25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 22 HAZİRAN1994 ÇARŞAMBA, HABERLER RPli başkana DGM soraşturması • DİY ARBAKIR (AA) - Refâh Partili Bıngöl Belediye Başkanı Selahattın Aydarile MiIIi Gençlik Vakfi Diyarbakır Şube Başkanı Bedn Baran hakkında Diyarbakır DGM tarafından soruşturma açıldı. Müli Gençlik Vakfi tarafindan Diyarbakır'da 12 haziran günü katidığı "Sevgi ve Kardeşlık" konuhı toplantıda konuşmacılardan RP Bıngöl Belediye Başkanı Selahattin Aydar ve Mılli Gençlik Vakfi DiyarbaJar Şube Başkanı Bedri Baran hakkında, haüa sınıfve din, mezhep veya bölge farkı gözeterek kin ve düşmanhğa tahrik ettikleri gerekçesiyle soruşturma başlatıkiı. TCK'nin 312,2. maddesi uyannca Baran ve Aydar ıçin 1 ile 3 yıl araanda degişen hapis oezası isteniyor. RTÜK'teniki programa uyarı •ANKARA (AA) - Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, TRT-1 'de yayımlanan "Gündem" adlı programıran son bölümü ile Kanal-D'de yayımlanan "Kampana" adlı program için uyanda bulundu. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'ndan yapılan yaalı açıklamada, bu uyanya gerekçe olarak, her iki programda da, "kişi ya da kuruluşlan eleştiri sınırian ötesinde ku'çük düşürücü, aşağüayıcı ve ifu'ra niteüğj taşıyan" yayın yasaklanna ilişkın ilkenın ihlal edilmesi gösterüdi. PakdemiPli'ye DYP'den yanıt •ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-ANAP Genel Başkanvekili Ekrem Pakdemırli'nin, hükümeti düşûrmek için D YP ve SHP'den seçilme kaygısı taşımayan 20 milletvekili aradıklan yolundaki açıklamasına, DYP'den ilginç bir yanıt geldi. DYP'nin radikal muhafazakarlanndan İsmail Amasyalı, ANAP'tan 20 milletvekilinin DYP'ye katılması ile SHP'nin devre dışı bırakılması çağnsında bulundu. Demipel'den Rafsancani'ye başsaglığı •ANKARA (AA)- Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Iran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haşimi Rafsancani'ye. İran'ın Meşhed kentinde, lmam Rıza Türbesi'nde meydana gelen patlamada hayatını kaybedenler için başsağbğı diledi. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açüdamaya göre, Cumhurbaşkaru Demirel, Haşimi Rafsancani'ye mesajını bugün telefonla iletti. Koalisyondan 5 bin 987atama • ANKARA (ANKA) - Devlet Bakanı Bekir Sami Daçe, RP Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış'ın "Bugüne kadar, gerek müşterek gerekse Bakanlar Kurulu karan ile DYP - SHP hükümetinin yaptıklan atamalarla" ilgili soru önergesini yanıtlarken şunlan söyledi: -'DYP- SHP hükümetince 20.11.1991 ile 30.04.1994 tarihleri arasında mevzuat gereği müşterek kararla 5 bın 678 kişinin (yurtiçı ve yurtdışına yapılan tayinlerdahil) ve Bakanlar Kurulu karan ile de 309 kişinin alaması yapılmıştır." DYP'deihaleciler tartışması •ANKARA (Cumhuriyet Börosu) -DYP içınde şok yaratan, milletvekillerinın ihale aldıklan ve iş takibi yaptıklan iddialan yann grupta tartışılacak. DYP Isparta Milletvekili Ertekin Durutürk ve arkadaşlan, Bolu Milletvekili Nazmi Çiioğlu'nun gündeme getirdiği. 'milletvekillerinin ihaleleler ve iş takipleri yoluyla zengin oldukJan' iddialan ile ilgili genel görüşme yapılması için imza topladılar. Başbakanın konunun incelenmesi için özel bir komisyon oluşturduğunun anımsatılmasına karşın bu konudaki önergesini geri çekmeyen Durutürk, 50 imza topladı. ANILARDA MEMLEKET Sabahattin Kömürcüoğlu'nun şiirleri 34UFL54plakabşirket otomuzun nıhsatı kaybolmuştur. Hükümsüzdür. HESMAKBÜROMAK TİC.A.Ş. Üreticiköylününkooperatifi, SEKişçileri ve bayilerkooperatifiSEK'e talip. Ama...Özelleştirüen SEK'eyenidenözelleştirme rılan hikayesine dön- müş özelleştirme ihale- lennden daha ilki ilan edildiğinde Kırklareb'- nin süt üreticisi köylü- leri, İstanbul Süt Fab- rikası'nın işçıleri. İstanbul'a SEK sütü- nü dağıtan Sütko kooperatifınin üyeleri güldüler. Kırklareli Köy Koop Başkanı Erdoğan Kantürer hem güldü hem sor- du: - Biı bu İstanbul SEK'i özelleştirdiy- dik zaten. Şimdi bu ne oluyor, özelleştir- menin özelkştirmesi mi? Kantürer, deneyimli bir kooperatifçi. 12 Eylül öncesinde ve sonrasında (arada uzunca bir süre Mamak'ta zorunlu misafirlik var) Trakya'da üretıci köylü- nün demokratik örgütlenmesinde hep etkin olmuş. Onun biraz şakayla, biraz da kederle sorduğu sorunun yanıtı SEK'in özelleştirme öyküsünde yatıyor. Bu öykü 1994 yılında artık tüm ülîceyi sarmış "özelleştjnne saplanttsı"nın, söz- konusu olanın ekonomık bir model de- ğil, kamu mülkiyeünın her türünü doğ- madan boğmayı, doğmuşun canjnı al- mayı amaçlayan ideolojik bir saldın olduğunu apaçık sergili- yor. Aynca bu dizi yaanın ana başhğını oluşturan "Kamu mülkü haraç mezat" vurgumu- zun, gerçeği nasıl da doğru yansıttıgını gösteriyor. Özelleştirmeyi savunanlar Türkiye Süt Endüstrisi Kuru- mu'nu (TSEK) "perişan bir KÎT" olarak tanımlıyorlar. Bu saptama büyük ölçüde doğru. 1990'dan sonra itildiği faiz ba- tağında SEK'in durumu ger- çekten de perişan. Ülkenin çe- şitli köşelerine yayılmış 32 fab- nkası var. Toplam 1075 do- layında da işçısi. İşletmelerinin çoğu ne süt toplayabihyor ne de topladığı sütü ışleyip peyni- re, yoğurda. dayanıklı süte dö- nüştürebiliyor. Yanı gerçekten de perişan. Bu "perişaıuık"ın düzeltilmesi zorunlu. Hayır, salt ekonomik açıdan değil. SEK'in. süt gibi en temel besı- ne dayanan bir pazann düzen- leyici gücü olduğu için. özelleştirme yandaşlannın tezlerini savunurken en sık kul- landıklan sloganı hatırlayınız: Devlet sütçülük yapar mı? Yapmaz tabıi. Yapmamalı da. Biz SEK'in özelleşürilmesi tartışmasında devletin sütçü- lük yapmasını değil. ama süt sanayiinın çağdaş örgütlenme- sini ve kamu çıkan gözetilerek düzen- lenmesini tartışmak istiyoruz. Yaklaşık 9 milyon tonluk bir yıllık üretim kapasitesi olan bu en temel besin endüstrisinin tekelciüğe yol açacağj şimdiden bellı bir özelleştirme operas- yonuyla başıboş bırakılmasını savun- mak sanınz mümkün değil. Üstelik gö- zümüzün önünde neredeyse kusursuz işleyen bir örnek var: Kooperatifçilik!.. Biraz geriye dönelım. Tuhaf bir bûrokrat Bundan dört yıl kadar önce TSEK'in başında Erdal Güven vardı. Tuhaf bir bûrokrat Erdal Güven. Sanıyoruz şim- dilerde Köytür'ün başında tuhafbklan- na devam edıyor. Erdal Güven SEK'in başındayken sütler üretıcı köylülerden SEK'e ait kamyonlarla, SEİC'ın me- mur-şoförleri aracılığıyla toplanıyor (bazen de memur-şoförler köy kahve- sınde pişpiriğe dalı- nca pek de topla- namıyor), getirip SEK tesislerine dö- külüyordu. Orada süt sterilize ediliyor, ya bildiğimiz içecek süte ya da peynire, yoğurda. tereyağı- na dönüştürülüyor ve gene SEK'e aıt kamyonlan süren memur-şoförlerle süt bayilenne, ma- halle bakkallanna, market, süper mar- ket ve hiper market- leredağıtıLyordu... Süt gibi toplanıp, işlenip, dağıtı- lmasında günlerin değil, saatlerin önemli olduğu bir sanayide, bü yo- ğunlukta bir "dev- letçilik"in sonucu- nu kestırmek zor ol- masa gerek. Bu hantallığa fena hal- de bozulan süt, sık sık bozuluyor, bo- zulunca da dökü- lüyordu. Gerçekten ve besbelli kı devlet sütçülük yapma- malıydı. Ancak SEK'in başındaki tuhaf bû- rokrat ve İstanbul SEK Fabrikası'nın başındaki bir başka "tuhaf" bürokrat Metin Karabacak, özeUeştirmeden değil genelleştinneden yanaydılar. İstanbul SEK Fabrikası çevresinde bir deneme başlatıldı. İlkın SEK'in İstanbul Fabrikası'nın işlediği sütün büyük bölümünü sağlayan Kırklareli süt üreticilerinin çoğunluğunun bağb olduğu Köy Koop yöneticilerini çağırdılar. Onlara Kırklarelili üreticinin sütünü toplayıp, soğutuculu merkezler- de biriktirip, kalite ve sağlık analizlerini yapünp istanbul SEK fabrikasına ulaşürmayı üstlenip üstlenemeyecekle- rini sordular. Yanıt olumluydu. Kamyonlar, Köy Koop Kırklareli Birliği'ne kiralandı. Birliğe bağlı birim kooperatiflenn bulunduğu 32 köye süt- lerin toplanacağı tanklaryerleştiriJdi. Devlet, sütün toplanması sürecinden elini tümüyle çekmişti. "Tuhar bürokrat, bu kez de SEK İs- tanbul Fabrikası'nda üretilen sütleri sa- tan süt bayileri ile masaya oturdu. On- lardan SEK fabrikasmda üretilen süt ve süt ürünlerini tüketiciye kadar ulaştıra- cak bir örgütlenme kurmalan istendi. Birkooperatifoluştu: Sütko. Sabahala- casında SEK İstanbul Fabrikası'nın önünde Sütko'nun kamyonlan sıraya giriyor ve en geç saat 06.00'da son kam- yon taze süt, dayanıklı süt. kakaolu süt, çilekli süt, aromalı süt, beyazpeynir, ka- şar peyniri, yoğurt, tereyağı kohleriyle yüklü olarak fabrikanın kapısından aynlıyor ve kentteki 16.000 süt satış noktasına (bakkal, bayi, kantin, büfe. aylarda ödemek üzere bir taksitlendırme istenmektey- di. Buna karşılık özel sektör- den tüm SEK'i içeren bir teklif çıkmadı. 33 işletme için 33 ayn teklif verildi. Toplamı 1 trilyon 37 milyar 630 milyon lira tutuyordu. SEK'in özelleştirilmesi sü- recinde bugün tam bu nok- tadayız. İhaleye katılan ve "en yüksek fiyatı verenler" belli. Şimdi karan KOİ vere- cek. Ârdından sıra bir ka- nadını sosyal demokratiann oluşturduğu hükümete gele- cek. Bu yaa dizisi özelleştirmeye "aykırı" bir açıdan bakarak hazırlandı. Ama temel olarak da özelleştirme ko- nusuyla sınırlı. O yüzden okuyucuyu Türkiye'deki süt üretimi ve SEK'in özelleştirümesinin aynntılan ileyormak niyetinde değiliz. Buna rağmen ekono- mik bakımdan çok daha önemli KİT- ler dururken biz bu yayının bir gününü SEK'e ayırmayı yeğledik. Çünkü SEK özeileştirmesi, bu yazı dizisinin başı- Bu dört marka sütün tek farkı var: Fiyatlan Bu sütler İstanbuTda 21 haziran günü ph asadan satın almdı. Birer litrelik. uzun ömürlü pastörize içme sütü bunlar. Üçü özel sektör ürünü. Birinin fiyatı 20 bin lira, birinin 28 bin, birinin de 25 bin. SEK sütünün litresi ise 17 bin lira. Oysa hepsi de sütü üreticiden 4 bin lira> a alıyorlar. Ayrımsız hepsinin aldığı sütün litresi için devlet üreticiye 2 bin lira teşvik primi ödüyor. Buna rağmen fi\ atlar farklı. 3 bin liralık ekmek için insanların ku> ruğa girdiği bir ülkede bu fark gözden uzak tutulabilir mi ? market, okul, hastane) SEK sütlerini ulaştınyordu. Devlet sütün dağıtımı- ndan da elinı tümüyle çekmişti. Sütko'nun genç başkanı Hayn Erkan gülüyor: "Abi" dıvor."Biz İstanbul'da SEK'in zaten üçte ikisini özelleştirdik..." Sütko başkanının hesabına göre gen- ye sütün işlenmesi denen üçte birlik bö- lüm kalmışü. SEK, önceleri özelleştir- me programında yer almamışken. apar topar ve anlaşılmaz bir öncelıkle özel- leştirme kapsamına alınınca sütü topla- yan Köy Koop Trakya Birliği, sütü işle- yen SEK fabrikası işçilerinin örgütü Özgıda İş Sendikası ve sütü dağıtan Süt- ko Kooperatifi bir araya geldiler ve bir "ortak girişim" oluşturdular. Ortak giri- şim salt SEK'in İstanbul Fabrikası'na değil, özelleştirilmek üzere satışa çıkan- lan tüm SEK'e talip oldu. Daha önce iki kez ihaleye çıkanlan ve bir türlü satılamayan SEK'in üçüncü ihalesınde özel sektör kuruluşlannın ndan beri vurguladığımız kamu mülkı- yetine jönelik ideolojik saldınya ve kamu mahnın "haraç mezat" elden çı- kanlmasına çarpıa bir örnek. Kamu mülkiyetıni devlet mülkiyetine ındırgemek, sorunu sığlaştırmak. yalın- katlaştırmakür. Kooperatif mülkiyet, kamu mülkıyetmin çok daha ilginç ve demokratik biçimlerinden biridir. Tıpkı yerel yönetimler mülkıyetı. sendikal mülkiyet biçimlen gibi. Ve İstanbul Süt Fabrikası merkezinde örgütlenen sütün üretiminden toplanmasına. ışlenmesin- den dağıtımına kadar uzanan süreçte tıkır tıkır işleyen bir kooperatif mülki- yet biçimi başanlı (altını çizelım: Ba- şanlı) bir örnek olarak karşımızda. Burada sözünü ettığimiz "başarf'nın göstergelenni sıralavahm: • Urerici köylü, süt paralarını bek- lemeden kooperatifinden alıyor. Özel sektörde ise günlerce, haftalarca bekle- mek zorunda kaJnor. (Geçen günlerde Erdoğan Kantâre (Köy Koop Ktrklareli Başkam) Hayri Erkan (Sütko Süt Bayileri Kooperatifi Başkanı) "Verin SEKH, halka ucuzsüt içirelim" Üreticinin temsilcisi Kantüre ile dağıtıcmm temsilcisiErkan aynı görüşte:" VerinSEICiiiretidlere, işçUere, dağrtıalara hem ucuza süt içirelimhalkahemfabrikaları karh işkteBm." Gerçekten de üreticiköytüden sütiitı topkmmasında KırklareliKöy Koop 'un ve işlenmişsütün tüketiciye ulaştırılmasında İstanbul Süt BayileriKooperatifi, Sütko özelleştirmeyandaslarım yeniden düşünmeye zorlayacak kadar ilginç birörnek veriyorlar. Kamu mülkiyetinisali devlet mülkiyetine indirgeyengörüşkr için de Köy Koop ve ve Sütko örnekleri önem taşıyor. kadar güçlü, yaygın ve konulannın uz- manı. (Sütko'nun gencecik başkanı, "Ben 16 yüdır süt işinin içindeyim ağa- bey" diyor. "Ben bu işi bilirim. Hem de iyi bijirim"). • istanbul'da oturanlar, en temel be- sin sütü, SEK sayesinde ucuza içiyorlar. Yazıyı sayılara boğmamak için tek bir örnek seçelim: Dayanıklı sütün litresini özel sektör kuruluşları 25.000 hatta 28.000 liradan satıyorlar. Fiyat indirmek zorunda kalanları dine ûnana getiren ise SEK. Çünkü daya- nıklı SEK sütünün litresi 17.000 lira. Üç bin liralık ekmek için insanların kuyruklara girdiği İstanbul'da litfede 11.000 lira- ya taran fark küçümsenebilir mi? • Devlet süt üretimini özendirmek için üretici köylü- ye litre başına 2.000 lira prim ödüyor. SEK ve öteki mandra- lar sütün litresine ortalama 4 bın lira ödüyorlar. Böylece üreticinin eline bir litre süt için 6.000 lira geçıyor. Bu bir süb- vansıyon. Köy Koop'un baş- kanı Erdoğan Kantürer, "Za- ten son zamanlarda özendirme primi ödemeleri yapılamıjor. De\lette para kalmadı anlaşı- lan. Kaldırsınlar primi, sütün litresini 6.000 liradan satalım" divor. Devletin özendirme pn- mi özel sektörün ışine yanyor. Bir anlamda sütü litrede 2.000 üra ucuza alıyorlar. Sütko'nun başkanı Hayri Erkan da, İstanbul Sül Fabrikası'nın - devlet memuru olduğu için- adını açıklayamayan bir yöne- tıcisi de sanki sözleşmişler gibi sorumuzu aynı cümlelerle yanıtbyorlar: - Hodri meydan. Biz sütün lit- resini 6.000 liradan da alırız ve sütü gene tüketiciye 17.000 lira- ya veririz. Hodri meydan!.. Bu İstanbul-Trakya eksenli "örnek" karşımızda dururken SEK kuruluşlan tek tek ve her bın en fazla fiyat verene satılıyor. Bunlar arasında İstanbul Süt Fabrikası'na 520 milyar lira öneren Koç Grubu'na bağlı Tat Konserve gibi ciddi kuruluşlar, İzmir Süt Fabrikası'na 350 milyar lira öneren Tekfen Grubu'na bağlı Mis Süt. Havsa fabrikasına 14 milyar ile talip olan Tikveşli gibi işi süt işleme olan ve adı ünü duyulmuş şirket- ler var. Ama 33 SEK ışletmesine teklif verenler arasında sütü bugüne dek bar- dakta görmüş, yoğurdu bakkaldan almış ınşaat müteahhitleri. otomobil pazarlamaalan da var. Bunlardan bir- bölümüne telefonla ulaştık. Birinin yanıtı pek anlamlı. Bize aynen şöyle dedi: - Ben ne sötten anlanm gardaşım ne de süt içerim. Arsasına verdik işte bir fiyat. Kısmetse aJacağız... Kısmettir inşal- lah... Özel teşebbüsün, hadı moda deyimi kullanalım, serbest pi> asa ekonomisi- nin anayurtlannda süt sanayiinin du- rumu nıcedir acep... dedik ve bi- raz kitap kanştır- dık. Buyrun: (Birilerinin ikinci vatanı) ABD dahil 18 gelişmiş ülkede sütçülük koopera- tiflerinin süt topla- mada payı yüzde 88, süt işlemede yüzde 63, terevağı üretiminde yüzde 87, peynircilikte vüzde 70. Tek tek ülkelere bakıldığı- nda üretilen sütün Hollanda'da yüzde 91'i. Almanya'da yüzde 79"u, Norveç ve İsveç'te yüzde 100'ü kooperatif- lerden geçiyor. Türkiye'de bu oran (sıkı durun) yanı ara "Ortak Girişim"in de önerileri görüşüldü ve... kabul edilmedı. Kamu Ortaklığı İdaresı (KOİ) soğuk bir ban- kaa mantığıyla önerileri değerlendir- mişti. Süt üreticisi köylünün. süt işleyen iş- çinin ve sütü dağıtan kooperatifin öne- risi, tüm SEK işletmelerine toplam 1 trilyon 254 milyar 10 milyon 450 bin lira veriyordu. Bunun yıizde 25'ine peşin, geri kalanına ise satışı izleyen 12. ve 24. süt paralannı alamadığı için sızlanan Trakyalı köylülere özel sektörün anlı şanlı bir sütfirmasınınverdiği yanıt pek anlamlı: Bekleveceksiniz. Paraları repo- ya yatırdık. Repo çözülsün, öderiz...) • İstanbul gıbı dev bir süt tüketım merkezinde 16 bin noktaya SEK sütünü ve süt ürünlerinı ulaştıran Sütko, bir ko- operatif örgütlenme. Eşit hakb koope- ratif üyeleri, süt dağıtımında her türlü tekelleşme eğilimini doğmadan kıracak sadece yüzde 3. Şimdi bu tabloya baktıktan. Köy Koop Trakya Bir- hği'nden İstanbul SEK Fabrikası'na ve Sütko kooperati- fine kadar uzanan tıkır tıkır işleyen çarkı gördükten sonra SEK'i özelleştir- me inadıyla otomobil galerisi işletenle- re. yap-satçı inşaat müteahhitlenne ha- raç mezat satanlara „ dersek haksızlık mı etmiş olacağız? YARIN: Ortnanı bir keder... bastı İddlaname mofıkemede DEFKlerin idamıistendiANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesı (DGM) Başsavcılığı, TBMM'de dokunulmazlıklan kaldınldıktan sonra gözaltına alınarak tutuklanan DEP milletvekilleriyleılgili iddianamesini tamamladı. İddianamede. "terörist" olarak nitelendirilen DEP'lilerin.TürkCeza Kanunu'nun 125. maddesi uyannca idam cezasına çarptınlmalan istendi. DGM Başsavcısı Nusret Demıral v e yardımcılan tarafindan yaklaşık 3.5 aylık sürede hazırlanan yaklaşık 400 sayfalık DEP ıddianamesı. dünDGM Başkanlığı'na sunuldu. Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan. kapatılan DEP Genel Başkanı Hatip Dicle, DEP kökenli milletvekilleri Leyla Zana, Orhan Doğan, Sırn Sakık, Ahmet Türk ve bağımsız milletvekili Mahmut Alınak'ı kapsadığı bıldirilen iddianamede milletvekilleri. "PKK'nın siyasi kanadı altında faaliyet göstermekle" suçlandı. Edınılenbilgiyegöre ıddianemede DEP'lilerin milletvekili seçilmeden önceki yaşamlan ve PKK ile bulunduğu savlanan ilişkilenne aynntılı bıçimde yer verildi. Milli İstihbarat Teşkilaü (MİT) ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nden gönderilen belge ve bilgiler, iddianamede kanıt olarak gösterildi. DEP'lilerin PKK ile ilışkılerinin video kasetler ve fotoğraflarla desteklendıği iddianamede. bazı milletvekilleri ile ilgili şu iddialann yer aldığı öğrenildi: Leyla Zana: DYP Şanlıurfa • Milletvekili ve korucubaşı Bucak Aşiretı reısi Sedat Bucak'la yaptığı üç ayn görüşme. Zana'nın bu görüşmelerde, Bucak'tan, • PKK'nin Siverek ve Hilvan • ilçelerine girmesine izın vermelerinı ıstediği, Siverek'in AbdullahÖcalan'ın memleketi olması nedeniyle, örgüt ıçin çok önemb olduğu, • aynca kendisini Öcalan'la görüştürebileceğıni > söv lemekle suglanıyor. - Abdullah Öcalan'la yaptığı' telefon görüşmesinde f Öcalan'a "başkanım" diye hitap etmesi. - Milletvekili seçilmeden önce PKK'nin Bekaa kampına katılması. Hatip Dicle: Mardın'in ; Derik ilçesi Metinen Aşireti ' lideriyle görüşerek koruculuğu bırakmalannı istemek. - Milletvekili seçilmeden önce seminerlerdüzenleyerek PKK'ye militan kazandırmak.' Orhan Doğan: Evinde PKK, militanı banndırmak ve bu mılitanın tedavı masraflannı devlete ödettirmek. - TBMM lojmanlanndaki evinde PKK'ye katılacak sempatizanlan banndırmak. ' DEP'lilerlüuslararası kampanyabaşlattı ERGÜNAKSOY ANKARA - DEP'i Avrupa'da yaşatma karan alan DEP kökenli bağımsız milletvekilleri, uluslararası destek sağlamak amacıyla. aralannda devlet başkanlannın da bulunduğu bineyakın politıkacı ve diplomata gönderilmek üzere mektup hazırladılar. Adıyaman Milletvekili Mahmut Kılınç. mektup gönderilecek isimler arasında ABD. Fransa, İngiltere. Almanya, Rusya. Çin. Güney Afrika devlet başkanlan v e BM Genel Sekreteri Butros Gali'run de bulunduğunu. metinlerde, kapatılan Halkın Emek Partisi (HEP) ve DEP'le lgili gelişmelerin anlatıldığını söyledi. 13 milletvekilinin durumuyla ilgili Avrupa İnsan Haklan Komisyonu'na başvuruyu da Fransa eski Dışişleri Bakanı Roland Dumas'ın yapacağı bıldırildı. Anayasa Mahkernesı'nın TBMM üyelıklerinın dev am etmesine karar verdiği DEPve HEP kökenli 4 milletvekili ise istifa ıçin bir süre bekle> eceklerini açıkladılar. Bu milletv ekilien önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı ve siyasi parti liderleny le görüşeceklerini de bildirdiler Anayasa Mahkemesfnın DEP'i kapatma karanndan birgün önce Brüksel'e gıden DEP kökenli bağımsız milletvekıllen Remzi Kartal, Mahmut Kılınç, Zübeyir Aydar, Nizamettin Toğuç, Naif Güneşile Mardm Milletvekili AIi Yiğit'in, diplomatik ginşımlenni yoğunlaştırdıklan bıldınldi. Milletvekillerinin tüm Avrupa'yı dolaşarak "haklılıklarını kamtlamaya" çalışacaklan kaydedildı. Mektup gönderilecek dev let adamlan arasında. Bill Clinton, John Major, Hebnut Kohl, FrancoisMitterrand, Boris \eltsin, Nelson Mandela ile Çin Başbakaru Li Peng ve Kürt sorunuyla yakından ilgilenen ABD Başkan Yardımcısı AI Gore da bulunuvor. ' DEFliler Mectis'ten gözjttttısızçıktı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- DEP'ın kapatılmasından sonra DGM Başsav cısı Nusret Demiralın "gözaltı emri" verdiği iki mılletvekıb. gecevi TBMM'de geçirdikten sonra dün Meclıs'ten aynlarak cezaevındeki arkadaşlannı zıyaret ettiler. Demiral'ın talimatına karşın. Meclis çıkışında ve cezaevini zıyaret sırasında gözaltına alınmay an DEP kökenli bağımsız milletv ekilleri Seîim Sadak ve Sedat Yurtdaş. daha sonra TBMM lojmanlanndaki evlerine döndüler. Sadak ve Yurtdaş. dün TBMM Başkanvekili Kamer Genç'ten "Milletvekilliği srfatınız süriiv or. Normal y aşantınızı sürdürebilirsiniz. Sizi kimse gözaltına alamaz" güvencesini aldıktan sonra ögle saatlerinde Ankara Merkez Kapalı CezaevTnde tutuklu bulunan mılletvekıb arkadaşlan Hatip Dicle, Ahmet Türk, Leyla Zana, Sun Sakık, Orhan Doğan ve Şırnak Milletvekili Mahmut Ahnak'ı ziv aret ettiler. Cezaevi çıkışında gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Yurtdaş, Anayasa Mahkemesi'nın gerekçeb karan ya>ımlanana kadar milletv ekilliği sıfatlannın sürdüğünedikkatçekerek, bu uygulamanın cezaevindeki arkadaşlan ıçin de geçerü obnası gerektiğini savundu. Milletvekilleri daha sonra yine basın mensuplannın eşliğinde Oran Sitesi'ndeki mılletvekiü lojmanlanna döndüler. Baykal'dan DGM Ba$sawcısı'na: AyşegülTedmer'ehoşgörü 2 DEFliye gösterilmediANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel' Başkanı Deniz Baykal "DGM Başsavcılığı'mn, Ayşegül Tecimer olayında gösterdiği hoşgörüyü, Türkiv e'den çıkrnav ı reddeden, Türk mahkemelerinin \ereceği karan kabullenen iki milletvekilinin gözaltına alınması sırasında göstermemesi. kamuoyu vicdanında yerini almıştır" dedi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, iki milletvekilinin, güvenbk güçlennin gözaltına alma karan karşısında TBMM çatısı altına sığındığını. böyle bir tabloya hiçbir hukuk düzeninde rastlamanın mümkün olmadığını söyledi. Milletvekillen Selim Sadak ile Sedat Yurttaş'ın gözaltına \ abnmalan tartışmasında, DGM Başsavcısı, TBMM Başkanı ve Ankara Emniyet Müdürü'nün bulunduğunu, ancak hükümetin yer almadığını öne süren Baykal, "Hükümet nerede" diye sordu. Baykal. hükümetin bir an önce sorumluluğunu üstlenip, tavnnı açıkça ortaya koyması gerektiğini söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear