23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
TEMMUZ1994 PERSEMBE CUMHURIYET SAYFA EKONOMI 9 rtziçinişçi IBURSA(AA)-Türkiye letal Sanayicileri Sendikası VIESS) Genel Başkanvekili îrdoğan Karakoyunlu,"Bu lönem, işçi ve işveren kesimi .orumluluk duygusuyla •nasaya oturup işletmeleri krizdençıkaracak bir toplusözleşme dûzenini birlikte oluşturmak mecburiyeündedirler" dedi. Karakoyunlu, *MESS İşveren Gazetesi'ndeyer alan açıklamasında, makro dengeler bozulduğu için 5 Nisan tedbirlerpaketinin açıklandığmı, bu krizin özel kesimind.eğjl. tamamen kamukesimininkrizi olduğunu savundu. Petpolöeflyat •NEW YORK/LAGOS (AA) - Dünyanın 10. büyük ham petrolüreticisi durumundaki Nijerya'da grevin yayüması ve bu ülkedenpetrolihracatının kesilmesi riski dolayısıyla, petrol fiyatlan yükselmeye devamediyor. NewYorİc Borsası'nda ağustos teslimatı Bau Teksas petrolünün fıy aü dün varilbaşına 25 sent artarak20.43 dolardan kapandı. Petrolfiyatlan New York'ta dün güniçindebir ara 20.74dolara kadar yükseldi. İTO'dansosyal tesis •İSTANBUL(AA)- İstanbulTicaretOdası'nın (İTO) Kandıllı'deki sosyal tesisleri, Cumhurbaşkaru Süleyman Demirel tarafından 29 temmuzcuma günühizmete açılacak. İTO Başkanı Atalay Şahinoğlu, düzenlediğibasın toplantısmda tesisler hakkında bılgi verdi. Şahinoğlu. tesislerin yer aldığı Cemile Sultan Korusu'nun, TOBB Personeü Emeklı Sandiğı'na aitolduğunu belirterek "100 dönüm ağaçlık. Boğaz manzarah arazi üzerine kurulan tesislenn odaya maliyeti, 30 rrulyar lirayı bulmuştur. Şu anda arazi içindebulunan sarayın da restorasyonu yapılacak. Ancak projeleri onaydan çıkmadı"dedi .* TARİŞdevlerte yartşacak •tZMIR(AA)-TARİŞ GenelMüdürûProf. Dr. OğuzOyan, Koç ve Sabana gibidev nrmalarlarekabet edebilmeninkoşullanru hanrlamaçabası içinde olduklanru belirterek "înançh vecesur kararlar ahp TARİŞ'i daha ileriye götüreceğiz" dedi. Prof. Dr. Oyan yapüğı açıklamada, "Ege'den Türkıye'ye. Türkiye'den dünyaya" slogatuyla hareketederekdış pazarlara açılmaya cahşüklannı belirtti. SEKA'dan kağıda zamgizli evsanıpugı y 03 • Ekonomi Servisi- SEKA, peşm ödemelerde uyguladığı yüzde 15'likindirimi kaldırdı. Böylece kağıt ürünlerinde, dolayh olarak yüzde 15"lik bir fıyat artışı gerçekleştirilmiş oldu. Uygulama 11 temmuzdan geçerli olacak. ŞÎRKETLERDEN •CNRFLARCILIK14-16 temmuztarihîeri arasında îstanbul DünyaTicaret Merkezi'nde düzenlenecek İstanbulModa Fuan'na evsahipüği yapacak. • ELECTRO- LUXGüney Afrika'da Barlow Limited ileortaklık anlaşması imzaladı. 1994 sonbahannda 230işçisiyle faaliyete geçecek şirketin yüzde 60hissesiElektrolux'e ait. •TÜRKPET- ROL akaryakıt istasyonlannın çehresini değıştirmekve modern bir görünüm kazandırmanınyanı sıra serviskalitesini de artürma çabası içine girdi. »MOTOROLA Amerika ve dünyaşampiyonuolan Motorola Profesyonel BisikletTakımı'mn sponsorluğunuikiyrldaha , uzatü. MotorolaBisiklet Takımı, 2temmuzda başlayaiı ve 24temmuza kadardevamedecek olan FransaTurnuvası'nda9 kişiîikekibiyle 2V profesyonel takımakarşı mücadele edecek. •YTONGçirnento maliyetindekiindirimi fıyatlanna yansıtü. Ekonomikyaşamın durdurulmasıyla sağlanan geçici rahatlık 'kriz öncesi sessizlik' olarakyorumlanıyor Çiller'insahtemueizesiAHMETÇELtK HACER GEMİCt Başbakan TansuÇiller, ekono- mik paketin ük üç ayını değerlen- direrek, "mudze gerçekkştiriyo- rnz" mesajı verdiği basm top- lanusmda, ekonominin günde- mindeki tehlikeleri saklamaya çaba gösterdi. Çiller'in sunduğu pembe tablonun arka yûzündeki karankk noktalar, ekonomi çev- relerini huzursuz ediyor. Çiller, ilk üç ayda uygulanan tedbirlerin sonbahar ve kış aylannda nelere mal olacağını hesaplamamakla suçlanıyor. Ocakta yaşanan dö- viz knzinin, eylül-aralık dö- neminde, ışsızlik, pahabhk ve di- ğer sosyal sıkmülarla birlikte daha şiddeüi bir biçimde tekrar- lanmasından da endişe ediliyor. tsükrar paketinin ilk üç ayını doldurması nedenı ile önceki gün Çiller'in hedeflerinin bedeli: 9 Altı ayhkenflasypn toplamı yüzde 201er düzeyinekalacak. Ama, KÎTzamlan bastınlacak, piyasa durgunluğa iülecek. Bunun sonucugiderek kadanan KITzararları vepatlayanenflasyon olarak karşımıza çıkacak. • YûsommdabütçeaçtğıW3trilyonliraolacak. Ama, yatvm harcamalan başlamayacak, hizmetlerduracak. Başta inşaatolmak üzere diğer seklörler de krızyaşamava devam edecek. • Dış tkaretaçığı7ınilyardolaradüşecek. Ama.thracatıpatlatarak değtldönzdekıçıkışla duran ıthalat sayesınde. • Özelleştinneden26trilyontirage&elde edüecek. Ama bırincı üçayda 2,5 milyar dolar (75 trilyon lira) olarak açıklanan hedefAnayasa Mahkemesi'nin Özelleştirme Yetkı Kanunu iptali ile üçtehirinedüştü. Özelleştırmeyiyürüten 5 KHK'nin debundan sonra ıptaiedilme olasthğı 26 trilyommdahisapabtleceğinigösteriyor. Erdemir gibı karlı kuruluşlar değerinin altmda satışaçıkarı- larak, özelleştirmegeliriyüksekgösterilmeye çalışılacak. •Dolar 38binlirada tutulacak. Ama.ya Hazine bonolanyadageceük ışlemlerde Merkez Bankası kanahylayüksekfaiz devletten sermayekesimine aktarılacak. yaptığı değerlendırmede yıl sonu için "cennetgibibirTürkiye" vaat eden Başbakan Tansu ÇiHer, ra- kamlarla oynamayı ıhmal etme- di. Bütçe harcamalannın "enür- le" tamamen durdurulması sonu- cu ortaya çıkan olumlu tablonun gerçeği yansıtmadığını belirten uzman çevreler, "harcama yapı- bnavan bütçe ile ülke >önetil- meyeceğioe"dıkkatçekerek,"Büt- çede ilk 3 aydaki şok rahatlama sürekb olamaz" görüşünü savu- nuyorlar. tstikrar paketini iki aşamada incelemek gerektiğini belirten uz- manlar, birinci aşamarun geçıldi- ğini, ancak tehlikeli olarun ikinci aşama olduğunu kaydediyorlar. Verilerde gözlenen iyileşminin ekonomik yaşamın durma nok- tasına gelmesinden kaynak- landığı dile geünhrken, ilk üç ayda ortaya çıkan lablo şöyle tanımlanıyor. • Kamu yaünmlan ve harca- malan , talimaüarla önemü ölçü- de durduruldu • KİT zamlan frenlendi. • Piyasadaki para Hazine'nin şok faızıyle emildi. • Özel sektörün kapasite kul- lanımı düştü ve üreüme ara veril- di. • • Binlerce işçi işten çıkanldı. • Gerek pararun yüksek Ha- zine faizine yönelmesi, gerek işten çıkarmalar ve düşük ücret artı- şlan nedeniyle iç piyasada talep ciddi ölçüde geriledi. •Talepteki gerileme, ihraca- ün da artmaması nedeniyle stok- lann birikmesine yol açtı. Bu du- rum da temel mallann fıyaüanna zam yapılmas\nı engelledı IŞÇIMNEVRENENDEN ŞÜKRA1N SONER Teoman öztürk BHUSIONBlllltlVim Yılsonunakadarvûzde20 enftasyon değeriraçcnÇSer'in, hazirândakil»nde 9luk enflasyonu başan olarak göstermesi eieştiri topiuyor. Çükr'in Özeffikk. Nisanda yâzde32.9obm toptaa fiyat geîışme olarakonaya koyması,u YÖ2ide30'hıka)lıkrekoreBf- tasyoDadazatesbtıbâkümet tedenotajaştn*'şekHndetepki ahyor. Uzmanlar^SörebitiaBaıte börikenzamlaryeabirc^lasyoa görüşünde. Akaryakıtta beklenenzammmdahanekadar gecikurikceğı vedzelsektör zamlannın nekadar engeUenebileceğikonulan, enflasyaııla ilgilıiyimser bekientileri kınyor. İHMCATPATURMIT Sonb^ıardaihracatpatlayacak hesaplan yapanÇilîer'e, îhracatçılar katılmıyoT. 1994 sonunakadar ihracata aktaniacak kaynak mıktanm l milyardolardan2milyardolara çskardıkkıntu açüdayan Çiller'inbusözlenpekîrmndıra buhnayanihracatçılar Eximbankkredileriaçıimadan »hracatınpatlamasımn mümkünolmayacağmıdıte geüriyoıiar ."Digersektörieri b î b b i d ibîboemftmabizdepatiftma raatlama olmat*dıyentstanbul Teksti!\e Hammaddeteri îhracatçLİan Bırligj Başkanı Ertekin Ashapoğtu, ıhracaua kuşkusuz birartışyasandığmı daıfade ederek, "Kişîsd lyreüeoteouştur, Anbadbna yerineasd9tracfttolasağt olaa kikdöabk^b" dedi. GÖLÜNÇİŞSİZÜKHESABIf T İ FAİZLERDEN SİNYHL ÇiUer'in625 bin işcinİBişinden olduğubudönemde 573bin kişiniîi de ışbulduğunu ikri sürerek ışsızsayısım 52bm olarak açıkLaması ışçı sendikaknnın kafaaru kanşurdı. TeksifGenelBaşkanı ŞevketYılraazÇiuer'in açıkiadığı rakamın kaynagmm İşveİşçiBulmaKurumu olabileceğinı dilegetirerek. " B ö i â h ^ a k r i îşstıkitks»ysrsttraamışcteaıek doğredeğikJir* 1 derkcn. konuyu değçrtendiren DÎSKGenel SekreteriSükymanÇetebişöyle konuştu:^Çaİerinburakamlan verebömesiJçiaysunnaoJarıntıs şuanakadarlâBiHaeyenbir istatistik yöntemiİNdmatanya koythtğnvetûro işyerkriac Çüler'in «Yösrie 40û'den yrâie 100'ediişürtük" diyeövündüğü Hazinefaizleri. tehlikesinyalleri veriyor.Bir banka vetküisi, 'Hazine'ainfaiziadirâniâze ocaktakidBviz kriziÖDcesira b«toWtnkivof mu?" tkrken, Prof. SeVık Abaç,kamu bankalannmpiyasa ya uymadıklarını vurşuluyor. Yüksek faizlemudilerden topJanan. ancaköze! sektördekı durgunluknedenıyie kredi olarak kullandınlamajfan kaynağın da çaresizlik içinde Hazinebonolarma yöneldiğj kaydediîiyor. Buna karşm bankalaTİn önemîıbölümünün ihateierdealdıktanbonolan küçükkomisyonlarlaelden çjkararak, haikadevrettikkri, böylece konsobdasyon riskinden de kurtukiuklan belirülîyor. BÜTÇE DENKLİĞİ GEÇİCİ • ÇiHer'in en iddiak olduğu bir konuda bütçedegelır-gıder dengesininsagianması. Çiller, üç ay cmceaçikladıklan 38 trilyon liralık tasarruf ve lOtnlyoû lirakkbütçeaçıfı hedeflerini aşjp» 10trilyon Era bütçe fazlası vermekrim 1 *m«cue" olarak tanımladı. Ancak uzmanîar buıcede sağlanan "geçid denldik'"harcamalannın durdurubnasıve geiirarttınc! tedbirkre bağiıyorlar. Başbakan'mbelirtüp nisandaki ortalama yüzde70civanndaki KİT zamİannmtek- rarlanamayacak olmasıda, ilk üç aydakiiyileşmenindevam etmeyece|ini gösteriyor. îtk üç aydaşokfaizlerie toplanan iç borçlanngeriödenecekolmasıve kamu ücretartışlan da, bütçenin rahaüayacağı bekientilerini ortadan kaldmyor. Her dönem destekleme kapsamında bulunan tütün, politik ürün olmasının 'cezasını' çekiyor... Tütün, siyasüerin elinde oyuncakoldu • 1994yılındatütün üretimine kotaşeüren ve üreümini 220 bin tonla smırlandırandevlet, aynı zamanda stoklarda bulunan 250bin ton tütünüyakma karan aldı. MERtHAK tZMİR- Fidelerine gözümüz gibi bakıyoruz, ekiyoruz, toplu- yonız sonra da yakıyoruz... Türk tütününün yıllardır değiş- meyen bu kaderine son yülarda yabana tekellere sağlanan ola- naklar da eklemnce ortaya soru işaretleri ve karamsar bir tablo çıkıyor... Devletin destekleme kapsa- mında bulunan tütün, politik ürün olmasmın 'cezasını çeki- yor'. Hukümetın, son yıllarda patlayan üretımı dizginlemek için aldığı kota uygulaması, tüm kesimlerce olumlu değerlendiril- di. Ama 1994yüı için220bm ton üretim izni veren hükümet, aynı zamanda 250 bin ton tütunün yakılmasına da karar verdi. Tü- tün ekimimn artmasınm en önemü nedeni hiç kuşkusuz tü- 220 bintonüretim izni veren hükümet, 250 bin ton tütünün yakümasma karar verdi. tünden elde edilen gelirin dığer ürünlerden çok fazla olması. Bunun yanı sıra hükümetin özeüikle 1985 yılından sonra Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelennde tütün ekımıni teş- vık etmesı, hem üretimi hem de buradan geçuninı sağlayan kışi sayısım arttırdı Üreticilerin yakınmalan ikı ana noktada bırieşıyor. Kota ve ödenmeyen paralar Kota ko- nusu ıse her dönemde olduğu gibi tütün üreticisi üzerinde birv seçim koTu1 olarak kullamldı. Kota uygulaması ilk kez 26 Ka- sım 1993'te 21770 sayıh Resmi Gazete'de yayımlanan karar- nameyle gündeme geldi. Bu ka- rarla tütün üretımınde kısıt- lamaya gıdüiyordu. Karama- meye göre gereksınim fazlası tü- tün üreüminin smırlandınldığı açıklandı Bu kararda tütün üre- ücisinin her türlü zarannın, dev- let tarafından karşılanacağı da vurgulanıyordu. 3 Aralık 1993'- te yayımlanan Resmi Gazete'de de ülke genelinde tütün üretimı- nin 180 bin ton olacağı açı- klandı. Bu gelişmeler 27 Mart yerel seçimlerinin gündeme gelmesıy- le birden değişti. Ege Bölgesi'- nde secirn çalışmalanna katılan Devlet Bakanı Nafu Kurt'un üretıcı baskısı karşısmda "Kota mota yok" açıklaması, Tekel'de bomba gibi patladı. Bu söz üze- rine Tekel Genel Müdürlüğü bir iç genelge yayımlayarak kota uygulamasını 'askı'ya aldı. Bu arada çeşitli bölgelerde tütün ekimine başlandı. Baa üreıici ilk kotaya göre venlen mıktarda baalan ise Bakan Kurt'un "Kota mota yok" açıklamasına göre ıstedığı gibi tütün ekiminı yaptı. Seçımden hemen sonra 28 Nısan 1994'te Resmi Gazete'de yayımlanan bir genelgeyle kota uygulamasının sürdüğü, ancak 180 bin ton olan sınınn 220 bin tona çekıldiği bıldınldi. Kctsım 1993"te yayımlanan ilk genelge üzenneekımyapanbırçok üreti- ci ıse bu karardan sonra zor du- rumda kaldı. Türkiye Ziraatçılar Demeğı Genel Başkam tbrahim Yetkin. tütün üretıtnınin sınırlandınl- masının gerektiğini, ancak üre- timin birdenbıre 100 bin ton dü- şürülmesmin sıkıntı varatacağı görüşünde. Yetkin. "Creticileri belli bir biçimde ikame edene ka- dar desteği sürdürmek gerekir. Kademede sınırlandırma gereki- yor. Yani tedbirkrde eksiklikler var. Şok tedavisi gibi bir olay oldu" divor. Birkaç metre uzağınızdaki konuşamayacağınız bir insana gözlerinizle neleri anlatabilirsiniz? Sevginizi, ktzgınlığıntzı, sevincinizi; yeteneğiniz ölçüsünde çeşitli duygularınızı. Teoman öztürk, duygularını yansıta- bilmenin ötesinde gözleri ile konuşabilir, anlatmak is- tedığı her şeyi anlatabilirdi. DİSK Davası yargılamasının yapıldığı Metris sa- lonlarında, aileler arkatarafta, çok uzaktaki tribünlerde oturtulurdu. Nedense gazeteciler yargılamanın bir par- çası gibi görülmüş, sanıklara yakın, yüzyüze bakılabi- lecek bir mekana yerleştirilmişti. Bunun doğal sonucu olarak da Teoman, dışardayapılmasınıistediği her şey için banatalimatlar yağdınrdr. "Fehmi'nin annesi has- ta imiş, onu ziyaret edin. Ahmet'in çocuklannm okulu için birkaç yüzbin lira bulup ulaştınn..." Istemlerinin listesine sadece Aytin ve kızlar hiç gırmedi. Teoman'ın karısı ve çocukları olarak, onlar her tür maddi sıkıntıya, her koşulda iki ayaklarının üzerinde durmaya talimliy- diler. Teoman öztürk yaşam boyu, içeride, dışarıda, herkesin, her sorunu ile ilgılenmek gibi bir misyon üst- lenmişti. Bu nedenle önceliklerin belirlenmesi, dayanı- şmada adil dağılımın belirlenmesi onun doğal görevi olmuştu. Bu misyon tartışmalarda arabuluculuk, siya- sal görüşler ve örgütler arasındaki kavgalarda hakem- lik görevine kadar uzanıyordu. Kimsenın kimseyi din- lemediği dönemlerde dahi, Teoman öztürk'ün ağa- beyliğine, kararlarına, hakça çıkışlarına kolay kolay karşı durulamazdı. Demokratik platformlarda, TMMOB'de, bu kimliği ile, yapılan çalışmalara dam- gasını vurdu. Bir ara, özel koşulların üst üste bindirmesi ile da- yanamayacağım bir noktaya gelmiş, gazetedeki göre- vımden ıstifa etmıştım. Bir başka gazetede çalışmayı kendıme yedıremedığım ıçın de başka bir iş alanı dü- şünmüş ve seçimımı de yapmıştım. Teoman başıma dıkildi. Benimle saatler, günler süren tartışmalara baş- ladı. Benim de Arnavut inadım tutmuştu. Kendimi, ka- rarımın haklılığını savunuyordum. Takılmış teyp gibı, çok yumuşak bir sesle, sonunda hep aynı cümleleri yi- neliyordu: "Haklısın ama sen gazetecisin. Gazeteye dönmek zorundastn..." Hala burada olduğuma göre, istediğinı yaptırdığını söytemeye gerek yok. Ne kadar çok insanın en zor anlarında yanında olduğunu, kav- galıları, sevgililerı barıştırıp, dağıtmak üzere olanları toparladığını bir bilseniz. Hep gerekeni, en doğru olanı, büyük bir özveri ile, kendinı vererek yapmak ne güzel, ancak kişinin kendi- si için ne kadar zararlı değıl mi? Sonunda bedenı ve bi- linçaltı, bu büyük zorlamaya, dırence isyan ettı. 12 Eylül cezaevleri süreci sonrası, en çok insanlardaki deği- şimden, kımlik erozyonundan etkilenmıştı. Birgün şe- ker komasına girdiğı habert geldi. Doktorlara göre, bu kadar yüksek bir şeker ve koma sonrası yaşaması ola- ğandışı ıdı. Doktorları yanılttı ve yaşadı. Geçmişinde, ailesinde şeker olmadığı halde böylesine yüksek bir anı çıkış, yine doktorlar tarafından, "bedenin, bilin- çaltımn isyanı, kendini zorlamantn tepki$i, patlamast" olarak açıklandı. Yaşamın ondan sonrası "bedenin, bilinçaltmın is- yanı" ile, Teoman'ın yaşama ve ayakta olma direnci arasındaki savaş olarak sürdü. Başkalannın ayakta duramayacağı koşullarda o inatla çalışmayı sürdürdü. En son Edlp Sakarya nın cenazesinde, Levent Camii'- nden, Zincirlikuyu'nun en arkasındaki mezar yerine kadar yüründü. Bana göre asla yürümemesi gereke- cek kadar sağlığı bozuktu. inatla "Bana bir şey olmaz" diyerek yürüdü. Ölümle noktalanan son hastalanması- nda da aynı inatla, 15 gün kadar evde kendi kendinı iyi- leştirmeye çalışmış. (nsülin alıp, iyi olduğu saatlerde telefon konuşmalarını yapıp, herkesı yanıltmış. Kızı Elif, hastaneye kaldırılmasının haberinin ardı- ndan, sıkıntı ile TMMOB dönemine ait arşivleri karıştı- rmaya koyulmuş. Dergiler, notlar arasında, insan hak- ları, demokrasi savaştmındaölen, öldürülen insanlara ilişkin, "elimle toprağa verdim" türünden kayıtlara rastlamış. Teoman öztürk, hep vermeye, güçlü olma- ya, herkesin sorununa sahıp çıkmaya, dağıtanları to- parlamaya öylesine alıştırmıştı ki insanları, onun da herkes kadar yorulmaya, desteğe, sevgiye, ilgiye ge- reksinimi olabileceği kimsenın aklına gelmedı. Senin ilgine, sevgine, hep güçlü olmana, desteğine öylesine alışmıştık ki, senden gördüğümüzün çok azını sana veremedik. Lütten bizi bağışla. Grubu. Eüisatpolitikalan'seçenekâz'degıl • Çeşitliüniversitelerdegörevyapan öğretim üyelerinin oluştıerduğu "Çalışma Grvbu'' alternatifiktisadipolitikalar üretmek üzere başladıkları hazırlıklar çerçevesinde, kamuoyıma aşağıdaki açıklamayt yaptılar. Çalışma Grubu: Korkut Boratav, Tuncer Bulutay, Fikret Göriin, Gülten Kazgan. Yakup Kepenek, izzeUin Önder, Şevket Panıuk, Cem Somel, Fikret Şenses, Oktar Türel, Ergurı Türkcan, Erinç Yeldan. Nurhan Yentürk 1. Sononbeşyüboyunca Türkiye'de iktisat politikasına egetnen olan yaklaşımı, uygulamalan ve bunlann sonuçlannı kaygı ile izlıyoruz. Bu yaklaşım, savunuculan tarafından çoğukez "tek seçeoek" olarak sunulmaktadır. İktisat biüminin ikiyüzyılı aşkın gelişımınde ve iktisat pofitikalannda "seçeneksizlik" savlanmn en ufak bir dayanağı olamayacağı açıkür. 2. Son elliyıl içinde Baü dünyasında iktisat poütikalanm etkıleyen ve belirleyen anlayışlarda beüideğjşme vedönüşümlerin gercekleştiği doğrudur. Tam çalışmaveyüksek büyüme amaçlannı, genişleyen bir kamu sektörü ve refah devleti tabanı üzerindegerçekleşüiTneyi hedefleyen Keynesci anlayış, Ikınci Dünya Savaşı'm izleyen otuzyıl boyunca, iktisatpolitikalanna damgasım vurmuştur. 1980sonrasmdaise "parasafcr, "sunumyönlü", "rasyonel bekkyişler" tenmlerıyle de adlandınlan neo-liberal yaklaşımlar. Baüekonomilerinin yönetiminde etkılı oldu ve iktisatpolitikalannı tam çalışmave büyümeyerine kısa dönem istikrara dönükhedeflere kaydırdı; bu hedeflerin gerçekleşmesi içindekamu kesiminin daralülması, refah devleünin kazammlanmn aşmdınhnası, parapotiükası dışmdaki müdahalelenn asganye indirilmesi gibiyöntemlerin uygulandıgım gözledik. 3. Baü'nın iktisat politikalanna farkü dönemlerdedamgalannı vuran Keynesa ve neo-liberal yaklaşımlar, ne iktisatyazınında ne de uygulamalarda hiçbir zaman "tek şeçenek" olma ayncalığına ulaşabildi. Örneğin Keynesalığın egemen olduğu dönemde kaynak tahsısınde, piyasa çözümlenninıstisnasız üstünlüğünü savunan düşünce odaklan hep süregelmış ve L'luslararası Para Fonu ileDünya Bankası gibi kuruluşlar da etkili olmuşlardır. Ote yandan on beş yılbkparasalcı uygulamalann kimi sonuçlan. rekabetçı olmayan koşullan, rasyonalite varsayımından sapmalan, artan getirilen \e dışsallıklan. topldmsal, kurumsal, tarihsel özellikleri vurgulayan kuramlann ağırhğını yeniden arttırmışür. 4. Türkiye'de ıse 1980sonrasında tüm iktidarlar, "neo-liberal", Ortodoks politikalarabağlı kaldılar. Bumodelin muhalefette ikeneleştirdiklen kimi sonuçlanm, ıktidarda "Başka secenek yoktur" gerekçesi ilebağnazca savundular. Seçeneksizlik savı, kamuoyunu oluşturan güç odaklanmn ve medyanın etkisiyleyaygın bir kabul görmektedir. Bu poütika modeline bağlılığıyaratanüç temel etken olduğunu düşünüyoruz: (1)- Model, 12 Eylül reümi ile iyice açığaçıkanbir smıfsalçizgiye sahiptir ve sermayeninçeşitli katmanlanyla Türkiyetoplumu üzerindeki egemenliğjni pekiştirecek bir ortam yaratmışür. (2> Neo-îiberal görüşlerin Bati'da egemen olması, ülke sorunlanna Çözüm üretmekyerine dışçözümleri ithaletmek alışkanlığına sahip olan, fıkren dışa bağımlı çevreler için tarüşmasız bir "hakhhk" gerekçesi getirmişür. (3> Sık sık cıddi döviz kısıtı koşullanna sürüklenen bir ekonomik yapı içinde ülkeyı yöneten iktidarlar, Uluslararası Para Fonu'nun recetelerine aykın düşmekten özenle kaçınmışlardır. 5. Türkıye'deki Onodoks/neo-liberal modelin bazı özelliklen ve sonuçlan şunlardır: (1y Anlamı belirlenmeyen bir "serbest" pıyasa ekonomisi söylemi içmde piyasa mekanızması yüceltılmiş;ekonomik yapıdakı tüm bozukluklann ardında devlet müdahaleleri, kamu harcamalan, kamu işletmeciliğj gösterilmiş, ancak devletin ekonomi üzenndekı etkisi azalulırken keyfıliği artmış; kamu açıklannın büyümesi önlenememiştir. (2)- Dünya ekonomisine ihracatçı olarak açılma hedefı, verimlilıği hedefleyen birsanayi politikası ile değil, dövız kurlan ve düşük ücretler gibi araçlarla gerçekleşürilmeye çalışılmış, bu politikalann uygulanmasında güçlüklerdoğunca dışükanmalar kaçınılmazolmuş; dış borçlar artmıştır. (3)- Kalkınmanın gerektirdiğı sektörel öncelikler gözardıedilmiş, spekülatif öğelerin ağırbasüğı finansal faaliyetler yeniteknolojilere dayanan sınai geltşmedendahaçekicı bir duruma getirilmiştir. Bu. maddi üretimden kopuk finansal ve aracı faalıyetlerde aşınbirşişkinlikle sonuçlanmıştır. (4)- Sermaye birikim ve ulusal tasarruf oranlan düşmüş; özellikle kısa vadeli sermaye hareketleribiçiminde gerçekleşen dış tasarruflar, iç tasarruflan ikame etmiş; büyüme giderek tüketime ve dış açıklara da> anmaya başlamış; ekonominin uzun dönemlıbüyüme potansiyeü böylece aşmmıştır. (5V İktisat politikası tartışmalan tamamenkısadönemiçinde tutsak kalmış; Hazine-Merkez Bankası ilişkıleri ve kur faiz arbıtrajı gibi konular ekonomik yönetimin gündemını aşağı yukan tümüyle oluşturur hale gelmiştir. (.6)- Kaynak tahsısinde gözlenen bu dönüşümler, bölüşüm dınamiklerinde, toplumsal yapıda, * devletmekanızmasmdave değer yargılannda bir dizi olumsuz sonuca yplaçmıştır: Üretkenemeğe verilen değer aşmmıştır. Salt rantpaylaşımv ile daha da güçlenen parazıtbirkesim çok etkili birhale gelmiştir. Bu kesim devlet üzenndeki nüfuzunu kullanarak fınans politikalannı kalkınma ve istikrar amaçlanndan saptırmaktadır. Tüm toplum kesimlenndenözven ısteyen siy asal iktidar, vergi alacağı gruplara faiz gelin dağıtır duruma gelmiştir. Siyasi kadrolarla işçevreleri arasında doğrudançıkar ilişkileriartmış; bu ilişkileryeni rantbiçimleri oluşturarak devlet mekanizmasmın yozlaşmasına katkı yapmışür. Budönüşümler devletinpoütika belirleme ve uygulama gücünü zayıflatmışür. Sonuçta ortayaçıkan ahlakiçürüme CumhuriyetTürkiyesi'nin geleceğini ciddi biçimde tehditeden tepkisel akımlara yol açmaktadır. SİRECEK (. Akbank, 'Türkiye'nin eniyisi'seçjldi • Euromoney dergisininher yıl yaptığı "Dünyanınen büyük 500bankası" sıralamasında, Akbank sürekli olarakyer ahyor. Ekonomi Servisi - Türkiye'- nin en iyı bankası. Euromo- ney dergisine göre Akbank. Dünyanın önde gelen ekono- mik yaymı Euromoney Der- gi'sı, temmuz 1994 sayısında dünyanın ve ülkelerin en iyi bankalannı açıkladı. Banka- lann bilanço rakamlan yanı sıra; yönetim tarzı, istikran. fırsatçüığı iyi değerlendırme vb. gibi niteliksel unsurlara göre yapılan değerlendirmede Akbank Türkiye'nin en iyi bankası secüdi. Euro- money ülkelerin en iyi bankalan seçımine 1993 yılında başlamıştı. Ge- çen yıl yapılan ilk değer- lendırmede de Akbank yine Türkiye'nin en iyi bankası seçilmişti. Euromoney dergisinin her yılyaptığı "Dünyanm en büyük 500 bankası" sıralamasında, Akbank sürekli olarak yer al- makta. Haziran 1994'te ya- pılan değerlendirmede, Ak- bank dünyanm en büyük beş- yüz bankası arasında yer aldığı gibı, Dünya'da öz kay- nak verimlililiği en yüksek ikinci banka oldu. Euromoney gibi dünya fı- nans otoritelerince kaynak olarak kullanılan bir dergide. Akbank'ın bu başanyı elde et- mesinin en büyük gerekçele- rinden bin Sabana ailesine ait bu bankanın uyguladığı, ve- rimli yönetim anlayışı. Ünlü Wharton Finans Okulu'nda bile kaynakça olarak gösteri- len Euromoney dergjsi özel- likle Akbank'ın yönetiminde- ki verimliliğe dikkat çekiyor. Rakamlarla Akbank'ın ba- şansım belgeleyen dergi, Ak- bank'ın karlanmn son yıla ka- dar yüzde_28 artmasının altını çiziyor. Ünlü derginin altını çizdiği bir diğer nokta, Ak- bank'ın özvarlık karlılığmda gerçekleşen yüzde 29 oranı- ndaki arüş. Akbank zafer kürsüsünü dünyanın diğer banka- lanyla birlikte paylaşı- yor.Bunlardan bir tanesi dünyanın en prestijli bankası olarak bilinen İsviçreli UBS Bankası. İngiltere'mn Abbey Na- tional, Hong Kong'un Hongkong Bankası Akbank'- ın diğer ülkelerindeki karşılı- klan olarak yer almışlar, dûn- ya ekonotnisinin nabzını elin- de tutan Euromoney dergisi- nin sayfalannda. Akbank'ın bu başanyı elde etmesinin arkasında Türkiye'- de özellikle son zamanlarda gerçekleştirdiği dev aühmlann büyük payı var. 1967 yıhnda Adana'da küçük bir ofıste çalışmasına başlayan Saban- cüar, 1975'lerden beri dünya- mn ilk beşyüz fırması arasında yer abyorlar. Sabana Holding 30 bin personel çahştınyor ve son "dünyada ilk beşyüz fir- ma" sıralamasma göre 249. sı- rada yer ahyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear