Yağı alınmış sütten ya da yo- ğurttan yapılan peynir. 3/ Bir bağlaç... Tanm işçisi. 4/ Kişinin öz benliği... "Hile, dolap" anlamında argo sözcük. 5/ Böcekle- 6 rin yumurtadan çıküktan 7 sonra krizalit >a da ergin karakterlerini kazanma- 8 danöncekievresi... Arap- g çada "ben". 6/ Bir nota... Bayındırhk. 7/ Tifo gibi bazı has- tahklara eşlik eden kas zayıfiığı. 8/ Asurkrallığının başkenti... Parola. 9/ Resim ya da fotoğrafta duruş... KadınJann bluz üzenne gıydikleri yelek. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Yerölçümünde, yükseklik fark- lannın belirlenmesinde uygulanan yöntem. 2/ Yunan abecesinde bir harf... Derinliğin bittiği yer. 3/ Germanyum elementinin simge- si... Bir poliçenin arkasına yazılan havale emri. 4/ Yıhnaz Gfl- ney'in bir filmi... Kolyos, uskumru, sardalya gibi balıklann ufağı. 5/ Federico Garcia Lorca'nın bir tiyatro yapıtı... Tuzağa düşürülen şey. 6/ Galyum elementinin simgesi... Duyu organla- nnın dıştan algıladığı bir nesnenin bilince yansıyan benzeri. 7/ Yüksekokul. 8/ Gözün ağ tabakası... Ülke, yurt. 9/ Kız evlat. BEYOĞLU1. İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN İKİNCİ ALACAKLILAR TOPLANTISI İLANI Dos>aNo:1993 5 Müflısin açık kimliğı: 1- Kartal Ticaret Kokktıf Şırkeü Burhan ve Kemal Kartal 2- Burhan Kartal 3- Kemal Kartal Müflis masasına ilanın düzenlendiği tarihe kadar kaydedilen ala- çak ve istihkak iddialannın tahkik ve tetkik işkmleri tamamlanarak İtK'nin 206,207,230,231,232 ve 233. maddelerine uygun olarak dü- zerüenen alacaklılar sıra cetveli, 234 maddenın öngördüğü şekil şart- lanna uygun olarak ilan edılmış ve alacaklılara doğrudan doğruya haber verilmiştır İİK. 235 ve 237. maddelerindeki süreler nazara almarak 2. alacak- lılar toplantısının 22.7.1994 Cuma günü saat 15 OO'te Beyoğlu Adliye Sarayı 1, tflas Dairesi Müdürlüğü'ne ait odada yapılmasına karar ve- rilmiştir. Alacağı tamamen veya kısmen kabul edilen alacaklılar ile alacağı tamamen veya kısmenreddedilenalacaklılardan yasanın 235. mad- desine göre ilgili Ticaret Mahkemesi'ne kayıt kabul davası açıp tor> lantıya katılma karan geüren akcaklılann bu toplantıya katılabile- cekleri, Toplantıya katılacak alacakblann belirtilen gün ve saatte toplantı mahaJlinde bizzat hazır bulunmalan veya yetkili bir vekil ile kendile- rini temsii ettırmeleri hususu lİK'nin 237/1-2 maddelen gereğince tebliğ ve Uan olunur. 30.6.1994 Basın: 7551
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear