Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 2 TEMMUZ1994 CUMARTESİ
DIZIYAZI
Insanlan öncekilerden farklı bir binyıl yaratmaya çağıran John Healey Cumhuriyet için yazdı
Hedef:InsanHaklan Binyılı
POLITIKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Öcinci binyılın dehşetini silip yok edecek çö-
zümler bulmak kolay değil. Yine de yeni bir bin-
yxla başladığımızı düşününce bir an için iyimser-
lik ve idealizme kapıhyorum. Yeni bir çağın eşi-
ginde olmak, yepyeni bir başlangıç izlenimi uyan-
dınyorsa da bu iyimserlik kısa ömûrlü olmalı.
Son yûzyılda milyonlarca insan, insan haklanna
değer vermeyen devletlerce ırklan, dinsel ve si-
yasal inançlan yüzünden öldürüJdü.
Şu anda bile binlerce insan, aynı nedenlerle
devlet desteğiyle soykıruna uğratılıyor, bunun da
ötesinde sürekli baskı altında tutulmanın acılan-
nı çekiyor. Kurumlaşmış ırkçılık, yoksulluk, iş-
kence gibi devlet desteğindeki bölgesel, endüst-
riyel ve çevre çatışmalan da üçûncü binyılda sü-
recek. Yapılması gereken şeyleri şöyle sıralaya-
biliriz: Güven verici önderlik, eski gelişme kav-
ramını yeniden değerlendirmek, daha etkili bir
insan haklan hareketi oluşturmak ve değişik sa-
vaşımlan tûm insanlann eşitliği için birleştirme-
nin önemini kavramak.
önûmüzdeki binyılı öncekilerden farklı kılma-
hyız; bunu başarmanın koşulu da Evrensel tnsan
Haklan Bildirgesi'dir. Tarihimizin zaman zaman
şiddete, savaşa ve kişisel çıkarlan uğruna güçle-
nenlere fazla yer verdığini biliyoruz. Yine de ken-
dimizi, diyalog kurabilmenin erdemlerini bilen,
banş şampiyonlugu yapan ve herkesin eşit tutul-
ması için çalışarak o bilinmez ve gûç yolu seçen-
ler olarak görebiliriz. Önûmüzdeki binyılı, tûm in-
sanlann, özellikle ikinci binyılda ihmal edilmiş
olanlann bilgeliğine kulak vererek diğer binyıl-
lardan farklı kılmalıyız. Irk, cinsiyet, cinsel seçe-
nek ya da siyasal görüşleri ne olursa olsun insan-
lann eşitliği için girişilen eylemler, insan haklan
mücadelesinde çok önemli yer tutar.
• 1948 vılında Birlesmiş
Milletler'ce imzalanan însan
Haklan Evrensel Bildirgesi. o
tarihten beri arada bir okundu.
nadiren anlasıldı ve ender olarak
da uvgulandı. Yeni binvılda
olumlu değişimleri
gercekleştirebilmemiz icin
devlet. toplum ve dinsel
önderlerin bu bildirgenin gerçek
i anlamı konusunda düsün
birliğine varmalan gerekir.
Evrensel insan haklan. ancak
böylece anlasıldıktan sonra
yasal ve pratik anlamda
uygulanabilir.
Feministler, eşcinsel haklan ve öteki haklar
için mücadele edenlerle bırlikte çalışarak kadın-
lann dünyada önder rolü yüklenmelerini, yerli
halklann hak ettikleri ve gereksinim duyduklan
eski gûçlerine kavuşmalannı engelleyen ve in-
sanlan, hatta tûm toplumlan yoksulluk ve umut-
suzluk çevrintisine sokan toplumsal yapılanma-
lar yıkılabilir.
1948 yılında Birlesmiş Milletler'ce imzalanan
tnsan Haklan Evrensel Bildirgesi, o tarihten beri
arada bir okundu, nadiren anlasıldı ve ender ola-
rak da uygulandı. Yeni binyılda olumlu değişim-
leri gercekleştirebilmemiz için devlet, toplum ve
dinsel önderlerin bu bildirgenin gerçek anlamı
konusunda düşün birliğine varmalan gerekir. Ev-
rensel insan haklan, ancak böylece anlasıldıktan
sonra yasal ve pratik anlamda uygulanabilir.
I UBBSHI S9W9HRK IÇH
I güvon verfd ömtorifk
Değişim yapmak için kime güvenebiliriz? lyi
ahlaklı ve bildirgenin maddelerine bağlı önderle-
rine gereksinimimiz var. Devlet ve toplumda
olumlu önder yaratılmasuıda karşılaştığımız en
büyûk gûçlûk, önderlerin gidermek istediğimiz
sorunlan temsii etmeleridir. önderier, çoğunluk-
la güç kullanarak ya ırkçılık ya da dinsel hoşgö-
rüsüzlûk gruplannın desteğiyle iktidara gelirler.
Yasal, toplumsal ve dinsel düzlemlerde gûven ve-
rici önderlik yaratmak için yeni yollann ve usul-
lerin kurumlaştınlması gerektiğini belirten ka-
dınlann ve azınlık grubu üyelerinin iktidan ele ge-
çirmesi ise ender görûlmektedir.
Her devletin, insan haklan standartlannın ulu-
sa) uygulamasım gövence altına alacak yasal dü-
zenlemeler kesinlikle yapıhnalıdır. Bunun için de
insan haklannın tûm dünyada en önemli sorun
olduğu konusundauluslararası bir inanç gelişme-
lidir. tnsan haklan için toplanan Üçüncü Dünya
Konferansı'ndan sonra BM Genel Sekreteri'nin
yayımladığı raporda, bunun önemi vurgulanmak-
ta ve "Etnik, kkoJojik ve dinsel rekabetten doğan
önderüklerin ve çaüşmalann baskı rejimleri ve
yoksunuk tarafindan güctendirüdiğL. Bu gSbi du-
nımbra uluslararasıplatfonnlarda karşı çıkmak,
insan haklan savunuculannın yapacağı ilk işter
arasında yer almahdır" denilmektedir. Kamboç-
ya, Somali ve Bosna'da Birleşmiş Milletler'in et-
kili önlemler alamaması da BM'nin kendi içinde-
ki siyasal çıkarlar ve rekabet tarafından engellen-
diğini göstermektedir. Bunun için, herhangi bir
ulusun siyasal çıkarlanndan uzak ve dünya çapın-
da seçilmiş üyelerden oluşan BM destekli bir ulus-
lararası kurula gereksinim vardır. Bu, dünya ça-
pında düşünleri temsii edip belirli ulusal siyasal
çıkarlardan etkilenmeyen yansız bir bakış açısıy-
la insan haklannı savunmak için yaraülmış bir
kurul olmalı.
Olumlu yasalann yaratılması, yeni yasalann
pratik anlamda etkili olacağı anlamına gelmez.
Evrensel insan haklannı savunan yasalar, bu ya-
salan anlayıp uygulamayı kabul eden bir adalet
Portre
Kilisedeıı iıısaıı haklan savaşınuııa
Dünyanın sayılı insan haklan
savunuculanndan John Healey,
gerçekte (1968) Katolik rahipliğiııi
seçen bir din adamıydı. 1974'te
«Toplumsal Değişim Merkea" ve
*Dk*Greg>ryDüııyaAçlıktaSavaş
Dernegi" yöneticiliklerini üç yıl
sürdürdû.
Kennedy zamanında kurulan "Banş
Gdnüiüferi" örgütünûn 1977-82 yıllan
arasında müdüriüğünü yaptı.
Bu arada 1981 'de Amerika'daki
Uluslararası İnsan Haklan Eylem
Merkezi Başkanlığı'na getirildi. O
tarihte 32 bin olan üye sayısını 375 bine
çıkardı. Sağladığı yardımlan da 3
müyon dolardaa 22 miiyon doiara
yükselttı.
Bu arada kendisine 7 fahri
profesörlük verildi. Aynca "Thonns
Merton", "ABC Tetevizyonu", "Bffl
Graham", *övis Predey", «MTV
İnsankk" gibi ödüller aldı.
John Healey, pek çok önemli gazete
ve dergilerde insan haklan hakkında
yazılar yazdı ve bu yayınlara
danışmanlık yaptı. Çeşiüi önemli
televizyon oturumlanna konuşmacı
olarak çağnlmaktadır.
Bu alanda yaptıgı filmler ise
şunlardır "Conspiracy of Hope", «Şfli
Konseri", "Human Rigpts Now" ve
"FreetoLaugh."
John Healey 1974 yıfanda "Tophımsal Değişim
MerkezT ve u
Dkk Gregory Dünya Açnkla Savaş
Derneğf" yöneticisi olarak başladığı insan haktan
savunuculugun0 2Oyıkin-arahksızsürdüriiyor_
John Healey
John Healey, dünya insan haklan hareketine vönelik eieştirilerini şöyie sıralnor: Hareket verii halk-
lann haklannı savunmamışür; insan haklan için yapılan savaşunı daha geniş çevreseL. ekonomik ve
toplumsal sonınlarla biıieştirmekte gecikmiştir ve baa konularda kendi bünyesinde yeniden yorum-
lanıp yapdanması gereken uygulaması zor bürokratik engeller yaratmıştır.
kurumu ile desteklen-
melidir. Kadın haklan
konusunda yasalann
uygulanmasında yara-
tılan çifte standart, di-
ğer haklannkinden
çok daha belirgindir.
Adalet kurumlannın,
cinsel ayınmcılığı, on-
lann uygulamaya ye-
min ettikleri yasalann
gerçek amacına karşı
kararlar almalanna sık
sık yol açar. Yukanda
söz konusu edilen BM
raporu bu konuda şun-
lan belirtiyor: "Bir ko-
nuşmaa,basküann ya-
salar yapmakla yok
edflebikceği gerçek ol-
saydı, birçok ülkede
kadmlann arançağını
yaşaması gerekeceğini
söyledL Kadınlara kar-
şı uygulanan vahşeti,
yasakla>an geniş kapsamh yasalann, kadınlara
karşı yayguı inançlardan ötürü nasıl etkisiz kakh-
ğuu açıkladı." Cins ve ırk ayınmcılığı ve ötekı ön-
yargılardan doğan baskılann yasaklayıcı yasala-
ra karşın yaygın olması, karşı gelinmesi zor olan
geleneksel ve pratik bir yasaya gereksinim oldu-
ğunu gösteriyor.
İnsan haklannın durumunda degişiklik yapmak
için yasal önlemler tek başına etkisiz kalıyor. Bu
da yalnız adaletin uygulanmasında değil, fakat
yaşamın her yönünde değişim ve yeniden yapılan-
mayı gerçekleştirecek oluinlu toplum lıderliğine
»nümüzdeki binyılı. tüm
insanlann. özellikle ikinci
binyılda ihmal edilmis olanlann
bilgeliğine kulak vererek diğer
binyıllardan farklı kılmalıyız.
Irk. cinsiyet. cinsel secenek ya
da siyasal görüşleri ne olursa
olsun insanlann eşitliği için
girişilen mücadelelerde amaç
birliği sağlanarak. insanlan.
hatta tüm toplumlan yoksulluk
ve umutsuzluk çevrintisine
sokan toplumsal yapılanmalar
vıkılabilir.
ratmıştır. En büyük insan haklan dernekleri, ye-
rel herhangi bir desteğin yokluğunda yaratıhiıış
ilkelere göre çalışmaktadır. Yığınlann ilgisini in-
san haklanna çekebilmek için dünya çapında
mektup kampanyalan (inançlanndan dolayı hü-
küm giyenler ve işkencenin kaldınlması için) yü-
rütülmüştür. Bu usuller, insanlara bütün zaman-
lannı bu iş için harcasalar da dünya çapında in-
san haklan mücadelesinde etkili olabileceklerini
göstermiştir. Bu başan sonucunda en sorunlu böl-
gelerde insan haklan gruplan yaratma olanağı
doğmuştur. tnsan haklan topluluğu bu önemli ge-
lişmeyi gözardı etmiştir.
İnsan haklannı korumanın en etkili yolu; güç-
lü, eğitim görmüş ve örgütlenmiş bir insan hak-
lan grubuna sahip olmaktır. Uluslararası insan
haklan gruplan, ne yazık ki bilgi toplama ve ey-
lem çeşitleri konusunda merkezi bir yapıyı yay-
gınlaştıran bürokratik kuruluşlar oluşturmuştur.
Bu kuruluşlar, yerli halklann insan haklan tem-
silcilerini, karar verme olanağından uzak tutmuş-
lardır. Yerel toplumlann insan haklan hareketin-
den kendi özel sorunlan için çözüm aramalan sü-
reci oluşturulamamıştır.
ve düşen gorev
gereksinim olduğunu
ortaya çıkanyor. tnsan
haklanna karşı çıkan de-
ğer yargılannın yeniden
yapılanmasında, eğiti-
min rolü büyük olacak-
tır. Ahlaksal değerlerin
yeniden yorumlanma-
sında, dinsel önderlerin
etkin rol alması gerekir.
Din, tarihsel olarak
ahlaksal değer yargılan-
nın yaratılmasında baş-
lıca etken olmuştur ve
onlann yeniden yorum-
lanmalannda da bu rolü
üstlenmelidır. Dinsel
önderlerin ve din ku-
rumlannın yaydığı hoş-
görüsüzlük, ne yazık ki
başlı başına bir sorun
kaynağıdır. Bunun bir
nedeni rekabetse de ce-
haletten doğan dinsel
hoşgörüsüzlük daha sık
rastlanan bir olaydır. Dinsel önderlerin birbiriyle
çatışma durumunda olan dinsel gruplar arasında,
diyalog ve anlayış çağnsı yapacaklan uluslarara-
sı bir din forumuna ivedi olarak gereksinim var-
dır.
İnsan haklan hareketine benim getirdiğim eleş-
tiriler şunlar: Yerli halklann haklannı savunma-
mıştır; insan haklan için yapılan savaşımı daha ge-
niş çevresel, ekonomık ve toplumsal sorunlarla
birleştirmekte gecikmiştir ve bazı konularda ken-
di bünyesinde yeniden yorumlanıp yapılanması
gereken uygulaması zor bürokratik engeller ya-
Inançlanndan dolayı hüküm giyenler, işkence,
yansız yargılama ve infaz konulanna fazla önem
veren insan haklan hareketi, son zamanlarda bu
yüzden çok eleştirildi. En çok seslendirilen eleş-
tiri, bu stratejiler sonucunda hükümetlerin hüküm
ve işkence yerine, yargısız ınfaz ve "gizemli'' yok
olmalara yöneldiğidir. Daha geniş ekonomik ve
toplumsal çıkarlan kapsamayan stratejilerin sonu-
cu bu olmuştur. Birleşmiş Milletler'in insan hak-
lan konusunda yaptığı en son Viyana Konferan-
sı'nda bu konuda şunlar söylendi: "Açüktan ko-
runma özgüıiüğü, işkenceden korunma özgürlü-
ğü kadar önemli değil mktir?"
• Çabalanmız. değişim icin
etkili vöntemlerde kendilerini
göstermelidir. însan Haklan
Bildirgesi. tüm uluslar ve
insanlarca anlasılıp saygıyla
karşılanmalıdır Bunu
gerçekleştirmek için her ülkede.
uluslararası örgütçe desteklenen
bir insan haklan derneği
olmalıdır Son olarak da.
hepimiz daha fazla kişisel
hoşgörü ve esit haklar icin
savaşıma. tek basımıza
mücadele vermeve devam
etmeliyiz.
Gelişme adı altında müthiş teknolojik ilerle-
melere tanık olduğumuz doğrudur. Fakat bilim-
sel ve teknolojik gelişmeler, yaşama bakış açımı-
zı tamamen kaplamamalı ve biz bilgelerimizin, fı-
lozoflanmızın ve sanatçılanmızm göriişlerine da-
ha fazla değer vererek bir denge oluşturmalıyız.
Savaş ve işkence yapanlarla işbirliği yapan yal-
nız birkaç bilim adamı ve doktorun varlığı bile bi-
limin çoğunlukla kendi için var olduğu, sanat ve
felsefenin insancıl yaklaşınundan yoksun olduğu
gerçeğini güçlendiriyor. Bır zamanlar tek bir di-
siplin olduklan halde, bilim, zamanla sanat ve fel-
sefeden aynlıp temelinde olan bilinçlilikten uzak
bir küstahlığa saptı. Bilimin geçirdiği değişim as-
lında, daha genel bir eğilimin sadece bir yansıma-
sıdır. Bunun içindir ki yaşadığımız yeri ve kendi-
mizi nasıl yok ettiğimizi anlayabilmemiz için,
dünya çapında sanat ve felsefede (yalnız bilimi de-
ğil, tüm disiplinlen birleştiren) yeni bir altın ça-
ğa gereksinimimiz var.
IÇeşitfl miicadefeter arasımta
amaçbMğisaglanmak
Çeşitli mücadelelerimizin arasında birlik duy-
gusu olmalıdır. Yoksa onlar olmadıklan halde
apayn gözükebilirler. Çevremizi yok etmeyi ya da
bir kişiyi aşağı görmeyi sürdürdüğümüz zaman
bu, her şeyi zedeler; çünkü savaşımlanmız birbi-
rine bağlıdır. Çevreyle ilgili araştırmalar, akarsu-
lanmızı temiz tuönayı başardığımız zaman, sal-
lanmakta olan yapılanmalan sağlamlaştırdığımı-
zı ortaya çıkarmıştı. Sulann temızlenmesı gibi
basit bir amaca ulaşıldığı zaman, daha önce ya-
kın ilişkisi fark edilmeyen birçok çevre sorunu
bundan etkilenecektir. Bir eko yapısınm bir ucu
yok edildiği zaman öteki kurumlann da zincirle-
me bir hareketle yok olduğu gibi, bir bölümün
kurtanlması da aynı gelişmeyi ters yönde hareke-
te geçirmektedir. Aynı biçimde insan haklannda,
feminizm, eşcinsel haklan gibi herhangi bir alan-
da alınan yol, ötekilerine de yardım eder. Böyle-
ce amaç birliğiyle, temiz kalplere ve temiz aİcar-
sulara sahip olma çabalanmızın aynı olduğu or-
taya çıkar.
Çabalanmız, değişim için etkili yöntemlerde
kendilerini göstermelidir. İnsan Haklan Bildirge-
si, tüm uluslar ve insanlarca anlasılıp saygıyla
karşılanmalıdır. Bunu gerçekleştirmek için her
ülkede, uluslararası örgütçe desteklenen bir insan
haklan derneği olmalıdır Her kışiye hizmet edip
koruyarak devletin yükümlülüğünü destekleyen
önderler bulmalıyız. Son olarak da, hepimiz daha
fazla kişisel hoşgörü ve eşit haklar için savaşıma,
tek basımıza mücadele vermeye devam etmeliyiz.
Yarın: Manfred Wörner
Y A Y I N H A K K I C u m h U r İ y e t ' E A İ T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I N L A N A M A Z
Hepsi Tarih Içmdedip...
Sıvas olayları dendi mi hatırıma Abdülkadir Paksoy'-
un "Kadir Bey Tarihi" gelir. Abdülkadir'e göre her şey
tarihtir. Ama Abdülkadir'in kendi için yazdıkları "Kadir
Bey Tarihi" olur.
Sıvas'ın birdeğil, birçok tarihi vardır:
Bağlamayı alıp da sarı tele vurarak tıngırdatmaya
başladı mı, bilesiniz ki Sıvas ellerinde sazım çalar. Tarih
bir sel olur akmaya başlar. Yakın tarih, uzak tarih, resmi
tarih, resmi olmayan tarih.
Sıvas'ın Madımak Oteli'nin girişinde bir merdiven var-
dır. Oteli ateşe verdiklerinde bu merdivenin üstünde üç
şair oturur. Bu üç şairin resmini çekmişler; tarihe kalsın,
tarih böyle yazsın diye... Bu üç şairin biri ellerini kavuş-
turmuş, birinin eli çenesinde, birinin elinde bir süpürge
sapı vardır. Şairler merdivende otururlar, otel bir yan-
dan yanar. Şairin biri bakalım bu üç şair için ne demiş;
aldı sazı eline:
Üç şair oturmuş
Olüme bakar
Ölüm taş
Derdin anlatamaz
Kaldırıp
Atarlar
Üç şair oturmuş
ölüme bakar
ölüm ateş
Kuruyu yaşı bilmez
Çatıp
Yakarlar
Üç şair oturmuş
Ölüme bakar
Ölüm utanır da
Yobaz utanmaz
Üç şair oturmuş
Bana bakarlar
Ellerimden tutar
Yüzüm yıkarlar
Ha öldüm ha öleceğim
Şair adam korkmaz
Diye beni
Avuturlar.
Bundan bir yıl önce, 2 Temmuz 1993 günü Sıvas bir
büyük kıyım yaşadı. Sözde, sazda, ezgide, dizgide, ses-
te birçok aydına kıyıldı. Içlerinde Asım Bezirci, Metin
Altaok, Behçet Aysan, Uğur Kaynar, Nesimi Çimen,
Hasret Gültekin vardı. Kimi şairdi, kimi sanatçı, kimi
devrimciydi. 1923 devriminin katkısını yüklenmiş geli-
yorlardı. Kimi öldü, kimi kurtuldu. Ama Sıvas kaynadı.
Ölenler için gözyaşlarımız akıyordu, kalanlar için sevini-
yorduk. Aziz Nesln ustamız bir yangın merdiveninde
kurtuldu.
Kurtulanlar kurtuldular, ölenler ak gömleğe sarıldılar.
Tarih içinde ölen bütün devrimcıler gibi dıllerde adları
söylenecek, yüreklere resimleri çizilecekti. Davaları,
açık kapalı celselerde görülüyor. Tarihten akıp gelen
Karaburun mağlupları gibi... Tarih yanılgıyı bağışlamaz.
Çelişkiler, tarihin ırmaklarında yıkanır.
Kölelerin yalvaçları olur
Efendilerinse Tanrılan
Tarih, kılıçtan terazisiyle iyiyi de, kötüyü de yargılar.
Onun için yargı sürüyor. Kapah celselerde olsun, açık
celselerde olsun!
Ve kuşlar kanatlannda
Gul taşıyacak
Bir yanı var ömrumüzün
Birgüngülecek!..
BULMACA
SOLDANSAĞA:- 1 2 3 4 5 6 7 8 9
1/ Türk kökenli bir halk.
2/ Köydeki işlerin elbirli-
ğiyle bitirilmesi.. Yağı
alınmış sütten ya da yo-
ğurttan yapılan peynir. 3/
Bir bağlaç... Tanm işçisi.
4/ Kişinin öz benliği...
"Hile, dolap" anlamında
argo sözcük. 5/ Böcekle- 6
rin yumurtadan çıküktan 7
sonra krizalit >a da ergin
karakterlerini kazanma- 8
danöncekievresi... Arap- g
çada "ben". 6/ Bir nota...
Bayındırhk. 7/ Tifo gibi bazı has-
tahklara eşlik eden kas zayıfiığı. 8/
Asurkrallığının başkenti... Parola.
9/ Resim ya da fotoğrafta duruş...
KadınJann bluz üzenne gıydikleri
yelek.
YUKARIDAN AŞAĞIYA
1/ Yerölçümünde, yükseklik fark-
lannın belirlenmesinde uygulanan
yöntem. 2/ Yunan abecesinde bir
harf... Derinliğin bittiği yer. 3/
Germanyum elementinin simge-
si... Bir poliçenin arkasına yazılan havale emri. 4/ Yıhnaz Gfl-
ney'in bir filmi... Kolyos, uskumru, sardalya gibi balıklann
ufağı. 5/ Federico Garcia Lorca'nın bir tiyatro yapıtı... Tuzağa
düşürülen şey. 6/ Galyum elementinin simgesi... Duyu organla-
nnın dıştan algıladığı bir nesnenin bilince yansıyan benzeri. 7/
Yüksekokul. 8/ Gözün ağ tabakası... Ülke, yurt. 9/ Kız evlat.
BEYOĞLU1. İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
İKİNCİ ALACAKLILAR TOPLANTISI
İLANI
Dos>aNo:1993 5
Müflısin açık kimliğı: 1- Kartal Ticaret Kokktıf Şırkeü
Burhan ve Kemal Kartal
2- Burhan Kartal
3- Kemal Kartal
Müflis masasına ilanın düzenlendiği tarihe kadar kaydedilen ala-
çak ve istihkak iddialannın tahkik ve tetkik işkmleri tamamlanarak
İtK'nin 206,207,230,231,232 ve 233. maddelerine uygun olarak dü-
zerüenen alacaklılar sıra cetveli, 234 maddenın öngördüğü şekil şart-
lanna uygun olarak ilan edılmış ve alacaklılara doğrudan doğruya
haber verilmiştır
İİK. 235 ve 237. maddelerindeki süreler nazara almarak 2. alacak-
lılar toplantısının 22.7.1994 Cuma günü saat 15 OO'te Beyoğlu Adliye
Sarayı 1, tflas Dairesi Müdürlüğü'ne ait odada yapılmasına karar ve-
rilmiştir.
Alacağı tamamen veya kısmen kabul edilen alacaklılar ile alacağı
tamamen veya kısmenreddedilenalacaklılardan yasanın 235. mad-
desine göre ilgili Ticaret Mahkemesi'ne kayıt kabul davası açıp tor>
lantıya katılma karan geüren akcaklılann bu toplantıya katılabile-
cekleri,
Toplantıya katılacak alacakblann belirtilen gün ve saatte toplantı
mahaJlinde bizzat hazır bulunmalan veya yetkili bir vekil ile kendile-
rini temsii ettırmeleri hususu lİK'nin 237/1-2 maddelen gereğince
tebliğ ve Uan olunur. 30.6.1994
Basın: 7551